23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 23 Ağustos 2017 14 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Olaylar ve GOrUSler posta@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN Atatürk’e saldırılar Köşemen Takside kitap var! Ataşehir Belediyesi’nin “Bu Takside Kitap Var!” kampanyasının haberini yazar arkadaşım Müge İplikçi’nin Facebook paylaşımından öğrendim. “Bindiğim takside kitap sohbeti! Teşekkürler Ataşehir Belediyesi” diye yazmış ve taksinin sağ ön koltuğunun arkasının görüntüsünü paylaşmıştı. Kitap olması gereken göz boş görünüyordu. “Gerçekten kitap var mı” diye sordum Müge’ye. “Torpido gözünde var; okuyacaksanız verebilirim” demiş şoför. Anlaşılan kitap çalınmasın diye güvenli yere saklamış. Tabii ki Ataşehir Belediyesi’nin amacı bu değil. Ataşehir Belediyesi, vatandaşların trafikte geçirdiği zamanı kitap okuyarak değerlendirmeleri için ilçedeki tüm taksileri mini kütüphaneye çevirmeye karar vermiş. “Bu Takside Kitap Var” kampanyası ile 1000 taksiye roman, şiir, kişisel gelişim kitapları konulmuş. Yolcular seyahatleri süresince taksilerdeki kitapları okuyabilecek, beğenirlerse indiklerinde yanlarında götürebilecekler. Kitabı okuduktan sonra da isterlerse daha çok kişiye ulaşsın diye başka bir taksiye bırakabilecekler. İlk anda, takside kitap okunur mu, diye düşünüyor insan ama biz İstanbullular başta olmak üzere özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar zamanlarının büyük bir bölümünü trafikte geçiriyor. İstanbul’da trafikte kaybedilen fazladan zaman 178 saat olarak hesaplanmış. 30 dakikalık mesafeyi 69 dakikada kat ediyormuşuz. Navigasyon şirketi TomTom’un (TOM2), tüm dünyada 200’den fazla şehrin trafik yoğunluğunu ölçen “Trafik Sıkışıklık Endeksi”ne göre İstanbul en çok trafik sıkışıklığı yaşanan şehirlerin ilk sıralarında. Peki, trafik şıkışınca ne yapıyoruz? Sıkışmadığında yaptığımız şeyi! Yani cep telefonumuzla ilgileniyoruz. TÜİK’in 2015 zaman kullanım araştırmasına göre boş zaman değerlendirmek için yapılan faaliyetlerde yüzde 94.6 ile televizyon izlemek, yüzde 69.9 ile akraba ziyaretinde bulunmak ve yüzde 55.7 ile arkadaş ziyaretinde bulunmak ilk sıraları alıyor. Sosyal medyada vakit geçirme oranı yüzde 33.9. Okumaya ayrılan zaman ise yüzde 3.2 (bkz. tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri. do?id=18627). Ataşehir Belediyesi’nin “Bu Takside Kitap Var” kampanyasını öğrendiğimde aklıma İBB Kültür AŞ’nin “Seyyar Kitap” projesi geldi. 2006’da gerçekleştirilen, benim de katkıda bulunduğum projede İstanbulluların kamuya açık yerlerde buldukları kitapları okuduktan sonra yine kamuya açık bir yere bırakmaları hedefleniyordu. Bu amaçla kolay okunacak bilgilendirici ve eğitici kitaplar basılmıştı. Bu kitaplar özellikle metro istasyonlarına, otobüs duraklarına ve parklara yerleştirilen özel standlara konuyordu. Her birinden 15’er bin basılan kitaplar İstanbullular tarafından adeta kapışıldı. Ama projenin kitapların dolaşması, okundukça başkalarına iletilmesi hedefi amacına ulaşamadı. İnsanlar okumak için aldıkları kitapları tekrar seyyar kitap standlarına koymak yerine kendi kitaplıklarına eklemeyi tercih ettiler. Radikal gazetesinin de benzer nitelikte bir sosyal sorumluluk projesi vardı. “Sokak Kitapları” adlı projede kitap okumanın tercih edileceği düşünülen kafelere özel kitap rafları konulmuştu. Onda da sonuç benzer oldu. İnsanlar okumak için aldıkları kitapları tekrar okunsun diye raflara koymadılar ve proje bir süre sonra durduruldu. O nedenle Müge İplikçi’nin bindiği taksinin şoförünün kitabı torpido gözünde güvenceye almış olması amaca aykırı ama doğru bir tavır. Başta Ataşehir Belediyesi başkanı Battal İlgezdi olmak üzere bu proje akıl edip hayata geçirenleri kutluyorum. 23 AĞUSTOS 2017 SAYI: 33558 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.40 04.28 04.56 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.15 13.14 16.57 06.01 12.58 16.41 06.26 13.21 17.02 Akşam 20.00 19.43 20.03 Yatsı 21.27 21.08 21.26 ADİL GÜLVAHABOĞLU Av., ADD. Kırşehir Kurucu Bşk. 30Temmuz 2017 günü, Şanlıurfa Siverek’te sarıklı, şalvarlı bir şahıs, meydandaki Atatürk heykeline çıkıp elindeki tahra ile heykele vurmaya başladı. Saldırganın adı Mehmet Malbora’ydı. Saldırgan, “Dinimizde putperestlik yoktur. Putperestliğe sahip çıkanlar peygamberin soyundan mıdır?” diye de bağırdı. Gazetelerin yazdığına göre adam “meczupmuş”! Zaten saldırganların tümünü böyle niteliyorlar: Meczup! Arapça bir kelime olan (meczub), cezbolunmuş, çekilmiş, Allah sevgisinden dolayı cezbeye tutularak kendinden geçmiş olan, deli, divane, mecnun anlamlarını içeriyor. Bu nasıl meczup ki dağlara, taşlara, ovalara düşmüyor da gelip Atatürk heykeline saldırıyor? Bu insanlar meczup filan değil, düpedüz bilinçli, eğitilmiş Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları. Yobaz da denir, karayobaz da!.. Yerine göre Süleymancı, yerine göre Nakşibendi, yerine göre de Nurcu olurlar. Kimse putperest değil Bunlar siyasi iktidarı kullanmasını iyi bilirler. İktidar, oylarını almak için bunlara taviz verir, sırtını okşar. Onlar da fırsatını bulunca Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine saldırırlar. Dernekleri, vakıfları da kullanırlar. İslâm diniyle hiçbir alakası olmayan hususları uydururlar. Ne diyor bu saldırgan: “İslâm’da putperestlik yoktur!” Biz, Atatürk’ün, Fatih’in, Alpaslan’ın ve benzeri Türk büyüklerinin heykel ve büstlerini “tapmak” için yapmıyoruz. Biz, Allah’a taparız, onun elçisi Hz. Peygamber’e bağlıyız. Kuran rehberimizdir. Devlet adamlarının heykellerine, büstlerine ise saygı duyarız. Onların tarihte yapmış oldukları büyük işleri, dönüşümleri, açmış oldukları çığırları anmak için, yaşatmak için saygı duyarız. İlahi bir tapma söz konusu değildir. Saygı, sevgi, bağlılıktır yaptığımız. Amaç da budur. Putperestlik, İslam’dan önceydi. İslâm bunu sildi, attı. Türkiye Cumhuriyeti’nde putperestlik yoktur. Arapların “Cahiliye devri”nde vardı. Onu da İslâm, kaldırıp attı. Cüret siyasi iktidardan Bunlara bu cüret ve cesareti veren siyasi iktidarlardır. Yöneticilerdir. Siyasi iktidarın, yönetim kadrolarının tutumu, konuşmaları bunları üretiyor. Ticaniler, meydanı boş bulunca Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine saldırıya geçiyorlar. Bunun örneklerine sık sık rastlıyoruz. Amaç, Atatürk kültürünü, devrimini, ilkelerini silmektir! Bunun dolaylı bir örneği birkaç ay önce Kırşehir’de yaşandı. Kırşehir’deki Atatürk Şehrin merkezi yerindeki kavşakta, yıllar önce Atatürkçü vali M. İrfan Kurucu tarafından yaptırılmış Atatürk’ün üniformalı, at üstündeki heykeli yobazları ra Heykellere saldıranlara cüret ve cesareti veren siyasi iktidarlar ve yöneticilerdir. Siyasi iktidarın, yönetim kadrolarının tutumu, konuşmaları bunları üretiyor. Ticaniler, meydanı boş bulunca Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine saldırıya geçiyorlar. Siverek’te Atatürk heykeline saldıran Mehmet Malbora. hatsız ediyordu. Başladılar kaldırma sebe bi oluşturmaya: “Burada tören yapılamıyor. Seyrüsefere engel oluyor!” Ulaşıma engel olma şöyle dursun tam tersine güvenlik yaratıyordu heykel. Kavşak güvenliği. Kırşehir’de tören yapılacak yer mi yoktu? İş Bankası’nın önünde yapılıyordu yıllardır resmi törenler. Çelenkler oraya konuyordu. Eski hükümet konağının bahçesindeki Atatürk anıtının ortamı da daha bir müsaitti tören yapmak için. Buradaki törenler de yıllarca sürmüştü. Bütünlük yaratıyordu Tören ve gelip geçme işin bahanesi. Bu bahaneye sığınıp Atatürk heykelini buradan kaldırtmaya muvafak oldular. Daha önceleri Başkan Halim Çakır zamanında Atatürkçü Düşünce Derneği Kırşehir Şubesi’nin de önerisiyle bu anıtın kaidesinin dört bir yanına Atatürk’ün çağrışımı zengin, yön veren ders veren dört özdeyişi yazılmıştı: “Hakikati konuşmaktan korkmayınız”, “Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir”, “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” ve “Ne mutlu Türk’üm diyene!” Bunlar kimi rahatsız ettiyse önce bu yazıları kazıdılar. Sildiler. Halbuki, bu özdeyişler mükemmel bir bütünlük yaratıyordu. İşte bu bütünlüğü sindiremediler. Atatürk, Kırşehir halkıyla ve gelip geçen tüm insanlarla, yurttaşlarla buluşuyordu o kavşakta. Bunu sindiremediler. Çeşitli yollardan hareketle kaldırılmasını sağladı. Ve Kırşehir, bu muhteşem görüntüden uzaklaştırıldı. Heykel, tenha, kimsenin kolay kolay göremeyeceği, kavşak özelliği, yoğunluğu olmayan sapa bir yere kaldırıldı. Kavşakta iken korunuyordu. Kimse saldırmaya cesaret edemiyordu. Şimdi, kimsenin göremeyeceği tenha bir yerde/ saldırganlar için müsait bir alanda! Zaten bizde “meczub” her yerde vardır. Yetişir. Üretilir! Sindiremediler 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kaldırır ya da cılızlaştırırsan, anlam ve amacından çıkarırsan, okullara, hükümet binalarının önüne hapsedersen, halkınmilletin katılımını önlersen daha çok “meczup” çıkar ve Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine saldırır. Bu bayramlar, AKP iktidara gelmeden önceleri yıllar boyu stadyumlarda yapılırdı. Millet bir araya gelirdi. Sosyal bilinç, sosyal ülkü, milli birlik ruhu yenilenir, kaynaşılır, tarih şuuru yücelir, yükselirdi. Törenlerde millet vardı. Birey yoktu. Şiirler, konuşmalar, resmi geçitlerle, milliyerel oyunlarla milli ülkü şahlanırdı. Bunu da sindiremediler. Askeri geçitleri yasakladılar. 27 Aralık Atatürk ve arkadaşlarının Ankara’ya gelişi nedeniyle yapılan askeri koşuyu kaldırdılar. “Meczub” denilen, yön verilmiş, yetiştirilmiş saldırganlar elbet de çoğalır. Efendiler, Atatürk’ün yerine koyacağınız bir başka tarihi kişilik yok! Bunu iyi bilin. Bu değerden yoksun kalan Türkiye Cumhuriyeti, yetimöksüz kalır ve boşluğa düşer. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr İran Genelkurmay Başkanı Bakıri, Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmüştü. İran: PKK’ye karşı ortak operasyon planlamıyoruz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘İran’la ortak operasyonunun gündemde olduğuna’ işaret eden açıklamasına yanıt veren İran Devrim Muhafızları Ordusu, Türkiye ile PKK’ye karşı ortak operasyon gerçekleştirme niyetinde olmadıklarını açıkladı. Açıklamada ülke sınırları dışında kapsamlı operasyon planlanmadığı belirtilerek “Ancak İran topraklarında nüfuz kurmaya çalışacak her türlü kişi ve gruba karşı koyacağız. İran’da terör saldırısı düzenlemeye yönelik tüm girişimlere karşılık vereceğiz” ifadelerine yer verildi. Erdoğan’ın İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin ziyaretine ilişkin, “Tehdit unsuru haline gelmiş olan terör örgütlerine karşı İran ile müşterek hareketin yapılması her an gündemde” şeklindeki açıklaması PKK’ye karşı Kandil ve Sincar’da ortak operasyon mu gerçekleşecek” sorusunu gündeme getirmişti. 2 asker ve 1 güvenlik korucusu yaralandı Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi Çobanpınar köyünde askeri aracın geçişi sırasında PKK’li teröristlerin yola tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 2 asker hafif yaralandı. Diyarbakır’ın Kulp ilçesi kırsal kesiminde de önceki gece çıkan çatışmada 1 güvenlik korucusu yaralandı. Çatışmada 2 PKK’li öldürülürken, 1 terörist sağ yakalandı. Bölgedeki aramada 2 adet Kalaşnikof piyade tüfeği, 10 adet Kalaşnikof piyade tüfeğine ait şarjör, 4 adet el bombası, 300 adet muhtelif fişek, 2 adet şemsiye, çok miktarda yaşam malzemesi ele geçirildi. l İHA / DHA PKK sorumlusu öldürüldü İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır’ın Hani ilçesindeki operasyonda öldürülen teröristin PKK’nin “Amed Eyaleti Ape Musa Grubu sorumlusu”, “Roger Helbis” kod adlı Akif Albay olduğunu açıkladı. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Diyarbakır Hani ilçesinde 19 Ağustos’ta JÖAK/JOPER timlerince etkisiz hale getirilen teröristin, bölücü terör örgütünün sözde Amed Eyaleti Ape Musa Grubu sorumlusu Roger Helbis kod adlı Batman doğumlu Akif Albay olduğu tespit edilmiştir” denildi. Van’ın Gürpınar ilçesi kırsalında tespit edilen 3 PKK’li terörist, düzenlenen hava operasyonuyla öldürüldü. l İHA/DHA Köprü kapatıldı vatandaşlar mağdur Erzincan’a 20 kilometre uzaklıktaki Altınbaşak beldesinden geçen Fırat Nehri üzerine işadamı Celal Toraman tarafından 2012 yılında yaptırılan köprü terör olayları nedeniyle kapatıldı. Altınbaşak Beldesi’nin Büyük Kadağan ve Fırat Mahallesi’nde köprünün ulaşıma kapatılması, hayvancılıkla uğraşanları zor durumda bırakırken “Fırat Nehri, belde ile meraları birbirinden ayırıyor. Yine eskisi gibi Fırat Nehri’nden yüzdürerek geçireceğiz veya 10 kilometre aşağıdaki köprüyü kullanacağız. Güvenlik sorunu kalmadı, yetlililerden köprüyü ulaşıma açmalarını istiyoruz” dediler. l DHA Düşen predatör İncirlik’te inceleniyor ABD Hava Kuvvetler’’ne ait uzaktan kumanda edilen MQ1 Predator insansız hava aracı, önceki gün öğle saatlerinde Suriye sınır hattında keşif uçuşu yaptığı sırada Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçe merkezine 5 kilometre uzaklıktaki Yolbilen Mahallesi’nde bulunan mısır ekili tarlaya düştü. Adana İncilik Üssü’nde görevli ABD Hava Kuvvetleri 39. Hava Kanat Komutanlığı ekipleri bölgeye giderek, topladıkları parçaları özel kutulara yerleştirerek beraberinde getirdikleri askeri kamyonlara yükledi. İHA, incelemek üzere İncilik Üssü’ne götürüldü. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle