05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 9 Aralık 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY yorum/haber 13 ÇIfte standartAnkara Valiliği’nin kent genelindeki eylem yasağı Kudüs protestosunda askıya alındı Süpermen Adam, karısını aldatmış, gece yarısı eve süzülmüş. Çaktırmadan pijamasını giyip yatağına girmek üzereyken karısı uyanmış, “Ooo Süpermen hoş geldin” demiş. Adam, zeytinyağı gibi üste çıkmak için “Nereden çıkardın, Süpermen’i filan” diyecek olmuş, karısı yapıştırmış yanıtı: “Donunu pantolonun üstüne giyen Süpermen’den başkası olamaz ki…” Günlük yaşamda da aldatma çabalarına her gün hep birlikte tanık oluyoruz: Milyon dolarlık belge bulunur. Yok, sahte. Milyon dolarlık rüşvet açıklanır. Yok, uydurma. Yalanlar yakalanır. Yok, demedim. Yolsuzluk dosyaları açılır. Yok, kumpas. Bizim memleket fıkra gibidir. Elini sallasan Süpermen’e çarpar. İnsanlığımızı kaybetmedik Yarın 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü. Türkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı Başkanı Muzaffer İlhan Erdost’a, “Türkiye’de, insan olarak haklarımızı yeniden kazanma zamanı geliyor mu” diye sorduk. Tarihsel bilincin ışığını yaktı: “Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı günün haftasında, (9 Kasım 1918’de, İngiliz eski başbakanlarından Asquith, ‘Ümit edelim ki’ der, ‘bugünler Osmanlı’nın son günleri olsun. Bu ölünün mezar taşı üzerine ne yazılırsa yazılsın o hiçbir zaman yeniden doğmayacaktır.’ Mondros mütarekenamesini, sulha, selamete götüren bir sözleşme olarak kabul edip imzalayan Vahdettin’in düşüncesi ise farklıdır: ‘Mütareke imzalandı. Ecnebiler yanımıza gelecek ve vükela (bakanlar) ile buluşup sulh olacaktır.’ Böyle kurgulamıştır Vahdettin. Ne var ki ecnebiler yanına gelmeyecek, sulh antlaşması (Sevr), tasarı üzerinden imzalanmak üzere saraya gönderilecek. Osmanlı saltanatı ve hükümeti, iki olasılıkla karşı karşıya kalacak: Var olmak ya da yok olmak. Barış antlaşması kabul edilirse, İstanbul, Osmanlı saltanatı ve İslam halifesi belirlenen sınırlar içinde küçük bir devlet (!) olarak varlığını koruyacaktı. Bir koşulu daha olacaktı, ecnebilerin, Anadolu ayaklanmasını durdurmak. Bakanlar’dan, senato üyelerinden, bilim adamlarından yüksek dereceli askerlerden oluşan Yüksek Mecliste hazır bulunanlar, ‘antlaşmaya imza konulmasını kabul edenlerin ayağa kalkmasını’, padişahın emir ve ferman buyurmasıyla, Meclis tümüyle ayağa kalkmış, yalnızca Topçu Feriki Rıza Paşa çekimser olduğunu söylemiş ve Meclis sona ermişti. O, sona ererken, sönerken, yükselen ve yayılan bir başka şey vardı: Türk halkının ulusal savaşı. Osmanlı olarak değil, ulus olarak, ulus olarak var olmak savaşıydı bu. O, halife ve hilafet olarak, sultan ve sultanlık olarak var olabilmek için, Türkiye’yi ve Türk halkını düşmanın ağzına atarken, Anadolu’nun bağrında, ulus olarak, özgür bireyler olarak, denebilirse, insan, insan hakları giysileriyle doğacaktı.” Erdost, sözlerini günümüze bağlayıp karamsarlığın yersizliğini dillendirdi: “Bugün halifelerin, hurafelerin, emperyalist gericiliğin boğmaya çalıştığı insan ve insan haklarını kaybetmedik ki, kazanmaya çalışalım.” Kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz… Devran Gelişmeler gösteriyor ki, başımızdakileri getirenler götürmeye kararlı. Götürürken de bir başkasını getirme peşindeler. Dünya egemenleri Abdullah Gül’ü düşünüyorlarmış. Biri gidecek, öbürü gelecek, devran dönecek! Vladimir Putin Ankara’ya geliyor ABD Başkanı Trump’ın Kudüs kararının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonla görüştüğü Rusya Devlet Başkanı Putin, 11 Aralık’ta Ankara’ya geliyor. Putin Erdoğan görüşmesi, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul’da olağanüstü toplanmasından iki gün önce gerçekleşecek. 9 ARALIK 2017 SAYI: 33666 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:37 06:20 06:40 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:10 13:03 15:22 07:51 12:48 15:10 08:10 13:11 15:37 Akşam 17:44 17:32 17:59 Yatsı 19:11 18:57 19:22 Ankara Valiliği’nin başkent genelindeki eylem yasağı ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararına karşı protesto eylemlerinde askıya alındı. AKP iktidarına yakın grupların Ankara’da Hacı Bayram Camisi ve Kocatepe Camisi’nden Cuma namazı çıkışında düzenledikleri protesto eylemleri polis koruması altında gerçekleşirken, ÖDP ve Halkevi’nin Filistin’e destek için düzenlediği eylemlerde polis müdahalesi yaşandı. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı Ankara’nın farklı bölgelerindeki eylemlerle protesto edildi. Yandaş sendika MemurSen’in çağrısıyla Ankara’da Hacı Bayram Camisi’nde bir araya gelen STK temsilcileri Kudüs’ün İsrail’in başkent olarak tanınmasına tepki gösterdi. Kocatepe Camisi’nde cuma namazı sonrası da protesto eylemleri düzenlendi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı Kan ve AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin öncülüğünde toplanan grup “Katil ABD”, “Katil İsrail, işbirlikçi ABD” şeklinde sloganlar atarak, tekbirler getirdi. l ANKARA / Cumhuriyet Solculara müdahale Valilik, cami çıkışı eylemleri polis eşliğinde ko rurken ÖDP’nin ABD Ankara büyükelçiliği önünde düzenlediği eyleme polis, “İsrail bayrağı yakamazsınız” diyerek müdahale etti. ÖDP üyeleri adına açıklama yapan Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen “Filistin sorununu içinden çıkılmaz bir noktaya sürükleyecek bu adım asla kabul edilemez” dedi. Müdahale, bayrağın polis amirleri tarafından söndürülmesinin ardından sona erdi. Halkevi üyeleri ise Filistin ile dayanışma eylemini Güvenpark’ta gerçekleştirmek istedi. Açıklama yapmak isteyen gruba polis müdahale ederken, 8 Halkevi üyesi gözaltına alındı. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Denizler gibi mücadele edilmeli’ KURTULUŞ ARI İ stanbul Üniversitesi’nden bir grup sol görüşlü öğrenci ABD Başkanı Trump’ın Kudüs kararını protesto etti. “Yıkılsın siyonist İsrail devleti”, “Filistin’de taş atan çocuklara bin selam”, “ Nehir’den Deniz’e özgür Filistin” sloganları atan öğrenciler adına yapılan açıklamada, “Büyükelçi gönderilmeli, askeri ve akademik ilişkilere son verilmeli. Denizler’in, Amerikan askerlerini Dolmabahçe’de denize döktüğü gibi mücadele edilmeli” dendi. İstanbul’da da protesto ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı İstanbul’da da çeşitli eylemlerle protesto edildi. İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu önünde toplanan grup, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasını protesto etti. Konsolosluk önünde açıklama yapan Köklü Değişim Dergisi yazarı Musa Bayoğlu, “Kudüs Müslümanların ilk kıblesidir. Kudüs sözlerle değil, orduların harekete geçmesiyle kurtulur” ifadelerini kullandı İHH, Anadolu Gençlik Derneği ve AKP’nin de aralarında olduğu çok sayıda siyasi parti ve dernek üye leri, Fatih Camii ve Beyazıt Camii’nden Saraçhane Parkı’na yürüyerek ABD’nin kararını protesto etti. Beyazıt Meydanı’nda toplanan binlerce kişi, sloganları atarak Saraçhane Parkı’na yürüdü. Beyazıt ile eşzamanlı olarak Fatih Camisi’nden de AKP, BBP, HüdaPar ve Saadet Partisi taraftarları parka doğru yürüdü. Saraçhane Parkı’nda UMRAN Hareketi’nden Şemsettin Özdemir ve MemurSen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu konuştu. Protestolara İBB Başkanı Mevlüt Uysal ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da katıldı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Yüksek gerilimli ziyaretYunanistan’daki genel yorum; bir sonraki ziyaret için de en az bir 65 yıl beklenmesi gerekeceği Sezin Öney Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 1952’de Celal Bayar’ın cumhurbaşkanı olarak gerçekleştir Gümülcine’de de ‘NATO’ hatırlatması diği resmı ziyaretten tam 65 yıl sonra Yunanistan’a gidişi, gerçekten de iki ülke ilişkilerinde “tarihi iz” bıraktı. Bu Yunanistan’ın başkenti Atina’daki resmi te ziyaretin temelleri, Ankara tarafından, Batı Trakya Türk maslarını tamamlayan ve lerinden olan Başbakan Yardımcısı, Bursa milletvekili Ha Gümülcine’ye geçen Erdo kan Çavuşoğlu’nun yoğun diplomasisi ile atılmıştı. Cum ğan, Batı Trakya’da yaşayan hurbaşkanı Erdoğan’ın, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’a da özel bir kişisel sempatisi vardı. Beklenen neydi? Ziyaret öncesi Ankara tarafından masaya konan gündem maddeleri, Atina’nın konuşmayı ve dayanışmayı hakikaten isteyeceği ekonomi ve mülteciler konusunda işbirliği ana başlıklarına odaklıydı. Ziyaretin ilk haberleri, 22 Kasım’da Türkiye’de medyada, “Atatürk’ün doğdu Türklere seslendi. Erdoğan, “AB içerisinde Yunanistan’ın destekleri var. Aynı şekilde NATO’da da Yunanistan bir ara çıkmıştı, ondan sonra biz destekledik ve tekrar NATO’ya Yunanistan kabul oldu. Bu dayanışmamızı geliştirmemiz lazım” dedi. ğu Selanik’le İstanbul arasında sefer yapacak Yüksek Hız lı Tren (YHT) projesi için harekete geçiliyor” manşetiyle laşması”, “Türkiye ile sınırları çizen uluslararası belge” de ması gibi) gerilim vesilesi oldu. Neredeyse bütün kabine yer almıştı. Bir not olarak, bu projenin Davutoğlu başba mek; dolayısıyla “Lozan’ın gözden geçirilmesi”, “suyun nin ağır toplarının ve First Lady Emine Erdoğan’ın katıla kanlığı döneminde de gündeme sık sık getirildiğini anım öteki yakasında”, sınırları yeniden çizmek ile eş anlam cağı programda olan bazı gezilerin iptal edilmesi de, ara sayalım. Yunan basını ise ziyaretten birkaç gün önce, “Er lı kabul ediliyor. Gerginlik, daha Cumhurbaşkanlığı uça da esen soğuk rüzgârlara bağlandı. doğan geliyor, gündem ekonomi ve mülteciler” ekseninde haberler yapmıştı. ğı Yunanistan hava sahasına girerken de kendini belli etti. “Türk Cumhurbaşkanlığı uçağı pilotunun, Yunan F16’ların ‘Lozan çıkışı’ gerdi! Ancak, “bir gece ansızın gelebiliriz” tarzında bir durum güvenlik için eskort etmesini reddettiği” haberleri, Atina Tabii, asıl “yüksek gerilim hattı”, Cumhurbaşkanları gö söz konusu oldu: Ziyaretten bir gece önce Kathimerini ga ziyareti daha yeni başlarken Yunan basınında yerini bul rüşmesinde yaşandı. Yunan Cumhurbaşkanı Prokopis zetesi ve Skai televizyonu için Alexis Papachelas’ın Cum muştu bile. Meçhul Asker Anıtı’nı ziyaret esnasında, folk Pavlopulos, kamu ve idare hukuku alanlarında çalışmış hurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı röportaj gündeme bom lorik kıyafetli Yunan askerleri geleneksel olarak, çiçekleri Paris Sorbonne mezunu bir akademisyen; sağ Yeni De ba gibi düştü. Zira, röportajda Erdoğan, kendisine yönelti dış ülkelerden gelen temsilcilere sunarlar ve o kişi de, çi mokrasi partisinden politikaya atılmadan önce uzun yıl len soru üzerine “Lozan Anlaşması’nın güncellenmesi ge çekleri anıta bırakır. Ancak çiçekler bu kez doğrudan Yu lar profesörlük yapmış. Mevkidaşı Erdoğan ile basın top rektiğini düşündüğü” ifadesini kullanıyordu. Bu noktadan nan askerleri tarafından bırakıldı. Törenin geri kalanında lantısı için kameralar karşına geçtiklerinde, biraz da maz sonra, Erdoğan daha gelmeden Atina’da gergin bir bekle da, ufak detaylar bile (Yunan Milli Marşı’ndan sonra İstik lum ifadeli bir karakter olarak nitelenen, “monşer” tip yiş başladı. Zira, Yunanistan tarafının algısında “Lozan An lal Marşı’nın teknik arıza nedeniyle anlık olarak geç başla li Pavlopulos’tan “Lozan çıkışı” beklenmiyordu. Ama Pav KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK lopulos, hem “Lozan güncellenemez” diyerek ko [email protected] nuya bodoslama girdi, hem de “Ben hukuk profesörüyüm”, “Bizde cumhurbaşkanının böyle yetkile ri yok”, “bir ülkenin Avrupa Birliği üyesi olması için insan haklarına saygılı olması lazım” gibi iğneleyi ci sözlerle, Erdoğan ile arasında “diplomatik üslup lu söz düellosuna” dönüşen bir ortamın fitilini ateş ledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “Ben hukuk pro fesörü değilim ama siyaset hukukunu iyi bilirim, si yaset adamıyım” gibi yanıtlarla, Yunanca’da “iğnele menin” karşılığı olarak kullanılan deyimle “çivi attı”. Muhatap sıkıntısı ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Tabii, bu arada tüm bu atışmalar ve Yunanistan ziyaretinden bağımsız olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerinin de ortaya koyduğu bir yapısal gerçek de var. Erdoğan’ın, Pavlopulos’a sarf ettiği şu sözlere dikkat çekelim: “Açmamış olsaydınız, Sayın Çipras’ın kabulünde bu konulara girerdik. Biz de çok sıkıntılar yaşadık, o yüzden sistem değişikliğine gidiyoruz. 2019’da Cumhurbaşkanlığı sistemine geçeceğiz.” Gerçekten de, Türkiye sistem değişikliğine giderken, dış ilişkilerde bir “mevkidaşlık” sorunu doğuyor: Dış ilişkilerde Beştepe’nin asıl diyalog ortağının, “icracı ve seçilmiş başbakan” mı, yoksa sembolik “cumhurbaşkanı mı” olacağı meselesi ortaya çıkıyor. Bu arada, Yunanistan Anayasa Mahkemesi de, Pavlopulos ile doğan krizin topuna girdi ve “hukuk üstünlüğüne yönelik hiçbir politik makamın, özellikle yüzlerce hukukçunun tutuklu olduğu bir dış ülkenin temsilcisinin kararlarına karışamayacağı” yönünde bir açıklama yaptı ki; o da ayrı bir kriz konusu. Son kertede, Yunanistan’daki genel yorum, bir sonraki ziyaret için de en az bir 65 yıl beklenmesi gerekeceği. l SELANİK TÜBİTAKMAM. Teknoloji Serbest Bölge Müdürlüğü şirket personeli giriş kartım ve giriş izin kartım zayi olmuştur. Hükümsüzdür. YASEMİN KAYA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle