25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 8 Nisan 2017 EDITÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ankara sevindi haber 11 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Olumlu ama yeterli değil Hatay’da yurttaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD’nin Suriye operasyonunu olumlu bulduğunu ancak yeterli olmadığını söyledi. Akdeniz’deki Amerikan savaş gemilerinden atılan füzelerle Suriye’deki hava üssünün vurulduğunu anımsatan Erdoğan, “Esed rejiminin kimyasal ve konvansiyonel silahlarla işlediği savaş suçlarına karşı atılmış somut bir adım olarak bunu olumlu bulduğumuzu burada Hatay’dan ifade etmek istiyorum. Yeterli mi? Ben bunu da yeterli görmüyorum. Çünkü bundan sonraki süreçte ne olacağını hep birlikte takip etmeliyiz” dedi. Güvenli bölgede haklıyız Son gelişmelerin Türkiye’nin Suriye’de terörden arındırılmış güvenli bölgeler oluşturma çabasının ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Erdoğan, “Uluslararası toplum doğru söylüyorsunuz dediler ama ne yazık ki bu konuda adım atmadılar. Uluslararası toplumun göstereceği ortak kararlılıkla rejimi ve bölgede insanlık suçu işleyen tüm terör örgütlerini durdurma imkânına sahip bulunduğunu özellikle düşünüyoruz. ABD’nin İdlib saldırısına karşı ortaya koyduğu aktif tutumun bu yönde gelişmelerin bir başlangıç olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. ‘TCuammhurbdaşekasnlıtğeı sökzcvüseü Krailrıni:z’ Cslsmhniğakşjıiaüutliyasyıemvıe“nyarikskdoeoryağgdsibtüalınpaelnğaauihuuerrinsertşyldbımelmbllneiiaarısiıılüusknzmçaiımthralrsarut.,evsöısludleeaüpadBAayujazbrhüilslcıeomrbüaBklçvridğiigarınprenmaaDesiiııükuçnczlrşnuır’ıooüınlieşeikdsaytanlŞsnllmeiaervodaladanaoa3nbarcsrnöınıaymn.öhaplaiuarmynırlKakğairatk”çadlrıüaleamsiıltvtılusdleinkarlyııSşğeıürnlailrroünuTokye.öieırsdnnt,yesüRedsnzakcoa“alrsietcçücaeeHn,tSkpceüajreraçrAiiuaialaesoymcisunzrankrBriüeceüalasıbiauimcyDeksŞvj’sasnhİmieeesbmeı’ğelılbnziaadazülnrlityiiliueSzyyarakinnkrohlıt”aluhimanıekasypaunsrbdrliıünamömmaleanaiyuaheyrdrkbnsaşraemkiekddıçKieıapırrmanic’lieymmdeelaa.tradiöanıesaı CHP lideri Kılıçdaroğlu: Bombalamak sorunu çözmüyor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’da gazete yöneticileriyle yaptığı toplantıda Suriye’de kimyasal silah kullanımı ve ABD’nin müdahalesine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Suriye’de kimyasal silahla yapılan katliamın failinin bulunması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bombalamak sorunu çözmüyor. Daha önce Irak ve Suriye’de kimyasal silah kullananlar konusunda bağımsız uzmanlar tarafından araştırma yapıldı ve gerçekler ortaya çıkartıldı. Bu son olayı da bağımsız uzmanlar araştırmalı ve sorumlular bulunarak cezalandırılmalı. İnsanlık dışı bu saldırıların önüne ancak böyle geçilebilir” dedi. Kılıçdaroğlu, AKP hükümetinin ABD’nin hava saldırısına desteğine ilişkin olarak da ‘Üzerimize düşeni yaparız’ dediler. Nedir üzerlerine düşen? Bir yerlerden talimat alınarak mı hareket edilecek? Biz ülkemizin bölgedeki sa vaşta bir taraf olmasını istemeyiz. Türkiye’nin barışı inşa inşa etmek için aktif rol üstlenmesi lazım. Burnumuzun dibinde bir savaş çıkarsa bunun faturası Türkiye’ye de yansıyabilir” yorumu yaptı. Türkiye’nin ABD veya Rusya’nın arkasında bölgeye girme arayışında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “İki güç de Türkiye’yi dışlamış durumda ve sözlenen her söz havada kalıyor. Bölgede ağırlığı kalmayan Türkiye, Irak ve Suriye’de kaybeden tek ülkedir” diye konuştu. MHP lideri Bahçeli: Esad cevabını aldı, layığını buldu Afyonkarahisar’da yurttaşlara seslenen MHP lideri Devlet Bahçeli, “Esad katil ve insanlık düşmanıdır. Bebeklere kıyan diktatördür, adi bir suçludur. Cani Esad’ın meşruiyet ve ahlaki inandırıcılığı kalmamıştır. Çünkü Esad kana bulanmış, acımasız ve vahşi suçluya dönmüştür. Masumlara alçakça saldıran, bebeklere zehirli gaz fırlatan Esad yönetimi layığını bulmuş, cevabını almıştır. Esad’ın insanlık dışı saldırı ve katliamlarına verilen füzeli karşılık olumlu ve yerindedir. Ve de Esad Suriye’nin geleceğinden sökülüp atılmalıdır” dedi. ABD’nin Suriye’ye operasyonu Ankara’da memnuniyet yaratırken Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Rusya’nın Suriye politikasını eleştirdi Ankara, ABD’nin 6 yıl sonra ilk defa rejim kontrolündeki Şayrat Hava Üssü’nü vurmasına sevindi. Ankara’ya operasyon bilgisini ABD Büyükelçisi John Bass verirken Ankara ilk günden Rusya’ya mesajını verdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu uzun bir aradan sonra Rusya’nın Suriye’deDUYGU ki tutumunu eleştirdi ve GÜVENÇ “Esad’ın arkasında durmayın” çağrısı yaptı. Çavuşoğlu, rejime en büyük desteği veren Rusya ve İran’a “Böyle bir rejimi destekleyenlere de söylüyoruz ki gelin Suriye’nin milli birliğini, bütünlüğünü sağlayalım, ateşkesi tesis edelim ve siyasi çözüme odaklanalım, bir kişinin ardında durmayalım. Hele hele bu kişi zalimse ve kimyasal silah kullanabiliyorsa bu kişileri meşrulaştırmamamız lazım. Destek veren ülkelere çağrımız budur” dedi. Çavuşoğlu, operasyona yönelik bilginin nasıl iletildiği sorusuna şöyle yanıt verdi: “Koalisyona bilgi verildi. Aynı şekilde ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass da müsteşarımızla temasa geçti. Bundan sonrasını nasıl koordine edebiliriz, bunu birlikte değerlendirmemiz lazım.” Bass’ın gece geç saatlerde Dışişleri Müsteşarı Ümit Yalçın’ı aradığı öğrenilirken, bakanlıktan bir yetkili, “Bizim için süpriz olmadı. Bilgisi bizimle önceden paylaşılmıştı. Ancak operasyonel detaylara giremiyorum” dedi. Diplomatik girişim Han Şeyhun’daki kimyasal saldırının rejim tarafından yapıldığını savunan Ankara’nın diplomatik girişim başlattığı öğrenildi. Çavuşoğlu’nun bu çerçevede, BM Güvenlik Konseyi üyesi 5 ülkenin ve Almanya Dışişleri Bakanı’na görüşme talebi ilettiği belirtildi. Dışişleri’nden bir yetkili, Çavuşoğlu’nun önceki gün Alman ve Fransız muhataplarıyla görüştüğünü ve “Kimyasal silah kullanıldığı tespit edil GÜVENLİ BÖLGE VURGUSU Çavuşoğlu da rejimin elindeki kimyasal silahları teslim etmediğini söyleyerek bundan sonra çabaların Suriye’de güvenli bölgelerin oluşturulması olduğunu vurguladı: “Suriye içinde yerinden edilmiş insanların sayısı çoktur ve bu insanlar nerelerde yerleştirilecek? Suriye içinde güvenli bölgeler her zamankinden daha fazla önem arz etmiştir. Güvenli bölgeleri genişletmemiz lazım.” Çavuşoğlu, uluslararası toplumun Suriye konusunda daha koordine olması gerektiğini vurgulayarak “Bu rejimi bir an evvel Suriye’nin başından uzaklaştırmak lazım. Bir geçiş hükümeti kurmak lazım” dedi. di. Buna sessiz kalınması kabul edilemez. Uluslararası toplumun ciddi bir tepki göstermesi gerek” diyerek Şam yönetimine karşı girişimde bulunduğu öğrenildi. Çavuşoğlu’nun dün de Rusya, İngiliz ve Suudi Arabistan muhatabıyla görüştü. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre; Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Bin Ahmed elCubeyr ile yaptığı telefon görüşmesinde Suriye’deki son gelişmeler ele alındı. Görüşmede ayrıca Suriye Fikirdaş Ülkeler Toplantısı’nın en kısa zamanda gerçekleştirilmesinin faydalı olacağı değerlendirmesi yapıldı. Çavuşoğlu’nun ABD’li muhataplarıyla da yakın zamanda görüşmeyi beklediği kaydedildi. Güvenli bölge önemli Bir Türk diplomat ise Suriye’de bir an önce güvenli bölgelerin oluşturulmasının önemli olduğunu vurguladı. Yetkili, oluşacak güvenli bölgelerin Suriye’deki fiili bölünmeyi sağlayacağı iddialarına ise karşı çıkarak, “Aksine terörden arındırılmış güvenli bölgeler tesis edilirse, bu bölgelere insa ANKARA’DAN JET AÇIKLAMA Dışişleri, tarihinin en hızlı açıklamalarından birini dün yaptı ve ABD’nin operasyonuna destek verdi: “ABD’nin sabaha karşı rejimin Şayrat askeri üssüne yaptığı operasyonu son derece olumlu karşılamaktayız. Benzer suçların cezasız kalmaması ve hesap verilebilirliğin tesis edilmesi yönünde atılacak adımlar Türkiye’nin tam desteğine sahip olacaktır. Rejimi halkına karşı sürdürdüğü terör ve toplu cezalandırma uygulamalarından alıkoyacak ve Suriye’de siyasi çözümün önünü açacak bir sürecin ilerletilmesi için 3 milyon Suriyeliyi barındıran bir ülke olarak uluslararası toplumla birlikte çalışmayı sürdüreceğiz.” ni yardımın ulaştırılması sağlanırsa, ülkelerinievlerini terk etmek zorunda kalanlar yurtlarına dönebilir. Bunun için de Astana süreci ile başlatılan ateşkes sürecinin tüm ülkeye yayılması gerek. Ardından da Cenevre süreci çerçevesinde geçiş dönemi başlatılmalı ve Suriye muhalefeti ve rejimi bir araya gelmeli” yorumunu yaptı. Yetkili, ABD’nin rejime yönelik hava operasyonlarının bir defalık olduğunu açıkladığına da işaret ederken, “Ancak bu açıklamada da sürecin tekrarı halinde bunun cezasız kalmayacağına dair ifadeler var” dedi. O pilot tutuklandı 4 Mart’ta Hatay sınırına düşen rejimin pilotlarından Mehmet Sufhan, ABD’nin hava saldırısının hemen ardından dün tutuklandı. Uçaktan paraşütle atlayarak kurtulan 56 yaşındaki pilot Sufhan, bir aylık tedavisinin ardından taburcu edildiği gün “Türkiye Cumhuriyeti sınır güvenliğini ihlal ve casusluk” suçlarından tutuklandı. Sufhan’ın paraşütle atlama sırasında omuriliği kırılmış ve Hatay Devlet Hastanesi’nde ameliyat edilmişti. l ANKARA Yaralılar geri döndü Suriye’deki İdlib kentinin Han Şeyhun bölgesinde düzenlenen kimyasal saldırıda yaralanan çok sayıda Suriyeli, tedavi için Hatay’ın Reyhanlı ilçesine getirilmişti. Tedavileri tamamlanarak taburcu edilen Suriyelilerden bir bölümü dün otobüslerle ülkelerine geri gönderildi. RUS SİSTEMLERİ FÜZELERİ GÖRMEDİ Mİ? ‘Rusya bilerek müdahale etmedi’ SERTAÇ EŞ İdlib’deki kimyasal saldırının ardından dün sabah saatlerinde ABD’nin Suriye’nin Humus’taki Şayrat Hava Üssü’nü vurması Rusya’nın bu ülkedeki hava savunma sistemlerini de gündeme getirdi. Konuyu Cumhuriyet’e değerlendiren savunma sistemleri uzmanı Arda Mevlütoğlu, Rusya’nın Suriye’de S400 füzelerinin yanı sıra çeşitli radar sistemlerinin de bulunduğuna dikkat çekti. Mevlütoğlu, “59 füzeden bahsediliyor. Rusya’nın teknik olanaklarıyla bunları görmesi lazım. Ancak gördülerse bile imha etmelerinin anlamı da başka olurdu. Atılan füzeleri Rusya’nın imha etmesi durumunda olayın kontroldan çıkması durumu oluşurdu. Tabii eğer bu kadar füzeyi tespit edemedilerse bu da karizmayı çizdiren bir olay olur” dedi. Uzun süredir Rusya politikaları üzerine çalışan Kadir Has Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mitat Çelikpala ise ABD ve “Rusya’nın bu saldırıyı engelleme kapasitesi olsa da bunu yapacaklarını sanmıyorum. Muhtemeldir ki ABD, Rusya’ya, ‘Bu saldırıdan sonra ders vereceğiz’ dediğinde, Moskova konuyu yalnızca diplomatik alanda gündeme getireceğini bir şekilde hissettirdi” dedi. Rusya’nın ABD ile hava güvenliği anlaşmasını askıya almasını da değerlendiren Çelikpala, “Bunun sadece kağıt üzerinde bir tepki olduğunu düşünüyorum. Rusya’nın saygınlığını dengeleme olarak görüyorum” diye konuştu. Rusya’nın bir ABD uçağını düşürme olasılığını sıfır olarak gördüğünü belirten Çelikpala, Putin’in bu olayı Esad rejimine yönelik de kullanabileceğini kaydetti. Çelikpala, “Bu saldırı Rusların da işine geliyor. Esad’dan desteğini açıkça çekmez. Ancak kapalı kapılar ardında kullanır” diye konuştu. Harekâtın ABD Başkanı Trump için artı yazdığını, Akdeniz’deki savaş gemilerinin turistik amaçlı o bölgede bulunmadıklarının göstergesi olduğunu anlatan Çelikpala, “Trump, Obama gibi olmayacağını gösterdi. Bence ABD, bu saldırısıyla Rusya ve Esad’a İdlib bölgesindeki operasyonları durdurun demedi. Kimyasal kullanmayın diyor, onun dışındakilere karışmıyor” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA Kilis’teki Suriyeliler müdahaleyi izledi ABD’nin dün sabaha karşı Suriye’ye yaptığı füze saldırısı sınır hattındaki kentlerde heyecana yol açtı. Saldırı haberinin ardından Suriye sınırındaki Kilis’te de insanlar yaşanan gelişmeleri yakından takip etmeye başladı. İç savaştan kaçarak Kilis’e yerleşen Suriyeliler de ülkelerinde yaşananları üzülerek takip ettiklerini söyledi. Suriyeliler, “Tek isteğimiz bir an önce dünyanın bu katliamları durdurmak için harekete geçmesi. Amerika’nın kimyasal saldırılarda kullanılan üsse yönelik füzeli müdahalesi umarız bundan sonra rejimin benzer katliamlarını engeller” dedi. Öte yandan önlemlerin had safhada olduğu sınır hattında da güvenlik güçlerinin teyakkuz hali devam ediyor. l KİLİS/ DHA İncirlik’te sessizlik hâkim ABD’nin Suriye’nin Şayrat Hava Üssü’nü vurması üzerine, gözler Adana’daki İncirlik Hava Üssü’ne çevrildi. Körfez Savaşı’nda aktif rol oynayan ve halen Suriye ve Irak’taki IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyon güçleri ABD, İngiltere, Almanya, Suudi Arabistan ve Katar’ın uçakları ile insansız hava araçları bulunan ABDTürk Ortak Savunma tesisi olan İncirlik Üssü’nde, rutin uçuşlar dışında bir hareketlilik gözlenmiyor. ABD’nin saat 04.40’ta gerçekleştirdiği saldırıdan sonra da İncirlik Üssü’nde herhangi bir hava trafiği yaşanmadı. Askeri araçların üssü çevreleyen tel örgülerin güzergâhında devriye gezmesi dikkat çekti. l DHA ‘Hayır’ herkesin geleceğinin güvencesidir Bir hafta sonra, Türkiye toplumunun geleceğini belirleyecek bir oylama yapılacak. Bunun sonuçları herhangi bir seçim gibi olmayacak. Normal olarak seçimin sonuçlarını bir sonraki seçimle az veya çok düzeltme olanağı vardır. Ama 16 Nisan günü, herhangi somut bir soru bile seçmenlere sorulmadan, önlerindeki pusulanın “evet” veya “hayır” bölümünü damgalamaları istenen eylem, sık aralıklarla yapılan bir yerel veya genel seçim değil. Her ne kadar, ErdoğanBahçeli ittifakının sözcüleri bunu inkâr etmeye çalışsalar da, büyük bir rejim değişikliğinin seçmen topluluğu tarafından onaylanıp onaylanmadığı 16 Nisan akşamı ortaya çıkacak. Önümüze konan anayasa değişikliğinin bugün içinde olduğumuz fiili durumdan farklı olmadığını, dolayısıyla vereceğimiz oyun bir şey değiştirmeyeceğini düşünenlere bir kez daha hatırlatmak lazım. İçinde boğulduğumuz ve toplumu son derece karanlık bir geleceğe sürükleyen durum, fiili bir durumdur. Siyasal gelişmelerle, seçimlerle değiştirilmesi mümkündür. Bu iktidarın yaptığı hasarın telafisi zor da olsa, halen mümkündür. Buna karşılık, haldeki fiili durumun anayasal meşruiyet kazanması ve bunun kurumlarının yerleşmesi halinde, bunun seçimler yoluyla düzeltilmesi son derece zor ve orta vadede neredeyse imkânsız olacaktır. Anayasa değişikliğinin yaratacağı bütün yetkileri yasal olarak elinde tutan kişiye karşı demokratik muhalefet bugünü arar hale gelebilir. Bugün nasıl hâkimler ve savcılar iktidarın hoşuna gitmeyen en ufak bir karar aldıklarında görevden alınıyor, haklarında soruşturma başlatılıyor ve muktedirin hoşuna gitmek için bir gecede suç icat ediliyorsa, haldeki fiili durumun anayasal hale gelmesi bunların istisnai değil, normal hukuki prosedürler olmasını sağlar. Hiç kimsenin, sadece muhaliflerin değil, iktidar tetikçilerinin bile hiçbir hukuki güvenceye sahip olmaması demektir bu. Çünkü muktedir ihtiyacı olan rüzgârın yönüne göre onları da bir gecede “terörist” ilan edebilir. Önerilen anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi, fiilen yürürlükte olan keyfi idarenin yerleşmesi ve kurumlaşması demek olacaktır. Kurumlaşıp, yerleştikçe bunu değiştirmek de bir o kadar zor olacaktır. Ve bundan orta vadede kimin yararlanacağı, toplumun iyice bunalıma girdiği bir ortamda başkanlık seçimi sandığından bugünkünü mumla aratacak başka bir otokrat adayının çıkmayacağının da güvencesi yoktur. “Hayır çıksa bir şey değişmeyecek” diyerek sandığa gitmemek, bugünkü fiili duruma evet demektir. Bugün yaşadığımız fiili hukuksuzluk halini, bir kişinin bütün güçlere sahip olmasını, yelkeni hep kendi iktidar çıkarına uygun yönde tutmasını, ülkeyi başında kendisinin ve yakınlarının olduğu bir varlık fonu veya bir anonim şirket olarak görüp, böyle yönetmesini kabul etmeyenlerin 16 Nisan’da sandığa gitmemeleri, bu hali kabul ettikleri anlamına gelir. Oylamaya bir hafta kala evet ve hayır oylarının görece başa baş gittiği izlenimi var. İki seçenek arasındaki farkların genellikle kamuoyu araştırmalarının hata payı içinde olduğu bir durumdayız. “Evet”in kazanması durumunda, onlarca yıl sürme ihtimali yüksek bir seçimli otokrasi rejimi kurumlaşacak. İleride seçilen kim olursa olsun, otokrat olarak seçilip, otokrat olarak kendi meşrebine uygun keyfi yönetimi yürütecek. Otokrat olarak seçilenden elindeki güç ve yetkilerden gönüllü olarak vazgeçmesini beklemenin safdillik olduğunu hem kendi hem de başka toplumlardaki tecrübelerden biliyoruz. Bunun er veya geç büyük bir kaosla, çok büyük bir karmaşa ve çöküşle sonuçlandığını da. Bu nedenle 16 Nisan’da “hayır” oyu vermek, sadece muhalif olanların değil, bu iktidarı çeşitli nedenlerle destekleyenlerin gelecekteki hak ve hukuklarını, özgürlüklerini de korumak demektir. Sadece bugünkü muktedire değil, ileride şapkadan beklenmedik biçimde çıkacak farklı otokrat adayına da hayır demektir. Bugün “hayır” deyip bu tehlikeli gidişatı engelleme imkânımız var. Sandığa gitmezsek ileride bu imkân da kalmayacak. RUS GEMİSİ BOĞAZ’DAN GEÇTİ Rusya’nın Karadeniz Filosu’nun baş koruma gemisi Admiral Grigoryeviç, ABD’nin Suriye’ye yönelik ope rasyonunun ardından dün Çanakkale Boğazı’ndan geçti. Geminin Akdeniz’e gittiği öğrenildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle