05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Yeni elçiye kadeh kaldırdılar ABD’nin tartışma yaratan yeni İsrail Büyükelçisi David Friedman dün göreve başladı. Başkan Donald Trump’ın İsrail ziyaretinden bir hafta önce göreve başlayan Friedman, İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin tarafından kabul edildi. Rivlin, “Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması” çağrısında bulundu. Filistin karşıtı söylemleriyle dikkat çeken Ortodoks Yahudi Friedman, İsrail’e varışından birkaç saat sonra ise Kudüs’teki Batı Duvarı’nı ziyaret etti. Friedman, Trump’ın kampanya döneminde söz verdiği ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma planının sıkı bir destekçisi. Çarşamba 17 Mayıs 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Trump sır tutamadı 7 ABD Başkanı’nın geçen hafta tartışma yaratan Rus Bakan ve elçi ile görüşmesinde Moskova’ya iletilmesine çekince konulan istihbarat bilgilerini paylaştığı ortaya çıktı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump’la yapacağı dünkü kritik görüşme öncesinde Washington yine bir TrumpRusya skandalıyla sarsıldı. Amerikan gazeteleri, Trump’ın, müttefik üçüncü bir ülkeden gelen ve Rusya’ya bildirilmesi istenmeyen “çok gizli” bir IŞİD planını Rus heyetiyle görüşmesinde paylaştığı iddiasını haberleştirdi. Konunun yankı bulmasıyla Beyaz Saray ve Rusya’dan haberlere yalanlama gelirken çok geçmeden ise Trump’ın yine Twitter mesajıyla yaptığı “Paylaştım, buna başkan olarak hakkım var” açıklaması ortalığı karıştırdı. ABD’de başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiği iddialarına ilişkin Washington siyaset arenasında sular durulmazken daha önce Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’i görevden alan Trump’ın geçen hafta da soruşturmanın ana ayaklarından FBI Başkanı James Comey’i kovması tartışmaları alevlendirmişti. Seçim kampanyasının başından beri Rusya’yla ilişkileri gündemde olan Trump, geçen çarşamba günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la bir araya gelmiş, Oval Ofis’teki görüşmede ki yerini korurken dün görüş meyle ilgili yeni iddialar gün deme düştü. Beyaz Saray yet kililerine dayandırılan haberle re göre, ABD lideri görüşmede, ABD’ye bir müttefik ülke tara fından iletilen ve IŞİD’in kritik bir planını yansıtan bilgiyi Rus heyetiyle paylaştı. Washington Post, bilgiyi ileten müttefik ül kenin bu istihbaratın Rusya’yla paylaşılmasına izin vermediği ni yazdı. New York Times ise Trump’ın Rusya gizli bilginin Amerikan hükü Dışişleri Bakanı Lavrov ile met çevreleri ve diğer mütte görüşmesine Elçi fik ülkelerle bile paylaşılmadan Kislyak da katılmıştı. Rusya’ya verildiğini belirtti. Ki mi kaynak müttefik ülkenin Rusya’nın ABD seçimlerine müdahil ol İsrail olduğunu savundu duğu iddialarının odağındaki Washing İddiaları “uydurma” olarak nitelen ton Büyükelçisi Sergey Kislyak’ın da bu diren Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcü lunması eleştiri konusu olmuştu. sü Maria Zaharova, “Yine Amerikan Ryaulsaynalavdeı Beyaz Saray gazetelerini mi okudunuz? Amerikan gazetelerini çeşitli şekillerde kullanabilirsiniz. Ancak onları okumaya ge ABD basınının alınmadığı görüşme rek yok” tepkisini dile getirdi. Kremlin de Kislyak’ın Trump’la birlikte gülerken sözcüsü Dimitriy Peskov da “Bu tam bir Rus fotoğrafçı tarafından çekilen fo bir saçmalık! Bu saçmalıkla ilişkilendi toğrafları ABD medyasında manşetlerde rilmek istemiyoruz. Burada yalanlana cak ya da teyit edilecek bir konu yok” diye konuştu. Beyaz Saray da haberi yalanlamakta gecikmedi. Trump yönetiminin Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster soru üzerine sinirli bir ifadeyle, “Ben odadaydım. Böyle bir şey yaşanmadı” dedi. Ulusal Güvenlik Danışman Vekili Dina Powell da, “Bu hikâye yalan” ifadesini kullandı. ‘Buna hakkım var’ Rusya ve Beyaz Saray haberi yalanlamakta ağız birliği etmişken, Trump’ın Twitter hesabından herkesi şaşırtan açıklamalar geldi. İlk tweeti’nde “Başkan olarak, (açıkça ilan edilmiş bir Beyaz Saray toplantısında) Rusya ile terörizm ve havayolu uçuş güvenliği hakkındaki gerçekleri paylaşmak istedim ki bunu yapmaya kesinlikle hakkım var” diyen Trump paylaşımın gerekçesini de “İnsani nedenler, artı Rusya’nın IŞİD ve terörizme karşı savaşını hızlandırmasını istiyorum” diye açıkladı. Trump’ın tweet’lerinin ardından Avrupa ülkelerinin Washington’la istihbarat paylaşımını kesebileceği iddiası ortaya atılırken basında “Trump sır tutamıyor mu” yorumları yapılmaya başlandı. AZERİERMENİ HATTINDA GERİLİM Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesinde konuşlanan Ermenistan hava savunma sistemini vurarak yok etti. Azerbaycan Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Azerbaycan kuvvetleri, Azeri uçaklarına tehdit oluşturan Ermeni Osa hava savunma sistemi ve mürettebatını imha etmiştir” denildi. Karabağ’daki ayrılıkçı hükümetin savunma bakanı ise Ermenistan’ın güdümlü füzeyle savunma sistemini vurduğunu doğruladı ama asker kayıpları olduğunu reddetti. Karabağ’ın açıklamasında, “Azerbaycan güçlerinin provokasyonu yanıtsız bırakılmayacaktır” ifadelerine yer verildi. VENEZÜELLA’DA CAN KAYBI ARTIYOR Venezüella’da sosyalist Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun istifası talebiyle sağcı muhalefet tarafından düzenlenen gösterilerin yedinci haf tasında 17 ve 18 yaşlarında iki gen cin daha yaşamını yitirmesiyle nisan ayı başından beri süren gösterilerde can kaybı 40’a yükseldi. Ülkenin ba tısındaki Tachira eyaletinde göğsün den vurulan bir gençle, Pedraza eya letinde başından vurulan genç kur tarılamadı. Hükümet ve muhale fet birbirle rini karşılık lı olarak si lahlı grup ları saha Kimi Maduro karşıtı su şişelerinden gaz maskesi yaptı. ya sürerek ölümlere neden ol makla suçlu yor. Başkent Caracas’ta ise yol ka patma eylemleri devam etti. Muha lif vekillerden Freddy Guevara, ana yolu 12 saat kapattıklarını, ülke ça pında 50 otoyolu kapatacaklarını, Maduro’yu ülkeyi yönetemez hale getireceklerini öne sürdü. ‘1hI0Şa’İlDpuskyoaülldzadune’a Irak güçlerinin IŞİD’e yönelik Musul operasyonunda sona yaklaşıldığı belirtiliyor. Bağdat’ta açıklamalarda bulunan Iraklı komutanlar, Musul’un yaklaşık yüzde 90’ının IŞİD’den kurtarıldığını, Musul’un tümüyle kuşatıldığını duyurdu. Irak ordusunun bölgede sıkışan sivillere yönelik havadan attığı bildirilerde mücadelenin neredeyse kazanılmak üzere olduğu ifadelerinin yer aldığı kaydedildi. Irak Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Yahya Resul, “IŞİD kentte sadece 12 kilometre karelik bir alanı kontrol ediyor” dedi. ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin sözcüsü John Dorrian da Bağdat’ta yaptığı açıklamada, IŞİD’in Musul’da “tam bir yenilginin eşiğinde” olduğunu savundu. Yaklaşık yedi aydır devam eden operasyonlarda kentin iç bölgelerine yaklaştıkça çatışmalar daha da şiddetlenirken çoluk çocuk sivillerin güvenli alanlara kaçış çabası da sürüyor. İran’ın Akdeniz’e inme planı Suriye’de krizin çözümüne yönelik taraflar arasında BM arabuluculuğundaki Cenevre görüşmelerinin altıncı turu dün başlarken İran’ın, Irak’ın Arap ve Kürt bölgeleri üzerinden Suriye’deki Kürt bölgelerine, oradan da Halep’in kuzeyine uzanan bir hattı güvence altına alarak Akdeniz’e bir kara koridoru kurma planları yaptığı ancak bunun ABD askerlerinin Suriye’nin kuzeydoğusundaki varlığına takıldığı iddiası dikkat çekti. Britanya’da yayımlanan Guardian gazetesinin haberine göre en önemli mimarlarından birinin Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani’nin olduğu orijinal plandaki koridor, yine Süleymani’nin emriyle bölgede IŞİD’e karşı savaşan ABD güçleri ile karşı karşıya gelinmemesi için yaklaşık 200 kilometre güneye kaydırıldı. Gazeteye konuşan üst düzey Iraklı kaynaklar İranlı liderlerin bölgedeki ABD askeri varlığının Tahran hükümetinin planlarını engellemek için yaptığı görüşünde olduğunu belirtiyor. Şam’dan ABD’ye yalanlama Öte yandan Şam hükümeti’nden, Cenevre görüşmelerinin hemen öncesinde ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Suriye’ye yöneltilen Sednaya Hapishanesi’nde idam edilen mahkumların cesetlerinin yakılması için buraya bir krematoryum inşa edildiği iddialarına yalanlama geldi. Suriye’nin resmi haber ajansı SANA, “Gerçeklikten kopuk bir Hollywood hikâyesi” ifadelerini kullandı. Bakandan ‘suikast’ çağrısı! İsrail İnşaat Bakanı Yaov Galant, Suriye Devlet Başkanı Esad’ı hedef alarak “Benim görüşüme göre ona suikast düzenlemenin zamanı geldi” dedi. The Times Of Israel’in haberine göre, Kudüs’te bir konferansta konuşan Galant, Suriye’deki durumu “2. Dünya Savaşı’ndaki soykırıma” benzetti. Esad’dan sonra “Tahran’a odaklanabileceklerini” söyledi. MEKSİKA’DA YİNE GAZETECİ KATLEDİLDİ Uyuşturucu çeteleri ve yolsuzluğun kıskacındaki Meksika’da çetelerle ilgili haber yapan bir gazeteci daha cinayete kurban gitti. Fransız ajansı AFP’ye de haber yazan, haftalık bir dergi yayımlayan 50 yaşındaki ödüllü gazeteci Javier Valdez, dergi binasının yakınlarında kimliği belirsiz kişilerce vurularak öldürüldü. Valdez bu yılın başından beri ülkede katledilen beşinci gazeteci oldu. Kardeşi Rafael Valdez, “Ona çok defalar korkup korkmadığını sordum. ‘Ben de insanım korkuyorum’ dedi. Peki niye hayatını riske atıyorsun diye sordum. Bana, ‘Birileri bunu yapmalı, bir şeyleri değiştirmek için mücadele etmen gerekir, dedi” diye konuştu. Sandık öncesi çekilen çekilene İran’da bu cuma gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde saflar sıklaşıyor. “Muhafazakâr” cepheden Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bakır Galibaf’ın önceki gün ikinci dönem şansı arayan halihazırdaki Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye karşı kendisi gibi “muhafazakâr” İbrahim Reisi lehine yarıştan çekilmesinin ardından “ılımlı” cepheden aday Cumhurbaş Galibaf ve Reisi dün Tahran’da birlikte mitinge katılarak gövde gösterisi yaptı. kanı Yardımcısı İshak Cihangiri de Ruhani’ye destek vermek için adaylığını çektiğini açıkladı. Cihangiri, “Tarihi görevimi tamamladım ve bu ülkenin ilerlemesi yolunda devamı için Ruhani’ye oy vereceğim. Ruhani’ye oy verin çünkü o zor durumların insanı. Adaylığımı koymam reformcuların sesini duyurmak içindi” ifadelerini kullandı. Obama: En cesur kararım Suriye Eski ABD Başkanı Barack Obama, suikast sonucu hayatını kaybeden 35. ABD Başkanı John F. Kennedy’nin torunu Jack Schlossberg’e verdiği söyleşide, liderliği döneminde aldığı en cesaret gerektiren kararın, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığı iddia larına karşın bu ülkeye askeri müdahalede bulunmamak olduğunu belirtti. Obama, “Bu, mükemmel ya da basit bir karar değildi. Ancak pek çok sebepten dolayı geniş çaplı kimyasal silah kullanımı ihtimalini yok etmenin daha anlamlı olduğunu düşünüyordum” ifadelerini kullandı. Magna Carta’dan Çağlayan’a… Türkiye’de okullarda artık okutuluyor mu, yahut okutuluyorsa nasıl, hakikaten bilmiyorum. Normalde söz etmeyi abes saymak icap eder. Maalesef sayamaz haldeyiz. Neredeyse tam 802 sene önce 15 Haziran 1215’te Ortaçağ İngilteresi’nin ‘kötü’ kralı ‘Yurtsuz’ John döneminde, dünya tarihinin en mühim belgelerinden birisi doğdu. Latincesi Magna Carta Libertatum. Türkçeye ‘Büyük Özgürlükler Sözleşmesi’. HHH Yurtsuz John, Fransızlarla savaştaki başarısızlıklarını soylu sınıfı ve tebasına baskılar ve vergi artırımı ile kapatmaya çalışınca çıkan iç isyanı ve siyasi krizi bu sözleşme ile ‘teskin’ edebilmişti. John, önceki kralların tebalarıyla ilişkilerini düzenleyen fermanlardan farklı bir sözleşmeye imza atmak zorunda kalmıştı. Zira haklarını feci biçimde kötüye kullanmıştı. Derebeylerinden yüksek vergiler istemiş, ödemeyenleri sürmüş, haksız askere almalara başvurmuş, tebasından genç kadınları alıp satmaya uzanan bir zulüm rejimi kurmuştu. Sonunda derebeyler ve özgür vatandaşlar kilisenin desteğiyle isyan çıkartınca Magna Carta’yı kabullenmişti. HHH Magna Carta, sonra değişikliğe uğrasa da hükümdarların iktidarlarını keyfi kullanımının sınırlandırılması ve tebalarıyla aynı hukuka tabi olmaları ilkesinin yolunu açtı. Onlara ‘gökten verilmiş’ addedilen yetkileri ‘yere indirdi’. Yüzyıllar sonrasına uyarlanacak anayasal düzenlerin tesisi için köşe taşı oldu. 63 maddeden çoğu şikâyetler, vergi düzenlemeleri. En kritiği ‘bütün insanlara haklarını ve adil yargılanmayı’ sunan 39’uncu madde: “Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır”. Ve “Hiç kimseye hakkı ya da adaleti satmayacağız, menetmeyeceğiz ya da geciktirmeyeceğiz”... Dünya çapında hukukun üstünlüğünün yolunu açan bu sözleşmeyle; ‘insanların özgür ve eşit doğdukları’, ‘baskıya direnme hakları bulunduğu’, ‘yasanın belirlediği durumlar ve emrettiği şekiller dışında suçlanamayacakları, tutuklanamayacağı’, ‘suç ve cezaların yasayla ve açık ve anlaşılır biçimde konabileceği’, ‘herkesin suçlu olduğu açıklanıncaya dek masum sayılacağı’ gibi hususlar kayda geçirildi. HHH Magna Carta pek çok fermanı, anayasayı, uluslararası bildiriyi etkiledi. İngiltere’nin 1688 tarihli Haklar Bildirisi, ABD’nin 1776 tarihli Bağımsızlık Bildirisi, Aydınlanma ile harmanlanan Devrim Fransası’nın 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi gibi. Yine Osmanlı’da 1808’de ilk kez bir padişahın yetkilerini sınırlandıran Senedi İttifak’ı tetikledi; 1839’daki Tanzimat Fermanı ile hukukun üstünlüğünün kabulüne ve daha geçen ay memleketimizde gömülen parlamenter sistemin temeli olan 1876 Kanunu Esasi’ye uzanan süreçte etkili oldu. 20’nci yüzyılda BM’nin 1948 tarihli Evrensel İnsan Hakları Bildirisi ile 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de... HHH Şimdi 802 yıl sonra, bizim ‘fetvacıların’ suçu ispat edilmeyenlere cezayı baştan reva görecek şekilde masumiyet karinesini ‘devlet için tedbir’ kisvesi altında çiğneyen zihniyetle karşı karşıyayız. Türkiye’nin dört yanındaki KHK’lilerden mağduriyet haberleri akıyor. 1990’lardan bu yana tanıdığım, düne kadar yan yana çalıştığım meslektaşım Oğuz Güven, pazartesi Türk basınında genelgeçer nahoş ifadelerden biri sayılabilecek ‘kamyon biçti’ sunumunun yanlışlıkla 55 saniye Twitter’da durduğu için ‘terör propagandası’ gerekçesiyle tutuklandı. Silivri’de haksız yere esir olan Cumhuriyetçiler’e katıldı. Adliye dışında beklerken meydana kurulu Karadeniz festivalinin horon havaları altında bir kenarda besbelli ki ‘Silivrili yakınları’ için kaygılanan vatandaşların çaresizlikleriyle birleşen ‘sürreal manzarayı’ asla unutamayacağım. 2000’lerde dilden düşmeyen ‘niyet okuma’, ‘algı operasyonu’ başlığına evrileli çok oldu. ‘Suçlu yaratıp, suç icat etmek’ çocuk işi. Alt tarafı 1215’ten bu yana 802 sene geçmiş. Avusturya’da erken seçim İktidardaki koalisyonun çöktüğü Avusturya 15 Ekim’de erken seçime gidiyor. Koalisyon ortakları Sosyal Demokratlar ve Halk Partisi arasında aylar süren çatışmaların ardından Halk Partisi genel başkanlığına gelen Sebastian Kurz, mevcut hükumeti sürdürmenin Avusturya’ya katkı sağlamayacağının altını çizerek erken seçim çağrısı yapmıştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle