25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Nisan 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU haber 13 ÖzAgecanr ‘Evet’ ve ‘Hayır’da uzun lafın kısası Ey Türk Milleti, hiç kafa karıştırmadan, en basit bir biçimde gerçeği görelim: Bir tek adamın (veya kadının) 80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nde, siyasete, ekonomiye, orduya, kültüre, hiçbir denetim ve müeyyide olmadan, tek başına karar vermesine ya evet ya da hayır diyeceksiniz. Kısacası, rejimin tamamen değiştirilmesini kabul ediyor musunuz? Etmiyor musunuz? Ülkenin, mevcut anayasada olduğu gibi laik bir düzen içinde devamı mı? Yoksa İslami esasların hayatın her alanında egemen olduğu ve Türkiye’nin “Ortadoğululaştığı, Arapgil bir yapıya doğru gittiği” bir ülke mi? 80 milyon yurttaşın bireysel katılımlarıyla belirleyecekleri, sivil toplum örgütlerinde katılımcı olarak yer alacakları, Avrupa’da olduğu gibi siyasal partilerini kuracakları ve parlamentoyu oluşturacakları “katılımcı bir demokrasi” mi? Yoksa bir tek kişinin sorgusuz sualsiz her şeyde mutlak egemen olduğu bir ülke mi? Çocuklarınızın çağdaş ve uygar dünyanın bugüne kadar geliştirdiği olanaklarla eğitimi mi? Yoksa kızların ve erkeklerin tamamen ayrıştırıldığı ve eşitliğin ortadan kaldırıldığı bir düzen mi? Kadınerkek ayrımının her alana yayıldığı, kadına sadece türban takma özgürlüğünün tanındığı, diğer özgürlüklerin Arap ülkelerinde olduğu gibi kısıtlandığı bir yapı mı? Emperyalizmin bu coğrafyadaki hesaplarına karşı çıkarak, 1 Mart 2003’te olduğu gibi bir duruş mu? Yoksa bir tek kişinin insafına bırakılmış ve bu yapının “her türlü zaafının ortaya çıkacağı bir risk ortamı” mı? Kul mu olmak istersiniz? Yoksa uygar bir ülkenin eşit haklara sahip yurttaşı mı? 18 maddenin teknik ayrıntıları içinde kaybolmadan, “evet” ya da “hayır” derken tercihinizi bunlara göre yapacaksınız. Ve bunun dönüşü çok zor olan bir yanlış olabileceğini hiç aklınızdan çıkarmayacaksınız. Atatürk ve arkadaşları bağımsız, laik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken, karşılarında emperyalizmle işbirliği yapan örgütler ve kişiler vardı. Bunlar FETÖ’nün dünkü kaynakları olarak bugünkü zemini oluşturdular ve dini siyasete alet ederek en büyük günahı işlediler, cezalarını da gördüler. Neyi seçiyoruz? 16 Nisan’da bir parti ya da adam seçimi yapılmıyor: Yarın nasıl bir Türkiye istediğimize karar vereceğiz; Avrupa’ya benzeyen bir Türkiye mi? Yoksa “Arapgil” ve Ortadoğululaşmış, hatta bölünmüş bir ülke mi? Yarınki Türkiye’nin ne olacağını, vereceğiniz oylarla belirleyeceksiniz. Bu bir iktidar değişimi değil, rejim değişimidir. Onun için çocuklarınızın, torunlarınızın, Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini belirleyeceksiniz; uçurumdan önceki son yol ayırımı misali. Atatürk, “Her millet kendi kaderini çizecek güce sahiptir” diyordu ve bunu da kanıtladı. Karşısındakiler ise “Her toplum layık olduğu hayatı yaşar” diyerek, hilafeti, gericiliği savunarak dini siyasete alet ediyorlardı. Atatürk, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” derken din tacirlerini ve emperyalizmle işbirliği yapanları karşısına alıyordu. Bunlar o günün FETÖ’cüleriydiler. Bahçeli ve Barzani’nin aynı cephede yer alarak ortaya koydukları gerçek, durumun eski günlerden farklı olmadığının göstergesi değil mi? 16 Nisan bir anlamda 1 Mart 2003’teki cepheleşmenin tekrarı gibidir: FETÖ’cüler, din tüccarları ve emperyalistler 1 Mart’ta olduğu gibi boy göstermişlerdir. Demokrasiyi savunmak, BOP’a karşı olmak, emperyalizm ve uzantısı FETÖ’ye karşı direnmek, bir bütünün parçalarıdır. Aynen 1 Mart 2003’te olduğu gibi. Bunları birlikte düşünmeliyiz. 11 Nisan 2017 SAYI: 33424 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.53 04.41 05.07 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.25 13.12 16.51 06.11 12.57 16.35 06.35 13.20 16.56 Akşam 19.48 19.31 19.52 Yatsı 21.12 20.53 21.12 Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın kızı Dr. Nilüfer Gürsoy (96) “Hangi demokrasilerde tek adamlık yer bulabilir? Değişiklik temel değerlerimizi sarsmaktadır. Meclis’e dinamittir. Tarihte oyla diktatörlüğe geçen Hitler örneği var!” diyor. KbaaOvş rşktauanrukıncuslaağrıınnddaanDBeamyoakr’rıantkPızaırDti’rn. in Gürsoy, anayasa halkoylamasında “hayır” oyu kullanacağını açıklarken, Adolf Hitler dönemi “Nazizm” benzeri gidişe dikkati çekiyor. Hollandalı Türkolog Prof. Dr. Erik J. Zürcher, geçen hafta Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada “Nazilerin Almanya’yı kararnameler ile yönetmelerine” dikkati çekti. Sözcü gazetesinde Emin Çölaşan, Almanya’da Führer Hitler döneminin Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in uygulamalarına yer verdi. Bu uygulamalar günümüz Türkiye’si ile uyuşum gösteriyor. Sultan, Hollanda ve Almanya hükümetlerine her nedense “Naziler!” suçlaması ile yüklenme gereğini duydu! Bu köşede,11 haftadır “Nazizm ile Rabiaizm” arasındaki benzerlikleri vurgulamamızın doğrulandığını görerek seviniyor, ama çıkacak sonuca üzülüyoruz. HHH Sultan “Siyasi hayatta ne aldanan, ne aldatan oldum!” diyor… Sultan, Feto hazretleri ile yıllarca beraber yürümedi mi? O günleri anımsatanlara “Kandırıldık, milletten özür diliyoruz, Allah affetsin!” dememiş miydi? MHP’de “evet’e” savaş açtığı için konuşma yapacağı salonları kapatılan, engellemelerle karşılaşan milletveki Özgen Acar Kavşak Nazizm... Kemalizm... Rabiaizm... (11) Birlikte yürümediler mi? li Meral Akşener, “Bize FETÖ’cü hain diyorsunuz, aynaya bakın, aldatılma öyküsü 200 sayfalık kitap olur!” diyor. Tonlarca “baş danışmanları” olan Sultan’da, yoksa Alzheimer mı var? CHP milletvekili Muharrem İnce soruyor: “Atatürkçü subaylar içeri alınırken, ‘Ben o davanın savcısıyım!’ diyordun. Memleketin başını belaya sokarken, FETÖ’cüler 17 üniversite kurarken, ne istediler de vermedik derken parsel parsel memleketi satarken sen neredeydin?” 15 Temmuz neden oldu? Çünkü FETÖ, Sultan ile işbirliği sayesinde örümcek ağı gibi örgütlenmişti. Bu örgütlenmede bilerek ya da bilmeyerek uyuyan MİT ve Genelkurmay Başkanlığı is tihbaratı, 15 Temmuz darbesini her nedense önceden uyarmadılar! O günden sonra Sultan’a, Rabiaizm hedefi için yolu açıldı. Kim aldatıldı? Gerçekte birlikte yürüyenler, Türk halkını aldattılar… 17 25 Aralık yolsuzluk olayında 4 bakan kurban edildi, ama Sultan ile Şehzade “montaj” açıklaması ile devreden çıkarıldılar… Yolsuzluk bantlarını FETÖ açıklamadı mı? Nedeni de aradaki çıkar çatışması değil miydi? HHH Anayasaya göre tarafsız olması gereken “cumhurbaşkanı” yerine “sultan” havası ile meydanlarda halka “Kandili söndüreceğiz!” diyor. Peki, 14 yıllık iktidarında neden söndüremedi? Bırakın kandili söndürmeyi, muma bile çeviremedi. Acizlik nedeniyle terör kentlere yayıldı, yabancı turist gelmez oldu. Şimdi tek adam olunca mı, lambaya püf dercesine mi kandili söndürecek? HHH Bırakın geleceğin tek adamlık dönemini, günümüzde TBMM dışlanarak “Olağanüstü Hal (OHAL)” yönetimi adıyla, “kanun hükmünde kararnameler (KHK)” ile “devlet” yönetiliyor. Bunun adı “acizlik yönetimi” değil midir? Sultan, Adana’da “Meclis, hükümetin işine karışmayacak!” dedi. Hitler hem “führer”, hem de “şansölye” olarak aynı sözleri söylememiş miydi? HHH Ekonomi derslerinde öğretilen ilk kural “arz ve talep yasasından” haberi olmayan, “faiz haramdır” ilkesini benimseyen bir “imam” görüşü ile “faiz inmelidir!” diye tutturuyor… Meydanlarda, halka Kuran’dan Arapça ayetler söyleyerek laik olması gereken Cumhurbaşkanlığı makamına gölge düşürüyor. O meydanlarda, bu Arapça sözleri acaba kaç kişi anlıyor? Reklam olsun diye, ilkokul öğrencisi torununa Kuran dersi verirken bir fotoğrafı da internetten yayımlandı. 16 Nisan’da “evet” çıkmasının 2. aşaması olarak, en kısa zamanda anayasanın laiklik ilkesinin devre dışı bırakılması olacaktır. Bir zamanlar Amerikalılarca “Büyük Ortadoğu Projesi”nin (BOP) başkanı olarak pohpohlanmıştı. Şimdi hedef, “Büyük Osmanlı Projesi”nde (BOP) Türkiye İslam Cumhuriyeti’dir. HHH Bize “Atatürk’e ‘Hayır!’ diyenlere ‘Hayır!’, Abdülhamit’e ‘Evet!’ diyenlere ‘Hayır!’ demek” düşer… Haluk Besen 13 Kasım 1960’ta Cumhuriyet’te gazeteciliğe başladığımda elimden tutan Haluk Besen’i (87) İzmir’de yitirdik. Kendisi yurtdışında bir göreve gitmeden önce, bir ay boyunca kapı kapı dolaşarak, beni haber kaynaklarına tanıtmıştı. Ankara’ya dönünce yan yana çalışmıştık. Işıklar içinde yücelsin… Dakrabrşeı15AmTgbeuemlacnmeslsauiz girişimine durmuştu kaçırmışlar Darbe girişimi sırasında dönemin Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) Orgeneral Kamil Başoğlu’nu kaçırdıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 12 şüphelinin yargılanmasına başlandı. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış, Abdullah Yılmaz, Adem Parlak, Atahan Tatar, Eyyüp Baloğlu, Tuna Han Ata, Selami Darcan, Tekin Gökbaş ve Uğur Fidan ile avukatları ve sanık yakınları katıldı. Sanık Abdullah Yılmaz, olay tarihinde tatbikat var denilerek göreve çağrıldığını iddia etti. Görev yerine gittiğinde Albay Uğur Karaca’nnı, ambulansı sorduğunu savunan Yılmaz, şunları kaydetti: “Ben gitmeden önce çağrılan ambulans geldiğinde, kim olduğunu sonradan öğrendiğim EDOK Komutanı Kamil Başoğlu’nun konutuna gittik. Albay Karaca, Başoğlu’na ‘Genelkurmay emriyle geldik. Ciddi bir güvenlik tehdidi var, bizimle geleceksiniz’ dedi. Bir zorlama ya da şiddet olmadı, komutana ‘Müsaadenizle’ deyip ellerini arkadan bantladılar. Bu konuşmadan sonra birbirlerini tanıyorlar diye düşündüm. Uğur Albay, ambulanstan inerek sessizce ‘Fanila ile gözlerini kapatın’ dedi. Yavuz Binbaşı’ya ‘Komutanım ne yapıyoruz biz?’ diye sorduğumda beni tersleyerek ‘İşine bak’ dedi.” Komutanları o gece Akıncı’da kurtaran Korgeneral Yıldırım Güvenç sanık oldu Korgeneral Güvenç Ankara Cumhuriyet Savcısı Musa Yücel tarafından hazırlanan 913 sayfalık, 15 Temmuz dar Fehmi Atuk da şüpheliler arasında dikkat çekti. Atuk’un odasında yapılan incelemelerde 301 sayfadan oluşan ve çoğunluğu ge be girişimi sırasında Kara Kuvvetle neral olan 254 asker hakkında fişleme not ri Komutanlığı’nın Ankara’daki karargahının ele geçirilmesine ilişkin iddianame mahkemeye sunuldu. İddiana ALİCAN ULUDAĞ ları çıktı. Bu notlarda askerlerin aile yapıları, siyasi görüşleri, dini inançları, eş ve akrabalarıyla ilgili tüm bilgilerin öğrencilik mede 150 şüpheli hakkında üç kez ağır yıllarından itibaren tutulduğu anlaşıldı. laştırılmış müebbet hapis cezası istendi. 15 Temmuz gecesi derdest edilen Kara Adı atama listesinde çıktı Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başka İddianamede sanık olarak yer alan Korgene nı Ömer Şevki Gençtürk, Kara Kuvvetle ral Yıldırım Güvenç, 15 Temmuz gecesi darbe gi ri Komutanlığı Karargah ve Destek Kıta rişimine karşı durduğunu, Akıncı Üssü’ne gide ları Grup Komutanı Tuncay Polat, Kara rek arasında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Kuvvetleri Denetleme ve Değerlendirme Yaşar Güler’in bulunduğu generalleri kurtardığı Başkanı Ali Doğan İnce gibi bazı isimler nı anlattı. Güvenç, adının atama listesinde TRT müşteki oldu. Davanın bir numaralı, Yurtta Genel Müdürü olduğu için sanık yapıldığını, bu Sulh Konseyi üyesi olan Kuvvet Geliştirme ve suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Başsavcılık, Teşkilat Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha bakan sunumundan sonra Akıncı iddianamesin oldu. Ayrıca Caha dışında Kara Kuvvetleri’nde den çıkarılan FETÖ’nün gelişmesindeki siyasi so görevli 5 general de sanık oldu. rumluluğa işaret eden bölümlerin büyük kısmı, 2016 yılı YAŞ kararlarını Cumhurbaşkanı Tay konuyu Cumhuriyet’in gündeme getirmesinin ar yip Erdoğan’ın imzasına sunan Kurmay Albay dından KKK iddianamesine girdi. l ANKARA 85 asker Tekirdağ’da FETÖ soruşturması kapsamında, örgütle irtibat ve iktisatları olduğu gerekçesiyle çeşitli rütbelerdeki 90 asker hakkında yakalama kararı verildi. Te gözaltında kirdağ Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin 15 ilde düzenlediği operasyonlarda bugüne kadar 85 asker gözaltına alındı. Emniyette soruşturmaları tamamlanan şüphelilerden 24’ü dün adliyeye sevk edildi. l DHA Malatya Davası’nda görevli hâkim ve savcıya soruşturma 15Temmuz darbe girişimine ilişkin Malatya’da dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti’nin de bulunduğu 76 sanığın yargılandığı davanın duruşması dün Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davaya bakan Mahkeme Başkanı Vedat Koç ile duruşma savcısı İsmail Gökhan Orman duruşmaya katılmadı. Duruşmaya başkanlık eden Hâkim Turan Kılıç, Vedat Koç’un Kale İlçe Seçim Kurulu Başkanı olduğunu ve HSYK’nin seçimlerden 10 gün önce ve sonra görev yapılamayacağı kararı nedeniyle duruşmaya katılmadığını, diğer üyenin ise rahatsızlığı nedeniyle heyette yer almadığını açıkladı. Kılıç, ”Mahkeme heyetinin değiştirildiği söz konusu değil” dedi. Ancak Hâkim Koç ve savcı Orman hakkında meslekten ihraç edilen Malatya’da görevli savcı ve hâkimler için veda yemeği törenine katılmaları nedeniyle soruşturma açıldığı öğrenildi. l SELAHATTİN GÖKATALAY / MALATYA FETÖ’nün askeri yargı yapılanmasına yeni dava Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün askeri yargıdaki yapılanmasına ilişkin 33 şüpheli hakkında dava açtı. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, şüpheliler hakkında “anayasal düzeni ihlale teşebbüs etme”, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “terör faaliyeti kapsamında resmi belgede zincirleme sahtecilik” ve “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık” suçlamalarından kamu davası açıldığı belirtildi. İddianamede, FETÖ’nün örgütlenmek için önem verdiği devlet kurumlarının başında TSK’nın yer aldığı belirtilerek, TSK’daki yapılanmasını askeri yargıdaki etkinliğiyle sağlamaya çalıştığı, askeri yargının da önemli ölçüde FETÖ üyesi olan hakim ve savcılardan oluştuğu anlatıldı. 2 ilde yeni mahkemeler Bursa Adliye Sarayı’nda 8 olan Ağır Ceza Mahkemeleri sayısı, FETÖ davaları nedeniyle 10’a çıktı. Adliyede, biri Sulh Ceza Hakimliği, biri Tüketici ve ikisi Asliye Ceza Mahkemesi olmak üzere 4 mahkeme de kapatıldı. HSKY’nin aldığı karara göre, kurulan Bursa 9. ve 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin terör davalarına bakacağı belirtildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle