05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 27 Nisan 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK Köşk zirvesinden ‘uyum’ kararı çıktı Başbakan Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Bahçeli görüşmesinde gündem ‘uyum yasaları’ydı. Bahçeli yine ‘elini taşın altına koydu’ Başbakan Binali Yıldırım’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından MHP lideri Devlet Bahçeli’yle görüşmesi siyasi kulisleri “koa lisyon kurulacağına” ilişkin ha reketlendirirken, ikilinin görüş mede “cumhurbaşkanlığı hükü met sistemine iliş kin uyum yasala rı, Sincar’a düzen lenen operasyon ve Avrupa Kon seyi Parlamen SELDA GÜNEYSU terler Meclisi’nin Türkiye’ye yöne lik kararının ko nuştuğu belirtildi. Yıldırım’ın Bahçeli’den ‘destek istedi ği’ belirtilirken Bahçeli’nin de Yıldırım’a, ‘özellikle terörle mü cadele ve uyum yasaları konu sunda MHP’nin elini taşın altına koymaktan çekinmeyeceği’ me sajı verdiği kaydedildi. Başbakan ‘hız’ istedi Çankaya Köşkü’ndeki görüşme 45 dakika sürdü. Edinilen bilgiye göre görüşmede Yıldırım, Adalet Bakanlığı’nda uyum yasalarına ilişkin teknik çalışmanın başlatıldığını belirtirken, bu yasaların TBMM’den hızlı geçirilmesi için içtüzükte de değişikliğin zorunlu olduğuna dikkat çekti. Bahçeli ise parti olarak kendilerinin de uyum Yıldırım ve Bahçeli’nin Çankaya’daki gündemi ‘uyum yasaları’ydı. yasalarına ilişkin çalışma yapılması için talimat verdiğini ve çalışma komisyonu oluşturduklarını belirtti. Görüşmede uyum yasalarına ilişkin çalışmaların ortak yürütülmesi için bir komisyon kurulmasının da ele alındığı belirtilirken, öncelikli olarak iktidar ile MHP arasında çalışma yapan isimlerin koordinasyon içinde olmalarının benimsendiği ifade edildi. ‘CHP de olmalı’ Görüşmede, Bahçeli, hükümet sistemine ilişkin teknik düzenlemelere de referandum sürecinde olduğu gibi MHP’nin destek vereceğini belirterek, siyasi partiler, Seçim Yasası ve Meclis İçtüzüğü gibi düzenlemelerde da 20 Nisan Yıldırım’ı şaşırttı! Başbakan Yıldırım’ın tartışmalı konularla ilgili fikirleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 20 Nisan tarihli görüşmesinden sonra değişti. 2018’de düzenlenecek olağan kongre takvimini anlatıp “Olağanüstü kongre söz konusu değil” sözü 20 Nisan’dan sonra, “Normal şartlarda olacak şeyler. Bu takvim her zaman değişebilir” ifadelerine dönüştü. Erdoğan’ın partisine üye olsa da genel başkanlık için acele etmeyeceği belirtilirken, 20 Nisan’dan sonra Yıldırım, “Yerine getirmekte hiçbir tereddüt göstermeyiz” dedi. Bugüne kadar “Ne seçimi kardeşim, vatandaşın derdi geçim” diyen Yıldırım, 20 Nisan’dan sonra, “Normal şartlarda bir olağanüstü gelişme olmazsa, seçimler 3 Kasım 2019’da yapılacak” ifadelerini kullandı. l ANKARA ha önce MHP’yi bağlayan ilkelerinin bulunduğunu anımsattı. Görüşmede özellikle her iki liderden de Seçim Yasası, Meclis İçtüzüğü gibi temel yasalarda “CHP’nin de çalışmalara katılması” önerisinin gelmesi dikkat çekti. Katılmamaları halinde ise çalışmaların MHP ve AKP ortaklığında yürütülmesi sonucuna varıldığı ifade edildi. l ANKARA ‘Halk hendeği benimsemedi’ Erbil merkezli televizyon kanalına konuşan HDP’li Tan, referandumda ciddi oranda hayır çıktığını ama Kürt tabandan gelen oyların, iyi analiz edilmesi gerektiğini söyledi HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, 7 Haziran seçimleriyle beraber AKP’den HDP’ye gelen 2 puan muhafazakâr oyun 1,5 puanına yakınının hendek siyasetinden ötürü tekrar AKP’ye gittiğini söyledi. Erbil merkezli uydudan yayın yapan K24 televizyonuna referandum sonuçlarını değerlendiren Tan HDP’nin yaklaşık olarak bölgede 400 bin, Türkiye genelinde 700 bin oy kaybettiğini söyledi. Tan, “AKP’den gelen ve şu an tekrar geri dönmekte olan Kürt seçmenler, hendek siyasetine karşı çıkmıştır. PKK’nin iki yıl boyunca devam eden yanlış siyasetini onaylamamıştır. Ancak hayır diyen muhafazakâr seçmen AKP’ye de teslim olmamıştır” dedi. Referandumda ciddi bir ‘Hayır’ çıktığını, bunun da çok değerli bir oy olduğunu söyleyen HDP’li Tan, “AKP’den gelen ve tekrar geri gitmekte olan bir kitle vardır. Bunun sebeplerinin araştırılması lazım. Bunun sebebi de bellidir. Halk iç savaş istemiyor, hendek siyaseti istemiyor, demokratik kanallara destek verilmesini istiyor” dedi. AKP’nin Ordu’da, Trabzon’da, Samsun’da, İstanbul’da, Ankara’da kendi seçmeninden oy kaybettiğini; Doğu’da, Güneydoğu’da niye kaybetmediği sorusunun da cevaplanması gerektiğini söyleyen Tan, “Cevabı birilerine çok zor geliyor. ‘PKK yanlış yaptı, hendek, iç savaş, çatışma, şiddet, terör, yanlıştı’ diyemiyor yüksek sesle” dedi. l DİYARBAKIR /DHA ‘Batı üç maymunu oynuyor’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Ankara’ya resmi ziyarette bulunan Somali Cumhurbaşkanı Muhammed Abdullah Fermacu’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırladı. Görüşmelerin ardından ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, Afrika genelinde 14 milyon kişinin açlık çektiğini belirterek, “Birçok Batılı gelişmiş ülkenin bu tür insani trajediler karşısında üç maymunu oynadıklarını görüyoruz. Biz onların yanında olmaya devam edeceğiz. Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada ne huzur ne barış ne istikrar olur” dedi. l ANKARA Gül, SP iddialarını yalanladı Türkiye gazetesi yazarı Batuhan Yaşar, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Saadet Partisi’nin (SP) başına geçeceğine ilişkin yazısının ardından SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, “Bu bizim tabanımızın, ge nel kongremizin vereceği bir kararla olur. Ama ben tekrar ifade ediyorum, Türk siyasetinde verimli çalışmalar yapan bütün arkadaşlarımızı, gerek AK Parti’nin içerisinde bulunanlar gerekse başka partilerin içerisinde bulunan arkadaşları biz aramızda görmekten büyük memnuniyet duyarız” dedi. Karamollaoğlu ilerleyen günlerde Gül’ü ziyaret edeceğinin sinyalini de verdi. Batuhan Yaşar ayrıca yazısında Gül’ün CHP’li Deniz Baykal ile bir araya geldiğini, ve ‘hayır’ cephesinin cumhurbaşkanı adayı olabileceğini iddia etti. Gül ise tartışmaların ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Bugün bir medya organında Sayın Gül ile ilgili olarak yayınlanan ‘gizli görüşme’ haberleri kötü niyetli ve maksatlıdır. Bu ve benzeri yalan haberler son dönemde organize gruplar tarafından bilinçli olarak üretilmektedir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet HDP’li Akdoğan’a ilk duruşmada tahliye Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 7 Kasım 2016’da tutuklanan HDP milletvekili Nihat Akdoğan, hakkında 85 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Diyarbakır 4. Ağır ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Akdoğan, 7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan realiteyi kabul etmemek adına HDP’ye operasyon yapıldığını belirterek, “Şu anda tutuklu bulunan savcının hazırladığı fezleke üzerine yargılanıyorum. 93 gün boyunca tek hücrede tutuldum. Gazete ve kitap dahi verilmedi. Milletvekili arkadaşlarımızı selamlamamıza bile izin veril miyordu” dedi. Tahliye kararı verilen Akdoğan hakkında yurtdışına çıkış yasaklı adli kontrol kararı uygulanırken, mahkeme kararı üye hâkimin muhalefet şerhi nedeniyle oy çokluğu ile alındı. Öte yandan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Akdoğan’ın tahliye edilmesine sanığın işlediği suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut de lil durumunu gerekçe göstererek itiraz etti. iBteirşatzaaş’rıenttahliyesine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP’li Meral Danış Beştaş’ın 21 Nisan günü tahliye edilmesine itiraz etti. 1. Ağır Ceza Mahkemesi talebi oybirliği ile reddetti. l DHA haber 5 Korkma ne olursun... Biz, hayata nasıl dokunuyor, sevgiyi yüreklerimizde nasıl harmanlıyoruz!.. Bizim için aşkın, sevdanın anlamı nedir? Düşünebiliyor muyuz? Masmavi bir göğün altında dolaşırken, yoksulluğun resmini çizen, insan olmanın erdemini soluyan, dalgalı mavi sularda kulaç atan, umuda sımsıkı sarılan özgür bireyleriz. Bak bir delişmen çocuk ağlıyor tek başına ormanda; bir genç kız, bir delikanlı belki nisan çiçekleri gibi çoğalıyordur uzak kentlerin birinde, bir yazı yazılmıştır kareli deftere.... Acı, yakarış, hüzün sarmalı... Bir duraksama, eski yıllardan kalan, bir öfke pek fazla bilinmeyen. Bir aşk başlıyordur bilinmez türkülerin eşliğinde. Gözlerini yum, başını göğe çevir, çocuksu düşler kur istersen. İstersen uçan bir kuşun kanadında bilinmeyen bir mevsime git. Uzun uzun bak ağaçlara, çiçeklere, taşlara, derin vadilere... Bak tomurcuklar açtı, aşk çiçeklendi... O şehirlere gitmek, tarçın kokulu evlere ulaşmak için bekleme... Belki mavi bir rüzgârdır esen; bir çığlık... Belki bir denizdir konuşan; ya da yitirilmiş aşklar durağında bir kadındır bekleyen... Başını yukarı kaldır... Kırlangıçlar gelmiştir belki oralara... Bir duygudur içinde alev alev yanan... Bir öyküdür, şiirdir. Bir tutku belki... İstersen usulca ağla... HHH Uykularınız kaçıyor, umutsuzluğa düşüyorsunuz, kirlenmiş duygulardan arınmak istiyorsunuz. Derin bir uykudasınız, kimi zaman sıçrayıp uyanıyorsunuz, ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Size biat kültürünü dayatıyorlar, özgür birey olmanızı istemiyorlar, sevdalarınızı, umutlarınızı çalıp götürüyorlar. Hep haksızlığa uğradınız, hep kandırıldınız, emeğinizin çalınmasına göz yumdunuz, sadaka toplumu oldunuz. İşbirlikçilere, talancılara, soyup soğana çevirenlere inandınız. Bu toplumun tüm değerle ri altüst edilirken, gazetecileri, aydınları, bilim insanları hapislere atılırken sustunuz... Akıl almaz iddialar, yalanlar... Yaftalamalar... Yok olan hukukun üstünlüğü ilkesi... Her acıda, gözyaşında ayağa kalktınız, sonra başınızı kuma gömdünüz. Bir süre böyle oyalandınız, yaşamın derin sularına daldınız, ardından ne olduysa oldu, boş verdiniz. Neden yenilgiler karşısında karamsar oluyorsunuz... Büyütün sevginizi, umudunuzu hiç ama hiç yitirmeyin. Bu kurulu düzende rahatınız biraz bozulsun çocuklarınız için. Aydınlık yarınlar için biraz mücadele edin ne olur! Çığ gibi geliyorlar üzerinize... Çığdan kaçılmaz... Bugünlere gelmemizde hepimiz suçluyuz... Bir toplumdaki güven duygusunun, toplum içinde yaşayan bireylerin kendi hak ve özgürlüklerine saygı duyulduğuna dair inançları olduğunu artık bilmelisiniz. HHH Siz ne denli cesursunuz, ne denli mücadeleci... Her şeyi üye olduğunuz, oy verdiğiniz partinizden beklemeyin. Bu bir demokrasi mücadelesidir... Alanları doldurabiliyor musunuz, kendinizle yüzleşebiliyor musunuz? Yitirmekten korktuğunuz şeyler nedir, siz ne yapıyorsunuz? Hayatı sorgulayın. Az ısıtan güneş, mevsimlerden ilkyaz, aylardan nisan. Yarı aydınlık bir gece düşün ne olur... Bak sessizlik bize göre değil! Alevlerin alacakaranlığında yitik mevsimlerin sevdalarını topla; hüzünleri koy yanına; bizi kışkırtan bakışları sakla. O son fırtınayı, yağmurları, gök gürültüsünü düşün. Temel hak ve özgürlükler için çabala... Korkma ne olursun! Tıpkı Robert Desnos gibi haykır: “Seni öyle düşledim ki yitirdim gerçekliğimi...” Bir aşk yitiyor, bir aşk büyüyor avuçlarımızda. Bir zaman tünelinin içinden geçiyoruz. Kaygılıyız! Ankara Barosu Başkanı Canduran ‘İdam çağdışı bir cezadır’ Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından yeniden getirilmesi istenen idam cezasına karşı olduklarını açıkladı. İdamın evrensel insan hakları ve evrensel hukuk değerlerine aykırı çağdışı bir ceza olduğunu söyleyen Canduran, “İdam, telafisi imkânsız yargısal hatalara neden olan tek cezadır. Tarih, idam edildikten sonra masum olduğu anlaşılan binlerce insanla doludur” dedi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve Ankara Barosu tarafından düzenlenen Kriminoloji Konferansı’nın açılışında konuşan Canduran, idam cezasının 2001 yılında “savaş tehdidi ve terör suçları dışındaki suçlar” için, 2002 yılında “savaş ve çok yakın savaş tehdidi hallerinde işlenmiş suçlar hariç” şartıyla kaldırdığını; 2004’te de anayasadan ve Türk Ceza Yasası’ndan çıkartıldığını anımsattı. Canduran, “Türkiye’de ölüm cezası, 1984’ten beri fiilen ve 2004’ten beri de hukuken yok. Ama tartışması hâlâ sürüyor” dedi. 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından idam tartışmasının yeniden alevlendiğine dikkat çeken Canduran, “Vatandaşlar, meydanlarda ‘idam isteriz’ sloganları atmaya başladılar. Meclis’teki dört partiden ikisi, idamın geri getirilebileceği sinyali verdi. Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis’ten geçmesi halinde idamı geri getirecek düzenlemeyi onaylayacağını ilan etti. Belki önümüzdeki süreçte bir kez de idam referandumu için sandık başına gideceğiz” diye konuştu. Ankara Barosu olarak idam cezasına karşı olduklarını vurgulayan Canduran, gerekçelerini de şöyle sıraladı: “Çünkü idam, çağdışı bir cezadır. Evrensel insan hakları ve evrensel hukuk değerlerine aykırıdır. Temel insan haklarının ilk sırasında, ‘yaşama hakkı’ vardır. Ve evrensel hukukun görevi, önce bu hakkı güvence altına almaktır. Kaldı ki idam cezası, telafisi imkânsız yargısal hatalara neden olan tek cezadır. Tarih, idam edildikten sonra masum olduğu anlaşılan binlerce insanla doludur.” l ANKARA / Cumhuriyet Hakan Canduran C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle