25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 8 Mayıs 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber/yorum 13 190 gündür özgürlüğünden yoksun... İsvan, insandı! Ahmet İsvan’ı 1 Mayıs günü yitirdik; sanırım öleceği günü kendisi seçseydi, o da 1 Mayıs derdi. Anıtsal kişilik İsvan’ı İstanbul Belediye Başkanlığı (197377) ve 12 Eylül 1980 sonrasının DİSK davasının yargılamaları bağlamında uzaktan izleyenlerdendim. Yollarımız siyasette, Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) Parti Meclisi üyesi olduğumuzda kesişti, iyi ki de kesişti. Sürekli üreten, ürettiğini paylaşan ve ortak, birlikte çalışmayı ilke edinen İsvan’ı tanımlamak hem çok kolay, hem de zor. Çok kolay; çünkü o, özüsözü doğru, hiçbir karanlık noktası olmayan bir kişilikti. Eğilmeyen, bükülmeyen; kötülük görse de hep gülümseyen; teslim alınamayan; kimseyi de kendisine kul köle yapmayan; siyasette özçıkar nedir bilmeyen İsvan, gerçek anlamda bir ahlak, doğruluk, dürüstlük ve erdem, anıtıydı. Diğer taraftan İsvan’ı tanımlamak hiç de kolay değil. Siz, son elli yıl boyunca makamının olanaklarını kullanarak kendisine ve çevresine doğrudan ya da dolaylı çıkar sağlamayan İsvan dışında kaç belediye başkanı sayabilirsiniz? İşte İstanbul belediye başkanlığı döneminde o günlerin çok etkili kişilerinden birine ait kaçak bir binayı yıkarken söylediği, ders kitaplarına girmesi gereken, destansı sözler: Bugün burada yıkacağımız sadece bir kaçak binadan ibaret değildir. Bu binayla birlikte para bağışlayarak belediye yasaları karşısında dokunulmazlık kazanılabileceği düşüncesini yıkıyoruz. Bu bina ile birlikte paranın belediyemizde her kapıyı açabileceği görüşünü yıkıyoruz. Bu binayla birlikte belirli kimselerin belediye karşısında yasadan daha güçlü olabileceği düşüncesini yıkıyoruz. Bu binayı yıkmakla halka gösteriyoruz ki belediyede halktan yana bir yönetim var ve Ankara’da da yargıçlar var. Türkiye’de bugün bu sözleri edebilecek kaç belediye başkanı var? Ya Ankara’da yargıçlar? Bir öneri ki! Mart 1989 yerel seçimlerinde SHP, aldığı yüzde 28.69 oranındaki oy ile en büyük parti olmuş ve yerel yönetimlerde de iktidara gelmişti. Parti meclisi üyesi İsvan, o günlerin SHP yönetimine bir öneri verdi. Yolsuzluk musluklarından en büyüğünü kapatacak öneri özetle şöyleydi. Belediyelerde en büyük sorun borçlarının ödenmesi sırasında yaşanır. Sorunun çözümü için: 1. Ödemelerin her ayın hangi günü yapılacağı; 2. O ay yapılabilecek ödemelerin toplam tutarı; 3. Toplamın alacaklıların tamamı arasında alacaklarının büyüklüğüne göre oransal dağılımı önceden ilan edilir. Böylece belediyelerden alacaklılar alacaklarını aracılara rüşvet vermeden alabilecekti. İsvan’ın 1977’de yeniden aday olmasını engelleyen siyaset+sermaye+tutucu basın üçlüsünün çıkar çarkı 1990’da da dönmüş olacak ki İsvan’ın bu önerisi uygulamaya konulmadı. Kimi SHP yerel yönetimleri büyük yolsuzluklarla suçlandı. Öykünün devamını biliyorsunuz. İsvan, Cumhuriyet ile yaşıttı; eşi Reha Hanım’ın bir adı da Cumhuriyet’ti. Cumhuriyet ile solun bileşimi olan bu ikili 1980 faşizmi tarafından emekçi haklarını ve barışı savundukları için yargılandı, işkence gördü; kendisi 27, Cumhuriyet de 38 ay hapis yattı. İsvan’ın yaşamının siyaset ve tarım boyutlarını anlattığı iki anı kitabı, Başkent Gölgesinde İstanbul ve Köprüler, Gelip Geçmeye Tarımda Bir Modernleşme Öyküsü (İş Bankası Kültür Yayınları) çok şey anlatıyor! HHH Gazetemiz Cumhuriyet’in dünkü doğum gününü, başta gazetemizin emekçileri olmak üzere, düşünceleri nedeniyle özgürlükleri ellerinden alınan tüm insanların bir an önce özgür olması dileğimle kutluyorum. 8 Mayıs 2017 SAYI: 33451 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.03 03.53 04.23 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.47 13.08 16.59 05.34 12.52 16.42 06.00 13.15 17.03 Akşam 20.15 19.57 20.17 Yatsı 21.51 21.30 21.46 Çobanlık yapan kızlar TEOG birincisi Muş’un Hasköy ilçesi Gökyazı köyünde okuldan arta kalan zamanlarında çobanlık yapan Zeynep Dinçer ve Sibel Balkaya, TEOG sınavına tam puan alarak Türkiye birincileri arasına girmeyi başardı. Köydeki Elsida (39) ile Nimet Balkaya (45) çiftinin 10 çocuğundan biri olan Gökyazı Ortaokulu’ndan Sibel Balkaya, tek göz odada hem ders çalışıp hem de ailesine yardım ettiğini belirten Balkaya, “Bulaşık yıkadım, temizlik yaptım, kardeşlerime baktım ve zaman zaman da yaylada hayvanlarımızı otlattım. Gerçekten insan istediği zaman her yerde her şeyi yapabiliyor. Hayvan otlatırken kitaplarımı yanımdan ayırmadım. Sonunda her öğrencinin hayali olan TEOG birincisi oldum. Tek isteğim üniversite tahsilimi de en iyi şekilde bitirip doktor olmak” dedi. Hayat (45) ile Halef Dinçer (50) çiftinin 7 çocuğundan Zeynep Dinçer de, “Benim de hayalim doktor olmak. Köyümüzden iki TEOG birincisinin çıkması gurur verici. Çok mutluyum. Umarım tüm engelleri aşar ve hedefimize kavuşuruz” diye konuştu. ERZURUM İL MİLLİ EĞİTİM’DEN TARTIŞMA YARATACAK PROJE Hediyeli namaz dersi! Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İnsan ve Medeniyet Hareketi Erzurum Derneği’nin “Erzurum Değerler Eğitimi Projesi (EDEP)” kapsamında ilkokul öğrencileri Ulu Camii’de önceki gün öğlen namazında buluştu. Namaza, yaklaşık 300 çocuk katıldı. Çocukların ellerinde, “Dünya boş, camiye koş”, “Bir tek dileğim var, namaz kıl yeter” yazılı pankartlar görüldü. Namaz öncesi ve sonrası Ulu Camii’nin tarihi ile ilgili bilgi verilen öğrencilere, İMH Erzurum Derneği tarafından çeşitli hediyeler verildi. Program sonrası İMH Erzurum Dernek Başkanı Fahri Güzel, “Yarınlarımızın gözbebeği olacak yavrularımızı yetiştirmek için her hafta sonu 1015 kişilik gruplara Kuranıkerim, İlmihal, Siyer ve medeniyetimizin değerleri öğretilmeye çalışıldı. Edep projesi kapsamında çeşitli sosyal etkinlikler de yapıldı. Bize bu projede destek olan; Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu’na, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya İl Milli Eğitim Müdürü Ercan Yıldız’a, Proje koordinatörleri Zülküf Yılmaz’a, Betül ve Mine Aydın kardeşlere ve Atatürk Üniversitesi’nde sadece öğrencilik yapmayıp, üniversiteyi bir adanmışlık mektebi görüp, kendilerini şehrimizin evlatlarına adayan ‘Genç Hareket’ eğitim gönüllülerine teşekkürü bir borç biliriz” dedi. l ERZURUM/İHA Namaz öncesi ve sonrası Ulu Camii’nin tarihi ile ilgili bilgi verilen öğrencilere, İMH Erzurum Derneği tarafından çeşitli hediyeler verildi. Camigençlik buluşması İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gençlere yönelik başlattığı “Camigençlik buluşması” projesi kapsamında dün Süleymaniye Camii’nde sabah namazında gençlerle bir araya geldi. Yılmaz, “Amacımız gençlerimizin cami ile cemaatle, ibadetle, mabetle buluşmasıdır. Çünkü aidiyet şuurunun, mensubiyet duygusunun oluşumunda caminin, mabetin çok önem li ve anlamlı bir yeri vardır” dedi. “Gençlerle beraber olmak bize ayrıca bir gençlik katıyor.” diyen Yılmaz, “Ramazanda bir kere daha yapacağız. Eylül ayından itibaren en az ayda bir kere imkân bulursak 15 günde bir büyük bir camimizde gençlerle bir araya gelmeyi planlıyoruz. Ezan, bayrak, millet ne kadar önemli 15 Temmuz’da bir kez daha gördük” diye konuştu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet ‘Sessiz savaşçı’lığın gürültülü yollarında… Epey zaman önce, sayın Hidayet Karakuş’un Cumhuriyet Kitapları arasında çıkan “Şeytan Minareleri” adlı ve 1993 Sıvas kıyımını konu alan romanında “Aydınlanmanın sessiz savaşçısı Sayın Ahmet Cemal’e…” diye bir ithafla karşılaşmıştım. Bu söylem, o zamandan bu yana belleğimdeki unutulmazlar arasına katıldı ve beni düşündürtmeye hiç son vermedi. Çok eskiden, “Seçilmiş Bir Yalnızlığın İçinden” başlıklı br deneme kaleme almıştım. Orada söz konusu olan, kendi yalnızlığımdı. “Şeytan Minareleri”ndeki zarif ithafta karşılaştığım sessizlik de seçilmiş bir yalnızlık mıydı acaba? Kafamda şekillenen temel soru buydu. Hayatımın başlarındaki yalnızlık ve bunun beraberinde getirdiği sessizlik, geniş ölçüde içinde yaşanan koşullardan kaynaklanmaydı. Çünkü o başlangıç noktasında “babası her zaman eve gelmeyen” bir çocuğun yaşıtları arasındaki ezilmişliği ve bu ezilmişliğin yol açtığı sessizlik vardı. Babaları her akşam “evde” olan arkadaşlarının ona babasını sorabilecekleri korkusundan kaynaklanan bir sessizlik. Bu sessizliği kuşandığı takdirde, ona soru yöneltilmesi olasılığı da önlenebilirdi – yani elbet belki de! Boliar ryaakşasemsasiazlliıkşk…anlığı Sessizlik bir yaşama alışkanlığına dönüşünce, bu türden her alışkanlık gibi inatçı olup çıkar. O zaman artık içten gelen bütün eylemler, en ateşli direniş istekleri bile sessizlikten yola çıkıp, kendine özgü birer sese dönüşebilir. Bir zamanlar çevirmenliğe başlama nedenimi, çok küçük yaşlarda bir yanı eksik bir aile çevresinde içime çöreklenen türlü korkuların etkisiyle, her yaşantıyı olduğu gibi yaşamak yerine yalnızca çevirilerinden tanımayı yeğlemiş olmamda aramıştım. Başka deyişle, geride bıraktığım karanlık zamanlar beni hayatın gerçekleri ile her doğrudan karşılaşmanın yeni bir yıkıma ve umarsızlığa sürüklenebileceğim paniği içersinde yaşatmaya başlamıştı. Edebiyat çevirilerine uzanan yolumun temelleri sanırım aslında bu öncesiz korkunun temeliyle atıldı. Kalabalıklar ve dışa dönük her türlü militanlık karşısında duyduğum korkunun sessiz bir aydınlanma savaşçılığına dönüşmesi de buna benzer bir biçimde gerçekleşti. Aydınlamanın izlerini çok küçük yaşlarda sığınmaya başladığım kitapların dünyasında aradım. Bunun sonucunda, bir zamanlar bu ülkenin topraklarında filizlenmiş, kök salmaya başlamış bir Aydınlanma’nın yerini giderek karanlıklara bırakmasına kitlelere katılarak değil, fakat genellikle “pencerelerin arkasından” tanıklık ettim. Kitleleri etkisi altına alan o karanlıklara direnebilmenin yollarını da hep kendi tenha dünyamda ve kalemimle aradım. Alışılagelmiş anlamda bir kavgacı sayılamayacak kadar korkak oluşumu, o tenhalıkta geliştirmeye koyulduğum bir tür direnişle dengelemeye çalıştım. sBairvdaüşşımünınmaeavteılmdüaşkü…ndürtme Şimdi geriye baktığımda, aslında tam olarak bilemiyorum. Çevirdiğim onca büyükler ve kendi yazdıklarım. Belki onlarla biraz olsun direnebilmişimdir bir şeylere. Belki böylece biraz cesur bile olabilmişimdir. Ya da uzun zamandır artık korkmadığım için yürekli olma şansını da yitirmişimdir. Dediğim gibi, artık bilemiyorum… KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Sarıkırmızıyeşil mendil gözaltısı Adana’da düğün konvoyunda sarı, kırmızı, yeşil mendil sallayan 2 kişi gözaltına alındı. Devriye gezen polis ekipleri, düğün konvoyunda 2 kişinin sarı, kırmızı, yeşil mendil sallandığını gördü. Konvoyu merkez Seyhan ilçesi Fuzuli Caddesi’nde durduran ekiplerin anonsu üzerine olay yerine çok sayıda polis sevk edildi. Mendilleri salladıkları ileri sürülen iki kişi gözaltına alındı. Polis, mendilleri de çakmakla yaktı. Düğün sahipleri, gözaltına alınan şüphelilerle akrabalıklarının bulunmadığını, mahalleden konvoya giren çocuklar olduklarını, uyarılarına rağmen mendil salladıklarını ileri sürdü. Polis ise düğün sahibine, “Konvoy senin konvoyun. Bu, siz izin veriyorsunuz ki yapılıyor” diyerek tepki gösterdi. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Abdullah Gül’ün babası yaşamını yitirdi 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün babası 91 yaşındaki Ahmet Hamdi Gül tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliğinden dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Bir süreden beri yaşlılığa bağlı olarak özel doktor ve hemşire gözetiminde evinde bakım altına alınan Ahmet Hamdi Gül dün gece yarısı fenalaştı. Özel ambulansla tedavi gördüğü Acıbadem Kayseri Hastanesi’ne kaldırılan Ahmet Hamdi Gül, saat 18.40’ta yaşamını yitirdi. Acıbadem Kayseri Hastanesi Baştabibi Ömer Akbeyaz, “‘Hastamız Ahmet Hamdi Gül, tüm müdahalelere rağmen kalp durması sonucu 18.40 itibarıyla kaybedildi” dedi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle