03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 20 Nisan 2017 14 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Katliam sanığı imamlık yaparken yakalandı haber HSBC saldırısına karıştı, Afganistan’da El Kaide’ye katıldı İstanbul Levent’te 2003 yılında HSBC Bankası önünde 27 kişinin öldüğü, 450 kişinin yaralandığı patlamayla ilgili El Kaide silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan aranan şahıs, Çankırı’nın Ilgaz ilçesinde bir köyde vekil imamlık yaptığı sırada yakalandı. Edinilen bilgiye göre, Ilgaz İlçe Jandarma ekiplerine gelen bilgiler doğrultusunda önceki akşam saatlerinde il çe merkezine bağlı Alıç köyünde vekil imamlık yaptığı tespit edilen Z.Ç, köyde gözaltına alındı. Yapılan araştırmada, şahsın 2003 yılında İstanbul’da HSBC banka patlamasında olaya karıştığı ve ardından yapılan mahkeme sonucu serbest kaldıktan sonra Afganistan’a giderek terör örgütü El Kaide’ye üye olduğu belirlendi. Daha sonra Afganistan’dan sınır dışı edilen ve Türkiye’ye giriş yapan Z.Ç. hakkında, ülkeye girişinden sonra savcılık tarafından ‘El Kaide’ye üye olmak’ suçundan dava açıldı. Davanın sonuçlanmasının ardından Z.Ç, Ilgaz ilçesinde bir köyde vekil imamlık yaptığı anlaşılarak gözaltına alındı. Dün sabah saatlerinde Ilgaz Adliyesi’ne çıkarılan Z.Ç, mahkemede HSBC Bankası patlamasına karıştığını itiraf ederken, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılarak cezaevine gönderildi. l ÇANKIRI / İHA ‘Irtica’ yine yasakYeniden yapılandırılan askeri okullara başvuru şartları belli oldu Açlık grevleri sona erdi Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüşmesine izin verilmesi, cezaevinde OHAL uygulamaları ve baskılara son verilmesi talebiyle PKK’li tutuklu ve hükümlülerin 15 Şubat’ta başlattığı açlık grevi dün 64. gününde sona erdi. Özgürlükçü Hukukçular Platformu’nun (ÖHP) verilerine göre, 33 farklı cezaevinde en az 300 tutuklu ve hükümlünün süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olduğu belirtilmişti. KCK, önceki gün açlık grevlerine son verilmesi yönünde açıklama yapmıştı. Soma davası ertelendi Manisa’nın Soma ilçesinde 3 yıl önce 301 madencinin yaşamını yitirdiği kömür ocağı faciasıyla ilgili 6’sı tutuklu 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın 17. duruşması dün görüldü. Duruşmada, Savcı Şükrü Akyıl, FETÖ tarafından madende sabotaj yapıldığı iddiası kapsamında Manisa Cumhuriyet Savcılığının yürüttüğü soruşturmayı gerekçe göstererek ek süre talep etti. Mahkeme heyeti davayı 11 Temmuz’a erteledi. ‘Hesabı sorulacak’ Dünkü duruşma öncesi Akhisar Tren İstasyonu önünde toplanan madenci yakınları ve avukatları duruşma salonu önüne yürüdü. Grup, davanın uzatılmasına “301’in hesabı sorulacak” sloganları ile tepki gösterdi. Yürüyüş sonrası bir açıklama yapan madenci avukatlarından Can Atalay, “TOMA’larını çalıştırsalar da korkmayacağız. Rüşvetler dağıtılsa da davanın takipçisi olacağız. Sonuna kadar devam edeceğiz” dedi. l Haber Merkezi Hâkime rüşvet gözaltısı İstanbul’da bir sanığı tahliye etmek için 50 bin dolar rüşvet istediği belirtilen ağır ceza hâkimi suçüstü yapılarak gözaltına alındı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan hâkim H.A’nın Sulh Ceza Hâkimi olduğu dönemde bir soruşturmada şüpheliyi tahliye etmek için para istediğine ilişkin olarak ihbar geldiği belirtildi. İhbar üzerine soruşturma başlatıldığı belirtilen açıklamada, “Önceden seri numarası alınmış 50.000 USD’nin müşteki tarafından Pendik’teki bir avukatlık bürosuna teslimin ardından, Başsavcılığımızca görevlendirilen Cumhuriyet Başsavcıvekili ve İstanbul Barosu’ndan temin edilen iki avukat ile girilmiş, Ağır Ceza Hâkimi H.A. ve Av. S.B, suç üstü hükümleri gereğince gözaltına alınmışlardır” denildi. IŞİD zanlıları serbest kaldı Konya’da 11 Nisan günü düzenlenen IŞİD operasyonunda gözaltına alınan 15 kişi, terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla adliyeye sevk edildi. Mahkemeye sevk edilen şüphelilerin tamamı serbest bırakıldı. Mahkeme 9 kişi hakkında adli kontrol kararı aldı. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından mezun vermeyen ve ara sınıflar Sahil Güvenlik Komutanlığı için de başvuru yapabilecek. Subay ve astsubay olmak isteyen öğrencile daki öğrencilerinin tamamı ihraç rin 25 Mayıs’a kadar Milli Savun edilen askeri okullar, yeniden ya ma Bakanlığı’nın internet sitesin pılandırmanın ardından öğrenci SERTAÇ kabullerine başladı. Öğrenci alım EŞ den mutlaka başvurması gerekiyor. Bu öğrenciler, Yükseköğreti larında, AKP’nin hep eleştirdiği me Geçiş Sınavı’nda (YGS) MSB “irticai faaliyette bulunmamış olmak” ko Üniversitesi’nin ilgili bölümlerini tercih şulunun da bulunması dikkat çekti. edebilecekler. Bu sınavda başarılı olan Darbe girişiminin ardından yeniden lar aldıkları puanlara göre üniversite ta yapılandırılmaya çalışan askeri okullar, rafından düzenlenecek seçim aşamaları 201718 eğitim öğretim yılı için öğren na çağrılacak. ci almaya bu yıl başlayacak. Bu amaçla Askeri öğrenci adaylarında 1996 ve Milli Savunma Üniversitesi bünyesinde sonrasında doğmuş olmak, YGS’den en az yer alacak olan Kara, Hava ve Deniz harp 180 puan almış olmak, Lisans Yerleştir okullarının yanı sıra astsubay meslek me Sınavı’na (LYS) katılmış olmak koşul yüksek okulları için de başvurular açıl ları aranıyor. Ayrıca seçmelere katılacak dı. Asker olmak isteyen öğrenciler ayrıca ların kendilerinin, anne, baba, kardeşler ve velilerinin Bakanlar Kurulu veya mahkeme kararıyla terör örgütü kabul edilen FETÖ, PKK ve IŞİD ile bağlantılı olmamaları isteniyor. Kılavuzda yer alan ifadeye göre adayların, “Tutum ve davranışları ile yasa dışı, siyasi, yıkıcı, irticai, bölücü ideolojik görüşleri benimsememiş, bu gibi faaliyetlerde bulunmamış veya bu gibi faaliyetlere karışmamış olması” gerekiyor. AKP, iktidarının her döneminde “irticai faaliyet” nitelemesine karşı çıktı. Başbakanlar ve Milli Savunma Bakanları, bu gerekçeyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmek istenen personel için sürekli şerh kararı koydu. Gelinen aşamada, TSK’nin geçmişteki hassasiyetleri, harp okullarının MSB Üniversitesi’ne bağlanmasına karşın korundu.l ANKARA Tunceli’nin Pülümür ilçesinde önceki gün düşen helikopterde şehit olan 12 kişi için Elazığ Havalimanı’nda uğurlama töreni düzenlendi. Tunceli şehitleri uğurlanıyor Tunceli’nin Pülümür ilçesinden önceki gün öğle saatlerinde havalandıktan 10 dakika sonra kötü hava koşulları nedeniyle düşen helikopterde şehit olan 1 hâkim, 7 polis, 1 astsubay, 2 pilot ve 1 teknisyenin cenazeleri yolun kapalı olması ve kötü hava koşullarından dolayı dün sabah 06.00 sıralarında enkaz alanından alınabildi. Şehitler için Elazığ Havalimanı’nda düzenlenen uğurlama töreninin ardından cenazeler memleketlerine gönderildi. 2 şehit toprağa verildi Şehit polisler Candaş Kaplan (26) ve Hasan Yıldırım’ın (26) Türk bayrağına sarılı tabutları Malatya’ya getirildi. Cenaze namazı sonrası şehit Yıldırım’ın cenazesi polis şehitliğinde toprağa verildi. Şehidin kız kardeşi Tuğçe Yıldırım, ağabeyinin üniformasını giyerek, cenaze aracının önünde fotoğrafını taşıdı. Şehit Candaş Kaplan’ın yakınları ise tabutuna sarılarak Kürtçe ağıtlar yaktı. Şehit Candaş Kaplan’ın cenazesi, bugün Akçadağ İlçesi Ortaköy Mahallesi’nde toprağa verilecek. Şehit Kaplan’ın babası Mustafa Kaplan’ın CHP’den Akçadağ belediye meclis üyesi olduğu öğrenildi. Şehit düşen polis Mesut Özdemir (31) memleketi Gaziantep’te düzenlenen törenle toprağa verildi. Kimya bölümü mezunu ve 6 yıllık polis memuru olan Özdemir’in Türk Bayrağı’na sarılı tabu Şehit polis Mesut Özdemir Gaziantep’te düzenlenen törenle toprağa verildi. tu kent merkezine 15 kilometre uzaklıktaki Yığınlı Mahallesi’ndeki baba evine götürülerek helallik alındı. Şehit polis Özdemir için mahalle mezarlığında akşam saatlerinde cenaze töreni düzenlendi. Şehidin annesi Ayşe ve babası Servet ise ayakta durmakta güçlük çekti. Özdemir’in cenazesi, cenaze namazının ardından helallik alındıktan sonra mahalle mezarlığında gözyaşları ve dualarla toprağa verildi. Geriye acı hikâyeler kaldı 4 Hâkim Onur Alan’ın ocak ayında Ovacık’ta göreve başladığı, seçim evraklarını Tunceli’ye bıraktıktan sonra dönmek için helikoptere bindiği öğrenildi. 4 Kırşehirli olan polis memuru Saa dettin Demir’in (46) Şırnak’ta görev yaparken meydana gelen patlamada yaralandığı ve tedavisinin ardından göreve döndüğü öğrenildi. 4 28 yaşındaki pilot Komiser Abdullah Ortanca’nın ise gelecek hafta izne çıkıp İzmir’in Karabağlar ilçesinde ailesini ziyaret etmeyi planladığı öğrenildi. 4 Helikopterde şehit olan sözleşmeli pilot Dilaver Karsavuranoğlu’nun Ankara’daki evinin önüne taziye çadırı kuruldu. Evli ve iki çocuk sahibi olan şehidin iki oğlunun da üniversitede okuduğu öğrenildi. l DHA/İHA ‘Kınalı kuzuma doyamadan gitti’ Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde yola tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşen Uzman Onbaşı Abdulkadir Bahçe, acı haberi alınca kalp krizi geçiren yengesi Faime Bahçe ile birlikte toprağa verildi. Memleketi Van’ın Erciş ilçesine getirilen Bahçe’nin cenazesi Büyük Hafız Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından Halim Hoca Mezarlığı’nda toprağa verildi. Şehidin annesi Gönül Bahçe tabutun arkasından el sallayarak “Kınalı kuzuma doyamadan gitti” dedi. l Haber Merkezi Şehitten yürek sızlatan mesaj Hakkâri’de şehit olan ve önceki gün İzmir’de toprağa verilen uzman çavuş Harun Şenözüar’ın şehit olmadan önce eşine attığı son mesaj yürek sızlattı. Şehit Şenözüar’ın operasyona çıkmadan önce 8 aylık hamile olan eşi Melek Şenözüar’a, “Bu görevde ölürsem çocuğun adını Harun koy” diye mesaj attığı öğrenildi. Ardından tekrar mesaj atan şehidin, “Geçende son 20 gün diyordun. Şimdi de son görevindir diyorsun. Belki de Allah söyletiyordur” diye yazdığı ortaya çıktı. l DHA ‘Kürtler Evet dedi’ safsatası Referandum sonrası Kürt’ün oyu, herkesin derdi oldu. İktidar partisine yakın isimler, kendi propagandalarına inanmak eğiliminde oldukları için, televizyonlarda sanki Evet’ler Doğu ve Güneydoğu’da büyük bir oy patlaması yapmış gibi konuşuyorlar. Oysa Türkiye’nin Batı’sında hayal bile edemeyeceğimiz uygulama ve baskılara rağmen, HDP’nin eli kolu bağlanmış olmasına rağmen, Kürtler bu seçimde ‘Hayır’ dedi. Bu böyle biline! Tabii tek kızdığım yandaşlar değil. Bir de Hayır’cılardan bir grup var ki, onlar beni daha da çıldırtıyor. Beyaz Türk kibiriyle konuşup “Kürtler sattı” cümlesini kuran bile var. Bu ne saçmalık. Nasılsa İzmir yüzde 68 Hayır verince “Yaşşşaaa!”, Diyarbakır yüzde 68 Hayır deyince “Tüh!” deniyor. Yahu delirdiniz mi? Bu referandum sürecindeki en büyük şaibe, Doğu ve Güneydoğu’da yaşandı. Kanıt mı arıyorsunuz? Şehirler ve kırsal kesim arasındaki oy farkına bakın. İnsanların özgürce oy kullandığı şehir merkezlerinde HDP oyunu büyük ölçüde korumuş; kırsal kesimde, ağanın ve kolluk gücünün baskısı her saniye hissedilen küçük yerlerde, Evet’ler yükselmiş. Örneğin güvenlik güçleri ve PKK’yle operasyonlar sonrasında aylarca sokağa çıkma yasağı uygulanan, bazı mahalleleri Google Earth’den silinen Şırnak’ta Evet’lerin, AKP’nin oylarının iki katına çıkması mantıklı mı sizce? Bırakın siyaseti, insan doğasına bile uygun olmayan bir refleks değil mi bu? Bir de insan “Kürtler yüzünü AKP’ye döndü” demeden önce biraz araştırmaz mı ne oluyor diye? Ana akım medya, sağ olsun, Kürt’ün evi başına yıkılırken yok, yarım milyon insan göçe zorlanırken yok, vekilleri tutuklanırken, HDP’li sandık müşahitleri sapır sapır elenirken yok, sonra da “Kürtler bizi sattı!” muhabbeti yapıyor. Ayıplıyorum. (Burada Cumhuriyet gazetesini ayrı tutuyorum. Bu gazete, ezelden beri, Yaşar Kemal’in Nadir Nadi’yi arayıp Van’da Ahtamar’ın yıkımını durdurduğu dönemlerden beri hak ihlallerine duyarlı oldu. Bizim kuşak Kürt meselesini Celal Başlangıç’ın en baskıcı dönemlerde yazdığı yazılardan öğrendi.) Urfa, iyikötü bildiğim bir yer. Yıllardır “blok oy” sorunu vardır: Bazı bölgelerde aşiretler tüm köy için oy verir. Yine de Urfa’da Evet’lerde büyük artış var. Merak edip bölgeyi iyi tanıyan ve yıllarca il başkanlığı yapmış HDP Urfa milletvekili İbrahim Ayhan’ı aradım. “Her seçimde yaşanan klasikler, yani açık oy, blok oy, mükerrer oy bu sefer göz göre göre oldu” diye söze başladı: “Bizler doğru dürüst çalışma bile yapamadık. Ben koskoca Urfa’da ufak bir minibüsle dolaştım. Birçok HDP’li gözaltında. Seçim için her gittiğimiz yerde panzerler var. Halk konuşmaya bile çekiniyor. Buna rağmen oyumuzu koruduk. Ama kırsal kesime hiç gidemedik. Kırsalla ilişkimizi kopardılar. Tam bir seferberlik atmosferi vardı. Valiler, kaymakamlar devredeydi. Ufak köylerde böyle tehditler çok etkili oluyor. İnsanlar haklı olarak korkuyor.” Peki HDP’li müşahitler yok muydu? “Köylerde bizimkileri sandık binalarına bırakmamışlar” diyor. Bu bölümü Kürt oyları üzerine kelam edenlerin özellikle okumasını istiyorum: “Örneğin seçim günü Suruç’taydım. 2030 kişi bir AKP milletvekilinin peşine takılmış, her sandıkta oy kullanıyorlar. Ve tüm ilçe farkında. Benim gittiğim okula öğlen 100 tane mühürsüz zarf geldi. 355 seçmen var, 405 oy çıktı. Tutanakta 240 imza var. Bazı yerlerde imzalar hep aynı. Birçok sandıkta durum böyle.” Bütün bunlara rağmen, Doğu’daki AKP oylarında Evet’ler, toplamda yüzde 10 artış yapmış. Türkiye genelinde seçim sonucunu değiştirebilecek bir rakam değil. Kimse faturayı Kürt’e kesmeye kalkmasın... CEMİL CANDAŞ CİNAYETİ Sanık duruşmada ifade değiştirdi CANAN COŞKUN Şişli Belediyesi İmar ve Şehircilikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Cemil Candaş’ın 18 Temmuz 2016’da belediye binasında başından vurularak öldürülmesine ilişkin davaya İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Dünkü duruşmada savcı, geçen celse tahliye edilen Mithat Yılmaz’ın tutuklanmasını talep etti. Mithat Yılmaz’ın tehdit suçundan hükümlü olduğu, infazının yanlış hesaplandığı için cezaevinde olduğu öğrenildi. Söz alan kasten öldürmeye yardım etme suçundan 25 yıl hapsi istenen Hacı Avcı, “Sulh Ceza Hâkimliği’ndeki ifademi baskı ve tehdit altında verdim. 8 Mart’ta açık görüş bittikten sonra Mithat Yılmaz yanında Metin Şentürk varken ‘Bu işi Ketenlerin üzerine yıkacağız’ dedi. Ben de can güvenliğim için bu ifadeyi vermek zorunda kaldım. Selahattin Keten benden adam dövmemi istemedi. Yalan beyanda bulundum” dedi. Mithat Yılmaz söz konusu ithamla ilgili yorum yapmayacağını belirterek, Avcı’nın olay günü Rıza Keten’i belediyede gördüğünü söylediğini anımsattı. Söz alan diğer sanık Engin Gölve de, “Hacı Avcı, Rıza Keten’i getirdi bana. ‘İki tane tokat gerek, 15 gün rapor alması gerekiyor’ dedi. Şenol Şahin geldi o sırada, ‘ben yaparım’ dedi. Beni kimse tehdit etmedi” dedi. Yılmaz’ın tutuklanması talebini reddeden heyet duruşmayı erteledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle