27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kadın milli geliri artırır Aziz Sancar Vakfı’nca GIS Projesi 2017 Uluslararası STEM Paneli’nde konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Kadın istihdamının 10 puan art EKONOMİ ması halinde milli gelir 3 puan artıyor” dedi. 8 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ TÜSİAD’dan uzlaşı imzası TÜSİAD ve Türkiye Adalet Akademisi mutabakatı belgesi imzalandı. Belge ile iş dünyasının hukuki sorunlarının çözümüne katkı sağlayacak işbirliği mekanizması kuruldu. Pazar 11 Haziran 2017 Ilk fatura Isparta Şehır Hastanesı’ne Isparta Şehir Hastanesi üç ay önce açıldı. Devletin Kamu Özel İşbirliği modeliyle Akfen Holding’e yaptırdığı 785 yataklı hastane 1.2 milyar TL’ye mal oldu. Açılışta Başbakan Yıldırım, hastalardan para alınmayacağını söylemişti. Hastadan para istenmeyen (ki Ispartalılar tersini söylüyor) Isparta Şehir Hastanesi’nde bugün doktorlar para alamıyormuş. Isparta’nın haber sitesi bomba32.com duyurdu. Nisandan bu yana döner sermaye ödemesi yapılmayan doktorlar, çözüm bulunmazsa 1 Temmuz’da iş bırakacaklarmış. İddiaya göre, hastanenin geliri giderini karşılamıyordu. Şirkete döner sermayeden ödeme garantisi verildiği için çalışanlar maaş alamıyordu. AKP Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç “Halledilmesi gereken idari sıkıntılar” olduğunu kabul etti. Hamdi Akın: Hizmet verip fatura kesiyoruz Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’ı aradım. Yurtdışındaydı. (Malum, TAV Havalimanları şirketindeki 8.1 hisselerini Fransız Aeroports de Paris Group’a devretti.) Haberi aktardım. “Şirkete döner sermayeden para ödendiği için doktorlara para ödenemiyormuş” iddiasının doğruluğunu, doğruysa yapılan ödemenin Sağlık Bakanlığı’nca taahhüt edilen kira ödemesi mi olduğunu sordum. Akın dedi ki: “Kira değil bu. Şehir hastanelerinde güvenlik, temizlik, görüntüleme gibi hizmetleri şirket veriyor. Dolayısıyla bu hizmetler karşılığı devlete fatura kesiyoruz” dedi. Devamla, “Doktorların döner sermayeden para alamadığı sorununu bilmediğini, belki de Isparta’da daha önce döner sermayesi bulunan kamu hastanelerinin Şehir Hastanesi çatısı altında toplanması nedeniyle böyle bir durum ortaya çıkmış olabileceğini” belirtti. “Bize sözleşme gereği Maliye kaynaklı bir ödeme yapılıyor tabii. Ama nereden nasıldır, o ödeneği nereden nereye aktarıyorlar ben bilemem” diye ekledi. Görünen şu: “Harcama etkinliği sağlanacak” iddiasıyla yola çıkılan şehir hastanelerinde, ortaya çıkan manzaranın etkinlikle pek ilgisi yok. Isparta’daki “döner sermaye ödeme” sorunu, bütçeye 20 yıl boyunca yüklü faturalar çıkaracak şehir hastanelerinin son sorunu olmayacak. Hazine hibelerinde kuşku Adı Hazine Müsteşarlığı. Devlet adına hibe alıp vermeye yetkili tek kurum. Yabancı ülkeler, uluslararası kuruluşlar, resmi fonlar, yatırım bankaları Türkiye’ye karşılıksız nakdi yardım verebiliyor. Aynı yardımı Türkiye de yapıyor. İşlem Hazine yetkisinde. Kullandırma bakan imzasıyla mümkün. Hazine hibeleriyle ilgili kurallar bir yönetmelikte yazılıydı. O yönetmelik 8 Haziran’da değiştirildi. Değişiklik, 2009 tarihli olan aynı konudaki yönetmeliği yürürlükten kaldırdı. Resmi Gazete’ye bakıp yenisiyle eskisini karşılaştırdığınızda iki metin neredeyse aynı, Uzun arayınca bulunuyor ama. BİR: Normalde bu yönetmelik değişikliği yapılırken Sayıştay görüşü alınması gerekiyordu. Alınmamış. Eski yönetmelikte Sayıştay görüşü alındığı ifadesi varken, bunda yok. İKİ: Sayıştay’ın neden devreden çıkarıldığını ise “hibe tutarları”yla ilgili asıl büyük değişikliği görünce hisseder gibi oluyorsunuz, Önce yönetmeliğin “hibe tutarları” ile ilgili eski maddesine bakalım: “Söz konusu hibe tutarları Müsteşarlık bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanır. Anlaşmada belirtilen nakdî hibe ve yardımlar bütçeye gider kaydedilerek T.C. Merkez Bankası’nda döviz cinsinden açılacak hesaba aktarılabilir. Ödemeler, anlaşma hükümleri çerçevesinde belirlenecek esaslar dahilinde ilgili hesaptan yaptırılır.” Maddenin yeni halinde ilk cümleden sonrası yok. Yerine başka ifadeler var. Özetleyecek olursak: Alınan hibeler artık bütçeye gider kaydedilmeyecek. Hibeler Merkez Bankası hesabında tutulmayacak. Peki Hazine, T.C. alacağı hibeleri nereye yatırıp hangi hesapta tutacak? Bunun cevabı yok. Bana sorarsanız, “Belki Ziraat Bankası’nda belki de Varlık Fonu’nda” bile diyebilirim. Vahim bir sapma olduğunu belirtmeye gerek yok. Zeytinin hükmü İGA’cılar petrol istasyonu kuracak 3.havalimanı inşaatı, İstanbul doğasını tahrip ede ede sürüyor. İnşaatı yapan İGA AŞ ortaklarının, bir de akaryakıt şirketi kurduğunu buradan duyurmuştuk. Ekim 2016’da kurulan 100 bin TL sermayeli şirkete, Cengiz, Limak, Kolin, Kalyon ve Mapa şirketleri eşit hissedar. İGA Havalimanı Akaryakıt Hizmetleri AŞ adlı bu şirket, şimdi ana sözleşmesini değiştirdi. Sekiz ay sonra gelen iki önemli değişiklik şöyle: Sermaye 100 bin TL’den 3 milyon TL’ye çıkarıldı. “Amaç ve konu” maddesine yepyeni bir faaliyet alanı eklendi: “Akaryakıt istasyonu açmak ve işletmek. Her türlü petrol ürün, benzin, mazot, dizel, bio dizel, LPG, LNG, madeni yağ vb alım satım, perakende ticareti ve pazarlamasını yapmak.” Limak’ın sahibi Nihat Özdemir akaryakıt ve tedarikin, 3. havalimanı projesinin en önemli ihtiyacı olduğunu söylemişti. Anlaşılan o ki, uçak yakıtı tedarik etmek “Meşhur 5’liye” yeterli gelmemiş. Yakın gelecekte otoyollarda tabelasında İGA yazılı petrol istasyonları görmeye hazır olun. LÖSEV’İN RAMAZAN KOLİLERİ LÖSEV, ramazan ayı boyunca lösemilikanserli, çocukyetişkin hasta ve onların ihtiyaç sahibi ailelerine yardım kolileri ulaştırıyor. İçinde gıdadan giysiye, kırtasiyeden oyuncağa pek çok ihtiyaç malzemesi var. Desteğinizin LÖSEV için önemi, tahmininizden büyük. Bütçenize göre koli oluşturmak mümkün. www. losev.org. tr’ye bir göz atsanız? Genç Cumhuriyet’in 82 yıl önce zeytini korumak üzere çıkardığı yasanın değiştirilmesi gündemde. Zeytinlik alanları maden şirketlerine vermek isteyen AKP’nin, tepkiler büyüyünce metni “Komisyona geri çekmesi” tehlikenin bittiği anlamına gelmiyor. Ses sistemlerindeki “Pause” tuşu gibi bu. Tamamen durdurabileceği gibi kötü şarkıya kaldığı yerden devam edebilir de. Mahfi Eğilmez’in blogunda yayımladığı “Zeytin Dosyası” kıymetli bilgileri bir arada sunuyor. İşte bazı veriler: Dünyada 900 milyon zeytin ağacı olduğu tahmin ediliyor. 174 milyonu Türkiye’de. Zeytinle uğraşan aile işletmesi sayısı 320 bin. Türkiye dünyada en fazla zeytin üreten 4. ülke. Yılda 1.3 milyon ton ile. Zeytinyağı üretiminde ise 6. sıradayız. 144 bin ton ile. Zeytin ağacı sayımız 173 milyon 785 bin. (1990’dan bu yana iki kat artış) Ömrü 2 bin yıla ulaşan zeytin ağaçları var yeryüzünde. Kaç devlet kurulup yıkılmış, kaç savaş, kaç kayıp zeytin ayakta. Hükmü, söz hakkı hepimizinkinden fazladır. Maliye yargı tanımadı Maliye Bakanlığı, yargı ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kararına karşın geçici Satışlar mayıs ortasına kadar hızlı seyretti. personele ek ödeme vermemekte ısrar etti. MemurSen, Maliye’yi dava etti Mobilyacıların yüzü Bu da bir çeşit istihdam seferberliği! 2kişinin çalıştığı yere, 600 kişilik sigorta borcu geldi. Durumu anlamak için gittiğinde iki günde 600 kişinin işe girişinin yapıldığını gördü. İzmir’in Konak ilçesinde camçerçeve işi yapan bir kişi, çalıştırdığı elemanı ve kendisinin SGK primlerini ödemek için gittiği bankada, 600 kişi çalıştırdığı ve 450 bin lira borçlu olduğunu öğrendi Kemeraltı semtinde 23 yıldır camçerçeve işi yapan 43 yaşındaki Bünyamin Polat, 2 Mayıs saat 16.30 sıralarında kendisinin ve iş yerinde çalışan yengesi D.P’nin Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK) prim borçlarını ödemek için bankaya gitti. Polat, görevlinin borcun 156 bin lira olduğunu belirtmesi üzerine ne yapacağını şaşırdı. Ertesi gün SGK il müdürlüğüne giden Polat, toplam 30 metrekarelik dükkanında 600 kişinin sigortalı olarak çalışıyor gözüktüğünü ve borcunun 450 bin lira olduğunu öğrendi. Polat, bu durum karşısında önce SGK’ya ardından Emniyet’e ve savcılığa suç duyurusunda bulundu. l Ekonomi Servisi Maliye Bakanlığı, yargı ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (KDK) kararına karşın davaları kazanan 4C statüsündeki geçici personele ikinci ek ödemeyi vermedi. Maliye, KDK’nin kararının “uygulanabilir olmadı nı” istedi. Maliye Bakanlığı ise ğını” savunurken, kara KDK’ye gönderdiği yazıda bu ra tepki gösteren Memur talebi reddetti. Maliye, bu ge Sen’e bağlı EğitimBirSen rekçeyle KDK’nin tavsiye ka Danıştay’a dava açtı. rarında yer alan çözümün “uy MemurSen, Mali MUSTAFA gulanabilir nitelikte görülme ye Bakanlığı’nın lehleri ÇAKIR diğini” bildirdi. Maliye’nin bu ne yargı kararı bulunan kararına MemurSen’den tep 4C’lilere ek ödeme ver ki geldi. Konfederasyon, ba memesi üzerine KDK’ye başvur kanlığın, KDK’nin kararının uygu du. Başvuruyu haklı bulan KDK lanabilirliğini ortadan kaldıran tür da “tavsiye kararı” alarak Mali den bir karar alma hak ve yetkisi ye Bakanlığı’na gönderdi. KDK, bulunmadığını belirtti. MemurSen, 4C’lilerin yaşadıkları mağduriye bu durumun KDK kararlarını işlev tin idareler tarafından giderilmesi siz bırakacağına, kurumun itibarı için, “bu kişilerin hem yargı kararı na zarar vereceğine, idarenin ey kaynaklı ek ödemeden hem de top lem ve işlemlerinin denetlenmesini lu sözleşme kapsamındaki ek öde ortadan kaldıracağına dikkat çekti. meden yararlanacağını öngören ge MemurSen’e bağlı EğitimBirSen nel bir uygulama yazısının Mali de Maliye’nin kararının iptali için ye Bakanlığı tarafından yazılması Danıştay’a dava açtı. l ANKARA KDV ile güldü Mobilya sektörü KDV indiriminin satışla rını hareketlendirdiği görüşünde. Katma Değer Vergisi (KDV) indiriminin başladığı şubat ayının ilk günlerinden itibaren mobilya satışları yüzde 40 artarken, 30 binlik ek istihdam yaratıldı. Mobilya Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, özellikle mayıs ortasına kadar satışların çok hızlı geçtiğini söyledi. Güleç, KDV indirimi sonrası fiyatların yüzde 10 düştüğünü anımsatarak, henüz bir zam yapmadıklarını, ancak çok nadir de olsa zam yapan mobilyacı olabileceğini söyledi. Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkan Vekili Cüneyt Yanıkçıoğlu, mobilyacıların 2023 hedefleri kapsamında devletin kendilerine koyduğu 6 milyar dolarlık hedefi 10 milyar dolar olarak revize ettiğini hatırlattı. l Ekonomi Servisi Koku endüstrisine yerli bir soluk Selüz Kimya’nın Silivri’deki 17 bin metrekarelik tesislerinde, 15 bin koku reçetesinden esans üretiliyor. 120 kişilik çalışanın 50’si araştırma geliştirme bölümünde görev yapıyor Sıfırcı hoca not düşürdü Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodys, Güney Afrikanın kredi notunun “Baa2”den “Baa3” seviyesine indirildiğini, görünümünün de “negatif” olduğu açıkladı. Açıklamada, azalan büyüme beklentilerinin siyasi belirsizliği ve yapısal reformlardaki yavaş ilerlemeyi yansıttığı belirtilerek, artan kamu borcu nedeniyle ülkenin mali gücünün aşındığına işaret edildi. Ayrıca, ülkenin negatif görünümünün siyasi görünümünden kaynaklanan büyüme ve mali düzenleme üzerindeki riskleri yansıttığı belirtildi. l Ekonomi Servisi ÖZLEM YÜZAK Lavanta yağını Fransa’dan, portakal yağını Brezilya’dan, kekik ve zahter yağını İspanya’dan alıyoruz. Bu kadar da değil, daha binlerce farklı koku hammaddesi.... Koku sanayi katma değeri yüksek bir sektör. Ayakkabı boyasından kedi kumuna kadar satın aldığımız pek çok üründe bir şekilde esans da bulunuyor. Sadece Türkiye’de bile 140 milyon dolarlık bir pazar bu. Ve yarıdan çoğu ithalat. Dünyada 25 milyar dolara ulaşan bir sektör. Endemik bitki cenneti olarak bilinen Türkiye ne yazık ki bu sektörü de değerlendiremiyor. Silivri’de ileri teknolojiye sahip fabrikasında ko ku sanayi için üretim yapan Murat Öztürk ile hem fabrikayı dolaşıyor hem de sohbet ediyoruz. İkinci kuşak Almancı Öztürk. Oflu babası Almanya’ya işçi olarak ilk gidenlerden. Uzun süre İsviçre’nin köklü esans şirketi Luzi AG’de çalışan Murat Öztürk, Selüz’ü 10 yıl önce 2 kardeşi ile kurmuş. Çoğu üniversite mezunu, 50’si araştırma geliştirmede toplam 120 kişi çalışıyor. Tahran’da iki ofisi var Öztürk 2000’de Türkiye’ye döndüğünde İsviçreli şirketin distribütörlüğünü almış. Selüz Kimya’nın 40 milyon dolar tutarında bir yatırım ile kurulduğunu ekliyor. Fabrikada Avrupa’nın farklı ülkelerinden 6 par fümör de çalışıyor. Parfümörlerin de desteğiyle 1500 civarındaki koku özlerinden yeni esanslar üretiliyor. Avrupa’da 1800’lü yıllarda başlayan bir sektör endüstriyel koku üretimi. Öztürk de “Alacağımız hayli yol var” diyor. Türkiye’de parfümör eğitimi veren bir kurum olmadığı için “Seluz Parfüm Akademisi” kurmuşlar. Kimya fakültelerinden 11 öğrenci seçiyorlar ve akademide 4 yıllık eğitime alıyorlar. Öztürk “Türkiye’nin kendine özgü doğal hammaddelerini ortaya çıkartmalıyız” diyor. Bu yüzden yerel yöneticilerle Karadeniz’in orman gülü, Mersin’in nergisi, Muğla’nın sığla ağacı, Urfa’nın zahteri gibi bitkiler üzerinde çalıştığını belirtiyor. Murat Öztürk C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle