04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 19 Şubat 2017 6 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Yıldırım’a suç duyurusu Almanya’da casusluk yaptığı öne sürülen DİTİB imamlarının doğrudan Yıldırım’a bağlı oldukları gerekçesiyle savcılığa şikâyette bulunuldu Almanya’da muhalifler ve Gülenciler hakkında casusluk yaptığı öne sürülen Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) imamlarıyla doğrudan bağlantısı olduğu gerekçesiyle Başbakan Binali Yıldırım hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Der Spiegel’in haber portalına göre Yeşiller milletvekili Volker Beck, merke zi Karlsruhe’de bulunan Federal Başsavcılık, Duisburg Savcılığı ile Yıldırım’ın miting yaptığı Obernhausen kentinin polisine yazılı suç duyurusu yaptı. ‘Gerekirse alıkonsun’ “Yıldırım’ın ifadesinin alınmasını ve gerekirse soruşturma boyunca ülkeyi terk etmesine izin verilme mesini” isteyen Beck, imamların doğrudan başbakanlığa bağlı olduğunu, dolayısıyla Yıldırım’ın da ajanlık faaliyetinde rolünün olduğunu savundu. Bu talep üzerine harekete geçen Oberhausen Emniyet Müdürü, Federal Başsavcılığın Federal Kriminal Dairesi’ne soruşturma yetkisi verdiğine dair Beck’i bilgilendirdi. DİTİB hakkında ajanlık soruşturması yürütülürken dört Avrupa ülkesinde Türk konsolosluklarında görevli personelin ajanlık faaliyetinde bulunduğu da iddia edildi. Der Spiegel dergisinin resmi bir belgeye dayandırdığı haberde, Avusturya, İsviçre, Hollanda ve Belçika’daki Türk başkonsolosluk ve kon solosluklarında görevli personelin, FETÖ yapılanmasını destekleyenler hakkında istihbarat faaliyeti yürüttükleri iddia edildi. Öte yandan Almanya’nın Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz ise en geç 10 yıl içinde DİTİB’in Almanya’da yetişmiş imamlardan oluşacağını” söyledi. l Dış Haberler ALMANYA’DA ‘EVET’ İSTEDİ Almanya’daki seçmenlere seslenen Başbakan Binali Yıldırım, Oberhausen Arena’da “Memleket Sevdalıları Evet Diyor” etkinliğinde konuştu ve referandumda hayır çıkması halinde terörün devam edeceği imasını yineledi. Yıldırım “Bölücü terör örgütleri de bu koroya katılmış gibi gözüküyor. Diyorlar ki ‘evet’ çıkarsa biz biteriz. ‘Evet’ çıkacak siz de biteceksiniz” diye konuştu. Almanya’da Oberhausen Arena’da konuşan Yıldırım, “Sadece Almanya değil. Öyle bir cevap verin ki bütün dünya duysun. Sandığa gitmeye hazır mısınız? Sandıkları patlatmaya hazır mısınız?” dedi. Toplantıya önceden akredite olan çok sayıda gazeteci de katıldı. Ancak eski Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar’ın Almanya’da kurduğu ‘Özgürüz’ isimli haber sitesinin iki muhabiri, etkinlik alanına alınmadı. Correctiv adlı araştırma merkeziyle işbirliği yapan Özgürüz, haberi Twitter hesabından du yurdu: “Başbakan Yıldırım’ı takip etmek isteyen muhabirlerimizin etkinlik salonuna girişi engellendi.” Bir süredir Almanya’da yaşayan Can Dündar’ın genel yayın yönetmenliğini üstlendiği ‘Özgürüz’ isimli haber portalı, henüz yayına başlamadan erişime engellenmişti. Rakka’da ‘taktik destek’ verilecek Almanya’da uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, Rakka operasyonuna ilişkin “Amerika, Türkiye ile birlikte yerel güçlerle, ÖSO ile ve diğer milislerle bir olarak, onlar önde, biz de arkada... Doğrudan operasyona girmeyeceğiz, taktik destek vereceğiz, prensipte anlaşılırsa tabii. Amerika’nın her halükârda bir operasyon planı var. Türkiye, Rusya ve İran’ın girişimiyle ateşkes başlatıldı. Olayı Cenevre’ye taşıyıp, makul tarafları bir araya getirerek kalıcı siyasi durumu sağlamak gerekiyor. Ancak bu bugünden yarına bitecek bir iş değil” diye konuştu. l Haber Merkezi Sığınma talebi sayısında artış Almanya’ya sığınma başvurusunda bulunan Türk vatandaşlarının sayısı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yüzde 60 artış gösterdi. Alman Sol Parti tarafından verilen soru önergesine hükümet kanadından gelen yanıta göre, Ağustos 2016 ile Ocak 2017 tarihleri arasında 3 bin 100 Türk vatandaşı sığınma talebinde bulundu. 2016’nın ilk 6 ayında bin 900’dü. Kabul edilme oranı da yüzde 13.7’den 17.3’e yükseldi. l Haber Merkezi Avusturya’dan iç savaş başlattı AKP’nin Avusturya Teşkilatı Sorumlusu Mahmut Koç’un Salzburg kentindeki referandum etkinliğinde “Mesele AK Parti değil; vatan, millet ve ümmet meselesi! Eğer bu seçimde kötü bir sonuç alırsak Türkiye’de iç savaş çıkar” dediği iddia edildi. Aynı zamanda Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Avusturya Yönetim Kurulu Üyesi olan Koç’tan önce AKP Manisa İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem de iç savaş çığırtkanlığı yapmıştı. l Dış Haberler TEŞEKKÜR Korzay ailesinin muhterem, munis, iyiliksever büyüğü OSMAN NACİ KORZAY’ın Sevgili Yoldaşımız, Sosyalist Köylü Lideri, Çınarlı Köyün Muhtarı, Davanın Her Daim Emektarı FEVZİ KAVUK’u (1931 – 2017) kaybettik Ebedi istirahatgâhına tevdi edilmesinde Türkiye ve yurtdışından gelen akraba ve dostlarımıza, evlerimizi ziyaret eden, telefonla ve elektronik ortamda taziyelerini sunan ve acımızı paylaşan can yoldaşlarımıza teşekkür ederiz. KORZAY AİLESİ SUHA GÜNDÜZ KORZAY Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevi’nde ektiği tohumlardan Müşküle’de büyüyen çınarlardandı. Onlar da, Nazım için köylerinde çınar diktiler. Sosyalizmin Anadolu’ya yayılmasına büyük emek verdiler. Türkiye İşçi Partisi MYK Üyesi, Bursa Milletvekili Adayı, 12 Eylül sonrası TKP Davası sanığı ANISI ve MÜCADELESİ ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUZ. TÜRKİYE İŞÇİ PARTİLİ ARKADAŞLARI Uğurlama: 19 Şubat 2017 Pazar Öğlen Müşküle Köyü İZNİKBURSA ‘Referandumu kaybedersek silahlı iç savaşa hazırlanın’ Yaygın bir görüş var AKP ve tabanında: İktidarı ele geçirdik. Artık bir daha bırakmayız, bırakmamalıyız, asla kaybetmemeliyiz iktidarı... Üstelik akademik kılıklı bir ülke ve millet düşmanı, iktidar için ülkeyi yakıp yıkmaya hazır bir katil ruhlu, referandumu kaybedersek silahlı iç savaşa hazırlansın herkes diyor. Sadece o mu? Başka yetkili bir AKP’li, hedefe az kaldı, 90 yıllık hasret bitecek diyor. Az kaldı dediği şu: İki ay sonra referandum olacak ve kazanacağız ve bu işi kesin ve ebedi olarak bitireceğiz, Cumhuriyet ve Atatürk belasından, parlamenter sistemden vb. kurtulacağız. Gördükleri rüya Ülkede Atatürk’ün ilan ettiği Cumhuriyeti, kadınlara özgürlükleri, Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir ve Meclis’indir kuralını, Cumhuriyetin demokratik parlamenter düzene ve güçler ayrılığına demokratik bir sisteme doğru büyük evrimini, bu süreçte verdiği ileri doğru büyük atılımı, çağdaşlığa ve uygarlığa doğru büyük serüveni sona erdirecekler. Bunun rüyasını görüyorlar. Cumhurbaşkanı ne demişti muhtarlara, bileklerimizdeki prangayı kıracağız. O pranga nedir? Yukarıdaki büyük paragrafı yeniden okuyun. Daha önceki söylemlerle de bütünleştirin bu son anlayışları: Cumhuriyet 90 yıllık parantezdir, bu parantezi kapatacağız... Cumhuriyet bir reklam arasıdır.. Anayasa değişikliği ile öngörülen de zaten, bu reklam arasına bir son vermek, 90 yıllık parantezi kapatmak, Türkiye’yi Osmanlı ile bütünleştirmektir. Yeni Türkiye dedikleri budur. Tüm bu söylem, niyet, politika ve değişimi alt alta koyarsanız, hedefin tamamen bir Abdülhamit mutlakiyetinin yaratılmak istendiğini görürsünüz. Ey MHP’liler duyuyor musunuz? Anayasa değişikliği tamamen budur ve Bahçeli, Atatürk’ün, Cumhuriyetin ve tüm uygarlığa doğru atılan temellerin mezar kazıcısı rolünü üstlenmiştir. Ey MHP’liler, duyuyor musunuz! Bahçeli, Özgür’ün sık yazdığı gibi, 34 ay içinde yaşadığı bu 180 derece değişikliği açıklamaya mecburdur. Bu mecburiyeti hem MHP’lilere hem MHP’li seçmene, üstelik tümTürkiye’ye borçludur. Çünkü Bahçeli bu pek de aydınlık olmayan kararıyla, tüm ülkeyi bir başka kulvara sokmuştur. Bu kökten değişiklik, bu Cumhuriyetin tasfiye talebini sandığa götüren, tamamen ve tek başına Bahçeli’nin kararı ve isteğidir. Tek istenen, bu karar değişikliği üzerindeki karanlığın aydınlatılmasıdır. ‘Sadece RTE için geçerli olsun’ Şimdi iyi niyetli AKP’li yazarların bir korkusu var: Ya bu Başkancı Reisçi yetkiler bir başkasının eline geçerse, biz ne halt yeriz, nereye kaçarız.. Kabataş yalanının baş mimarı hatta şöyle bile yazabiliyor korkusundan: Anayasaya bir madde koyalım, tüm bu yetkiler sadece ve sadece RTE için geçerli olsun, ondan sonra geçerli olacak normal bir anayasa yürürlüğe girsin. Herhalde iktidarı bırakmamak için bir içsavaşı göze alacak bir inanca sahip değil. Ama aynı zamanda böyle yetkilerin nasıl bir karanlık döneme yol açacağını, kabağın dönüp dolaşıp kendi başlarında patlayabileceğini de en azından sezgisi ile anlıyor. İktidar ve adamları diyor ki, silahlanacağız, bu prangaları kırıp atacağız.. Yasal parti, parti il başkan yardımcısı olan adamını alayı vala ile kapı dışarı bile etmiyor: İstifa yolunu gösteriyor. Bunun anlamı şu: Salak mısın, bu böyle söylenir mi, bize, liderlerimize bak, senin aptalca sözlerini nasıl akıllıca dile getiriyorlar. Henüz daha yemek pişmemiş, sen ona soğuk su katıyorsun, şimdilik ayrıl partiden de bizi zor durumda bırakma... ‘Artık bizim burası, uyacaksınız’ Acaba bir savcı kaldı mı bu kişiyi sorguya çekecek? Ülkede adalet ve hukuk var mı ki soruyorum: Baksana, müdürü olduğu okulda oğlancılığa soyunan adam bile serbest bırakılıyor ve okuluna gidebilecek yüze sahip olabiliyor. İktidar ve tüm Türkiye bunu seyrediyor! Evet, bu ülkeyi epey değiştirdiler... Öyle ki, burası artık bizim. Öyle ki Brüksel’de yaşayan bir alçak, bana not bile gönderebiliyor: Ya bize artık tamamen uyacaksınız ve böylece yaşama şansınız olacak ya da bu ülkeyi terk edeceksiniz, terk etmezseniz milletimiz sizi halledecek. Bu istilacının anlayışı şu: Türkiye’yi okyanusta giden bir transatlantike benzetin... Düşünün ki korsanlar gemiye baskın yaparak ele geçirdiler. Kırk haramilerin istilası gibi. Cumhuriyetin yarattığı tüm ekonomik kurumsal değerleri satıp savuşturup yok etme girişimlerini de bu kapsamda değerlendirin... Bir HAYIR onları kesin rüyalarından uyandıracak etki yapacaktır. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle