30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 23 Ağustos 2017 EDİTÖR: NECDET ÇALIŞKAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Memur ne istediyse vermediler!HGSAÜIDDKAEÜCİMÇEEİNHTATOECNNİAZKYNAİÇMVIUKETHEIMELEAKLÇİSİNE 4 Kamudaki toplusözleşme görüş 4 ‘İmzaya uzağız’ diyen MemurSen’in melerinde pazarlığı yüzde 10’dan açan hükümetin teklifine onay vermesi 7 saa MemurSen, yüzde 4’e imzayı attı ti geçmedi. KamuSen ve KESK ise tepkili Hükümet ile MemurSen, 3.2 milyon memur ile 1.9 milyon memur emeklisini kap sayan toplusözleşme görüşme lerinde 2018 için yüzde 4+3.5, 2019 için de yüzde 4+5 zam da anlaştı. 2018 için yüzde 10+6, 2019 için de yüz de 10+8 isteyen MemurSen, ta MUSTAFA ÇAKIR leplerinin çok altındaki bir orana imza attı. Önceki gün akşam saatlerinde 2015’te ki sözleşmenin altında bir raka ma imza atmayacaklarını “mü zakereye hazır, imzaya uzağız” diyerek açıklayan MemurSen Genel Başkanı Ali Yalçın, yak laşık 7 saat sonra 0.5 puanlık artış karşısında 2 yıl öncesin den daha düşük bir teklife onay verdi. Hükümet ile MemurSen 2018 için yüzde 4+3.5, 2019 yCüHzPd:eZa10m0 oorlamnaı lı 1adAnzlşClsklenmnllçlnddmtoeaiıaı.ışşra0ıilaaeııınaournKHnntsn,treaaamatlda0lfığiağyeıyıdPas2PnndınnşnnllBön0aaounardıe0dçiaıilyienEaanvğsab2pgnknuınv1aTeakgşky6keret0iiuıeçg,enlLpılntakoi,vkoemam12dıreaebsis6ıkraf“aeaenenrnl0ıazoslYmeçömimdnçmllaomrkmasmrö0ezmknsaelyesıiaimeYonauayaym3ikenulyakibliesknmanTioıytlş’ikbilolççdetoeıidıelyreaüutb2trileiialndgıydiykerneetşdairrnl0mıblnhenaııke”liueırnnnmvudmi.ş0maeıklnrıiarndnnieeny.aait3grEeSaesiacncaBeeınribbyryoybeabkkş7ımieaaysdudnaplüaültiv.elüraşıaalıe1iukoilpulir3zeylkr.syğklınnAraşanarekmğda1ıoü0aboüiıdunn5ıreymnzanyldremhşmıanalendıkcTummiunyueiuaşnvoakuıa1Lbe,emığo0ıklceueçdG7lminltaçdeloealıle0ııkkr.ıaandykakçe1Eeğriinl3laralaiarnııf için de yüzde 4+5 zamda anlaştı. Bu oranlar 2016 için yüzde 6+5 zam öngören sözleşmenin MemurSen Başkanı Yalçın ile imzaları atan Çalışma ve gerisinde kaldı. Kamu işçilerine Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide 2017 için verilen yüzde 7.5+5’lik Sarıeroğlu, “En düşük memur maaşı aile zamma da ulaşamadı. yardımı dahil 2018’in 2. yarısında 2 bin Enflasyonla eriyor 929 liraya, 2019’un 2. yarısında 3 bin 198 lira olacak. En düşük memur emeklisi Orta Vadeli Program’da (OVP) enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 6.5, 2018 ve 2019’da maaşı da 2018’in ilk yarısında 1945 liraya yükselecek” dedi. ise yüzde 5 olması öngörülüyor. OVP’de enflasyonun bu yılın so nunda yüzde 6.5 olması öngörü lürken, beklenti yüzde 9.4. Oy Ali Yalçın sa memura bu yılın ikinci yarı sı için sadece yüzde 4 zam ve rilmişti. OVP’de gelecek yıl için yüzde Jülide Sarıeroğlu 5 enflasyon öngörülürken, bek lenti yüzde 6.4. Bu da hüküme tin OVP’deki enflasyon öngörü sünün 2018’de de tutmayacağını daha şimdiden gösteriyor. MemurSen, enflasyon farkının 6 aylık dönem sonunda değil, gerçekleştiği aydan itibaren ‘Toplusözleşmeye yansıtılmasını istemişti. Ancak dün imzalanan sözleşmede bu OHAL gölgesi düştü’talepdekabuledilmedi. Kadro yine yok Toplusözleşmede yıllardır kadro bekleyen 4B’li sözleşme MemurSen Genel Başkanı’nın önceki memur maaşında 11 lira 58 49 kuruş, 2019’da da 294 likuruş, ortalama memur ma ra 88 kuruş artış anlamına li ve 4C’li geçici personele yi günkü “Teklif aşında 15 lira 4 kuruş artış geldiğini belirtti. ne kadro çıkmadı. Zamda iste elimize ka yaptığını, piyasada araştırdı KESK Eş Genel Başkanı diğini alamayan MemurSen’in lemi veri ğını bu artışla 1 şişe mürek Mehmet Bozgeyik tepkisini kamu kurumlarındaki yemek yor an kep bile alınamadığını söy “Sefalet zammı emekçileri uy hanelerde helal gıda sertifika cak içe ledi. 2015’teki sözleşmenin kuda vurdu” tweti ile dile ge lı ürün kullanılması risi MemurSen tarafından alkış tirdi. KESK’ten yapılan açık ve kamu çalışanları ne mü larla karşılandığına dikkat lamada şöyle denildi: “Gerçek na hac izni verilme rekke çeken Koncuk, “İşte bu ay toplusözleşmeyi gerçek sen si talepleri ise kabul bi koy nı ekip ‘Tarihi başarı elde et dika yapar, yandaş yüzde 0.5 edildi. İzni kalma muyor” sö tik’ diye naralar atarak imza artışa imza atar. Ne kadar toz yan, mazeret zünü anımsa ladılar. Şimdi ise sesleri dahi pembe tablolar çizseler de ‘ta izni de kul tan Türkiye Kamu çıkmadı. Yüzlerinden düşen rihi başarı’ nutukları atsalar lanamayan Sen Başkanı İsmail bin parça. Peki neden imza da güneş balçıkla sıvanmaz. kamu çalı Koncuk, “3.5’i 4 yapın atıyorsunuz? Size silah mı Bu süreç, demokrasinin, ada şanlarına ca mı, yarım puanla mı çektiler” dedi. Koncuk, zam letin olmadığı bir yerde eme 20 gün mürekkep doldu” diye mın 2018’de en düşük me ğin hakkının da olmayacağını ücretsiz sordu. Kon mur maaşında 171 lira 4 ku ispatlamıştır. OHALKHK re Hac izni verilecek. Zam oranı, en düşük memur maaşına 171 liralık artış olarak yansıyacak. cuk, yarım puanlık artışın en düşük ruş, 2019’da da 221 lira 71 kuruş, ortalama memur maaşında da 2018 için 227 lira jiminin gölgesi toplusözleşme görüşmelerine düşmüştür.” l ANKARA ‘İş sözleşmesi savunmasız fesh edilemez’ Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işverenin sağlık sorunlarını gerekçe göstererek savunmasını almadan işten çıkarılan işçinin işe iade edilmesi gerektiğine hükmetti. Gebze’de bir fabrikada çalışan işçi, sendikaya üye olduğu için işveren tarafından sağlık sorunları bahane edilerek işten çıkarıldı. İşçi, Gebze 1. İşçi İş Mahkemesi’nde feshin iptal edilmesi istemiyle işe iade davası açarken, işveren davacının iş akdinin feshine kadar geçen sürede toplam 195 gün rapor aldığını bildirdi. Mahkemenin işvereni haklı bulmasının ardından davacı kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise 4857 İş Kanunu’na göre hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin iş sözleşmesinin, o işçinin verimi ile ilgili sebeplerle feshedilemeyeceğine karar verdi. l İHA Hazine 9 milyar lira borçlandı Toplam 6 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık 8.7 milyar TL’lik iç borçlanma planlayan Hazine, ağustos ayında düzenlediği ihalelerle 9 milyar TL’lik tahvil satışı gerçekleştirdi. Hazine, ağustos ayı borçlanma programını dün gerçekleştirdiği iki ihaleyle birlikte tamamladı. Toplam 6 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık 8.7 milyar TL’lik iç borçlanma planlayan Hazine, ağustosta düzenlediği 4 ihale ile toplam 9 milyar 63.5 milyon TL’lik tahvil sattı. l Ekonomi Servisi İncirlik hayalet kente döndü Adana’da bir dönem İncirlik Üssü’nde görev yapan 20 binden fazla yabancı askere hediyelik eşya, spor ve av malzemeleri satışı yapan esnaf, iş yapamayınca dükkânları boşaltıp kapatmaya başladı. ‘Küçük Amerika’ olarak adlandırılan ve halen 3 binin üzerinde yabancı askerin görev yaptığı üssün de bulunduğu İncirlik Mahallesi’ndeki işyeri sahipleri, asker sayısı azalıp üs dışına çıkışları da kısıtlandığı için işleri durunca, dükkânlarını satmaya ve kiralamaya başladı. l DHA ‘144 işçiyi çıkarıp kayboldular’ İşten atılan emekçiler fabrika önünde eylem yaptı. Düzce’de otomobillere fitil üretimi yapan fabrikada işten çıkarılan 144 işçi işyeri önünde protesto eylemi yaptı. Konuralp mevkiinde bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan 144 işçi, fabrika yönetimi tarafından iki gün önce toplu halde işten çıkarıldı. İş akitleri feshedilen Petrolİş Sendikası üyesi işçiler, fabrika önünde eylem yaparak fabrika yönetimini protesto etti. ‘Bizim sözümüz senet, ya sizin imzanız ne?’ yazılı pankart açan işçiler fabrika yönetimine tepki gösterirken, Petrol İş Sendikası Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar da fabrikaya gelerek işçilere destek verdi. İşçilerin tuzak kurularak işten çıkarıldığını iddia eden Yaşar, “Ben bir kez daha devlet yetkilerine sesleniyorum. Nasıl OHAL’de grevler erteleniyorsa, OHAL sebebi ile bir an önce buraya el konularak işten çıkarmalar durdurulmalıdır. Burada usulsüzce, kanunsuzca yapılan, hiçbir bildirimde bulunmadan yapılan işlem vardır. Bize, SGK’ye, işçiye bir gerekçe sunmamışlar. Kendileri de ortada yoklar” dedi. l DHA ekonomi 9 İktisada farklı bir giriş Nasıl da hızır gibi yetişti Fikret Şenses Hoca’nın kitabı! İktisada (Farklı Bir) Giriş, (İletişim Yayınları, İstanbul). Tam da yeni akademik yılın başlangıcında; “bu sene gene aynı kuru, sıkıcı ve dar kalıplara sıkıştırılmış şeyleri mi anlatacağız öğrencilere!” derken; ya da “şu 2008 sonrasında olan bitenleri Türkiye’den ve küresel ekonomiden örneklerle ve iktisat biliminin dogmalarına düşmeden nasıl anlatabiliriz?” diye düşünürken... Fikret Hoca tamı tamına 632 sayfaya taşan bir hazine ile umutlandırdı bizleri. Fikret Hoca’nın bizlere sunduğu kitap yedi bölümden oluşmakta. Ancak, elimizdeki kitap aslında yedi adet özgün kitaptan oluşan devasa bir toplu eserler külliyatı. Birinci bölüm, esasen kapsamlı bir “iktisadi düşünce tarihi” içeriyor; iktisat biliminin doğuşu, tarihsel perspektif içerisinde toplumsal sorunlarla nasıl iç içe geçerek 21. yüzyıla taşınmış olduğu, bir tarihi dedektif romanı okur gibi akıp gitmekte. İkinci, üçüncü ve dördüncü bölümler (kitaplar diyeceğim ısrarla) sırasıyla, dünya ve Türkiye ekonomisindeki güncel gelişmeleri tarihsel ve sınıfsal bir perspektifle ve iktisat kuramlarına dayandırarak irdeliyor. Beşinci ve altıncı kitaplar daha teknik: iktisadın iki ana alt başlığı olan mikro ve makro ekonomi alanlarına ilişkin kavramları önce “sözel”, daha sonra da “sayısal” örneklerle tartışıyor. Toplu eserlerin son “kitabı” ise iktisadın güncel sorunlarını, gene temel iktisadi kavramlar ile açıklamaya yönelik bir deneme niteliğinde. Fikret Hoca’nın ekonomi bilimine bakış açısı daha birinci bölümün açılış sayfalarında kendisini ele veriyor. Fikret Hoca, ekonomi bilimini “insanın maddi isteklerini ve gereksinimlerini karşılamak amacıyla giriştiği üretim, bölüşüm ve tüketim etkinliklerinden kaynaklanan toplumsal ilişkiler bütününe ‘ekonomi’ diyoruz. Bu toplumsal ilişkiler bütününü inceleyen bilim dalına da ‘ekonomi’ diyoruz” şeklinde tanımlayarak, ekonominin (iktisadın) aslında toplumsal ilişkileri ve sorunlarını inceleyen bir sosyal bilim olduğunu vurgulayarak işe başlıyor. Bu tanım size çok yakın geliyorsa hiçbir sorun yok. Ancak, birinci sınıf ekonomi öğrencilerine sınavlarda 5’e puan vererek sorulan “ekonomi nedir” sorusuna neoklasik (muhafazakâr) iktisat yaklaşımının cevabı ise şöyledir: “ekonomi, insanların sınırsız isteklerini, kıt kaynaklar altında karşılamaya çalışan bir bilimdir”. Dikkat ediniz, bu tanımda ne sınıflar, ne toplumsal ilişkiler, ne de üretim ya da bölüşüm gibi tasarımlara yer vardır. Neoklasik yaklaşımın tanımıyla iktisat, tarihsel ve sosyal özelliklerinden kopartılmış “insanların” sınırsız istekleri ve gezegenimizin kaynaklarının sınırlı olduğundan ibaret bir teknik egzersize indirgenmiştir. Söz konusu “kıt kaynakların” kimlerin mülkiyetinde olduğu konusu ise “bölüşüm meselesi iktisat biliminin sınırları dışındadır” denilerek açıkça reddedilmektedir. Nitekim, iktisadın diğer sosyal bilimlerden ayrışması neoklasik iktisadın yükselişiyle hızlanarak devam etmiş; bu arada neoklasik iktisat neoliberal ideolojinin de temelini oluşturmuştur. “Piyasaların” her türlü sorunu çözmeye yetkin olduğu savı dogmatik bir inanç olarak “başka alternatif yok” sloganlarıyla harmanlanmış; küreselleşme adı altında da dikte ettirilmiş idi. Bununla da kalınmadı; Fikret Hoca’nın gözlemiyle, “neoliberalizmneoklasik iktisat ilişkisine eşlik eden bir diğer unsur ise, gerek iktisat eğitimi gerekse araştırma alanında nicel yöntemlerin (soyut matematiksel ve istatistiksel tekniklerin) giderek ağırlık kazanması oldu. ... Ekonomi dersleri adeta ileri matematiğin birer alt dalı haline geldi. ... Araştırmalarda kullanılan nicel yöntemin ve/veya soyut modelin karmaşıklık derecesi birçok durumda araştırılan konunun önüne geçti.” Bu süreçte iktisat eğitimi ve araştırmaları toplumsal gündemden koparak “...sorun çözücü bir özellik kazanamamış” hale dönüştü. Fikret Hoca’nın diliyle, “işsizlik, yoksulluk, gelir eşitsizliği başta olmak üzere toplumsal sorunlara kalıcı bir çözüm üretilememiş olması iktisadın toplumsal sorunlara uzak kalışıyla ilişkilendirilmektedir.” Türkiye’de akademik iktisat alanı da, bu sorunlardan doğrudan etkilenmekte ve bu sorunları bünyesinde barındırmaktadır... Yeni akademik yılın başlamasına çok az kaldı; önümüzde de uzun bir tatil. Heyecanlı bir sosyal bilimler serüveni arayışı içinde olanlara hatırlatma olsun. Yukarıda da sözünü ettiğimiz üzere, Fikret Şenses Hoca’nın kitabı hızır gibi yetişti. Rusya, Sovyetler Birliği’nin borcunu kapattı Rusya, 125.5 milyon dolarlık ödemeyle Sovyetler Birliği’nden (SSCB) kalan 64 milyar dolarlık dış borcun tamamını kapattı. Daha önce açıklanan plan çerçevesinde 125.5 milyon dolarlık son dilimin Bosna ve Hersek’e gönderilmesiyle SSCB’nin borç bakiyesi sıfırlandı. Rusya’ya 1991’de SSCB’den kalan 64 milyar dolarlık borcun 60 milyar dolarlık kısmı ABD ve İngiltere’nin de aralarında bulunduğu 19 üyeli Paris Kulübü kreditörlerineydi. SSCB’nin alacakları tarafında ise Rusya, 2013’te Küba’nın 32 milyar dolarlık borcunun 29 milyar dolarını silmiş, kalanını 10 yıl vadeye yaymıştı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle