22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 26 Haziran 2017 4 Erdoğan’ın korumalarına Almanya’dan veto!GÖGENR2Cİ0ELSİMİ Welt am Sonntag gazetesine göre Alman hükümeti G20 Zirvesi’ne Erdoğan’ın Washington’da göstericilere müdahale eden korumalarının gelmesini istemiyor Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın korumalarının mayıs ayındaki Washington ziyareti sırasında protestoculara yaptığı müdahalenin yankıları sürüyor. Welt am Sonntag gazetesinin haberine göre Washington’da protestoculara müdahale eden korumaların 78 Temmuz tarihlerinde Almanya’nın Hamburg kentinde düzenlenecek G20 Zirvesi için Almanya’ya gelmesi istenmiyor. Gazete Alman Dışişleri Bakanlığı’nın ABD makamlarının haklarında yakalama kararı verdiği bu kişilerin Almanya’ya gelmemesi gerektiğini Türk tarafına net bir şekilde ilettiğini bildirdi. Hamburg Polis Teşkilatı Sözcüsü Ulf Wundrack daha önce DW Türkçe’ye açıklamasında, “Washington’daki gibi Türk Cumhurbaşkanı’nın korumalarının göstericilere müdahale etmesi gibi sahneler Hamburg’da yaşanmayacak. Böyle bir şey olması halinde polis devreye girecek” demişti. Interpol’e başvurulabilir ABD’de ise siyaset, sivil toplum örgütleri, medya kuruluşları konuyu Hollanda ‘osmanlı ocakları’nı takibe aldı Hollanda Ulusal Güvenlik ve Terörle Mücadele Koordinatörlüğü (NCTV), “hükümet yanlısı paramiliter örgüt” diye tanımladığı “Osmanlı Ocakları”nın ülkede şube açmasını, “endişe verici bir gelişme” olarak değerlendirdi. BBC Türkçe’nin haberine göre; Ulu sal Güvenlik ve Terörle Mücadele Koordinatörlüğü’nün cuma öğleden sonra açıklanan raporunda, güvenliği tehdit eden son gelişmeler değerlendirildi. Raporda, isim verilmeden, “Aşırı milliyetçi paramiliter güçlere sahip bir Türk kurumun Hollanda’da şube açtığı” belirtilerek, bunun endişe veri ci bir gelişme olduğu vurgulandı. Koordinatörlük, bu kurumun Hollanda’da, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhaliflerine karşı yasadışı eylemlerde kullanılabileceği” uyarısını yaptı. Hollanda medyası, bu organizasyonun AKP’ye yakınlığı ile bilinen Osmanlı Ocakları olduğunu duyurdu. l Haber Merkezi gündemden düşürmeyerek, olayları çıkaran kişilerle ilgili ek adımlar atılmasını istiyor. Amerika’nın Sesi’nin görüşlerine başvurduğu avukatlardan Yegâne Güley, ABD’nin korumalarla ilgili İnterpol’e başvuruda bulunması durumunda aranan kişilerin Türkiye dışına çıkamayacağını, Interpol’e üye 191 ülkeye gidemeyeceklerini savundu. New York Barosu Avukatı Cahit Akbulut ise “ABD Türkiye’den bu kişilerin tutuklanmasını talep edebilir. Ben Türk korumalara uygulanacak yaptırımların sadece Amerika ile sınırlı olarak kalacağını düşünüyorum. Vizeleri iptal edilir. Bunun bir adım ötesi, bu kişilerin Türkiye dışında dolaşmasına engel olabilirler. Bu da ABD’nin bunu Interpol’e yansıtmasıyla olur” dedi. ABD’de ne olmuştu? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 Mayıs’ta ABD Başkanı Donald Trump ile Washington’da bir araya gelmesi öncesi Türkiye Büyükelçiliği konutu önünde toplanan göstericiler ‘Demirtaş’a özgürlük’ pankartı ve Suriyeli Kürtlerin Demokratik Birlik Partisi (PYD) flaması açmıştı. Bu grubun karşısında ise Erdoğan’ı karşılamak için bir grup toplanmış ve Erdoğan lehine gösteri yapmıştı. İki grup yükselen gerilim önce sözlü tartışmaya ardından Erdoğan’ın korumalarının müdahalesiyle tekmeli yumruklu kavgaya dönüşmüştü. ABD’li yetkililer daha sonra arbedeye karışan dokuz Türk güvenlik görevlisi, üç Türk polis memuru ve iki Kanada vatandaşı hakkında yakalama kararı çıkartıldığını kamuoyuna duyurmuş, Washington DC Emniyet Müdürü Peter Newsham aranan 12 kişiye Amerikan yargısına teslim olma çağrısında bulunmuştu. Erdoğan karara tepki göstermişti. Erdoğan camide rahatsızlandı Bayram namazı öncesi baygınlık geçiren Erdoğan’ın tansiyon sorunu yaşadığı belirtildi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bayram namazı için geldiği Mimar Sinan Camii’nde kısa süreli rahatsızlık geçirdi. Erdoğan’a cami içerisinde müdahale edilirken, bir süre sonra gazetecilere açıklama yapan Tayyip Erdoğan durumunun iyi olduğunu söyledi. Baygınlık geçirdi Erdoğan, dün bayram namazı için saat 05.15’te Kısıklı’daki konutundan çıktı. Ataşehir Mimar Sinan Camii’ne gelen Erdoğan burada sabah namazını kıldı. Cemaatle birlikte bayram namazı öncesi hutbe dinleyen Erdoğan rahatsızlanarak baygınlık geçirdi. Erdoğan’ın koruma polisleri hemen çember oluştururken, Cumhurbaşkanlığı sağlık ekibi anında müdahale etti. Bu sırada imam cemaate Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık durumunun iyi olduğu şeklinde duyuru yaptı. Sedyeyle caminin altında bulunan VIP salonuna indirilen Erdoğan burada bir süre dinlendi. Dışarıda ambulans bekletilirken çevre hastanelerde de hazırlık yapıldı. Bir süre sonra kendine gelen Erdoğan dışarıda gazetecilerin yanına geldi. Bayram tebriğinin ardından sağlık durumuyla ilgili bilgi veren Erdoğan, “Bugün özellikle şekere dayalı bir tansiyon dengesizliği ge çirdik. Hamdolsun kısa sürede toparlandı. Şu anda iyi bir konumdayım” dedi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tayyip Erdoğan, “Katar ile ilgili Türk askerinin çekilmesi yönünde bir ültimatom var. Siz ne dersiniz?” yönündeki soruya “Türkiye’nin asker çekmesini talep etmek, bir defa Türkiye’ye karşı da maalesef saygısızlıktır. Yani biz herhangi bir ülkeyle savunma işbirliği anlaşmasını yaparken birilerinden izin mi alacağız? Türkiye’nin de burada, askerini çekmesi gibi bir yaklaşımı Türkiye’den istemek, bu da Türkiye’ye bir saygısızlıktır. Bir diğeri hem bir taraftan kalkacağız diyeceğiz ki işte ‘basın özgürlüğü.’ Şimdi ben dünyadaki özellikle basın örgütlerine de sesleniyorum; siz neyi bekliyorsunuz, ne güne duruyorsunuz? Biz Katar’a karşı elimizden gelen desteği vermeye gayret ettik. Bundan sonra da vermeye gayret edeceğiz” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne bugün bayram arası vereceğini belirtip “Performansını nasıl buldunuz?” sorusu üzerine de “Onu kendine soracaksınız, bana niye soruyorsunuz? Yürüyen o, bir yorgunluk var herhalde” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Bayram namazı öncesi rahatsızlanan Erdoğan, yapılan müdahalenin ve dinlenmesinin ardından camiden çıktı. Erdoğan gazetecilerin sağlığı ile ilgili sorularını yanıtladı. Yıldırım, bayramı köyünde karşıladı Başbakan Binali Yıldırım, Şeker Bayramı’nı memleketi Erzincan’da karşıladı. Ramazanın son iftarını doğup, büyüdüğü Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Kayı köyünde yapan Başbakan Yıldırım, dün sabah bayram namazını da köylüleriyle kıldı. Cami çıkışında köylüleriyle bayramlaşan Yıldırım, çocuklara oyuncak dağıttı. Cami önünde açıklama yapan Yıldırım, “Bayramlar kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin doruğa ulaştığı günlerdir. İnşallah bu bayramda ülkemizin, milletimizin birliği, dirliği ve beraberliğine, tüm İslam âleminin huzuruna kardeşliğine vesile olur. Bu bayram vesilesi ile ben ülkemizin birliği, beraberliği ve vatanın bölünmez bütünlüğü için hayatını ortaya koyan sınırlarda, dağlarda ve bayırlarda ülkenin güvenliği için mücadele eden tüm güvenlik güçlerimize polisimize, askerimize, jandarmamıza, korucularımıza teşekkür ediyorum. Milletin duası onlarla beraber” dedi. Yurttaşları trafik kazalarına karşı uyaran Yıldırım, “Vatandaşlarımızdan özellikle isteğim aman siz, siz olun yolların kurallarına uyun. Yolların kralı olmaz yolların kuralı olur. Hızlı gitmenize gerek yok. Hızlı gitmekle yavaş gitmek arasın Yıldırım, bayram namazını köyünde kıldı. da bir ömür kadar fark var. Onun için sizlerin sevdiklerinize sağ salim ulaşması bizim en büyük önceliğimiz ve beklentimizdir. Bu bakımdan dostlarımızı, eşimizi, akrabamızı üzmemek için lütfen yola çıkarken dinlenmiş olarak, yorulduğumuzda ara vermek sureti ile seyahatinizi tamamlayın” dedi. l ERZİNCAN/DHA haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Tarihi değiştiren yürüyüşler... Mustafa Kemal’in “Büyük Yürüyüşü.” 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başladı, 23 Nisan 1920’de Ankara’da sonlandı. Tarihi değiştiren büyük yürüyüştür. Osmanlı İmparatorluğu çökmüştür, padişahlık kalkmış, halifelik kaldırılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi artık halkın iradesini temsil edecektir. Şimdi, Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak gene yollarda yürüyor, ADALET isteyen toplumun sesini duyuruyor. Adında “Adalet” sözcüğü bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi ise, bütün gücü tek kişiye vermiş bir adaletsizliğin simgesi olarak yaşananlara bakıyor. AKP, başta artık başkanları olan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı olmak üzere seyrediyorlar. Seyrediyorlar. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ölüyorlar. Yüzlerce insan sadece öyle istendiği için hapisteler. Gazeteciler, yazarlar, insanlar, insanlar... Binlerce insan işlerinden atılmış, unvanları alınmış, işsizler. AKP seyrediyor. Öfkeli bir sessizlikle seyrediyor. Başka öfkeliler de var. İktidar açlığı içindeki Bahçeli. Kenarda kalmışlığın burukluğu içinde Baykal. Ve Kemal Kılıçdaroğlu yürüyor. Ankara’dan Silivri’ye yürüyor. Başkentten hapishaneye yürüyor. İktidar tehdit ediyor: “Sen de girersin bak.” Aslında Kemal Bey’in yürüyüşü voltaya benziyor: “Otoyolda volta.” Ülke zaten hapishaneye dönmüş. Kimin güvenliği var ki? Adalet var mı? Herkes biliyor ki YOK. Özgürlük var mı? Herkes biliyor ki YOK. Eşitlik var mı? Herkes biliyor ki YOK. Haklının gücü var mı? Herkes biliyor ki YOK. Gelecek güvencesi var mı? Herkes biliyor ki YOK. Ne var peki? Olanlar kime var? Herkes biliyor ki; Eğer yandaş olursan, Yapılan her türlü yanlışa destek olursan, Haksızlıkları görmezden gelir, onaylarsan, Boynunu eğip teslim olursan, İtaat edip el etek öpersen, PARA da senin, MAKAM da senin olur, YETKİ de sana verilir. Her şey açık. Herkes her şeyi biliyor. Onun için de, Onlar suyun başında “oturuyor.” Sen, yollarda “yürüyorsun.” Yürümenin kutsal olduğu zamanlardayız. HHH Yürümenin tarihi değiştirdiği kutsal zamanlar vardır. Yıl 1978. Büyük Kızılderili yürüyüşü Amerika’da, SanFransisko’da başladı, Washington’a kadar sürdü. 2000 Kızılderili 5 bin kilometre yürüdü. Hükümet 11 tasarıyı geri çekmek zorunda kaldı. Bu yürüyüşe Marlon Brando, Jane Fonda, Muhammet Ali destek verdi. HHH Yıl 1991. Zonguldak’tan Ankara’ya büyük madenci yürüyüşü. Maden işçileri Şemsi Denizer başkanlığında grev yapmışlar ve büyük yürüyüşü başlatmışlardır. Tarihi değiştiren yürüyüştür. Yıl 1970. 15 16 Haziran Büyük İşçi Yürüyüşü, çeşitli yerlerden başlayarak İstanbul’da haklarını dile getirmiştir. Yürüyüşler kimi zaman bütün tarihi değiştirir. HHH Peki, AKP iktidarı yürüyecek mi? Hayır, onlar kendiliğinden yürümez. Onlar yürütmeyi öğrendiler, onu iyi bilirler. Onları biz yürüteceğiz. Onları iktidardan yürüteceğiz. Hem de öyle yürüteceğiz ki, geldikleri yeri bile bulamayacaklar. Geldiği yeri unutan, gideceği yeri de bulamaz. Her gelişin bir gidişi vardır. Onlar da öğrenecek, tarih en iyi öğretmendir. Twitter’da takip delil oldu Kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği’nin (ÇHD) Genel Başkan Yardımcısı Avukat Munip Ermiş’e ‘FETÖ üyeliği’ iddiasıyla dava açıldı. Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre geçen yıl FETÖ operasyonunda gözaltına alınıp serbest bırakılan avukat Ermiş hakkında 63 sayfalık iddianame hazırlandı. İddanamede, ‘twitter’da eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer, eski İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ve gazeteci Mehmet Baransu’yu takip etmek” de delil olarak gösterildi. İddianamede Ermiş’in “FETÖ’ye üye olduğu ve örgütle organik bağının bulunduğu” savunuldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle