05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 9 Aralık 2017 10 ‘Bu iktidarda daha çok ödül alırız’ dedi, aldı AlmanFransız İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Ödülü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi ve insan hakları hukukçusu Prof. Dr. Kerem Altıparmak’a verildi. Altıparmark ödülü, Fransa Büyükelçisi Charles Fries ve Almanya Büyükelçisi Martin Erdmann’ın elinden aldı. Altıparmak, törende yaptığı konuşmada, Prof. Dr. Yaman Akdeniz ile daha önce başka bir ödülü alırken, “Cumhurbaşkanı iktidarda kaldığı sürece daha biz çok ödül alırız” dediğini anımsattı ve bu öngörülerinin doğru çıktığını söyledi. Altıparmak, Türkiye’deki avukatlık mesleğinin durumunu, Selçuk Kozağaçlı ile birlikte tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın avukatlarını örnek vererek anlattı. Altıparmak, “Bu Türkiye’de bir avukatın, insan haklarını savunmasının ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere baroların, avukatların haklarına yönelik ihlallerdeki sessizliği mutlaka vurgulanması ve sorgulanması gereken bir husus. Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı çökmüş durumdadır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet 11 TUTUKLU SANIK KALDI Dink davasında 5 kişiye tahliye Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada, dönemin İstanbul Jandarma görevlisi beş sanık tahliye edildi. Son tahliye ile birlikte 85 sanıklı dosyada toplamda 11 tutuklu kaldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hafta başından bu yana devam eden duruşmanın dünkü son oturumunda tutuklu sanıklar, tahliye taleplerini iletti. Taleplerin alınmasının ardından duruşma savcısı da Bekir Yokuş, Ecevit Emir, Emre Cingöz, Hacı Şerif Şimşek ve Şeref Ateş’in tahliye edilmesini talep etti. Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, dönemin İstanbul Jandarma görevlileri Yokuş, Emir, Cingöz, Şimşek ve Ateş’in tahliye edilmesine karar verdi. Mahkeme tahliye kararına gerekçe olarak, “HTS kayıtlarındaki baz bilgilerinin cinayet tarihi, saati ve yeriyle örtüşmemesine, Adli Tıp Kurumu’ndan gönderilen 10 Ekim 2017 tarihli raporda, ‘olay mahallinde olduğu iddia edilen kişilere ait görüntülerin sanıklarla uyuşmadığı’ bilgisinin yer almasını ve tutuklu kaldıkları süreyi gösterdi. Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, mahkemeden İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’ndan Dink’e ilişkin ellerindeki bütün bilgi ve belgelerin istenmesini talep etmişti. Bakırcıoğlu ayrıca, Dink ile ilgili geçmiş dönemde telefon dinlemesi olup olmadığının Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan sorulmasını da talep etti. Bakırcıoğlu’nun taleplerini kabul eden heyet, duruşmayı 2930 Ocak ve 12 Şubat 2018’e erteledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet DERİN ENDİŞE İÇİNDEYİZ Columbia’dan Kavala çağrısı Columbia Üniversitesi öğretim üyeleri Türkiye hükümetinden sivil toplum çalışmalarıyla tanınan tutuklu işadamı Osman Kavala’nın bir an önce serbest bırakılmasını ve hakkındaki tüm suçlamaların düşürülmesini talep etti. Üniversiteden 15 akademisyenin imzaladığı metinde “Türkiye’nin önde gelen entelektüellerinden ve uluslararası barışçıl işbirliğinin yılmaz destekçilerinden Osman Kavala’nın tutuklanmasından dolayı derin endişe içindeyiz” denildi. Metinde şu ifadeler yer aldı: “Osman Kavala’nın önemli uluslararası itibarına olduğu kadar, Türkiye’nin kültürel hayatını yurt dışında temsil etmeye yönelik aralıksız ve mesuliyetli çabalarına da birçok vesileyle tanık olduk. Barış ve karşılıklı anlayışı, sanat ve kültür aracılığıyla tesis etmek üzere insanları bir araya getirmeye duyduğu inanç, bizlerin çalışmalarında ve öğrencilerimizin eğitiminde ilham kaynağı olmuştur. Osman Kavala, Türkiye kültürel hayatının en iyilerinin temsilcisi olarak ülke içinde ve uluslararası alanda geniş takdir toplamış bir kişidir. Bizler, Türkiye hükümetinden Osman Kavala’nın bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.” l İSTANBUL / Cumhuriyet haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN OHAL gölgesinde insan hakları günü Türkiye, bu yıl da 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü OHAL ve hak ihlali çığlıklarının gölgesinde karşılıyor. İnsan Hakları Derneği, birçok şubesiyle, 1017 Aralık İnsan Hakları Haftası’nda pek çok şehirde etkinlikler düzenliyor. Amaç, her geçen gün artan hak ihlallerine dikkat çekmek. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından, 21 Temmuz 2016’da OHAL ilan edildi. Bugüne kadar 28 KHK yayımlandı. 300 kanunda kalıcı değişiklikler yapıldı. Cezaevlerinde 225 bin civarında tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Kapasite ise 180 bin. 1037 hasta mahpus var. Toplantı ve gösteri hakkı başta olmak üzere birçok temel hak tamamen kısıtlanmış durumda. Yüz binlerce kişi hakkında adli işlem yapıldı. Çok sayıda milletvekili tu tuklu yargılanıyor. 5 milletvekilinin vekillikleri düşürüldü. 113.440 kamu görevlisi görevinden ihraç edildi. 2016 yılında Cumhurbaşkanı’na hakaretten 4187 kişiye dava açıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 10 Aralık Pazar günü saat 13.00’te Sultanahmet Meydanı’nda basın açıklaması yapacak. Hafta boyunca ta 13.00’da Taksim’de bulunan Cezayir Toplantı salonunda düzenlenecek İnsan Hakları panaroması konulu panel ve 18.30’da Taksim Tünel Meydanı’nda düzenlenecek insan zinciriyle son bulacak. Diyarbakır’daki DESOB konferans salonunda gerçekleştirilecek “İnsan Hakları Sempozyumu”na alanında uzman birçok insan hakları savunucusu katılacak. l İSTANBUL/Cumhuriyet Mücadelesiyle hafızalara kazındı Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’te Sur’da öldürülmesinin ardından 104 hafta geçti. Diyarbakır Barosu, her hafta olduğu gibi bu hafta da adliye önünde basın açıklaması yaptı. Baro Genel Sekreteri Mahsum Batı, “Önümüzdeki haf ta insan hakları haftası. Tahir Elçi verdiği insan hakları mücadelesiyle toplum ve bizlerin hafızasına kazınmış yılmaz bir insan hakları savunucusuydu. Bu anlamda kendisini minnetle anıyoruz” dedi. Avukatlar daha sonra 5 dakikalık oturma eylemi yaptı. ‘Insanlık öldü mü?’ Öğrencisi olan Semih ve Esra Özakça’ya destek için Yüksel Caddesi’nde yapılan eyleme giden Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul, Sinop Üniversitesi tarafından açığa alındı KHK ile ihraç edildikten sonra işlerine geri dönebilmek için açlık grevine başlayan, tutuklanan ve geçen günlerde tahliye edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve beraat eden öğretmen Semih Özakça için Yüksel Caddesi’nde düzenlenen eyleme, Semih ve Esra Özakça’nın üniversiteden hocası olan Sinop Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul da kaİrfan Mukul tıldı. Üniversite yönetimi tarafından Mukul hakkında Nuriye ve Semih’e destek için Yüksel’deki destek eylemine katıldığı ve “6 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilebilir” diyen Nurettin Yıldız’ı protesto için geçen yıl Sinop’ta düzenlenen eyleme katıldığı gerekçesiyle soruşturma açıldı. Mukul, dün üniversite yönetimi tarafından açığa alındı. Üstümüze düşen Gazetemize konuşan Mukul, “Semih ve Esra, Eğitim Fakültesi’nden öğrencim. Bir öğrencim işine geri dönebilmek için açlık grevine başladı. Yüksel caddesindeki destek eylemine gittim. Ayrıca Cumhuriyet gazetesinin geçen 26 Nisan’da yayınlanan Akademi Eki’ne Nuriye ve Semih için ‘Destek ve dayanışma’ başlıklı bir de yazı yazdım. İnsanlık öldü mü? Hukuk bu mu? Benim öğrencimi ziyarete gitmem suç mu? Ayrıca Semih, beraat etti. Herkes üzerine düşeni yaşıyor. Duyarlı ve sol kimliğin nedeniyle çevremde birçok insan ‘seni ne zaman açığa alacaklar’ diyordu. Bin defa da yüz bin defa da olsa giderim” dedi. l Yurt Haberleri İnsansız bırakmaya çalışıyorlar CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, açlık grevindeki akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’yı evlerinde ziyaret etti. Yarkadaş’a, Gülmen ziyaretine Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitiren Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan da eşlik etti. Yarkadaş’ın ziyareti sırasında duygusal anlar da yaşandı. Gülmen’in evinin önüne gelen 10 yaşlarındaki bir çocuk, hazırladığı resmi pencereden gösterdi. “Nuriye öğretmenim hoşgeldin” yazılı resmi gören Gülmen gözyaşlarını tutamadı. Cezaevi günlerini anlatan Gülmen, “Tecrit süreci zordu. İnsansızlık çok zordu tecritte. Sizi insansız bırakmaya çalışıyorlar. İnsanları çok özledim. Herkesi çok özledim ve herkesi görmek istiyorum” dedi. 14.00 16.00 ile 18.00 20.00 saatleri arasında ziyaretlerin gerçekleşebileceğini söyleyen Gülmen, direnişe destek veren tüm kişi ve kurumlara da teşekkür etti. Yarkadaş daha sonra, Semih Özakça’nın evine gitti. Yarkadaş’la bir süre sohbet eden Özakça, “İşimize geri dönmek, öğrencilerimize kavuşmak istiyoruz” diye konuştu. Açlık grevinin 277. gününe girildiğini belirten Yarkadaş, “AKP tarihte yaptığı bu zulümlerle anılacak. Nuriye ve Semih ise yüzbinlerin sesi olarak hatırlanacak” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Tekirdağ Cezaevi müdürünün tutuklu avukatları tehdit ettiği öne sürüldü ‘Ben size göstereceğim’ ŞEYMA PAŞAYİĞİT Tutuklu avukat Engin Gökoğlu’nun cezaevinde kötü muamele ve işkenceye maruz kaldığı öne sürüldü. Avukat Berrak Çağlar, Gökoğlu’nun cezaevi müdüründen “Ben size göstereceğim, Size baş eğdireceğim” tehditleri aldığını belirterek cezaevi görevlileri tarafından kırılan kolunun kesilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla eylül ayında gözaltına alınarak tutuklanan avukat Engin Gökoğlu, Tekirdağ 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde kalıyor. Gökoğlu ve beraberindeki 7 tutuklu, kendilerini farklı hücrelere ayırmak isteyen cezaevi görevlilerine karşı direnince; tazyikli su, cop ve kırılan camların üzerinde sürüklenerek sert müdahaleye maruz kalmıştı. Cezaevi görevlilerden birinin ters kelepçe uygulamaya çalışması sırasında kolu kırılan avukat Gökoğlu, hastaneye gönderilmemişti. Gökoğlu’nun avukatı Berrak Çağlar, tutukluların dörder dörder ayrı koğuşlarda tutulduğunu aktararak, psikolojik baskı yapıldığını belirtti. Çağlar, “Arkadaşlarının yanına geçmek istiyorlar hâlâ, talepleri bu. Hapishane idaresi ise bunu yapmıyor ve kaldıkları koğuşun camı kırık. Soğuk havaya rağmen doğru düzgün battaniyeleri yok. Sürekli psikolojik baskı var. Hapishane müdürü tarafından ‘Burada istediğinizi yapamazsınız. Bu ranın neresi olduğunu bilmiyorsunuz’, ‘Ben size göstereceğim, Size baş eğdireceğim’, ‘Bittiniz zaten’ denilerek baskıya devam ediyor” dedi. Kolu kesilebilir Hastaneye sevk edilmesi gereken Gökoğlu’nun kolunun alçıdan çıkarılır çıkarılmaz cezaevine gönderildiğini aktaran Çağlar, “İşkenceyle kırdıkları kolu şişmiş ve çok kötü durumda. Hiçbir şekilde ilgilenme gibi bir durum yok. Kolunun kesilme tehlikesi var” diye bilgi verdi. Burhaniye Cezaevi’nde kalan Aytaç Ünsal’ın aynı zamanda avukat olan annesi Nermin Ünsal, “Hak müdahalesi verdikleri için içerideler. Soma, Ermenek, Hasan Ferit Gedik, NuriyeSemih davalarını takip ettikleri için içerideler” yorumu yaptı. Ünsal, oğlunun eşi olan Didem Baydar Ünsal’ın tutuklu olarak kaldığı Karabük T Tipi Cezaevi’nde Bakanlık’ın “rehin alırlar” gerekçesiyle verdigi talimat sonucu erkek gardiyanların kadın koğuşunda sayıma katıldıklarını aktardı. Ünsal, tutuklu kadınların, kendileri yataktan kalkmadan gelen erkek gardiyanlara tepki gösterdiklerini söyleyerek, “Bezdirmek için her şeyi yapıyorlar. Görüşe gititğimizde 15 tane erkek gardiyan bekliyor. Taciz eder nitelikte...” diye yaşananları anlattı. Ünsal, avukatların telefon görüşme ve kitap hakkının da kısıtlandığını belirtti. l ANKARA YARGIÇ ÖNÜNDE DAYAK SEYHAN AVŞAR Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu mahpuslar Rıdvan Güven ve Selman Çetiner çıkarıldıkları mahkemeyi protesto etmek için slogan atınca, heyetin önünde jandarmanın saldırısına maruz kaldı. Mahkemeyi protesto ettikleri için Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından haklarında soruşturma başlatılan Güven ve Çetiner, cezaevine girerken slogan attıkları için hücre cezasına çarptırıldı. Rıdvan Güven, “terör örgütü üyesi olmak”, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “ateşli silahları izinsiz bulundurma” suçlamasıyla, Selman Çetiner ise “terör örgütü üyesi olmak” ve “ateşli silahları izinsiz bulundurma” suçlamasıyla tutukluydu. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 Ekim günü yargıç karşısına çıktılar. Duruşmada Kürtçe savunma yaptılar. Tercümanın çevirmenliğinin eksik olduğunu belirterek, yeni bir tercüman talebinde bulundular. Talepleri reddeden mahkeme heyeti Rıdvan Güven’e 18 yıl 1 ay 15 gün, Çetiner’e ise 22 yıl 6 ay hapis cezası ve 17 bin 500 TL para cezası verdi. Sanıklar, kararı protesto etmek için duruşma salonunda slogan atınca, jandarma görevlileri müdahale etti. Ağızları kapatılarak avukatların görüş alanından çıkarılan Güven ve Çetiner, darp edildi. Şikâyetçi oldular Güven ve Çetiner hakkında duruşma salonunda yaşananların ardından bir de Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldı. Savcılığa ifade veren Rıdvan Güven, “Savunmam alınmadan ceza verildi. Kararı protesto etmek için slogan atarken askerlerden bir iki tanesi bana vurdu. Cezaevinde acil doktoru olan bir kişi beni muayene etti. Rapor vereceğini söyledi. Ancak bana bir şey verilmedi. Beni darp eden askerleri tanıyorum. Şikâyetçiyim” dedi. Varsayımla ceza Özgürlükçü Hukukçular Platformu Eşbaşkanı Banu Güveren, “Mahkeme heyeti tercümanı değiştirmedi ve savunmanın tamamını dinlemeyeceğini söyledi. Esas hakkında savunmaya engel oldu. Ceza aldıklarını duyunca slogan attılar. O an oradaydım. Jandarma zor kullanarak, ağızlarını kapatarak slogan atmalarına engel olmaya çalıştı. Mahkemenin arka tarafında şiddete maruz kalmışlar. Müvekkillere tamamen varsayımlara dayanılarak en üst sınırdan ceza verildi” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle