30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 23 Ağustos 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 270/170 350/2 5 0 280/190 280/190 270/160 290/160 310/120 240/160 340/180 350/210 280/180 310/210 220/130 320/250 260/170 230/180 300/140 360/210 250/130 300/180 300/190 320/260 TARİHTE BUGÜN 1921: 22 gün sürecek Sakarya Meydan Muharebesi başladı. 100 km’lik bir alanda cereyan eden savaş sonrası Yunan ordusu geri çekildi. Mustafa Kemal Atatürk ünlü “Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz” sözünü bu savaşa atfen TBMM’de söylemiştir. Tarihin üstüneaAeökkualnnrakrreünauenlrrlamojaiüsrlıioDnaassdjaçiakınnaansıınntşgitrtüaanlylaerşı santral yapılamaz‘dur’dedi Danıştay, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bin derece arkeolojik sit alanlarında güneş enerjisi santralları kurulmasının önü açıl lerce arkeolojik sit alanın mıştı. 18 Ocak 2017’de Res da Güneş Enerji Santralları mi Gazete’de yayımlanarak (GES) kurulmasına izin veren, Kültür Varlıklarını Ko HAZAL OCAK yürürlüğe giren ilke kararına göre, bilimsel kazı plan ruma Yüksek Kurulu’nun lanmayan arkeolojik sit alan 662 sayılı İlke Kararı’nın larında bağlı olduğu koruma yürütmesini durdurdu. Kararda, “Ki bölge kurulunun görüşü alındıktan mi zaman belli bir alanda yer alan sonra ilgili müze müdürlüklerinin tüm katmanların ortaya çıkarılma denetiminde enerji santralı kurula sı, onlarca yılı aşan kazı çalışmaları bilmesi sağlanıyordu. sonunda ancak mümkün olabilmek Arkeologlar Derneği, Mimarlar te. Toprak üstünde görünür bir ka Odası ve Ekoloji Kolektifi Derneği lıntı bulunmaması, altında da arke karara karşı “güneş enerji santral olojik kalıntı bulunmadığı anlamına larının kurulumu için yapılması ge gelmemektedir” denildi. reken uygulamaların arkeolojik ka ‘Toprak altı korunmaz’ lıntılara zarar vereceği ve bir arkeolojik çalışmada katmanlardaki bu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na luntuların birlikte değerlendirilme bağlı Kültür Varlıklarını Koru şansının bu uygulamalarla ortadan ma Yüksek Kurulu’nun geçen şu kalkacağı; bilimsel kazı planlanma bat ayında aldığı kararla, 1. ve 2. mış alanlarda var olan kültür varlı ğı potansiyelinin, yani toprak altının korunmayacağı” gibi gerekçelerle iptal ve yürütmeyi durdurma istemiyle dava açtı. Koruma kalkanı Danıştay 14. Dairesi’nde görülen davada 1. ve 2. derece Arkeolojik Sit Alanları’nın korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanları olduğu anımsatıldı. Kararda GES’lerin kurulumu sırasında toprak yapısına göre arazilerde 2 metreye yakın derinliklere kazık çakıldığı, kaya zeminlerde ise patlatma usulü kullanıldığı, taşıyıcı ayakların zemine yerleştirileceği, deliklerin açılacağı ve hatların yer altından geçirilebilmesi için toprak içerisinde kazı yapıldığı belirtildi. 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarında mutlak yapılaşma yasağı olduğunu belirten Danıştay bakanlığın kararını durdurdu. aa13rlbakinenıo9nl4ao7sjtaikhaisnbieitz Dünyanın en fazla örenyerine sahip coğrafyalarının başında gelen Türkiye’de toplam 13 bin 947 arkeolojik sit alanı bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Anadolu’nun zengin kültür mirasını korumayı amaçlayan arkeolojik sit alanlarının 9 bin 380’i birinci, 639’u ikinci, 1427’si de 3. derece olarak belirlenmiş. 1530 karma dereceye sahip arkeolojik sit alanı bulunurken ayrıca 971 de derecelendirme çalışması süren korunan alan bulunuyor. Söz konusu sit alanlarının çok büyük bir bölümünde ise arkeolojik kazı yapılmıyor. Şekerleme değil zehir İstanbul İl Jandarma Komutanlığı T.D’nin yurtdışından temin ettiği uyarıcı maddeyi torbacılara dağıtacağı ve ardından da lüks eğlence mekânları, otel ve çevresinde torbacılar tarafından piyasaya sunulacağı ihbarı alındı. 1 ay boyunca şüpheliyi takibe alan ekipler, Ö.P’ye ait Beyoğlu’nda bulunan bir otele baskın düzenledi. Evde yapılan aramada 80 bin 624 uyarıcı madde Extacy ele geçirildi. Hapların dikkat çekmesin diye şekerleme kutularında dağıtıldığı ortaya çıktı. T.D. tutuklandı. l İSTANBUL Halılı, kartonlu dolu önlemi Bir önceki dolunun tekrarlanmasından korkanlar araçlarını korumaya aldı İşsiz baba kendini yaktı Kayseri’de Valilik Göç İdaresi bina sı önüne gelen işsiz 45 yaşındaki Haydar Çopur, bidondaki benzini başından aşağıya dökerek, intihar edeceğini söyledi. Çopur, polisin ve çevredekilerin müdahalesine fırsat vermeden kendini ateşe verdi. Bir anda alev topuna dönen Çopur’un üzerine, memurlar bina içinden getirdikleri suyu döktü. Hastaneye kaldırılan Çopur’un durumunun ağır olduğu belirtildi. Çopur’un 2 bin TL civarında borcu olduğu ve bu borcu ödeyemeyince bunalıma girdiği öne sürüldü. l DHA Etkili olan yağış, yurttaşlara zor anlar yaşattı. Dolu uyarısının ardından yurttaşlar araçlarını korumak için ilginç yöntemlere başvurdu. İstanbul’da dün sağanak yağış etkili oldu. Yurttaşlar ve araba sürücüleri yağıştan olumsuz etkilendi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden şiddetli yağış ve dolu uyarısı yapılması üzerine dün öğlen saatlerinde beklenen yağış etkisini gösterdi. İstanbul genelinde etkili olan yağış, yurttaşlara zor anlar yaşattı. İstanbul’da yapılan dolu yağışı uyarısının ardından araçlarını korumak isteyen yurttaşlar da ilginç önlemlere başvurdu. Yaklaşık 1 ay önce yağan doludan araçların zarar görmesi üzerine benzer bir durumun yaşanmaması için araçlarını halı ve kilimler ve kar tonlarla korumaya aldı. Üsküdar’da olası su taşkınlarına kar şı rögar kapakları açık bırakıldı. Belediye ekipleri kanalizasyondan borularla su çekerek, meydana gelebilecek su taşkınlarına karşı önlem aldı. Belediye ekipleri, Eminönü’ndeki tramvay altgeçitlerine sel sularının basmaması için kum torbaları koydu. Yan yana dizilen torbalarla sel sularına karşı set oluşturuldu. Geçen ay yaşanan kuvvetli yağışlarda birçok altgeçidi su basmıştı. Atatürk Havalimanı’na iniş yapmak isteyen uçaklar elektrik yüklü bulutlar (kümülonimbus) nedeniyle havada tur attı. l İSTANBUL\Cumhuriyet Manisa’da yıldırım dehşeti: 1 ölü, 6 yaralı Manisa’da düşen yıldırımlar nedeniyle 1 kişi hayatını kaybetti, 6 kişi yaralandı. Dün Akhisar’ın Gökçeköy Mahallesi’nde oturan evli ve 2 çocuk babası Bayram Altıntaş’a bağda üzüm sererken yıldırım isabet etti. Altıntaş’ın öldüğü belirlendi. Şehzadeler ilçesinde de üzüm bağında çalışan mevsimlik işçilerin bulunduğu alanda bir ağaca yıldırım isabet etti. Ağacın etrafında bulunan Kaşan ailesinden 6 kişi yaralandı. Karapınar’da gerginlik Suriyelilerin evlerini ateşe vereceklerdi Konya’nın Karapınar ilçesinde pazar gecesi taciz iddiasıyla Suriye uyruklu 1 kişinin öldüğü, 1 kişinin de yaralandığı kavganın ardından dün de gerginlik yaşandı. Sosyal medya üzerinden örgütlenen yüzlerce kişi, önce yürüyüş yaptı, ardından da Suriyelilerin kaldığı ev ve işyerine saldırıp ateşe vermeye çalıştı. Polisin, olaylar başladıktan hemen sonra Suriyelileri evlerinden tahliye etmesi, olası bir faciayı önledi. Konya’nın Karapınar ilçesinde pazar gecesi saat 00.30 sıralarında Mehmet Ertunç (20), arkadaşlarıyla gezerken daha önce kız kardeşini rahatsız edip tacizde bulunduğunu iddia ettiği aynı sokakta oturan Suriyeli 8 çocuk babası Mustafa El Muhammed (35) ve 5 çocuk babası Hüseyin El Muhammed ile karşılaştı. İki grup arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında eve gidip av tüfeğini alan Mehmet Ertunç, Suriyeli iki kişinin üzerine ateş açtı. Yaralanan Mustafa El Muhammed kurtarılamadı. Gözaltına alınan Mehmet Ertunç ile olaya karıştığı öne sürülen Hasan Özenli (24) ve Davut Güner tutuklandı, Mustafa Güdal (34) ise serbest bırakıldı. l DHA haber 3 Çürüme Çelişki ve tutarsızlık kimsenin umurunda olmadığı için, Başbakan Binali Yıldırım’ın geçen hafta yaptığı açıklama da hak ettiği kadar değerlendirilemedi. Bu belki de sayın Yıldırım’ı kamuoyunun pek umursamamasından kaynaklanıyordur. Şöyle dedi Başbakan, hatırlayalım: “Darbeciler, Balyozcular, Ergenekoncular sırasını savdı, bu sefer FETÖ’cülere görevi devretti.” Balyoz davasının, darbeci subayların ordu içerisinde darbe yapabilecek konuma gelmesi için kurgulandığı açık. Kimlerin nasıl terfi ettiği, kimlerin cemaat tarafından hapse atılan subayların yerlerine geçtiği de öyle. İktidar çevrelerinin bu devasa tasfiye ve orduyu ele geçirme operasyonuna uzun süre destek verdiği de. Zamanın Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, cemaatle iktidarın arası bozulunca “Milli orduya kumpas kurdular” diyerek bu durumu net bir şekilde itiraf etmiştir. Balyoz davası olmasaydı 15 Temmuz darbe girişimi de olmazdı. Başbakan’ın darbenin yolunu açan bu davayı sahiplenmesi izaha muhtaç. Sayın Yıldırım, 2004’teki MGK raporunun sumen altı edilmesini de Gülen cemaatinden değil, Nurculuk’tan bahsediliyordu diye meşrulaştırmaya çalışmıştı. Oysa ki hem rapor açıkça Fethullah Gülen’in faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanmasını tavsiye ediyordu hem de toplantıda MİT ve Genelkurmay, Gülen örgütlenmesi hakkında ayrıntılı sunumlar yapmıştı. Binali Bey neden 2004 raporunu çarpıtmıştır? Bugün hangi sebeple darbeci generallerin önünü açan Balyoz davasını savunmaktadır? Balyoz mağdurlarından emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz’un bu konudaki açıklamaları zannederim Binali Yıldırım’ın bu tuhaf hallerini açıklıyor: “Gerçeği kabul ettiğinizde yalanlarla ürettiğiniz şatolarınız çöker. Tevil yoluna sapar ve şatolarınızı ayakta tuttuğunuzu sanarsınız. Zihinsel bir kendini kandırma ameliyesidir. Gerçeği bilir ama kabul etmezsiniz. Geri planda ise o davalara ilişkin sorumluluktan kaçma var. İkincisi mağduru oynamaya devam etme arzusu var. Geçmişte belki mağdur oldukları dönemler oldu. Ama artık kendileri mağdur yaratıyorlar. Halkın saflığından da yararlanıyorlar. Kendi vatandaşını istismar ediyor.” Önce kendini sonra da kamuoyunu kandırmaya yönelik bu siyaset tarzı ile memleketi yönetemezsiniz. Ancak memleketi yönettiğiniz konusunda kendinizi kandırırsınız. Bir devlet, kurumları üzerinde durur. O kurumlar zayıflatılıp çökertildi. Bir devlet, hukuktan kaynaklanan meşruiyete dayanarak var olur. O meşruiyeti lime lime ettiniz. Bugün yel değirmenleriyle dövüşür gibi zamanında Gülen’le beraber kurdelesini kestiğiniz bankada hesabı olan gariban memurla, uğruna Türkçe Olimpiyatları sikkesi kestirerek insanları dahil olmaya teşvik ettiğiniz cemaatin kapısından geçenlerle uğraşıyorsunuz. Bir yandan da hâlâ Balyoz davasını savunmaktasınız. Bu çelişkilerle, bu keyfilikle, bu tutarsızlıkla yürünen yol, devlete hasar vermek haricinde nereye varır? Söyleyin sayın Yıldırım, 2004 MGK raporunu neden görmezden geldiniz, bugün hâlâ cemaatin yargı operasyonuna neden sahip çıkıyorsunuz? Yoksa metal yorgunluğu değil de metal çürümesiyle mi karşı karşıyayız? GÜMÜsLÜK ARıON BEACH +90 (252) 388 63 33 +90 (532) 374 63 73 www.arionbeachgumusluk.com C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle