28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 2 Nisan 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET SAYISAL LOTO 3 9 25 34 38 41 6 BİLEN: 1 milyon 737 bin 336 TL (devretti) 5 BİLEN: 4 bin 661’er TL 4 BİLEN: 63’er TL 3 BİLEN: 10’ar TL ikramiye kazandı. reBsittmoreayseynon 200/4 0 220/1 0 0 100/3 0 180/6 0 200/3 0 160/1 0 70/0 0 210/1 0 250/1 1 0 180/6 0 170/6 0 190/7 0 170/9 0 190/1 2 0 140/6 0 120/1 0 170/6 0 180/3 0 160/6 0 170/1 1 0 140/3 0 120/4 0 6 KENT KARANLIK Bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle bugün Ankara, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale ve Zonguldak’ın bazı bölgelerinde elektrik kesintisi yapılacak. Gökmedrese’nin çilesi BARIŞ VE BAHAR BAYRAMI Sivas’ta Selçuklular döneminin kent merkezindeki en önemli eserlerinden 1271 tarihli Gökmedrese’nin restorasyonu 20 yıldır bitmiyor. Eserin restorasyonu için şu ana dek 7 milyon TL harcandı. Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, yıl sonunda restorasyonun kabasının biteceğini ve kısmen ziyarete açılabileceğini söyledi. Karaca, önceki yıllarda restorasyonda kullanılan betonların kaldırıldığını ve eserin orijinaline uygun olcağını belirtti. Eser, günümüze kadar korunamayan mavi tonlardaki mozaik çiniler nedeni ile ‘Gök rengi’ anlamına gelen ‘Gökmedrese’ adını almış. l DHA Asur ve Babillerden bu yana Süryani halkı 1 Nisan’da Akitu bayramını kutluyor. Yeni yılın başlangıcı anlamına gelen Akitu Bayramı, uzun süren kıştan sonra tarımsal faaliyetlerin başlama dönemini ifade ediyor. Bu bayramda Süryaniler, tarlalarda ya da kırlarda piknik yapıyor, toplu yemekler yiyor ve folklorik kıyafetler giyiyor. Dihaber’e konuşan Mezopotamya Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Tuma Özdemir, “1 Nisan Akitu Bayramı barışı ve baharı simgeleyen bayramdır. Dünyaya barışın gelmesinin tekrar işaretçisi olsun” dedi. l Yurt Haberler Adım adım eziyet Cam kemik hastası Pekoğlu ‘engelsiz başkent’te, yarım saatlik tren garına 2 saatte ulaşabildi, asansörsüz otobüste saatlerce mahsur kaldı Ölümüne yolculuk Rize’nin 25 haneli Yeşildere Mahallesi’nde araç yolu yapımı için çaba harcayan mahalle sakinleri bir sonuç alamayınca, kendilerince çözüm yolu buldu. Bölgede varangel olarak bilinen ilkel teleferik hatları kurdular. Mahalle sakinleri, kimi yatay kimi dikey kurulan 120 metre uzunluğunda ve zeminden yaklaşık 100 metre yükseklikten geçen teleferik hattı ile ölümüne yolculukla evlerine ulaşıyor. 10 kadar teleferik hattı kurulan mahallede teleferiğin biri gidiyor, diğeri geliyor. l DHA Cam kemik hastası Ceren Pekoğlu, annesini ziya Memur olarak atandığı Eskişehir’de, tek başına yaşıyor. Haya ret ettiği Ankara’dan, ya tındaki tüm zorlukla şadığı kent Eskişehir’e dö nerken karşılaştığı engelleri anlattı. Pekoğlu’nun, ZEHRA ÖZDİLEK rı aştığı halde, sokaklardaki engelleri aşamadığını söylüyor. uzun süre bekledikten sonra bindiği belediye otobüsle Gören yok rinin engelli asansörü çalış Pekoğlu, yolculuk sırasında mıyordu. Pekoğlu, yarım sa yaşadığı sıkıntıları şöyle an atlik mesafedeki tren garına latıyor: “Pek çok kez araçlar iki saatte ulaşabildi. Treni ka dan inemedim, asansör kabi çırdı, bileti yandı. Bir sonra ninin içinde kaldım. Siz hiç 3 ki trende yer olmadığı için, saate yakın asansör bozuldu Eskişehir’e ertesi gün gide ğu için otobüsün içinde mah bildi. İşine bir gün geç başla sur kaldınız mı? Ankara’nın mak zorunda kaldı. Pekoğlu, ayazında beklediniz mi? Ben 26 yaşında. 11 yaşından bu bekledim. Üstelik cebimde yana tekerlekli sandalyede. taksiye ya da dolmuşa bine 11 yaşından beri tekerlekli sandalyede. cek param olmasına rağmen bekledim. Çünkü taksiler, dolmuşlar bize uygun değil...” Pekoğlu, “2011 yılında Melih Gökçek ‘Engelsiz Başkent’ sloganıyla ödül aldı. Bizler o gün, engelsiz başkentin engellileri olarak bin bir güçlükle evlerimize dönmeye çalışıyorduk” diyor. Örnek dedetorun Mavi kapak toplayarak 88. tekerlekli sandalyeyi aldılar. Hedefleri 150’ye ulaşmak Eskişehir’de 10 yıldır topladıkları mavi kapak ile engellilere umut ışığı olan 71 yaşındaki Halit Aydoğan ve torunu Melike Sarıtaş (15), şimdiye kadar 88 tekerlekli sandalye aldı. Dedetorunun başlattıkları kampanyaya mahalle sakinleri de des tek veriyor. Halit Aydoğan, projeyi ömrünün sonuna kadar sürdürmek istediğini ve hedefinin en az 150 tekerlekli sandalye olduğunu anlattı. Projenin başlamasını sağlayan torunu Melike Sarıtaş da engellilerin eli ayağı oldukları için çok mutlu. l İHA Mermer 2, göçük 1 can aldı SivasErzincan Karayolu üzerindeki, Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir mermer fabrikasında dün sabahın erken saatlerinde işçiler Fatih Demir ve Sinan Almacı, taşıyıcı kasnağın kırılması sonucu büyük boyutlardaki mermer blokların arasında sıkıştı. Hastaneye kaldırılan işçiler yapılan müdahale lere rağmen kurtarılamadı. Elazığ’da göçük Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde İncebayır köyü yakınlarında bulunan maden ocağında göçük meydana geldi. Arama kurtarma çalışmaları sonucunda maden ocağında çalışan Özcan Dağdelen’in (45) cansız bedenine ulaşıldı. l Haber Merkezi haber 3 Kaç on yüz bin milyon kişi geberecek? Mavinin en göz alıcı tonlarından birine sahip ve son derece “modern” tasarımla bağlanmış başörtüsünün üzerine gayet şık güneş gözlüğünü de itinalı şekilde yerleştirmiş kadın, bu tabloyu adeta “büyübozumu”na uğratan bir ses tonu ve rengiyle savuruyor sözleri... Otobüsün ortasında: “Dünyaya nam saldı Erdoğan!.. Siz, öleceksiniz, gebereceksiniz! Az kaldı! ... ... Az kaldı!..” ÜmraniyeSultanbeyli seferi yapan İETT otobüsündeki Tayyip Erdoğan sevdalısı bu AKP’li kadın, bir “Yeni Türkiye” gerçeği... Ve artık bu ülkede bir mağduriyet durumu olmaktan çoktan uzaklaşmış “modern mahrem”in mağrurluk, nobranlık ve gaddarlık halini işaret ediyor. Elbette bir yanıyla da Prof. Şerif Mardin’in 1980’lerin sonunda, geleceğin Türkiye’sine ilişkin tehlikeli bir kehanet olarak önümüze koyduğu şu iddianın bugün doğrulandığını, yani “geleceğin geldiği”ni düşündürüyor: “Hiç kimse Türkiye’de biri seküler [laik] diğeri İslâmi, iki ‘ulus’un ortaya çıkma ihtimalini kesinkes reddedemez. Bu ikisinin şiddetli şekilde karşı karşıya gelme durumu şimdilik uzak görünüyor ama bu, gelecekte gerçekleşebilir.” (Ş. Mardin, “Culture and Religion towards the year 2000” başlıklı makale, 1989). Göz alıcı mavilikteki başörtüsünün üzerine asortik güneş gözlüğünü şıkça yerleştirmiş moderntesettürlü kadının otobüsteki sözlerine bakılırsa, Mardin’in bahsettiği geleceğin, bırakın gelmesini, neredeyse gelmiş de geçmekte olduğunu, hatta o geleceğin “tarih” olma noktasına ramak kaldığını düşünmek mümkün!.. Baksanıza kadın, “Az kaldı; öleceksiniz, gebereceksiniz” diye nasıl şehvetli bir nefretle konuşuyor. Sadece konuşmuyor, “davranıyor” ayrıca! Vücut dili, sözlerinden de kat kat ürkütücü... Elbette bu sürecin önünü “fiilen” açan, Gezi Parkı olaylarıydı. Zaten Şerif Hoca’nın yukarıda zikredilen öngörüsüne ilk vurguda bulunmamız da o zamandır. Tayyip Erdoğan’ın “Yüzde 50’yi zor tutuyorum” ifadesiyle başlayan toplumsal ayrışma, kutuplaşma ve karşılıklı bilenme, aynı toprakta adeta “iki düşman ulus” halinin o günden bugüne kristalleşmesine yol açtı. Evet, bu kristalleşti, çünkü ayrışmayı giderme yolunda ülke nüfusunun bir yarısının diğeriyle “farklılık içinde birlik” algısı, bilinci ve duygusuyla dolmasının önünü açabilecek hiçbir şey yapılmadı. Yangına hep körükle gidildi, bol bol benzin döküldü. Kuşkusuz bu tek taraflı değildi. Ama iktidar partisi ve muktedir iradesi, elbette gücü elinde bulundurmanın farkı, sorumluluğu ve olgunluğuyla hareket etmemesi itibarıyla bunda çok daha büyük pay sahibidir. İşte bu yüzden şimdi İETT otobüsündeki kadın, Tayyip Erdoğan’lı “Evet” afişlerini Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı noktasından eleştirmeye kalkanlara gayet rahat ve fütursuzca “Gebereceksiniz, az kaldı” diyebiliyor. Geriye artık sadece “geberecekler”in yekunu kalıyor! Ona bakalım!.. Eskiden beri hep söylenir AKP cenahında, “Bizim bu memlekette ulaşabileceğimiz azami oy oranı yüzde 60’tır” diye... Elbette bu (hâlihazırda da olduğu gibi) MHP’ye oynamak demek. Tabii buna MHP gibi geleneği köklü bir parti ne kadar cevaz verir, bu (Bahçeli faktörü de dâhil) görülecek!.. Fakat velev ki böyle diyelim; yani yüzde 60’a varan bir destek oluştu. O zaman geri kalan yüzde 40’a bakalım biz de! Özellikle onun içinde bugün “Hayır” için kitlelere seslenen, bu nedenle iktidarca ha bire “şeytanlaştırılan” iki kitlesel ve meşru siyasi güç olan CHP ve HDP’ye... Onların bu ülkedeki destekçileri ne kadar insana karşılık geliyor? Ayrıca, AKP ile MHP’nin (tekrar edelim, “teorik” olarak!) buluşmasının dışında ve karşısında kalan diğer iriliufaklı bileşenleriyle yüzde 40, kaç milyon vatandaşa denktir? 5 mi, 10 mu, 20 mi, 30 mu, kaç?.. 5’lik, 10’luk desteler halinde kaç milyon insan ölecek, geberecek?! Şu, bir zamanların unutulmaz reklam filmindeki “On yüz bin milyon baloncuk yuttum” hesabı... Kaç on yüz bin milyon “boyun”cuk yutacaksınız?.. Dedesiyle aynı gün kalp krizinden öldü Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde Sibel Yıldırım’ın babası Ra miz Yıldırım, kalp krizinden haya tını kaybetti. Sibel ve Yener Yıldı rım çifti, önceki gün cenaze na mazı kılındıktan sonra defin için mezarlığa giderken, 2 çocukla rından 6 yaşındaki Ömer’i evlerinin yakınındaki parka gönderdi. Ömer Yıldırım Ömer, saat 17.00 sıralarında kaydırağa çıkacağı sırada fenalaşarak yere yığıldı. Kalp krizi geçirdiği belirlenen minik Ömer, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Ömer’in cenazesi dün, de desinin mezarı yanında toprağa verildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle