25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Temer’e suçlamalar bitmiyor Brezilya’da Yüksek Seçim Mahkemesi, geçen yıl azledilen eski Devlet Başkanı Dilma Rousseff’in 2014’teki seçim kampanyasında yasadışı kaynak kullanılmasıyla ilgili davada halihazırdaki Devlet Başkanı Michel Temer’i 4’e 3 oy ile akladı. Temer, seçimlere solcu Rousseff’in başkan yardımcısı adayı olarak katılmıştı. 33 beraber lik sağlanan oylamada mahkeme başkanı, “Ülke liderini sürekli değiştiremezsiniz. Kanıtlanmış gerçekler var ancak bunlar göreve son verilmesi için yeterli değil” diyerek Temer lehinde oy kullandı. Ancak sağcı Temer’e yönelik suçlamalar sürüyor. Adının karıştığı yolsuzluk soruşturmasını yürüten yetkiliyi gizlice dinlettiği iddialarına ilişkin Federal Yüksek Mahkeme inceleme talebinde bulundu. Pazar 11 Haziran 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Krize diplomasi trafiği [email protected] 7 ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Körfez ülkelerine Katar’a yönelik tecrit politikalarını hafifletme çağrısı yapıp Başkan Donald Trump ise Katar’ı bir kez daha terörü desteklemekle suçlarken Ankara, Berlin, Moskova’dan diplomasi çağrıları geldi. Katar’a yönelik İhvan, İran politikası gerekçesiyle oluşturulan Riyad liderliğindeki abluka ittifakında yer alan Bahreyn’in Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed el Halife dün İstanbul’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Yaklaşık iki saat süren görüşme, Ankara’nın Katar’a verilen desteğin sürdürüleceği açıklamasının ve TBMM’nin Katar’a asker gönderme kararı almasının ardından gerçekleşti. Erdoğan: Bayrama kadar çözülmeli Tarabya’daki Huber Köşkü’nde gerçekleşen görüşmenin ardından açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin krizin çözümü için diyalog çabalarını sürdüreceğini söyledi. “Katar’da kuracağımız üssün amacı bütün Körfez ülkelerinin güvenlik ve istikrarına katkı yapmaktır. Bu anlaşma herhangi bir Körfez ülkesini de hedef almamaktadır” dedi. Erdoğan’ın Bahreynli bakanla görüşmesinde krizin Ramazan ayının sonuna kadar barışçıl şekilde çözül Riyad liderliğindeki ittifakın Katar’a tecrit politikasıyla Körfez’de gerilim artarken Türkiye, Rusya ve Almanya itidal çağrısı yaptı mesini istediğini de aktardı. El Halife de görüşmede Katar’ın po litikalarını değiştirmesi gerektiği görüşünü dile getirdiğini kaydetti. ‘Kibarlığa vakit yok’ “Sayın Cumhurbaşkanı’na böyle bir zamanda bu adımı atmamızın ehemmiyet arz ettiğini, kibarlık yapacak vaktimizin olmadığını, aramızda anlaşmaların olduğunu ve Katar’ın bunlara uymadığını ilettik” ifadesini kullandı. Öte yandan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Katar krizinin çözülmesi için bütün Körfez ülkelerinin yanı sıra Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan dün İstanbul’da Bahreyn Dışişleri Bakanı El Halife ile bir araya geldi. Katar Dışişleri Bakanı El Tani ise aynı gün Moskova’da Rus mevkidaşı Lavrov’la görüştü. İran’a da birlikte çalışma çağrısında bulundu. Katarlı mevkidaşı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman El Tani ile dün Moskova’da bir araya gelen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da, Körfez ülkeleri arasındaki tansiyonun düşürülmesi için çaba sarf edeceklerini söyledi. Tüm anlaşmazlıkların diyalog yolu ile müzakere masasında çözülmesi gerektiğini kaydetti. ‘İran’la ilişkiye devam’ Russia Today’e demeç veren Katar Dışişleri Bakanı El Tani ise “Krizin çözülmesi için Kuveyt Emiri’nin BAE’YE LİBYA SUÇLAMASI Körfez’deki kriz sürerken Birleşmiş Milletler’in raporunda Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Libya’ya yönelik silah yaptırımını ihlal ettiği bildirildi. Raporda, BAE merkezli şirketlerden Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi yanlısı General Halife Hafter’e bağlı güçlere Nisan 2015’te Mi24p saldırı helikopterleri gönderildiği, Nisan 2016’da ise en az bir tane At802i hafif taarruz ve silahlı keşif uçağı ile zırhlı araçların gönderildiği kaydedildi. Konu hakkında bilgi istenen BAE’den ise henüz bir yanıt gelmediği belirtildi. arabuluculuğunu destekliyoruz. Ancak bize Körfez ülkelerinden bu yönde bir talep gelmedi” diye konuştu. El Tani, El Cezire’nin geleceğini ise Katar’ın içişleri olarak yorumlayarak hiçbir ülkeyle tartışmayacaklarını belirtti. Katar ve İran arasındaki ilişkilerin olumlu ilerlediğini ve gelecekte bu ilişkileri desteklemeyi sürdüreceklerini de vurguladı. Bu arada, Katar karşıtı listeye Afrika ülkesi Nijer de Doha elçisini geri çağırarak katıldı. Bir başka Afrika ülkesi Eritre ise Katar ile ilişkilerini kesme talebinde bulunan S. Arabis tan ve BAE yönetimlerini geri çevirdi. HOLLANDA’DA ALARM Araç yayaları ezdi: 5 yaralı Avrupa’nın çeşitli kentlerinde araçlarla düzenlenen terör saldırılarının ardından Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da bir aracın yayaları ezmesi terör alarmına neden oldu. Amsterdam’da dün akşam saatlerinde bir araç sürücüsü, tramvay istasyonu dışında bulunan yayalara çarptı. Olayda otomobilin çarptığı 5 kişinin yaralandığı bildirildi. Yaralılar tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırıldı. Görgü tanıkları, diğer bazı araçların, yayaları ezen otomobilin önünü kesmeye çalıştığını aktardı. Onlardan kaçmaya çalışan otomobil, daha sonra beton bariyerlere çarparak durdu. Polis, araçtaki bir kişiyi gözaltına aldı. Olayın terör bağlantısı olup olmadığı araştırılıyor. İran’dan Boeing adımı İranlı Aseman Havayolları, ABD’li Boeing firması ile vardığı 60 uçak için 3 milyar dolarlık anlaşmayı dün düzenlenen imza töreni ile resmileştirdi. Nisan ayında varılan anlaşmada ilk 30 uçağın teslimatının 20222024 arasında yapılması öngörülüyor. Ancak İran’a karşı sert bir politika izleme taraftarı ABD Başkanı Donald Trump’ın, çok eleştirdiği 2015’te İran ile imzalanan nükleer anlaşmaya uymamaya karar vermesi ve bu çerçevede İran’a karşı hafifletilen ABD ambargosunun tekrar devreye girmesi anlaşmayı bozabilir. Aseman sözcüsü, ABD Hazine Departmanı’na bağlı Dış Varlıklar Kontrol Ofisi’ nin gelecek ay açıklaması planlanan kararını beklediklerini söyledi. ABD askerine ateş açtı Afganistan’ın doğusunda gö rev yapan ABD askerlerine, Afganistan ordusuna bağlı bir asker tarafından ateş açıldı. Olayda üç ABD askerinin öldüğü belirtildi. Afganistan’ın Nangarhar vilayet yönetiminin sözcüsü Attahullah Khogyani, Achin bölgesinde yaşanan olayda iki ABD askerinin de yaralandığını aktardı. Khogyani ayrıca, saldırıda ölen Afgan askerlerinin olduğunu kaydetti. Londra’da dün İşçi Partisi yanlıları, May ve ittifak pazarlığı yaptığı DUP karşıtı gösteriler düzenledi. Fatura danışmanlara çıktı Britanya’da gücünü pekiştirmek adına kendi isteğiyle gittiği er ken genel seçim bahsinden parlamen toda çoğunluğu kaybederek çıkan Başbakan Therasa May istifa çağrıla rına kulak tıkarken iki yakın danış manı başarısızlığın faturasını üstlene rek görevden ayrılma kararı verdi. AB’den çıkış (Brexit) müzakere leri öncesinde Muhafazakâr Parti li May’in, oylarda hedeflenen çıtayı Seçimlerde oylarını ciddi oranda artıran tutturamamasıyla gerek liderliği ge İşçi Partisi’nin lideri Corbyn’nin keyifli rekse birlik karşısındaki etkisi sor halleri kameralara yansıdı. Corbyn, dün gulanır hale gelmiş durumda. San bir markette çevredekilerle sohbet etti. dık sonuçlarının parti içinde yarat Görevden ayrılan bir diğer danışman tığı hayal kırıklığının ardından ise ise Fiona Hill oldu. BBC’nin haberine dün gündeme Muhafazakârlar’ın “gel göre, sonuçların açıklanmasından kı miş geçmiş en kötüsü” yorumları ya sa bir zaman sonra iki danışmanın gö pılan seçim manifestosunun mimarla revden ayrılmasının May’e “bir nefes rından May’in yakın danışmanı Nick alanı yaratma” arayışı olduğu yorumu Timothy’nin istifa ettiği haberi düştü. yapıldı. May’in seçim manifestosun da yer alan yaşlıların bakımı da dahil sosyal yardımlarda, güvenlik güçlerinde kesintiye gidilmesi sert eleştirilerin merkezindeydi. DUP’la uzlaşı Öte yandan May’in, azınlık hükümeti kurmak amacıyla Kuzey İrlanda Demokratik Birlik Partisi (DUP) ile pazarlığa girişmesinin ardından dün tarafların uzlaştığı basına yansıdı. Ancak DUP’la işbirliği tartışmaların merkezinde. Kuzey İrlanda’da geçmişteki kanlı savaşın baş aktörlerinden olan, mezhepçi ve gerici yorumların merkezindeki DUP’un Londra’daki hükümete dahil olmasının Kuzey İrlanda’yla ilgili bir krizi tetikleyebileceği görüşleri dikkat çekiyor. Halihazırda bölgesel hükümette sorunlar olduğuna işaret ediliyor. IrakSuriye sınır ittifakı Suriye’de IŞİD’in kalesi Rakka’ya yönelik YPG’nin ana bileşeni olduğu ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin taarruzu sürerken ülkenin Irak ve Ürdün sınırlarının olduğu doğu ve güneydoğu sınırında da gerilim artıyor. İran destekli Iraklı Şii milislerin sınıra dayanmalarının ardından önceki gün de Suriye ordusunun bölgeye ulaştığı gündeme yansımıştı. Irak sınırına yönelik Suriye ordusunun bu yöndeki ilerleyişinin 2015’ten beri bir ilk olduğu da gelen bilgiler arasında. ABD’nin bu bölgede Suriye ordusu ile Iraklı Şii milislerin konuşlanmasına yönelik muhalefeti biliniyor. Daha önce ABD üç kez Irak sınırına yakın Tanf bölgesini bombalamıştı. Suriye resmi ajansı SANA’nın haberine göre, koalisyon uçaklarının bölgede Suriye hükümet güçlerini hedef almasına rağmen, Badiye Çölü yönündeki taarruzunu sürdüren Suriye ordusu ve müttefik güçler, Irak sınırına ulaştı. Suriye ordu kaynakları, birliklerinin sınırdaki Irak güçleri ile işbirliğinde olduğu vurgusu da yaptı. Wall Street Journal gazetesinde yer alan haberde ise ABDRusya arasında Suriye’nin güneybatısındaki güvenli bölgeleri geliştirmek için Ürdün’de gizli görüşmeler yapıldığı öne sürüldü. ‘Fosfor bombası’ iddiası Bu arada yine SANA’nın haberinde, ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin Rakka’ya yönelik önceki günkü hava saldırılarında uluslararası yasalarca yasaklı olan fosfor bombası kullandığı iddia edildi. ‘İç savaş neredeyse bitti’ Rusya Savunma Bakanlığı Operasyon Dairesi Başkanı Sergey Rudskoy’un Suriye’de 6 yıldır süren iç savaşın “neredeyse bittiği” yönündeki ifadeleri dikkat çekti. Rudskov, bunun Rusya, Türkiye ve İran’ın inisiyatifiyle imzalanan “çatışmasız bölgeler” uzlaşısının da etkisiyle olduğunu kaydetti. ÜÇ YIL SONRA ANA KUCAĞINDA Irak’ta IŞİD tarafından 3 yıl önce üç yaşındayken kaçırılan Hıristiyan Christina Ezzo Abada ailesine kavuştu. Küçük kız Erbil’de anne ve babası, kardeşleriyle yeniden bir araya geldi. Ailesi Karakuş’un IŞİD tarafından o dönemde saldırıya uğraması üzerine bölgeden çıkmaya çalışırken Christina’nın annesinden cihatçılarca zorla koparıldığı belirtildi. Christina’nın gözleri görmeyen babası, annesi bölgede tüm bu süre zarfında arayışlarına devam etti, kızlarına ka vuşmak için ödüller duyurdu. Mutlu haber ise sonunda geldi. IŞİD’e yönelik nihai operasyonun sürdüğü Musul’un, ordu tarafından kurtarılan dış mahallelerinden birinde kızlarının bulunduğu haberini alan aile sevince boğuldu. Musul’da saldırı: 30 ölü Öte yandan dün Musul’un güneyinde IŞİD saldırısında, aralarında sivil ve askerlerin olduğu en az 30 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Soldaki umudun adı Corbyn Katıldığım bir PODEMOS toplantısında İspanya yeni solunun lideri Pablo Iglesias; “Ne garip değil mi?” demişti: “Bizler, 70’ler ve ’80’li yılların sosyal demokrasi kapsamında değerlendirilen fikirlerden başka bir şey savunmuyoruz. Ama ne ki o günün sosyal demokrasi vizyonu, bugün aşırı sol olarak damgalanıyor. Radikalleşen biz olmadık. Dünya sağa kaydı.” Blair, Brown ve Milliband gibi kodamanların direncine karşın 2015’te İşçi Partisi (İP) liderliğine yükselen Jeremy Corbyn hakkında nerede “aşırı sol” değerlendirmesi görsem, hep aklıma Pablo Iglesias’dan Madrid’de duyduğum bu sözler geliyor: “Yav radikalleşen biz değiliz. Dünya sağcı oldu!” Yerleşik düzenin aktörleri, Corbyn’i liderliğe geldiği 2015’ten bu yana hep “şeytanlaştırdı”. Sendikaların desteği ile liderliğe çıkan Corbyn için Blair, hiç unutmam, Guardian’da kaleme aldığı bir yazıda; “Aman.. sakın ha!” demişti: “Corbyn’i lider yaparsanız, partimizin bir daha asla seçim kazanamayacağını bilin!” Kanamayı durdurdu “Aşırı sol” etiketiyle dışlanan Corbyn’in İngiltere’deki son seçimde yüzde 40 aldığını ve de partisinin parlamentodaki sandalye sayısına 29 yeni milletvekili eklediğini gördük. Bu, Blair’le girdiği ilk 1997 seçiminden bu yana İP’nin kaydettiği “ilk yükseliş” hareketi. İP, 2000’lerin başından bu yana durdurulamayan bir oy kaybı içindeydi. Corbyn bu kanamayı frenleyen ilk lider oldu. 8 Haziran’da mutlak çoğunluğu sağlayamasa da yüzde 42 alan muhafazakâr iktidar partisi ile ayrıca mesafeyi “2 puan”a indirmeyi başardı. Başbakan May’in “baskın seçim” ilan ettiği nisan ortasında, iki parti arasındaki mesafenin “20 puan” olduğu düşünüldüğünde; Corbyn’in son bir buçuk ayda İngiliz soluna kazandırdığı ivme inanılmaz. Sandıktan ikinci sırada çıkmasına rağmen İP ve lider Corbyn’in seçimin moral galipleri sayılmasının nedenleri bunlar. May’in otoritesi ve inandırıcılığı darbe alırken, moral üstünlük Corbyn’e geçiyor. Bunca kısa sürede Corbyn bu üstünlüğü nasıl sağladı? Bunun kısa yanıtı “umut”tan geçiyor... Macron da Fransa’da sistemden umudunu kesenlere umut vererek Elysée’ye çıkmıştı. Macron sağdan geliyor. Ancak ona da zafer getiren umut olmuştu. İngiltere’de de sandıkta belirleyici farkı yaratan unsurun bir kez daha “umut” olduğunu izliyoruz. Tabii tek başına umut yeterli olmuyor... İki örnekte de modern siyaset teknolojilerinden yararlanan başarılı bir “taban/grassroots örgütlenmesi” karşımıza çıkıyor. Önceki yazılarımda Macron’un, Obama kampanyalarında görev alan Fransız gençleriyle Obama kampanya tekniklerini uyguladığını yazmıştım... Corbyn’in bu kez Bernie Sanders yöntemlerinden yararlandığını görüyoruz. Gençlik depremi Jeremy Corbyn “ivme/momentum” adını verdiği Sanders tipi bir taban seferberliği kullanıyor. “Momentum” hareketinin www.peoplesmomentum.com adresine girerseniz, bu yeni, dinamik siyaset yöntemi hakkında ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Aktif biçimde tabanda yer almak isteyen seçmenlerin harekete katılmaları için yapacakları başvurular ve “crowdfunding” denen “kitlesel fonlama” usulleri hep bu siteyle devreye sokuluyor... Yerleşik düzen ve partinin dinozor kadrolarınca ötelenen Corbyn, bu dezavantajları bahsettiğim “yeni siyaset örgütlenmeleri” ile bertaraf etmiş ve etrafına gençleri toplamayı başarmış. Gençleri yakınen ilgilendiren çevre ve eğitim gibi konulara da özel hassasiyet gösteren 68’lik sol lider, “millenials” denen 20 yaş grubunu son seçimde görülmemiş bir katılımla sandığa taşıdı. 2017 randevusu bu nedenle tarihe “youthquake” adı verilen bir “gençlik depremi” olarak geçti. Solda yarış artık orta sınıf ve işçi sınıfı dinamiğinden çok, kuşaklar ve kırsalkentsel kesim ayrışması içinde cereyan ediyor. Fırsat bulursam buradan devam ederim. Fransa’da sandık heyecanı Fransa’da 7 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından bugün genel seçimlerin ilk turu için sandık başına gidiliyor. Aşırı sağcı Ulusal Cephe’den Marine Le Pen’e karşı cumhurbaşkanlığı yarışında ipi göğüsleyen isim olan Yürüyüş hareketinin lideri liberal Emmanuel Macron vaatlerini yerine getirebilme, iktidarını pekiştirme adına mecliste salt çoğunluğu kazanma çabasında. 577 milletvekilinin belirleneceği seçimlere ilişkin son kamuoyu yoklamaları, Macron’un partisinin ilk turda oyların yüzde 30’unu alacağını ortaya koymuştu. Bunun da gelecek haftaki ikinci tur için Macron cephesine mecliste çoğunluğu elde etmenin kapısını açabileceği yorumları yapılıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle