20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 10 Mart 2017 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET Katliam 160/7 0 210/1 2 0 180/7 0 110/7 0 160/7 0 160/4 0 50/ 6 0 150/8 0 160/9 0 180/6 0 150/6 0 140/9 0 80/3 0 190/1 4 0 130/9 0 50/2 0 160/6 0 240/7 0 110/4 0 200/3 0 50/ 7 0 120/2 0 TARİHTE BUGÜN 1974: Japon Teğmen Hiroo Onada, II. Dünya Savaşı’nın bittiğine inandı. Savaş 1945’in ağustos ayında, Japonya’nın teslim olmasıyla sona ermişti. Filipinler’in Lubang Adası’nda görevlendirilen Onada, uçaktan atılan resmi bildirilere inanmadı. 29 yıl ormanda yaşayan Onada bir kâşif tarafından bulununca ancak komutanına inanacağını söyledi. Emekli komutan bulundu, 10 Mart 1974’te Onada ile görüştürüldü. Onada, ülkesine döndüğünde büyük ilgi odağı oldu. Bulunduğunda 52 yaşında olan Onada, 2104’de zatürreeden öldü. hesabı 3. köprü ve havaalanı inşaatları için yüz binlerce ağaç kesildi. Kuzey Marmara Otoyolu için ne kadar ağaç kesileceği ise belli değil Kuzey Marmara Otoyo lu Projesi’nin pay daş katılım top lantısı dün yapıl dı. Şirket yetkilileri, proje için ne HAZAL OCAK kadar ağaç kesile ceğinin şu an bel li olmadığını, hesaplama çalışma larının sürdüğünü söyledi. Kuzey Ormanları Savunması aktivistleri ise ağaç katliamı yaşanabileceği ni belirterek tepki gösterdi. Projenin sosyal ve çevresel et kileriyle ilgilenen yetkili Tolga Balta, ne kadar ağacın kesilece ğinin sorulması üzerine, “Şu an da çalışma devam ediyor. Çalış ma sırasındaki etki alanlarından biri de orman kayıpları. Haritalara, planlara bakıyoruz. Sahada çalışmaları yaptıktan sonra kesilecek ağaç sayısını küsuratına kadar tespit etme aşamasındayız. Net bir rakam veremiyorum çünkü çalışmalar devam ediyor. Sunumda belirtildiği gibi kesilecek ağaçların yerine daha fazla ağaç dikilecek. 1 ağaca karşılık 5 ağaç dikilecek” yanıtını verdi. Kuzey Ormanları Savunması aktivistleri ise “Ağaçlar 3. havalimanı ve 3. köprü projelerinde de fazlasıyla kesildi” diyerek tepki gösterdi. Savunmadan Başar Toros, “Bu proje 3. köprü ve 3 havalimanını bütünlüyor. Bu proje ler emlak projesidir. Nüfus arttı. Kuzey ormanlarının içine doğru kent büyüyor. Ormanlar daha da paramparça olacak” dedi. eBvu mpai raalyınlaır? Çevre köylerden yurttaşlar ise arazilerinin proje kapsamında değerlerinden çok daha az ücretlere kamulaştırılmak istendiğini söylediler. Tayakadın köyünden Fatih Soydemir, “Bu paralarla İstanbul’da nerede ev alacağız? Açıkta kalıyoruz” dedi. Tayakadın köyünden Ramazan Soydemir ise “OHAL fırsat bilinip 27. maddeye göre yerlerimize el konuldu. Gasp oluyor bu” diye konuştu. ÇAMLICA KULESİ 200 METREYİ GEÇTİ Çamlıca’da antenlerin ve anten kulelerinin tek bir noktada toplanması için yapımına başlanan Küçük Çamlıca TV Radyo kulesi inşaatında 200 metre aşıldı. Betonarme bölümün son metrelerinin yapıldığı kulede, önümüzdeki günlerde 165 metre uzunluğunda çelik konstrüksiyondan oluşan antenlerin yer alacağı bölümün yapımına geçilecek. 170 milyon liraya mal olacak kule, tamamlandığında 365.5 metreyle dev boyuta ulaşacak. Kule her biri 4.5 metre yüksekliğinde ve 4 katı yerin altında 53 kattan oluşacak. Kulede 176’ncı ve 180’nci katlarda bir restoran bulunacağı, ayrıca kulenin 150 metre yüksekliğindeki bölümünde ise iki seyir terası inşa edileceği öğrenildi. l DHA İstanbul’u baştan sona dolaşıyor Arnavutköy’deki Durusu Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda yapılan sunuma göre, otoyol 274 kilometre olacak. Avrupa yakasında 88, Asya yakasında ise 187 kilometre yol planlanıyor. KınalıYassıören’den başlayan otoyol, YassıörenOdayeri, Habibler Hasdal’dan geçerek 3. Köprü’ye bağlanıyor ve Kurtköy Liman’dan Akyazı’ya kadar uzanıyor. Projenin Avrupa ayağını Kalyon, Asya tarafını LimakCengizKolin şirketleri yapacak. 3 yılda bitirilmesi öngörülen proje güzergâhında tarım, mera ve orman alanları da yer alıyor. haber 3 ‘8 Mart’, Özdağ ve Halaçoğlu’na da kutlu olsun! Referanduma giden yolda evet mi hayır mı tartışmasının “Evet”ten yana ve “Hayır”cılığa karşı şiddetle sarmalandığı ortamda hayli can sıkıcı ve ürkütücü olaylardan geçilmiyor. Bu çerçevede iriliufaklı bir dolu saldırı haberi arasında ikisi, daha özel bir şekilde dikkatimi çekti dünkü gazetelerde. Aralarında “ilinti” var mı, ilk başta yok gibi gözüküyor, ama yine de biraz kurcalayalım ve tartışmaya açalım bakalım!.. Bir tanesi İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden… 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle stand açan öğrencilere 10 kişilik bir grup saldırmış. Yumruk, tekme ve “tekbir”ler eşliğinde kadın öğrencileri darp etmişler ve birinin kaşı patlamış. Bıçak da dolaşıyormuş “Allahü ekber” çekerek saldıranlardan birinin elinde. Tabii Kadınlar Günü’nü kutlayanların, üzerinde “Tüm Kadınların 8 Mart’ı Hayırlı Olsun” yazılı pankart açması anlamlı ve saldırıyı anlamlandırma yolunda da ipucu veriyor. “Güruh”un iştahını en çok “Hayırlı Olsun” ifadesinin kabartıp “Kadınlar”ı ve “8 Mart”ı da bunun yanına katık ederek azgınlaştıklarını düşünmek mümkün… Diğer tarafta Mersin’in Silifke ilçesinde MHP’li iki muhalif milletvekili Ümit Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu’nun konuşma yapmak için bulundukları salon, 100 kişilik Bahçeli taraftarlarınca basılmış. “Hareketin lideri, Devlet Bahçeli” şeklinde slogan atan grup, salondaki masaları ve kürsüyü devirmiş ve büyük bir arbede yaşanmasına yol açmış. Saldırı sonrası konuşma yapan Özdağ, “Her yerde önümüze değişik engeller çıkıyor. (…) Çünkü amacımız, Türk milletine dayatılmaya çalışılan bir bölünme ve diktatörlük anayasasına hayır demek” sözleriyle değerlendirmiş olayı. Halaçoğlu daha da hoş bir “metaforik” değerlendirme yapmış: “Size soruyorum, elimde gördüğünüz bu pet şişe sürahi midir? İşte akıllı insan bunu [pet şişe] söyler. Ben elimdeki şişeyi saklıyorum ve size diyorum ki ben gördüğüm için siz [sürahi] kabul edin, ona ne dersiniz, hayır.” Bilgi Üniversitesi’nde Kadınlar Günü’nü kutlayanlara saldıranların “Milliyetçi Düşünce Kulübü” adlı öğrenci topluluğuyla “iltisak” içinde olduğuna dair güçlü emareler de mevcut. Öte yandan, Bilgi’de saldırıya uğrayan 8 Mart’çılarla aynı kaderi paylaşan Ümit Özdağ da “Biz bu engelleri Türk milliyetçisine yakışır şekilde aşarak yolumuza devam ediyoruz” demekte. “Milliyetçilik” adına tam mânâsıyla sapla samanın karıştığı, adeta “Atın önünde et, itin önünde ot” diye tabir edilebilecek bir durum değil mi?! Bir tarafta “8 Mart Hayır’lı olsun” diyenlere milliyetçi saldırı… Diğer tarafta milliyetçilere, “Hayır”cı oldukları için saldırı. Ne iş bu böyle diye düşünürken zihnimde Gezi olaylarının atmosferi canlandı. Dinbaztotaliteryanizmin art arda gelen hamlelerine karşı ilk kitlesel tepki ya da çığlık denilebilecek o olaylar sırasında da kimleri bir arada görmemiştik ki?.. Atatürkçüler, ulusalcılar, sosyalistler, ülkücüler, HDP’liler!.. Bir araya gelmesi imkânsız kesimler, politikideolojik oluşumlar, o zaman da dayatmacı dinbazlık karşısında bir “Hayat” savunmasıyla buluşmuşlardı. Şimdi aynı dayatmacılığın anayasa referandumuna “Evet” dedirtme yolunda baskı ve şiddeti de birbirine en uzak kesimleri buluştururken, yani uzakları yakınlaştırırken yakınları da uzaklaştırıyor. MHP ve ülkücü hareket, miadını doldurmuş bir liderin bekası uğruna dinbaz iktidarla titreşime sokuldukça ortadan yarılıyor, tarihini, geleneğini, özgünlüğünü ve özerkliğini kaybetme, böylece helâk olma noktasına geliyor. Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu gibi isimleri hayır diyeceği için “Kandil”le bir sayıp tedhişle buluşmakla suçlama gibi akla ziyan bir noktaya kadar da gelebiliyorlar, düşünün artık! Hâlbuki tedhiş, asıl sokaklarda halkın her kesimi üzerinde Evet’çilik adına estiriliyor. MHP’li Özdağ ve Halaçoğlu’nu 8 Mart’çı öğrencilerle ilinti içine sokan bu olsa gerek!.. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle