23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 8 Mayıs 2017 4 Kaos için düğmeye Saray’dan basıldı CHP’de dün PM olağanüstü toplandı. PM’den Sağlar için Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk kararı çıktı. Kılıçdaroğlu, Saray’dan ‘partiyi karıştırma’ talimatı verildiğini söyledi CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla Mersin Milletvekili ve PM üyesi Fikri Sağlar gündemli ola rak olağanüstü toplandı. Sağlar sözleri ni ‘tekzip’ etmesine, haberde söylemedi ği cümleler olduğu savunması yapması na karşın 38 kabul 19 ret oyla kesin ih raç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Toplantının başında konu şan Kılıçdaroğlu’nun “Biz her şeyi bili yoruz. Bu partiyi karıştırmak amacıyla Saray’dan düğmeye basıldı, talimat ve rildi. Bunun üzerine ba zı arkadaşlar bilinçli, ba zı arkadaşlar da bilinçsiz olarak bu projeye hizmet etti” dediği öğrenildi. İKLİM ÖNGEL CHP’li Sağlar, havuz medyasına verdiği röportajda, Kılıçdaroğlu’nu ‘tek adamlık’la eleştirmişti. Sağlar’ın açıkla maları MYK’de tartışılmış ve MYK’den oybirliğiyle Sağlar’ın Yüksek Disiplin Kurulu’na gönderilmesi talebiyle PM’ye sevk edilmesi kararı çıkmıştı. Kılıçda roğlu aynı gün, PM üyelerine gönderdi ği mesajla 7 Mayıs Pazar günü PM’nin Sağlar gündemli olarak olağanüstü top lanacağını duyurmuştu. Sağlar, yaptı ğı açıklamalarla, CHP Tüzüğü’nün ‘’Par ti Suçları’nı düzenleyen 70. maddesinde yer alan ‘Kesin Çıkarma Cezası Gerek tiren Parti Suçları’ kapsamında ‘Prog rama ve Tüzük kurullarına aykırı dav ranmak, partide aldıkları görev ve so rumlulukla ve üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak, par ti doğrultusuna ve temel ilkelere aykı rı siyasel çalışmalara ve eylemlere des tek katkıda bulunmak’ fıkrasına aykırı davranmakla suçlandı. ‘Tekzip ediyorum’ Edinilen bilgiye göre toplantıda savunma yapan Sağlar ılımlı bir konuşma yaptı. Yandaş basında çıkan manşete ilişkin Sağlar, “Haberi tekzip ediyorum” diyerek, haberde geçer bazı ifadelerin kendisine ait olmadığı savunmasını yaptı. Sağlar’ın bu sözlerine karşın toplantıda tepkiler sürdü. Bazı üyelerin ‘ihraç’ cezasının çok ağır olduğu ‘kınama’ veya ‘uyarı’ cezası olması gerektiğini söylediği öğrenildi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun aradan geçen zaman içinde Sağlar’ın haberi tekzip ettiğine ilişkin bir açıklama beklediğini, ancak Sağlar’ın düzeltme yapmaması yüzünden bu noktaya gelindiğini söylediği belirtildi. Sağlar’ın ise tekzip yapacak zaman bulamadan kendisini disiplin sürecinde bulduğunu söylediği ifade edildi. Sağlar: Üzgünüm Toplantıda PM üyelerinin Sağlar’dan ‘özür dilemesini’ istediği öğrenildi. Sağlar gittikçe ağırlaşan tepkiler üzerine tekrar söz aldı ve “Benim söylemediğim sözler manşete çekildi. Ben böyle bir olaydan dolayı PM’yi topladığım için üzgünüm. Böyle bir olay nedeniyle partinin gündemini meşgul ettiğim için üzgünüm” dedi. Bu sözlerin de tatmin edici bulunmaması üzerine, Kılıçdaroğlu, “Bu süreçte parti içi konuların konuşulması yanlış. Önemli olan bir ‘hayır’ var. Hepimizin ortak sorumluluğu ‘hayır’ı çoğaltmak, azaltmak değil. Partiyi Türkiye’nin gündemine bu şekilde getirmek doğru değil. Cumhurbaşkanı’nın partisine üye olduğu gün bu tür şeylerin yapılmasını yadırgıyorum. Bu tür şeyleri doğru bulmuyorum. Bu bütünlüğü koruyacağız. Parti içi eleştirileri kabul ediyorum, önerilerinize açığım ama bu tür yöntemler parti için de Türkiye için de ‘hayır’ için de doğru olmamıştır. Erdoğan’ın partiye üyeliği tartışılmıyor böyle bir ortamda. Partinin programına, tüzüğüne herkes uyacak. Eleştiriyi ve tartışmayı haklı buluyoruz ama kamuoyunda partiyi tartışmayı hiçbir zaman doğru bulmadım” ifadesini kullandı. İhraç kararı çıktı PM’de yaklaşık 6 saat sonra kapalı oylamaya geçildi. 60 üyeli PM’de 59 kişi oy kullandı. Oylama sonucunda 38 kabul, 19 ret, 2 çekimser oyla Sağlar’ın kesin ihraç talebiyle disipline sevki kararlaştırıldı. Bir PM üyesinin eski Genel Başan Deniz Baykal’ın da disipline verilmesini istediği belirtildi. Ancak kulislerdeki genel kanı, Baykal’ın çok tepki çeken Abdullah Gül ve muhalif açıklamalarına ‘Başka istifa beklemiyorum’ CHP’liler PM toplantısı öncesinde gazetecilere, Sağlar ve Böke’nin istifasına ilişkin konuştu. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Böke’nin istifasını “Yaşadıklarımızın hiçbiri sürpriz değil” diye değerlendirdi. Başka istifa olup olmayacağına yönelik de “Siyasette her şey mümkün hiçbir şey imkânsız değil ama ben beklemiyorum” dedi. Olağanüstü kurultay tartışmalarına “Öyle bir tartışma başlamadı ki bitsin. Bir iki kişi bir şey talep ediyor diye bu işler olmaz. Kurultayın toplanma şekli bellidir. 3 şekilde genel başkan toplar, PM toplar, seçimli isteniyorsa 650 imza ile toplanabilir” ifadelerini kullandı. ‘Beklenti çok farklı’ Bursa Milletvekili Erkan Aydın ise parti açısından olağanüstü bir sürece girildiğini belirterek, bunun olmaması gereken bir süreç olduğunu kaydetti. Aydın, “Taşıyıcısı olduğumuz yüzde 49’un bizden beklentisi çok daha fark lıydı. Hepimizin şaşkınlıkla izlediği bir sürece geldik. Olağan kurultay takvimi açıklandı. Bu takvim işlerken tekrar bir kurultay daha yapıp altı ay içinde bir kurultay yapmanın doğru bir karar olacağını düşünmüyorum” dedi. ‘PM sağduyulu davranacak’ Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm ise PM’nin Sağlar konusunda ‘sağduyulu’ davranacağına inandığını belirterek, “Ülkede ciddi sorunlar var bizim esas gündemimiz bu olmalı. Bu aile içi bir sorun en iyi şekilde çözülecek” dedi. Tüm Böke’nin istifasını da ‘sürpriz’ olarak nitelendirdi. ‘Delege CHP’li olacak’ İstanbul Milletvekili Eren Erdem, partinin olağan kurultay sürecinin başladığını vurgulayarak, ‘’Yeni gelen delegasyon Marslı olmayacaktır. CHP’li olacaktır. Dolayısıyla mevcut delege ile kurultay yapmak yerine olağan kurultay sürecini beklemek daha sağlıklı olur diye düşüyorum’ ‘dedi. ‘Arzu etmediğimiz günler’ Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, verilecek kararın parti içi tartışmaları bitiren ve yeni tartışmaları yaratmaktan uzak, partinin gücünü arttıran bir karar olacağını söyledi. Yılmaz, “Arzu etmediğimiz, hak etmediğimiz gündemleri konuşuyoruz. Türkiye’nin de partinin de buna ihtiyacı yok” dedi. Yılmaz, Böke’nin istifasını ise “PM üyesi ama MYK üyeliğine ve parti sözcülüğüne genel başkanımızın takdiri ile geldi. Dolayısıyla kamuoyunu aydınlatmaktan ziyade genel başkanı aydınlatması gibi bir zorunluluğu vardı. Türkiye’nin kurtarıcıya ihtiyacı yok, güçlü partilere ihtiyacı var. Kimse de kurtarıcı değil. Bir tek kurtarıcı var o da Atatürk’tür. Ben örgütün gücüne inanırım. Sürekli bir kurultay tartışmasını sürekli bir genel başkan tartışmasını asla doğru ve samimi görmem” şeklinde değerlendirdi. karşın ‘eski genel başkan’ torpilinden yararlandığı yönünde olduğu öğrenildi. Böke’ye ağır eleştiriler Toplantıda Sağlar kadar önemli olan bir diğer isim de parti görevlerinden istifa eden Selin Sayek Böke oldu. Toplantıda ağır şekilde eleştirilen Böke’ye yaptıkları ve söyledikleri arasında fark olduğu, hatta bir üyenin ‘Sözde profesör’ dahi dediği öğrenildi. Sert eleştirilerin ardından söz alan Böke’nin de kişisel tartışmalara girmeyeceğini söylediği, ancak düşüncelerini ‘şerh’ olarak yüksek sesle ifade ettiği ve hiçbir şekilde dikkate alınmadığı konusunda şikayet ettiği belirtildi. Böke’nin “İstifam bireyseldir. Sözcülükle ilgili sorunlar yaşadığım ve Genel Başkan’a saygı duyduğum için istifa ettim. Haysiyet cellatlığını kabul etmiyorum. Sinei millet tartışmasından sonra devam etmem yan lış olurdu. Devam etseydim koltuk sevdalısı olurdum ama ben makamlarımı terk ettim” dediği öğrenildi. Öte yandan Böke’nin “MYK’de farklı bir siyasi klik karar alıyor” dediği ve bunun üzerine toplantı salonunda tansiyonun yükseldiği kaydedildi. Böke’nin ayrıca en yüksek oyu alarak PM’ye seçildiğini ve mücadelesine devam edeceğini söylediği öğrenildi. Böke’ye ‘proje ürünü’ Böke’nin sözleri yeniden sert eleştirilere neden oldu. Bir PM üyesinin “Madem sinei millet tartışmasından sonra durman yanlıştı, o zaman PM’den de istifa edin. Eleştirenlere hamaset cellatlığı derken siyaset mi yapmış oluyorsunuz. Bu insanların emeğini, parasını harcadığını, ailesinden feragat ederek çalıştığını gözardı ediyorsunuz. Haddinizi bilin” dediği belirtildi. Ayrıca Böke’nin is tifasının Sağlar için olağanüstü toplanan PM’den bir gün önce olması da Böke’ye “Bir proje olduğunuzu gösterdiniz” sözlerinin söylenmesine neden oldu. ‘Saray’dan düğmeye basıldı’ Edinilen bilgiye göre toplantının başında konuşan Kılıçdaroğlu’nun ise “Biz her şeyi biliyoruz. Bu partiyi karıştırmak amacıyla Saray’dan düğmeye basıldı, talimat verildi” dedi. Bunun üzerine bazılarının bilinçli bazılarının ise bilinçsiz olarak bu projele hizmet ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bu partiye, parti içi demokrasiyi getiren benim, kimse kusura bakmasın. Bu partiyi korumak da benim görevim. Genel Başkan olmak isteyen varsa buyursun, hatta delegelerle buluşması için yardımcı olurum. Kendi cebimden para verir, salon tutarım. Ama hiç kimseye partiyi yıprattırmam” diye konuştu. l ANKARA CHP’Lİ TEKİN: Kılıçdaroğlu’nun çıkışı ağır oldu CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Kapının önüne koyarım’ çıkışının ‘çok ağır’ ol duğunu söyledi. Tekin referanduma ilişkin de “CHP adına söylüyorum. Yüzde 55’in beklentisi hukuk mücadelesini sonuna kadar götürmektir. Adalet kutup yıldızı gibidir. O hep yerinde döner. Biz kutup yıldızına kadar gitmek zorundayız” dedi. CHP’li Tekin, CNN Türk’te soruları yanıtladı. Tekin, referanduma ilişkin “Demokrasi mücadelesin de saf tutan, direnç gösteren ve her türlü baskıya boyun eğmeyen tüm seçmenlerimden özür diliyorum. CHP adına söylüyorum. Yüzde 55’in beklentisi hukuk mücadelesini sonuna kadar götürmektir. Adalet kutup yıldızı gibidir. O hep yerinde döner. Biz kutup yıldızına kadar gitmek zorundayız” dedi. ‘Şu anda arayışımız yok’ Kılıçdaroğlu’nun ‘kapının önüne koyarız’ sözlerine ‘çıkışı ağır oldu’ diyen Tekin, CHP’nin şu an bir cumhurbaşkanı adayı arayışında olmadığını kaydetti. Tekin, “Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını ister misiniz” sorusuna da “Tabii ki arzu ederim ama hayır yalnızca yüzde 26’nın talebi değil. Partimiz içinde o kadar değerli isimler var ki” yanıtı verdi. Tekin, Mersin Miletvekili Fik ri Sağlar’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik ‘tek adam’ eleştirisini doğru bulmadığını belirterek, “Kılıçdaroğlu keşke tek adam olabilseydi. Yıllarca beraber çalıştık. En çok ben eleştirdim kendisini. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan daha hoşgörülü bir genel başkanla çalışmadım” dedi. CHP Genel Başkanı’nın gazetelerden belirlenmediğini dile getiren Tekin, buna örgütün karar vereceğini söyledi. Bütün dönemlerde böyle olduğunu söyleyen Tekin, “Ben de genel başkan olmak isterim’’ dedi. İstanbul belediye başkanlığına aday olabileceğini söyleyen Tekin, “Partimin desteği olursa daha çok da milletin desteği olursa” diye konuştu. Tekin, CHPHDP ittifakı iddiaları için de “Herhangi bir siyasi partiyle CHP’nin ittifak yapması söz konusu değil” değerlendirmesi yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet Büro haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK Lider mi? Örgüt mü? Referandumu HAYIR kazandı. Bilinen oran yüzde 57’dir. Sonuç çalındı. Herkes biliyor. Bu başarıyı bir lider mi kazandı? Elbette hayır. Tam tersine bir lidere karşı toplumdaki “kendiliğinden örgütlenen insanlar” kazandı. Ortak Yaşam Örgütlenmesi. Bu başarı bir lidere karşı kazanılmıştır. Kaybeden lider, kendi kesiminin mutlak reisi olan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunu en iyi bilen de odur. AKP artık bir parti değildir. Bir liderin boyun eğen figürleridir, o kadar. Şimdi CHP de bir lider partisi olmaya mı çalışıyor? Bir lider tartışmasıdır gidiyor. Öyleyse önce lider olgusunu anlayalım. HHH Öncelikle lider olarak Recep Tayyip Erdoğan kimdir? Otoriter, itiraz kabul etmeyen, kendi bildiğini okuyan, zekâsını kurnazlıkla kullanan, her fırsattan yararlanmasını bilen, risk alan, gözü pek bir liderlik anlayışına sahiptir. Başarıya ulaşmak için her şeyi göze alır. Kırar, döker, vurur, yıkar, asla bilançoya bakmaz. Sonuç istediği gibi olmazsa taktik değiştirir, ekip değiştirir ama kendi gücünü mutlak olarak korur. Demokratik lider olmadığı gibi, iyi bir lider de kabul edilemez. Çünkü ulaştığı noktada verdiği hasar çok büyüktür ve yarattığı durum her tehlikeye açıktır. Bugün Türkiye onun liderliğiyle çok büyük zararlara uğramıştır ve her tehlikeye açık duruma gelmiştir. Böyle bir lider istememeniz gerekir. Deniz Baykal ancak klik lideri olmuştur. Bir partiye de bir ülkeye de lider olma niteliği yoktur. Kemal Kılıçdaroğlu ise “Yönetici” olabilir ama lider değildir. Liderin temel özellikleri olan, kitlesini “umutlandırıcı”, “heyecanlandırıcı”, “güçlendirici” olma özellikleri sayın Kılıçdaroğlu’nda yoktur. CHP’de lider özellikleri olan insanlar vardır. Bunlar ortaya çıkar, mücadele eder ve yerini bulur. Uzun yıllar liderlik yapmış birisi olarak bilirim ki; lider izin istemez. Lider ortaya çıkar, kendini ortaya koyar, hayatını yapacaklarına adar ve kazanır. Öyle kapı ağzı fısıldaşmalarıyla, ayak oyunlarıyla, dirsek teması ile lider olunmaz. Ama lider mi önemlidir, örgüt mü? CHP öncelikle buna karar vermelidir. ÖRGÜT tarihin her aşamasında liderden çok daha önemli olmuştur. Başarının gücü her zaman “toplumdan gelen ÖRGÜT”ün gücü olmuştur. Mustafa Kemal en büyük örnektir. Onun örgütü başlangıçta halk değildi, silahlı kuvvetleri idi. Mustafa Kemal muzaffer bir komutandı. Gücünü de ordudan alıyordu. Ama o hiçbir zaman silahlı kuvvetlerine dayanmadı. Her zaman bütün kararlarını Bütük Millet Meclisi ile beraber aldı. Zaman zaman zorlandı. Ama Meclis’ten hiç vazgeçmedi. Meclis’i, yargıyı ayak bağı görmedi. Masasında kendisine karşı çıkan Reşit Galip’i Maarif Vekili yapmıştır. Atatürk gücünü silahlı kuvvetlerden değil, halkının Meclisi’nden almıştır. Büyük derstir. Kazanacak olan halkın örgütlenmesidir. İşte, referandum böyle kazanılmıştır. O, çalınan halkın büyük zaferi. Bunu asla kabul etmeyeceğiz. Halkın kabul etmediğini hiç kimse zorla kabul ettiremez. CHP içinde 2019 yılına Başkan adayı aramak bugünü kabul etmektir. Deniz Baykal’ı kınıyorum. Hedef saptırma yanlışını yapıyor. Her kritik anda yaptıkları kalıcı hatalarıdır. Şimdi bir muhalefet partisine düşen “kendiliğinden örgütlenen toplum”a akıllıca önderlik yapabilmektir. Gezi olayı bundan yoksun kaldığı için politik alana yansımayan bir güç olarak kaldı. Referandumun HAYIR’ı çok değerli bir kazanımdır. Şimdi görev, bu kazanımı sürekli başarıya dönüştürmektir. Görev herkesindir. Partili partisiz, geleceği düşünen herkes kendini görevli saymalıdır. Anahtar sözcükler şunlardır: Ben Dün Ne Yaptım? Ben Bugün Ne Yapabilirim? Ben Yarın Ne Yapmalıyım? Her gün ya kazanılan ya kaybedilen bir gündür. Ortak yaşamı örgütlemeliyiz. Dürüst insan. Temiz toplum. Uygar yaşam. Kim böyle yaşamak istiyorsa benzerleri ile bir araya gelmelidir. 2019 çok uzak bir hedeftir. Yakın hedef “yarın”dır. Bugün, 8 Mayıs 2017 mi? Yakın hedef, 9 Mayıs 2017’dir. Bugün ne yaptıysan dostum. Yarın seni o karşılayacaktır. Unutma. Lider arayıp zaman da kaybetme. Kendi liderin kendin ol. Bu hayat senin hayatın. Ülken senden bu görevi bekliyor. Onu bunu eleştirme, harekete geç. Bugün. Şimdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle