04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Cuma 24 Şubat 2017 McCain tura Kobani’den başlamış ABD’nin önde gelen Cumhu riyetçi senatörü ve Senato 3 yıldan sonra IŞİD’den alındı Irak güçleri Musul’un doğusunu kurtarmanın ardından batısına yönelirken dün IŞİD’in 2014’ten beri kontrol ettiği Musul Uluslararası Havalimanı’nı dört saatlik çatışmaların ardından tamamen geri aldı. Yıldırım operasyonuna savaş uçakları, ağır bombardıman uçakları, helikopterler ve insansız hava araçları da katıldı. ABD özel kuvvetlerinin cepheye yakın mevzilendiğinden IŞİD saldırısına uğra dıkları belirtildi. Irak güçleri havalimanındaki zafer kutlamalarını yine selfilerle süsledi. Batı Musul’u IŞİD’den temizleme operasyonu için atlama tahtası olarak kullanılacak havalimanı diğer yandan tam bir harabeye döndü. ABD’li komutanlar Musul ile Suriye’deki Rakka’yı 6 ayda tamamen kurtarmayı planlıyor. Iraklı komutanlar ise Batı Musul operasyonunun Doğu Musul’dan daha zorlu geçeceği uyarısı yapıyor. Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı John McCain’in, bu hafta ki Türkiye ziyaretinde Cumhur başkanı Erdoğan, Suudi Arabis tan ziyaretinde Kral Selman’la görüşmesi öncesi Kobani’ye gittiği ortaya çıktı. 2013’te Türki ye üzerinden girip Özgür Suri ye Ordusu liderleriyle bir ara ya gelmesinden beri Suriye’ye ikinci ziyareti yapan senatörün ofisinden “Kuzey Suriye’ye gi dip orada konuşlu ABD güçle rini ziyaret etti, IŞİD’le sava şı ve Rakka’yı kurtarma operas yonunu ele aldı” açıklaması ya pıldı. McCain’in, haftasonun da gizlice Kobani’ye gittiğini ya zan ABD basını, Amerikan Özel Kuvvetleri’nin Suriye’deki mer kezi haline gelen Rojava’ya giden ilk ABD Kongre si üyesi olduğu McCain nu da aktardı. Çözüm güvenli bölge değil, barış ABD’nin IŞİD’le savaş koalis yonu temsilcisi Brett McGurk ve Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel daha önce Kobani’ye giderek Ankara’nın şimşeklerini çekmişti. ‘Silah sözü verdi’ Suriye Demokratik Güçleri’nden bir komutan, McCain’in, kendilerine silah desteği sözü verdiğini savundu. Sputnik’e konuşan komutan “Kobani’nin güneyindeki Ğerapışk köyü yakınlarındaki ABD askerine ait üsse geldi. ABD’den daha fazla silah, destek talebinde bulunduk. Özellikle ağır silahlar istedik. Destek verecekleri sözünü verdi. Türkiye’nin ‘Mınbiç’e saldırırız’ tehdidini de konuştuk. Görüşme gayet olumlu geçti” dedi. Cenevre’de yüz yüze oturtulan Suriyeli taraflar tarihi sorumluluğa çağrıldı. BM Mülteciler Komiseri Grandi: Güvenli bölgeye değil barış anlaşmasına odaklanın Suriye’ye siyasi çözüm için Cenevre görüşmelerinin dördüncü turu, BM Temsilcisi Staffan de Mistura’nın tarafları bu platformda ilk kez yüz yüze oturtmasıyla başladı. Cenevre’den mucize beklenmemesi, ama tarafların gelecek nesilleri savaşa mahkum etmemeye yönelik tarihi sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini söyleyen De Mistura “Birlikte çalışmanızı istiyorum. Bu korkunç çatışmayı bitirmenin ve kendiyle barışık, egemen, birlik içinde bir ülkenin temellerini atmanın kolay olmadığını biliyorum” dedi. İki tarafın temsilcileriyle el sıkışan De Mistura, doğrudan görüşme ihtimaline dair bir şey söylemedi. ‘İran engel’ tine Suriye’nin BM Temsilcisi Beşar Caferi başkanlık ediyor. Astana’dan farklı olarak Cenevre’de muhalifleri sadece silahlı gruplar değil, Riyad güdümlü Yüksek Müzakere Komitesi liderliğinde karışık bir heyet temsil ediyor. Muhalif heyet başkanı Nasır Hariri’nin De Mistura, yakınları gözaltında “kayıp” olan Suriyeli kadınlarla buluştu. seri Filippo Grandi’den “bununla uğraşacağınıza barış anlaşmasını sağlayın” çıkışı geldi. Grandi “İnsanlar için mutlak güvenli diyebileceğiniz bölge yaratmak çok zor. En iyisi şu barış anlaşmasını sağlamaya odaklanmak. Çünkü ancak böyle bir anlaşma, BM Temsilcisi, açılış oturumunda hükümet ile muhalefet heyetlerini karşılıklı oturttu. hil muhalefetin tamamının temsil edilmesi” çağrısı yaptı. “Suriyeli Kürtler, büyük bir azınlık, önemli bir siyasi ve askeri güç. En nihayetinde ülkelerinin kaderinin belirlenmesinde pay sahibi olmalılar” diyen Borodavkin, muhalefetin Esad’ın gitmesi talebini “saçmalık” diye reddetti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Suriye’deki amaçlarını “meşru yöne Kıl payı ikinci tura kaldı RusyaİranTürkiye’nin garantörlüğündeki Astana sürecinde de yüz yüze oturma görüntüsü verilmişti. De Mistura kapsayıcı bir muhalefet heyeti oluşturmak için son saatlerde ilerleme kaydedildiğini ama daha yapacak çok iş olduğunu söyledi. Hükümet heye ilk açıklaması “Müzakereler siyasi geçişe odaklanmalı. İran, siyasi anlaşmaya varılması önünde engeldir” oldu. Ankara’nın baştan beri savunageldiği ve Trump yönetiminin desteklediği Suriye’de güvenli bölge önerisine ise BM Mülteciler Yüksek Komi insanların savaşmayı kesmesini, güvenliğini sağlar” dedi. ‘Kürtler de olmalı’ Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ardından Rusya’nın BM Cenevre Ofisi Temsilcisi Aleksey Borodavkin de “Suriyeli Kürtler da timi istikrara kavuşturmak ve teröre kalıcı darbe indirmek” olarak açıkladı. Putin, “Her zaman seküler ve farklı mezheplerin bir arada yaşadığı Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumalıyız. Mezhepsel ayrışmadan endişe duyuyorum” diye konuştu. Arjantin, Brezilya ve Peru’nun ardından Latin Amerika solunun iktidardan düşeceği son ülke olup olmayacağı merakla beklenen petrol zengini Ekvador’da başkanlık seçimlerinin ikinci tura kaldığı bildirildi. Ulusal Seçim Konseyi’nin açıkladığı son verilere göre, sosyalist iktidarın adayı Lenin Moreno oyların yüzde 39.3’ünü alırken muhafazakâr rakibi Guillermo Lasso yüzde 28.1 oyda kaldı. Devlet Başkanı Rafael Correa’nın eski yardımcısı olan Moreno yüzde 40 barajını geçebilse, en yakın rakibine yüzde 10 fark da atmış olacağı için doğrudan başkan olacaktı. Seçimlerin 2 Nisan’da yapılması planlanan ikinci tura kalması, diğer muhafazakâr adaylara oy veren seçmenlerin de desteğini alacağı düşünülen Lasso’ya yarayabilir. Beş yıldır Ekvador’un Londra büyükelçiliğinde yaşayan WikiLeaks kurucusu Julian Assange içinse kötü olabilir. Zira Moreno Assange’ın sığınmasını sürdürmekten, Lasso ise bitirmekten yana. Trans haklarına Trump tırpanı ABD’de Trump yönetimi, selefi Obama döneminde getirilen eşitlikçi bir kararı daha iptal etti. Trans hakları için önemli bir adım olarak görülen tuvalet yönergesi yürürlükten kaldırıldı. Yönerge, kamu okullarına trans bireylerin kendilerine uygun gördükleri tuvaleti kullanmasına izin vermeleri yönünde direktif veriyordu. Muhafazakâr aktivistler kararı sevinçle karşıladı. iMkneaksçiıkkaa’yrma ası Meksika sınırına duvar örmeye hazırlanan Trump yönetiminin güney komşusuna yaptığı ilk üst düzey ziyaret, ABD’deki kayıtsız göçmenlerin sınır dışı edilmesine ilişkin önceki gün açıklanan planlar yüzünden daha da gergin başladı. Vatandaşı olsun olmasın tüm kayıtsız göçmenlerin Meksika’ya gönderilmesi planına karşı çıkan Meksika Dışişleri Bakanı Luis Videgaray, ABD’li mevkidaşı Rex Tillerson ile İç Güvenlik Bakanı John Kelly’nin ziyareti öncesinde ülkesinin bu “dayatmayı” kabul etmeyeceğini ilan etti. Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto ile yapacakları görüşmede çeşitli konuları ele almayı planlayan ABD’de Trump yönetimi karşıtı gösteriler sürüyor. ABD’li bakanların bu konuya odaklanması gerekeceğini vurgulayan Videgaray, “Tek taraflı” dediği plan için “kabul etmeyeceğiz, ülkemizin çıkarına uygun değil” diye konuştu. BM’yi işaret etti ABD’nin Meksikalılara yönelik uygulamaları konusunda da “Vatandaşlarımızın maruz kaldığı işlemlerin insan haklarına uygunluğu konusunda BM başta olmak üzere uluslararası örgütleri harekete geçirmekten çekinmeyeceğiz” uyarısı yaptı. Meksika, daha önce de ilişkilerin bozulması halinde uyuşturucuyla mücadelenin zarar göreceği ve Orta Amerikalı göçmenlerin ABD sınırına ulaşmasına engel olmayacağı uyarılarında bulunmuştu. Nieto, geçen ay ABD ziyaretini Trump’ın “duvarın parasını ödemeyecekse gelmemesini” söylemesi üzerine iptal etmişti. h‘Paarrcaanrıszıınbızo!’şa Bu arada, Meksika’dan önce Guatemala’da temaslarda bulunan Bakan Kelly, potansiyel göçmenleri şu sözlerle caydırmaya çalıştı: “Sizi ABD’ye ge tirmesi için kaçakçılara büyük paralar vermeyi düşünen bir Guetamalalıysanız, paranızı boşa harcarsınız... Derhal geri gönderileceksiniz.” Theo için lise işgali Fransa’nın başkenti Paris’te Theo isim li siyah gencin polisin coplu tecavüzüne uğramasının üzerinden üç hafta geçerken protestolar tırmanıyor. Dün 16 liseyi girişi çöp konteynırlarıyla kapatarak iş gal eden, bazı liselerde ateş yakan öğrencilerin kent merkezindeki yasaklı yürüyüşe katılmasıyla polisle çatışma çıktı. Polis gaz sıkarak onlarca gözaltı yaptı. Le Pen’in yolsuzluk dosyasında gözaltılar Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki ay kalan Fransa’da siyasi skandalların arkası kesilmiyor. Seçimlerin ilk turunu kazanması beklenen aşırı sağcı Marine Le Pen’in partisi Ulusal Cephe’nin (FN) iki çalışanının sorgulanmak üzere gözaltına alındığı belirtildi. Le Pen’in Avrupa Parlamentosu üyesi olduğu dönemde maaşa bağlattığı koruması Thierry Legier ve asistanı Catherine Griset’e ödenen 340 bin Avro’yu iade etmemesiyle ilgili soruş turmada sorgulanan ikiliden Griset’e “güveni bozma” suçlaması getirildi. Polis pazartesi günü de partinin Paris’teki genel merkezini basarak arama yapmıştı. Le Pen ise adaletin “tarafsızlığını ve bağımsızlığını” sorguladığını belirtti. Muhafazakârların favori adaylarından François Fillon da mecliste yardımcısı olarak gösterdiği ve 15 yıl boyunca yaklaşık 700 bin Avro maaş alan eşi Penelope’nin aslında hiç çalışmadığı iddialarıyla boğuşurken puan kaybediyor. Duterte muhalifine tutuklama Filipinler lideri Rodrigo Duterte’nin suçla mücadelede kullandığı kanlı yöntemleri en sert eleştiren karşıtlarından Senatör Leila de Lima hakkında “gözaltındaki uyuşturucu baronlarından rüşvet aldığı” suçlamasıyla tutuklama kararı çıkarıldı. [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK 7 Şu Avrupalılar… Ergin Yıldızoğlu Hocamız dünkü yazısında içinde yaşadığımız diyarı ‘Absürdistan’ isimlendirmesi eşliğinde pek güzel özetlemiş. Oysa ben bu hafta uluslararası bir meslek kuruluşunun toplantıları için gittiğim Viyana’da, aynı ‘Absürdistan’a dair soruları yanıtlamakta çok zorlandım. Hükümet yetkililerinden, ülkelerinin çıkarlarını uluslararası siyasetin soğuk gerekleri üzerinden yürütenlerden söz etmiyorum. En başta kendi seçilmiş yöneticilerinin politikaları olmak üzere, toplumlarını etkileyecek her türlü karar ve gelişmeye karşı eleştirel yaklaşımı ‘en temel insan hakkı’ olarak algılayan gazeteciler, sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri ve yargı mensuplarından söz ediyorum. En başta Türkiye’ye baktıklarında gazetecilere reva görülenleri idrak edemiyorlar. Onlara göre, demokrasinin temel koşulları medya ve ifade özgürlüğü. Yani düşünce özgürlüğünün bulunduğu bir toplumun olmazsa olmaz tezahürleri. Onlara göre bu, insanların diledikleri gibi düşünebilmesi, düşündüklerini şiddete başvurmadan ve şiddeti aleni biçimde telkin etmemek kaydıyla diledikleri gibi yaymaları (aleni propaganda yapmak) hakkı. Gazetecilik bu bağlamda kamuoyunu doğru ve objektif bilgilendirme ve kanaat tesis edilmesini sağlama hakkı ve sorumluluğu anlamına geliyor. Sağlaması, meslek ilkeleri ve etiğinin yanı sıra yerleşik teamüller ve geleneklere dayanıyor. Bunlara aykırı davrananı deşifre edip ayıklayacak potansiyel barındırıyor. Kamuoyunu doğru ve objektif bilgilendirmenin ve kanaat tesisinin en baş şartlarından birisi, halk adına en can alıcı soruları sormak. Seçilmiş muktedirler onlara bu soruları yöneltebilmeleri için zemin yaratmakla mükellefler. Onlara göre, misal bir seçilmiş muktedir, yüklü miktarda paraları yine kamu adına kullanmaktaysa, hesabını vermesi gerekiyor. ‘Demokrasi’ birilerinin tek başına bütün kararları alması değil; farklılıkların uzlaştırıldığı, tavizler üzerinde yükselen bir yönetim biçimiyken, yasama ve yargı eşliğinde kontroldenge mekanizmasıyla kurumsallaşıyor. Ancak kötüye kullanımını engellemek için yine gazetecilik görevinin layıkıyla icrası gerekiyor. Toplumu ilgilendiren sonuçları bulunan her türlü siyasal kararlar için aynı şey geçerli. Mütemadiyen sorgusuale dayanan bu modelde gazetecilerin kamu hayrına açık yahut gizli her türlü siyasi tasarrufu gündeme taşıması yükümlülükleri. Dolayısıyla onlar için gazetecilik yapılamayan bir sistemi hayal edilemiyor. Aynı şey halkın ‘kanaat edinme hakkını’ temin için geçerli. Onlar için bu ancak kanaatlerin özgürce, yaşama hakkını tehdit edip sınırlandıracak her türden korkudan uzak dile getirilebilmesiyle mümkün. Karşıt fikirlerin adil bir zeminde topluma yansıtılabilmesi olmazsa olmaz koşul. Bunun herhangi bir gerekçeyle engellenmesini, şiddet içermediği sürece kısıtlanmasını idrak edemiyorlar. Onların hâkimleri ‘suçun şahsiliği’ ve ‘masumiyet karinesi’ ilkeleri gereği bir şahsın suçluluğunun iddia makamı tarafından yalanlanamayacak şekilde ispat edilmesi gerektiği üzerinden hareket ediyorlar. Misal, ‘hiçbir şiddete başvurmamış insanların iddia makamının kanaatleriyle itham edilip sonra masumiyetlerini ispatlamak durumunda bırakılmalarını’ anlamıyorlar. Hükme varabilmeleri için çok güçlü, sarsılmaz, aksi iddia edilemeyecek somut kanıtlara ihtiyaçları var. Dolayısıyla Türkiye’de hapiste bulunan 153 gazeteciyle ilgili ‘İddialar ne, somut kanıtları ne, bunların somut ve yalanlanamaz ispatları neler’ sorularını yöneltiyorlar. “İddianameye bakılırsa şurada şöyle demiş, burada şu başlığı kullanmış, bu görüşü dile getirmiş, şu haberi yapmış, üstüne şu tweet’i de atmış” derseniz yüzünüze ‘Nasıl yani’ diyecek şekilde bakıyorlar. Ama mesela bir sanat merkezini alenen kundaklayıp üstüne suçunu itiraf eden birisini kolay kolay serbest bırakırlar mı, emin değilim. Şu Avrupalılar ‘demokrasiden’ hiç anlamıyorlar. Hatta ‘gaipten sesler’ olarak algılamayın ama bizde Avrupa’da ‘faşizmin ayak seslerini’ işittiklerini iddia edenlerin çıkması boş yere değil! Scotland Yard’da tarihi atama Britanya’nın başkenti Londra’nın 188 yıllık polis teşkilatı Scotland Yard’ın başına ilk kez bir kadın emniyet müdürü atandı. Cressida Dick (56), Oxford ve Cambridge mezunu. 2005’te Dick’in yönettiği operasyonda canlı bomba sanılarak öldürülen Brezilyalı Charles de Menezes’in ailesi, atamayı hakaret gördüklerini açıkladı. Karadağ: NATO garantisi aldık Karadağ Dışişleri Bakanı Srdjan Darmanoviç, mayısta yapılacak NATO zirvesinde tam üye olarak kabul edilmeyi beklediklerini belirtti. Darmanoviç, ABD Başkanı Trump’ın Rusya ile yakınlaşmasından etkilenmeyi beklemediklerini, NATO üyeliğinin ABD Senatosu’nda onaylanacağına dair güvence aldıklarını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle