04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Nisan 2017 6 Seçim kurulu ‘ünlü’ arıyor haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Bazı ilçe seçim kurullarının CHP ve HDP’nin bildirdiği sandık kurulu başkanlarını ‘iyi ün sahibi değil’ gerekçesini öne sürerek reddetmesi büyük tartışma yarattı Bazı ilçe seçim kurullarının CHP ve HDP’nin bildirdiği isimlerden seçilen sandık kurulu başkanlarını haklarında soruşturma olduğu gerekçesiyle reddetmesi tartışma yarattı. HDP’nin YSK temsilcisi Rüştü Tiryaki, “HDP ilk kez sandık başkanlıkları için liste veriyor. AKP bundan rahatsız olmuş gözüküyor. Yasadaki ‘iyi ün sahibi olmak’ kriteri somut bir kriter değil. Bunu doğru bulmuyoruz. Milletvekili, muhtar, belediye başkanı seçilmek için ölçüt var. Bazı cezaları almamış olmanız gerekiyor. Sandık başkanlıkları için de kriterin somut ölçülebilir olması gerekiyor” dedi. CHP temsilcisi Hadimi Yakupoğlu ise, seçim kurullarının işleminin yasaya aykırı olduğunu belirterek, sandıklarda AKP lehine bir durum yaratıldığını söyledi. YSK, sandık kurulları ve seçmen listelerini kesinleştirdi. Ancak bazı ilçe seçim kurulları, AKP’nin itirazı üzerine ‘Kriterler neye göre belirleniyor?’ Bazı ilçe seçim kurullarının CHP ve HDP’nin bildirdiği isimlerden seçilen sandık kurulu başkanlarını haklarında soruşturma olduğu gerekçesiyle reddetmesine bir tepki de CHP Mersin milletvekili Fikri Sağlar’dan geldi. Sağlar, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi. Sağlar, kendi seçim bölgesi Mersin’in Mezitli ilçesinde de 10 sandık başkanının görevlerinin reddedildiğini belirterek, “Devletin uçaklarını, kamunun personellerini ve tüm araçlarını kullanarak referandumda hayır çıkmaması için meydanları dolaşmak seçim yasasına ve tüm yasalara aykırıdır” dedi. Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı’nın taraflı, eşit hizmet vermesi gereken vali ve kaymakamların iktidar partisine bağımlı hale geldiğini vurgulayan Sağlar, “Böyle bir durum söz konusu iken; iyi ün kriterine, sahip olduğu ün tartışmalı olan bir yargının karar ver mesi vebaldir. Bırakın bu üne halk kendisi karar versin” diyerek tepki gösterdi. “İyi ün sahibi” kriterlerinin neye göre belirlendiğini soran Sağlar, “Görevleri reddedilen kişilerin iyi üne sahip olmama gerekçeleri nelerdir? İtiraz dilekçelerine neden cevap verilmemiştir? Yasalara göre tarafsızlığını yitiren bir cumhurbaşkanı iyi bir üne sahip midir?” diye sordu. Fikri Sağlar Seçim kurullarının iptal edilen başkanlıklar için siyasi partilerden yeni isim istemesi gerektiğini kaydeden Tiryaki, “Eğer adli sicil kayıtlarına bakıp iptal edecekse en azından siyasi partilerin yeni isim bildirmesi gerekir. Bazı seçim kurulları bunu kabul etti, ancak bazı yerlerde resen atama yapıldı” dedi. HDP’nin ilk kez bu referandumda sandık başkanları için isim bildirdiğini anımsatan Tiryaki, “AKP bundan rahatsız olmuş gözüküyor. Ancak biz bunu büyük bir sorun olarak görmüyoruz. Sandık kurulu başkanımız olmasa da sandık kurullarında üyelerimiz, onlar da olmazsa müşahitlerimiz var” dedi. ‘Yasaya aykırı’ CHP’nin temsilcisi Hadimi Yakupoğlu ise, yasadaki ‘iyi ün sahibi olmak’ kriterinin yasaya aykırı olarak yorumlandığını belirterek, “Yasanın aynı maddesinde Siyasi Partiler Yasası’na göre par ilk kez haklarında soruşturma olduğu gerekçesiyle CHP ve HDP’nin bildirdiği isimlerden seçilen sandık başkanlarını reddederek yerine yeni atamalar yaptı. HDP’nin YSK temsilcisi Rüştü Tiryaki, ilgili yasada seçim sandık başkanlıkları için “iyi ün sahibi olmak” biçi minde soyut bir kriter olduğunu vurgulayarak, “Milletvekili, belediye başkanı ve muhtar seçilebilmek için bir ölçüt var. Bazı cezaları almamış olmanız gerekiyor. Sandık başkanlığı için de somut ve ölçülebilir bir kriter olması ge rekiyor. Burada da haklarında bir ceza hükmü verilmemiş olması makul bir ölçüttür. Salt haklarında soruşturma var diye sandık kurulu başkanlarından iptal edilenler oldu. Bunu doğru bulmuyoruz” dedi. tilere üye olamayacak kimselerin sandık kurulu başkanı olamayacağı düzenleniyor. Burada da kriter bazı suçlardan mahkum olmamak. Hakkında soruşturma olanların belirlenerek başkanlıklarının iptal edilmesi yasaya aykırı” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Mührü, tercih ettiğiniz tarafa basmak yeter’ Anayasa değişikliği referandu munda kullanılacak birleşik oy pusulasında, tercih mührünün doğru kullanımı ile ilgili sosyal medyada yayılan iddialara karşı YSK’den açıklama geldi. Mührün ‘evet’ ya da ‘hayır’ yazısının üstüne denk gelmemesi yönündeki haberlerin yanlış olduğunu belirten YSK, “Mührün evet ya da hayır bölümlerinden sadece birine yazının üstüne de denk gelse basılması yeterlidir” ifadelerini kullandı. Kafa karıştırıcı haberler üzerine YSK, “Son günlerde özellikle sosyal medyada seçmenlerin halkoylamasında ‘tercih’ mührünü oy pusulasında ‘evet’ veya ‘hayır’ yazılarının üzerine basmamaları gerektiği yoksa oyların geçersiz sayılacağı yönünde asılsız ve yanlış haberler dolaşmaktadır. Birleşik oy pusulasında ‘evet’ için beyaz, ‘hayır’ için kahverengi bölümler ayrılmıştır. ‘Tercih’ mührünün bu bölümlerden sadece birine yazının üstüne de denk gelse basılması yeterlidir” duyurusu yapıldı. l ANKARA/Cumhuriyet Fazıl Say ‘16 Nisan’da sürpriz olacak’ Piyanist Fazıl Say, kararsızların, fik rini açıklamayan kamu çalışanlarının, “bu radikal değişimi asla içine sindiremeyenlerin” referandumda ‘hayır’ oyu vereceğini belirterek, “16 Nisan akşamı bir sürpriz olacak, pozitif olun” dedi. Say, 16 Nisan’daki referandum için sosyal medya hesabı üzerinden şu mesajı paylaştı: “Referandumda ‘evet diyeceğim’ ya da ‘kararsızım’ diyen kitlelerin, fikrini açıklayamayan kamu çalışanlarının, bu radikal değişimi asla içine sindiremeyen o ‘ünlü simalar’ın, ‘HAYIR’ diyeceğini hissediyorum ve her ne denenirse denensin, her ne dönerse dönsün 16 Nisan akşamı bir sürpriz olacak; Pozitif olsun.” Muhasebeciler hayır diyor “Geleceğimiz İçin Muhasebe Yap Platformu”, referandumda “Hayır” çağrısı yaptı. Yapılan açıklamada, “Ülkemizin ve toplumumuzun geleceği için, Cumhuriyetimizin kazanımlarını ve demokrasiyi korumak için, Mesleki ve demokratik kurumlarımızı, her türlü vesayetten kurtarmak için, yargı bağımsızlığının zedelenmesine, denetimsiz yönetime ‘hayır’ diyoruz. Meclis’in tasfiyesine, güçler ayrılığının ortadan kaldırılmasına ‘hayır’ diyoruz. Tek adam rejimine ve ‘parti devletine’ HAYIR diyoruz. Her alanda tekelleşmeye ve kayıt dışılığa ‘hayır’ diyoruz” denildi. Muhalifler devlet destekli kampanyaya karşı İngiliz The Daily Telegraph gazetesi, referandum öncesinde Türkiye’deki muhalefetin topluma sesini iletmekte zorluk yaşadığını yazdı. Raf Sanchez imzalı haberde Marksist öğrencilerden partisine isyan bayrağı çeken milliyetçilere, Kürt aktivistlerden CHP’lilere kadar geniş bir yelpazede ‘hayır’ diyenlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘evet’ kampanyasına karşı koymaya çalıştığı şu ifadelerle aktarıldı: l Geçen yılki başarısız darbe girişiminin ardından ülkeyi saran otoriter iklim nedeniyle Erdoğan’ın muhalifleri devlet destekli bir taciz, şiddet ve tehdit kampanyasıyla karşı karşıya kaldıklarını söylüyor. l Türkiye’nin en büyük üçüncü partisinin liderleri, Erdoğan’ı eleştiren gazeteciler gibi hapiste. l Evet kampanyası her gün devlet medyasında yankılanırken ‘hayır’ diyenler TV’ye çıkmakta zorlanıyor. l Erdoğan Türkiye’yi dolaşırken muhalifler toplantı ve miting yapmak için gerekli izinleri alamamaktan şikâyetçi. MHP’de ‘hayır’ istifaları MHP Uluborlu İlçe Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri istifa etti MHP’nin Isparta Uluborlu İlçe Başkanı Ülkü Işıldar ve yönetim kurulu üyeleri istifa etti. İstifaya gerekçe olarak ise partiden ihraç edilen Isparta Milletvekili Nuri Okutan’ın ilçeye yapacağı ziyaret öncesi il teşkilatından gelen “milletvekilini karşılar ve kabul ederseniz sonuçlarına katlanırsınız” uyarısı gösterildi. İstifa dilekçesinde şu ifadeler yer aldı: “Bugün itibarıyla yaşadığımız olay bizleri farklı mecralara sürükledi. Bizlerin verdiği oylarla seçilen, ancak genel başkanımızın emriyle partimizden ihraç edilen ilimiz milletvekili Nuri Okutan Bey ilçemizi ziyaret etmek istedi. Bizler de kabul ettik. Ancak bunu haber alan il başkanlığı yetkilileri ve merkez ilçe başkanı ‘milletvekilini karşılar ve kabul ederseniz sonuçlarına katlanırsınız’ diyerek şahsımızı, teşkilatımızı tehdit ve rencide etmiştir. MHP ilçe teşkilatı olarak, son gelişmelerle hareketimizin ülkücü çizgisinden ayrılmış, demokratik hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği çizgiye getirildiğini üzüntüyle görmekteyiz. Bu netice itibariyle Uluborlu İlçe Başkanı ve yönetim kurulu olarak mevcut görevlerimizden toplu istifa ediyoruz.” l DHA yaŞükpahlaelnidı Vali Şahin: Suikast girişimi değil MHP’den ihraç edilen Sinan Oğan referandum çalışmaları kapsamında önceki gün Samsun’un Bafra ilçesinde konuşma yapacağı Bafra Belediyesi Kültür Merkezi salonuna doğru giderken, korumalar belinde silah olan 19 yaşındaki açıköğretim üniversite öğrencisi S.A.’yı fark etti. Korumaların “belinde silah var” diye bağırması ile birlikte şüpheli genç, koşarak kaçtı. İhbar üzerine harekete geçen polis, Barış Mahallesi’nde oturan S.A.’yı kuru sıkı tabancası ile bir likte gözaltına aldı. Şüpheli savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Samsun Valisi İbrahim Şahin “suikast girişimi” iddialarına yol açan gelişmeyle ilgili açıklamada bulundu. Vali Şahin açıklamasında, “İlimiz Bafra ilçesinde salona giderken Sinan Oğan’ı korumakla görevli polisler şüphe üzerine bir şahsa yönelmiş, şahsın kaçması ile takibe alınmış, kurusıkı tabancayla birlikte şahıs alınmıştır. Abartıldığı gibi asla bir suikast girişimi söz konusu değildir” ifadelerine yer verdi. l DHA Yurtman ailesi ‘Hayır’ dedi Ankara’da 10 Ekim 2015’te IŞİD’in emek, barış, demokrasi mitingine düzenlediği canlı bomba saldırısında yaşamını yitirenlerden Şebnem Yurtman’ın ailesi de anayasa referandumuna “hayır” dedi. Şebnem Yurtman’ın kardeşi Serap Yurtman, yazdıkları “hayır” yazısını sosyal medya hesabından paylaştı. Hayır yazısında “H” harfinin bir çizgisini babası Mehmet Yurtman, “H”nin ara çizgisini ise Şebnem Yurtman’ın küçük kızı ve Mehmet Yurtman’ın küçük torunu Mavi Derin oluşturdu. Şebnem Yurtman’ın kardeşi Serap Yurtman ise “I” harfini oluşturdu. Gazetemize konuşan Serap Yurtman, “Tek adam rejimi ve anayasaya getirilen birçok değişiklik var ama hayır dememin en önemli nedeni Şebnem. Çünkü Şebnem’i alan karanlıkla bu karanlık aynı. Şebnem bu karanlığa karşı mücadele etti. Hepimizin ‘hayır’ için farklı gerekçeleri var. Şebnem için hayır diyeceğim” dedi. Başkan’a kararname çıkarma için alabildiğine yetki veriliyor mu? Tartışmalarda Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkarma yetkisi söz konusu olduğunda, “temel yasalar” ve Meclis’in yetki alanında olanlar gibi, anayasa değişikliğindeki maddeleri okunarak geçiştiriliyor. Şimdiki anayasada hükümete Başbakan’a tanınan pek çok yetki Cumhurbaşkanı’na geçiyor ve dolayısıyla bir icra yürütme gücü olduğu için de Cumhurbaşkanı’nın sayısız konuda kararname çıkarma yetkisi bulunuyor. Fakat nedense bunlara değinilmiyor. Güçsüzleştirilen Meclis “kanun hükmünde kararname” çıkarma yetkisini yitirerek, yeni anayasada bu yetki “Cumhurbaşkanı Kararnameleri”ne dönüştürülüyor. Meclis devre dışı ve Meclis’in en önemli yetki kayıplarından biri... Cumhurbaşkanı’na verilen yetkilerin en belirgini, devleti bilinen bütün yapısıyla darmadağın ederek, devlet yapısını kararnamelerle istediği gibi düzenleme hakkının resmen verilmesi. Bakanlıklar dahil... Eyaletle ayıracak, bölgeler kuracak, kent yönetimlerini istediği gibi değiştirecek ve düzenleyecek. Yeni bir devlet kuruluyor diye yazarken, yeni bir yönetim biçimi rejimin yanı sıra öncelikle buna işaret ediyorduk... Cumhurbaşkanı hangi konularda kararname çıkartacak? Yürütmeyi ilgilendiren pek çok alanda... Anayasada “kanunla düzenlenir” diye buyurulanların dışında... Anayasada “kanunla düzenlenir” vurgusunun yapılmadığı hangi konular söz konusu? Mesela bir araştırma, döküm yapıldı mı? Ben görmedim... ‘Kararname Tuzağı’ Ama Cumhurbaşkanı tamamen yürütme erki olacağı için, yürütmeyi ilgilendirecek sayısız konuyu gündeme getirecek ve kararnameler imzalayarak, tek adamın tek imzasıyla ülkeyi yönetecek... Deniz Yıldırım, “Kararname Tuzağı” başlıklı yazısında, dikkatlerden kaçan başka konuları da gündeme getiriyordu (ABC gazetesi). “Başkan her konuyu ‘yürütmeyle ilgili’ diyerek kararname konusu yapabilir; Meclis iradesinin yerine geçip ülkeyi tek başına, yasa yerine geçen kararnamelerle yönetebilir... Kararnamenin sınırlarını, süresini, kapsam ve ilkelerini belirleyen bir Yetki Kanunu öngörülmüyor.” Yıldırım, anayasanın 73. maddesi değiştirilerek, “Vergi ödeviyle ilgili düzenleme yapma yetkisini” alan Cumhurbaşkanı’nın “Kimine vergi artışı, kimine vergi muafiyeti ya da istisnası” getirebileceğine işaret ediyor ve sermayenin çeşitli kesimleri arasında tercihlerde bulunarak yandaş sermaye yaratabileceğini yazıyor. Bunu ihalelerle yapıyorlar zaten! Ama yasallaşma söz konusu olabilir! “Ekonomik ve Sosyal Konsey”in yetkisini de alan Cumhurbaşkanı, bu alanı da kararnamelerle düzenleyecek. Neler çıkartabilir, dersiniz? “Piyasaların Denetimi ve Dış Ticaretin Düzenlenmesi” yetkisini de alacak Cumhurbaşkanı, kararnamelerle “bütün iç ve dış ticareti, piyasaların denetimini, vergi salmayı, vergi muafiyeti getirmeyi” de kararnamelerle düzenleyecek. Yani ekonomiyi kendine göre biçimlendirecek... Deniz Yıldırım, isterse bazı sermaye guruplarını tasfiye bile edebileceğini ileri sürüyor! Anayasa Mahkemesi denetleyebilir mi? Bir avukat dostumuz aradı; Cumhurbaşkanı kararnameleri iki yoldan denetlenebilir, Anayasa Mahkemesi’nce ve Meclis’çe... Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü diyelim, anayasaya aykırılık iddiasıyla. Mahkeme inceledi ve aylar sonra iptal yetkisi verdi diyelim. Ama mahkemenin kararları geriye yürümediği için, kararnameyi alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor... Yani yürütme yapacağını yapmış oluyor. Meclis’te de zorlaşıyor denetim. Zaten gensoru falan yok. Meclis diyelim ki bir yasa yaptı, Cumhurbaşkanı reddetti. Meclis’in bunu, Cumhurbaşkanı’na rağmen yasalaştırabilmesi için, tam 301 vekilin oyu şart. Yani Cumhurbaşkanı Meclis’in neredeyse her bakımdan üstünde. DİN SÖMÜRÜSÜ TEPE NOKTASINDA İktidar, dini alabildiğine kullanıyor. Hayır oyu verecekler anayasa değişikliğine karşı çıkarken dünyanızı da, ahiretinizi de tehlikeye atmayın, diyebiliyor. Son kozları evetçilere cenneti garanti etmek, hayır verecekleri de cehennemle korkutmak. Beyler ayıptır... Bakın ilahiyatçı İhsan Eliaçık ne diyor size: “Hayır oyu verenler cehennemliktir diyor... Ya kardeşim Allah’tan korkun. Dini bu işe niye bulaştırıyorsunuz. Üç kuruşluk dünya için, makam için, koltuk için Allah’ın güzel dinini niye alet ediyorsunuz. Bir insanın cehenneme girmesine kim karar verir. Şu cehennemlik, şu cennetliktir demek Allah’a aittir. Sen, hayır verdiği için cehennemliksin deme yetkisini nerede buluyorsun...” “Allah adına” hareket edenler, emir ve talimat verenler İslam dünyasında dur durak bilmiyor. Bu nedenle İslam dünyası sürünüyor! Bu arada akla “Allah adına” Suriye ve Irak’ı kana bulayanlar geliyor. Eğer “Onlar İslamı temsil etmez” ise hayırcıları cehennemlik ilan edenler mi İslamı temsil ediyorlar. Meraktan çatlıyorum! İktidarı iyi tanıyan bir “inançlı entelektüel” bir sohbette dedi ki: “RTE bugüne kadar dindarlardan ‘Allah rızası’ için oy istiyordu. Şimdi ise kendisi için istiyor. Bu nedenle o cenahtan epey oy kaybedecek...” Ne diyeyim, hadi hayırlısı... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle