23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 2 Nisan 2017 kültür 16 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ Alolardan bir demet Gündelik hayatın küçük dertleri üzerinden sivri diliyle büyük göndermeler yapan Şensoy, tutuklu Cumhuriyet emekçilerine de sahneden selam gönderdi Ferhan Şensoy, ‘Ferhan gi Şeyler’de ‘Alolardan bir demet’ diyerek açtı ğı telefon sohbetlerinde gündelik hayatın büyük gündemine dair dikenli bir demet sunuyor bize. Şensoy, referandumla il gili olarak da “Hayır de yin kapansın padişahlık konusu” diyor. Perde beklemez! Saat 20.00’de Ses Tiyatrosu’nda Ortaoyuncular’ın “Fer hangi Şeyler” oyununu izleyece ğim yine, yeniden... 1987 yılın dan bu yana sergilenen oyuna bu kez gazeteden arkadaşlarla gi diyoruz. Tek kişilik oyun başla mak üzere ve Fer han Şensoy’un ken di sesiyle sunu lan telefon anonsu ise artık ezberim de: “Cep telefonları, CEREN ÇIPLAK kayıt aletleri, küçül küçül de gözü me gir boyut minik kameralar oyunun akış güvenli ğini olumsuz yönde etkilemek te, oyuncuların sinirini dingirdet mektedir. Japon icat etti diye elin deki cep telefonuna oyun kaydet me hakkı olduğunu sanan izleyi ciye sahneden inerek iki tokat at mak aşkıyla yanıp tutuşmaktadır oyuncu.” Bu anons değişmese de oyun her yıl günlük hayatın gün demine göre yeniden şekilleni yor. Değişmeyen tek şey ise Fer han Şensoy’un sivri dili. Son de rece ciddi, hafif huysuz, gerçek kurgu karışımı bir Ferhan Şensoy var sahnede ve oyun boyunca iz leyiciyle doğaçlamalar da yapıyor. Bir ayağında yeşil, diğer aya ğında kırmızı çorabıyla ilk per dede karşımızda Şensoy. O “Alo lardan bir demet” diyerek tele fonu açıyor ve ev sahibi oldu ğu için hayatına müdahale et me hakkını kendinde gören Orki nos Hanım’la başlayan mücadele gündelik hayatın birçok sahasına Şensoy, ‘Ferhangi Şeyler’i 1987 yılından bu yana sahneliyor. sıçrıyor. Onlarca kez söylemesine rağmen ekmeği paspasın üzerine bırakan ve her defasında zili çalan bakkalın çıraklarıyla, avukat Tayfun’la devam ediyor bu mücadele. Bu mücadeleler gündelik hayatın küçük ama onun hayatının büyük dertleri! Gündelik hayatın “küçül küçül de gözüme gir” dertleriyle aslında hayatın bütün sahalarından geçen büyük bir gönderme yapıyor. Sözün özü, Ferhan Şensoy, alolar arasından gündelik hayatın büyük gündemine dair dikenli bir demet sunuyor bize. Sigarayı bırakmasını isteyen doktorunu “Oyun gereği birinci sahnede mutlaka sigara içmem lazım” diyerek ikna eden Ferhan Şensoy, “gördüğünüz gibi bu sahnesinin sigarayla hiç bir alakası yok” diyerek çakmak istiyor izleyiciden. Çakmağı uzatmak için “orta sıralardan bir kaleci gibi sahneye uzanan” bir seyirci “rolünü büyütme” cevabını alıyor Ferhan Şensoy’dan. ‘Tayyipsel yöntem’ Politikacılar ve din cambazları da bu sivri dilden nasibini alıyor oyun boyunca. 3 aylık kirasını peşin isteyen ev sahibi Orkinos Hanım ile tartışmasında “Tayyipsel bir yöntemim yok” cevabını veriyor cümle arasında. Günlük gazeteleri kapının önüne, ekmeği de yine paspasın üzerine bırakan bakkalın çırağı kapının zilini çalıyor ve başlıyor ikinci perde. Kırmızı çizgili pijamalarıyla uyanan Ferhan Şensoy ne yapsın şimdi! ‘Hayır deyin kapansın padişahlık konusu’ Ferhan Şensoy, oyunun bir bölümünde günlük gazetelerden haberleri okuyarak yorumladı seyirciye. Cumhuriyet gazetesiyle başladı. Gazetenin “152 gündür özgürlüklerinden yoksunlar” anonsunu okuduktan sonra “İddianame yok, suç bulamıyorlar. Tek suçları Cumhuriyet emekçileri olmaları” dedi. Şensoy, “Tayyip Erdoğan’dan sonra ne olacak?’ diyorlar. Ne olacak demokrasiye geçilecek, ama bunu beklememize gerek yok. Referandumda hayır deyin kapansın padişahlık konusu” dedikten sonra seyirciden büyük bir alkış aldı. ‘Jizel’ formunda dans edecekler! İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) bünyesinde Modern Dans Topluluğu İstanbul (MDTİst), yeni prodüksiyonu “Jizel” ile kuruluşunun 7. yılında İstanbul seyircisi ile buluşuyor. Bir dünya klasiği olan Giselle balesi, Jizel adı verilmesinden de anlaşılacağı gibi bulunduğumuz coğrafyaya has, günümüz sosyal dokusunda örüldüğü, Albrecht, Giselle, Hilarion, Myrtha gibi klasik karakterler Alb, Jizel, Hila, Mirta olarak tanımlandığı farklı bir form ile sahneleniyor. Prömiyerini 5 Nisan saat 20.00’de Fulya Sanat’ta yapacak olan Jizel ile İDOB’un tanınmış koreograflarından Aysun Aslan uzun bir aradan sonra sahnelere dönüyor. Adolphe Adam’ın müziğiyle sahnelenen JİZEL’in çağdaş kostüm tasarımı Ayşegül Alev’e, sahne tasarımı Ferhat Karakaya’ya, ışık tasarımı Kerem Çetinel’e, görsel tasarımlar ise Yaşar Saraçoğlu’na ait. Boğaziçi Üniversitesi’nde tarih konferansı yapılacak Dünyanın sayılı Osmanlı tarihçileri arasında gösterilen ve Harvard’da Osmanlı tarihi dersleri veren Prof. Dr. Cemal Kafadar, 5 Nisan Çarşamba günü saat 17.00’de Rektörlük Konferans Salonu’nda “Evliya Çelebi’nin Frenklerin Sanatı ile Karşılaşması: Hakikati Resmetmek/Yazmak Meselesi ve Osmanlılar’ın Kendilerine Bakışında Gerçekçilik” baş lıklı bir konuşma gerçekleştirilecek. Kafadar, Evliya Çelebi üzerinden Osmanlı’ya dair çalışmalarını anlatacak. Konuşma İngilizce olup çeviri yapılmayacak. Doktorasını 1987’de McGill Üniversitesi İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde tamamlayan Kafadar 1997’den bu yana Harvard Üniversitesi Vehbi Koç Kürsüsü’nde profesör olarak görev yapıyor. Korku sineması dergisi: Alacakaranlık Velespit Yayınları bünyesinde okuyucuyla buluşacak, aylık süreli yayın Alacakaranlık dergisinin içeriği tamamen korku sineması ile alakalı olacak. Dergide karşılaşacağınız isimler ise aslında yıllardır korku sinemasına gö nül veren ve çeşitli platformlarda yazan İyikötüfilm’den Tolga Demirtaş, illüstrasyonlarıyla korkucu.com’dan Yasin Karakaya ve Murat Özkan, hariboextremeculture’dan Anıl Koç ve Gökay Aktan, Öteki Sinema’dan Murat Kızılca ve Fatih Danacı’dan oluşuyor. TELEVİZYONEDİTÖR: DEMET YALÇIN Yayın Akışı 09.00 İşimiz Estetik 10.00 Haftasonu 11.05 Şeffaf Oda 14.10 Yeşil Doğa 17.00 Haber 18.00 Ana Haber 20.00 Para Dedektifi 21.00 5N 1K 22.00 Gündem Özel 01.00 Gece Haberleri 06.00 Haber Bülteni 09.00 Burası Haftasonu 12.10 Airport 13.10 Özel Röportaj 16.00 Haber Bülteni 16.44 Spor Bülteni 18.00 Ana Haber 20.00 Ajanda 21.00 Teke Tek Özel 24.00 Haber Bülteni 01.15 Teke Tek 09.15 Canım Doktor 10.00 Haber Bülteni 11.15 Bildiğiniz Gibi Değil 12.15 Yaşasın Hayat 14.00 Haber Bülteni 17.00 Haber Bülteni 19.10 Tam Zamanı 20.00 Ana Haber 23.30 Haber Bülteni 02.00 Gece Haberleri 10.00 Tülin Şahin ile Moda 11.00 Vahe ile Mutluluk 12.00 Kadınca 14.00 Film: Canım Kardeşim 15.45 Cesur ve Güzel 19.00 Star Haber 20.00 Hayat Bazen Tatlıdır 23.45 Film: Suç Çetesi 07.00 Akasya Durağı 09.45 Magazin D 13.00 Akasya Durağı 14.00 İsimsizler 16.45 Kara Yazı 18.45 Haber Bülteni 20.00 Bodrum Masalı 21.00 Hayat Şarkısı 23.45 Kısmetse Olur 02.44 Kara Yazı 10.00 Pazar Sürprizi 13.00 Lezzet Yolculuğu 14.00 Slikon Vadisi 17.15 Çocuktan Al Haberi 18.45 Ana Haber 20.00 Film: İmparatoriçe ve Savaşçıları 22.00 Film: Kıyamet Günü 24.00 Film: İmparatoriçe ve Savaşçıları 07.40 Günün Dosyaları 10.00 Film: Muhteşem Gatsby 14.00 Çalışma Yaşamı 15.05 Dünyanın Öteki Yüzü 16.30 Günün Dosyaları 18.00 Dünya Turu 20.10 Beşinci Boyut 22.00 Dünya Turu 23.00 Film: Gümüş Eyerler 08.00 Lale ile Kahve Tadında 11.00 Özgür İrade 14.00 Öğle Haber Bülteni 15.00 Sanat Gündemi 17.00 1 Yer 4 Teker 19.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Cüneyt Akman ile Zamanın Ruhu 24.00 Gece Bülteni 10.00 Çocukça 11.00 Başkent’te Sağlık 15.00 Genç Düşünce 16.00 Angara Havası 17.00 Sağlıklı Formda Sohbetler 18.00 7 Gün 19.00 Kitap Dünyası 21.00 Yurdun Sesi 23.30 Geçmişten Günümüze Demir Yolları BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ “Satlıcan, zatülcenp” gibi adlar da verilen bir hastalık. 2/ Kimi hastalıklarda yüzde, ellerde ve ayaklarda görülen şiş... Gurbetteki bir kimsenin doğup büyüdüğü ve özlediği yer. 1 1 2 3 4 2 3 4 5 6 7 8 9 3/ Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim... Uluslararası alanda karayoluyla yapılan mal taşımacılığında kullanılan büyük kamyon. 4/ Argoda çok çalışan öğrenciye verilen ad... Bir nota. 5/ Tropikal bölgelerde yetişen ve yumruları besin ola 5 6 7 8 9 rak kullanılan bir bitki... Dünya. 6/ Kemiklerin yuvarlak ucu... Açık 1 2 3 4 5 6 7 8 9 duran başparmak ile işaretparmağının ucuna 1 A R G Ü M A N B kadar olan uzaklık. 7/ Macun... Dünyamızın 2 L O R İ H A L E damı. 8/ Arap erkeklerinin kefiyelerinin 3 üzerine geçirdikleri kalın çember bağ... 4 Kitap getirmemiş peygamber. 9/ Samsun yöresinde yemeği yapılan bir ot. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Büyük savaş davulu... Macaristan’da üretilen ünlü bir şarap. 2/ Her yanı suyla çevrili kara parçası... Spor karşılaşmalarında 5 6 7 8 9 K LAN I RAK A NEFRET ZOD Y A K AA A L İ ÇAN F R A K A P AMA SAL I Ş I K K I DEM AH İ seyircileri coşturan kimse. 3/ Okul, kışla gibi yerlerde hastalar için ayrılmış bölüm... “Şahinim var bazlarım var / alışkın sazlarım var” (Karacaoğlan). 4/ Güney Anadolu’da bir dağ... Bir nota. 5/ Bir soru sözü... Bir gıda maddesi. 6/ Sahip... Bir durumun anlaşılmasına yardım eden şey, ipucu. 7/ Gereksinmeye yetmeyecek kadar az olan... Sahipsiz, boş toprak. 8/ Batman’ın Hasankeyf ilçesini sular altında bırakacak olan baraj... Nine. 9/ İnce yapılı... Ruh. ‘Uzelli Psychedelic Anadolu’ (Uzelli Kaset) Yakıcı gitar soloları... “Uzelli Psychedelic Anadolu” adındaki derleme, memleketin milli dinleme ve taşıma formatının kaset olduğu yıllara, yani seksenli yıllara ışık tutuyor. 12 Eylül darbesinin her kesim üzerine ölü toprağı serptiği günlerde siyasi nedenlerle vatandaşlıktan çıkarılanlar, yasaklı ya da sansürlü olanlar bir yana; müzisyenlerin bir kısmı baskı ve umutsuzluk nedeniyle nasiplerini yurtdışında; kalanlar ise ekmeğini arabesk, fantezi, pop ve halk müziğinde aramaya başlamıştı. Dönemin gazino, pavyon ve düğün salonlarında çalışan yetenekli müzisyenler, bir yandan ortama uygun şeyler çalarken bir yandan da aralara serpiştirdikleri saykodelik çizgiler ile kuyruğu dik tutmaya çalışıyordu. İki çizgi arasındaki gizli akrabalık, üzerine ayak bastığımız toprakların şaşırtıcı cömertliği ile kavrulurken çıkıyordu burada dinlediğimiz şarkılar. Zor Beyler’den Erkin Koray’a, Kerem Güney’den Akbaba İkilisi’ne; “Uzelli Psychedelic Anadolu”, bu tecrübenin mahsulü... Dinleyince anlıyorsunuz ki, uzun saçlı kuşak Jimmy Page, Ritchie Blackmore, Mick Box ve Andy Powell’ın yakıcı gitar sololarıyla uçarken, onlarla âşık atacak kadar elektrik bağlama ve saz çalan mahir emekçiler varmış memlekette. Albüm onların bir kısmından mütevelli. Gevende ‘Kırınardı’ (Shalgam Records) Rotasız bir yol macerası Yerinde rahat duramayan yaramaz ve akıllı bir çocuk gibi Gevende. Bir albümden diğerine mütemadiyen yenilik peşinde. Ses zenginliği açısından farklı denizlere yelken açan yeni albümleri “Kırınardı”, bu topluluğun gelecekte yapabileceklerinin teminatı. Deneysel caz pasajlara sahip, postrock ve ambient çizgiye ayak basan şarkıları, aynı bütünün parçalarını oluşturdukları için konsept bir albüm bu. Uzun zamanda boy atmış bir ağaç olarak, son bir yılda meyve vermiş, inişli çıkışlı bir süreçte, tutkuyla kaydedilmiş; topluluğun tüm zamanlarının yapımcısı olan Sinan Sakızlı’nın Hayyam Stüdyosu’nda. Şayet soundtrack çalışmalarını ve kilise konserini saymazsak, yedi yılın ardından çıkan ilk stüdyo albümü “Kırınardı”. En son “Sen Balık Değilsin ki” albümünde Norveçli gitarcı Eivind Aarset’i ağırlamış ve “Sanki” adlı parçanın nakaratında ilk defa Türkçe sözlere yer vermişti. Burada ise ilk defa tamamen Türkçe bir parça yaptıklarına tanık oluyoruz. Ayrıca müziklerine ilk kez bu kadar güçlü bir biçimde giren synthesizer soundu, altıncı üye gibi duran Serkan Emre Çiftçi eliyle üretilmiş. “Kırınardı” Gevende’nin rotasız bir yol macerası ve bu yolculukta daha keşfedecek çok şeyinin olduğunun ispatı. (muratbeser@muratbeser.com) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle