27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 11 Haziran 2017 6 dizi TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU 224 gündür özgürlüğünden yoksun... 2017 TÜROB Başkanı Timur Bayındır: 2017’nin ne olacağı 2016’dan belliydi. Yolcu sayılarında belki küçük bir artış var ama gelirde hiçbir artış yok, tam tersi eksilme var Var olanlar dolmadan, yeni oteller yapmak akıllıca iş değil. Arztalep içüinm‘it yokdengesini iyi oturtmak gerekiyor Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır, turizmde bir şey bozulduğunda düzelmesinin 34 yıl aldığını belirterek, “Turizm deyip geçmemek lazım. En can alıcı kısmı istihdam. Bağdat Caddesi’nde Kızıltoprak’a kadar 50 kapalı dükkân var. Ama bizde görünmüyor. Birini resepsiyonda bekçi tutuyor. Biri geldiğinde sorduğunda ya otel dolu diyor ya tadilatta diyor. Ama otel kapalı. Çok büyük bir iş kaybı var” dedi. 3 Timur Bayındır ile sektörün durumunu ve çıkış yollarını konuştuk. n 2016 sektör açısından kötü geçti. 2017 nasıl gidiyor? Çarşambanın gelişi perşembeden belli olur derler. 2017’nin ne olacağı 2016’dan belliydi. Düzelir ümidiyle gittik ama baktık ki orada da yanılmamışız. 2017 de parlak başlamadı. Yolcu sayılarında belki küçük bir artış var ama gelirde hiçbir artış yok tam tersi eksilme var. Artık neredeyse bedavaya verdiğimiz için insanlar geliyor. Bunlar da gerçekten Türkiye’ye mi geliyor yoksa çok ucuz olduğu için mi geliyorlar bilmiyorum. Ama henüz tatilimizi Türkiye’de geçiriyoruz çok da iyi geçiriyoruz gibi bir durum yok. Hem sağlıklı, hem rahat, hem güvenli. Öyle bir şey yok. n Hiçbir pazar da mı hareketlen me yok? Geçen aylarda Rusya’ya fuara gitti ğimizde herkes çok ümitlendi. Ama Rus halkı uçağın düşürülmesinden dolayı halen kızgın. Turizm otoriteleri de bize bunu hissettirdiler. Yasalarla koruyun n Turistin gelmemesinin tek ne deni terör mü? Değil. Artık terörün global bir me sele olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu konuda başarılı da olduk. Artık terörde ülke seçmiyorlar. Rusya’da bize şunu da sordular, dediler ki benim insanım orada Türk hükümeti ve kanunları tarafından korunacak mı? Haklarının kanunlarla korunmasından emin olmak istiyorlar. Sadece teröre karşı emniyet değil de her şeye karşı emniyet ve güvence istiyorlar. Sağlığa karşı emniyet. Biz Rusya’dan döndüğümüzde bu yıl gelecek Rus sayısı 2 milyonu geçmez dedik. Önümüzdeki günlerde göreceğiz. n 2 milyon Rus turist bu yıl Türkiye’yi kurtarır mı? Hayır hiçbirşey yapmaz. Sadece Rusya pazarındaki problemin yarısını halletmiş oluruz. Bizim asıl müşteri kitlemiz Avrupa. Ama şu anda Avrupalı yok. Hadi Araplar ve Ortadoğu’dan da 2 milyon turist gelsin, etti 4 milyon. Şu anda gelmeyenler için alternatif bir ülke yok. n Alternatif olarak Hindistan ve Çin’in adı geçiyor, gelmezler mi? Şimdi biz bir yemek yapıyoruz. Bu yemeğin bir ön hazırlığı var. Ondan sonra bir pişme, sonra süsleme, sonra masaya geliyor. Bizler oturduk, oturduk hep düşündük, Hindistan’dan, Çin’den gelseler ne iyi olur diye. Daha yeni yeni harekete geçtik. Daha demek ki biz mutfağın hazırlık aşamasında yız. Bunun daha pişmesi var. Sadece yatakla olmaz n Peki nasıl kurtulur ki bu sektör? Turizmde bir şey bozulduğu zaman düzelmesi 34 yıl alır diyoruz. Yine eski rakamları bulma ihtimali çok zayıf. Eğlence programları satmamız lazım. Sadece deniz, kum, güneşle olmaz. Türkiye’de bundan 20 yıl önce bir turistin harcadığı para 800 dolarmış. Şimdi 820 dolara çıkmış. Demek ki 20 yılda 20 dolar artmış. Her yıl 1 dolar. Kişi başı 1000 dolara getirmemiz gerekiyor. Hiçbirşey satamıyoruz ki. Adam geliyor, uçak, otel, yemek ödüyor ya başka? Bunlar 820 dolar tutuyor. Değişik bir program sunmak lazım. Turist baleden, operadan hoşlanabilir. Bizim operamız yok. Bırak binamız yok. Satabileceğiniz şeyler üretmek gerekiyor. Sadece yatak satmakla bu işler olmuyor. Seyahat eden insanların çok turistik yerlere gitme arzusu yok. Onlar halkla beraber, halk nasıl yaşıyor bunu görmek istiyorlar. İstanbul’a geleceksin İstanbullu gibi yaşayacaksın ki hissedebilesin. Asmalımescit’i bitirdiler. Turist getirecek birtakım güzel şeyleri yok etmemek gerekiyor. Para harcatacak hiçbirşey yapmıyoruz. Otel yapıyoruz sürekli. Var olanlar dolmadan yeni oteller yapmak akıllıca iş değil. Arz, talep dengesini iyi oturtmak gerekiyor. İhtiyacı karşılamıyor n Şu anda çok mu otel arzı var? Sadece Talimhane’de 12 bin yatak var. Bunu doldurmak için sadece 12 bin kişinin buraya gelmesi gerekiyor. Bunların yüzde 50’ye yakını doldu. Turizm deyince sadece yabancı değil. Yerlisi, işadamı da var. Buraya geliyor, mal alıyor. Bunun yüzde 50’nin yüzde 30’u Türk müşteridir. Fiyatlar korkunç düşük. İstanbul’daki lüks otellerde 200 dolara yatıramazdın, şimdi getirip 4050 dolara yatırabiliyorsun. Oda kahvaltı... O parayla dönmüyor. Her hafta kongre, her hafta fuar olmak zorunda. Bir gösteri olacak. Çok büyük orkestra olmalı. İnsanlar Sadece Viyana Filarmoni Orkestrası’nı dinlemek için Viyana’ya gidiyor. Birtakım şeylere artık cici yapmamız lazım. İstanbul’da yaklaşık 200 bin yatak var. 10 gün dolu olsa 2 milyon yatak yapar. Yani 1 ayda 6 milyon kişi lazım bu yatakları doldurmaya. 12 ile çarparsak 72 milyon geceleme ile ancak İstanbul otelleri dolar. İnsanların 2.5 gün kaldığını düşünürsek 35 milyon kişi gelmeli ki İstanbul’daki yatak kapasitesi dolsun. Ama Türkiye’ye gelen turistin tamamı İstanbul’un ihtiyacını karşılamıyor. Otelleri batırmayalım n Sektörde neler eksik yapılıyor çıkış, yolu ne? Ülkelerle olan politik dilimizi yumuşatmamız gerekiyor. Avrupa ile mutlaka iyi geçinmeliyiz. Avrupa bizim için vazgeçilmez müşteri potansiyeli. Kongre turizmine nasıl bir teşvik, nasıl bir doping vereceksek verip kongreleri ve fuarları çoğaltmamız lazım. Yurtdışındaki müşavirlerimiz eksik ve yetersiz. Basınla iletişimi kurabilecek turizm müşavirlerinin muhakkak tamamlanması gerekiyor. Mutlaka dil bilen insanların gönderilmesi gerekiyor. Kruvaziyerde %75 daralma Türkiye’de kruvaziyer yolcu trafiği, 2017 yılı OcakMart döneminde bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 75 daralarak 20 binden 6 bine geriledi. Bu sürçte yalnızca 3 limanda yolcu girişi kaydedildi. Toplam 25 limandan derlenen bilgilere göre mart ayında yalnızca 3 limanda yolcu girişi gerçekleşti. Kuşadası, Marmaris ve Alanya limanlarından mart ayında 5 bin 356 kişilik bir kruvaziyer yolcu trafiği gerçekleşti. 2015 sonunda Türkiye’ye gelen kruvaziyer yolcu sayısı 250 bin iken bu sayı 2016’da yüzde 251 düşüşle 72 bin 535’e düştü. Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olması ve Akdeniz Çanağında yer alması kruvaziyer turizmi açısından ülke için önemli bir avantaj teşkil etmektedir. Bu bölge dünyada gemi ile kısa bir program çerçevesinde ve aynı zamanda Avrupa, Afrika, Asya kıtalarının gezilip görülebileceği bir konumdadır. Bu durum ülkemiz kruvaziyer turizmi açısından oldukça büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. Turizm sektöründeki kruvaziyer gemi işletmeciliği farklı ve zor bir uğraş alanıdır. Özellikle kruvaziyer gemiler, gerek sürekli sabit yatırımları ve gerekse de sermaye ve teknoloji yatırımları açısından kapsamlı yatırım konumundadırlar. n 2016 sektör açısından kötü. Kapanan otel sayısı belli mi? Sayı bilinmiyor. Kimse ben otelimi kapattım demiyor. Otel tamamen parayla döner. Elektriği, suyu, maaşları peşin ödersin. ÖTV, SGK primlerinden kurtulma şansın yok, günü gelidiğinde ödersin. Her şey tıkır tıkır para. Çarşıya gider erzak alırsın, peşin ödersin. Acente getirir yatırır 2 ay sonraya çek verir. Bu büyük paralar olduğu için ayakta kalmak zor. Masrafları çok yüksek bir iş. İş kaybı yüksek n Sektörde işsizlik de art tı mı? Turizm deyip geçmemek lazım. En can alıcı kısmı istihdam. Bağdat Caddesi’nde Kızıltoprak’a kadar 50 kapalı dükkân var. Ama bizde görünmüyor. Birini resepsiyonda bekçi tutuyor. Biri geldiğinde sorduğunda ya otel dolu diyor ya tadilatta diyor. Ama otel kapalı. Çok büyük bir iş kaybı var. Bizim sektörümüz tamamen insana bağlı. Biz bu usta elemanları işten çıkardığımız zaman karnını doyuracak başka işlere yöneliyor. Yarın diğer gün işler düzeldiğinde o insanları bulmanız mümkün olmuyor. Herkes tadilat yenileme adı altında aslında oteli kapatıyor. Çünkü elde para olmayınca bankadan borç alıyorsun. Borç almaya başlayınca faiz tahakkuk etmeye başlıyor. O da masraf. n 2017 geçen yıldan daha olumlu olabilir mi? İstanbul’a gelmeyen insan Türkiye’ye gelmiyor demektir. Antalya’ya gelen otele girip gidiyor. Ben 2017 için çok ümitli değilim. Ama pozitifiz. Gelir açısından bir şey diyemeyeceğim. Turist sayısında da 2016’yı yakalarsa iyi olur. Turizmin eski haline dönmesi 3 yılı alır. Birşey yapılacaksa şu anda yapmalı. Bir sürü teşvik açıklandı. Bunların pek bir faydası olmuyor. Ama Türkiye turizmde bu badireyi de aşacak. Yeniden eski güzel günlerine geri dönecek. BİTTİ ‘ Paraları dağ gibi, ama iktidarsızlar.. evrim silip süpürecek İ çeride yazacak konu mu kalmadı, iktidar toplumu kapkaranlık sarıp sarmalıyor, sen hâlâ dünya ile uğraşıyorsun, der gibisiniz. Yazarın binbir derdi var kafasında, ne yani cıcığı çıkmış Katar 100 yıldan fazla sorun, ne biter ne tüketir, hep okkanın altına birileri gider. Demokratik devrimini yapamayan İslam, o bataklıkta çırpınır durur, batar ve çıkamaz. Toplumlarını da mahveder, yer içer bitirir... Bu ülkeyi yönetenler de o bataklığa doğru koşuyorlar... Şimdilik bu kadar diyeyim ve şu perşembe günü yarım bıraktığım konuyu tamamlayayım. Çünkü bu geleceğin perspektifi: Ne demiştim: Sermaye el değiştiriyor, sanayi toplumunun şirketleri paraca hafiflerken bilgi toplumu şirketleri paraca ağırlaşıyor, ama bu ağırlıklarını siyasal iktidarda hissettiremiyorlar. Siyasal iktidar, eski sanayi toplumu kültürünün, siyasetinin ve şirketlerinin elinde. Ne demek istediğimi aşağıda görün: En değerli şirketler sıralamasında 15 yıl içinde çarpıcı değişikliğe bir bakın. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi var elimizde ama ben çok sıradanını kullanıyorum. Sıralamaya dikkat. Petrol ve finans listeden çıkıyor 2001 1) General Electric, 2) Microsoft, 3) Exxon, 4) Citi Bank, 5) Walmart (aralarında sadece bir yeni sanayi teknoloji şirketi var) 2006 1) Exxon, 2) General Electric, 3) Total, 4) Microsoft, 5) Citi Bank 2011 1) Exxon, 2) Apple, 3) Petro China, 4) Shell, 5) ICBC (Çin Ticaret Bankası) 2016 1) Apple, 2) Alphabet, 3) Microsoft, 4) Amazon, 5) Facebook. Son tabloda, petrol şirketleri, Bankafinans şirketleri gitmiş ve ilk beş sıraya tamamen yeni dönemin bilgiteknoloji şirketleri yerleşmiş. Ayrıca eski sanayinin yerini yarının “yeni sanayiteknoloji” şirketlerinin almaya başladığını da belirteyim. Mesela Elon Musk’ın Tesla şirketi gibi. Yeni paylaşım ekonomisi şirketleri gibi (evaraba vb gibi)... Sermaye el değiştiriyor Ayrıca, bu şirketlerin tamamı bilgi toplumu insanlarından, çalışanlarından, ortaklarından oluşuyor. Gençler.. dünyanın durumuna hem toplumsal hem çevre olarak duyarlılıkları, Trump ve destekçisi petrol, kömür, sanayi.. yani geçmişin tüm eski şirketlerinden katbekat, niteliksel olarak fazla.. Hepsi orta sınıfı ve üstü insanlar ve ana ekonomik ve sosyal değer yaratıcılar.. Bu yeni şirketlerin ne petrolle ne savaş sanayi ile ne de geçmişin iktidar mücadeleleri ve darbeleriyle ilişkisi var. Şöyle diyebilirim: “Sermaye el değiştiriyor”. Bir “sermaye sınıfı”, yani sanayi toplumunun en kirlilerinin ellerindeki toplam ekonomik değer hızla azalıyor.. Ve bu ekonomik değer, yeni – bilgi toplumu “sınıfı”nın elinde yoğunlaşmalya başlıyor. Bu bir “sermaye sınıfı” değişimidir. Trump’a yan çizdiler Trump, eski sanayinin temsilcisi olarak iktidarda, bu nedenle, tüm bilimsel verileri aşağılayarak, kanıtlanmış olguları yok sayarak ve bunlar için hepsi yalan diyerek, iklim anlaşmasından imzasını çekti. Kurmuş olduğu danışma kurulunda bulunan tüm yeni ekonomi şirketlerinin sahip genel müdürleri protesto ederek Trump’a sırt çevirdiler. Elon Musk dahil. Ayrıca dünya tarihine geçecek çok önemli bir olay daha yaşadık: Çoğu Amerika’da dünyanın 55 kentinde 22 Nisan’dan dünyanın önde gelen bilim kurumlarının da desteğiyle protesto gösterileri yapıldı! Bilim, Trump ve temsil ettiği sermaye sınıfına karşı! Bilim artık tamamen küreselleşti; ortaklıklar, dayanışma ve işbirliği ile yürüyor. Bir enzimin üretiminde mesela dünyanın 85 laboratuvarı katılıyor. HHH Dediğim gibi, bu yeni sermaye sınıfının siyasi gücü henüz yok. İktidarlarda temsiliyetleri varsa da aşağı düzeyde. Dünyayı henüz sanayi toplumunun, savaşçı kapitalizmin 300 yıllık müktesebatı, güçlü lobileri... 300 yıllık kültür yönetiyor. Ve bu kültür toplumda da epey kök salmış. Bakın bize: İktidarda kaç yüz yıl öncesinin düşüncesi oturuyor ve toplum çarkını geriye döndürmeye uğraşıyor. Yaşadığımız derin sorunların temelinde önemli ölçüde bu var. Evrim (her açıdan ve çok yönlü) hızla koşuyor özellikle günümüzde.. Bunun önünde duracak olanlar ezilip geçilecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle