02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ESAD’DAN YPG’YE ‘VATAN HAİNİ’ ÇIKIŞI Rusya Başbakan Yardımcısı Dmitriy Rogozin ile Hmeymim Üssü’nde bir araya gelen Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, savaşın henüz bitmediğini söyledi. Esad, IŞİD’e karşı “büyük bir zafer” kazanıldığını ancak hâlâ tehdidin sürdüğünü, Nusra’nın etkin olduğunu belirtti. “Son terörist yok edilene kadar mücadele sürecek” vurgusu yaptı. Ülkenin doğusundaki ABD destekli güçleri ise “vatan hainleri” sözleriyle suçladı. Esad, Ankara’nın terör örgütü gördüğü, ABD’nin desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin ana bileşeni YPG’nin ismini kullanmadan “Bu bahsedilen ‘Kürtler’ sadece Kürt değil. Yabancı bir ülke için çalışan herkes, ki bunların çoğu ABD yönetimi altında, vatan hainidir” ifadesini kullandı. Bu arada Esad’ın, BM liderliğindeki Cenevre görüşmelerinin son turunda başarısızlığın nedeni olarak Şam’ı gösteren Fransa’yı “teröre destek vermekle” suçlaması da dikkat çekti. Yolsuzluk isyanıSalı19Aralık2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET 13 Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Süleymaniye kenti ve çevresindeki bölgelerde memurların maaşlarının ödenmemesi ve kamu kurumlarındaki yolsuzluğu protesto etmek için düzenlediği gösteride tansiyon kısa sürede yükseldi, gösteriler şiddet eylemlerine dönüştü. Sayıları 3 bini bulan göstericiler, yaklaşık üç yıldır maaşlarını kesintili olarak almalarına neden olan krize çözüm bulunması talebiyle Erbil ve Bağdat hükümeti karşıtı sloganlar atarak Eğitim Müdürlüğü binasının önünden kent merkezindeki meydana doğru yürüyüşe geçti. Parti binalarına saldırı Ajanslara göstericilerin eski IKYB Başkanı Mesud Barzani’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), Talabani ailesinin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) binalarını ateşe verdiği bilgisi yansırken Rudaw, Goran (Değişim) Hareketi ve Kürdistan İslami Bağımsızlık referandumu kriziyle boğuşan IKBY’de ekonomik sorunlar büyüyor. Süleymaniye dün maaşların ödenmemesine, kamudaki yozlaşmaya yönelik protestolara sahne oldu Topluluğu’na ait binaların, polis noktalarının da hedef olduğunu aktardı. ?Bağdat, Ocak 2014’ten bu yana IKBY’nin Türkiye’ye bağımsız bir şekilde petrol ihraç etmesi nedeniyle bütçeden payını ve memur maaşlarını göndermiyordu. IKBY’nin başta ABD, İran ve Türkiye olmak üzere gelen tüm itirazlara karşın eylül ayında bağımsızlık referandu munu düzenlemesinin ardından Bağdat’ın Erbil üzerindeki yaptırımları artmıştı. Irak’ta Bağdat merkezi hükümetinin, ülkenin kuzeyinde IKBY kontrolünde olan ihtilaflı bölgeleri geri almak üzere ekim ayında Kerkük vilayetinde başlattığı operasyon sonrası Kürt peşmerge birlikleri Haziran 2014 sınırlarına çekilmişti. Operasyonlar sonucu ihtilaflı bölgelerin merkezi yöneti min eline geçmesiyle IŞİD’e karşı mücadele kapsamında peşmergenin son üç yılda kontrol altına aldığı tüm topraklar Kürt denetiminden çıkmıştı. Barzani Berlin’de Öte yandan Almanya’da bulunan IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, Bağdat’la sorunları diplomatik yollarla çözmek istediklerini vurgulayarak Berlin’in arabuluculuk yapması talebinde bulundu. Barzani ile görüşen Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ise desteklerinin birleşik bir Irak’a olacağını belirterek desteğe devam etmek için ülkenin iç sorunlarının barışçıl bir biçimde ve demokratik yollarla çözülmesini şart koştu. Bu arada Tahran hükümeti, bağımsızlık referandumunun ardından kapattığı IKBY sınır geçişlerini yeniden açtığını duyurdu. Honduras’ta gerilim sürüyor Honduras’ta üç haftalık gerilimli bekleyişin ardından seçim kurulu 26 Kasım’da yapılan devlet başkanlığı seçimini mevcut Başkan Juan Orlando Hernandez’in kazandığını açıkladı. Oy sayımında solcu aday Salvador Nasralla’nın önde gittiği sırada elektriklerin kesilmesinin ardından Hernandez’in öne geçmesi, seçimler hakkında hile iddialarını beraberinde getirmişti. Nasralla taraftarlarının üç haftadır eylemde olduğu ülkede, güvenlik güçleriyle göstericiler arasında çıkan çatışmalarda bugüne kadar ikisi polis 22 kişi yaşamını yitirdi. ABD yanlısı Hernandez’in yaklaşık yüzde 1.5 oy farkıyla seçimleri kazandığının açıklanmasının ardından sokaklar yeniden hareketlendi. Muhalefetin adayı Nasralla’nın hile olduğunu savunduğu seçimler hakkında açıklama yapan Amerika Devletler Örgütü, ülkeye yeniden barış gelmesi için seçimlerin tekrarlanmasını istedi. BM’den, Suu Kyi’ye soykırım iması geldi Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, Myanmar’ın fiili lideri, Nobel Barış Ödülü sahibi Aung San Suu Kyi ile genelkurmay başkanının Arakanlılılara yönelik şiddete ilişkin soykırım suçlamasıyla yargılanması olasılığına dikkat çekti. Myanmar’da ordu ve fanatik Budistlerin saldırılarından kaçan Arakanlı Müslümanların dramı sürerken Hüseyin, BBC’ye verdiği söyleşide “Bir gün bir mahkeme, Ara kanlılara soykırım yapıldığına karar verirse şaşırmam” dedi. Arakanlılara saldırıların önceden planlanmış olduğunu kaydeden Hüseyin, Suu Kyi’ye şiddet olaylarını durSuu Kyi durması çağrısı yaptı. Pinera koltuğa geri döndü Şili’de devlet başkanlığı seçimlerini, 20102014 yılları arasında başkanlık yapan, muhafazakâr sağcı aday, milyarder işadamı Sebastian Pinera kazandı. Devlet başkanlığı seçimlerinin ikinci turunda sosyalist Devlet Başkanı Michelle Bachelet’in de desteklediği merkez solcu, eski gazeteci ve sosyolog Alejandro Guillier ile yarışan Pinera, katılımın yüzde 48.5’te kaldığı seçimde geçerli oyların yüzde 55’ini alarak başkanlığa seçildi. Cihatçı kaygısı Hüseyin daha önce Arakanlı Müslümanlara yönelik saldırıları “etnik temizlik” olarak nitelendirmiş, konunun uluslararası örgütlerce incelenmesi gerektiğini; soykırım ihtimali yok sayılamayacağını da dile getirmişti. BM yetkilisi, komşu Bangladeş’te Arakanlıların sığındıkları kamplarda cihatçı grupların yuvalanmasından, sonra da Myanmar’da saldırıya geçmelerinden kaygılı olduğunu da dile getirdi. Arakanlılar, ağustos ayında İslamcı Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu’nun karakollara saldırmasının ardın dan ordu Budist çetelerin sert yanıtı ile iki ateş arasında kalmış, bugüne kadar Bangladeş’e sığınanların sayısının 870 bine ulaştığı açıklanmıştı. ‘Evleri ateşe verildi’ İnsan Hakları İzleme Örgütü de Myanmar’da ordunun ekim ve kasım aylarında Arakanlılara ait onlarca evi ateşe verdiğini duyurdu. Örgütün Asya Di Aralarında binlerce çocuğun da olduğu Bangladeş’e sığınan Arakanlıların hayat koşulları her geçen gün daha da ağırlaşıyor. rektörü Brad Adams, Myanmar ve Bangladeş hükümetlerinin Arakanlıların evlerine dönmesi için anlaşma imzaladığı 23 Kasım’dan bu yana onlarca binanın ateşe verildiğine dikkat çekerek “Bu durum, taahhütlerin sadece kandırmaca olduğunu ortaya koyuyor” dedi. Bu arada, Myanmar ordusu dün Arakan bölgesinde bir “toplu mezar” bulunduğunu duyurdu. Aşırı sağ karşıtları meydanda Avusturya’da muhafazakâr Halk Partisi (ÖVP) ile aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) arasında kurulan koalisyon hükümeti dün yemin töreniyle resmen göreve başladı. 1956’da Naziler tarafından kurulan, en son 20002005 arasında hükümette bulunan FPÖ’nün 12 yıl aradan sonra hükümete girmesi başkent Viyana’da protesto edildi. Koalisyona giden iki parti, hükümet olarak yasa dışı göçü durdurma, vergi kesintisi ve AB’nin merkezileşmesine direnme konularında anlaşmaya vardı. ÖVP lideri ve yeni Başbakan Sebastian Kurz, bu kararı “AB yanlısı bir yaklaşımda anlaştık” sözleriyle duyurdu. Kuşatmaya atıflı koalisyon ilanı Öte yandan gözler İçişleri, Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarını elde eden aşırı sağcı FPÖ’nün uygulamalarında. Viyana’da aşırı sağcı FPÖ’nün hükümete girmesi protesto edildi. Eylemciler “Mülteciler hoş geldiniz” “Naziler dışarı” yazılı dövizler taşıdı. Sokaklara daha fazla polis konuşlandırması, sığınmacılara karşı sert önlemleri yaşama geçirmesi bekleniyor. Kurz ve FPÖ lideri HeinzChristian Strache’nin hafta sonu koalisyon için uzlaştıklarını 1683’teki Viyana Kuşatması’nın geçtiği Kahlenberg Tepesi’nden duyurmuş olmaları da “iki partinin İslam karşıtı politikada vardığı uzlaşının simgesi” yorumlarına yol açtı. Dünkü yemin töreniyle birlikte Avrupa’da son dönemde desteğini artıran aşırı sağ, ilk kez hükümet ortağı oldu. Yakın zamanda yapılan seçimlerde aşırı sağ Hollanda’da ikinci olmuş, Almanya’da ise II. Dünya Savaşı’nın ardından ilk kez meclise girmişti. TÜSİAD’dan Viyana’ya tepki Avusturya hükümetinin Türkiye’ye yaklaşımının, ikili ilişkilere ve Avrupa değerlerine zarar verdiğini belirten Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yaptığı açıklama ile Avusturya hükümetini eleştirdi. Yeni kurulan koalisyon hükümetinin programında “AB’nin Türkiye ile müzakereleri kesmesi için diğer üye devletlerle ittifak arayışı” yönünde ifadeler yer almasının son derece olumsuz bir girişim olduğunu kaydeden TÜSİAD, “Türkiye dahil tüm Avrupa halklarının ekonomik ve güvenlik çıkarları ile çelişmektedir. Ayrıca, Avrupa’nın küresel rolüne ve demokratik değerlerine zarar veren popülist siyaset yöneliminin yeni bir halkasıdır” tepkisi verdi. Açıklamada, “Türkiye’nin demokratik reform gündemi ve AB sürecine dönmesi önceliğimizdir. AB’nin de aşırı popülist söylemlerden sakınan yapıcı ve olumlu etki politikalarını benimsemesi gerekir” denildi. l Ekonomi Servisi Trump odağa ‘ekonomik güvenliği’ koydu ABD Başkanı Donald Trump yeni ulusal güvenlik stratejisini açıkladı. Dünyada yeni bir ekonomik ve siyasi rekabet dönemi başladığını söyleyen Trump ekonomik güvenliğin ulusal güvenliğin parçası olacağını belirtti. Trump, “Rusya ve Çin ile işbirliği fırsatlarını değerlendireceğiz, ancak önceliğimiz her zaman Amerikan halkının çıkarları olacak” dedi. Beyaz Saray’dan bir kaynak, ulusal güvenlikte ekonominin merkeze yerleştirildiğini vurguladı. Göreve gelmesinin ardından IŞİD’i yenilgiye uğrattıklarını söyleyen Trump, Kuzey Kore’nin nükleer tehdidinin ortadan kaldırılacağını ifade ederek, “Başka seçeneğimiz yok” dedi. Meksika sınırına duvar inşaa edileceğini ve yeşil kart çekilişini iptal edeceklerini dile getirdi. ABD topraklarına füze savunma sistemi kurmayı planladığını açıklayan Trump, Amerikan Ordusu’nun da modernize edileceğinin altını çizdi. Yeni ulusal güvenlik stratejisinin satır başları şöyle: “Ulusal Güvenlik Stratejisi, kabinemin tamamının onayını taşıyor. Önceki başkanların hatası, ABD sınırlarını ardına kadar açmalarıydı. Sınırlarımızı koruyamazsak ülkemizi koruyamayız. İran Devrim Muhafızları terörizmi destekliyordu ve biz onlara yaptırım uyguladık. ABD, IŞİD’e önemli darbeler indirmiştir. Nereye kaçarlarsa takip ediyoruz ve ABD sınırlarından içeri girmelerine izin vermiyoruz. Kuzey Kore’nin izole edilmesinde daha yapacak çok şey var. Bu rejim dünyayı tehdit edememeli. Rakip kuvvetlerle karşı karşıyayız: Rusya ve Çin. Bu ülkelerle işbirliğini, ulusal güvenliğimizi korumayı gözeterek devam ettireceğiz.” 4 temel unsur Strateji belgesinde 4 temel unsur şöyle sıralandı: “Strateji belgemiz önceliği sınırlarımızın güvenliğine verecek. İkinci temel prensip Amerika’nın refahını korumak ve güçlendirmek. Üçüncü temel nokta barışı güçle korumak. Stratejimiz siber ortamı yeni tehditler olarak kabul ediyor. Yeni stratejimizin bir diğer ayağı da tüm dünyada Amerika’nın gücünü arttırmak.” ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul etmesine yönelik protestolar sürüyor. Pakistan ve Endonezya’da da önceki gün gösteriler vardı. Ürdün’de düzenlenen bir konferasta ise Müslüman ve Hıristiyan din adamları bir araya geldi. İsrail’den Ankara’ya doğalgaz tehdidi ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasının ardından İsrail’le Türkiye arasındaki tansiyon giderek yükseliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “terörist devlet” olarak tanımladığı İsrail’in Savunma Bakanı Avigdor Lieberman, Facebook hesabından yazdığı mesajda enerji kartına işaret ederek Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğalgaz taşıyacak boru hattının inşasına karşı olduğunu dile getirdi. En son geçen temmuz ayında Türk ve İsrail enerji bakanlarının bir araya gelerek bu yıl bitmeden inşaat anlaşmasının imzalanmasına karar verdikleri boru hattıyla ilgili görüşlerini yazan Lieberman, “Boru hattının vanasını Erdoğan’ın ellerine bırakmak büyük bir stratejik hata olur” ifadesini kullandı. İsrail Savunma Bakanı mesajında “Türkiye’nin Yahudi devletine karşı provokasyon yaratmak üzere tüm fırsatları değerlendirdiğini” iddia etti. Akdeniz’de İsrail’le Kıbrıs arasındaki bölgede bulunan zengin doğalgaz havza sından çıkarılacak doğalgazın Avrupa’ya nakli ile ilgili planlar 2009’dan bu yana bölge siyasetinin başlıca gündem maddelerinden birini oluşturuyor. 622 milyar metreküplük Leviathan doğalgazının nakli için İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan arasında yapılan anlaşmanın ardından Ankara da boru hattının Türkiye’den geçmesi için yoğun çaba sarf ediyordu. Tasarıya ABD vetosu Bu arada, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararını reddeden Mısır’ın sunduğu tasarı dün BM Güvenlik Konseyi’nde oylandı. Tasarıya aralarında AB üyeleri de olmak üzere 14 ülkeden destek gelirken konseyin daimi üyesi ABD veto kartını çıkardı. Dışişleri: Hukuk dışı Dışişleri Bakanlığı, tasarının ABD tarafından veto edilmesini kınayarak, “ABD’nin oylamada yalnız kalmış olması, Kudüs’le ilgili kararının hukuk dışılığının en somut göstergesidir” açıklaması yaptı. Lübnan’ı sarsan cinayet Yaklaşık bir yıldır Britan ğı, daha sonra da boğarak ölya’nın Beyrut Büyükelçi dürdüğü kaydedildi. Reuters’ın liği’nde çalışan Rebecca Dykes Lübnan emniyetinden bir kay (30), geçen cumartesi günü bir nağa dayandırdığı haberine gö otoyolun kenarında ölü bulun re, cinayetin arkasında siyasi du. Lübnan’ın NNA ajansı, ka bir neden bulunmuyor. mera kayıtlarını takip eden polisin, cinayet soruşturması kap samında uyuş turucudan sabı ka kaydı bulunan Dykes Uber için çalışan bir taksi şoförünü gözaltına aldığını ve zan lının suçunu itiraf ettiğini ASKERİ ÜSTE ALARM Britanya’nın Suffolk kentinde ABD Hava Kuvvetleri’nin kullandığı RAF Mildenhall Üssü’nde dün hareketli saatler yaşandı. Aracıyla üsse girmeye çalışan bir kişinin gözaltına alındığı belirtilirken Britanya Savunma Bakanlığı olayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu. Geçen yıl Britanya duyurdu. Şüphelinin Londra hükümetinin Uluslararası Kalkınma Departmanı için çalışan Dykes’ı taksisine aldıktan sonra kadına tecavüz etmeye çalıştı doğumlu bir IŞİD sempatizanı, aralarında RAF Mildenhall’ın da bulunduğu beş ABD üssüne saldırı planlamaktan suçlu bulunarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Üste 3 bin 200 askeri personelin yanı sıra 500 kadar sivil çalışan bulunduğu belirtiliyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle