02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 8 Nisan 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Hayır’ kazanacak Gazete yöneticileri ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, insanların korkutularak ‘Evet’e zorlandığını, ama 16 Nisan’da ‘Hayır’la bu baskının biteceğini söyledi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün İstanbul’da gazete yöneticileri ile bir araya gelerek güncel gelişmeleri değerlendirdi. Referandumda Türkiye’nin kaderinin oylanacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Katılımın yüksek olmasını istiyoruz. Ülkemizin geleceği için oy kullanacağız. Katılım oranı yüksek olursa ‘hayır’ büyür” dedi. Anayasa değişiklikleri yapılırken toplumun tüm kesimlerinin görüşünün alınması gerektiğini fakat bu değişikliğin bir partinin mutfağında hazırlanarak hızlıca Meclis’ten geçirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Kamuoyu yoklaması yaptırmıyoruz. Ama yapılanların sonuçlarına bakınca insanların görüş bile bildiremediklerini görüyoruz. Bu kadar baskı altında insanların görüşlerini açıklayamamasını anlıyoruz. Hayır dersek başımız derde girer mi diye korkuyorlar” diye konuştu. Toplumun tüm kesimlerinde bu korkunun hâkim olduğunu söyleyen CHP lideri, “Topluma ‘evet’ yönünde büyük baskı yapıldı. İşadamlarının düşüncelerini açıklamama nedenini anlıyorum. Çünkü her an suçlanıp bütün mal varlıklarına el konulabilir. Onlarla yaptığımız kapalı toplantılarda bize hangi baskılarla karşılaştıklarını anlatıyorlar. Çok net bir eleştiri olmasa dahi, düşüncelerini açıkladıklarını zaman sabah kapılarında vergi denetmenlerini buluyorlar. Umarız 16 Nisan’da bu tablo değişir” diye konuştu. Devletin tüm imkânlarının evet propagandası için kullanıldığını, valilerin, kaymakamların evet için seferber edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Buna rağmen CHP olarak elimizden geldiği kadar her kesime ulaşmaya çalışıyoruz. İnsanlarımıza 18 maddelik bu değişikliğin Türkiye için nasıl felaket getireceğini anlatıyoruz. Ben ülkenin insanlarının sağduyusuna inanıyorum. Kesinlikle ‘hayır’ kazanacak” dedi. AKP ve Erdoğan’ın miting meydanlarında neden ‘evet’ denilmesi gerektiğini anlatmak yerine kendisini hedef aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, bunun son derece sığ ve aldatıcı bir politika olduğunu söyledi. Hükümetin referandum nedeniyle önceki seçimlerin aksine mali disiplini de bir kenara bırakarak kesenin ağzını açtığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun da önümüzdeki dönemde kötü bir tablo ve daha sert önlemlere yol açacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, gazetemizin yazıişleri müdürü Bülent Özdoğan’ın da katıldığı toplantıda güncel gelişmeleri değerlendirdi. Kendileri zarar görmesin diye Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Yıldırım’ın Konya’daki mitingine eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katılmasına ilişkin görüşü sorulduğunda “Demek ki ona ihtiyaç duydular. Davutoğlu Saray darbesiyle mağdur edilip koltuktan indirilmişti. O mağduriyetin kendilerine zarar vermemesi için düşünmüş olabilirler” yorumu yaptı. SGK AÇIĞI İSTİSMARI Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Yıldırım’ın sürekli olarak kendisinin SGK Genel Müdürü olduğu dönemdeki açığı gündeme getirdiklerini belirterek, “Benim dönemimde SGK’nin açığı 2 milyar 341 milyon TL idi. Bugünkü açık 20 milyar 655 milyon TL. Buna rağmen biz bu konuyu istismar etmiyoruz” dedi. MİT’in görevi zaten açıklamak Kılıçdaroğlu, gazetecilerin MİT’in ByLock programı ve kendisine yönelik açıklamalarına ilişkin sorusuna, “MİT’in görevi zaten bu çalışmaları yapmak ve kamuoyunda oluşan endişeleri gidermek. Adil Öksüz’ü gündeme getirmeseydik kimin haberi olacaktı? 15 Temmuz şehitlerinin hesabının sorulması lazım. Ben onların hesabını sormak zorundayım” yanıtını verdi. 150 GAZETECİ TUTUKLUYSA O ÜLKEDE DEMOKRASİ YOKTUR Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticilerinin tutuklanması ve ardından iki Cumhuriyet çalışanının daha gözaltına alınmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet yazarlarının uzun süredir hapiste olması kabul edilemez. Türkiye’de insanlar yarı açık bir cezaevinde yaşıyor. Bir kapalı cezaevleri var, bir de yarı açık cezaevi var. Evrensel hukukta olmayan ‘kolektif’ suç kavramı yaratıldı; savcı bir kişiyi suçladığı zaman eşini ve çocuklarını da bir suçlu olarak görüp pasaportunu elinden almaya ve yurtdışına çıkışlarını engellemeye başladı. Bunlar doğru değil” dedi. Cumhuriyet yazarla rı hakkında hazırlanan iddianameyi okuduğunu belirten CHP lideri “Gerçekten bunlar bir savcının kaleminden mi çıktı diye hayretler içinde kaldım. Savcı somut bir belge olmadan bunları nasıl yazar ama bugünkü Türkiye’de bunlar yazılabiliyor” ifadelerini kullandı. Atilla Taş ve Murat Aksoy’un serbest bırakılıp ardından başka bir savcı tarafından gözaltına alındığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bu şu anlama geliyor: Siyasi otoritenin izni olmadan hiçbir hâkim gözaltına alınanları bırakamaz. Yani Hitler dönemi Almanyası...” dedi. Taş ve Aksoy’u serbest bırakan hâkim ve savcıla rın da açığa alındığını belirten Kılıçdaroğlu, “HSYK’nin gerekçesi kamuoyundan gelen tepkiler. Hukukun üstünlüğü kuralı varsa kamuoyu değil hukuk kuralları geçerlidir” dedi. Türkiye’de demokrasinin gerilediği ve medya özgürlüğünün olmadığı konusundaki görüşün tüm dünyada ağırlık kazandığını belirten Kılıçdaroğlu, “150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edebilir misiniz? Hangi gerekçe ile bu gazeteciler hapiste, çıkın anlatın. Elinde kalemi olan bir gazeteciyi terörle suçlarsanız siz demokrat değilsiniz” diye konuştu. CANLI YAYINDA TEK ADAMLIĞA TRT ÖRNEĞİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “TRT’ye çıkmak için araya bakanları koyduk, Numan Kurtulmuş’a söyledik” tepkisinin ardından dün TRT Haber, TRT Türk ve TRT Radyo 1 ortak yayınında yer alacağı program, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Adana mitingi yayını ile karşılaştı. TRT, Erdoğan’ın uzayan miting programını canlı yayımlamaya devam edince Kılıçdaroğlu’nun yer aldığı programın yayını yarım saat geç başladı. Yayının başlayacağı saatte ise Erdoğan’ın miting meydanında Kılıçdaroğlu’na yönelik sözleri ve Savaş Ay’ın SSK hakkında yaptığı programın görüntüleri halka izlettirildi. En son 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TRT’ye çıkan Kılıçdaroğlu canlı yayında TRT uygulamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, canlı yayın krizini örnek göstererek, “Tek adam rejiminin en tipik örneğini bu akşam yaşadık. Cumhurbaşkanı konuşuyor, saat 19.00’da bana denmiş ki ‘televizyon programı yapılacak’. Ama onun sözü kesilemiyor, cesaret edemiyor kimse kesmeye. ‘Başımız belaya girmesin’ deniyor. Başbakan konuşurken TRT’nin bütün kanalları verdi. Biz gelince bütün kanallar yayımlamıyor. Ben bu kanala vergi ödüyorum” dedi. TRT Haber ve Spor Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç ise “İnanın size yönelik bir şey değil. Kamu yayıncılığında Cumhurbaşkanı beklenir” dedi. l ANKARA Sakarya İstanbul ‘Hayır’a saldırılar hız kesmiyor Sakarya’nın Hendek ilçesin de CHP üyesi gençler, Muammer Sencer Caddesi’nde referandumla ilgili çalışma yapmak için stant açtı. İddiaya göre, bu sırada bir grup, HDP’lilerin stant kurduğunu belirterek CHP’lilerin yanına geldi. Grup, CHP’lilerin stant kurduğunu görürken, partili gençler ile aralarında tartışma çıktı. Gençler dağılırken, bir süre sonra 1520 kişilik bir grup gelerek CHP’li gençlere saldırdı. CHP’nin standını dağıtanlar, 3 genci de tartakladı. Polis 3 kişiyi gözaltına aldı. İstanbul’da ise Beylikdüzü metrobüs durağı yakınında AKP ve CHP çadırlarında çalışmalar uzun zamandır sürdürülürken, dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıta ekibi gelerek CHP çadırının prefabrike benzediğini, bu nedenle yıkılması gerektiğini bildirdi. CHP İlçe Başkanı Turan Taşkın Özer’in çadırın AKP’nin 5 metrekarelik çadırından daha küçük, 4 metrekare olduğunu söylemesi de görevlileri ikna etmedi. Özer, görevlilerin kendisine “Burada kermes yapmayacağınızın garantisi var mı?” diyerek itirazını kabul etmediğini söyledi. Zabıta çadırı sökerken CHP’liler gözyaşlarını tutamadı. l Haber Merkezi Arık’a saldıran kişi tutuklandı Kayseri’nin merkez Talas ilçesinde referandum kampanyası kapsamında esnaf ziyareti yapan CHP Milletvekili Çetin Arık’a bıçaklı saldırı girişiminde bulunan, Adli Tabip kontrolünde olay sırasında 0.16 promil alkollü olduğu belirlenen 43 yaşındaki Abdullah Ateş, “silahla tehdit” ve “hakaret” suçlarından tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Ateş’in olayda kullandığı suç aleti 35 santim uzunluğundaki komando bıçağı adli emanete alındı. Zanlının, Talas İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadesinde “CHP’liler dükkânıma izinsiz olarak geldi. Çıkmalarını isteyince, bana karşılık verdiler. Korkutmak ve dükkânımdan çıkmalarını sağlamak içtin tezgâhtaki bıçağı gösterdim. Kimseye saldırmadım” dediği belirtildi. Olay anını anlatan CHP’li Arık ise “Talas ilçesi Kiçiköy semtinde esnaf ziyaretine çıktık. Ayrım gözetmeksizin tüm dükkânlara girdik. Sırada akvaryumcu vardı. İçeri girdiğimizde dükkân boştu. ‘Kimse yok mu?’ diye seslendiğimizde, arka taraftan dükkân sahibi olduğunu söyleyen kişi çıktı. Akvaryumdaki balıkları göstererek ‘Ne güzel bir meslek’ de dim ve daha sonra çok nazik bir şekilde CHP milletvekili olduğumu söyledim. Referandum konusunu daha açmadan, genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve partimize yönelik ağır hakaret ve küfürler ederek ‘Sizi kesmek lazım’ diye bağırdı. Partililerimiz kendisine ‘Terbiyesizlik yapma. Dükkânında, mekânında misafiriz’ yanıtını verince, ben de sakin olmasını istedim. Ama, tezgâhın üzerinden aldığı bıçakla üstümüze yürümeye kalkıştı. O sıra da yine ‘CHP’lileri kesmek lazım’ diye bağırıyordu” dedi. l KAYSERİ/DHA Kayyıma da zulme de hayır HDP’nin Bitlis’te düzenlediği mitingde konuşan Parti Sözcüsü Osman Baydemir, “Bir kez daha kayyıma da, zıkkıma da, zulme de ‘Hayır’ diyoruz. Sizin buradaki duruşunuz bizim ‘Hayır’ çağrımız, inşallah aydınlık bir geleceğin nişanesidir” dedi. Erdoğan’ın Diyarbakır’da yaptığı konuşmayı eleştiren Baydemir, “Belediye binasına 500 metre mesafede ‘Ben zulme uğradım. Belediye başkanlığım elimden alındı’ diyor. Ayıptır. 84 belediye başkanı cezaevinde” dedi. HDP’li Başaran’a gözaltı Öte yandan Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında yürüttüğü bir soruşturma kapsamında HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran, dün sabah evinden gözaltına alındı. Başaran, soruşturma kapsamında yargılandığı mahkemede verdiği ifadenin ardından serbest bırakıldı. l DHA haber 5 Tehlike... Aşağıdaki yazı 19 yıl önce (14 Mart 1998) Cumhuriyet’te “Politika Günlüğü” köşemde yayımlandı. Aynen koyuyorum: ... Acaba Fethullahçıların amacı ne? Devleti ele geçirmek!.. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “istihbarat birimleri”nce hazırlanan raporlarda Fethullahçıların “strateji ve hedefleri” şöyle gösteriliyor: “Fethullahçılar, örgütlenme ve faaliyetleriyle ‘devlet içinde devlet’ özelliği göstermekte ve özellikle cemaatin okulları Milli Eğitimi alternatif bir anlayışla yönetilmektedir. Bu okullarda görev yapacak idareci dahil bütün personel cemaat tarafından tayin edilmekte ve maaşları kendi kıstaslarına göre belirlenmektedir. Sadece eğitim konusundaki asıl amacı açıklanmaya çalışılan böyle bir cemaatin 350 trilyon lira civarındaki yurtdışı eğitim yatırımlarının Türkiye Cumhuriyeti’ne ne getirip ne götürdüğünün sorgulanması ve kaynağın nereden geldiği hususu üzerine fevkalede ciddiyetle gidilmesi ve bu şahsın arkasında devlet varmış imajının kesinlikle yok edilmesi için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınmasında fayda mütalaa edilmektedir.” Fethullahçılarla ilgili bilgiler ve belgeler sanırız hem Başbakan Mesut Yılmaz’a hem de yardımcısı Bülent Ecevit’e verilmiştir. Tüm bu gelişmeleri de CHP lideri Deniz Baykal bilmekte, bu nedenle siyasi parti liderlerini uyarıcı konuşmalar yapmaktadır... Fethullahçılar Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu laik demokratik düzene şu adı takmışlardır: “Kefere düzeni...” HHH Şimdi Fethullahçılar ile ilgili hazırlanan rapordan bazı önemli bölümleri aktaralım: 1 Fethullahçılar herhangi bir İslam ülkesiyle ve kuruluşuyla köklü ilişki kurmamakta, daha ziyade İngilizAmerikan ilgi alanı veya etkinliğindeki bölgelerde köklü ilişki ve bağ kurmaya ihtiyaç duymakta, ABD’de dahil eğitim birimlerini açmasını karşın Orta Avrupa ve Almanya’da pasif kalmaktadır. Fethullahçılar İran’a karşı kesin tavır alırken Batı yanlısı Suudi Arabistan’a karşı tarafsız kalmaktadır. 2 Fethullahçılar, Silahlı Kuvvetler’e sızma girişimlerin planlı programlı, sinsi ve yanıltıcı bir biçimde sürdürmekte, çalışmalarının önünde engel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni görmektedir. Bu bakımdan her fırsatta orduyu ele geçirmek amacıyla sızma girişimlerine sessiz ve derinden devam etmektedir. Fethullahçı grubu Nurcu tarikatı, Silahlı Kuvvetler içerisinde yapılanabilmek ve ileride etkinliğe kavuşabilmek amacıyla yeni projeler üretmeye başlamıştır. Bu çerçevede; askeri okullarda okuyan öğrenciler öncelikle hedef olarak belirlenmiş, kültür düzeyi yüksek cemaat mensubu ve türban takmayan bayanların askeri öğrencilerle tanışmaları ve evlenmelerinin sağlanabilmesi için gerekli vasatı oluşturacak bir yapılanmaya gidilmiştir. 3 Anılan kesim tarafından, bu yöntem ile 5 ile 7 yıl arası bir sürede Silahlı Kuvvetler içerisinde cemaat mensubu olarak söz sahibi bir konuma gelebilecekleri şeklinde değerlendirmeler yapılmaktadır. 4 Fethullahçılar, polis kolejlerine öğrenci sokmak, öğretim üyelerini özel olarak seçtirmek ve cemaate bağlı polislerin daha öğrencilik yıllarından itibaren beyinlerini yıkamak suretiyle emniyet teşkilatında oldukça etkin hale gelmişlerdir. Gülen’in emniyet teşkilatına olan bu ilgisinin arkasında, polisi asker karşısında bir güç dengesi oluşturmak amacıyla kullanmayı öngören bir planın olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. 5 Bugün birinci öncelikli tehdit olarak algılanan siyasal İslama karşı Fethullahçıları bir umut ışığı görenler, kısa bir zaman sonra bu yanılgının ağır faturasını ödemek mecburiyetinde kalacaklardır. Çünkü devlet içinde kadrolarını tamamlamış, aldığı çeşitli tedbirlerle toplum içinde kabul görmüş, Cumhuriyetten yana gözüken, Atatürk ve ilkeleri sözde benimseyen, ancak İslami giyime aykırılığı nedeniyle kravat takmayan bu kişi, gerçekte demokratik ve laik Türkiye’nin geleceği açısından büyük bir tehlike olarak göz önünde bulunmaktadır. HHH Fazla söze gerek var mı? ‘Sandık seninle güzel’ Demokrasi İçin Birlik Platforumu’nun sandık güvenliğini sağlamak amacıyla yürüttüğü ‘Oyum Güvende’ çalışması referanduma giderken oylara sahip çıkmak isteyen yurttaşlara ‘Sandık Seninle Güzel’ başlığı ile müşahitlik eğitimi verecek. Platformun oy güvenliği eğitimi 9 Nisan Pazar günü saat 17.00’de Ankara’da TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Salonu’da düzenlenecek. Buluşmada sandık müşahitliğinin püf noktaları anlatılacak. Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen ile Ankara Barosu’nun yürüttüğü ‘Her Okula Bir Avukat Kampanyası’ adına çalışan avukatlar referandum ve sandık güvenliği çalışmalarına ilişkin sunumlar yapacak. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Evet’le Bilal oğlan hayır’la senin oğlan kazanacak’ Afyonkarahisar’da konuşan CHP’li Muharrem İnce, İstasyon Meydanı’nda partililere seslendi. İnce, referandumla getirilmek istenilen sistemin Türkiye için hayırlı bir sistem olmadığını söyledi. Seçilme yaşının 18’e indirilmesinin de köylü ve fakir çocukları için değil, zengin çocukları için getirildiğini belirten İnce, “Neymiş efendim seçilme yaşını 18’e indirmişler. Kimin çocuğu için? Afyonkarahisarlı köylü Mehmet Ağa sana sesleniyorum; sandıktan evet çıkarsa Bilal oğlan, hayır çıkarsa senin oğlan kazanacak. Bunu unutma ve sandıkta oyunu ona göre ver” diye konuştu.l DHA ESP Genel Başkanı’na gözaltında darp ESP Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gümüştaş, Tunceli merkezli 11 ilde 65 kişinin gözaltına alındığı operasyonda gözaltına alınanlar arasında bulunan ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu’nun sağlık kontrolüne götürülürken “Diktatörlüğe Hayır, Seni başkan yaptırmayacağız” sloganı attığı için darp edildiğini söyledi. Gümüştaş, “Çok güçlü bir ‘Hayır’ iradesi var, bunlar da başımıza bu yüzden geliyor. Hepimiz doğru yoldayız. 16 Nisan’da mutlaka güçlü bir ‘Hayır’ çıkacak. Tek adam değil hepimizin kazananı olduğumuz bir günü yaşayacağız” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle