27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 21 Eylül 2017 2 Unutmayın, önlenebilir haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ALZHEİMER: 4 Zeytinyağı koruyor 4 Yürüyüş riski azaltıyor 4 Yalnızlık iyi gelmiyor 65 yaş üstü insanların yüzde 5’ini etkisi altına alan, 85 yaş üzeri kişilerin ise yüzde 30 ila yüzde 50’si ni etkileyen demans hastalıkları ve bu has talıkların en sık görüleni Alzheimer, top lum sağlığı için önemli bir tehdit. Ülkemiz de 600 bine yakın Alzheimer hastası bulunuyor. Hastala rın 3040 bini ise 65 yaş ön cesi başlayan genç hasta. Ya pılan yeni araştırmalara göre, Alzheimer hastalığında yeni SİBEL BAHÇETEPE risk faktörlerine işitme kaybı ve yalnızlık da eklenirken; zeytinyağının da hastalıktan koruduğu ortaya çıktı. Dünyadaki 46.8 mil yon Alzheimer hastasının sayısının 20 yıl içinde yaklaşık iki katına çıkarak 2030’da 74.7 milyona, 2050’de ise 131.5 milyona ulaşması bekleniyor. Türkiye Alzheimer Derneği, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü nedeniyle dün bir toplantı düzenledi. UYKU APNESİ ÖNEMLİ Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Başar Bilgiç, “Uyku apnesinin (uykuda kısa süreli solunum durmaları) olan kişilerin uyku merkezlerine başvurması Alzheimer ile savaşta alınabilecek önlemlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan MR kullanılarak yapılan beyin görüntülemelerinde günlük yürüyüş yapan sağlıklı yaşlıların beyinlerinde Alzheimer ile ilişkili bağlantı bozukluklarının engellendiği gösterildi” diyor. ‘Ölümler arttı’ Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Alzheimer hastalığının meme kanseri ve prostat kanserinin toplamından daha fazla kişinin ölmesine neden olduğunu vurgulayarak “Alzheimer hastalığından ölümler yüzde 89 arttı ve bugün her 3 yaşlıdan biri maalesef demans nedeniyle hayatını kaybediyor. Her 5 Alzheimer hasta yakınından birinin en az hastası kadar yaşlı. Alzheimer hastalığı hakkında farkındalık yaratmak önemli” dedi. Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Başar Bilgiç ise yapılan birçok çalışmada Akdeniz tipi diyetle beslenenlerde demans riskinin azaldığını belirterek “Bu yıl 6 bin yaşlı ile yapılan yeni bir çalışmada Akdeniz tipi diyetle beslenmenin yaşlılarda zihinsel bozukluk gelişme riskini yüzde 3035 arasında azalttığı gösterildi. Bu diyetin ana unsuru olan zeytinyağının bu olumlu etkinin arkasındaki neden olabileceği öne sürülse de bu konuda kesin bir kanıt yoktu. Zeytinyağı ile beslenen hayvanların beyni Alzheimer hastalığında biriken maddelere ve zararlı süreçlere karşı çok daha dirençli bir şekilde savaşabiliyor. Bu çalışmada dikkat edilmesi gereken noktalardan biri ise zeytinyağının tipi. ‘Natürel sızma’ denen rafine olmayan ve bekletilmeyen zeytinlerden sıkılan zeytinyağıyla bu olumlu sonuçlar elde edilebiliyor” diye konuştu. DEMANSTA YAŞ DÜŞÜYOR 10 belirtiye dikkat Prof. Dr. Haşmet Hanağası ise demans hastalıklarının artık daha genç yaşlarda görülmeye başladığını kaydederek şöyle devam etti: “Türkiye’de 3040 bin arası genç başlangıçlı demans hastası bulunduğu düşünülmektedir. Bu hasta grubunun erkenden tanınıp hızlıca uygun yaklaşımda 4 Günlük hayatı bozan unutkanlıklar (eşyayı kaybetme, aynı şeyleri tekrar anlatma) 4 Hesap yapma ve hayatı planlamada zorluk 4 Zaman ve yerleri karıştırma 4 Günlük hayatı yürütememe, basit işleri dahi yapamama 4 Huy, davranış değişiklikleri 4 Olayları değerlendirmede ve anlamada zorluk, pratik düşünememe 4 Kelime bulma, konuşma ve yazmada zorluk 4 Sosyal hayattan geri çekilme, içe kapanma 4 Yön bulmada zorlanma ve kaybolma 4 Muhakeme gücünü kaybetme bulunmak büyük önem taşır. Ayrıca çok yakında yapılan, uluslararası uzmanlardan oluşan bir komisyonun çalışmasında demansların 1/3’ünün önlenebileceği bildirilmiştir. Risk faktörleri arasında hipertansiyon, obezite, işitme kaybı, depresyon, diyabet, fiziksel hareketsizlik, sigara içme, sosyal izolasyon gibi nedenler geliyor. Risk faktörleri kontrol altına alındığında demans sıklığı yıllarca geciktirilebilir.” TÜM GÜN FAAL OLACAK Kadıköy’de Alzheimer merkezi açılıyor Kadıköy Belediyesi, Alzheimer hastalarının sosyal yaşama katılmalarını sağlayacak yeni bir projeyi hayata geçiriyor. Yapımına geçtiğimiz yıl başlanan Alzheimer Merkezi ve Sosyal Yaşam Evi, bugün Dünya Alzheimer Günü’nde hizmete açılıyor. 19 Mayıs Mahallesi’nde yapılan 2 katlı binanın ilk katında Alzheimer hastalarına hizmet verilirken ikinci katı ise Sosyal Yaşam Evi olarak kullanılacak. Alzheimer hastalarının tüm gün yararlanacağı merkezde hastaları yaşama bağlamak, yaşam enerjisi vermek, günlük yaşam faaliyetlerini keyifli geçirmelerini sağlamak ve zihinsel rehabilitasyon çalışmalarıyla, hastalığın evre atlamasını geciktirmek amaçlanıyor. 1 ve 2. evre hastalar için Merkezden hizmet alabilmek için hastanın Alzheimer hastalığı olduğunu gösteren tıbbi belgesinin olması, Kadıköy’de ikamet etmesi ve hastalığın 1 veya 2. evresinde olması gerekiyor. Merkezde, hasta yakınları için rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilecek, eğitimler ve seminerlerle hasta yakınlarına destek olunacak. Binanın birinci katında yer alacak Sosyal Yaşam Evi’nde ise 65 yaş ve üzerindeki yurttaşların aktif ve sağlıklı yaş almalarına yardımcı olmak için koruyucu, önleyici ve destekleyici hizmetler sunuluyor. l Haber Merkezi Sağ iktidarlar, askeri darbeler ve üniversiteler Türkiye çeşitli bilim alanlarında dünya çapında sesini duyurabilmiş bir ülkedir. Aziz Sancar bunun en güzel örneğidir. Onun Sosyal Bilimler’deki bir benzeri, Sosyal Psikoloji alanında dünya çapında katkıları olan Muzaffer Şerif’tir. Elbette tarih alanında Halil İnalcık gibi muhteşem bir abideyi anmamak Türkiye’deki sosyal bilimlere haksızlık olur. Aslında Pertev Naili Boratav’dan Niyazi Berkes’e, İlhan Başgöz’den Kemal Karpat’a kadar pek çok Türk kökenli bilimci, dünya çapında başarılara imza atmışlardır. Ama saydığım bütün bu isimlerin ortak bir yanı olduğuna dikkatinizi çekmek isterim: Hepsi, katkılarını, ancak yurtdışındaki üniversitelerde yapabilmişlerdir. Bir bölümü zaten bu ülkede barınamadığı için yurtdışına gitmek zorunda kalmıştır! HHH Çok Partili Rejim’e geçildikten sonra siyasal iktidarlar ve askeri darbeler, sürekli olarak üniversiteleri kendi siyasal ve ideolojik denetimleri altına almak istemişler ve bu nedenle bilimin gelişmesini engellemişlerdir: Bilim, birikimdir... Özellikle Sosyal Bilimler, keşif ve icatlara değil, bütünüyle birikim üzerine dayalıdır. İşte Türkiye’yi yöneten sağ siyasal iktidarlar ve askeri darbeler, hemen hemen her on yılda bir üniversitelerde oluşan bilimsel birikimi tırpanlamış, ülkedeki Sosyal Bilimlerin gelişmesine ket vurmuşlardır. HHH İşin bir başka yönü daha var: Amerikalı yazar Stephen Kinzer’in belirttiği gibi, Türkiye’den çok başarılı bilim insanları, doktorlar, mühendisler çıkmaktadır ama nüfusun en kalitesiz kesimi politikacı olmakta ve ülkeyi çok kötü yönetmektedir. HHH 12 Mart 1971 Askeri Darbesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde yeşeren Sosyal Bilim filizlerini biçti! SBF ve ODTÜ’deki baskı ve zulüm örnekleri, bu konularda pek çok anı, araştırma ve yayın yapıldığı için kamuoyunda iyi bilinir! Hacettepe örneği pek bilinmez: Nusret Fişek, Bozkurt Güvenç ve benim öncülüğümde Hacettepe’de toplanan Ahmet Taner Kışlalı, Artun Ünsal, Hamit Fişek, Yılmaz Esmer, Oya Sencer (Baydar), Sevil Atauz, Ünal Nalbantoğlu gibi isimlerden oluşan bir grup genç ve yetenekli Sosyal Bilimci, 12 Mart 1971 darbesinden sonra darmadağın edildi! (Ama hepsi o kadar değerliydiler ki, sonradan hepsi yine çok başarılı ve ünlü oldu.) HHH 1973 seçimlerinden sonra, Ecevit’in Başbakan olmasıyla üniversitelerde yeniden bir toparlanma dönemi başladı. Ben de bu arada, kendisini tebrik için Başbakanlığa giden Doğramacı’ya Ecevit’in “Sizin orada genç ve değerli bir bilimadamı var, Emre Kongar” diye beni övmesi üzerine, Doğramacı’nın telaşlı davetiyle Hacettepe’ye geri döndüm. Şerif Mardin’in Said Nursi çalışması bu dönemde şekillenmeye başlamıştı! Tam üniversiteler yeniden toparlanıyordu ki, 12 Eylül 1980 darbesi geldi ve askeri baskı bütün ağırlığıyla Sosyal Bilimlerin ve Sosyal Bilimcilerin üzerine yeniden çöktü! (“Tam üniversiteler yeniden toparlanıyordu ki...” sözüm yabana atılmasın, o 7380 döneminde sadece benim yetiştirdiğim öğrenciler arasından çıkan değerli Profesör, Dekan ve Rektörlerin sayısı hiç de az değildir!) İşte Şerif Mardin’in Said Nursi çalışması, temelleri 1971’de atılan ve 1980’de doruğa erişen o yeni baskı dönemlerinin arkasındaki dinci/milliyetçi ideolojiyi destekleyen ürün olarak ortaya çıktı! HHH DİREN DEMOKRASİ: DİREN BİLİM... DİREN ÜNİVERSİTE! 17 kişilik araçta 32 öğrenci Balık istifi servis Düzce’de 17 kişilik servis aracına 32 öğrenci bindiren servis şoförü jandarmaya yakalandı. Düzce Jandarma Alay Komutanlığı Trafik ekipleri öğrencileri indirerek, servis şoförüne ceza kesti. Şehit Ufuk Baysan İlkokulu önünde servis araçlarına yönelik uygulama yapan ekipler 17 koltuğu olan servis aracına velilerin gö zü önünde 32 öğrenci bindiren servis şoförüne cezai işlem uyguladı. Uygulama yapan jandarma ekipleri, çocukları ile birlikte servisi bekleyen aileleri de uyararak, kurallara uygun öğrenci taşımayan servis araçlarına çocukların bindirilmemesi gerektiğini anlattı. Öğrencileri balık istifi taşıyan servis sürücüsüne 1014 TL ceza kesildi. l İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle