Katalog

Perşembe 27 Nisan 2017 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Batık kredilerde patlama riski Yıl sonuna dek 8 milyar liralık tahsili gecikmiş alacağın varlık yönetim şirketlerine satılması bekleniyor Özel bankalar, 2017 başından bu yana 2 milyar liraya yakın tahsili gecikmiş alacağını varlık yönetim şirketine sattı. BusinessHT’ye konuşan varlık yönetim şirketleri uzmanlarına göre bu miktar, yıl sonunda 8 milyar liraya ulaşabilir. Özel bankalarda son dönemde yoğunlaşan alacak satışları dikkat çekiyor. Şubatta 531 milyon, salı günü 316 milyon lira satışla toplam 847 milyon liralık satış yapan Yapı Kredi, bankalar arasında en büyük paya sahip oldu. Yapı Kredi’yi 300 milyon liralık satışla Akbank ve 250 milyon liralık satışla Denizbank izledi. Yeni Kanun Hükmünde Kararname ile kamu bankalarına sorunlu kredileri satma hak kı tanınmasının ardından kamu bankalarının bilançosundaki 16 milyar liralık tahsili gecikmiş alacağın her yıl 22.5 milyarlık kısmının satışa gelmesini bekleniyor. Böyle bir durumda varlık yönetim şirketleri 10 milyar liralık ödenemeyen kredi ile baş başa kalabilir. Kredileri tetikleyen diğer unsur Kredi Garanti Fonu ile verilen krediler. Bu yöndeki krediler artmaya devam ederse, KOBİ’lerde tahsili gecikmiş alacak yani kötü kredi oranının yüzde 7’yi aşabileceği ve varlık yönetim şirketlerine satılan alacakları da artıracağı öngörülüyor. Aydın iyimser BloombergHT’ye konuşan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, rakamın bu miktara ulaşmasını beklemediğini söyledi. Aydın ayrıca kamu bankalarının henüz hiç tahsili gecikmiş alacak satmadığını belirtti. l Ekonomi Servisi Finansal işlemlerde vergi kalkabilir 23 yılda verdiğini DOKUZA KATLADI Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın son açıkladığı verilere göre Kredi Garanti Fonu kapsamında kullanılan kredilerin tutarı 146 milyar TL’ti geçti. Hükümetin ekonomiyi canlandırmak için sarıldığı KGF kapsamın da şu ana kadar 203 bin 466 Maliye Bakanı, finansal işlemler için alınan vergiyi indirme firmaya toplam 146.4 milyar TL’lik kredi verildi. Finansman sıkıntısı yaşayan KOBİ’lerin veya kaldırma yönünde çalışma yürüttüklerini açıkladı bankalardan alacağı kredilere kefil olmak amacıyla 1993’te Maliye Bakanı Naci Ağbal, İstanbul Finans Merkezi için yasal rasında ödenen vergilerle ilgili bunların kaldırılması ya da indirilmesi konusunda öneriler MASAK’ın bankalardaki deneti tığını ve mi Bankacılık Düzenleme ve De MASAK’ın netleme Kurumu (BDDK) üze yeniden ya kurulan KGF aracılığıyla 19942016 arasında toplam 37 bin 180 KOBİ, 16.3 milyar TL kredi kullandı. Referandum önce düzenlemeler üzerinde çalıştık var. Mayısın 1011’i gibi Eko rinden yapmasının uygulama pılandırılma sinde Hazine desteğiyle sağ larını, finansal piyasaların de nomi Koordinasyon Kurulu’nda da aksaklıklara sebep olduğunu sı gerektiği lanabilecek kefaletlerin top rinleştirilmesi için bazı vergile bu önerilerin üzerinden geçe belirterek “Bankaların savun ni söyledi. l lam bakiye tutarının 250 mil rin kaldırılmasından kaçınmayacaklarını söyledi. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Türkiye Banka ceğiz. Vergilerle ilgili kamusal maliyetlere tabii ki dikkat edeceğiz ama finansal piyasaların derinleştirilmesi için rekabet ması alınmadan cezalar alması söz konusu. Bu konuda gözden geçirmeye ihtiyaç var” dedi. MASAK Başkanı Os Ekonomi Servisi yar liraya çıkarılmasıyla KGF kapsamında yıl başından beri verilen kredi tutarı, 23 yılda verilen tutarın 9 katına ulaştı. lar Birliği’nin (TBB) düzenlediği çalıştay sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağbal, “İstanbul Finans Merkezi için kapsamlı bir yasal düzenleme gerekiyordu. Hem finansal piyasaların kurumsal yapısının iyileştirilmesi,yeni enstrumanların kazandırılması hem de finansal işlemlerin yapılması sı te olduğumuz ülkelerle kıyaslama yaparak bu vergileri kaldırmaktan kaçınmayacağız” dedi. Ağbal, ayrıca gelir vergisi, katma değer vergisi kanunu ile ilgili kapsamlı reform çalışması, kamu özel işbirliğiyle ilgili modelleme çalışmaları yürüttüklerini belirtti. Öte yandan TBB Başkanı Hüseyin Aydın, man Dereli ise TBB ile birkaç aydır yürüttükleri çalışmada sonuç aşamasına geldiklerini belirtti. Dereli, darbe girişimi sonrası kurumdaki iş yükünün art Naci Ağbal Yük bankada KGF kapsamında, ihracatçı firmalar tarafından alınan kredilerin tamamı devlet garantisi altına alınıyor. KOBİ kredilerinde devlet garantisi yüzde 90, klasik KGF’nin devlet garantisi oranı ise yüzde 85 seviyesinde. Bu devlet garantisinin karşılanma şartlarından birisi ‘TAeşviklerin bütçeBaçeığınlıietrkissi ziazmalnilğa azianlacaek’ t‘ kisi sü‘ recektclmeiinrivlilbneiagrbgzğneüıiubltsiirnşaçeimndlek,içtyaraöiadüçmlrzıaığlşied,atırnedayeaeyr0ıgdsec.t7eaate4k,tyki’ihürsadüvinpnieketğiünıitğkmegbıaşeekurvşoçyiıikıl lrc2nçıiken0iekbg1b9deeyü’idlslıtielriaçpmtcetdleiiin.lağaliiAçinyngığiüğiebbzsılnoidaöralizey,nmelt0eyetad.ükd3diizb’.sıüdğDiinnreılenieenıs0rittgi.nn3aeeem5kblc’eliüeenttğeeir, sebednititneerktelcgiii.skeyöYitı0rslüeülea.z1dn5rkdbüt’ieitöimnrib0ilrneesa.r7letr4ıoabrylgalelodaziblluedaaiğndazauaireyğnltaatiıunrknymiigknaiafaıinnnayyclddaasaeşeakyatönti. ‘Bazı sektörlere getirilen geçici vergi indirimi, destek ve teşviklerin bütçe açığına etkisi bu yıl milli gelirin yüzde 0.74’üne karşılık gelecek’ de batık kredi şartı. Bir banka tarafından verilen toplam kredi tutarının yüzde 7’lik kısmının batık tutarı devlet tarafından karşılanıyor. Şayet bankanın batık oranı yüzde 7’yi geçerse, bu tutarı bankanın karşılaması gerekiyor. l Ekonomi Servisi Enflasyona odaklanacak. Merkez’den sürpriz hamle Merkez Bankası (TCMB) enflasyonun tepe noktasına yükselmesinin beklendiği nisan ayına ilişkin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında Geç Likidite Penceresi faiz oranını sürpriz bir adımla 50 baz puan artırarak yüzde 12.25’e yükseltti. Ekonomistlerin çoğu Merkez’den bu toplantıda bir adım beklemiyordu. Politika faizini ve faiz koridorunu sabit tutan Merkez, “sıkı duruş sürdürülecek” mesajı verdi. Merkez’in kararının ardından dolar/TL 3.5628’e kadar geriledi. Bankacılara göre PPK kararı, Merkez’in enflasyon odaklı bir politika izleyeceğini göstermesi açısından önemli. l Ekonomi Servisi KISA...KISA... n Rusya’dan uzlaşma sinyali: Rusya Tarım Bakanı Alexander Tkachev, Moskova’nın buğday ihracatı konusunda Türkiye ile iki hafta içerisinde bir uzlaşmaya varacağını umut ettiğini söyledi. Türkiye, Moskova’dan buğday ve ayçiçeği alımını yüksek gümrük vergileri uygulayarak askıya aldı. n Arçelik’ten taşınma kararı: Arçelik, İstanbul Beylikdüzü’ndeki fabrikasını Çerkezköy’e taşıyacağını açıkladı. Taşınma 31 Mart 2018’e kadar tamamlanacak. n Motorine indirim: Dün gece yarısından itibaren motorinin litresine 13 kuruş indirim yapıldı. Borusan Holding yatırımları bu yıl 1.4 milyar TL’ye çıkarmayı hedefliyor. ‘Avrupa’dan vazgeçme şansımız yok’ Agah Uğur, Türkiye ve Avrupa arasındaki sorunların ortak akılla çözüleceğine inandığını söyledi Türkiye ile Avrupa arasında bir yıl olarak hatırlanacak. İşaretler gösteri son dönemde yaşa yor ki 2017 yılı da bu na sorunlara deği açıdan daha farklı nen Borusan Hol olmayacak, belirsiz ding Üst Yöneti lik yeni normalimiz cisi (CEO) Agah olmaya devam ede Uğur, “Türkiye tabii ki hakkını arayacaktır ama Türkiye ve Av Agah Uğur cek” diye konuştu. Reform vurgusu rupa topluluğu olarak bir Türkiye’nin son birkaç birimizden vazgeçme şansımı yıldır yatırım çekmede sıkıntı zın olmadığını düşünüyorum” çektiğine dikkat çeken Uğur, dedi. Yaşanan sorunların ortak “Ama yapılacaklar belli, re akılla çözülmesi gerektiğinin formların hayata geçirilmesi altını çizen Uğur, 2016 yılının lazım” dedi. Agah Uğur, şöy Türkiye’de her açıdan zorlu bir le konuştu: yıl olduğunun altını çizerek, “Bizi ilgilendiren başka so “2016 yılı herkes için belirsiz runlar da var; ABD Başkanı liğin damgasını vurduğu, zorlu Donald Trump, çelik sektörü ne karşı taş devrinden kurallarla, korumacılığı getirecek olması gibi...” Çelik, enerji, lojistik ve otomotiv distribütörlüğü alanlarında faaliyet gösteren Borusan Holding’in değerlendirme toplantısında konuşan Uğur, 2016’da 13 milyar TL konsolide ciro ve 1.2 milyar TL faaliyet kârı elde ettiklerini; 2017 hedeflerinin ise 15.6 milyar lira ciro ve 1.3 milyar lira faaliyet kârı olduğunu söyledi. 2016’da 627 milyon TL olan yatırımlarını bu yıl 1.4 milyar TL’ye çıkaracaklarını belirten Uğur, çalışan sayılarını da yüzde 7 artışla 9 bin 613’e yükselteceklerini ifade etti. l Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi Antonio Spillimbergo, geçen yılın başında Türkiye’deki yüksek siyasi belirsizliği ve özellikle temmuzdan sonra yaşanan çalkantıyı öngöremediklerini belirterek “Bu nedenle geçen yıla yönelik büyüme beklentimizi aşağı çekmek zorunda kaldık. Bu tecrübeden belirsizliğin etkilerinin 2017’de süreceğini düşünüyoruz” dedi. Türkiye’nin belirsizlik ortamından çıkıp daha öngörülebilir bir döneme girmesinin büyüme için büyük önem taşıdığını vurgulayan Spillimbergo, “Para politikasının daha anlaşılır hale gelmesi yararlı olur” dedi. Türkiye’nin iki darboğazının düşük tasarruf ve düşük verimlilik olduğuna işaret etti. TÜSİAD: Çok olumsuz bir gelişme Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Türkiye’yi denetim sürecine alma kararının çok olumsuz bir gelişme olduğunu vurguladı. “Avrupa standartlarında bir demokrasi ve hukuk devleti olmak Türkiye’nin küresel rekabet gücü kaynağıdır. Dolayısıyla bu konumumuzu özenle korumalıyız” diyen TÜSİAD, “Demokratik reformlar ve AB süreci için TBMM ve hükümetimizin atacağı adımları bu anlayış çerçevesinde destekliyoruz” açıklamasını yaptı. ekonomi 9 ‘Dünya Günü’ – bilimsel gerçekler Dünya Günü’nde (22 Nisan) biz, 15 yıldır eğitim sistemini, bilimsel çalışmayı ve akademik özgürlükleri enkaza çeviren bir aklın “Atı alıp (mühürsüz oylara binerek) Üsküdar’ı geçmesinin” şokunu yaşarken, dünyanın bütün kıtalarında, Antarktika’da bile, bilim insanları, çevreci örgütlerden ve toplumların çeşitli katmanlarından yüz binlerce insan, “bilimsel gerçekler” için yürüdüler, protesto gösterileri düzenlediler. Bilim ve siyaset Bilimsel gerçekler için yürüyüş, Trump yönetiminin küresel ısınma konusundan, çeşitli hastalıklara ilişkin araştırmalara kadar birçok alanda, kamu harcamalarında yaptığı kısıntıları, bilimde, siyasette “sahte haber” (Fake News), “uydurma gerçek” (Alternative facts) saldırılarını protesto etmek için Washington’da düzenlendi. On binlerce insanın katıldığı bu yürüyüşü Amerika’nın diğer kentlerinde, Latin Amerika’dan Yeni Zelanda’ya kadar dünyanın büyük kentlerinde, yerel topluluklarında dayanışma yürüyüşleri izledi. Bu protesto gösterilerinde, devlet harcamalarındaki kısıntılarla mücadele etmenin yanı sıra, egemenlerin iktidarlarını korumak için ürettikleri, “sahte haberlere”, “uydurma gerçeklere” karşı, demokratik hakları, özgürlükleri, özellikle düşünce özgürlüğünü savunmaya, insanlığın bugün her zamandan daha çok gereksinimi olduğu vurgulandı. Katılımcılar, toplumda bilime ilgiyi artırmak, hurafelere, yalanlara, kanıtlanamayan iddialara karşı, olgulara, kanıtlara ve akla dayanan bilimselliği savunmanın gereğini vurguladılar. Bu dayanışma yürüyüşlerinde, bilimin siyasetten bağımsız olduğuna ilişkin savlar da eleştiriliyor, Galileo’dan bu yana bilimin her zaman siyasetle, özgürlükle yakından ilgili olduğu vurgulanıyordu. Bilimin, teknolojinin “nötr” olmadığı, egemen güçlerin çıkarları doğrultusunda insanlığın zararına, özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik olarak kullanılabildiği de anımsanıyordu. Gösterilerde, iklim değişikliği ile mücadele edilmesi, evrim teorisi ve cinsel sağlık eğitiminin verilmesi ve bilimsel araştırma bütçelerine daha fazla kaynak ayrılması gibi talepler dile getirildi. ‘Uydurma gerçek’, ‘sahte haber’ Gösterilerin yapıldığı yerlerin listesinde Türkiye’ye rastlamadım. Halbuki, bilim “üzerindeki baskılar”, “sahte haber”, “uydurma gerçek” sorunlarına biz hiç yabancı değiliz. TÜBİTAK’ın, eğitim sisteminin başına gelenleri, referanduma giden süreç içinde “Hayır” diyenlere yönelik suçlamaları anımsamak, seçimin yapıldığı gün ve gece yaşananları düşünmek yeter. Düşünce özgürlüğüne gelince, hapisteki gazeteciler ve yazarlar, üniversitelerde yaşanan kıyım, medya üzerindeki baskılar... Bunlara Osmanlı İmparatorluğu’na, Cumhuriyet tarihine ilişkin “uydurma gerçekleri” (alternatif facts), “AKP demokrasi getiriyor”, “vesayeti kaldırıyor”, “dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi” türünden “sahte haberleri” de ekleyebiliriz. Liberal entelijansiyanın “öngöremedik, kim görebildi ki”, “bu bir tek adam sorunudur” gibi “alternatif facts” üretme becerilerini de... Diğer taraftan, “sahte haber”, “uydurma gerçek” (alternatif facts), “posttruth” döneminde yaşadığımız iddia ediliyor ama böyle olmayan bir dönem var mıydı? Freud’a göre “önce yalan vardı”. Noah Harari de “Bin kişi uyduruk bir söylentiye bir ay inanırsa, bu sahte haberdir; bir milyar insan buna bin yıl inanırsa dindir’” demiyor mu? Besbelli ki tüm uygarlık hep birlikte inanılan “fake news” üzerinde yükselmiş. Bilim de, kimi zaman yolundan sapsa da, bu sahte haberlerin, uydurma gerçeklerin, kanıtsız hikâyelerin, siyasi baskıların eleştirisi, dünyanın anlaşılarak iyileştirilmesi, çabaları üzerinde... Perakendede eticaret 40 milyar TL’yi bulacak Küresel eticaret şirketi eBay’in Gelişmekte Olan Avrupa Ülkeleri, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Eben Sermon, Türkiye’nin 18 milyar TL olan perakende eticaret hacminin 2020’ye gelindiğinde 4045 milyar TL’lik büyüklüğe ulaşmasının beklendiğini söyledi. 2011’den beri eBay çatısı altında faaliyet gösteren GittiGidiyor’un Genel Müdürü Öget Kantarcı ile birlikte yapılan değerlendirme toplantısında konuşan Sermon, “Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 14’ü internetten alışveriş yapıyor. İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde bu oran yüzde 6070’lerde” dedi. Türkiye’nin faaliyet gösterdikleri ülkeler içinde en hızlı büyüyen ülke olduğunu belirten Sermon, “Dünyada özellikle Türkiye’de üretilen giyim ve kozmetik ürünlerine büyük bir ilgi var. Türkiye’deki satıcıların eBay’in 169 milyon alıcısına ulaşabilmesi için çalışma yapıyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi C MY B