Katalog

Pazartesi 17 Temmuz 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 3 310/1 9 0 350/2 4 0 370/2 0 0 280/2 1 0 300/1 7 0 360/1 5 0 320/1 4 0 300/1 7 0 340/2 3 0 390/2 4 0 360/1 9 0 280/1 9 0 260/1 5 0 300/2 4 0 260/1 6 0 220/1 2 0 310/1 6 0 390/2 0 0 220/1 6 0 310/1 8 0 270/2 1 0 340/2 6 0 Gencin ailesi gözyaşları içinde sahilde bekleyişini sürdürüyor. Denize girenİstanbul Bebek sahili genç kayboldu Lunaparkta eğlence treni devrildi: 1 ölü Kırşehir’de, lunaparktaki “elma kurdu” olarak bilinen eğlence treninin devrilmesi sonucu 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda, Hızırağa Mahallesi’nde faaliyet gösteren lunaparkta eğlence treni raydan çıkarak devrildi. İçerisinde 78 kişinin bulunduğu trenin altında kalan Vahap Işık (43) ve oğlu Yunus Işık (6) ile Mehmet ve Bekir Erdal kardeşler yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Vahap Işık kurtarılamadı. Lunaparkın işletme müdürü ve trenin operatörü gözaltına alındı. Arkadaşlarıyla birlikte serinlemek için Bebek sahilinde denize giren 17 yaşındaki F.Y. akıntıya kapıldı. Gencin akıntıya kapıldığı anlar arkadaşları tarafından cep telefonu ile görüntülenirken, genci ara ma çalışmaları dünden bu yana devam ediyor. Cep telefonundaki görüntülerde gençlerin suF.Y ya atladıkları görülürken, arkadaşların aralarında ‘boğulursanız da kurtarırız’ diye şaka yaptıkları görüldü. Daha sonra Furkan Yıldırım’ın akıntıya kapıldığını fark eden arkadaşının kayıttan çıktığı görülüyor. l İHA Karbonmonoksit faciası Maden ocağında gazdan zehirlenen iki işçi yaşamını yitirdi, dört işçi tedavi altında Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi Gümüşgöze beldesinde özel bir şirketin işlettiği maden ocağında önceki gece karbonmonoksit gazından zehirlenen 2 işçi yaşamını yitirdi, 4 işçi tedavi altına alındı. Gümüşhane Valisi Okay Memiş, karbonmonoksit gazından zehirlenen işçiler Ramazan Bulut ve Şükrü Arslan’ın öldüğünü, yardım için madene giren arkadaşları; Özkan Eliusta, Ramazan Kurt, Recep Özsoy ve Mehmet Yıldızhan’ın da gazdan etkilendiğini ve Kelkit Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını söyledi. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, 4 işçinin tedavilerine devam edildiği öğrenildi. l GÜMÜŞHANE/DHA ya ve “Tunceli” adı yanın da ikincil kalmaktan kurta rıp öncelikli hale getirme ye doğru bir umudu yeşer tiyordu. Yedi yıl sonra bugün, bu umudun boşa çıktığı ve Dersim’in yeniden sıkı mı sı pDaerrasnimte,zteekarlaınrırken...010 yılında Tunceli Üniversitesi’nce düzenlenen 2“1. Uluslararası Tunceli (Der kı bir “parantez”e alındığı bir dönemin içindeyiz!.. AKP partidevleti, 2010’da gayet “konjonktürel” bir tutumla artık namlunun ucundan bakmadığını söylediği coğrafyaya “terör” diye diye namluları yeniden alabildiğine doğrult sim) Sempozyumu”na bir oturumun muş vaziyette. Ve neredeyse hava başkanı olarak davetliydim. da kuş uçurtmaz bir yasakçı zihni Yerliyabancı tarihçi ve sos yetle bakmakta Dersim’e... yal bilimcilerin katılımıyla seçkinleşen ve 193738 “Dersim Harekâtı (Operasyonu)”na yönelik keskin değerlendirmelerin tam bir “günah çıkartma” ayini gibi ağırlık merkezini oluşturduğu Sempozyum’a daha ilk dakikasında AKP iktidarının valisinin sözü damga vurmuştu. Tunceli Valisi, Sempozyum’un açılışında yaptığı konuşmada, “Devlet, Doğu’suna artık namlunun ucundan bakmamaktadır” dedi!.. Bu bir bakıma da geçmişte 3738 olaylarına giden yolda Tunceli Valisi tayin edilmiş General Abdullah Alpdoğan’ın “Devletin Tunç Eli Dersim’e inecek!” sözünde en simgesel karşılığını bulan “bürokratik” tutumla gecikmiş bir yüzleşmenin işaretiydi. Ve Sempozyum’da konuşan vali, devletin geçmişte izlediği politikalarla yüzleşmesi, gerekirse hesaplaşması ve yanlışlarının değerlendirmesini yapması gerektiği anlamına gelecek sözler sarf etmekteydi. Tablo tepeden tırnağa, “resmi erkân”dan “akademik efkâr”a kadar öylesine umut vericiydi ki Sempozyum başlığına referansla “Dersim’i parantezden çıkarmak” başlıklı bir yazı kaleme almıştım o zaman yazdığım T24’te. Sonra bu başlık, Sempozyum bildirilerinin toplandığı kitabın da baş Bu doğrultuda, dünkü Cumhuriyet’te Dilek Şen’in haberinden öğreniyoruz, yıllardır yapılan, bazılarına konuşmacı olarak da, misafir olarak da katıldığım Munzur Kültür Sanat ve Doğa Festivali’ne Tunceli Valiliği tarafından OHAL gerekçesiyle izin verilmedi. 17 yılı geride bırakmış bir festival bu. Bir dünya harikası olan Munzur’un “Çay”ından “Dağ”ına açılan muhteşem yelpazede doğa ile uyum içinde olmaya yatkın bir halkın özgür birlikteliğini doyasıya deneyimleyip yeniden ürettiği bir etkinlik... Gazi Dersimliler Derneği Başkanı Haydar Altun’un ifadesiyle, kimsenin kimseyi rahatsız etmediği; kadının, erkeğin, çocuğun bir araya geldiği ve bir arada kendini özgürce ifade edebildiği bir festival. Valilik, bazı gruplar festivali farklı amaçlar için kullanabilir demiş ve noktayı koymuş: “Yassahh!..” Ama tabii ki Festival Komitesi, halkın bu gelenekselleşmiş etkinliğini yasaklamaya çalışanlara pabuç bırakma noktasında değil. “Festival bizimdir, devlet töreni değildir” diyerek etkinliği gerçekleştirmekte kararlı olduklarını vurguluyor ve halkı festivale çağırıyor. Umuyoruz ki hayata, sevgiye ve neşeye davet eden 17 yıllık bu geleneğin önüne kanlı ve ölümcül bir lığı oldu (“Dersim’i Parantezden Çı müdahaleyle çıkılmaz! karmak”, İletişim Yayınları, 2013). Umuyoruz ki AKP devletinin Anlatmak istediğim şuydu: Yıl “Tunç Eli”, Dersim’in ve Munzur’un larca yasak ya da kullanımdışı kı üzerine inmez! lınmış “Dersim” adı bu sempozyu Umuyoruz ki Festival, bir OHAL mun başlığında ve onun pek çok parantezine alınıp boğulmaya uğ oturumunun başlığında hep “Tun ratılmaz!.. celi” resmi adının yanına paran Ve bir de acı acı hatırlıyoruz, ne tez içinde de olsa eklenmişti. Ama demişti OHAL ilanının başında Baş Sempozyum’un içeriğinden, kapsa bakan Binali Yıldırım: mından, havasındansuyundan çı “Devlet, millete değil kendisine kan sonuç, gidişatın “Dersim” adı olağanüstü hâl ilan etmiştir.” nı tamamen parantezden çıkarma Hadi canım sen de!.. C MY B