04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA AB’DEN ANKARA’YA KIRMIZI ÇİZGİ Referandumda şaibe iddiaları, Erdoğan cephesinin idam cezasını geri getirme yönündeki söylemlerine AB cephesinden tepkiler sürüyor. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye ile diyaloğun kurulması çağrısı yaparken Türkiye’nin idam cezasını geri getirmesinin AB açısın ve İtalya Dışişleri Bakanları Jean Asselborn ve Angelino Alfano ise şu anda Türkiye’nin AB üyeliğinin masada olmadığını belirtti. Astelborn, referandumun ardından “yeni anayasa ve bu otokratlıkla Türkiye’nin üyeliği mümkün değil” dedi. Alman Süddeutsche Zeitung’a konuşan Astelborn, “Erdoğan, AB ile köprüleri atmak için elinden geleni yapıyor. Türkiye’de yaklaşık yüzde 50 anayasa değişikliklerine karşı oy kullandı. Gabriel dan “bir kırmızı çizgi” olduğunu yineledi. Lüksemburg AB, bu insanların üzerini çizemez” ifadesini kullandı. Perşembe 20 Nisan 2017 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Vaer bölgesinden tahliyelerin bir bölümü El Bab’a ‘Çıkarlar’ telefonugerçekleşti. [email protected] 13 Yeniden tahliyeler başladı Suriye’de hükümet ve muhalifler arasında varılan anlaşma doğrultusunda başlayan ancak Şii Fua ve Kefraya kasabalarından tahliye edilen sivillere yönelik cihatçı saldırısı nedeniyle kesintiye uğrayan tahliyeler dün yeniden başladı. Fua ve Kefraya’dan 45 otobüs yola çıkarken Şam yakınlarında, Suriye ordusunun kuşatması altında bulunan Madaya ve Zabadani kasabalarından ise aralarında cihatçı militanların da bulunduğu 500 kişiyi taşıyan 11 otobüs yola çıktı. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de iki taraftan silahlı 800 kişinin tahliye edildiğini bildirdi. Ancak tahliyeler olurken bu kez de Halep’ten bombalı saldırı haberi gündeme düştü. Suriye devlet televizyonuna göre SalahalDin bölgesinde gerçekleşen saldırıda en az 6 kişi öldü, 32 kişi de yaralandı. Katar ve İran arabuluculuğunda varılan anlaşmanın ardından hafta sonunda sivillerin tahliyesiyle başlayan süreç, sivillerin olduğu otobüslere yönelik cihatçı saldırısı nedeniyle yarım kalmıştı. Kanlı eylemde çoğu çocuk 126 kişi yaşamını yitirmişti. Bu arada, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Deyr ez Zor’da düzenlediği hava saldırılarında 10’u çocuk 23 sivilin hayatını kaybettiği öne sürüldü. Tersine seyretmiş ABD Başkanı Donald Trump’ın “Kuzey Kore’ye karşı askeri seçenek masada” açıklamalarının ardından Kore Denizi’ne gitme emrini verdiğini iddia ettiği Carl Vinson Taarruz Grubu’nun bölgeye doğru hiç yola çıkmadığı ortaya çıktı. ABD basınında Carl Vinson Uçak Gemisi ve beraberindeki gemilerin Kore Denizi’ne doğru değil tam tersi istikamette yol aldığına dair haberler çıkması üzerine açıklama yapan ABD Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (PACOM) Carl Vinson’ın Avustralya’da kısa bir tatbikatı tamamladığını, tekrar yola çıkan geminin gelecek hafta bölgeye ulaşacağını duyurdu. CNN’e göre, Trump’ın “Çok güçlü bir filo gönderiyoruz” diyerek övündüğü filonun tam ters yöne gitmesine ilişkin karışıklık Beyaz Saray ve Savunma Bakanlığı arasındaki “yetersiz iletişimden” kaynaklandı. ‘sKeaçdimınsaızfi’şi... Cezayir’de seçim afişlerin de kadın adaylarının yüzünü kullanmak yerine temsili olarak siyah çarşaflı ve yüzü olmayan kadın görsellerinin kullanılması tartışma yarattı. Tepkiler üzerine seçim kurulu, siyasi partilere, afişlere kadınların da fotoğraflarını koymaları için iki gün müddet tanıdı. Afişlerinde çarşaflı boş suratlar kullanmaya devam eden beş siyasi parti, seçimden uzaklaştırılma riskiyle karşı karşıya. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Yardımcısı, Trump’ın, Erdoğan’a tebrik telefonu açmasının referandum sonuçlarının kabul edildiği anlamına gelmediğini savundu. Telefonun bir gerekçesinin de “NATO müttefiki ve ortağıyla ortak çıkarları görüşmek olduğunu” söyledi. ABD Başkanı Donald Trump’ın, ekibinin tartışmalı referandum sonuçları için AGİT raporunu beklediklerine dair açıklamalarına karşın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı tebrik etmek için aramasının yankıları sürerken konu Beyaz Saray’ın basın toplantısında da gündeme geldi. AB, referandumdaki usulsüzlüklere işaret ederek şeffaf soruşturma çağrısı yaparken Trump’tan gelen telefonu Beyaz Saray Basın Sözcüsü yardımcısı Sarah Sanders savundu. Suriye vurgusu Wisconsin’e giderken başkanlık uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sanders’a, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ya REFERANDUM SONRASI RANDEVU Ocak ayında göreve başlayan ABD Başkanı Trump ile görüşmek istediğini açık layan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Sa ray randevusu kesinleşti. Erdoğan, 25 Mayıs’taki NATO zirvesi öncesinde Washington’a gitmeye hazırlanıyor. Cumhuriyet’e konuşan bir yetkili, zi yaret tarihinin hemen hemen net leştiğini belirtirken ziyare tin süresine de Ankara’nın karar vereceğini söyle di. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün iki li derin Brüksel’deki NA Trump TO zirvesi öncesin de buluşacağını açıkladı. Çavuşoğlu ziyaretin tarihini ABD’li mevkidaşı Tillerson ile telefonda ele aldıklarını belirtirken “Mayıs ayı içinde görüşülmesi için bir tarih belirleyeceğiz” dedi. Erdoğan, Trump’un seçilmesinin ardından Washington’a resmi ziyarette bulunmak istediğini iletmişti. Ancak Beyaz Saray’dan ziyaret talebine jet bir yanıt gelmemişti. ABD’nin referandum öncesinde böyle bir ziyaretten kaçındığı da açıklanmıştı. Daha sonra iki liderin NATO zirvesi sırasında ikili görüşme yapması planlanmıştı. Ancak başta Rakka operasyonunu Türkiye’deki referandum nedeniyle erteleyen Washington, sonrasında tutumunu değiştirdi. l DUYGU GÜVENÇ/ANKARA nı sıra Beyaz Saray Sözcüsü’nün gözlemci raporunun beklendiği açıklamasıyla çelişkiye düşüp düşmediği soruldu. Sanders, Trump’ın Erdoğan’ı aramasının iki amacının bulunduğunu söyledi. İlkini Erdoğan’ı tebrik etmek olarak açıklarken ikincisinin ise daha büyük bir amaca sahip olduğunu, bunun da bir NATO müttefiki ve ortağıyla ortak çıkarları görüşmek olduğunu belirtti. “Suriye gibi kabadayı ülkeleri yenilgiye uğratmak için bir araya gelmek gerektiğini” kaydetti. Öte yandan Sanders, telefonun referandum sonucunu kabul ettikleri anlamına gelmediğini savundu, bu konu da AGİT’in bütünlüklü bir rapor ortaya çıkarmasını istediklerini söyledi. Demokrasiyi desteklediklerini ancak Trump’ın ilk önceliğinin ABD vatandaşlarının güvenliği olduğunu ifade etti. Washington Post gazetesi, Trump yönetimi için Türkiye’nin stratejik öneminin yaklaşımını değiştirmede etken olduğuna atıf yaparken Los Angeles Times, “Beyaz Saray’dan Türkiye’yle ilgili çelişkili mesajlar geliyor. Trump, insan hakları ve demokrasinin ABD dış politikasının temellerinden biri olmayacağını gösteriyor” yorumunu yaptı. ‘Eylemlerin anası’ kana bulandı VENEAGZREÜTREIYİLLOİLMAR’DA Venezüella’da sağcı muhalefetin “bütün protestoların anası” olarak ni karşı bir gösteri için toplandı. Ordu ve polis, iki grubun karşı karşıya gelme telendirdiği gösteriler dün çatışmalar mesi için kritik yollarda barikat kurdu. Ulusal Meclis’in yetkilerini almasıyla de la başladı, 18 yaşında bir genç başından Görgü tanıklarının AFP’ye aktardığı rinleşmiş, Anayasa Mahkemesi’nin geri vurularak hayatını kaybetti. Başkent Ca na göre başkentin kuzeybatı bölümün adım atmasıyla yatışan gösteriler, muha racas sokakları Nisan başından beri sol de motorsikletli silahlı kişiler gösteri lefet liderlerinden Henrique Capriles’e, cu Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun cilerin üzerine ateş açtı. Bu sırada ki 15 yıl seçimlere katılmama cezası veril istifasını isteyen protestolarla çalkalanı mi kaynağa göre bir protestocu, kimine mesiyle yeniden alevlenmişti. Bolivarcı yordu. Ancak muhalefet 19 Nisan’ı bü göre ise futbol oynamak üzere bölgeden Devrim Milisleri’nin sayısının 100 bin yük gün olarak belirleyerek on binlerle geçen, 18 yaşında bir genç başından vu den 500 bine çıkarılması planını onayla sokaklara hâkim olmayı hedeflemişti. rularak yaşamını yitirdi. Caracas dışın yan Maduro, muhalefetin dünkü protes Maduro karşıtları dün 26 noktada top da dün kimi kentte de protestolar vardı. tosu öncesinde orduya da hazır olun em lanarak şehir merkezine doğru yürüyü Muhalefetle Maduro yönetimi arasındaki ri vermişti. Ordudan Maduro’ya tam bağ şe geçti. Merkezde ise Maduro yanlıları kriz 30 Mart’ta Anayasa Mahkemesi’nin lılık açıklaması gelmişti. May’in seçim hesabı Britanya Başbakanı’nın Brexit sürecinde iktidarını güçlendirme adımı olarak yorumlanan erken seçim önerisi Avam Kamarası’nda kabul edildi Britanya’da AB’den çıkış (Brexit) pazarlıklarını daha güçlü bir parla lirtmişti. Bu arada, erken seçimin kesinleşmesinin ardından Avam Kamarası’nın bazı mento çoğunluğuyla sürdürmek iste üyeleri yeniden aday olmayacaklarını açık yen Muhafazakâr Partili Başbakan The lamaya başladı. Üç İşçi Partili vekilin yanı rasa May’in erken seçim çağrısı Avam sıra Muhafazakârların eski maliye bakanı, Kamarası’ndan destek aldı. May’in, ola AB yanlısı George Osborne da yeniden aday ğan süresi 2020 olan seçimleri önümüzde olmayacaklar arasında. ki 8 Haziran’da düzenleme önerisi Avam Kamarası’nda 522’ye 13 oyla kabul edildi. İskoçya’dan rest 650 koltuklu parlamentoda 330 veki Öte yandan, İskoç Ulusal Partisi (SNP) li bulunan May’in lideri ve İskoçya Baş Muhafazakâr Partisi bakanı Nicola Sturge iktidarı kıl payı elin on erken seçimi bağım de tutuyor. Oysa an sızlık yolunda bir fırsat ketlere bakılırsa Je olarak değerlendirecek remy Corbyn’in lider lerini açıkladı. Sturge liğinin tartışıldığı İş on, “Eğer İskoçya’da bu çi Partisi’nin 20 puan seçimi Muhafazakârlar kadar önünde yer alan değil de SNP kazanır Muhafazakârlar bu avantajı değerlendirerek parlamentoda 100 May dün parlamentodaki oylama sa, May’in ikinci bir İskoç bağımsızlık referan öncesinde vekillere seslendi. dumunu önleme plan yeni sandalye sahi ları tuz buz olur” ifa bi olabilir ve Brexit pazarlıkları öncesi eli desini kullandı. May’i de ülkenin değil ni güçlendirebilir. Zira May’in seçim talebi Muhafazakâr Parti’nin çıkarlarını düşün ni açıklamasının ardından konuşan Avru mekle itham ederek, “Brexit görüşmele pa Komisyonu sözcüsü Margaritis Schinas, rinde sorun yaşandıkça zorlanacağını bil Brexit için asıl görüşmelerin 8 Haziran’da diği için hazır İşçi Partisi’nde karışıklık ki seçimlerin ardından başlayacağını be varken muhalefeti ezmek istiyor” dedi. ‘pYrooltseusztlousku’ Slovakya’da yolsuzluğu protesto eden göstericiler başkent Bratislava’da sokaklara çıktı. Lise öğrencileri tarafından organize edilen eylemde protestocular, vergi kaçakçılığı iddiasıyla hakkında soruşturma açılan bir işadamı ile bağlantıları nedeniyle Başbakan Robert Fico’na yakın isimlerden İçişleri Bakanı Robert Kalinak’ın yanı sıra Emniyet Müdürü Tibor Gaspar’ın görevden alınmasını talep etti. Slovakya Cumhurbaşkanı Andrej Kiska’dan da eylemcilere destek geldi. Yerel bir gazeteye konuşan Kiska, “Eğer hepimiz sessiz kalırsak burada hiçbir şey değişmeyecek” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın meşruiyet krizi 16 Nisan referandumu Erdoğan iktidarının uluslararası meşruiyetine son darbeyi indirdi. Darbelerin ilki Gezi ile gelmişti. İkincisi 15 Temmuz’un ardından dumur etkisi yaratan kitlesel işten çıkarmalar, tutuklamalar ve basına tırmandırılan baskılarla yaşandı. Sonuncusu, OHAL’de gerçekleştirilen “rejim referandumunun”, dünyanın gözleri önünde kayda geçen kirli sonucu oldu. “New York Times” bu büyük aşınma sürecini kısaca “Erdoğan’ın meşruiyeti, uluslararası gözlemcilerden gelen seçim usulsüzlükleri iddialarıyla daha da sarsıldı” diyerek ifade ediyor. YSK’nin “mühürsüz oy” açıklamasını ve “kıl payı zafer”i izleyen saatlerde dünya liderleri sessizliğe gömüldü. “Atı alan Üsküdar’ı geçti” ifadesiyle kendi kendine gelin güvey olan RTE’yi öncelikle yalnız Azerbaycan, Katar, Bahreyn, Gine, Cibuti, Pakistan “tebrik” etti. AB, “AGİT raporunu bekliyoruz!” demekle yetindi. Merkel ağzının içinde, “Sonuçlar Türk halkının bölündüğünü gösteriyor” babında bir şeyler geveledi. Trump’ın telefonu ise bir gün sonra geldi. RTE bunu CNN International’dan heyecanla ilan ederken o da ne? Beyaz Saray’dan soğuk duş gibi bir açıklama ile; “Görüşmenin amacı referandum sonuçları değil, Suriye gibi ortak konuları konuşmaktı. ABD’nin çıkarları için (eli mahkum?) bazı ülkelerle çalışmak zorundayız” dendi. Tavşana kaç tazıya tut Bütün bunlar ne anlama geliyor? Kulakları sağır eden bu sessizliklerin, nalına mıhına açıklamaların, gerdan kıran, bel kıvıran bu dansöz hareketlerinin anlamı ne? Trump’tan başlayalım... Trump’ın asla ve kata “demokrasi” gibi bir davasının olmadığını biliyoruz. Olsaydı Beyaz Saray’da ilk ağırladığı Müslüman liderlerden biri Sisi olmazdı... Trump, referandum sonrasında belli ki Ankara’yı, Ortadoğu satrancında Putin’e kaptırmak istemiyor. Moskova ve Washington arasında Türkiye üzerinde süregiden çekişmenin ne kertede önem taşıdığını, Putin’in de atik tetik biçimde Trump’ı izleyen saatlerde Erdoğan’ı aramasından anlayabiliyoruz. Bu durumda bir yanda dünyanın kucağının ortasına bırakılmış referandumu çok açıkça “şaibeli ve meşruiyetten uzak” bulan AGİT açıklamaları var. Öte yanda “tavşana kaç tazıya tut” diyen dünya liderleri. 16 Nisan “meşruiyet sorunsalını” herkes biliyor ama AGİT dışındaki bütün uluslararası aktörler halen ya ıslık çalma modunda tavana bakıyorlar, ya birbirlerinin attıkları adımları izliyorlar. Trump ile Putin bir yanda.. Avrupa öte yanda... Trump RTE ile AB’yi böler mi? Uluslararası düzen o kadar büyük belirsizlikler içinde ki Trump’ın “telefon hamlesi”ni, demokrasi konusunda daha hassas olan Avrupa’yı bölmek için devreye soktuğunu iddia edenler bile çıkıyor. Bu görüştekiler, “Brexit” başta olmak üzere AB’yi bölmek için her fırsatı değerlendiren Trump’ın.. Erdoğan’ı da, Avrupa’yı bölmek için kullanmaktan çekinmeyeceğini ileri sürüyorlar. Avrupa kamuoyunda farklı görüşler ortaya çıkıyor. Konunun “meşruiyet” yönüyle fazla meşgul olmayıp; “Türkiye Erdoğan’la çoktan bir Ortadoğu ülkesi olmuştu. Başka ne beklenirdi ki? Biz kendi çıkarımıza bakalım” diyen muhafazakârlarla, Türkiye’de yatırım yapan iş çevreleri karşısında; yüzde 49’un Türkiye’deki demokrasi mücadelesini hassasiyetle önemseyen ve ciddiye alan sol kesimler var. İtalya’nın tanınmış sol siyasetçilerinden Pierro Fassino’nun bu bağlamda “Unita” gazetesinde kaleme aldığı “Biz ve eğilmeyen demokratik Türkiye” başlıklı yazısından satırlarla bitiriyorum bu yazıyı: “Bilinmeli ki, bu yalnız Türk yurttaşlarını ilgilendiren bir mücadele değil. Türkiye’nin jeopolitik konumuna göz atmak, bu ülkenin Avrupa, Akdeniz ve Ortadoğu’nun istikrarı için ne denli önemli olduğunu anlamaya yeter. AB’nin bu ülkeye karşı bir sorumluluğu var. Otokrasiye boyun eğmeyen, özgürlük, laiklik, demokrasi ve hukuk devletine dayalı bir toplumda yaşamak isteyen, bakışını Avrupa’ya doğrultan Türkiye öyle küçük bir azınlık değil, koskoca ülkenin yarısı. O Türkiye’nin yanında durmak ve yalnız bırakmamak boynumuzun borcudur.” Cakarta’ya yeni vali Endonezya’nın başkenti Cakarta’da ülkeyi karıştıran valilik seçimlerini resmi olmayan sonuçlara göre eski Eğitim Bakanı Anies Baswedan kazandı. Seçimde yeniden aday olan Jakarta Valisi “Ahok” lakaplı Hıristiyan Basuki Tjahaja Purnama’ya karşı radikallerce “İslama hakaret ettiği” iddiasıyla geniş çaplı protestolar düzenlenmişti. Purnama’nın yenilgisinin kendisi destekleyen Devlet Başkanı Widodo için darbe olduğu yorumları yapılıyor. C MY B nilgun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle