05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 27 Nisan 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘AİHM’ye gidiyoruz’ Dışişleri dinbazlık yapıyorvrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Strasbourg’da önceki gün Ayaptığı toplantıda, Türkiye’yi 13 yıl sonra bir kez daha denetlemeye almış bulunuyor. 45 ret ve 12 çekimsere karşılık 145 oyla alınan kararın ertelenmesini bekleyenlerin umutları boşa çıkmıştır. Herhangi bir erteleme kararının çıkmamasının nedeni Haziran 2016’dan bu yana 3 genel kurulda demokratik taleplerinin karşılanması yolunda adım atacağı vaadinde bulunan AKP iktidarının bu doğrultuda hiçbir şey yapmamış olmasıdır. Parlamenterler Meclisi’nin HDP’li üyeleri Türkiye’nin denetlemeye alınması yönünde oy kullanmışlardır. Bu davranışın demokrasiden yana saf tutan bir tavır olduğunu kabul etmek gerek. Çağımızda, kendi ülkesinin iktidarının demokrasi ve insan haklarını çiğneyen icraatlarına, ulusal dayanışma adına sahip çıkmak, yurtseverlik değil, şovenizmdir. Demokrasilerin ve demokratların, yurtseverlik ile şovenizmin karıştırılmasına tahammülleri olmadığı gibi, HDP’lilerin davranışlarının da ayıplanacak, kınanacak bir yanı yoktur. Utanması ve kınanması gerekenler, davranışlarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin politikasını demokrasi ile temel hak ve özgürlükler talepleriyle ters düşürenlerdir. HHH Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Türkiye Cumhuriyeti’nde iktidarın dizginlerini ellerinde tutanlardan talebi, OHAL’in mümkün olduğu kadar çabuk kaldırılması, OHAL ile doğrudan ilişkili olmadıkça KHK çıkarılmasına son verilmesi, KHK’ler ile toplu halde kamu görevlerinde işten çıkarılmalara son verilmesi, yargılanmayı bekleyen tüm parlamenterlerin serbest bırakılması, yargılanmayı bekleyen tüm gazetecilerin ve aydınların serbest bırakılması, OHAL Araştırma Komisyonu’nun kurulması ve adil yargının garanti altına alınması, AKPM kararları ve Venedik Komisyonu tavsiyeleri ışığında ifade özgürlüğünü iyileştirecek adımların acilen atılması, referandumun meşruiyeti konusundaki kuşkular giderecek, AKPM ve Venedik Komisyonu standartları doğrultusunda ifade özgürlüğünü iyileştirecek adımların atılması gibi hususları kapsıyor. Hepsi demokratik ölçütlerin uygulanması anlamını taşıyan bu hususlar, Türk halkının çoğunluğunun da talepleridir aynı zamanda. Hiçbir demokratik devletin hiçbir organı bu tür taleplere neden karşı çıktığını inandırıcı biçimde açıklayamaz. HHH Nitekim, Assamblenin kararından sonra Ankara’dan gelen açıklamalar da, taleplere neden karşı olunduğunu belirtmemekte, yalnızca genelde Avrupa’yı, özelde de AKPM’yi suçlamakla yetinmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, kararın tamamen siyasi olduğunu ve tanımadıklarını açıklamıştır. Avrupa Konseyi, üyelerinin demokrasinin ve hukukun temel ilkelerine sadık olan, bu hususlarda ihlallere göz yummama politikasında birleşmiş olan ülkelerin oluşturduğu bir birliktir, Parlamenterler Meclisi’nin hukukun ve demokrasinin temel ilkelerine uymayanlara göz yummama yönündeki politik kararının neresinin neden eleştirildiğini anlamak mümkün değildir. Kararın tanınmamasına gelince: AKPM, Anayasa Mahkemesi değildir ki, boynu Beştepe karşısında kıldan ince olsun! AKP iktidarı kararı tanımaz, gereğini yapmaz ise yeni kararlar ve yeni yaptırımlar, 25 Nisan kararlarını izleyecektir. Dışişleri ise, kararı İslamofobiyi de körükleyen siyasi bir operasyon olarak niteleyerek kınamakta ve ilişkilerin gözden geçirileceği uyarısını da unutmamaktadır. Bu tavrıyla Dışişleri dinbazlık, yani din bezirgânlığı yapmaktadır. AKPM’nin kararının ve bu karara yönelik müzakerelerin hiçbir yerinde, AKP iktidarının, demokrasi özgürlük ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ölçütlerine aykırı politikaları İslam ile ilişkilendirilmiş değildir ki İslamofobi yapılmış olsun. Konuyu İslama bağlayan bizzat Dışişleri olduğuna göre, İslamofobiyi kışkırtanın da o olduğu açıkça görülüyor. Çöpten mühürlü oy çıktı iddiası Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Kiremithane Mahallesi 2694 sokakta çöp toplayan belediye işçileri konteyneri çöp arabasına boşalttıkları sırada oy pusulalarının yere saçıldığı, bunu gören çevredeki yurttaşların duruma müdahale ederek, oy pusulaların bir kısmını toplayarak HDP Yüreğir İlçe Başkanlığı’na götürdüğü belirtildi. Dihaber’e konuşan HDP ilçe Eşbaşkanı Mehmet Tekin, kendisine getirilen oylardan 50’sinde ‘Hayır’, 6’sında ise ‘Evet’ mührü bulunduğunu aktardı. Tekin, bu duruma ilişkin yargıya başvuracaklarını anlattı. HDP’nin Şanlıurfa’da Birecik, Viranşehir, Siverek, Hilvan, Suruç ve Eyübiye, Karaköprü ile Haliliye İlçe Seçim Kurullarına yaptığı itirazların reddedilmesi üzerine İl Seçim Kurulu’na yaptığı itiraz da reddedildi. CHP MYK’den referandum sonuçları konusunda AYM’ye başvurmadan AİHM’ye gitme kararı çıktı. AYM’ye gitmenin ise sadece zaman kaybı olacağı ifade edildi CHP MYK’nin ardından CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, referandum sonuçları ve YSK kararla rı için AİHM’ye gidileceğini açıklarken, basına kapalı toplantıda AYM’nin bu konuda kararlarının oldu ğu, reddedileceğini bile rek gitmenin vakit kaybı olacağı görüşü öne çıka rarak, AYM’ye gitmeme kararı alındı. AİHM’ye İKLİM ÖNGEL başvuru 1 hafta 10 gün içinde yapılacak. CHP MYK, CHP lide ri Kılıçdaroğlu başkanlığında toplan dı. Toplantıda referandumun ardından yaşanan süreç, YSK ve Danıştay karar ları ile AYM ve AİHM’ye başvuru ko nuları masaya yatırıldı. Kurmaylar, bu süreçte sahadan edindikleri bilgileri Kılıçdaroğlu ile paylaştı. Edinilen bilgiye göre; dünyaya örnek olacak özgürlükçü ve demokratik bir parti programı ile tüzük kurultayının yapılması, PM’de dile getirilen olağa nüstü kurultay yerine, il ve ilçe kongre leriyle birlikte 2018 Ocak’ta yapılacak olağan kurultay sürecinin başlatılması kararı alındı. Tüzük ve parti programı kurultaylarının olağan kurultay öncesi yapılması planlanıyor. Bile bile gitmek vakit kaybı Referandumu AİHM ve AYM’ye taşıma konularının konuşulduğu toplantının ardından Böke, AİHM’ye başvuracaklarını açıklarken, kapalı toplantıda AYM’ye başvuru yapılmaması kararı alındı. 2015’te AYM’nin aldığı bu yönde kararlar aldığı ve “YSK kararlarında bireysel başvuru olmaz” dediğinin anımsatıldığı toplantıda, yapılacak bir başvurunun “reddedileceğini bile bile gitmek” olacağı kaydedildi. AYM’nin bu konudaki içtihatlarının yerleştiği, bu nedenle de iç hukuk yollarının zaten tüketildiği vurgulandı. Asıl konu olarak “AİHM inceleyecek mi” sorusunun dile getirildiği toplantı ‘Faturayı tüm Türkiye ödüyor’ Böke, MYK’nin ardından basın toplantısı yaptı. AKPM kararının sorumlusunun AKP olmasına karşın 80 milyonu etkilediğini, kararla Türkiye’ye “Siz bir Avrupa Konseyi üyesi olma konumunu kaybettiniz. Attığınız her adım izlenecek” denildiğini söyledi. Kararla Türkiye’nin 13 yıl geriye götürüldüğünü belirten Böke, “Bunun hesabı derhal verilmelidir” dedi. Böke, gazetemiz yazar, çizer ve yöneticileri ile bir siyasi partinin lider ve milletvekilerinin uzun süredir hapiste olduğunu belirterek, “Tutuklu milletvekillerine derhal ‘Balbay’ kararı uygulanmalıdır” diye konuştu. 1 milyon 200 bin ‘mühürsüz evet’ Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), 16 Nisan referandumunda geçerli saydığı ve tartışmalara neden olan mühürsüz oyların ‘Evet’, ‘Hayır’ oranını açıkladı. Aksünger 1,5 milyon olduğunu belirttiği mühürsüz oyla rın 300 bin kadarının ‘Hayır’, geri kalanların ‘Evet’ olduğunu söyledi. Aksünger bu dağılıma sandık sandık gelen şikayetlerin incelenmesi sonucunda ulaştıklarını belirtti. Aksünger, YSK’nin açıklamasından sonra bu oy pusulalarının da mühürlenerek ‘delillerin ortadan kaldırıldığını’ söyledi. da, bugüne kadarki kararlarında yasama meclisi çerçevesinde inceleme yaptığı ve çeşitli kararlara bunu genişlettiği vurgulandı. En son kararlarından birinde AİHM’nin “referandumla ilgili esaslı değişiklikler olursa yerleşik içtihatını değiştirebileceği” yönünde işaret verdiğinin belirtiliği toplantıda, İngiltere ile ilgili, “Bugüne kadar referandum incelemedik ama ciddi sebepler çıkarsa inceleyebiliriz” dediğinin altı çizildi. ‘Yasama meclisinizi etkiliyor’ Bu kapsamda kurmayların, “Bu çerçevede burada önemli olan bu referandumun da yasama meclisini etkileyen bir referandum olduğunu ortaya koyarak kabul ettirmemiz. Bu tabloda, özellikle AİHM’nin ek protokol üçüncü maddesi çerçevesinde serbest seçim hakkını ihlal edildiğini düşünüyoruz. YSK tam da bu kararı alırken o maddeye, ek protokole atıf yapıyor. YSK, bizim dayanacağımız maddeye dayanarak o maddeyi bir anlamda kötüye kullanarak böyle bir sonucu yarattı. Bu çerçevede de elimizin güçlü olduğunu düşünüyoruz” dediği öğrenildi. Referanduma sunulan anayasa değişikliğinin yasama meclisinin yetkilerini ortadan kaldırdığı, kararname çıkarma yetkisi vererek cumhurbaşkanına yasama Danıştay’ın ret kararına CHP’den itiraz CHP, YSK’nin mühürsüz oyların geçerli sayılmasına ilişkin kararının iptali istemini reddeden Danıştay 10. Daire’nin kararına itiraz etti. Parti avukatı Atilla Kart, dairenin kararını Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşıyarak, bozulmasını talep etti. Dava dilekçesinde, YSK’nin kararının bundan sonraki ‘yeni tam kanunsuzluk yollarının önünü’ açacağı vurgulandı. organı gibi hareket etme imkânı tanıdığının belirtildiği toplantıda, bu konularla ilgili ciddi çalışmaların başlaması kararı alındı. CHP, hem içtihat hem de hukuk araştırılmaları yaparak, gerek tüzel gerekse bireysel olarak her iki şekilde de başvuru yapmayı planlıyor. Dilekçede ne olacak? AİHM’ye verilecek dilekçede, referandumun OHAL şartlarında yapılması, adaletsiz bir kampanyanın yürütülmesi, mühürsüz bir seçimin uygulanması, seçim güvenliği, propaganda hakkının ortadan kaldırılması, YSK’nin aynı gün aldığı farklı kararlarla sayıma müdahale etmesi, gizli sayım ilkesinin uygulanması, AGİT, Venedik Komisyonu ve AKPM tespitleri yer alacak. Kılıçdaroğlu’nun toplantıda AKPM’nin Türkiye kararını da değerlendirerek “Üzüntü ile karşıladım. Türkiye’nin itibarı büyük ölçüde iktidar tarafından ayaklar altına alınıyor. Sonucunu tüm Türkiye’nin çekmesi gibi bir sonuçla karşılaşıyoruz. Her zamanki gibi AB’den yana tavrımızı sürdüreceğiz” dedi. l ANKARA ‘AKP yöneticileri hâkim oldu!’ Yarkadaş, mülakatla avukatlıktan hâkimliğe geçirilen 900 avukattan 800’ünün AKP’li olduğunu ve il, ilçe yöneticiliği yaptığını belirtti. Yarkadaş ‘rezalet’ nitelemesi yaptı K1 aMdaıynısla’ar ‘Hayır’ı taşıyor Anayasa değişikliğine ilişkin 16 Nisan referandumu öncesinde ‘Hayır’ kampanyası yürüten Mersin Kadın Platformu bileşenleri, SES Mersin Şubesi’nde düzenlenen toplantıda referandum sürecini ve sonucunu değerlendirdi. Platform söz cüsü Özge Göncü, “Bu süreçte biz kadınlar hiçbir alanda yok sayılmamak, boyunduruk altına alınmamak, kimseyi tepemize çıkarmamak için, kazanımlarımızı korumak için; aynı zamanda, gelecekte kadınlar aynı haklar için mücadele etmek zorunda kalmasın, hayatları bizim kadar zor, yolları dar olmasın diye ‘Hayır’ dedik. ‘Hayır, daha bitmedi, yeni başlıyor’ demek için tüm kadınları 1 Mayıs günü saat 16.00’da Cumhuriyet Alanı’na çağırıyoruz” dedi. l ABİDİN YAĞMUR/ MERSİN YSK üyeleri için soruşturma istendi IŞIK KANSU Halkoylamasında yasadışı karar alan YSK üyeleri, Yargıtay ve Danıştay Başkanlığı’na şikâyet edildi. Her iki yüksek yargı kurumuna ‘oyunu kullanan vatandaş’ olarak başvuran Avukat İsmail Sami Çakmak, aynı zamanda Yargıtay ve Danıştay üyesi olan YSK üyeleri hakkında soruşturma yapılarak, cezalandırılmalarını istedi. Avukat Çakmak, Yargıtay ve Danıştay başkanlıklarına ayrı ayrı verdiği şikâyet dilekçelerinde; YSK üyeleri Sadi Güven, Sadi Sarıyıldız, Muharrem Akkaya, Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Kürşat Hamurcu, Erhan Çiftçi, Zeki Yiğit, İlhan Hanağası, Nakiddin Buğday ve Yunus Aykın’ın son halkoylamasında mühürsüz oy pusulalarının geçerli olacağına ilişkin karar vererek anayasayı, Türk Ceza Kanunu’nu ile Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunu hiçe saydıklarını, çiğnediklerini ve bu kararı devlet zoruyla yaşama geçirdiklerini ifade etti. YSK üyelerinin yasadışı karar ve eylemleriyle, il ve ilçe seçim kurullarını da görev yapamaz hale getirdiklerini, yetki ve görevlerini gasp ettiklerini kaydeden Çakmak, şikâyet dilekçesinde şu saptamada bulundu: “Şikâyet olunanlar, ‘Ben Yargıtay ya da Danıştay üyesi olarak incelediğim, karar verdiğim dosyalarda hukuka, anayasa ve yasalara uygun davranmaktayım’ diyemeyecek bir konuma düşmüşlerdir. Hâkim, anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar verir. Bu anayasamızın emri ve hükmüdür. YSK’nin söz konusu kararının altına imza koyabilen bir hâkimin bundan böyle hangi kurum ve birimde olursa olsun vereceği bir karar veya altında imzası bulunan bir karar, inandırıcılık açısından tartışmalı olacaktır.” Şikâyet olunanların anayasayı, yasaları bilerek ve isteyerek ihlal ettiklerinin vurgulandığı dilekçede, “Alınmış olan bir karara karşı yargı yoluna gidilemezlik, kararı alanları hukuki sorumluluktan kurtarmaz” denildi ve YSK üyelerinin soruşturularak cezalandırılması istendi. Mimarlar da devrede Öte yandan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılmasına ilişkin YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı önünde toplanan grup adına açıklama Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş, YSK’nin mühürsüz oy kararıyla adalet sistemine müdahale ederek suç işlediğini belirterek, “Bu nedenle suç duyurusunda bulunacağız. Adalet arıyoruz” diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, AKP’li 800 avukatın hâkim olarak atandığını, atanan isimlerin birçoğunun AKP’nin il ve ilçe yöneticisi olduğunu belirterek, ‘En büyük adaletsizlik Adalet Bakanlığı’nda yaşanıyor” dedi Adalet Bakanlığı’nın ‘Avukatlıktan hâkimliğe geçiş sınavı mülakat sonuçları’ önceki gün açıklandı. Yarkadaş mülakatlarda, yazılı sınavda 80’in üzerinde puan alan birçok isim elenirken, 5560 puan alan avukatlara hâkimlik yolu açıldığını anlattı. ‘1500 hâkim açığı var’ denilerek sınav açıldığını ancak sadece 900 hâkim aldıklarını belirten Yarkadaş, “Bunların 800’ü de AKP’li. Mülakata AKP yöneticisi ve üyesi yaklaşık bin avukat giriyor. Bunların 800’ü, yazılıda düşük puanlar almasına rağmen mülakatı kolaylıkla geçiyor. Aslında isimlere baktığınızda kerametlerini anlıyorsunuz” diye konuştu. Yarkadaş, atanan bazı isimleri de açıkladı: “Örneğin, Kadir Nozoğlu bu isimlerden biri. Nozoğlu AKP Elazığ Merkez İlçe Başkanı. Dünden itibaren artık hâkim. Bu isimlerden biri de Behice Çavuşoğlu. Hanımefendi, AKP Giresun Kadın Kolları Başkanı. Behice Hanım, AKP’ye üye olduktan sonra, Giresun’un vergi rekortmeni oluyor birkaç kez. Buna rağmen, 8 bin TL maaş alan hâkimlik mesleğine geçiyor. Belli ki; kendisine HSK üyeliği ya da Yargıtay’ın yolu açılıyor. Başka bir örnek; Ceyda Bozdağ, Edirne Merkez İlçe Başkanlığı yöneticisi. Hacer Alan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in avukatı. Ve bu gibi yüzlerce isim.” ‘Partizan olurlar’ AKP’nin, mahkemeleri adeta ilçe başkanlığı haline çevirdiğini vurgulayan Yarkadaş, şöyle devam etti: “Bunun acısını toplumun tamamı çekecek. Bu tablodan adalet çıkmaz. Bu kişiler partizan gibi davranır ve intikamcı bir anlayışla hareket eder. Adalet intikamın bir aracı haline gelir. İşte en korkunç olanı da budur. AKP, KHK çıkararak kadrolaşma yolunu açtı. Hâkim açığı var denilerek sınav açtılar. Önceki gün atanan hâkimler, Adalet Bakanlığı tarafından önce ‘gayri resmi mülakat’a alındı. Rezalet içinde rezalet var.” l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle