27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Çarşamba 19 Temmuz 2017 başlıyor Sinop bu yaz 1 Ağustos 17 Eylül tarihleri arasında Sinopale Uluslararası Sinop Bienali’ne 6. kez ev sahipliği yapacak. “Transposition / Aktarım” kavramı çerçevesinde sergiler, workshoplar, seminer ve söyleşiler, performans ve film gösterilerine yer veren Sinopale’ye dünyanın farklı ülkelerinden katılan sanatçılar, “paylaşıma dayalı bir sanat üretimi” modelini Sinopluların katılımıyla hayata geçirecek. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM:ZARİFE SELÇUK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Nejat Yavaşoğulları Mimarlık Vakfı başkanı oldu Mimarlık Vakfı’nın başkanlığına oybirliğiyle müzisyenmimar Nejat Yavaşoğulları seçildi. Yavaşoğulları, yaşadıkları mekânların daha insanca olabileceği konusunda toplumu aydınlatmaya çalışacaklarını söylüyor ve ekliyor: ‘Toplumu oluşturan bireyler daha iyi yaşanabilir bir mimari çevreyi talep etmelidir.’ Mimarlık Vakfı’nın başkanlığına oybirliğiyle Bulut zun olduktan sonra mimarlık ofisi açtığını belirtiyor: “Nejat Yavaşoğulları Mimarlık’ta da suzluk Özlemi’nin solisti, ha çok tarihi yapıların restoras söz yazarı, gitaristi aynı za yonu ve diğer yapı tasarımlar manda mimar olan Nejat Yavaşoğulları seçildi. CEREN ÇIPLAK ile ilgili proje ve bazen de uygulamalar yapıyoruz. Bir yandan Hayatı boyunca müzik ve da Işık Üniversitesi’nde Mimari mimarlığı bir arada yürü Tasarım dersinde proje hocalığı ten Yavaşoğulları, başkanlık süreci yapıyorum. Aynı zamanda Mimarlık ni şöyle anlatıyor: “Mimarlık dünya Vakfı ile Mimarlar Odası’nın etkin sının yakından tanıdığı ve geçtiğimiz liklerini hep desteklerim.” yıllarda kaybettiğimiz Engin Omacan, Mimarlık Vakfı’nı 1996 yılında Öğrencilere burs kuracağı zaman benim de kurucular Yavaşoğulları, mimarlık öğrenci arasında olmamı istemişti. Kabul et lerine burs veren, mimarlık ile ilgi miştim, 45 yıl önce de başkanı olma li sergi ve kongreler düzenleyen Mi mı istemişlerdi ama başkanlığı kabul marlık Vakfı’nda bu etkinliklere de etmemiştim. Bu kez yine başkanlık vam edeceklerini söylüyor: “Mimar teklif edildi. Birkaç gün boyunca ‘va lık Vakfı’nın mimarlık çevresinde ve kit bulamam, bürokrasi ile ilgili işler toplum tarafından daha iyi tanınması bana zor gelir’ gibi sızlanmalarımdan için çalışacağız. Aynı zamanda kita sonra en sonunda kabul ettim. Ben bevi olan Mimarlık Vakfı’nın devam şehir dışındayken seçimler oldu ve etmekte olan Mimarlık Vakfı Enstitü başkanlığa beni seçtiler.” sü ve Vakıf Akademisi gibi oluşum Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek larını tamamlayacağız. Bir de Mimar Mimarlık Bölümü’nden 1974 yılında lık Müzesi çalışması devam ediyor. mezun olan Nejat Yavaşoğulları, me Önümüzdeki günlerde toplantılar ya pıp daha başka neler yapabileceğimizi ayrıntılı konuşacağız.” Yaşam kültürü Mimarlığın toplumların hayatında çok önemli bir meslek kolu olduğunu ve bu önemin topluma kavratılması gerektiğini de sözlerine ekliyor Yavaşoğulları: “Yaşadığı mekânların daha insanca ve daha yaşanabilir olabileceği konusunda toplumu aydınlatmak lazım. Toplumu oluşturan bireyler de iyi bir mimarlık hizmeti görmeyi ve daha iyi yaşanabilir bir mimari çevreyi talep etmelidir. Mimarlığın neden gerekli olduğunu elimizden geldiğince anlatacağız... Birçok kent inisiyatifi var ve onlar seslerini sosyal medya üzerinden duyuruyor. Ama toplumun daha geniş kesimlerine mimarlığın yaşam kültürü ve geleceğe bırakılan miras açısından anlaşılmasını sağlamak gerekir.” Rant dokusu Yavaşoğulları, bugünkü İstanbul mimarisinin mimarlıktan daha çok rant çevrelerinin karar verdi ği bir anlayışa sahip olduğunu vurguluyor: “Örneğin Acıbadem’de gökdelen yapıyorlar, yükseldikçe Beşiktaş İskelesi’ne tepeden bakıyor. Bizim büyüklerimiz Beşiktaş’tan Acıbadem’e gidecekleri zaman en az üç gün düşünürlerdi! Beşiktaş’taki çay bahçesinde oturuyorsunuz Acıbadem’deki gökdelenleri görüyorsunuz! Ya da Üsküdar İskelesi’nden Beşiktaş’a doğru baktığınızda her zaman arkasında korusuyla birlikte bir tablo gibi görürdünüz Dolmabahçe Sarayı’nı. Son yıllarda yapılan devasa gökdelenlerden sonra Üsküdar’dan Dolmabahçe’ye bakıldığında algılanmakta güçlük çekilen kibrit kutusu gibi görünüyor! Bu kültürel mirasa yapılan bir darbedir ve bu durumun ülkemizdeki yaşamı paylaşan tüm yurttaşlar açısından anlaşılmasını sağlayacağız. Biz Mimarlık Vakfı olarak, öncelikle mimarlık olgusunun toplum tarafında anlaşılmasını kolaylaştıracak ve itibarını yükseltecek işleri başarmaya çalışacagız. Beni sıkı bir çalışma bekliyor. Elimden geleni yapmaya çalışacağım.” Panda Fikir Sanat’tan yaz etkinlikleri Panda Fikir Sanat sevilen sanatçıları izleyicilerle buluşturamaya devam ediyor. Etkinlikler kapsamında Türkçe müziğin bilinen isimlerinden Yaşar, 19 Temmuz akşamı İzmir Babay Beach Dikili’de ve 13 Ağustos akşamı Balıker Ayvalık amfitiyatro da sahneye çıkacak. Ayrıca başrollerini Sevinç Erbulak ve Fırat Tanış’ın paylaştığı “Ayrılık” oyunu 4 Ağustos Cuma akşamı Datça Açıkhava Tiyatrosu’nda; 6 Ağustos Pazar akşamı Balıkesir Ayvalık amfitiyatroda ve 7 Ağustos Pazartesi akşamı Kuşadası AVM Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelenecek. Nedim Saban rejisiyle “Ahududu” oyunu da seyircilerle buluşacak. Başrollerini Suna Keskin, Melek Baykal ve Nedim Saban’ın paylaştığı oyun, 26 Temmuz Çarşamba akşamı Artur Tatil Köyü Açıkhava Sineması’nda; 27 Temmuz Perşembe akşamı Balıkesir Ayvalık amfitiyatroda; 28 Temmuz Cuma akşamı Kuşadası AVM Açıkhava Tiyatrosu’nda ve 25 Ağustos Cuma akşamı Antalya Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu’nda sanatseverlerle buluşacak. Detaylı bilgi için pandafikirsanat.com adresini ziyaret edebilirsiniz. ‘ŞFtçeeuırykrhlınyeaerony’rgei Ferhan Şensoy, tek kişilik gösterisi “Ferhangi Şeyler”le turneye çıkacak. 1987’den günümüze devam eden oyun, yedi ayrı şehirde izleyicilerle buluşacak. 31 Temmuz’da Bursa’da başlayacak olan turne 15 Ağustos’a kadar Denizli, İzmir, Aydın, Balıkesir, Muğla ve Antalya’da devam edecek. “Ferhangi Şeyler” de gündelik olaylar Ferhanca bir mizah penceresinden değerlendiriliyor. Moreno ‘Bodrum Müzik Festivali’nde ‘Yükselen Yıldız’ unvanlı Leticia Moreno, Rusya Devlet Akademi Senfoni Orkestrası Eşliğinde Bodrum Müzik Festivali’nde müzikseverlerle buluşacak. 14 Ağustos Pazartesi saat 21.00’de gerçekleşecek konserde, Çaykovski Perm Akademik Opera ve Balesi’nin müzik direktörü, opera uzmanı Rus şef Valery Platonov yönetimindeki orkestra, geceyi Mozart’ın Don Giovanni operası uvertürüyle açacak. Leticia Moreno 1762 Nicolò Gagliano yapımı kemanıyla, yine Mozart’ın “konçerto içinde saklı bir opera” olarak tabir edilen 5 No.’lu Keman Konçertosu’nu seslendirecek. Konser, Rachmaninoff’un 2 No.’lu Senfoni’siyle devam edecek. Ataman’ın çalışması San Francisco’da Uluslararası çağdaş sanatçı Kutluğ Ataman “Hypothalamus” adlı ses enstalasyonu ile San Francisco’da açılan “Marching to the Beat” başlıklı sergide sanatseverlerle buluşacak. Ataman’ın, çekimlerine dünyanın dört bir yanında devam ettiği “Forbidden Planet” (Yasak Gezegen) adlı filminin seslerinden derlediği eser, 26 Ağustos 2017 tarihine kadar Jessica Silverman Gallery’de ziyaret edilebilecek. Sanatçının “Hypothalamus” adlı eseri, Jessica Silverman Gallery’nin internet sayfasında da herkesin ziyaretine açık olacak. ‘Eski Bir Alkoliğin Günlüğü’ çıktı Ali Jean Çorakçı’nın yaşadığı alkol sorunu üzerine bir hastane odasında yazmaya başladığı biyografisi “Eski Bir Alkoliğin Günlüğü”, Cinius Yayınları’ndan çıktı. Alkolizmin insan hayatına etkilerinin, hataların ve çözümlerin anlatıldığı kitap “eski bir alkolik olarak sizden biriyim” diyen Çorakçı’nın gerçek hikâyesi. Bu kitapta bir insanın ‘alkolik’ olup nasıl bir ‘Eski Bir Alkoliğe’ dönüştüğünü okuyacaksınız. IBA arşivini İdil Biret meraklıları çok iyi bilirler. Sanatçının1950’lerden beri yaptığı profesyonel kayıtların tümü, alt başlıklarla katagorize edilmiş ve kutular içinde sunulmuş, 2008’den bu yana Naxos firması tarafından tüm dünyada piyasaya sürülmüştü. Bütün müzik dükkânlarında satılan bu CD’ler, Naxos Music Library, ClassicsOnline, iTunes, eMusic ve Amazon gibi sitelerde dijital formatta da dağıtılmaya başlandı. Böylesi düzenli bir sunum, İdil’in bilge piyanistliğini dalga dalga yayıyor ve ölümsüzleştiriyor. 5 CD’lik bir set Birkaç ay önce, bu etiketin artık yalnız İdil arşivini değil, nice unutulmuş yorumcumuzu da ‘Turkish Artists Edition’ serisi olarak gün yüzüne çıkartacağını öğrenmiştim. İdil’in eşi Şefik Yüksel, Türkiye’de yaşayan ve bugüne dek kayıtlarını profesyonelce sunma olanağı bulamamış nice değerli yorumcumuzu kapsayan bir projeden söz etti. Bir başka deyimle kendini saklamış sanatçılarımızdı bunlar. Ve geçenlerde bu projenin ilk ürünleri geldi: IBA etiketiyle, piyanist Tomris Öziş’in yorumundan 5 CD’lik bir set. 1935 doğumlu Tomris Hanım. Münih’te çok iyi bir eğitim almış, Rosl Schmidt’in öğrencisi olmuş. Avrupa ve Amerika’da konserler vermiş. Sonra bir rahatsızlık sonucu Tomris Öziş’i tanıyor musunuz? konser piyanistliğini bitirmiş. O günden beri uzun yıllar değerli bir eğitmen olarak İzmir’de öğrenci yetiştiriyor. Kendini hiçbir zaman ortaya çıkarmamış, kayıtlarıyla da hiç uğraşmamış. Şimdi İdil’in ısrarıyla IBA serisine giren 5 CD’lik kutuda onun 196679 yılları arasında Detroit, İzmir, Ankara ve İstanbul’da verdiği konser kayıtları derlenmiş. Bu sonuçtan çok mutlu olan İdil Biret, kitapçıkta şöyle diyor: “Bence konser kayıtları icranın hakiki yüzünü gösterdiği için çok daha anlamlıdır. Tomris Hanım’ın icralarındaki derin müzikaliteyi, pırıl pırıl bir teknikle birleştiren, hayal gücü dolu, cesur icralara nadir rastlanır.” Zarif bir teknik Aslına bağlı, zarif ve iyi bir teknikle çalınmış 5 CD’deki yapıtlar arasında bakın neler var: Beethoven Waldstein ve Les adieux sonatları, Mendelssohn Variation Serieuses, Liszt Macar Rapsodisi no. 6; ChopinBallade, Scherzo ve Mazurkalar, Debussy Estampes ve Prelüdler, Ravel Miroirs; Mozart Konçerto no. 23, Beethoven Konçerto no. 5; BrahmsKonçerto no.1; LisztKonçerto no.1, ProkofiyefKonçerto no.1, R.StraussBurlesque.  Tomris Öziş’e tebrikler ve İdil Biret’e teşekkürler. Bakalım IBA Arşiv serisinde arkadan hangi sanatçımızın raflarda unutulmuş icraları gün yüzüne çıkacak! ‘Burkamın Altındaki Ruj’ gösterimde Hindistan’da daha önce sansür kurulu tarafından kadın odaklı olduğu ve cinsel sahneleri nedeniyle gösterim izni verilmeyen “Lipstick Under My Burkha” (Burkamın Altındaki Ruj) filmi beş aylık mücdalenin ardından cuma günü gösterime giriyor. Filmde, dört kadının gizli hayatları ve arzuları anlatılıyor. Film, yönetmeni Film Sertifikasyon Üst Kurulu’na itirazda bulunmuş, birkaç sahne çıkarıldıktan sonra vizyona girmesine karar verilmişti. Yapımın yönetmeni Alankrita Shrivastava, yaptığı açıklamada filmin gösterime girmesini zafer olarak nitelendirdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle