28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 11 Şubat 2017 10 EDITÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber NECATİ SAVAŞ Bilim çıktı TOMA girdiAnkara Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda akademisyenlerin ihraç edilmesine karşı düzenlenen ‘Büyük Buluşma’ eylemine katılanlara müdahale eden polis, 5’i akademisyen 12 kişiyi gözaltına aldı. Ankara Üniversitesi’ndeki ihraç protestosuna müdahale edildi. 12 öğretim üyesi ve öğrenci darp edilerek gözaltına alındı. CHP’li milletvekilleri tartaklandı Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda akademisyenlerin ihraç edilmesine karşı düzenlenen ‘Büyük Buluşma’ eylemine katılan milletvekilleri, akademisyenler, öğrenciler ve mezunlar, polisin sert müdahalesi ile okula alınmadı. Polisin, ihraç edilen hocaların üniversiteye girişine izin vermemesi ile başlayan gerginlik, gazlı, coplu ve TOMA’lı müdahaleye dönüştü. Akademisyenlere destek veren milletvekilleri polis tarafından darp edilirken, kampusa alınmayan hocaların cüppeleri polis postalları altında ezildi. Akademisyenlerin giremediği fakültelere polisin girerek devam ettirdiği müdahalede; darp edilerek gözaltına alınıp Çankaya Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 5’i akademisyen 12 kişi serbest bırakıldı. Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda son KHK ile 73 akademisyenin ihraç edilmesine tepki göstermek için Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Şubesi’nin çağrısıyla düzenlenen ‘Büyük Buluşma’ eylemine polis saldırısı damgasını vurdu. İhraç edilen akademisyenler, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve farklı üniversitelerden destek için gelen öğretim görevlisi ve öğrencileri kampus girişinde kapalı kapılar önünde yüzlerce çevik kuvvet polisi karşıladı. Polis ve güvenlik ekiplerinin, ihraç edilen akademisyenlerin üniversiteye girişini engellemesiyle başlayan gerginlik; okul öğrencilerinin kimlik göstermelerine rağmen içeriye alınmamasıyla devam etti. Bilim ayak altında Kampus girişinde polisin fiziksel müdahalesiyle karşılaşanlardan CHP Milletvekili Ali Şeker “Bu faşizm ve açık bir diktatörlük değildir de nedir” diye sordu. O sırada bir öğrencinin gözaltına alınmasını engellemeye çalışan CHP milletvekili Orhan Sarıbal, polisle tartıştı. Sarıbal, “Üniversiteyi üniversite yapan değerleri, buradan atmaya kimsenin hakkı yok. Cehaletten beslenenler, üniversiteleri düşman görmeye devam ediyorlar” dedi. İhraçlara tepki gösteren akademisyenler, “Biz saraylara gitmeyiz, kimsenin de önünde cüppemizi iliklemeyiz” diyerek cüppelerini Cebeci Kampusu girişine bıraktı. Öğrencilerin “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sloganlarıyla tuttuğu kampus kapısı, polis tarafından zorlanarak kırıldı. Akademisyenlerin bıraktığı cüppeleri postallarla ezerek geçen polis, gazlı ve plastik mermili müdahaleye başladı. İçeri alınmayan Siyasal Bilgiler Fakültesi eski dekanı Yalçın Karatepe ile birlikte birçok akademisyenin kapı girişinde konuşmaya çalıştığı sırada; Eğitim Sen Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin eski öğretim üyelerinden Şeyda Sever, polisin attığı plastik mermiyle yaralandı. CHP’li Ali Şeker Genel Başkanı Kamuran Karaca da müdahaleye maruz kaldı. Yalçıntepe’nin “Emri kimden aldınız” sorusu üzerine bir polisin “Emri Yunan elçiliğinden aldık” yanıtı verdiği duyuldu. TOMA’nın dolaştığı kampusta; fakülte içlerine kadar giren polis, okul içlerini dolaşarak akademisyen ve öğrencileri gözaltına aldı. Aralarında akademisyenlerin de olduğu 12 kişi gözaltına alındı. Sivil polis tarafından yumruklandığını ifade eden ihraç edilen akademisyenlerden Cenk Yiğiter, “Bazı arkadaşlarımıza da çevik kuvvet tarafından şiddet uygulandı. Bütün bunlar kampusun güvenlik amirinin gözü önünde oluyor” diye konuştu. Vedalaşacaktık Olayların ardından akademisyen ve milletvekilleri Mülkiye merdivenlerinde açıklama yapmaya başladı. Daha önce ihraç edilen Doç. Dr. Sevilay Çelenk “Biz bugün burada sessiz sakin konuşma yapacaktık, birbirimizle vedalaşacaktık. Arkadaşlarımızla yapacağımız forumda durum değerlendirmesi yapacaktık. Bir günlük tahammülü bile gösteremediniz. Saldırganlık burayı hedef aldığı için bu üniver CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran sitede son üç yılda 150’ye yakın soruşturma açılmıştır” diye konuşma yapmaya başladığı sırada yeniden polis müdahalesi geldi. Karanlığın erleri CHP’li milletvekillerin önde set oluşturarak engellemeye çalıştığı müdahalede, polis ve vekil arasında arbede yaşandı. Yaşanan arbedenin ardından açıklamaya devam edildi. CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, “Biz biliyoruz ki bundan sonra bu karanlıklar yenilecek ve Yeni Türkiye hikâyesi bilim diyenlerle omuz omuza beraber yazılacak. Bu karanlığın erlerine sesleniyoruz; sizin karanlığınıza teslim olmayacak milyonlar biziz. Boyun eğmeyeceğiz. Buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz” diye konuştu. Yaşanan olayla ilgili CHP milletvekili Veli Ağbaba ise “Türkiye bunlara teslim olmayacak. Öğretim üyelerine, yaşı 7080’e gelmiş üniversite hocalarına yapılan bu muameleyi kınıyoruz” diyerek eleştirdi. Polisin müdahalesinden okulun özel güvenlik görevlisi de nasibihi aldı. İLEF güvenlik görevlisi Yusuf Okyay, müdahele sırasında kalp krizi geçirdi ve yoğun bakıma kaldırıldı. l ANKARA / Cumhuriyet Eyleme katılan CHP’li milletvekilleri polis tarafından tartaklandı. Hocaların hocası eylemde Cebeci Kampusu’na destek için gelen hocaların hocası olarak bilenen Korkut Boratav, “Faşist rejiminin, İtalyanların bile yaptığı şüphelidir. Nazi Almanyası’nın ‘Sivil Ölüm’ denilen uygulamasıdır” diyerek durumu açıkladı. 12 Eylül’de de ağır koşullarda ve bu tip uygulamalarla karşılaştıklarını anlatan Boratav, “Karanlık Nazi rejiminin uygulamalarını Türkiye Cumhuriyeti’nde görmek son derece hüzün verici bir durumdur. Referandumu normal güvenceler altında yapılmasını sağlamaya azami dikkat sarf etmek lazım. Bütün ihlalleri tek tek belgelemek lazım ki bu referandumun hukuki meşruiyetini riske sokmasınlar” uyarısında bulundu. Efsane hocalardan ÇYDD: Türkiye’ye İbiş’e istifa çağrısı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin emekli profesörlerinden Cevat Geray, Rona Aybay, Tuncer Bulutay, Korkut Boratav, Mete Tunçay, Cem Eroğul, Yılmaz Akyüz, Baskın Oran ortak bir bildiri yayımlayarak ihraç edilen Mülkiyeli öğretim üyelerine destek verdi. Ankara Üniversitesi rektörü Erkan İbiş’in istifaya çağırıldığı bildiride, “12 Eylül dönemi askeri yönetimi tarafından 34 yıl önce görevlerinden uzaklaştırılmış öğretim üyelerinden hayatta olanlar aşağıdaki duyuruyu kamuya sunmayı ödev sayıyoruz. Olağanüstü hal yetkileri kullanılacak işlemlerin kapsamı, olağanüstü hal ilanının gerekçeleriyle sınırlıdır. Görevlerinden uzaklaştırılan meslektaşlarımızın, olağanüstü hal gerekçesi olarak belirtilen olaylarla ilgili olduklarına dair herhangi bir kanıt ya da iddia ortaya konmuş değildir” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Diren Ankara Boğaziçi seninle’ Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, KHK ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden ihraç edilen öğretim üyesi Murat Sevinç’e destek olmak için sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdi. Üniversitenin güney kampusunda toplanan, aralarında öğretim üyelerinin de bulunduğu kalabalık bir grup ana giriş kapısına kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında “Diren Ankara Boğaziçi seninle” sloga nı atıldı. Murat Sevinç, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki sınıfına video konferans yoluyla bağlanarak, öğrencileriyle bir araya geldi. Sevinç, “Mutlaka geri döneceğiz, benim hocalarım da atılmıştı, bu bizim kürsünün geleneği” dedi. Sevinç, “Akademi ve bilim muhalif olmak zorundadır. Ancak bütün iktidar odaklarıyla mesafeli olursanız bilim yapabilirsiniz” sözlerini kullandı. l Eğitim Servisi büyük haksızlık Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) aralarında çok sayıda öğretim üyesinin de olduğu 4 bin 446 kamu görevlisinin görevden alınmasına yazılı bir açıklama ile tepki gösterdi. Üniversitelerden yapılan ihraçlar sonunda bazı fakültelerde öğretim üyesi kalmadığı belirtilen açıklamada, “Öğretim üyeleri, iktidarın demokrasiye ve insan haklarına aykırı uygulamalarına karşı basın açıklaması ve bildiri yayımlayarak siyaseti uyarma görevini yerine getirdikleri kanısını taşırlar. Atılan imzalar düşünce özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmeliyken toplumun beşeri sermayesi olan bu insanların ağır şekilde cezalandırılmasını kabul etmiyoruz. Bu saygın kişilere ‘darbeci, terör örgütü üyesi’ gibi aşağılayıcı sıfatlarla yapılan muamelenin Türkiye’ye yapılmış bir büyük haksızlık olduğunu düşünüyoruz” denildi. l Eğitim Servisi HÜKÜMET VE YÖK TOP ÇEVİRİYOR İhraçları kimse sahiplenemiyor OZAN ÇEPNİ KHK ile 330 akademisyenin ihraç edilmesi ile başlayan tartışmalarda hükümet ve YÖK topu birbirine attı. Hükümet, listelerin YÖK tarafından hazırlandığını ve yeniden değerlendirileceğini açıkladı. İhraç listelerinin üniversiteler tarafından belirlendiğini ve ihraç sonrası işlemlerde yetkinin OHAL İnceleme Komisyonu’nda olduğunu hatırlatan YÖK yetkilileri ise “Başbakanlık’tan yazılı talimat gelmesi durumunda listeleri yeniden inceleyebiliriz” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, “İhraç edilen akademisyenlere tepki gelince listede yanlışlık olabilir diyen, sürekli yanıldığını ifade eden bir hükümet ülke yönetemez” açıklaması yaptı. İhraçlara muhalefetin yanı sıra AKP içinden ve hükümete yakın isimlerden gelen tepkiler, “ihraç listelerinin nasıl ve kim tarafından hazırlandığı, nasıl onaylandığı” sorularını yeniden gündeme getirdi. 15 Temmuz’un ardından hükümetin isteğiyle, bütün devlet ve vakıf üniversitelerine, hem FETÖ ile bağlantı iddiası hem de Barış Bildirgesi imzacıları üzerinden soruşturma talimatı veren YÖK, konu toplu ihraçlara gelince üniversitelerin ‘özerkliğini’ hatırladı. İktidarın talebiyle üniversiteler tarafından hazırlanan listeler önce YÖK’e giderken, bu konuda sorumluluğu üstüne almayan YÖK yönetimi, gelen listelerde bulunan akademisyenler hakkında yeni bir denetim yapmadan isimleri Bakanlar Kurulu’na iletti. İktidara yakın isimler ve Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin listeleri YÖK’ün hazırladığını açıklamasının ardından tartışmalar yeni bir bo yut kazandı. Hedef haline getirilen YÖK, üniversitelerin özerk olduğunu ve sorumluluğun üniversite yönetimlerinde olduğunu vurgulayarak “Akademik personelin KHK’ler çerçevesindeki işlemleri, üniversitelerimizce oluşturan komisyonlar vasıtası ile yürütülmektedir” açıklaması yapmak zorunda kaldı. Talimat gerek Canikli’nin “ihraçlar yeniden değerlendirilecek” açıklamaları ve tepkilerin ardından üniversitelerin “gerekli tüm titizlik ve hassasiyeti” gösterdiğini belirten YÖK, oluşabilecek mağduriyetlerin değerlendirilme süreçlerine ilişkin yetkinin kendilerinde değil, hükümet tarafından kurulan “Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu”nda olduğunu vurguladı. YÖK, tepkilerin ardından “Gelinen süreçte konuya ilişkin yeni sorumluluklar üstlenme de dâhil değerlendirmemiz sürmektedir” diyerek daha önce incelenmeyen akademisyen listelerinin üzerinde çalışma yürütülmesine ilişkin yeşil ışık yaktı. YÖK yetkilileri, “Listelerin yeniden incelenmesi için Başbakanlıktan yazılı talimat gelmesi gerektiğini” ifade etti. Komisyon nerede? YÖK, yazılı talimat gelmemesi durumunda ihraçların incelenmesi için yetkinin KHK ile kurulması kararlaştırılan “OHAL İnceleme Komisyonu”nda olduğunu vurgulasa da ihraç edilen akademisyenler, bu komisyonun kurulup kurulmadığını bilmediklerini aktardı. Akademisyenler, “Nereye başvuracağız, neyle başvuracağız, terörist olmadığımızı nasıl ispatlayacağız, bunu neden yapmak zorundayız” görüşünü aktardı. l ANKARA CHP’Lİ LALE KARABIYIK: Hükümet baskı yaptı rektörler sayıyı katladı İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, Başbakanlığın akademisyen ihraçlarına ilişkin listelerdeki isimlerin az olması durumunda, rektörlere “Neden listeler bu kadar az” baskısı yaptığını belirterek “Rektörler baskı üzerine isimleri kat kat artırdı” dedi. Karabıyık, bazı rektörlerin de “tükürdüğünü yalamamak için”, YÖK’ün uyarılarına karşın göreve iade yoluna gitmediğini dile getirdi. CHP’nin ihraç edilen akademisyenlerin mağdur olmaması için kurulan çalışma grubunda bulunan Karabıyık, ağustos ayından beri akademisyenler için çalışma yürütüldüğünü söyledi. Rektörlerle de YÖK’le de sürekli temas halinde olduğunu dile getiren Karabıyık, Başbakanlık’ın ihraçları ve açığa almaları tamamen rektörlerin inisiyatifine bıraktığını belirterek, “Kimi rektörlere isim sorduğumuz da ‘Açığa aldık veya ihraç ettik, nedeni de şu’ dahi diyemiyor” dedi. Niye bu kadar az? Rektörlerin ilk yaptıkları listeyi Başbakanlık’ın az bulduğunu ve rektörlere “Neden listeler bu kadar az” baskısı yaptığını anlatan Karabıyık, “Rektörler de liste lerdeki isimleri katlayarak artırdı. Önüne geleni FETÖ’cü diye içeri aldı. Suçlu olanlar elbette var, ancak çoğunluğunda ne ByLock, ne Bank Asya ne başka bir şey... Hiçbir neden yok. Suç şüphesi varsa açığa alırsın, ispatlanırsa ihraç edersin. Ama burada eski rektörlük seçiminde husumeti olanlar dahi listede yer alıyor. Çoğu rektör nedensiz görevden alıyor, sonra da tükürdüğünü yalamamak için açığa alınanları, ispat edilmiş suçu olmadığı halde aylarca göreve iade etmiyor” dedi. ‘YÖK’ün itirazı var’ YÖK’ün tüm yetkilerin rektörlere verilmesi nedeniyle ihraçlar konusunda hiçbir yetkisinin olmadığını belirten Karabıyık, “YÖK’e örnekler gösteriyoruz, rektöre soruyor. Rektör net yanıt vermiyor. YÖK de yetkisiz olduğu için bir şey yapamıyor” dedi. YÖK Başkanı’nın rektörlere, “Açıkta bekleyenleri bekletmeyin, suçu varsa ihraç edin, yoksa göreve iade edin” diye en az üç kez uyardığını, kendisinin de bildiğini söyleyen Karabıyık, “İspatlananlar kabulümüz, ancak suçu ispatlanmayanlar aylarca şüphe üzerine bekletiliyorsa, nedeniyle ilgili YÖK’e dahi açıklama yapılamıyorsa orada kırılma noktası başlıyor” diye konuştu. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle