23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pazartesi 14 Ağustos 2017 Kuzey’in Karin Karakaşlı’nın eski kitapları Can Yayınları’nda Karin Karakaşlı’nın 4 kitabı daha Can Yayınları tarafından yayımlandı. Yazarın ilk baskısının üzerinden on beş yıl geçen öykü kitabı “Can Kırıkları”; 1998 yılında Yaşar Nabi Nayır Ödülü’nü kazanan ilk kitabı “Başka Dillerin Şarkısı”; sevgiyi, ayrılığı ve yalnızlığı anlattığı ilk romanı “Müsait Bir Yerde İnebilir miyim?” ve 1996 2008 yılları arasında Agos’ta yayımlanan yazılarının bulunduğu “Cumba” Can Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: BAHADIR AKTAŞ vedası kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Yeşilçam’ın bir ustası daha veda etti. Karakter rollerinin usta ismi Kuzey Vargın tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti 74 yaşındaki ünlü sanatçı Kuzey Vargın yüksek tansiyona bağlı yaşadığı rahatsızlık nedeniyle kaldırıldığı Marmaris Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Kuzey Vargın’ın damadı Barış Yamak “Bu sabah itibarıyla vefat etti. Cenazesi Marmaris’ten İstanbul’a getirilecek. Perşembe günü Levent Camii’nde kılınacak cenaze namazıyla kendisini uğurlayacağız ama henüz öğle mi ikindi mi belli değil” diye konuştu. Yeşilçam’ın usta oyuncusu Kuzey Vargın, yaklaşık 1.5 aydır yoğun bakımda olduğu Marmaris Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Vargın, yüksek tansiyona bağlı yaşadığı rahatsızlık nedeniyle Marmaris Hastanesi’ne gitmiş ardından da yoğun bakıma alınmıştı. Vargın, 2014 yılında yüksek tansiyona bağlı yaşadığı rahatsızlığın ardından, Marmaris’teki özel bir hastanede tedavi altına alınmış, zaman zaman bilinç kaybı yaşadığı öğrenilmiş ve sonra sağlığına kavuşarak taburcu edilmişti. 2015 Kuzey Vargın yılında ise, Parkinson hastalığı şikayetiyle yine Muğla’nın Marmaris ilçesinde özel bir hastanede tedavi altına alınmıştı. Yürümede zorluk çeken Vargın, fizik tedavisi almaya başlamıştı. Kuzey Vargın Kimdir? 15 Haziran 1940’da İstanbul’da dünyaya gelen Kuzey Vargın, Yeşilçam’da 1960’lı yıllarda jön olarak başladığı kariyerini ilerleyen dönemde ağırlıklı olarak kötü adamların oluşturduğu karakter rolleri ile sür dürdü. Kariyerinin ilk döneminde 1965 yapımı “Yasak Sokaklar”, “Çılgın Gençlik”, “Ağlayan Kadın” gibi filmlerde rol aldı. Televizyonda sık gösterilen eserlerden “Bir Dağ Masalı” filminde Lale’yi aldatan nişanlısı Ekrem, “Seni Sevmek Kaderim” filminde entrikacı Bülent rollerini oynayan Vargın bu filmlerdeki performanslarıyla akıllarda yer etti, izleyicinin gözüne girdi. Sert bir yüz ifadesinin de etkisiyle karakter oyuncusu olarak büyük sükse yapan Kuzey Vargın eskisi gibi jön rollerine seçilmese de Türk sineması onda yepyeni bir karakter oyuncusu kazanmıştı. Kartal Tibet’ten sonra Karaoğlan’ı canlandıran; en son “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisinde Âdil Eşrefoğlu karakteri ile İhtiyarlar Heyeti Başkanı rolünü üstlenen Kuzey Vargın, Sarıyer’de “Kuzey’in Yeri” adlı bir de balık lokantası açmıştı. Amerika macerası Kuzey Vargın, 1972 yılında ses sanatçısı Müzeyyen Senar’ın kızı Feraye Işıl ile evlendi. 1974 yılında eşi ile gittiği Amerika’nın New York kentinde sekiz yıl geçirdi. Şansını sinemada denemek isteyen ama cam siliciliği, bijuteri fabrikasında cilacılık gibi işler yapan Vargın eline geçen bir parayı benzin istasyonu açarak değerlendirmiş ve zaman içinde istasyonların sayısını dörde çıkarmıştı. Bu süre zarfında eşinden boşanan Vargın, 10 yıl sonra Türkiye’ye dönmüş ve ikinci eşi Mücella Hanım ile evlenmişti. 70. LOCARNO FİLM FESTİVALİ SONA ERDİ ‘Meteorlar’a iki ödül birden İsviçre’nin Locarno kentinde düzenlenen 70. Locarno Film festivali yapılan kapanış ve ödül töreniyle sona erdi. Festivale Türkiye’den katılan “Meteorlar” iki ödül birden alırken, Türk asıllı yönetmen Shevaun Mizrahi’nin “Uzak Evren” adlı filmi mansiyon aldı. Festivalin ana yarışmasında yer alan yapımlar arasında büyük ödül olan Pardo d’Oro’yu (Altın Leopar) Wang Bing’in filmi Mrs. Fang aldı. Başkanlığını Fransız sinemacı Olivier Assayas’ın yaptığı jüri Juliana Rojas ve Marco Dutra’nın filmi “As Boas Maneiras”a Özel Gürcan Keltek Isabelle Huppert festivalde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı Jüri Ödülü’nü verirken En İyi Yönetmen ödülü “9 Doigts” filmiyle F.J. Ossang’a gitti. En İyi Kadın Oyuncu “Madame Hyde” filmindeki performansıyla Isabelle Huppert’in, En İyi Erkek Oyuncu ödülü ise “Vinterbrodre” ile Elliott Crosset Hove’nin oldu. Festivalin en önemli yan bölü mü olan Günümüz Sinemacıları bölümünde büyük ödül Ilian Metev’in “3/4” adlı filmine gitti. Bu bölümde yarışan Gürcan Keltek imzalı “Meteorlar” hem Swatch Art Peace Hotel (Swatch Sanat Barış Oteli) ödülünü, hem de Bağımsız Film Eleştirmenleri Birliği’nin Boccalino d’Oro En İyi Film ödülünü aldı. Aynı bölümde yarışan ABD; Türkiye, Hollanda ortak yapımı “Uzak Evren” adlı film de Özel mansiyon ödülüne layık bulundu. 1519 AĞUSTOS ARASI YAPILACAK Ahmet Adnan Saygun piyano yarışması Bodrum Klasik Müzik Derneği’nin, Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali bünyesinde iki yılda bir düzenlediği Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışması’nın 4’üncüsü, bu yıl 15 19 Ağustos tarihleri arasında Bodrum Gümüşlük’te yer alan Toprak Ev’de gerçekleşecek. Cumhuriyet tarihimizin önemli bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun adına düzenlenen yarışmanın jürisinde İtalya’dan Romano Pallottini; Küba’dan Mauricio Vallina; Rusya’dan Ilya Itin ve Türkiye’den Gülsin Onay ile İbrahim Yazıcı yer alacak. Yarışmanın sanat yönetmenliğini ise Piyanist Eren Levenoğlu üstlenecek. 18 yaş üstü yarışmacıların A sınıfında, 18 yaş altı yarışmacıların ise B sını fında performans sergileyeceği yarışmanın birincisi Orchestra’Sion’la aynı sahneyi paylaşacak. ROMANYA’YA SANAT ÇIKARMASI Erenus ailesinden bir sergi, bir konser Ressam Özlem Kalkan Erenus, müzisyen Ali Erenus ve on yaşındaki kızları Buse Erenus, 16 Ağustos’ta Transilvanya’nın büyüleyici mekânlarından Hunedoara’daki Corvin Şatosu’nda düzenlenecek bir sergi ve konserle sanatseverleri selamlayacak. Corvin Şatosu Müzesi ve InterArt Sanat Vakfı tarafından, Hunedoara Belediyesi, Aiud Belediyesi Yerel Konseyi ve “Liviu Rebreanu” Kültür Merkezi’nin katkılarıyla düzenlenen etkinlikte; Özlem Kalkan Erenus’un MEMORIA adlı 20. kişisel sergisi, müze bünyesinde yer alan sergi salonunda 16 Ağustos, saat 17:00’de, InterArt Sanat Vakfı’nın Sanat Yönetmeni Ioan Hadarig’in sunumuyla açılacak. Erenus’un bireysel ve toplumsal boyutlarıyla insanı ele aldığı yapıtlar, 28 Ağustos’a kadar izlenimde kalacak. Ali Erenus’un Buse Erenus’la birlikte saat 17:30’da Corvin Şatosu Şövalyeler Salonu’nda gerçekleştireceği konser ise, sanatseverleri müziğin evrenine taşıyacak. Buse Erenus dünya çocuk şarkılarından örnekler sunarken, Ali Erenus bu konser için hazırladığı özel repertuvarıyla, Türk ve dünya şarkılarının ortak ezgilerini davetlilere hatırlatacak. Sermet Çağan’ı anımsamak Bundan 47 yıl önce, bir ağustos günü kaybettiğimiz büyük tiyatro insanı Sermet Çağan’ı Özdemir Nutku’nun bir yazısıyla anıyoruz. Özdemir Nutku Türk tiyatrosunun devrimci, dinamik, eylemci oyun yazarı... Titiz, döneminin en ilgi çekici yönetmeni... Ama her şeyden önce mangal gibi yüreği, el değmemiş duyguları, pırıl pırıl zekâsıyla büyük bir insan... Doğruyu gören, ama kesin kararını vermeden önce bunu başkalarıyla tartışan, kendi kafasında bir senteze varmadan adım atmayan ve çoğu kimsede bulunmayan özeleştiri gücüne sahip bir dost... Kendi alanında birçok kimseden bilgili ama herkesten çok öğrenme çabası içinde, bilinçli, ama bu durumunu kendi çıkarına yontmayan bir bilge de diyebiliriz onun için.  Sermet’in bilime olan saygısı, kendine olan saygısından kaynaklanıyordu. Benden iki yaş büyüktü, ama bana hitap ederken söze hep “hocam” diye başlayarak beni utandırırdı. Adımı, yalnızca mektuplarında ve akşam keyfiyle boğazda demlenirken kullanırdı. Başkalarının yanında onun “hoca”sıydım. Kendine güvenen bir insan olarak, bilse de bilmese de, İstanbul’dan telefonla beni arar ve fikrimi sorar ya da belli bir konuda ona yazarak bilgi vermemi isterdi. Altmışlı yılların başında başlayan çok sıkı dostluğumuz onun ölümüyle noktalandı. O kadar gönlü yüceydi ki, bir yerden bir telif ücreti aldı mı, sevdiği arkadaşlarını çağırır, o parayı birlikte yerdi. Onun için de beş parasız öldü. Diploma vermeyen bir üniversite gibiydi. Nice genç (ki bugün kimi orta yaşı geçti, kimi de öldü) onun kürsüsünde yetişti; yazar Oktay Arayıcı bunlardan biriydi. Etkili konuşurdu, tersinlemeleri, nükteleri renkliydi, gençleri kolayca kendi düşüncelerine çekerdi. Karizması olan bir aydındı. Sermet Çağan, 5 Ağustos 1970 günü, öğleden önce saat 11:00’deki provası na gitmek üzereyken bir takside yaşama ‘eyvallah’ dedi. 41 yaşındaydı. Arkasında, “AyakBacak Fabrikası”nı, “Öyle Bir Hikâye”yi (sonradan birlikte yazdığımız), “Savaş Oyunu”nu ve “At Gözü ile Türkiye 70” fragmanlarını bıraktı. AyakBacak Fabrikası’nda olduğu gibi, herşeyin takma olduğu, üstelik yanlış ‘monte’ edilmiş bir toplumu bırakarak gitti... Oysa büyük yoksunlukların onu boğmaya çalıştığı, Ali Cengiz oyunlarının perende attığı bir çevrede yepyeni bir evreye girmişti Sermet; daha doğrusu Türk oyun yazarlığının önüne gerilmiş olan perdeyi çekip indirmişti aşağıya; her şeyi daha saydam, daha doğru bir biçimde gördüğüne inanıyordu artık. Oyunları uluslararası şenliklerde ödül aldı, oyun düzenleri beğenildi ve en iyi dereceyi aldı. Oyunları yabancı dile çevrildi ve tekrar tekrar oynandı. Bütün bunlara saygımız var. Ancak Sermet’in kişiliği, yapıtlarından da büyüktü. Kısa yaşamı içinde çok şeyler verdi bu ülkenin tiyatrosuna ve tiyatroyla ilgilenen gençlerine... Ama bir de bunun karşılığında ne aldığını öğrenecek olursanız, utançtan nereye kaçacağınızı şaşırırsınız. Çünkü günlük düzenlerin ötesinde, sadece köşe dönmeyi amaçlayan günlük adamların dışında, günlük dalkavukların, paparazzilerin, günlük meyhane entellerinin uzağında kaldı Sermet. Ve hiçbir zaman doğru dürüst parası olmadı. “Yücelmek ve yüceltmek için dünyaya gelmiş insanları, doğal hakları olan yaşama bahasına süründüren kimlerdir? Kimlerdir bunların sorumluları.?” sorusunun yanıtını da oyunlarında verdi Sermet. Ama bu yanıtı bilenler azınlıkta kaldı ve böylece, güncelliğini hâlâ da korumaktadır bu soru!... (Yazının tamamı ilerde yayımlanacak Suda Ayak İzleri adlı anı kitabımda çıkacak.) Çankaya, açık hava sinemasıyla bir arada Çankaya Belediyesi’nin sıcak yaz akşamlarında semtlerde başlattığı açık hava film gösterimleri gelen yoğun talep üzerine devam ediyor. Yaşamkent Maykop Parkı’nda önceki akşam yapılan “açık hava sineması” etkinliğinde vatandaşlarla bir araya gelen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Yılmaz Erdoğan’ın Ekşi Elmalar filmini eşi ve kızıyla birlikte izledi. “Tıpkı Eski Günlerdeki Gibi” sloganıyla bir Çankaya klasiği haline gelen açık hava sinemasındaki gösterimleri bugüne kadar 20 bin kişi izledi. Çankayalıları kültür ve sa nat etkinlikleri ile buluşturmaktan mutluluk duyduklarını belirten Alper Taşdelen, “Hem o eski güzel günleri tekrar yaşatmak, hatırlatmak istedik hem de Çankayalı hemşerilerimizi sosyal etkinliklerle bir araya getirmek istedik. Görüyoruz ki vatandaşlarımız birlikte bir şeyler yapmaya, bir arada olmaya hasret kalmış. Başlangıçta iki hafta olarak planladığımız açık hava sinema etkinliklerimizi, halkımızdan gelen talep doğrultusunda sürdürme kararı aldık” diye konuştu. Açık hava sinemasında tüm gösterimlerin başlama saati 21.00. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle