20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 14 Mart 2017 EDİTÖR: Alper İzbul TASARIM: İlknur filiz haber 5 Kadıoğlu’na: hakkın da değil haddin de Dört AKP’li Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun belediye tarafından düzenlenen “Genç buluşma” başlıklı etkinlikte söylediği “Kanı bozuklar, sütü bozuklar 1923’te darbe yaptılar. Cumhuriyet kuruldu” sözleri CHP Esenyurt İlçe Örgütü tarafından protesto edildi. CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, PM üyesi Canan Kaftancıoğlu, ilçe başkanı Ali Gökmen, eski CHP Esenyurt Belediye Başkan adayı Çetin Çapan ve çok sayıda partili dün Esenyurt Meydanı’ndaki Atatürk anıtı önünde toplandı. Burada konuşan ilçe başkanı Ali Gökmen, Kadıoğlu’nun, Atatürk ve silah arkadaşları için kullandığı ifadele rin bu ülkenin birlik ve beraberliğinin temeline konulan dinamitten farksız olduğunu söyledi. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarına “kanı bozuklar” demenin “Hainlik ve alçaklık” olduğunu söyleyen Gökmen, “Sabık düşüncelerini genç beyinlere aktararak onları da kendisi gibi Cumhuriyet düşmanı ve gericilik sevdalısı haline getirmeye çalışan AKP’li Kadıoğlu’nu fazla vakit kaybetmeden psikolojik destek almaya davet ediyoruz” diye konuştu. Bihlun Tamaylıgil de “Kuvayi Milliye’nin 72 millete kafa tutarak bu ülke topraklarını özgürleştirdiği rejimdir. Bu Cumhuriyete ‘darbe’ demek ne senin hakkın ne de haddine” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet yaptırım Bakanlar Kurulu Hollanda’ya karşı siyasi yaptırım uygulamaya karar verdi. Üst düzey ilişkiler ‘Türkiye’den özür dilenene’ kadar askıda Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Hollanda’ya karşı 4 siyasi tedbirin alındığını açıklandı. Buna göre, Hollanda Büyükelçisinin Ankara’ya dönmesi yasaklandı. Üst düzey ilişkiler askıya alındı. TBMM ile Hollanda Parlamentosu arasındaki dostluk grubunun Türkiye tarafı lağvedildi. Hollanda diplomatlarının resmi uçuşları yasaklandı. Bakanlar Kurulu ilk kez dün 19.00’da Çankaya Köşkü’nde toplandı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, şu açıklamayı yaptı: Tedbir alırız ama: Gerekli tedbirleri alırız ama daha çok üzülmesi gerekenler Avrupalı siyasetçilerdir. Aşırı sağcı, ırkçı, İslam karşıtı, Türkiye düşmanı zihin yapısının dışa vurmuş şekli bu. Tesadüfi değil, bilinçli, faşizmin ayak seslerinin rap rap yükseldiği... Avrupa’nın mutedil siyasetçileri bu gidişata dur demezse, kendi seçim kampanyalarını yapamayacak duruma gelebilirler. Avrupa açısından da tedbirler alınması gereken yeni bir durumdur. Avrupalı siyasetçileri uyarıyoruz, bu tavırlar hepinizi yutabilir. Gerekirse mülteciler meselesinde takındığımız tavrı gözden geçiririz, gerekli adımları atarız. Sonunda birbirlerine düşman olurlar: Bütün ülkelere bu çağrıyı yapıyoruz. Avrupa için büyük bir tehkiledir. Yakın gelecekleri için. Bir müddet sonra göçmenleri bulamayabilirler. Bu düşmanlık birbirlerine düşman olması sonucunu doğurur. Krizi biz çıkarmadık: Tüm bunlara rağmen dostluğu esas alarak hareket ediyoruz. Hem Türkiye’nin hakkını onurunu koruyacak kararlılığa sahibiz hem de reaksiyonları refleksle değil devlet aklıyla ortaya koyuyoruz. Bizim çıkardığımız bir kriz değil. Bizim sorumluluğumuzda olan bir mesele değil. Gurbetçilere hukuki destek: Vatandaşların açacağı tüm davalara hukuki destek de verilecek. Başbakan Danimarka’ya gitmiyor: Başbakan’ın ziyareti önceden ertelendi. Danimarka ziyaretini zaten Danimarka’nın Ankara büyükelçisine başka bir programı olduğu için ertelediğini bildirmişti. Danimarka Başbakanı’nın talebi, erteleme kararından sonra geldi. Hem muhalefete hem Avrupa’ya çattı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’da yapılması planlanan referandum için “Hayırcılar ve terör aynı safta. Hayır demek bölücü terör örgütüne destek vermektir. Hayır diyenlerin bu ülkede bir dikili ağacı yok” ifadelerini kullandı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Erdoğan “7 seçim kaybettin hâlâ işin başındasın. Ana muhalefet lideri ‘ülkeyi bölecekler’ diyor. Ülkeyi bölenler belli. Sen bunlarla beraber hareket ediyorsun. ‘Hayır’ diyen PKK’dır, Kandil’dir” dedi. Erdoğan, “Evet çalışması yürütenler bu ülkeyi kalkındırmak için uğraşanlardır” ifadelerini kullandı. Dün gece katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Erdoğan, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’ye cevap vererek, “Hollanda’daki beyefendi diyor ki bu ülkenin patronu biziz. Ya ben patron değilim zaten. Benim ülkemin patronu millettir millet. Sen daha demokrasiyi öğrenememişsin” dedi. Hollanda’ya destek veren Almanya Başbakanı Angela Merkel’e de “Sana yazıklar olsun demek ki aynı kafada” sözleriyle tepki gösteren Erdoğan, “4 bin 500 terör dosyası vermiştim, bu dosyalar hâlâ ellerinde duruyor. Sen teröristelere destek çıkıyorsun” diye konuştu. Ağırlıklı tedbirimiz siyasi: Tedbirlerin ağırlıklı noktasını siyasi tedbirler oluşturmaktadır. Bu olayların ortaya çıkmasına neden olan yetkililer hakkında idari ve hukuki soruşturmaların başlatılması talebini Hollandalı makamlara belirttik. Oradaki diplomatik misyonun garanti altına alınması gereğini belirttik. 4 SİYASİ YAPTIRIM n Elçinin dönmesi yasaklandı: Hollanda büyükelçisinin bizim söylediğimiz hususlar yerine getirilinceye kadar Türkiye’ye dönmesinin yasaklanması kararlaştrılmıştır. n Üst düzey ilişkiler askıya alındı: Hollanda bir şekilde telafi edene kadar üst düzey ilişkilerin askıya alınması, bir müddet tehir edilmesi kararlaştırılmıştır. n Diplomatik uçuşlara yasak: Resmi zevata verilen izinler iptal edilmiştir. Resmi ziyaretler için Türkiye’e gelecek diplomatlar için bir kısıtlamadır bu. Diplomatik uçuşlara Türkiye izin vermeycektir. n Dostluk grubu lağvedilecek: TBMM ile Hollanda Parlamentosu arasındaki dostluk grubunun lağvedilmesi konusunun TBMM’ye tavsiye edilmesi kararı alınmıştır. Hollanda geri adım atmazsa Türkiye ilave tedbirler alacaktır. l ANKARA Eleştiriyi aşıyormuş Mahkeme, Selahattin Demirtaş’ın 2016 nevruzunda kullandığı ‘Hükümet terörü’ ifadesi nedeniyle aldığı 5 ay hapis cezasının gerekçesini de açıkladı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı 19 Mart 2016 günü düzenlenen nevruz etkinliğindeki konuşmasında “hükümet terörü” ifadesini kullandığı için, “Türk milletini, Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılama” suçundan geçen 21 Şubat’ta 5 ay hapis cezasına çarptıran Ağrı’nın Doğubeyazıt 2. Asliye Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, temel hak ve hürriyetler kapsamında değerlendirilen ifade özgürlüğünün, birçok uluslararası belgeye konu olduğunu belirten mahkeme, ifade özgürlüğünün sonsuz ve sınırsız olmadığını söyledi. Kararda, felsefi anlamda ileri sürülebilse bile sınırsız özgürlük anlayışı fikrinin, örgütlü siyasal toplumda geçerliliği bulunmadığı kaydedildi. Hukuk devletlerinin bizatihi kendisini, yasama organı olan Meclis’i, halk iradesinin yönetim anlamında tecellisi olan hükümeti koruyucu şekilde “alenen aşağılanması” eylemini müeyyideye bağ lamasında, temel hukuk kurallarına aykırılığın söz konusu olmadığı ifade edilen kararda, “Avusturya, Almanya, Danimarka, İtalyan ve İspanya ceza kanununda benzer düzenlemeler mevcuttur” denildi. İfade özgürlüğü sınırı “Hükümet terörü” nitelemesinin ifade özgürlüğü ve parlamenter eleştirinin ötesinde olduğuna hükmeden mahkeme, kararında “Sanığın, halk iradesini yansıtan seçmenlerin oyları ile işbaşına gelmiş meşru hükümetin icraat ve politikalarını ‘hükümet terörü’ olarak nitelemesi, ifade özgürlüğü ve parlamenter eleştiri hakkının çok ötesinde olup ‘T.C. Hükümetini alenen aşağılama suçunun’ ihlali kapsamında olduğu açıktır” denildi. Demirtaş’ın iddianameye konu sözlere ilişkin kendini savunmak zorunda hissetmediğini belirttiği vurgulanan kararda şöyle denildi: “Sanığın adli sicil kaydından ve UYAP sisteminde kayıtlı olduğu dosyalardan anlaşılan suça eğilimli kişiliği, sanığın işlediği suç ile ilgili herhangi bir pişmanlık göstermemesi ve tekrar suç işlemeyeceğine ilişkin mahkememizde olumlu kanaat oluşmaması sebebiyle hükmün ertelenmesine, kısa sürekli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.” Kararda, sanığın kasten işlemiş olduğu suç nedeniyle hapis cezasına mahkumiyetinin yasal sonucu olarak hakkında TCK’nin 53’üncü maddesine göre hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verildiği belirtildi. Buna göre, 5 aylık hapis cezası Bölge Adliye Mahkemesi’nde onanırsa Demirtaş, seçme ve seçilme hakkından ve diğer siyasi hakları kullanmaktan, çocukları üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılacak. l DHA Özgürlüğün geldiği gün, o gün ölmek yasak... Hava birden soğudu, kış geri geldi. Yağmur bulutları gökyüzünü kuşattı... Toplum olarak gerilimli günlerden geçiyoruz. Oysa hayatı çoğaltmak gerek. Geçmiş zaman masallarından bir tutam yalnızlık, hüzün, sevda tümceleri toplamak istedim yağmurlu bir günün ilk saatlerinde... Gri bulutlar uçuşuyor gibiydi göğün atlasında. Umutlar sular gibi dalgalıydı. Süt beyaz yalnızlığın diplerinde bir sızı vardı. Gazeteye gelirken yine Suriyeli çocukları gördüm trafik ışıklarında. Kadınları bebeleriyle birlikte. Hayatın anlamını düşündüm, o derin suları, dağların yamaçlarını. Bonnefoy’un dizelerini mırıldandım sessizce: “Yaralı şaşkın yapraklar içinde Ama yiten izlerin kanına yakalanmış Yine de yaşamın suç ortağı.” Bir başka evrendeydim belki. Yaşamı kucaklamaktan yorulmuştum. Kayıp giden yılların ardında kendi masalımsı dünyamı kurmaktan bıkmıştım. Douglas Dunn’un “Ben sende yaşıyorum, sen bende yaşıyorsun” dediği geceyi, kirpiklerimin ucunda yakalamaya çalışıyordum. Nice ölümler, nice gözyaşları... Bahçede yalnız bırakıp gittiğin salıncak ya da en sevdiğin kitabın, güneş saatinin yanı başında. Gece kâbuslarla çınlıyor... HHH Kış gününde çadırlarda yaşayan anneleri, babaları, bebeleri düşünüyorum... Günün ilk ışıkları çadırlara vuruyor... Bir çocuk annesinin kucağında ağlıyor. Sakat bir adam koltuk değnekleriyle zor yürüyor. Bir sıkıntı büyüyor gözbebeklerinde... Bir yorgunluk... Ardından bir çığlık. Koltuk değnekleriyle bile zor yürüyen adamın çığlığı: “Yaşamak istemiyorum...” Kuşku dalga dalga yayılıyor. Acılı insanlara bakarak o anda bir düş kuruyorum... Yıl kaç? 2016’nın mart ayı... İnsanların gözlerinin büyüdüğünü, ellerinin titrediğini görebiliyorum. Açlığı, yokluğu, felaketi, acıyı kendi düşlerimizde yok ede bilir miyiz havayı ve güneşi çağırarak! Belki oralarda bir kadın, yaşamın o acı gölgesinde sevdayı arıyor durmaksızın; belki bir adam kuşları salıveriyor kafeslerinden özgürlüğe kanat çırpsın diye; belki de bir çocuk kâğıttan kayık yapıp sulara salıveriyor mavinin derinliklerini görmek için.... Yaşam, bin bir rengi içinde belki de bizi sınıyor... Zamanın sarkacı gidip geliyor... Sessizce! HHH Pazar günü, hayatı anlatırken ne demiştim: “Hayat direnmektir... Hayat, egemenlerin önünde eğilmemektir. Hayat, demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunmaktır... Cesaretli olmaktır hayat...” Sevgili Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara ve Ahmet Şık... Günler, haftalar ve aylar geçiyor hızla... Bizim için hızla, sizler için zor... Mektup yazmak yasak, özgürlük yasak... Mart 2017... Cumhuriyet’in beşinci katında sizleri andık geçen hafta... Dışarıda yağmur vardı ve hava soğumuştu... Oradaydık eşlerinizle, çocuklarınızla, gazetedeki arkadaşlarımızla... Akın ve Murat’ın odaları kapalıydı... İçime bir hüzün düştü... Orhan Erinç’in gazetecilikte 60. yılı, Akın’ın, Kadri’nin, Musa’nın kutlanmamış yaş günü. Orhan, insanın içini acıtan olağanüstü bir konuşma yaptı. Özetle dedi ki: “Arkadaşlarımız niye içeride? Gerçekleri yazdıkları, çizdikleri için içeride...” Siz gerçekleri yazdınız, bıkmadan usanmadan... Nadir Nadi’nin, İlhan Selçuk’un yürüdüğü yoldan bir adım başka yöne sapmadınız... Hep ama hep bedel ödedi bu gazete... 12 Mart’ta ödedi, 12 Eylül’de ödedi ve hep ödeyecek... Zamanın sarkacındayız her zaman olduğu gibi... Yüreğimizde insan sevgisi tıpkı Cemal Süreya gibi: “Özgürlüğün geldiği gün O gün ölmek yasak!” l HDP Nevruz Tertip Komitesi’NDEN ÇAĞRI: Tek adama karşı nevruzda buluşalım HDP Nevruz Tertip Komitesi İstanbul’da kutlanması planlanan nevruz kutlamalarıyla ilgili dün İstanbul HDP il binasında basın açıklaması yaptı. Tertip Komitesi adına konuşan Marif Alparslan, nevruzu tüm yurttaşlarla birlikte kutlayabilmek için İstanbul Valiliği’ne izin yazısı yazdıklarını söyleyerek, “Tahmin ediyorum ki izin verilecek. 19 Mart Pazar günü saat 10.00’da tüm yurttaşlarla Bakırköy’de buluşacağız” dedi. Ali Rıza Bilgili ise, 2017 nev ruzunun kaos ve korku yaşadığımız bir dönemde yeniden şekillendiğini söyleyerek, “Barış masasının yeniden kurulmasını talep ediyoruz” dedi. Peri Adalmış ise “Nevruz bir isyan, bir başkaldırıdır. Tek adam rejimine karşı güçlü durmak için halkımızı alanlara davet ediyoruz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet l YARGILANAN DBP’Lİ ESKİ BAŞKAN AYDIN: DTK toplantılarına AKP’liler de geliyordu Tutuklanan ve görevden alınarak yerine kayyım atanan eski Kayapınar Belediye Başkanı Mehmet Ali Aydın’ın ‘terör örgütü üyeliği ve terör örgütü propagandası yapmak’ suçlarından Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. DTK toplantılarına katılmakla suçlanan Aydın, “DTK, 11 yıla yakın Diyarbakır’da, devasa bir binada, tabelası asılı ola rak faaliyet yürütüyordu. İki toplantıya BDP İl Başkanı kimliğimle gittim. Zaman zaman iktidar partisinden siyasilerin de geldiği oluyordu” dedi. Aydın, “Kayyım atamaları ile ilgili hendek ve barikat deniyor. Kayapınar’da hiçbir şiddet olayı cereyan etmedi” diye konuştu. Avukatların savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Aydın’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. l DİYARBAKIR C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle