05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 12 Aralık 2017 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ECE KURTULUŞ FETÖ usulü çağrı haber 11 Cağaloğlu Anadolu Lisesi Kız Öğrenci Pansiyonu’nda müdür yardımcısı, öğrencileri WhatsApp mesajıyla kandil toplantısına çağırdı, veliler isyan etti Cağaloğlu Anadolu Lisesi Kız Öğrenci Pansiyonu’nda müdür yardımcısı olarak görev ya pan Selma Bazna, geçen haf talarda öğrencilerin bulundu ğu WhatsApp grubuna mesaj atarak öğrenci leri sohbete ça ğırdı. Mesajda, “Gençler Mev SEYHAN AVŞAR lid Kandili dolayısıyla Hz. Mu hammed pey gamberimizi anmak üzere pansiyon mescidinde Kur’an okuyacağız. Biraz sohbet ede ceğiz. Odalarınıza duyurun lütfen. Müsait olanları bekle riz” ifadeleri yer aldı. Sohbet çağrısına tepki gösteren öğ renci velisi H.O., “Bu sohbet lerin ne demek olduğunu biz FETÖ yurtlarından öğrendik. MEB’den evde din sohbetleri OZAN ÇEPNİ Eğitimin her kademesi dinselleştirilen AKP döneminde, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yeni bir skandala daha imza attı. Okullardaki zorunlu din eğitimi ve seçmeli din dersleri ile yetinmeyen ve 15 Temmuz darbe girişiminden ders çıkaramayan MEB, FETÖ’nün çocukların beyin yıkama yönte mi olarak kullandığı “sohbet” uygulaması ile din eğitimine evlerde devam etme kararı aldı. İstanbul Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan’ın talimatıyla “Öğretmen Sohbetleri Projesi” adı altında çocuklara Cumhuriyet’in ilk dönemini düşmanca gösteren içerikler ile evde dini sohbet uygulaması başlatıldı. Evde dini sohbetlerde kullanılacak konuların ise MEB onaylı ders kitapları yerine “Medeniyet Yolcuları Vakfı” adı altında bir vakfın materyalleri kullanılma kararı alındı. AKP’li Sancaktepe Belediyesi Başkanı İsmail Erdem’in yönettiği vakfın arkasında ise AKP, Diyanet, MEB, çocuk istismarı skandalı ile bilinen Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, yandaş sendika Eğitim Bir Sen, Önder İmam Hatipliler Derneği ortaklığı olduğu ortaya çıktı. l ANKARA Bu sohbetlerde yaşananları iktidar da eleştiriyordu. Hani sohbetler tehlikeliydi. Ama dur durak bilmiyorlar” dedi. Geçen haftalarda ise lisenin bahçesinde Anadolu Gençlik Dernekleri’nin standının açıldığı ortaya çıktı. Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde uzun zamandır bu tarz problemlerin yaşandığına dikkat çeken H.O., “Ama bu kadar gün yüzüne çıkmamıştı. Okullarda zorunlu din dersi zaten var. Birde sohbete çağırıyorlar. Çocuklar için endişe duyuyoruz” diye konuştu. Bu sohbetleri FETÖ yurtlarından çok iyi bildiklerini vurgulayan H.O., “Çocuklara bu tarz mesajlar gidiyor. Benim çocuğum bilinçli gitmez. Ama bugün üç çocuk gider, yarın beş çocuk gider. Sohbete katılmayan öğrenciler ne olacak? Bu sohbetlere, katılan ve katılmayan çocuklar arasında da ayrışmalar yaşanır. Sohbete katılmayan öğrenciler sohbeti düzenleyen öğretmenler tarafından da dışlanabilir. Bu lisede okuyan çocuklar algıları açık, bilinçli çocuklar. Çok yüksek puanlarla bu liseye yerleştiler. Bizler dini sohbetlere katılsınlar diye çocuklarımıza emek vermiyoruz. Kandil bahane edilerek, sohbet düzenlemek olacak iş değil. Tüm kurumlara başvuru yapıyoruz. Sonuç alamıyoruz. Dosyalar kapatılıyor. Çocuklarımıza neler yapılıyor bilinsin.” Öğrencileri sohbete çağıran mesajdan haberi olmadığını söyleyen okul müdürü Necati Yener, Anadolu Gençlik Dernekleri standı ile ilgili olarak ise, “Milli Eğitim İl Müdürlüğü’nün bilgisi dahilinde açılan stantlar” dedi. l İSTANBUL SKANDAL KARAR Koçyılmaz, 2 yıl önce zorla bindirildiği polis otosunda yaşamını yitirdi. Bir canın bedeli 12 bin TL ALİCAN ULUDAĞ 2015 yılında AyaşAnkara karayolunda polisler tarafından aracı durdurulan eski gazeteci Yılmaz Koçyılmaz’ın yola devam etmek istemesi üzerine çıkan tartışmada “tansiyon hastasıyım” demesine karşın kelepçelenerek konulduğu polis aracının nezarethane bölümünde hayatını kaybetmesiyle ilgili açılan davada karar çıktı. Mahkeme, Koçyılmaz’ı kelepçeleyen sanık polis Mehmet Tuna’nın davranışlarını “görev sınırını aştığını, keyfi tutum ve davranışa ulaştığını” belirterek, polise taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan 2 yıl hapis cezası verdi. Sanığın cezasını iyi halden 1 yıl 8 aya indiren mahkeme, bu cezayı 12 bin 100 TL adli para cezasına çevirdi ve 20 eşit taksitle ödenmesine hükmetti. Polisten izin yok Gazeteciliği bıraktıktan sonra Ayaş’a yerleşen eski haber kameramanı Yılmaz Koçyılmaz’ın içerisinde bulunduğu araç, 15 Şubat 2015 tarihinde Ankara’ya doğru yola seyir halindeyken yoğun kar yağışı nedeniyle polis ekipleri tarafından durduruldu. Polisler yolda kapanmalar olduğunu, geçişlerine izin vermeyeceklerini belirtirken, araçtan inen Yılmaz Koçyılmaz, kendi araçlarının kar lastiği ve zincirli olduğu, yola devamında herhangi bir engel bulunmadığı belirtti. Polislerden Mehmet Tuna, sert bir şekilde Koçyılmaz’ı aracına dönmesi konusunda uyardı. Bu sırada tartışma yaşandı; polis Tuna, Koçyılmaz’a kelepçe takacağını belirtti. Koçyılmaz ise, “Yüksek tansiyon ve kalp hastasıyım” diye karşılık verdi. Görgü tanıklarının ifadelerine göre polis Tuna, Koçyılmaz’a kelepçe takarak, polis aracının arkasındaki mobil nezarethaneye koydu. Polisler, Koçyılmaz’ı karakola götürmek üzere Ayaş’a doğru hareket etti. Yolda rahatsızlanan, yüzü moraran Koçyılmaz’a önce limon, ardından ilaçlarını verdi. Nefes alamaz hale gelen Koçyılmaz, çağrılan ambulansla hastaneye götürülürken yolda yaşamını yitirdi. l ANKARA SESSİZ ÇIĞLIĞIN DAVASI Dava öncesi açıklama yapan Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan “Bu dava; memleketin her yerinde cemaatlere teslim edilen binlerce çocuğun sessiz çığlığının davasıdır” dedi. Çocuklarını kaybeden aileler duruşma öncesi tepkilerini dile getirdi. Davada Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, Genel Mali Sekreter Ahmet Karagöz, Şube Yürütme Kurulu üyeleri ve Sosyal Haklar Derneği üyeleri, Adana Barosu’na bağlı avukatlar, yangında çocuklarını kaybeden aileler, yangından ya MEB kulak asmadıralı kurtulan çocuklar ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Sinan Koç duruşmada hazır bulundu. Aladağ’da 11’i öğrenci 12 kişinin öldüğü yurt yangınıyla ilgili davada sanıklar skandal ifadelerde bulundu. Denetimlere katılan öğretmen, 5 kez eksikleri bildirdikleri MEB’in hiç birşey yapmadığını söyledi Adana’nın Aladağ ilçesinde geçen yıl 29 Kasım’da Süleymancılar cemaatine ait yurtta 11’i öğrenci 12 kişinin ölümü ve 24 kişinin yaralanmasıyla ilgili davanın 4. duruşması dün görüldü. Davaya Kozan Adliyesi’ndeki yer darlığı sebebiyle Kozan Ticaret Odası’nın konferans salonunda devam edildi. Sanıklar geniş güvenlik önlemleri altında duruşmaya getirildi. Duruşma salonuna getirilen sanıklardan Mahir Kılıç, gazetecilere “Neden bizi çekiyorsunuz, gidin vatan hainlerini çekin” diye tepki gösterdi. İki dava birleşti Kozan Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, olayla ilgili açılan ilk dava ile Aladağ İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş, Şube Müdürü Davut Gökçeli, yurtta denetim yapıp rapor hazırlayan görevliler Ramazan Ünal, Cihan Ünal, Bayram Ay dın ve Mehmet İpek ile Zeki Yılmaz hakkında açılan davayı birleştirme kararı verdi. İki davanın birleştirilmesiyle Aladağ yurt yangını davasındaki sanık sayısı da 6’sı tutuklu olmak üzere 14’e yükseldi. Yangının çıktığı vakıf yurdunda daha önce denetime katılanlar denetimle ilgili eğitim almadıklarını iddia ettiler. Denetime katılan memur Cihan Ünal “Şube müdürümüz Davut Gökçeli yapıyordu deneti mi, biz dolduruyorduk sadece raporu imzalıyordum” diye konuştu. 5 kez bilgilendirdik Denetimlere katılan Mehmet Aktaş isimli öğretmen ise yurttaki eksikliklerle ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü 5 kez bilgilendirdiklerini ancak raporlara ilişkin kendilerine herhangi bir yazı gelmediğini savundu. 2012 yılından beri Aladağ’da bulunduğunu anlatan Aktaş, “Herhangi bir yangın söndürme denetiminin yapıldığını hatırlamıyorum” diye konuştu. l ADANA/Cumhuriyet/ İHA/DHA ‘Türkiye üstesinden gelir’ Dünyaca ünlü 10 sanatçı ve insan hakları savunucusu, Osman Kavala’nın serbest bırakılması için Erdoğan’a dilekçe yazdı. Dilekçeyi getiren Osborne, ‘Gerçek her zaman galip gelir’ dedi Kavala DİLEK ŞEN Dünyaca tanınan 10 sanatçı ve hak savunucusu, 1 Kasım’da tutuklanan Osman Kavala için “adalet” istedi. İlk kez Salzburg Küresel Semineri’nin 2014’te düzenlenen “Kültür Yoluyla Çatışmanın Çözümü: Barış İnşası ve Sanat” programında bir araya gelen sanatçılar ve insan hakları savunucuları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yazdıkları dilekçe metninde “Size bu çağrıyı, Osman Kavala hakkındaki davanın acilen tekrar gözden geçirilmesi için yapıyoruz. Hepimiz Kavala’yı bir insan ola rak, yaşamının en ince ayrıntılarına kadar çok iyi tanıyoruz. Onun Türkiye Cumhuriyeti’ni, demokrasisini ve Cumhurbaşkanı’nı çö kertmeye yönelik hiçbir çabanın için de olmayacağına en ufak bir kuşku muz yok” dediler. Edinburgh Üniversitesi’nde müzik profesörü olan, insan hakları aktivisti Nigel Os borne da dilekçeye imza atan isimler den. Osborne’nun “yumuşak” ve “kibar” bir dilek ola Osborne rak tanımladığı mektup, dostluk duyguları ve “ne yapabilirim” endişesiyle yazıl mış. Osborne, Kavala’nın, tanı dığı en iyi insan olduğunu söy lüyor: “Osman çok iyi kalpli, akıllı, gerçeklere özenle sadık, yaptığı her işte parlak bir şekil de etkin ve cömert biridir. Işık tan yapılmış bir melek gibidir, aydınlatır” diyor. Dostluk simgesi Prof. Osborne, Türkiye demokrasisine güveniyor ve “Sonunda başaracağımıza inanıyorum. Gerçek her zaman galip gelir, yine öyle olacak” sözleriyle Kavala’nın serbest bırakılmasına yönelik çağrısını yineliyor. Hediye getirdi Osborne, 100 yıl önce 1. Dünya Savaşı’nda yaralarına pansuman yaptığı bir Türk askerinin dedesine hediye ettiği gümüş kaplı küçük Kuran’ı da serbest bırakıldığında “barış savaşçısı” dediği Osman Kavala’ya hediye etmek üzere getirdi. l İSTANBUL Suriye’de kirli çamaşırlar ortaya çıkıyor Fransız Le Monde ve haftalık Canard Enchainé gazeteleri, Haziran 2016’da, dünyanın bir numaralı çimento üreticisi Lafarge Grubu’nun Suriye’de Celabiyye’deki fabrikasının faaliyete devam etmesi için IŞİD’e haraç verdiğini ve dolaylı biçimde IŞİD’in ürettiği petrolü satın aldığını ortaya çıkardı. Celabiyye fabrikası Kobane’ye 55 km mesafede. 20122014 arasında yapılan işlemler birçok açıdan suç teşkil ediyor. Haberin yayımlanmasını Fransız hükümeti “vatana ihanet”, “casusluk” gibi sözlerle karşılamadı. Ne de polis bu gazeteleri bastı. Tam tersine, Fransız Maliye Bakanlığı, Eylül 2016’da, Paris savcılığına bu konuda ön soruşturma yapılması için suç duyurusunda bulundu. Bu arada içinde dünyanın sayılı milyarderlerinden dördünün yer aldığı grubun yönetim kurulu, çalışanların hayatlarının tehlikeye atıldığı iddiasıyla yaptıkları şikâyet üzerine iç soruşturma başlattı. 2017 başında, 2008’den fabrika 2014’te kapanana kadar müdürlüğünü yapmış olan kişi, grubun genel güvenlik sorumlusu ve genel müdür yardımcısı gözaltına alındı. Birkaç gün sorgulandıktan sonra serbest bırakıldılar. Ardından şirketin Paris’teki merkezinde polis arama yaptı. Sonunda “terörist bir girişimi finanse etmek”, “başkalarının hayatını tehlikeye atmak” iddialarıyla Haziran 2017’de gözaltına alınmış üç kişi hakkında soruşturma açıldı. Bir iki hafta sonra, Sherpa adlı bir STK, çalışanların hayatı tehlikeye atıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu, soruşturma genişletildi. Geçen günlerde grubun son iki yönetim kurulu başkanları, Lafont ve Olsen için aynı suç iddiaları ve ilaveten “Avrupa Birliği kurallarını çiğnemek” gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını savcılık bildirdi. 2007’den beri bu dev grubu yöneten Bruno Lafont, Lafarge’ı satın alan İsviçreli rakibi Holcim’in baskısı sonucu 2015’te istifa etmek zorunda kalmıştı. Onun yerine atanan, daha önce insan kaynakları yöneticisi olan Eric Olsen de Nisan 2017’de istifa ettirilmişti. İşin içinde Lafarge ve Holcim birleşmesinin iç hesaplaşması yönü de var. Soruşturmaya şirketin içinden ve devlet kanadından başka kişilerin dahil edilip edilmeyeceği şimdilik meçhul. Celabiyye’deki fabrikanın müdürü sorgusunda IŞİD’e ayda yirmi bin dolar ödeme yaptıklarını kabul etmiş. Diğer taraftan, IŞİD’in ürettiği petrolün aracılardan satın alındığına dair belgeler ortaya çıkmış. Bütün bu işlemlerin gizlenmesi amacıyla şirketin muhasebe kayıtları için, “temsil masrafı” vs. gibi evraklar üretilmiş. Diğer taraftan, Lafarge’ın yöneticileri Celabiyye’de faaliyete devam etme konusunda 2011’den itibaren Fransız Dışişleri Bakanlığı ve hükümeti düzenli olarak bilgilendirmişler. Fabrika yöneticileri sorgularında, 2011’den itibaren, önce bölgedeki Kürt ve ÖSO milislerine güvenliklerinin sağlanması için ödeme yapmaya başladıklarını anlatıyor. Bölge IŞİD’in denetimine geçince, takriben bir yıl bu örgüte de haraç ödüyorlar. Fabrika müdürü sorgusunda, IŞİD’e ödenenin üretim kapasitesinin yüzde iki buçuğuna denk geldiğini, bu miktar için üretimin durdurulmayacağını işletme iktisadının soğuk mantığı içinde ifade ediyor. Kürt milislere, “her gün isim ve cephe değiştiren” İslamcı gruplara ve IŞİD’e ödemeleri Beşşar Esad’ın eski savunma bakanının oğlu Firas Tlass yapıyormuş. IŞİD gelmeden önce, fabrikanın etrafındaki kontrol noktalarını tutan silahlı gruplara ödeme yapması için Esad rejimini terk eden Tlass’a her ay seksen ila yüz bin dolar veriliyormuş. Kirli savaş ekonomisinde olağan bir küçük işlem. Suriye’de kirli savaşa dahil olan çevre ve işlemlerle ilgili Batı’da ilk hesap sorma başladı. Bakalım arkasından ne gelecek? Prof. Dr. Fincancı 2018’den umutlu Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı ve insan hakları aktivisti Prof. Dr. Şebnem Ko rur Fincancı OHAL şartlarında Türkiye’nin insan hakları karnesini ve önümüzdeki yıldan beklen tilerini Deutsche Welle’ye değerlendirdi. Fincan cı, ihlalleri şöyle sıraladı: “İnsanları sivil ölüme mahkum etmek; bir aileyi çocuklarıyla okulsuz, işsiz, evsiz bırakmak; onların damgalanmasına neden olmak; dışlanmasına yol açmak gibi du rumlar. İnsanları ülkeden kaç mak zorunda bıraktırmak, bun dan başka çarelerinin olmaması ve bu kaçışlar sırasında yollarda Fincancı ölümle karşılaşmaları.” Fincancı 2018 yılı için bek lentilerini şu sözlerle anlattı: “Önümüzdeki yıl özellikle iktidarın çok fazla teşhir olması nede niyle toplumda daha fazla tepki ve bir değişim bekliyorum. Özellikle beklenen ekonomik krizle birlikte ülkeyi toparlayabilmek ve baskıları art tırmak amacıyla ufukta bir erken seçim ihtiyacı görünüyor. Ama bu erken seçim de onların si yaset tarihinin çöplüğüne gömülmesine yol aça cak gibi görünüyor. 2018 için umutluyum.” l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle