05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 27 Nisan 2017 6 haber TASARIM: ZARİFE SELÇUK Şehitlere veda Ailesinin 5 çocuğunun en küçüğü olan şehit Emrah Çelebi’nin yakınları tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. Kars, Şırnak ve Bitlis’te şehit olan 5 asker memleketlerinde düzenlenen törenlerle son yolculuklarına uğurlandı. Kars’ta terör örgütü PKK üyelerinin yerleştirdiği el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu şehit olan Uzman Çavuş Tekin Tekin (26) için Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Kırkbulak Köyü’nde cenaze töreni düzenlendi. Köy meydanında yapılan törende şehidin annesi Zeynep, babası Niyazi ve kardeşi Muhammet Tekin ile yakınları tabuta sarılarak Kürtçe ağıtlar yakıp gözyaşı döktü. Şehit asker köy mezarlığında toprağa verildi. Kağızman’da patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Uzman Çavuş Hüseyin Emre Kul (23) için Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde tören düzenlendi. Oğlunun şehit olduğu haberini çalışmak için gittiği Cezayir’de alan ve havayolu ile Türkiye’ye dönen baba Ragıp Kul oğlunu cenazesini karşıladı. Şehit Uzman Çavuş Hüseyin Emre Kul’un cenazesi, ikindi namazı sonrası Akören Mahallesi’nde defnedildi. Şırnak’ın Uludere ilçesi kırsalında PKK’lilerin tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Uzman Çavuş Sedat Düzgün (29) için Çorum merkeze bağlı Feruz Köyü’nde tören düzenlendi. Şehidin annesi Neriman Düzgün kardeşleri Serdar, Rıdvan ve Asiye Düzgün ile eşi Hacer Düzgün güçlükle ayakta durabildi. Şehidin nikâh kıydığı ve ramazan bayramından sonra düğün yapacağı eşi Hacer Düzgün de tabutun başında gözyaşı döktü. Bitlis’te el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Jandarma Kıdemli Astsubay Emrah Çelebi için memleketi Ağrı’nın Patnos ilçesinde tören düzenlendi. Evli ve 1 yaşındaki Mustafa Miran’ın babası 30 yaşındaki şehit Astsubay Emrah Çelebi, Hz. Ebubekir Camii’ndeki törenin ardından Sütlüpınar Mezarlığı’nda toprağa verildi. Uludere’de yola tuzaklanan patlayıcının infilak etmesiyle şehit olan iki askerden Uzman Çavuş Nezir Pırnarcı (26) için ise dün memleketi Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde ikindi vakti tören düzenlendi. ‘Mahrem’e operasyonMİT ‘gizli arşiv’e ulaştı, Emniyet’te 4 bin 672 sivil imam deşifre edildi Emniyet’in mahrem imamları oldukları iddiasıyla 3 bin 224 kişi için gözaltı kararı çıkarıldı ALİCAN ULUDAĞ MİT, Emniyet ve savcılığın yürüttüğü ortak çalışma sonucunda “Fethullahçı Terör Örgütü”nün (FETÖ) Emniyet’ten sorumlu “mahrem imam” yapılanması çökertildi. MİT’in ulaştığı “gizli arşiv” üzerinde yapılan çalışma sonucu FETÖ üyesi polislerden sorumlu oldukları belirtilen 4 bin 672 sivil imam deşifre edildi. Bunlardan 1448’inin halen tutuklu olduğu belirtilirken, dışarıda olan 3 bin 224 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. 81 ilde yapılan operasyon sonucunda 1113 kişi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, MİT yaptığı örtülü bir operasyonda FETÖ’nün Emniyet’teki sivil mahrem imamlarının listesinin bulunduğu gizli bir arşive ulaştı. Söz konusu arşiv, Ankara Başsavcılığı’na bildirildi. Savcılığın talimatı üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı İstihbarat, Terör ve KOM Daire Başkanlıkları ortak çalış 9 bin 103 polis görevden uzaklaştırıldı İçişleri Bakanlığı, FETÖ ile irtibatlı olduğu gerekçesi ile 9 bin 103 polisin meslekten uzaklaştırılmasına karar verdi. 15 Temmuz’un ardından FETÖ ile mücadele kapsamında İçişleri Bakanlığı dün 9 bin 103 polisi daha “milli güvenliğe tehdit” gerekçesi ile görevden uzaklaştırdı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, görevden uzaklaştırma kararının 667 sayılı OHAL KHK’sine dayanarak gerçekleştirildiği belirtilerek, “OHAL Kararnamesi’nin 2’nci maddesinde zikredilen ve milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY ile iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle 9 bin 103 emniyet teşkilatı mensubu görevden uzaklaştırılmıştır” denildi. l DHA ma başlattı. Gizli arşiv içerisinde yer alan 4 bin 672 mahrem imamdan 1448’nin daha önce FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklu olduğu belirlendi. Geriye kalan 3 bin 224 kişi hakkında nöbetçi mahkemeden gözaltı kararı çıkarıldı. Bu kapsamda söz konusu şüphelilerin yakalanması amacıyla Emniyet KOM Dairesi koordinasyonun da şafak vakti 81 ilde 8 bin 500 polisin katılımıyla eşzamanlı operasyon başlatıldı. 1113 gözaltı yapıldı Türkiye genelinde yüzlerce adrese eşzamanlı yapılan baskınlarda haklarında gözaltı kararı çıkartılan 1113 şüpheli gözaltına alındı. Operasyonun merkezi Ankara’da ise 158 şüpheli yakalandı. Şüphelilerin çoğunun örgü tün emniyet yapılanmasıyla bağlantılı olması nedeniyle operasyon sadece Emniyet’in üst düzey isimlerine bildirildi. Daire Başkanı, başkan yardımcıları ile müdürlerin dışında birimlere bilgi verilmedi. Operasyona katılan polislerin çoğu sabaha karşı baskınlardan haberdar oldu. Ayrıca mahrem imamlara bilgi sızdırılmasına karşı 2 hafta tüm şüphelilerin pasaportları iptal edildi. Ayrıca tüm şüpheliler hakkında yurtdışı çıkış yasağı konuldu. Şüphelilerin arasında halen Emniyet ve devletin farklı kurumlarında aktif görevde bulunan isimlerin de olduğu öğrenildi. Mahrem imamlar arasında öğretmenler, Emniyet’te sivil memur olarak görev yapanlar, farklı kurumlarda memur olarak çalışanların bulunduğu kaydedildi. Soylu’dan açıklama İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, operasyonla ilgili yaptığı açıklamada, “Adına ‘mahrem imamlar’ dediğimiz yapıyı hem açığa çıkarma hem de çökertme çalışmasının en önemli adımı, bu sabah Adalet Bakanlığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 81 ilde bir operasyonla gerçekleştirilmiştir” dedi. Soylu’nun açıklamasında operasyonu idari bir kurum olan Adalet Bakanlığı ile ortak yaptıklarını söylemesi dikkat çekti. KAMUOYUNA ÇAĞRIMIZDIR! 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana ülkemiz, OHAL ve KHK’ler ile yönetilmektedir. Peş peşe çıkarılan KHK’ler ile yüz binden fazla kamu emekçisi işten atılmıştır. “Darbecilerle mücadele” bahanesiyle çıkarılan KHK’ler, muhalifleri tasfiye operasyonuna dönüşmüş ve çoğunluğu KESK üyesi yüzlerce muhalif, demokrat, ilerici akademisyen ve kamu emekçisinin görevine son verilmiştir. KHK’ler ile işini kaybeden Akademisyen Nuriye Gülmen ve Öğretmen Semih Özakça, bu hukuksuz uygulamayı kabul etmeyerek “İşimizi Geri İstiyoruz” talebiyle Ankara Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde oturma eylemi başlattılar. Oturma eylemine daha sonra Öğretmen Acun Karadağ, Sosyolog Veli Saçılık, Öğretmen Esra Özkan Özakça ve Öğretmen Mehmet Dersulu’da katıldı. Yukarıda isimlerini saydığımız kamu emekçileri, beş ayı aşkın süredir aynı alanda işlerine geri dönme mücadelesi veriyorlar. Aynı taleple Malatya, Bodrum, Düzce, Aydın, Didim ve İstanbul Cevahir AVM önünde kamu emekçileri eylemler yapıyorlar. Akademisyen Nuriye Gülmen ve Öğretmen Semih Özakça, talepleri duymazdan gelindiği için, 9 Mart 2017 tarihi itibariyle eylemlerini açlık grevine çevirdiler. Bugün, açlık grevlerinin 49. günündeler. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi eylemleri kritik bir noktaya doğru gitmektedir. Biz, aşağıda imzası bulunan kişiler olarak, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumlarından endişe ediyoruz. Emekten, adaletten ve özgürlüklerden yana olan bizler; insanların haksız, hukuksuz yere işten atılmalarını kabul etmiyoruz. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumları geri dönülmez bir noktaya gelmeden taleplerinin kabul edilmesini, işlerine iade edilmelerini istiyoruz. Konunun muhataplarını göreve çağırıyor, çok geç olmadan sorunun çözülmesini talep ediyoruz... Ahmet Telli • Ahu Öztürk • Akın Birdal • Ali Asker • Ali Balkız • Ali Haydar Hakverdi • Dr. Ali Şeker • Ataol Behramoğlu • Atilla Dirim • Atilla Meriç • Aydanur Saraç • Aydın Çubukcu • Ayşe Yıldırım • Banu Güven • Barış Atay • Barış Yarkadaş • Bilgesu Erenus • Burhan Berken • Cevahir Canpolat • Cezmi Ersöz • Defne Halman • Dengin Ceyhan • Deniz Türkali • Derya Köroğlu • Edip Akbayram • Emin Alper • Emrah Kırımsoy • Enver Aysever • Erdal Bayrakoğlu • Erdal Güney • Eren Erdem • Eren Keskin • Eşber Yağmurdereli • Faruk Eren • Fatin Kanat • Ferhat Tunç • Doç.Dr. Fikret Başkaya • Prof.Dr. Gençay Gürsoy • Grup Abdal • Grup Yorum • Güliz Sağlam • Halil Ergün • Prof.Dr. Halil Savaş • Hasan Sertkaya • Hatice Yakar • Hilmi Yarayıcı • Hüda Kaya • Yrd.Doç.Dr. Hülya Doğan • Hüseyin Aygün • Hüseyin Turan • İbrahim Karaca • İrfan Aktan • Yrd.Doç. İrfan Mukul • Kazım Öz • Kıvanç Sezer • Mahmut Konuk • Mahmut Temizyürek • Medet Dilek • Mehmet Esatoğlu • Mehmet Özer • Menderes Samancılar • Merdan Yanardağ • Metin Bakkalcı • Mithat Sancar • Muzaffer Gezer • Necati Sönmez • Nejat Yavaşoğulları • Nilüfer Sarıtaş • Nuray Çevirmen • Oğuz Boran • Onur Akın • Orhan Sarıbal • Özcan Alper • Özgür Başkaya • Yrd.Doç. Rana Gürbüz • Sabahat Akkiraz • Sadık Gürbüz • Selçuk Kozağaçlı • Yrd.Doç.Dr. Selim Temo • Selina Doğan • Sellahattin Gider • Dr. Sema Atamer • Serhad Raşa • Doç.Dr. Sibel Özbudun • Suavi • Doç.Dr. Süreyya Karacabey • Dr. Şebnem Korur Fincancı • Temel Demirer • Tolga Sağ • Turgut Türksoy • Yasemin Göksu • Yaşar Kurt • Yılmaz Demiral • Prof.Dr. Yüksel Akkaya • Zerrin Taşpınar Kırker ‘Tankla halkı ezin’ talimatı verdi 15 Temmuz’un Zırhlı Birlikler ayağında 52 askere dava ALİCAN ULUDAĞ 15Temmuz darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı’ndaki darbe faaliyetlerine katılan arasında tutuklu eski Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker’in bulunduğu 52 asker hakkında davada açıldı. 6 tankın nizamiyeden çıkmasına engel olan vatandaşlara yönelik Ahmet Bican Kırker’in, “Tankla halkı ezin, ateş edin” talimatı verdiği anlatıldı. Mahkemeye sunulan iddianamede, darbeciler tarafından birlik içerisinde bulunan tanklar ile ZPT ve ZMA’ların hazırlandığı, 2 adet leopard 2A4 tankın saat 00.40 dağıtmak için A4 ve sıralarında Cumhur uçaksavarlarla hal başkanlığı Külliye kın bulunduğu böl si ve Jandarma Ge geye ateş edin. Hal nel Komutanlığı’nın kı ezin. Halk dağıl bulunduğu mahalle sın” talimatı verdi ye gönderildiği, hal ği belirtildi. Tankla kın engellemesi sonu rın dışarı çıkması cu tankların saat 01.30 A. Bican Kırker nı engellemeye çalı sıralarında geri kışla şan Tank Uzman ça ya döndüğü ifade edildi. Zırhlı vuş Hakan Alaca’nın “Hal Birliklerde hazırda bekleyen kın üzerine ateş açılmaması 6 tankın da vatandaşın engel nı, karşıda ailesinin olduğu lemesi sonucu nizamiyeden nu, nasıl silah sıkacaklarını” çıkamadığı belirtildi. şeklindeki tepkisine cunta ‘Ateş açın, dağıtın’ cı Kırker’in “Bunu söyleyen vatan haini kim? Onu bura İddianamede Kırker’in ni ya getirin. Gerekirse kafası zamiyeden dışarı çıkması na sıkın” sözleriyle cuntacı için hazırladıkları 1012 teğ teğmenlere talimat verdiği mene, “tanklara binin, halkı ifade edildi. l ANKARA ‘Adalet imamı’ Ankara’ya gönderildi Edirne’de Yunanistan’a kaçmak isterken yakalanan 7 şüpheliden, “Süleyman” ve “Selahattin” kod adlı FETÖ’nün üst düzey ”Adalet imamı” olduğu belirtilen Emre Kazan, soruşturmasının yürütüldüğü Ankara’ya gönderildi. Kazan hakkında Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yakalama kararı bulunuyordu. Diğer 6 kişinin Emniyet’teki işlemleri sürüyor. l DHA Arınç’ın eski ortağı gözaltında iddiası Manisa’da yürütülen FETÖ soruşturmasında, örgütün avukat yapılanmasına yönelik, Manisa merkezli İzmir ve Ankara’da belirlenen adreslere dün sabah, eşzamanlı operasyon düzenlendi. Örgüt içinde faaliyet yürüttüğü ileri sürülen 7 avukat gözaltına alındı. Gözaltına alınan avukatlardan B.Y.’nin, Bülent Arınç’ın milletvekili seçilmeden önce ortağı olduğu öne sürüldü. l DHA 40 polise yasadışı dinleme davası Adana’da yürütülen FETÖ soruşturmaları kapsamında aralarında eski Adana Emniyet Müdürü Mehmet Avcı’nın da bulunduğu 23’ü tutuklu 40 eski polis hakkında 15’er yıl hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, ihraç edilen polislerin birçoğunun istihbarat birimlerinde çalıştığı ve yasadışı dinlemeler yaparak elde edilen bilgileri FETÖ’ye aktardıkları belirtildi. l DHA Bataklıktan nasıl çıkacağız? AB’nin siyasi denetlemesi... Kadri Gürsel, gazeteci büstü! Zor bir durum, bilgisayarıma düşen Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün yeni raporu, bizim için şüphesiz ki bir yüz karası durumun ağırlaşarak sürdüğünün kanıtı. 4 sıra daha gerileyerek 180 ülke arasında 155. sıradayız. Biz buna bakarak üzülüyor olabiliriz, ama bu durumun sorumlusu iktidarın ellerini ovuşturduğunu söylersek abartmış mı oluruz? Kesinlikle hayır! Yüzlerinden bir üzüntü kıpırtısı geçseydi bugüne kadar, sıralamamız 4 basamak artmaz, ama en azından 4, en iyisinden 20 basamak inerdi. İktidarın kendisine yakıştırdığı “muhafazakâr demokrat” maskesinin ahlakla, hukukla, yasayla, yargı ile, din ile, özgürlüklerle ilişkisinin düzeyini veya niteliğini görüyoruz. Yelpaze geniş, çağdaşlığın ve uygarlığın göstergelerinden hiçbirinin karşısına artı işareti konamıyor. Şüphesiz, sandıkta yapılan sahtecilikleri onaylar demeçleri de, bütünün bir parçası olarak fotoğrafı tamamlıyor. ‘Beni diktamla kabul et’ Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Türkiye’yi yeniden siyasi denetlemeye alma kararını tanımadıklarını söylüyor Cumhurbaşkanı. Şimdilik bu ifadelerin Avrupa’nın çok umurunda olduğunu sanmıyorum. Yani belirli ilkeler doğrultusunda karşılıklı ilişkiye giriyorsunuz, sonra da “bu ilkeleri fırlatıp atıyorum, beni bu şekilde kabul edeceksin” diyeceksin ve ekleyeceksin “istersen kabul etme, yoksa...” Tüm Cumhuriyet’ten tutuklanan yönetici, çalışan ve yazarlara karşı açılan dava ve yöneltilen suçlamaların Avrupa’nın hiçbir ülkesinde adalette ve yargıda (boşverin demokrasiyi!) karşılığı yoktur. Hepsini tek tek yazamayacağım için, iki örnekten yola çıkalım, mesela Ahmet Şık ve Kadri Gürsel’i ne ile suçladığınızı anlatın. Türk Ceza Yasası’nı bilen bir Avrupa mahkemesinin karşısına bile çıkarılamazlar. Herhangi bir savcı, elindeki verilerle bir iddianame bile hazırlayamaz, hazırlasa bile bunu kabul edecek mahkeme bulamaz. Kadri Gürsel, uluslararası nitelikte ciddi bir gazeteciyazardır ve hayatı boyunca bunu kanıtlayan davranışları bir gazetecilik normu olarak bile kabul edilebilir. Savcılar suçlama yapacak, yapamıyor, “adeta” ile başlayan, özür dilercesine laflar. “Adeta cinayet işledi..” gibi bir suçlama yapılabilir mi, evet, Türkiye’de.. Gösterin tek bir FETÖ’cüyü Kadri Gürsel meydan okudu: 92 FETÖ’cü ile ilişkimi yazıyorlar, tek biriyle telefon konuşması yaptığımı göstersinler.. Bugüne kadarki iddianameler bu tür suçlamalara hiç olmazsa kanıt diye, yapılan telefon konuşmalarını deşifre eder cümle cümle yazarlardı. Tek bir cümle yok. Ayrıca cep telefonunda bazı cemaatçilerin telefonlarının bulunması neye göre suç olabilir, diye sorduk. Bunların hepsi gereksiz sorular, çünkü yanıtları yok. Savcıların yaptıkları da suçlamalarının bir karşılığının olmadığını bile bile, bir sanal iddianame ve karşılıkları olmasa bile bir senaryo yazmak zorunda olmaları. Çünkü “Başsavcı” ve medya tetikçileri yazarlarımızı terörist ilan etti. Hukuk ve yasalarla ilgisi olmayan bu suçlamaların ayıp bir senaryoya dönüştürülmek zorunluluğunun yaşandığı bir ülkede, bir değil, iki değil, beş değil, 102030.. ihlal karşısında, Avrupalılar ne yapsaydı? Avrupa’ya ‘vicdani’ gerekçeler Ahmet Şık’tan, Kadri Gürsel’den, karikatür emekçisi Musa Kart’tan, on yılların kitap emekçisi Turhan Günay’dan... “FETÖ’cü” çıkarmaya çalışan bir iktidar, acaba Almanlar, Avrupalılar neden “Darbe girişiminin FETÖ ile bağlantısını gösteremedi hükümet...” demesine de bir gerekçe sunduğunu görmüyor mu? Adamlar zaten saldırmak, terör örgütlerine kucak açmak ve onları masum ve haklı görmek için bahane arıyor.. FETÖ ile en çok mücadele eden insanları gel FETÖ’cü diye içeri at. İnandırıcılığın sıfırı tüketir, ayrıca tabii ki, umurunda olmasa bile, haklı gerekçelerle diktatörlükle suçlanırsın.. Ve vicdani gerekçeler hazırlarsın onlara: Diktatörlüğün ezdiği insanlara koruma! Bu iktidarın yaptığı Türkiye’ye eziyettir, çökmekte olan bir ekonomi ve tamamen mezarı kazılan bir demokrasi, hak ve özgürlükler, hukuk, yasalar ve adalet... Bir enkaz ülkeye doğru Avrupa’nın kararına “tamamen siyasi, asla kabul etmiyor yok sayıyoruz” diyorsunuz. Tabii ki siyasi! Çünkü bu ülkede yaptıklarınızın da hepsi siyasi! Hiç olmazsa onların sıraladıkları maddelerin hepsi teknik ve hepsinin Türkiye’de karşılığı var Türkiye’de basın özgürlüğünü çukura ittiniz. Sadece Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü değil, aynı zamanda Freedom House kurumunun yıllık özgürlük raporlarında da hem özgürlükler hem de basın özgürlüğü göstergelerinde yıllardır çukurun dibindeyiz. Buna göre notumuz: 20162017 “Basın özgür değil 6 puan daha düşüş”, “İnternet özgür değil; 3 puan daha düşüş” “Ülke yarı özgür; 10 yılda toplam 28 puan düşüş...” Debeleniyoruz, buradan nasıl çıkacağız... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle