05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 12 Aralık 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL/BURAK YURTTAŞ TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Tefecilerin bütçesi’ Lozan’daki azınlık dengesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Yunanistan gezisi sırasında Lozan’ın gözden geçirilmesini telaffuz etmesi, konuyu Ege’nin iki yakasında da gündeme getirdi. Ege’nin batı yakasında Türk fobisi, öküz altında buzağı aranmasına yol açarken, Ege’nin doğusunda Tayyip Bey’in daha önce Lozan konusunda söylemiş olduğu sözler, çağrının içeriği konusunda tereddütlere neden oldu. Pazar günü bu sütunda emekli büyükelçi, değerli diplomat ve tecrübeli siyasetçi eski milletvekili, yazar Dr. Onur Öymen, Cumhurbaşkanı’nın çıkışı hakkındaki görüşlerini ağırbaşlı üslubuyla tüm yönleriyle irdeleyip görüşünü dile getirdi. Onur Öymen, konuyu enine boyuna irdeleyen görüşlerini şu özetleme tümcesiyle bitiriyordu: Şimdi yapılması gereken Lozan’ın gözden geçirilmesi değil, Yunanistan’ın anlaşmaya uymasını sağlamaktır. Pazartesi günkü Hürriyet’te, Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, konuyu Atina Anlaşması’nı da zikrederek bir kez daha yazınca, tartışmanın bir süre daha devam edeceği anlaşılmış oldu. HHH Lozan Antlaşması’nın üçüncü bölümünde (37 45. maddeler) düzenlenen “azınlıklar” konusu, son yıllarda Atina ile Ankara arasında sık sık zıt yorumlara neden olmuştur. Antlaşma metninde hep “Müslüman ve Müslüman olmayan azınlıklar” deyimleri kullanılmış olması nedeniyle, Yunanistan Türkiye’nin Lozan’a dayanarak, “Batı Trakya Türkleri”nden söz etmesine hep karşı çıkmış, “Batı Trakya Türkleri yok, Batı Trakya Müslümanları var” demiştir. Lafzi tefsire göre yapılan bu çıkış, antlaşmanın gayesine uygun tefsiriyle anlamsız kalmaya mahkumdur. Lozan’ın 37. maddeden başlayan azınlıklar bölümünü okuyunca, hep Türkiye’nin Müslüman olmayan azınlıklara ve Rumlara yükümlülüklerinin dile getirildiği görülür. Yalnızca bölümün sonunda 45. maddede şöyle denir: “İşbu bölüm hükümleriyle Türkiye’nin Müslüman olmayan azınlıkları için tanınan haklar Yunanistan tarafından da kendi topraklarında bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır.” Lozan’dan sonra, Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan mübadelenin ardından, değişimin dışında tutulan Gökçeada (İmroz), Bozcaada (Tenedos) ve İstanbul’daki Rum nüfusun 180 bin olduğu tahmin ediliyor. İşte Lozan, iki ülke arasındaki mübadeleden sonra kalan azınlıklar konusunda karşılıklı bir dengeyi öngörmektedir. 37 44. maddelerde Bozcaada, Gökçeada ve İstanbul’daki 180 bin Rum’a ve diğer gayrimüslimlere tanınan haklar sıralanmakta, 45. madde de aynı hakların, Yunanistan’daki (mübadele dışı bırakılmış olan Batı Trakya’da yerleşmiş) Türklere de verilerek, dengenin altını çizmektedir. 1927 yılında mübadele sonrasında, İstanbul, Bozcaada ve Gökçeada’daki Rum nüfus 180 bin olarak hesaplanmaktadır. Ne var ki, önce 1955 6 7 Eylül olayları, DP döneminde Bozcaada’ya yerleştirilen Ticani Pilavoğlu aracılığıyla sürdürülen baskılar, 1964 Kıbrıs olayları dolayısıyla uygulanan zorunlu göç ile bu nüfus önce 120, sonra hızla 60 bine düşmüştür. Bugün Türkiye’deki Rum nüfus 4 bini geçmemektedir. Görülüyor ki, Lozan’ın kurduğu ve her iki tarafın karşı tarafın azınlıklarının haklarına uymasının bir anlamda güvencesi olan azınlık dengesi bozulmuş, Yunanistan’da Batı Trakya’da, çok güç koşullar altında da olsa varlığını sürdüren Türk azınlığa karşılık Türkiye’de Rum azınlık hemen hemen kalmamıştır. Böyle bir ortamda, Lozan’ın yeniden gözden geçirilmesi önerisinin Türkiye açısından ne götürüp ne getireceğini takdirinize bırakırım. Diplomasi, dikkat ve incelik ister. Söylenecek bir söz, kullanılacak bir deyim, dikkatsizce ortaya atılmış bir öneri, yarardan çok zarar getirir. Düşünmeden söylenen bir sözün nelere mal olacağının örneğini Kenan Evren’in, General Rogers’in asker sözüne güvenerek, Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüş kapısını açan davranışıyla acı bir şekilde gördük. Bari sivil politikacılarımız, uluslararası konularda bundan böyle daha dikkatli konuşsalar. ‘Büyüme 6’YI AŞAR’ Maliye Bakanı Naci Ağbal, bütçeyi sunuş konuşmasında, yılın üç çeyreğindeki ortalama yüzde 7.4’lük büyümeye işaret ederek bu oranın OECD ve G20 ülkeleri arasında yılın üç çeyreğinde gerçekleşen en büyük büyüme oranı olduğunu söyledi. Yıl sonunda da bu büyüme oranının güçlenerek devam edeceğini gördüklerini kaydeden Ağbal, “Biz Orta Vadeli Program’da yüzde 5.5 dedik ama 2017 sonunda büyüme oranının rahatlıkla yüzde 6’nın üzerinde olacağı görülüyor” dedi. TBMM’de bütçe maratonu ‘Ataşehir, Man belgeleri, Sarraf’ tartışmalarıyla başladı. CHP lideri, isim vermeden Erdoğan’ı eleştirerek “Bir kişi ‘Ben devletim’ diyorsa, diktatördür” dedi TBMM Genel Kurulu’nda, bütçe görüşmeleri “Ataşehir Belediyesi, Man belgeleri, Rıza Sarraf” tartışmasıyla başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin 2018 yılı bütçesini “Man’cıların tefecilerin bütçesi” olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu’nun üstü kapalı ‘dönek’ dediği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile CHP’liler arasında sert tartışmalar yaşandı. “Belgeleri getirin” diyen AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın kendisine verdiği belgeleri kürsüde yırttı. TBMM Genel Kurulu’nda, dün bütçe görüşmeleri sert tartışmalarla başladı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bütçe üzerinde şu görüşleri dile getirdi: Adaletli denetim: Devlet ve hükümet ayrıdır. Devlet bakidir. Hükümet gelir devleti yönetir. Seçim olur kazanırsa tekrar yönetir. Eğer bir kişi ben devletim diye ortaya çıkıyorsa onun adı siyasette diktatörlüktür. O nedenle devlet hükümet ayırmamız lazım. Bir kişi ‘Ben devletim’ diyorsa, diktatördür. Devlet adaletle yönetilmeli. Bir belediye denetlendi diye biz karşı mı çıktık? Adaletli davranılmadığı için itiraz ediyoruz. Her belediyede yasaların öngördüğü kurumlar denetlenir. Neden itiraz ettik? Adaletli davranmıyorsunuz dedik. Bizim belediyelere 24 saat denetim elemanı gönderiyorsun, diğerlerine göndermiyorsunuz dedik. Haram yiyeni yaşatmam: Havuz medyasında haberler çıktı Ataşehir’le ilgili. Başkana “Nedir bu?” dedim. “Gerçek değil” dedi. “Gideceksin suç duyurusunda bulunacaksın” dedim, Gitti bulundu. Karar 3 Ağustos 2017’de çıktı. Hiçbir şey yok. Haksız mal edinme yok diyor. Karar kesinleşti. Bakanlık müfettişleri gönderdi. İncelendi, “Soruşturma açılmasına gerek yok” dendi. Ama AKP’li Ataşehir belediye üyeleri bakanın kararına itiraz ediyor. Dosya Danıştay’a gidiyor. Danıştay “Soruşturmaya gerek yok” diyor. Erguvan Barış Parkı, şikâyet ihba LOZAN ÇIKIŞINA ‘DİPLOMA’LI ELEŞTİRİ Kesiyorsan kes: (Filistin’deki gelişmeler) Lafla peynir gemisi yürümez. “İsrail’le ilişkileri kesebiliriz...” Kesiyorsan kes kardeşim, biz de kapı gibi arkandayız. Asıl kızacağın adam Trump, öyle dolaylı orta alanda top çeviriyorsun. Herkesi aradı, sadece Erdoğanı aramadı. Bu bile üzerinde düşünmemiz gereken bir gerçek. Başkenti Tel Aviv yazmıyor: Dışileri Bakanlığı sitesi. Başkent boş, Tel Aviv yazmıyor. Neden yazmıyorsun, elinden tutan mı var. Hem bunu yapacaksın, hem iç politikada bunu, şunu yaparım asarım keserim. Yapacaksın adam gibi yap. Oraya yazacaksın başkent Tel Aviv’dir. Kudüs bir barış kenti olmak zorundadır. Orası birilerine asla terk edilemez. Üniversite diplomanı göster: Lozan’ı hangi bilgi birikimiyle tartışmaya açıyorsun? Lozan’ı tartışmaya açmak için önce gel şu üniversite diplomanı göster bana bakayım. Lozan Türkiye Cumhuriyeti’nin namusudur. Sormak isterim, orada neden işgal altındaki 18 adadan neden söz etmedin? Adalara gelince ağzına bant çekiyorsun. Zaten adamlar açtılar tartışmaya 18 adayı işgal ettiler. rı geliyor. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi bir şey yok diyor. Bununla igili açığa alıyorsunuz. İtiraz ettiğimiz bu. Ağzından bir lokma haram inerse o belediye başkanını yaşatmam. Araştırma önergesi verin: Kızım bir daire almış. CHP milletvekillerine söylüyorum; benim, ailem, çocuklarım, torunum, damadım hatta dünürlerim, hepsi için araştırma önergesi verin, araştırılsın. Hiçbir tereddütüm yok. 5 kuruş bulursanız, özür dileyeceğim. Ankara’daki beylere de sesleniyorum; benim gösterdiğim cesareti gösterebilir misiniz? Allah kimseyi zalimin elinde emir kulu yapmasın. Emir kulluğu yapanlar en çok döneklerdir. Sarraf bakanları satın aldı: Sarraf denen sahtekâr rüşveti başlattı. Sarraf’a o dönem en büyük itirazı ben yaptım. Ne dediysem koşa koşa mahkemelerde dava açtı. Şarlatan rüşvetçi, dönemin 3 bakanını ve bir kamu bankası genel müdürünü parayla satın almıştır. Meclis komisyonu bu dosyayı kapadı. ABD’de görüşülen davadan rahatsızım. Türkiye’de işlenen olayın kirliliği ABD’de temizlenmemeli. Binali Yıldırım Bey’e çağrı yapıyorum: Gel bu dosyayı yeniden açalım. Sırları kim verdi: Bu şarlatana devletin sırlarını kim verdi? “Savcı inceliyor.” Yemezler onu. MİT’in harekete geçmesi lazım. Kozmik odayı, terör örgütüne açtılar ya. Hepsini götürdüler Amerika’ya. Hesabını veren oldu mu? Altını kim çaldı?: (Gana’dan gelen altınlar) Müfettiş raporunda: “Bu altın 1.5 ton olarak geldi ama Türkiye’den çıkarken bize verilen beyannamede 292 kilogram altının herhangi bir gümrük işlemine tabi tutulmaksızın Türkiye’ye sokulduğunu tespit ettik” diyor. Şimdi, Sayın Yıldırım, siz başbakansınız. Eğer bu ülkeye sahte yollarla altın geliyor ve bunun 292 kilosu çalınıyorsa ve meşru olmayan yollardan sokuluyorsa bu soruşturmaya buradan başlayın. 292 kilo altını kim çaldı? Man’cılar yüzünden: Yasada “Vergi cennetlerinde şirket olur ve bunların paraları Türkiye’ye gelirse yüzde 30 vergileriz” diyor ama vergi cennetleri listesi Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek. 11 yıldır belirlenmedi. Man’cılar yüzünden belirlenmiyor. Tüyü bitmemiş çocuk vergi verecek, o Man’cılar vergi vermemek için her türlü dümeni çevirecekler. Bu bütçe Man’cıların, tefecilerin faizcilerin bütçesidir. “Ben yerliyim, ben milliyim” diyorlar. Ne yerlisi, ne millisi kardeşim? Sen ne yerlisin, sen ne millîsin. Man Adası’nda ya da benzeri adalarda kim şirket kurarsa onları Türkiye’ye sokmayacağız. “Git oraya” diyeceğiz. ‘Halk vergiler altında eziliyor’ HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıl dırım, seçilmiş beledi ye başkanlarının görev den uzaklaştırılmasının 2. yılı, eş başkan ve mil letvekillerinin tutuklan masının ise 400. günü nün geride kaldığını belirterek, “Bütün uluslara Garo Paylan rası toplum ibretle bu süreci izliyor” diye konuştu. AKP iktidarının “can çekişme dö nemi” içinde olduğunu kaydeden Yıldırım, bir avuç azınlığın vergi cennetleri, rüşvet ve hırsızlıkla zevk içinde yaşarken, hal kın ağır vergiler altında ezildiğini ifade et ti. Man Adası belgeleri ve Rıza Saraf dava sına atıf yapan Yıldırım; “Siyasi iktidar hır sızlık ve rüşvet iddialarından rahatsız ise burada adı geçenlerin hepsini soruştura rak ve yargıya teslim ederek başlayabilir siniz” diye konuştu. Kudüs ile Ankara’yı eş gösteren İsra il Anlaşması’na yalnızca HDP’nin hayır de diğini belirten Yıldırım, “Kudüs krizi bir iç politika malzemesi olarak kullanmakta dır. İçeride otoriterleşme ve yolsuzluk tar tışmalarıyla sıkışan iktidar bunu bir rahat lama malzemesi olarak kullanıyor” değer lendirmesinde bulundu. ‘Sarraf’ın ‘Dönek’ gerginliği AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Akçay: Ülkemize faydası yok Ataşehir Belediyesi’yle ilgili iddiaları anımsatarak, “İlgezdi, malı götürmüş” dedi. Sataşma gerekçesiyle söz alan CHP Grup Başkanvekili Engil Altay, İlgezdi ile ilgili tüm iddialara ilişkin müfettişler ve yargı tarafından yapılan incelemelerde bir şey olmadığının saptandığını belirterek, iddialarda adı geçen şirketin ortaklarından birinin bir AKP’li belediye başkanının oğlu MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, bütçe görüşmelerinin Türkiye’nin en kritik süreçten geçtiği bir zamanda yapıldığını belirterek, Türkiye’nin varlığını, geleceğini ve sınırlarını hayati derecede yakından etkileyen ağır tehditlerle karşı karşıya olunduğunu kaydetti. AKP hükümetini eleştiren MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta ise, hükümetin 2002 karşı olduğunu söyledi. Yerinden söz alan laştırması yapmasını anlamlandıramadığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun nı söyledi. “Genel Başkanınızı yanıltmayın, bu işin arkasından çekin” demesi üzerine Bahçeli HDP’li ile tokalaştı tartışmaya dönüştü. CHP’li Haydar Akar’ın “Soylu’nun AKP’nin paçalarından yolsuzluk akıyor lafını ispata davet ediyorum. Niye dönek olduğunu açıklasın” üzerine hükümet sıralarında oturan Bakan Soylu ayağa kalkarak, “Dönek senin Genel Başkanındır” diye karşılık verdi. Bakan Soylu, CHP’lilere yönelik “Genel Başkanına sor, kaç tane parti gezdi, kaç tane? Hiçbirini bilmiyorsunuz!” diye Görüşmeleri sırasında tüm liderler salonda hazır bulundu. Başbakan Binali Yıldırım, MHP’li Akçay’ın konuşmasının bir bölümü ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının tamamını dinledi. Bahçeli, genel kurula gelişinde hemen sağında oturan HDP’li Ahmet Yıldırım ile tokalaştı. Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tepki gösterdi. CHP’li vekiller ile Bakan başta olmak üzere bazı bakanların gülme Soylu arasında karşılıklı bağrışmalar si dikkat çekti. Kılıçdaroğlu’nun bazı soru sürerken, AKP ve CHP’li vekiller de lar yöneltmesi üzerine Ulaştırma Bakanı birbirlerinin üzerine yürüdü. Ahmet Arslan başta olmak üzere bazı ba yalanlarına itibar etmeyiz’kanlarYıldırım’abilgiverdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine yanıt veren Başbakan Binali Yıldırım, ABD Başkanı Trump’un bütün liderleri arayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aramadığının doğru olduğunu belirterek, “Çünkü cumhurbaşkanımızın düşüncesi, görüşü bellidir. Olsa olsa bunu bildiği için aramaya dahi cesaret edememiştir” dedi. Kudüs’ü asla İsrail’in başkenti olarak tanımadıklarını belirten Yıldırım, “Neden internet sitesinde, Tel Aviv İsrail’in başkenti olarak yazılmamış. Elimde anlaşmalar var. 1996 yılında Süleyman Demirel, İsrail’e resmi ziyaret yaptığında 6 tane anlaşma yapmış, 6’sı da Kudüs’te imzalamış. Bunları yaptı diye sayın Demirel, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak mı tanımıştır? Bizim büyükelçiliğimiz Tel Aviv’dedir, bizim için başkent orasıdır. Kudüs’te büyükelçiliğimiz var, ama Filistin büyükelçiliğimiz var. Başka bir ülkenin orada Filistin büyükelçiliği yok” dedi. Kılıçdaroğlu’nun Rıza Sarraf için ‘şarlatan, sahtekâr’ dediğini kaydeden Yıldırım, “Gelin Zarrab davasını tekrar açalım diyor. Zarrab hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 1725 Aralık’tan sonra soruşturma açıl mış, takipsizlik kararıyla ka la ilgili CHP’nin açıkladığı panmıştır. İtiraz reddedilmiş. belgelerin doğru olmadığı Adı geçen bakanlar hakkında nı, adı geçen isimlerin Man Meclis’te soruşturma komis Adası’nda şirketi olmadığı yonu kurulmuş, genel kurul nı, buraya giden bir para ol da soruşturmanın açılmaması madığı gibi gelen de bir pa yönünde Meclis kararını or ra olmadığını ileri sürdü. taya koymuş. Yeni söylenen, Vergi cenneti ülkeleriyle il yeni ortaya konan hiçbir şey gili belirlemenin çok taraflı yoktur. Böyle bir girişime de bir anlaşma olduğunu savu ihtiyaç yoktur” dedi. Binali Yıldırım nan Yıldırım, “Sizin yapıyo Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rum demenizle olacak bir iş Lozan Anlaşması’nın değiştirilme değil. Herhangi bir gecikme ve tavsa si gerektiği yönündeki açıklamalarıy ma da sözkonusu değil” dedi. la “Yunanistan’daki soydaşlarımızın haklarının verilmesi”ni kastettiğini sa ‘Önemli olan resmi rapor’ vunan Yıldırım, “Anlaşmayı uygula MİT’in Sarraf’la ilgili Başbakanlık’a mayan ülkeye hem de evinde bunun rapor sunmadığını mahkeme değişmesi lazım gelir demenin nere ye bildirdiğini anımsatan Yıldırım, si yanlış? İşte mili duruş budur” de Kılıçdaroğlu’nun yerinden “Rapor de di. Yıldırım, Ege Denizi’ndeki adaları ğil, bilgi notu” diye itiraz etmesi üze nın ihtilaflı bir konu olduğunu belirt rine “Rapor mu önemli bilgi notu mu? ti. Kılıçdaroğlu’nun kamu hastaneleri, Herkes birbirine bilgi notu verebi Osman Gazi Köprüsü başta olmak üze lir. Bilgi notuna göre işlem yapılır mı, re bazı projelerin maliyetinin ne oldu önemli olan resmi rapordur” diye ko ğuna ilişkin sorusuna yanıt vermeyen nuştu. Ataşehir Belediyesi’yle ilgi Yıldırım, bunların kamu ortaklığıy li tartışmalara değinen Yıldırım, “Yol la yapıldığını söylemekle yetindi. Koz suzluk, usulsüzlük kim yapıyorsa kar mik oda ile ilgili davanın devam etti şısında olacağız. Belediye başkanıy ğini kaydeden Yıldırım, Man adasıy la ilgili 3 ayrı dava 3 ayrı soruştur ma aşamasında 11 dosya mevcut. Tamamında takipsizlik olmuş bitmiş diye birşey yok. Birşey yoksa ortaya çıkacak” dedi. Yıldırım, AKP döneminde soruşturma izni verilen AKP’li belediye başkanı sayısının 91, CHP’nin 27, MHP’nin 23; görevden uzaklaştırılmış belediye başkanı sayısının ise HDP’nin 93, AKP’nin 9, MHP’nin 3 ve CHP’nin 1 olduğunu söyledi. Elitaş, belgeleri yırttı CHP’li Aykut Erdoğdu ise Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen’in de aralarında bulunduğu akrabalarının vergi cennetlerinde şirketlerinin olduğunu, bunlardan biri olan Bumerz’in gemi almak için 18 milyon dolar kredi aldığını, Sıtkı Ayan’ın 15 milyon dolar gönderdiğini söyledi. Erdoğdu, “Kapı gibi belgeler var” dedi. Bunun üzerine kürsüye gelen AKP’li Mustafa Elitaş, bu belgeleri FETÖ’cülerin gönderdiğini ileri sürerek, “Genel başkan, FETÖ’nün gönderdiği bu belgeleri TBMM’de savunmamalı” dedi. “Belgeleri getirin” demesi üzerine CHP’li Engin Altay, belgeleri kürsüye gelerek Elitaş’a verdi. Elitaş da, kürsüde belgeleri yırttı. l ANKARA / Cumhuriyet HABER VE FOTOĞRAFLAR: EMİNE KAPLAN, MAHMUT LICALI, SELDA GÜNEYSU, İKLİM ÖNGEL, NECATİ SAVAŞ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle