14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 11 Nisan 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Daha ne istiyorsun?’ Oylanan anayasa değil, rejimdir Şöyle sokaktan geçenleri çevirip “pazar günü neyi oylayacağız” diye sorsanız, alacağınız yanıt, “pazar günkü referandumda anayasa değişikliğini oylayacağız” olacaktır. Oysa hiç de öyle değil. Bir kere pazar günü yapılacak oylama, fırsat eşitliği ve özgür tartışma ortamı olmadığından, bir referandum değil, tek adamın sultasını resmileştirmeyi amaçlayan bir plebisittir. 16 Nisan oylamasının özgür ortamda hak eşitliğine dayalı koşullar altında cereyan etmediğinin yüzlerce örneğini sıralamaya kalkmak, okurun zekâsını hafife almak anlamını taşır. Her şey o kadar açık ve göz önünde oluyor ki... Eskilerin deyişiyle durum izahtan varestedir. Oylanan da, anayasa metni değildir. Çünkü iktidarın yetkilerini hiçbir şekilde sınırlamayıp sadece sıralayan metinler, çağdaş anlamda anayasa değillerdir. Yurttaşın hak ve özgürlüklerini güvenceye almayan, onlara saygı göstermeyen metinlere anayasa denemeyeceği, bütün çağdaş anayasacıların üzerinde görüş birliği halinde oldukları bir olgudur artık. Anayasa hocası Kemal Gözler, kitabına da adını veren “Elveda Anayasa” adlı makalesinde, kuvvetler ayrılığı ilkesini anayasa kavramının kilidi olarak görürken, şu çok etkileyici ifadeyi kullanmaktadır: “Elveda kuvvetler ayrılığı, elveda anayasa!” HHH Genç ve değerli Anayasa Hocası’nın “elveda kuvvetler ayrılığı, elveda anayasa” deyişiyle neyi kastettiğini anlamak güç değil, devletin erklerinin hepsini bir tek adamın elinde toplayınca, tek kişi çeşitli yöntemlerle yasamanın da, yürütmenin de, yargının da egemeni, son sözü söyleyeni olunca, ortada ne yasama kalır, ne bağımsız adil yargı, ne milli irade, ne de demokrasi. Gerçi kimi ahvalde bu konumda olan kişi yine halk tarafından seçiliyor olabilir, ama burada milli iradenin rolü, onu kendi adına kimlerin ve hangi kurallara uyarak, hangi sınırlar içinde kalarak kullanacaklarına karar vermek olmaktan çıkar ve ona tek başına, her türlü denetimden azade sınırsız olarak kimin tasallut edebileceği konusunda belirli aralarla görüş bildirmeye indirgenir. Bu tip rejimlerde, milli iradenin, ona tasallut edecek kişiyi saptamakla sınırlandırılmış yetkisinin kullanılmasında tercihinin de, nasıl ifsat edileceğinin örneklerini de yaşayarak görmüş bulunuyoruz. 16 Nisan günü oya sunulacak metinde, yürütmenin başındaki tek adamın (Başkan veya Cumhurbaşkanı olarak adlandırılması hiçbir şeyi değiştirmiyor) OHAL ve KHK uygulamalarıyla, yasamayı devre dışı bırakmasının yanı sıra, iktidar partisinin lideri olarak, kuruluşunun milletvekili adaylarını saptamadaki belirleyici imtiyazı sayesinde yasamayı tam anlamıyla denetimine almasını sağlamaktadır. Dikkat buyrulursa, “Başkan Baba”nın metinde bal gibi var olan Meclis’i fesih yetkisine girmedik bile. Aynı Başkan Baba’nın yargıç ve savcıların tayin, terfi, atama ve işten el çektirilmelerini düzenleyen kurum aracılığıyla yargıyı elinde tutar ve bu arada kendisini gereğinde yargılayacak, yasamanın anayasal denetimini yapacak olan Anayasa Mahkemesi’nin çoğunluğunu kendi seçerse orada kuvvetler ayrılığının da, bağımsız yargının da varlığından söz etmek imkânı kalmamış demektir. HHH Pazar günü halkın onayına sunulacak olan işte böyle bir metindir. Bu metnin yarıdan bir fazla evet oyuyla resmileştirilmesi sağlansa bile bu oylama ona anayasa, rejime de demokrasi sıfatını kazandırmaya yetmeyecektir. Durum böyle olunca da kimse çıkıp anayasayı oyladığımızı söyleyemeyecektir. Çoğunlukça kabul edilmesi halinde bile anayasa sıfatını kazanmayan bir metin oylanacağına göre, pazar günkü plebisiti bir anayasa referandumu olarak nitlemek mümkün değildir. Bu durumda, pazar günü oylanacak olan anayasa değil, rejimdir. Bu rejim de adı açıkça konmadan tescil edilmiş dikta olacaktır. O zaman da şu soruyla karşılaşıyoruz: Halkın diktayı seçme hakkı var mı? Devam edeceğim. Yurtdışında kullanılan oylar Türkiye’ye getirilecek Yurtdışındaki temsilciliklerde oy verme işleminin bitmesinin ardından oylar sayılarak, Saklama Komisyonu’na teslim edildi. Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) alınan bilgiye göre, Avrupa’da kullanılan oylar için THY’den kiralanan 3 charter uçağı bugün sabah erken saatlerden itibaren oy torbalarını çeşitli kentlerden alarak aynı gün içinde doğrudan Ankara’ya getirecek. Avrupa dışındaki diğer ülkelerden getirilecek torbalar ise İstanbul üzerinden Ankara’ya gönderilecek. Bu ülkeler içinde İstanbul’a ilk uçağın ABD’den geleceği öğrenildi. Sınır kapılarında ise oy verme işleminin 16 Nisan günü saat 17.00’ye kadar devam edeceği belirtildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet İzmit’te anayasa referandumunu değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a ‘Meclis’ten binden fazla yasa oybirliğiyle çıktı. Zaten her istediğin oldu’ diye seslendi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu anayasa değişikliği işsizliği mi çözüyor, dış politikayı mı düzeltecek, demokrasiyi mi geliştirecek, terörü mü bitirecek. Tek kelime yok. Bu milletten ne istiyorsun arkadaş. Her istediğin verildi. Biz neye muhalefet ettik? Yanlış yapıldıysa muhalefet ettik, doğru yapıldıysa destek verdik. Binin üzerindeki kanun Meclis’ten oybirliği ile çıktı. Bütün imkânlar varken Meclis’i alıp bir kenara koyalım tüm yetkileri bir kişiye verelim. Ya o kişi hata yaparsa faturayı 80 milyon ödeyecek” dedi. Anayasa güvencedir CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum çalışmaları kapsamında dün İzmit’e gitti. Kılıçdaroğlu ilk olarak 10 Nisan Polis Haftası nedeniyle Kuruçeşme Polis Merkezi’ni ziyaret ederek, polislerin haftasını kutladı, daha sonra bir düğün salonunda muhtar ve azalar ile bir araya geldi. Anayasanın bir ülkede yaşayan bütün vatandaşların haklarını güvence altına aldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Anayasada diyor ki ‘medya hürdür sansür edilemez’. Vatandaş doğru bilgi edinsin, basının üzerine herhangi bir organ baskı kurmasın diye. Ben vatandaş olarak derdimi nasıl anlatacağım? Bir haksızlığa uğradım diyelim. Diyorum ki İstanbul’dan Kılıçdaroğlu İzmit’te Polis Haftası nedeniyle polis merkezini ziyaret etti. Yarkadaş: Devletin parasını harcıyorlar İstanbul Beykoz’da referandum çalışması yapan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, esnaf ziyaretinde bulundu. Yarkadaş, AKP’nin kampanya masraflarının devletin kesesine zarar verdiğini belirterek, “Son örneği Avrasya Tüneli’nin kapatılmasıdır. Devlet iki günde 2 milyon 200 bin TL zarar etti. Firmaya günde 68 bin 500 araç geçişi garantisi verildiği için şimdi 137 bin aracın geçiş ücreti hazineden ödenecek. Bunu yapmaya ve milletin vergisini har vurup harman savurmaya ne hakkınız var?” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ankara’ya kadar yürüyeceğim. Kimse dokunmamalı. Anayasa bu güvenceyi veriyor” dedi. Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’yi temsil ettiğini ve tarafsız olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, yeni dü zenlemeye göre bir partinin genel başkanının aynı zamanda komutan olacağını belirterek, “Hani kışlaya siyaset girmesin diyorduk. Askeriye de bir partinin genel başkanına bağlı olacak. Hâkim tayin ettiğiniz andan itibaren adaleti çökertirsiniz. Eğer siz adaleti hakkı ve hukuku bir siyasi parti genel başkanına teslim ederseniz ülkenin geleceğini karanlığa yönlendirirsiniz” dedi. ‘Yanlışa muhalefet ettik’ Kılıçdaroğlu yanlış yapılana muhalefet ettiklerini belirterek, “Bu anayasa değişikliği işsizliği mi çözüyor, dış politikayı mı düzeltecek, demokrasiyi mi geliştirecek, terörü mü bitirecek? Tek kelime yok. Bu milletten ne istiyorsun arkadaş. Her istediğin verildi. Biz neye muhalefet ettik? Yanlış yapıldıysa muhalefet ettik, doğru yapıldıysa destek verdik. Binin üzerindeki kanun Meclis’ten oy birliği ile çıktı. Bütün imkânlar varken Meclis’i alıp bir kenara koyalım tüm yetkileri bir kişiye verelim. Ya o kişi hata yaparsa faturayı 80 milyon ödeyecek. Hesap vermeyecek yönetim olur mu? Ne başkan yardımcıları, ne bakanlar hiçbiri milletvekili değil, dokunulmazlığı ömür boyu. Malı istedikleri gibi götürebilirler. Kul hakkı yemek en büyük günahtır. İşin özü hepimize sorumluluk düşüyor. Gelin hep birlikte bir bayram havası içinde sandığa gidelim hayır oyumuzu kullanalım ve bütün dünyaya şu mesajı verelim. Bütün baskılara rağmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları demokrasiye sahip çıktılar, demokrasiyi yücelttiler.” l DHA K‘Haasyrırı K’ baunlcuoş’mdaası Erdoğan’a hakaret edince tutuklandı Tekirdağ’ın Ergene ilçesinde, se çim aracında bulu nan mikrofonu alarak Cumhurbaşkanı Tay yip Erdoğan’a haka ret ettiği iddiasıyla gö zaltına alınan mermer ustası 40 yaşındaki H.K. tutuklandı. H.K. Ergene’de dün CHP’liler referandum çalışması kapsamında minibüsle pazar yerine gitti. Partililer burada araçtan inip çalışma yaptığı sırada minibüse gi ren H.K, eline mikrofonu alarak Cum hurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmeye başladı. CHP’liler Korkmaz’ın elinden mikrofonu alıp, araçtan indirdi. Olayı haber alan emniyet ekipleri Korkmaz’ı gözaltına aldı. Polisteki soruşturması nın ardından adliyeye sevk edilen Kork maz, mahkemece tutuklandı. l DHA CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 16 Nisan’da yapılacak anayasa referandumu çalışmaları kapsamında Mardin’e gitti. Baykal’ı havalanında eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk karşılayarak bütün programlarında kendisine eşlik etti. Anayasa değişikliğinin, 600 yıllık imparatorluk geleneği olan Türkiye’nin yüz yıla yakın süredir tarihsel birikimine yakışmadığını söyleyen Baykal, “Anadolu’yu işgalden, istiladan kurtardığımız gün ne kadar sevindiysek, ben ‘Hayır” çıkarsa o kadar sevineceğim” dediğini hatırlattı. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Deniz Baykal, takımları biraz eskimiş, ondan böyle konuşmaya başladı’ diyor. Şimdi bugün basından gördüm ki, dün Sayın Cumhurbaşkanı demiş ki, ‘Biz Yavuz Sultan Selim köprüsünü açtık. Biz o köprüden bu geçebilir, şu geçe mez diyor muyuz. Bu nedene bir biz tarafsızız. En büyük tarafsız biziz, çünkü köprüden kimin geçeceğine kimin geçmeyeceğine karışmıyoruz’. Bu lafı duyunca aklıma şöyle geçti; sayın Cumhurbaşkanı da bugün bence balans ayarını kontrol etsin. Tehlikeli yollardan geçiyoruz, bir tarafımız uçurum, engebeli yol inişli çıkışlı bir yol. Yani balans ayarı önemlidir. Bir kontrol ettirsin. Çünkü yol çekiyor arabayı, güç tutuyor. Bıraksa gidecek. Aman ha. Sayın Cumhurbaşkanı’na ben de bu takılmayı, bana söylediği sözlerin gereği olarak söylüyorum.” Mardin’deki toplantıdan sonra Baykal, Ahmet Türk’ü Derik ilçesinin Atlı köyündeki “Kasrı Kanco” adlı evinde ziyaret etti. 35 yıl aradan sonra geldiği Kasrı Kanco’da kısa bir açıklama yapan Baykal “Sorumluluğumuzun sonucu olarak yürüttüğümüz referandumun kampanyasının bir siyasi bo yutu var. Öte yandan da bir arkadaşlık, dostuk buluşmasını gerçekleştiriyoruz. 12 Eylül’ün karanlık günlerinde Ahmet Türk ile bir araya gelmiştik. O dönemin şartları içinde memleketin duruşu ve gidişatıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapmıştık. Aradan 35 yıl geçti. Şimdi yine ülkemizin sıkıntılı bir döneminde bir aradayız. Bu işin böylesi duygusal boyutu da var. Türkiye artık yeni bir başlangıç yapmak zorunda” dedi. Türk ise, bugün bir demokrasi mücadelesi verdiklerini, meselenin siyasi partilerin olayı olmadığını ifade ederek, “Bir vatandaş olarak, siyasetçi olarak bu referandumda ‘Evet’ çıkmasını sancılı bir sürecin başlangıcı olarak görmek lazım. İnanıyorum ki vicdan sahibi, onur sahibi hiçbir insan, kendi geleceğini karartmaya yönelik ortaya konulan bu pakete evet demez” diye konuştu. l MARDİN/ DHA ‘Tanımadığın birine hayırı anlat’ CHP yeni girişimiyle özellikle ilk kez oy kullanacak gençlere ulaşacak 16Nisan referandumu öncesi İstanbul Sancaktepe’de çalışmalar yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, “Tanımadığın bir kişiye hayırı anlat” adıyla başlatılan yeni bir sosyal medya kampanyasının duyurusunu yaptı. Cankurtaran “Kampanya yeni başladığında bir uyarıda bulunmuştuk. Yüzde 92 evet dahi olsa anket sonuçlarına inanmayın. ‘Evet’ öne geçti diye insanların direncini kırmak için anketler açıkladılar” dedi. Cankurtaran, genç partililerden sosyal mesajlaşma programı Whatsapp üzerinden tanımadıkları kişilere ‘hayır’ı anlatan mesajlar atmalarını istedi. Bu yöntemle bu hafta sonu itibarıyla 10 binin üzerinde gence ulaştıklarını söyleyen Cankurtaran, “Hedefimiz özellikle yeni oy kullanacaklara ulaşmak... Yüzde 2.6 seçmen sayısında artış var. Bunun büyük bir kısmı 18 yaşı dolduran gençler. Hedefimiz 2 milyon gencimize ulaşmak” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Göktürk’te Hayır Zinciri Eyüp ilçesine bağlı Göktürk mahallesinde önceki gün bir araya gelen binlerce yurttaş, “Hayır Zinciri” oluşturarak ellerinde bayraklarla yürüyüş yaptı. Göktürk Gönüllü Anneleri üyelerince organize edilen Hayır Zinciri’ne CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran ile CHP Eyüp İlçe Başkanı Sinan Akçiçek de katıldı. Etkinlik sırasında vatandaşlara üzerinde ‘Hayır’ yazılı kurabiyeler dağıtılarak, balonlar uçuruldu. İzmir Marşı’nın hep beraber söylendiği yürüyüşte yoldan geçen araçlar da klakson çalarak destek oldu. Cankurtaran, gördüğü kalabalık karşısında “Devletin parasıyla basılan ‘evet’ pankartları altında milletin yüreğiyle  bir ‘hayır’ zinciri var. Yer gök ‘hayır’ diyor” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Önder: Ninnileri nasıl yasaklayacaksın? Muş’ta referandum çalışmaları kap samında düzenlenen mitingde konuşan HDP Ankara Milletvekili Sır rı Süreyya Önder, yurt taşlara ‘sandığa gitme leri’ çağrısında bulun du. “Sandığa gitmemek Önder geleceğimize sahip çık mamak anlamına gelir” diyen Önder, “Ondan sonra şikâyet etmeye hakkı mız kalmaz” ifadelerini kullandı. Ön der, partilerinin seçim şarkılarının ya saklanmasına tepki göstererek, “Bun ların bakanı kalkmış diyor ki; ‘Bunların Kürtçe bir marşları vardı, bir emir ver dim, yasaklattım.’ Başkanlık geldiğin de nasıl olacağını tarif ediyor. Mahke me yok, iddianame yok, bilirkişi raporu yok, verdim emri kapattım. Kürt anası çocuğuna bu dilde ninni söylüyor, ona ne yapacaksın?” dedi. l MUŞ/DHA Uysal: Erdoğan’ı koruma kanunu Demokrat Parti Genel Başkanı Gül tekin Uysal ile CHP Ge nel Başkan Yardımcı sı Çetin Osman Budak, Antalya’da bir otelde düzenlenen referan dum toplantısına katıl dı. Uysal, anayasa deği Uysal şikliğine “hayır” diyeceklerinin altını çi zerek, “Recep Tayyip Erdoğan’ı koruma kanunu diyebileceğimiz anayasa deği şikliği teklifiyle karşı karşıyayız. Bunun çekirdeğinde yargı kontrolü ve ömür bo yu dokunulmazlık zırhını elde edilebile cek. 400’ün üzerinde oyla Yüce Divan’a sevk edileceksiniz. O bir kişi atama de mokrasi içerisinde milletvekilliğini bile hiçleştirebilecek, onun atadığı milletve kili kendisiyle ilgili bir değerlendirmede bulunabilecek. Buna hiçbirimizin inanma imkânı yoktur” dedi. l ANTALYA/DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle