19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 14 Haziran 2017 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Devlete hukuk, adliyeye adalet Yedi... Yok, şimdi, şu anda gelenle birlikte sekiz okur emektubu art arda ekranıma düşmeseydi bu Tırmık yazılmayabilirdi. İçinde bilmediğiniz, duymadığınız hiçbir yeni bilgi yok. Yine de yazıyorum... Yazıyorum, çünkü okur mektupları aralarında sözleşmişler gibi aynı konuyu vurgulayıp hemen hemen aynı soruyu sorup, aynı tatlısert fırçayı atıyorlar. Birkaçından can alıcı cümleler aktarayım: l Engin Bey, bu memlekette konu sıkıntı çekilmese gerek. Lakin siz çekiyor gibisiniz. Hapisteki arkadaşlar için yazmanızı anlıyorum ama durmadan onu yazınca sizi okumadan geçmek zorunda kalıyorum. Oysa zevkle okurduk sizi. Haberiniz olsun. l Sayın Aydın Engin, yoksulluk, yolsuzluk, hırsızlık kol gezerken siz sadece ve sadece hukuku, hukuksuzlukları, ille de tutuklu gazetecileri dert ediniyorsunuz. Farkında mısınız? l Abi, seni Politika gazetesinden beri okurum. Kürtlerin yasal partisi siyasal hayattan zorbalıkla siliniyor, sende tık yok. Memleketin tek derdi tutuklu gazeteciler mi abi? l Tırmık yazarı bey, son günlerde bir tek Göztepe yazını sonuna kadar okudum. Yani... l Aydın Engin, papaz bile her gün pilav yemez ama sen her gün bize adalet, hukuk, tutukluluk, tutuksuzluk, AYM, AİHM pilavı yediriyorsun. Doydum kardeşim, doyduk... Şu tatlıları getir sofraya... Okudunuz. Kimi dostça, kimi sertçe ama hepsi fırça. Neden? Kanıksandı mı? Olağanlaştı mı? Önemsizleşti mi? HHH Adalet Bakanı üstelik övünerekaçıkladı. 50 bin 402 kişi FETÖ’cülük suçundan tutuklu. Dikkat, darbe girişimine fiilen katıldıkları, yani tartışmasız suç işledikleri için değil, şu ya da bu ölçüde Cemaat’e yani bugünkü FETÖ örgütüne yakın oldukları için tutuklu. 140 bini aşkın kamu görevlisi görevlerinden uzaklaştırıldı ya da ihraç edildi. Aralarında FETÖ’cüler kadar ve hatta onlardan da çok akademisyen, öğretmen, sağlık emekçisi, hekim, polis, yargıç, savcı var. Tutuklu gazetecilerin çetelesini tutmak neredeyse olanaksızlaştı. Daha önceki gün Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) 161 gazetecinin tutuklu olduğunu açıkladı. Sayıyı 186 olarak belirleyenler de var. Dünyada bugünlerde toplam 348 tutuklu gazeteci var. Bunların yarısı Türkiye’de. “Dünya lideri”nin ülkesinde bu konuda da liderlik kimselere bırakılmıyor. Kaldı ki gazetecilik yaptıkları ve sadece gazetecilik yaptıkları halde “Sen gazeteci değil teröristsin; terör örgütü üyesisin” diye tutuklanmış kızlı erkekli Kürt meslektaşlarımız var ve onlar yukarıdaki sayılara dahil değil. Bu koşullarda bu Aydın Engin garibi iki Tırmık’tan birini tutuklu gazetecilere, medya üstündeki akıl almaz baskılara, düşünce ve basın özgürlüğünün kâğıt üstünde bile kalmamışlığına ayırmasın da ne yapsın! Veeee... Bana fırça atan okurlar, dediklerinizi dikkate alır da frene basarsam, Türkiye’de ve dünyada olan biteni AKP organına dönüştürülmüş gazete ve televizyonlarla yetinmek zorunda kalacağınızın farkında değil misiniz? Günde beş vakit bilmem kaç rekat Tayyip Erdoğan’ı dinlemekten öte çareniz kalmayacağını görmüyor musunuz? HHH Cumhuriyet çalışanı üç tutuklu hukukçu, Akın Atalay, Mustafa Kemal Göngör, Bülent Utku için meslektaşları her perşembe İstanbul Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nda “Adalet Nöbeti” tutuyorlar. Sonuncusunda bilincimize kazınmaya değer bir slogan vardı: Devlete hukuk, adliyeye adalet gelene kadar mücadelemiz devam edecek!.. Aha ben de buradan ilan ediyorum: İçerdeki tutuklu arkadaşlarım tahliye olana kadar değil, “Devlete hukuk, adliyeye adalet gelene kadar...” bu Tırmık’lar devam edecek. Yani ey okurlar! Bu konuya fazla sık değindiğim için değil, aksatırsam, seyrekleştirirsem bana fırça atın e mi? DARBE GİRİŞİMİNE İLİŞKİN TUTUKLAMALARDA İHLAL İDDİALARI Gözler AYM Genel Kurulu’nda Anayasa Mahkemesi (AYM) İkinci Bölümü, 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle bağlantılı yürütülen soruşturmalar kapsamında uygulanan tutuklama tedbirinin hukuki olmaması, tutukluluğun makul süreyi aşması, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması ve tutukluluk incelemelerinin duruşmasız olarak yapılması gibi nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkin bireysel başvuruyu, Genel Kurul’a sevk etti. AYM Genel Kurulu, OHAL tutuklamalarıyla ilgili ilke kararını haftaya salı günü görüşecek. AYM İkinci Bölümü, dün, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili soruşturmalar kapsamında tutuklananlarla ilgili başvuruyu görüşmek üzere toplandı. Anayasa Mahkemesi’nin resmi internet sitesinden yayımlanan toplantı gündeminde de yer alan başvuruyu, Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm Başkanlığı sa at 10.00’da toplanarak, kabul edilebilirlik ve esas bakımından karara bağladı. Gündemin başvurusu, “Darbe teşebbüsüyle bağlantılı olarak yürütülen soruşturmada uygulanan tutuklama tedbirinin hukuki olmaması, tutukluluğun makul süreyi aşması, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması ve tutukluluk incelemelerinin duruşmasız olarak yapılması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir” ifadeleriyle duyu ruldu. AYM İkinci Bölüm Başkanlığı, toplantı sonunda başvuruyu, Genel Kurul’a sevk etme kararı verdi. Buna göre OHAL ve darbe soruşturmalarında tutuklananlarla ilgili başvuruyu, 15 üyeli Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu görüşecek. Genel Kurul tarafından verilen kararın, pilot karar olabileceği ve bu kapsamda Yüksek Mahkeme gündemindeki diğer bireysel başvurularda da aynı şekilde uygulanabileceği öğrenildi. l ANKARA / Cumhuriyet İnfaz edildi iddiası Operasyonda öldürülen TAYAD üyesi Özkeskin için Halkın Hukuk Bürosu açıklama yaptı İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Kadıköy Koşuyolu Mahallesi Betül Sokak üzerindeki bir sitedeki eve önceki gece 00.00 sıralarında operasyon düzenledi. İddiaya göre polis ile evde bulunan İnanç Özkeskin arasında çatışma çıktı. Çatışmada, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bombalı suikast hazırlığında olduğu iddia edilen Özkeskin öldürüldü. Olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edilirken, bölge güvenlik çemberine alındı. Olay yeri inceleme ekipleri ve Cumhuriyet Savcısı’nın incelemelerinin ardından Özkeskin’in cenazesi zırhlı araçlar eşliğinde otopsi için Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Bu sırada Özkeskin’in cenazesi getirilmeden önce Adli Tıp Kurumu önünde yoğun güvenlik önlemi alındığı görüldü. Halkın Hukuk Bürosu da Twitter adresi üzerinden yaptığı açıklamada İnanç Özkeskin’in polislerce katledildiğini öne sürdü. Halkın Hukuk Bürosu’ndan yapılan açıklamada Özkeskin’in müvekkilleri olduğu ve öldürüldüğü evin ise anne ve babasıyla kaldığı evleri olduğuna dikkat çekilerek, “Anne babasıyla kaldığı evde polis tarafından katledildi. Katliamı meşrulaştırmak için yalana sarıldılar. ‘Eylem hazırlığındaydı, çatışma çıktı, etkisiz hale getirildi...’ Bunların hepsi katliamı meşrulaştırmak için kullandıkları yöntemlerdir. Medyanın utanmaz bir cahillikle tekrar ettiği haber yalan. İnanç Özkeskin’in katledildiği ev kendi ikametgâhı... Bu söylemleri artık çok iyi biliyoruz. Dilek Doğan’ı annesinin dizinin dibinde katlettiklerinde de aynı yalanları söylediler” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Uğur Kurt’un annesi beraat etti Okmeydanı Cemevi’nde Mayıs 2014’te cenaze törenine katılmak yan yargıç, dava kapsamında dinlenen tanığın olaya ilişkin net görgüsünün olma üzere beklerken öldürülen Uğur Kurt’un dığını belirtti. Yargıç, şüpheden uzak ke annesi Güllünaz Kurt, oğlunu öldürdüğü sin delil olmadığını, mahkemenin tuttu için 12 bin 100 TL ceza verilen polis Sez ğu tutanakta kimin kime vurduğunun bel gin Korkmaz’ın avukatı Tolga Yurdakul’un li olmadığını kaydederek, Kurt’un hakaret saatini kopardığı iddiasıyla yargılandığı ve yaralama suçlarından beraatına hük davada beraat etti. Dosyayı karara bağla metti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) üyesi İnanç Özkeskin’in 1996’da ölüm oruçlarında hayatını kaybeden İlginç Özkeskin’in ağabeyi olduğu öğrenildi. KARADAĞ TEPKİSİ TBB’den yeni HSK’ye çağrı Türkiye Barolar Birliği, Yargıçlar Sendikası Başkanı Hâkim Mustafa Karadağ’ın Ankara’dan Şanlıurfa’ya sürülmesine tepki gösterdi. Karadağ’ın görev yerinin sendika merkezine uzak bir şehirle değiştirilmesinin sendikanın kurumsal kişiliğinin hedef alındığı algısına yol açtığına dikkat çekilen açıklamada, “Yeni HSK’den beklentimiz, hâkim güvencesini, mahkemelerin bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlaması, liyakat esasını benimsemesidir” denildi. Barolar Birliği’nden yapılan açıklamada, son dönemde yaşanan bazı gelişmelerin, yargının bağımsız ve tarafsız kimliğinden hızla uzaklaştığı kaygısına neden olduğu belirtildi. Açıklamada, “Bu çerçevede Yargıçlar Sendikası’nın kurumsal kişiliğinin hedef alındığı algısına yol açacak şekilde başkanının görev yerinin, sendika merkezine uzak bir şehirle değiştirilmesi yakınmalarımızı teyit eder mahiyettedir” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet Herkes masum R.K. suçlu Adana Cezaevi’nde iki çocuğun ölümüne neden olan yangına ilişkin tek başına yargılanan R.K bugün hâkim karşısında. İddianamede infaz koruma memurları ve diğer sorumlulara hiçbir suçlama yöneltilmiyor Başkentte ırkçı saldırı Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki bir inşaatta çalışmak için Bingöl’den gelen üniversite öğrencisi F.C. ve 7 işçi ırkçı bir grubun saldırısına uğradı. İşçilere demir sopalar ve coplarla saldıran 100 kişilik grup dün gece saatlerinde şantiyede kalan Kürt işçileri hedef aldı. Saldırı sırasında bir işçiyi üçüncü kattan aşağıya atan grup işçilere işkence yaptıktan sonra tüm işçileri inşaat dışına çıkartarak İstiklal Marşı okuttu. Gazeteduvar’ın haberine göre; olayda yaralanan üniversite öğrencisi F.C. yaşadıklarını anlattı. Bingöl’den para biriktirmek için çalışmaya geldiğini söyleyen F.C. olayın öncesin de akli dengesi bozuk olan bir kişinin Nallıhan meydanında ‘Yaşasın Kürtler’ diye bağırdığını ve ardından bu olayın yaşandığını söyledi. Akli dengesi bozuk kişi ile inşaatta çalışan işçilerin arkadaş olduğunu ve yemek aralarında ona yemek verdiklerini belirten işçi yaşadığı şoku atlatamadığını belirtti. Saldırının gerçekleştiği sırada olay yerinde polisin olduğunu fakat müdahale etmediğini söyleyen işçi, “Ancak bir arkadaşımız 50 kişinin arasında kaldı ve onu tekmelemeye başladıklarında polis araya girdi, yoksa öldüreceklerdi” dedi. Saldıran ırkçı grubun “Ülkemizden defolup gidin. Biz size yemek verdik ama siz ihanet ediyorsunuz” diye bağırdıklarını söyleyen F.C., “Ben seviyorum bu ülkeyi, kurban olurum bayrağıma ama bizi ülke düşmanı gibi kapıya çıkarıp İstiklal Marşı’nı okuttular. Bozkurt işareti yaptırdılar” dedi. Saldırganların “Burada kalırsanız hepinizi öldürürüz” diye tehdit ettiğini ve bu sabah Bingöl’e geri döndüğünü söyleyen F.C. “Saldırının ardından uyuyamıyorum. Gözümün önüne üçüncü kattan atılan arkadaşımla yerde tekmelenen arkadaşım geliyor. İnsan olan bunu yapmaz. Hepimiz insanız ve insan olarak değer vermeleri gerekiyor” diye konuştu. l Haber Merkezi Adana E Tipi Kapalı Cezaevi Çocuk Koğuşu’nda 18 Ocak’ta çıkan yangınla ilgili 62 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 14 yaşındaki R.K., “kasten öldürme, kasten yaralama ve kamu malına zarar vermek” iddialarıyla bugün yargıç karşısına çıkacak. İddianamede, infaz koruma memurlarına yangınla ilgili hiçbir sorumluluk yüklenmedi. Yangında, Muhammed Erdoğan, Mehmet Altunhan ve Ferhat Kaya yaşamını yitirirken 3 tutuklu çocuk yaralanmıştı. Adana Barosu, Çocuk Vakfı, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), İnsan Hakları Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın da aralarında bulunduğu 10 örgüt, bugün başlayacak davayla ilgili ortak açıklama yayımladı. Açıklamada, CİSST’in olayla ilgili kamera kayıtlarının izlenerek ve çocuklarla görüşülerek inceleme yapılması yönündeki talebinin Adalet Bakanlığı ve yetkili kurumlarca reddedildiği anımsatıldı. R.K. ile dernek avukatlarının görüşmesinin kaydedildiği, avukatlar hakkında çocuğu yönlendirdikleri gerekçesiyle tutanak tutulduğu belirtildi. Açıklamada, Türkiye’de 2009 yılından Mart 2017 tarihine kadar hapishanelerde 18 çocuğun yaşamını yitirdiği anımsatılarak, “Kurum görevlilerinin sorumluluklarının ve ihmalinin tartışılmaması, endişeleri arttırmaktadır. 3 çocuğun yaşamını yitirdiği yangından kısa bir zaman sonra yeni bir yangının çıkarılması, hapishane içinde çocukların ihtiyaçları veya şikâyetlerinin yeterince gözetilmediğini ve nitelikli önlemlerin alınmadığını düşündürtmekte, hapishanelerdeki çocukların yaşam hakkından dolayı kaygı duyulmasına neden olmaktadır” denildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle