20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 10 Mart 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Markalı stok şişiyor ekonomi 9 İstanbul’da markalı konut projeleri 2016’da yüzde 14 arttı. Toplam konut stokunun yüzde 11’i markalı konut ve bu oran her geçen yıl artıyor Türkiye’de en fazla stok lüks segmentte bulunuyor. İstanbul genelinde 5.3 milyon konut bulunuyor. Bu konutların yaklaşık 560 bini markalı konut projelerinden oluşuyor. Buna göre İstanbul’da markalı konut oranı toplam konut stokunun yüzde 11’ini oluşturuyor. Bu oran 2014’te yüzde 7.7, 2015’te yüzde 9.5’e, 2016’da ise yüzde 11’e çıkarken söz konusu stok İstanbul’da her sene artış gösteriyor. EVA Gayrimenkul Değerleme’nin ‘2016 İstanbul Markalı Konut Araştırması’, 2015’e kıyasla İstanbul’da markalı konut projelerinin proje adedi bazında yüzde 14 artış kaydettiğini ortaya koydu. Markalı konut sayısındaki artış ise yüzde 12 olarak belirlendi. Metrekaresi 20 bin TL Araştırma, şehrin 34 bölgesinde 1417 markalı konut projesinin yer aldığını, kent genelinde markalı Ali Dumankaya DKY 1 milyar TL yatırım yapacak Kentsel dönüşüm projeleriyle gayrimenkul sektöründe ilerleyen DKY İnşaat, bu yıl yatırım tutarı 1 milyar 180 milyon olan 4 projeye başlayacak. Firma ilk startı DKY Sahil projesiyle verdi. Kartal’da başlayan ‘DKY Sahil projesini satışa çıkaran şirket, gayrimenkul alanındaki yatırımlarına hız verecek. Lansmana özel 7 bin 900 liradan başlayan metrekare fiyatları ile satışa sunulan DKY Sahil’de 138 daire yer alacak. DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya, bu yıl başlanacak projelerde aynı anda yaklaşık 1250 kişiye istihdam sağlanacağını söyledi. Avcılar’a 3S Firuze Konakları 3SKale Holding Avcılar’da 3S Firuze Konakları projesini tamamlanıyor. Projede, 523 konut ve 45 mağaza yer alıyor. Projede fiyatlar 370 bin TL’den başlıyor. Peşin ödemede yüzde 10 indirim; vadeli ödemede yüzde 20 peşin, firma vadesiyle 36 ay ve 0 faiz uygulanıyor. 3S Firuze Konakları’nda yaşamın 2018’in sonunda başlaması hedefleniyor. 3S Kale Holding Genel Müdürü Alp Gürün, “Proje hem yatırım hem de güzel bir yaşam fırsatı sunuyor” dedi. Yüzde 62’si küçük ev EVA Gayrimenkul Değerleme’nin araştırması na göre İstanbul’daki markalı ko nutların yüzde 27’si 3+1, yüzde 29’u 2+1 ve yüzde 28’i 1+1 daire tiplerinden, yüzde 16’lık kısım di ğer tiplerden oluşuyor. Marka lı konutların yaklaşık yüzde 62’si 2+1 ve daha küçük evlerden oluşuyor. Cansel Turgut Yazı cı, İstanbul’da markalı konut lardaki değer artışının bölgele re göre analizine bakıldığında ise 2013’te en çok Kemerbur gaz, E5MerterHavaalanı Ak sı ve KâğıthaneSeyrantepe’de, 2014’te Kemerburgaz, Şile ve FulyaBomontiŞişliBüyükde re Aksı’nda, 2015’te Alemdağ, BeylikdüzüGürpınar ve Kemer konut sayısının 560 bine ulaştığını ortaya koyuyor. 2015 yılında 1.242 markalı konut projesinde 500 bin konut olduğunu anlatan EVA Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, bu sayının 2016’da 1417 proje ve 560 bin konuta ulaştığını söyledi. Markalı konutta si, Avrupa yakasında FulyaBomontiŞişliBüyükdere aksı birim metrekare satış değerleri itibarıylaen yüksek bölgeler olarak öne çıkıyor. Bağdat Caddesi’nde konut ortalama birim metrekare satış fiyatı takribi 17.500 TL/m2 iken, FulyaBomontiŞişliBüyükdere aksındaki markalı konutların ortalama birim satış de burgaz, 2016’da da Ispartakule Bahçeşehir, E5 Merter Havalimanı AksıZeytinburnu Sahili ve Çekmeköy bölgesinde değer artışı yaşandığını kaydediyor. 20142016 itibarıyla son iki yıla bakıldığında sırasıyla Ispartakule Bahçeşehir, BeylikdüzüGürpınar ve Çekmeköy bölgelerinde değer artışı görüldü. Anadolu yakasında Bağdat Cadde ğerleri 20.000 TL/m2’ye çıkıyor. Otel yatırımlarında belirsizlik engeli Dedeman Turizm Yönetimi AŞ Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, Dedeman’ın bundan sonra yatırımcı kimliğinden işletmeci kimliğine geçeceğini söyledi. Dedeman Grubu bu yıl Tokat ve Taşkent’te toplam 2 otel açacak. Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, şu anda 16 tane otellerinin bulunduğunu belirterek, yeni yatırımların ülkenin içinde bulunduğu belirsiz ortama paralel seyrettiğini belirterek, belirsizlikler biraz daha netleştikten sonra yatırımların hayata geçeceğini ifade etti. Artık işletmeci olacak Dedeman’ın bundan sonra yatırımcı kimliğinden işletmeci kimliğine geçeceğini de dile getiren Akçakaya, “5 yıldızlı otellerin misafirlerinin yüzde 40’ının yabancı olması gerekiyor. Ama Türkiye’de bu oran şu anda yarı yarıya düştü. Ülkemiz 5 yıldızlı otel kapasitesinde bir doyuma ulaştı. 2016’da oda fiyatları yüzde 40’a yakın düştü” dedi. Dedeman ve Park Dedeman markaları ile hizmet veren Dede Emrullah Akçakaya, Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Rıfat Dedeman ve Dedeman Turizm Yönetimi İş Geliştirme Direktörü Bilge Turcan’ın verdiği bilgiye göre, Smart by Dedeman otelleri ortalama 100140 odalı olacak. man Grubu, Y kuşağının beklenti ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak yeni bir otel markasına imza attı. Orta segment otellerden yüzde 25 daha avantajlı olacak olan Smart by Dedeman projesi önce İstanbul’da hayata geçirilecek. Yeni otel konseptinin tanıtıldığı toplantıda konuşan Emrullah Akçakaya, şu anda 2 bini aşkın odalarının bulun duğunu, yeni açılacak otellerle birlikte oda sayısının 3 bini aşacağını, çalışan sayısının da 1400 kişiden 1500’e çıkacağını ifade etti. Akçakaya, orta segment otellerden yüzde 25 daha avantajlı olacak olan ve Y kuşağına hitap edecek Smart by Dedeman markasıyla 2023’e kadar toplam 18 otel açmayı hedeflediklerini belirtti. Fi Yapı’nın gizli arsası ortaya çıktı Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 5 bin 500 kişinin mağdur olduğu Fi Yapı ile ilgili önemli bir açıklama yaptı. Canikli, “Özellikle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilen ve konut alanında faaliyette bulunan şirketlerin bir kısmıy la ilgili ciddi mağduriyetler ve sıkıntılar var. Bunlardan bir tanesi Fi Yapı. Fi Yapı şu anda TMSF’de. 5 bin 500 civarında konutun parası alınmış, tamamı tahsil edilmiş ama tamamlanmamış. Kaynağı da yok. Firmanın bunları tamamlayacak 250 milyon li ra civarında bir kaynağa ihtiyacı var. Şöyle güzel bir gelişme oldu. Bir yerde bir arazisi olduğunu anladık. Bununla ilgili değerlemeler yapıldı. Onu paraya çevirerek kalan kısmı tamamlayıp bütün mağduriyetleri inşallah gidereceğiz” dedi. Bir çalışan kadın gerçeği Lise mezunu ama temizlik işinde çalışıyor. Zor şartlarda okumuş. Muş Varto’nun bir köyünden. İlkokulu köyde bitirmiş, Muş’ta yatılı bölge okulunda ortaokulu okumuş. Sınavlarda İstanbul’da bir kız meslek lisesini kazanmış. Ailesini ikna etmiş, gelmiş ve yatılı okuyarak bitirmiş. Ne okudun, diye sordum: “Triko” dedi ve ekledi: “Ama hiçbir şey vermedi bu bölüm bana. Çocuk gelişimi bölümünü çok istiyordum. Hatta okul müdürü ile de konuşmuştum. Ama ‘doldu’ deyip almadılar. Stajda bir tekstil fabrikasına verdiler, hiç olmazsa bir makine kullanmayı öğreneyim diye çabaladım ama orada da iş aksar diye öğretmediler”... Anlayacağınız hiçbir şey öğrenme den eline diplomayı almış. “Zaten öğrenmiş olsam bile işe yaramayacaktı çünkü uzun süre iş aradım ama bulamadım” diye anlatıyor. 11 yaşından beri tek başına, evden, köyden, ana babadan uzakta verilen bir yaşam savaşı Hülya’nın ki... Sonunda bir fabrikaya işçi olarak girmiş. Bir sabun fabrikasında sabun artıklarını toplama işinde çalışmış 4 yıl kadar. Ardından evlilik, doğan bir kız çocuğu... Ne işyerinde ne oturduğu mahallede kreş olduğu için mecburen bırakmış çalışmayı. Kızı ilkokul 4. sınıfa geçince yeniden başlamış çalışmaya. “Okuldan eve kendi döner, kapıyı arkasından anahtarla kilitler, yemeğini ısıtır ve bizi beklerdi.. Böyle büyüdü...” diyor. 8 yıldır bir temizlik firmasında. Eline beyaz tek kullanımlık eldivenlerini takıyor, bir şirketin temizliğini yapıyor, toz alıyor, tuvaletleri temizliyor. İyi ki çalışıyorum diyor, yoksa kızımızı okutamazdık. Hülya’nın kızı bir özel üniversitenin meslek yüksek okulunu yüzde 50 burslu kazanmış. Fizyoterapi okuyor. Hülya’nın aldığı asgari ücret sadece kızının okuluna ve masraflarına gidiyor... Eşininki evin geçimine... Bunları niye anlatıyorum? Çünkü Hülya Türkiye’nin kadın gerçeğinin bir parçası. Üstelik o gerçeğin hayli şanslı sayılabilecek bir kesiminden... Neden mi? 4 En azından bir yere kadar oku yabilmiş. İlkokuldan sonra “Buraya kadar otur oturduğun yerde” dememiş ailesi. Köyden uzağa yollamış. 4 24 yaşında evlenmiş. Yani çocuk gelin olmamış. 4 Eşinden şiddet görmemiş. Ev işlerinde ve çocuk bakımında hiç yardımını göremese bile en azından engel çıkarmamış. 4 İkinci çocuğa hiç yanaşmamış. “Çünkü maddi açıdan bakamayacağım bir çocuğu doğurmak istemedim” diyebilmiş. 4 Hayalim hemşire olmaktı, temizlik görevlisi oldum ama en azından bir işim var ve kızımı okutabiliyorum, diyor. 4 Günde 10 saat çalışıyor, izin günlerinde evinin işleri ile uğraşıyor. 4 Hiç tatile gitmemiş. 4 8 yılı kalmış, emekliliğini bekliyor... 4 Yakınmıyor, çalışıyor ve gülümsüyor. Üstelik öyle güzel, öyle içten gülümsüyor ki... Yolların engellerle dolu olduğu, birini aşsa ötekine takıldığı, tökezleyip doğrularak tekrar düşerek ilerlenen bir yaşam kadınların yaşamı... Hülya, istediği alanda nispeten kaliteli bir meslek eğitimi alabilmiş ve mesleğinde bir iş bulabilmiş olsa belki yol değişecekti ama bu kez yine büyük olasılıkla kreş engeline takılacaktı... Hülya gibi böyle on binlerce, yüz binlerce kadın var. Ve karşılarında onların engellerini azaltmak yerine maniaları artıran bir siyasi iktidar mantığı. 15 yıllık bir iktidar istese ülkeyi çalışan kadınlar için kreşlerle donatamaz mıydı? İstese kaliteli bir meslek eğitiminin taşlarını döşeyemez miydi? İstese ev işi ve çocuk bakımının çalışan kadın ve erkeğin ortak görevi olduğu vurgusunu yapıp bu algıyı topluma benimsetmekte biraz olsun yol alamaz mıydı? Emin olun hepsi olurdu? Ama istenmedi. Onun yerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın, aslında kadınlığını inkâr ediyor demektir. Anneliği reddeden, evini çevirmekten imtina eden bir kadın, iş hayatında ne kadar başarılı olursa olsun eksiktir, yarımdır” demeyi seçti. Şimdi bunu ısrarla söyleyen kişi, 16 Nisan’daki referandumda “evet” çıkarsa başkan olacak. “Evet” çıkarsa, oyların yarısını da kadınlardan almış olacak. Kendilerini evin içine tıkmaya çalışan adamın ağzından çıkacak sözlere kendilerini bilerek mahkum etmiş olacaklar. Peki, o zaman Hülya’lara ne olacak? İki yıl önce direniş yapılan fabrikada, işçilerin ısrarla istifaya zorlandığı belirtilerek bunun açık ve net bir şekilde suç olduğu vurgulandı. RenAult işçisine küresel destek İşçilerle görüşen Fransa CGT, İspanya CC.OO, İngiltere Unite sendikaları temsilcileri, sendika seçme hakkı için mahkemeye gidecek. OYAK Renault’da Türk Metal İş Sendikası’ndan istifa ederek DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş’e üye olan işçiler üzerindeki baskıya Fransa CGT, İspanya CC.OO, İngiltere Unite sendikaları temsilcilerinden tepki geldi. Bursa’daki Renault fabrikası işçileriyle bir araya gelen sendikacılar, “Bu uygulamaları Fransa’da mahkeme konusu yapmaya hazırlanıyoruz” açıklaması yaptı. Bursa’da tüm vardiyalardaki işçilerle buluşan sendikacılar, işçilerin sorunlarını dinledi. 2 günlük ziyaretin ardından Birleşik Metalİş Bursa 5 Mayıs Şubesi’nde basın toplantısı düzenlendi. Ziyaretlerle ilgili bilgi veren CGT Fransa Temsilcisi Nail Yalçın, “Geldiğimiz süreçte görüyoruz ki, fabrikanın içindeki baskılar gitgide artmakta, işçiler açıkça istifaya zorlanıyor. Bu Türkiye kanunlarına göre suç, uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bu uygulamaları Fransa’da mahkeme konusu yapmaya hazırlanıyoruz. Bunun sonucunda bu uygulamaları gerçekleştiren yöneticiler hakkında yaptırımda bulunulması ihtimali var. Bu ihlallerin çözülmesi için, gereken çabayı gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz” dedi. Örgütlenme özgürlüğü ve işçilerin istediği sendikaya katılma özgürlüğüne karşı OYAKRENAULT yönetiminin yıllardır direndiğinin belirtildiği açıklamada, “Açıkça görünüyor ki, Bursa OYAKRENAULT çalışanları çoğunluk olarak Birleşik Metal İş tarafından temsil edilmek istediğini belirtmiştir. Oyak Renault çalışanlarının açık bir çoğunluğunun Birleşik Metal İş Sendikası üyesi olduğu geçmişte Fransa’daki Renault Genel Merkezi tarafından da doğrulanmış ve teyit edilmiştir” denildi. l Ekonomi Servisi Hükümet kıdemi yine gündeme aldı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, işçilerin büyük bir kesimi tarafından karşı çıkılan kıdem tazminatı fonu için tarih vererek, bu yıl içinde kıdem tazminatıyla ilgili reformun yapılacağını söyledi. İşçinin 10 yıllık, 20 yıllık hakkının işveren cebinde olmaması gerektiğini savunan Müezzinoğlu, “20 yıl sonrasının koşulla rını kimse bilemez. Bugün çok iyi olan bir iş verenimiz, yarın zor durumda Örgütlü işçiler kıdem tazminatını kırmızı çizgi olarak görüyor. olabilir. İşçiler de bize kıdem tazminatıyla ilgili geliyor. Kıdem tazminatı, hakkaniyetli, sürdürülebilir, güvenilir olmalı ve tarafların cebinde olmamalı. Onun gücü, onun yasayla verilen fonda veya yeni yapılacak yapıda olmalı. Bize de düşen bu arada iyi hakemlik yapmak, güçlü, adil hakemlik yapabilmek” diye konuştu. Çeşitli toplantı ve etkinliklere katılmak üzere Adana’ya gelen Mehmet Müezzinoğlu, ‘Milli İstihdam Seferberliği’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bu yıl 1 Ocak ile 3 Mart arasında 264 bin 630 yeni istihdam sağladıklarını ve burada kadınların istihdam oranının yüzde 32 olduğunu anlatan Müezzinoğlu, ekonominin üçte birinin kayıtdışı olduğunu ve büyüklüğün de 60 milyar lira olduğunu aktardı. l Ekonomi Servisi Transit ürüne kontrol yok MUSTAFA ÇAKIR Hükümet, hayvansal ve bitkisel ürünlerin ülkeye girişlerinde veteriner kontrolünü düzenleyen yönetmelikte kritik değişiklik yaptı. Artık kamu kurum ve kuruluşları, hayır kurumları ile insani yardım kurumları tarafından hayvansal ve bitkisel ürünlerin transit geçişlerinde yönetmelik hükümleri uygulanmayacak. Yönetmelik halk ve hayvan sağlığının korunması amacıyla veteriner kontrollerine tabi olan ürünlerin ülkeye girişinde yapılacak veteriner kontrollerini düzenliyor. Veteriner kontrollerini öngören bölümün hangi durumlarda uygulanmayacağı “istisnalar” maddesinde açıklanıyor. Maddeye göre ithalatın yasak olmadığı bir ülkeden veya bölgeden gelen belli bir miktarı aşmayan, yolcu beraberinde gelen ve kendi kişisel tüketimine yönelik ürünlerde yönetmeliğin veteriner kontrolünü düzenleyen bölümleri uygulanmıyor. l ANKARA Mevsimlik tarım işçisinin ücreti arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, mevsimlik tarım işçilerinin ortalama günlük ücretleri yüzde 13.4 artarak 59 TL oldu. TÜİK, 2016 yılına ilişkin tarımsal işletme işgücü ücret yapısını açıkladı. Buna göre, sürekli tarım işçilerinin aylık ücretleri de yüzde 9.5 artarak 1677 TL oldu. Mevsimlik kadın işçilerin günlük ücretleri yüzde 14,4 artışla 53 lira olurken, erkek işçi ücretleri yüzde 12.4 artışla 66 lira oldu. Sürekli tarım işçilerine ödenen aylık ücret, kadın işçiler için yüzde 9.3 artarak 1456 TL ve erkek işçiler için yüzde 9.7 artarak 1714 TL oldu. Çapalama hizmeti için kadın işçiye 48, erkek işçiye 54 lira, hasat için kadın işçiye 54, erkek işçiye 62 lira ödendi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle