05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 17 Mayıs 2017 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 3 ‘Gizli fotoğraf’ protestosu Mış gibi cumhuriyeti Her şey olması gerektiği gibi. Basın özgürlüğü listesinde küme düşe düşe listenin dibine vurmak üzere olan bir ülkede ne olması gerekiyorsa o oluyor. Elinizde tuttuğunuz ya da internet sitesini ziyaret ettiğiniz, geçen hafta 93. yaşını kutlamış Cumhuriyet gazetesinin neredeyse dışarıda yöneticisi kalmadı. Cesur gazetedir. Mütareke döneminde İstanbul basını gıkını çıkaramaz ve nice anlı şanlı komutanlar bile Ankara’yı maceraperest diye değerlendirirken milli mücadeleye tereddütsüz destek vermiştir. Rejim ne zaman kurucu temel değerlerinden uzaklaşsa, hırpalanır. 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ve bugünkü OHAL rejiminde. Yazarları öldürülmüştür. Hem Ergenekonculukla hem de “FETÖ”cülükle suçlanabilmiştir. Rejim değişikliğinin eşiğinde tarihindeki en büyük saldırıyla karşılaşması da herhalde tesadüf değil. Memleketimizde gazetecilik yapmak, siyasi yorumda bulunmak bir mayın tarlasında yürümekle eşdeğer. Hangi adımınızın, hangi satırınızın, hangi cümlenizin, hangi sosyal medya paylaşımınızın bir mayını tetikleyeceğini bilmenizin imkânı yok. Hukuk devleti ortadan kalkarsa, hukuki güvenlik ilkesi buharlaşırsa, keyfilik her yere hâkimse olacak da budur. Hukuki güvenliğin olmadığı ülkelerde hukuken önünüzü göremezsiniz. Suçta ve cezada kanunilik gibi en temel ilkeler bile rahatlıkla çiğnenir. Bu ortam sadece muhaliflere eziyet etmeye yarar diye düşünenler büyük bir yanılgı içinde. O çok sevilen, hep çağrılan ve tapılan “istikrar” işte tam da böyle ortamlarda kaybolur gider. Geriye “mış gibi” ülkesi kalır. Hâkimler bağımsızmış gibi, kurumlar hâlâ işliyormuş gibi, Meclis’in bir anlamı kalmış gibi, seçimler meşruymuş gibi davranılan, herkesin herkesi ve kendini kandırdığı bir hayal âlemi. Bütün bunlar yaşanırken, hayatı “mış gibi” sürdürmeye itiraz edenlere ise önce sapkın, sonra deli, en sonunda da vatan haini muamelesi yapılır. Bunu dünyada ilk biz yaşamıyoruz. Otoriter rejimler genelde hep benzer bir reçeteyi uygular. Bu “mış gibi” cumhuriyetine alışmak çok hem de çok kolaydır. Ionesco’nun meşhur Gergedanlar oyunundaki gibi. İnsan kalmak bir tuhaflık, gergedanlaşmak ise cazip bir normalleşme olarak sunulur. Gelgelelim bu yola girip de abad olmuş bir adet devlet ve toplum yoktur. Hakikatin düşman ilan edildiği, kurumların ya çökertildiği ya da kendinin karikatürüne dönüştüğü devletlerin temelleri çatırdar, toplumlar “birlik ve beraberlik”ten uzak düşer, birkaç yerden kırılır. Hakiki bir yurtsevere düşen görev ise “mış gibi” ülkesinde ısrarla hakikatleri dillendirmektir. Sevdiği yurdunun temelleri çatırdamasın, toplum kırılıp un ufak olmasın diye. Yoksa hanımlar, beyler, biz deli miyiz? Bilmez miyiz en azından objektif görünüyor kılıfıyla suya sabuna dokunmadan yazmayı. “Mış gibi” ülkesinde, mış’ın ş’sinin çengeline hamak kurup usul usul sallanmayı? İnsan haklarına saygı, hukuk devletine sahip çıkmak bir entelektüel kapris ya da lüks değildir. Yurtseverliğin ilk başta gelen kuralıdır. Yoksa kendinizi gerçek bir devlette değil “mış gibi” yapan sahte bir devlette bulursunuz. Sahte devletleri ise dileyen çıkar çevreleri parmağında oynatır. Kurumların altının boşaltılmasına, hukukun temel ilkelerinin çökertilmesine bir de bu gözle bakın. Zayıf devlet isteyen otoriter rejimi destekler, güçlü devlet isteyen ise demokrasiyi. Mesele basittir. İstanbul Üniversitesi’nde bir öğrencinin kıyafeti nedeniyle hedef gösterilmesine tepki gösterildi DHA İÜ’lü kadın öğrenciler Beyazit Kampusu önünde toplanarak açıklama yaptı. İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencisi bir grup, üniversitede okuyan bir kız öğrencinin gizlice fotoğrafının çekilerek, giydiği kıyafet nedeniyle sosyal medya üzerinden hedef gösterilmesini Beyazıt’taki kampus önünde protesto etti. “Taciz varsa dayanışma var”, “Tacizciden hesabı kadınlar soracak”, “Yaşasın kadın dayanışması” slogonları atan grup, “Bu okulda taciz var” yazılı dövizler taşıdı. ‘Taciz meşrulaştırılamaz’ Yapılan açıklamada “Bir kadının gizlice fotoğrafını çekip paylaşmak, onu hedef göstermek ve bu yolla giydiği kıyafetten ötürü ona yönelecek saldırıları meşrulaştırmak kuşkusuz tacizdir. Israrla haykırıyoruz, ne giydiğimiz, saat kaçta sokakta olduğumuz, nasıl kahkaha attığımız ya da başka hiçbir şey asla ve asla tacizi meşrulaştıramaz. Kıyafetinden ötürü bir kadının gizlice fotoğrafını çekmeyi meşru gören zihniyeti biz kadınlar yıkacağız” denildi. Bir hafta önce İÜ Edebiyat Fakültesi’nde okuyan bir kız öğrencinin fotoğrafı gizlice çekilmiş ve sosyal medyada paylaşılmış, giydiği kıyafeti gerekçe gösterilerek hedef gösterilmişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Baltalı, sopalı ve bıçaklı kavga kameralara böyle yansıdı. l DHA Hastaneyi baltayla bastılar İstanbul Arnavutköy Devlet Hastanesi’ne gelen bir grup, durumu acil olmadığı halde hastalanan yakınlarına öncelik sağlanmadığını iddia ederek hastane görevlilerine baltayla saldırdı. Olayda iki güvenlik görevlisi yaralandı. Sağlık çalışanlarına şiddet durmuyor. Akıllara şaşkınlık veren olay bu kez Arnavuktöy Devlet Hastanesi’nin acil servisinde yaşandı. Durumu acil olmadığı halde rahatsızlanan yakınlarına öncelik isteyenlerle hastane çalışanları arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın ardından hastaneden ayrılan şüpheliler, bir süre sonra ellerinde balta, bıçak ve sopalarla geri geldi. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde balta savuran saldırganlara güvenlik görevlileri müdahale ediyor ancak baş edemeyince kaçmaya başlıyor. Saldırgan güvenlik görevlisini baltayla kovalıyor ardından baltayı kapıya saplıyor. Saldırıda iki güvenlik görevlisi yaralanırken, polis baltayla saldırıda bulunduğu öne sürülen C.G’nin de bulunduğu 3 şüpheliyi yakaladı. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle