Katalog

Cumartesi 11 Şubat 2017 6 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Dink davası sanığı Ali fuat Yılmazer, C5 büro İLE ilgili açıklamalarda bulundu ‘Danıştay saldırısı Güler’in kanatları altında işlendi’ Erdem ve Erdemsizlik Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlileri nin yargılandığı davada dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yıl CANAN COŞKUN mazer, savunmasına devam etti. Ergene kon soruşturmasının yürütüldüğü, mev zuat dışı kurulduğu iddia edilen ken dinin de bir dönem müdürü olduğu İs tihbarat Daire Başkanlığı C5 Büro ile ilgili açıklamalar yapan Yılmazer, “Mu zaffer Tekin, Danıştay saldırısı sırasında İstanbul tarafından dinleniyordu. Alpars lan Arslan bağlantısı vardı. Tekin ile Ars lan arasında geçen 50 saniyelik konuş maya ‘Hal hatır sorma konuşması’ diyor Ahmet İlhan Güler. Güler’in koruması al tındayken işleniyor Danıştay saldırısı. Pa ralel çete karşınızda duruyor” dedi. Ergenekon’un sözü bile geçmedi AKP’den aday adayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün gö rülen duruşmada konuşan Yılmazer, “Ahmet İl Cinayetin tetikçisi Ogün han Güler çalışma ya Samast’ın avukatlığını İstanbul pılmasına izin versey Barosu avukatlarından Hüseyin di Dink öldürülmeye Işık, üstlendi. Emekli Albay olan cekti” dedi. Yılmazer, Işık’ın 2014 yerel seçimlerinde İstihbarat Daire Baş AKP’den Şişli Belediye kanlığı C Şube’de illegal Başkan aday adayı bir büro yapılanması ol olduğu ortaya çıktı. madığını savunarak, “Giz Ağar’la ilgili uyarmış Yılmazer, Ahmet İlhan Güler’in 30 Ocak 2007 tarihli yazısıyla Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve Koruma Şube Müdürlüğü’nü Mehmet Ağar’a yönelik suikast girişimi olabileceği ile ilgili uyardığını söyledi. Yılmazer, koruma tahsis edilmesiyle ilgili istihbari bilginin kaynağının mutlaka belirtilmesi gerektiğini kaydederek, “Bu bilgi nereden almış. Baş ka bir ilden gönderilmiş bir bilgidir” dedi. Bu sırada Dink ailesi avukatların Hakan Bakırcıoğlu söz alarak, kendisinin de bu kaynağa dosyada rastlamadığını söyledi. Ardından Güler söz alarak, “Bu uyarı yazısı koruma talepli değildir. Bu kişiler zaten ömür boyu korumaya tabidir. Ayrıca korumaya gerek yok. Bu yazı hatırlatma yazısıdır” dedi. li yapılandırılan bir büro değildir. Savcılıkta 2006’nın ikinci yarısında C5 isminde bir büro kurduğumu söylemedim ancak savcı böyle yazmış” dedi. İddianamede, C5 büronun Emniyet ve orduda tasfiyeleri gerçekleştirmek ve bürokrasiyi dizayn etmek için mevzuat dışı kurulduğunun belirtildiğini anımsatan Yılmazer, “1 komiser 2 polis memuru var bu büroda. 1 komiser 2 polisle büro kurulmaz. C5 büroda 2007 Haziranı öncesinde Ergenekon kelimesi geçen herhangi bir yazışma varsa çıkarsınlar” dedi. Yılmazer, 2007 öncesi büroda Ergenekon sözünün doğrudan geçmediğini savunarak, “Ulusalcı grupların tehdit oluşturduğunu, azınlıklara yönelik nefret söylemleri geliştirildiği için çalışma yaptım. İnkâr etmiyorum. Ancak oradaki isimlerin yüzde 1’i yoktur Ergenekon davasında” dedi. Yılmazer, savcılığın 2014’te İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan C5 Büro ile ilgili yönetmelik değişikliği olup olmadığını sorduğunu aktardı. Yılmazer, söz konusu büronun eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun zamanında şekillendirildiğini ve kadrosunda değişiklik yapılmadığını belirterek, “Dışarıdan bir tane adam getirmemişim nasıl cemaat yapılanması bu” diye sordu. MİT tanıklığına ret Mahkeme, Hrant Dink’i İstanbul Valiliği’ne çağırarak uyaran MİT görevlileri Özel Yılmaz, Handan Selçuk ve İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör’ün tanık olarak dinlenilmesi talebini reddetti. Dink, köşe yazısında görüşmeye ilişkin “haddim bildirilmişti’ demişti. Dava, 13141617 Mart’a ertelendi. Bir sonraki celse Ali Fuat Yılmazer’in savunması ve çapraz sorgusu ile devam edecek. l Vali korumuştu Üzerine Utanç insana özgü bir duygu sanılır Utanan hayvanlar gördüm ben Nice insanlar tanıdım buna karşılık Utanmak nedir bilmeyen Öyle zamanlar gelip çattı ki Olağan sayılır oldu arsızlık Utanç utanıp çekildi köşesine Esip gürlüyor utanmazlık Yalan insanlık ayıbı sanılır Oysa bir tek odur yalan söyleyen Yalan söylemez kedi, kuş, börtü böcek Yalan söylemez hiçbir sürüngen Her yandan yalanla kuşatılmışız Yalan gerçek olmuş hakikat yalan Yalan akıyor gazetelerden Televizyon kanallarından Ahlâk insana özgü bir erdemdi Şimdi ahlâk öğütlüyor ahlâksız Katil imdat diye yırtınıyor Hazine bekçisi olmuş hırsız Vicdan insana özgü bir erdemdi Öyle sanılırdı bir zaman Artık antikacı dükkânlarında Bir metadır ender bulunan Sözünün eri olmak bir deyimdi Doğru insanı tanımlayan Şimdi baş köşede ağırlanıyor Dün tükürdüğünü bugün yalayan Cesaret insana özgü bir erdemdi Ona yaraşan bir kimlik Bir korkaklık ordusu Türedi üniformalı üstelik Gezi şüphelisi polis, FETÖ’den Ama bir özellik daha var insanda Küllerinden yeniden doğmak Hayır diyebildiğinde celladına Zafer erdemin olacak açığa alındı Gezi Direnişi’nde gaz fişeğiyle Aydın Aydoğan’ı vurduğu öne sürülen polisler hakkında İstanbul Valiliği soruşturma izni vermemişti. O polislerden birinin FETÖ’den açığa alındığı ortaya çıktı. Gezi Parkı’nın yıkılmaması için başlatılan direnişte, gaz fişeğiyle ayağından vurulan Aydın Aydoğan’ı vurduğu öne sürülen ancak, İstanbul Valiliği’nin soruşturma izni vermediği 16 polis memurundan herhangi birinin FETÖ/PYD soruşturması kapsamında açığa alındığı ortaya çıktı. 15 polisle ilgili soruşturma olup olmadığı ise henüz bildirilmedi. Gezi gazisi Aydın Aydoğan’ın hukuk mücadelesi sürüyor. İstanbul Valisi Vasip Şahin, Gezi Parkı’nda yaralılara yardım ederken vurulan Aydoğan ve plastik mermi atışı sonucu sağ gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’nın şikâyeti üzerine 16 polis hakkında soruştuma izni vermemişti. Sarıkaya’nın dosyası, daha sonra ayrıldı. Aydoğan’ın avukatları, savcılığa yeni dilekçe yazarak, kask numaraları belirlenen polislerin hangi il emniyet müdürlüğünde görevli olduklarının tespitini istediler. Emniyetin dosya şüphelisi olan A113 ve A132 kask numaralı şahısların İstanbul Çevik Kuvvet kayıtlarında olmadığını bildirdiğine dikkat çeken avukatlar, “Emniyet Müdürlüğü’nde hiçbir kıyafet ve kask zimmetsiz olarak teslim edilmez” dediler. Savcı sordu Mahkeme ‘ihmal’ dosyasını istediAnkara Tren Garı katliamında yaşamını yitirenlerin yakınları sorumluların cezalandırılmasını istedi. Ankara Tren Garı Meydanı’nda 10 Ekim 2015’te düzenlenen canlı bomba saldırısına ilişkin davada, mahkeme heyeti Ankara Valiliği’nin soruşturma izni vermediği 5 polis müdürü hakkında “görevi ihmal” soruşturması talep edilen müfettiş raporunun incelenmesi için mahkemeye gönderilmesine karar verdi. Mağdurlara soruşturma! Savcı mütalaasında katliamda kamu görevlilerinin ihmallerini sıralayan ve Cumhubaşkanı, Başbakan, MİT Müsteşarı ile Ankara Emniyet Müdürü’nün de yargılanmasını isteyen katliam mağdurları için “Kamu görevlilerine hakaret” gerekçesi ile soruşturma izni istedi. Mahkeme he yeti verdiği ara kararda katliam mağdurları için de soruşturma izni verdi. Dava 25 Mayıs tarihlerine ertelendi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savcı mütalaasını sundu. Kamu görevlilerinin katliamda ihmal, kusur kast gibi sorumluların araştırılmasını talep eden savcı, Ankara Valiliği tarafından sorumlular hakkında soruşturma izni verilmeyen ancak tartışma yaratan Mülkiye Müfettişleri’nin raporunun dava dosyasına eklenmesini istedi. Mahkeme heyeti verdiği ara kararda dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın görevlendirdiği 4 müfettişin hazırladığı ve il emniyet müdürü, güvenlik, terör, istihbarat şube müdürleri ve terörle mücadele C Büro amiri olmak üzere toplam 5 polis müdürü hakkında “görevi ihmal” suçuna ilişkin verilerin yer aldığı ön inceleme raporunun mahkemeye getirilmesi yönünde karar verdi. Bombacı tehdit, polis küfür etti Dava sırasında sanık Abdülmuttalip Demir mahkemeye hitaben “Siz susturamazsanız, ben sustururum” diyerek katliam mağdurlarını tehdit etti. Savcı, Demir hakkında suç duyurusunda bulunulmasını isterken, duruşma arasında bazı polislerin mağdurlara “Teröristsiniz” ifadeleri ve küfürleri nedeniyle haklarında suç duyurusuna bulunulmasını talep etti. Polislerin ifadelerinin alınmasına karar verildi. l ANKARA/Cumhuriyet Çıplak tahliyede takipsizliğe itiraz Diyarbakır’ın Sur ilçesinde geçen yıl operasyonlar ve sokağa çıkma yasağı sırasında, 14 kişi, 7 Mart 2016’da HDP milletvekillerinin girişimi sonucunda Valiliğin oluşturduğu güvenlik koridorundan tahliye edildi. Tahliye sonrasında, 7 erkeğin iç çamaşırlarıyla duvar dibinde çekilen fotoğrafları “JİTEM” adlı Twitter hesabından paylaşıldı. İHD Diyarbakır Şubesi, görüntüleri çeken kamu görevlileri hakkında 9 Mart 2016’da suç duyurusunda bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu ise takipsizlik kararı verdi. Karar üzerine İHD, Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne itiraz etti. l MAHMUT ORAL / DİYARBAKIR Yasin Börü davasında 23 kişiye müebbet Diyarbakır’da 67 Ekim 2014’te Kobani için düzenlenen eylemlerde Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un öldürülmesiyle ilgili 41 sanığın yargılandığı davaya Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Cumhuriyet Savcısı Abdurrahman Yalçın 23 sanık hakkında 6’şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 15 sanık için ise beraat istedi. RTÜK’TEn, eşi görülmemiş bir yöntem ‘Tatlı Sert’ skandalı ANMA İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, hakkında soruşturma izni verilmeyen 16 polis hakkında FETÖ soruşturması olup olmadığının bildirilmesini istedi. Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü, açığa alınan memurlardan M.Ö.’nün, Gezi soruşturmasında adı geçen 16 polisten biri olduğu bildirildi. M.Ö. hakkında FETÖ üyeliği iddiasıyla soruşturma yürütüldüğü ifade edildi. Aydın Aydoğan, diğer 15 isimle ilgili araştırmanın sürdüğüne dikkat çekerek, “Gezi direnişinin hemen sonrasında dönemin Valisi Hüseyin Avni Mutlu, ‘Gezi ile ilgili anlatamayacağım şeyler var’ dedi. Beni vurmaktan ifade veren polisler hakkında, şimdi Vali Şahin soruşturma izni vermemiştir. Beni vurmaktan ifade veren polisler hakkında, şimdi valimiz Vasip Şahin, soruşturma izni vermemiştir. Şimdi bizler düşünüyoruz ki, sayın Vali suç şüphesi bulunan kişileri korumuş oluyor” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet SİNAN TARTANOĞLU RTÜK, “Müge Anlı ile Tatlı Sert” programı için insan kaçakçılığının övüldüğü ve propagandasının yapıldığı gerekçesiyle ATV’ye kestiği tarihinin en yüksek cezası olan 1 milyon 323 bin 720 TL para cezasından vazgeçti. İdari bir kurum olan RTÜK, aldığı ceza kararını, adli yargı kurumu olan savcılığın Anlı hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı değerlendirmesine dayanarak geri aldı. Böylece RTÜK, tarihinin en yüksek cezasından, tarihte eşine ratslanmayan bir yöntemle geri adım attı. 3 Haziran 2016’da ATV’de yayımlanan “Müge Anlı ile Tatlı Sert” adlı programda, seri katil Atalay Filiz’in arandığı tarihte Yunanistan’a kaçtığı yönündeki iddialar üzerine Müge Anlı, insan kaçakçılarına bağlanarak, “Yunanistan’a kaça götürüyorsunuz” yönünde sorular yöneltmişti. Anlı, “Valla harikasınız ne diyeyim, yani çok teşekkür ediyorum. ‘Biz götürmeyeceğiz’ diyorsunuz yani” demiş, Anlı’nın bu ifadeleri stüdyodaki izleyiciler tarafından da alkışlanmıştı. CHP’li Zeynep Altıok’un şikâyeti üzerine RTÜK Üst Kurulu, ATV’nin, RTÜK Yasası’nı ihlal ettiğine karar verdi. Oy çokluğu ile alınan kararla kanala 1 milyon 323 bin 720 TL idari para cezası kesildi. Hükümete yakın gazetelerin yazarları köşelerinde sık sık, ATV’ye kesilen bu cezanın haksız olduğunu işledi. Ancak RTÜK, dün skandal bir karara imza attı. ATV, RTÜK’e itiraz ederek, soruşturma neticesinde program sunucusu hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini belirtti ve cezanın geri alınması istedi. RTÜK Üst Kurulu’nun oy çokluğu ile aldığı kararda daha önce ATV’ye para cezası verilmesi için oy kullanan MHP kontenjanından üst kurul üyesi Esat Çıplak’ın bu kez kararından vazgeçmesinin etkili olduğu öğrenildi. l ANKARA HASAN ALDOĞAN (19322012) Sevgili eşim, biricik babamız, aramızdan ayrılışının 5. yıldönümünde seni çok özledik. EŞİN: GÜLÜZAR ALDOĞAN OĞULLARIN: HÜSEYİN K. ALDOĞAN, ALİ E. ALDOĞAN C MY B