04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 12 Aralık 2017 sağlık Kahraman bebek2 [email protected] EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: ZARİFE SELÇUK Antalya’da 6 aylık ve 1 kilo 600 gram dünyaya gelen Kaan bebek hem kendisinin hem de annesinin hayatını kurtardı ve ailesinin kahramanı oldu Oaslında hem kendinin, hem de annesinin yaşamının kahramanı... Erken doğum ile 1 ki lo 600 gram ve böbreğindeki bir kit leyle dünyaya gözlerini açan Ali Kaan bebek, önce yaşama sıkı sıkıya tutun du. Kaan bebek, aynı zamanda gebe lik sırasında belirti ver meyen, boyun damar tı kanıklığı hastalığı olan annesi Semra Hoyraz lı Damar’ın da hayatı SİBEL BAHÇETEPE nı erken dünyaya gelerek kurtardı. Aileye 12 yıl sonra katılan küçük Kaan da anne şimdi çok sağlıklı. Aile, oğullarının birinci yaşını kutlamanın mutluluğunu yaşıyor. 12 yıl sonra gelen mutluluk Antalya’da yaşayan avukat Semra Damar, ilk çocuklarından tam 12 yıl sonra, 40 yaşında tekrar çocuk sahibi olmaya karar verdi. Kızları Fatma Naz bir kardeş istediğini söyleyince Damar ailesi buna kayıtsız kalamadı. 2015 yılındaki ikiz gebelik onları çok mutlu etmişti ancak bebeklerini 6 buçuk aylıkken erken doğumla kaybettiler. Bir yıl sonra yine mutlu haber geldi ve Semra Damar hamile olduğunu öğrendi. Bu kez de gebeliğinin 19’uncu haftasında, bebeğin böbrek üstünde 3 cm’lik bir kitle fark edildi, erken doğum riski söz konusuydu. Büyük bir moral çöküntüsü yaşayan aile bunun üstesinden gelecekleri inancı ile bebeği dünyaya getirmeye karar verdi. Semra Damar, gebeliğin 31’inci haftasında 1 kilo 600 gr’lık Ali Kaan bebeği dünyaya getirdi. Doğumdan sonra yalnızca göbekten beslenebilen Ali Kaan bebeğin annesi ile hiçbir bağı yoktu. Anne Damar, be 1 yaşına giren Ali Kaan bebek, doğum günü pastasını ailesi ve doktoruyla birlikte kesti. beğini iyileştirmeye çalışırken kendisi rahatsızlandı. Yaşamı kurtulmuştu Boynun damarlarında tıkanıklık olduğu belirlendi. O zaman anlaşıldı ki, bebeğinin erken doğması aslında hayatını kurtarmıştı. Çünkü bilinmeyen damar tıkanıklığı ile hamileliği devam etseydi, hem anne hem de bebek için daha riskli bir sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Bu kez anne, tedavisi için hastaneye yattı ve bebeğini göremez hale geldi. Erken doğum sonrası hem kendi tedavisi hem de Kaan’ın bir aylık yoğun bakım süreci nedeniyle, anne oğul bir süre ayrı kaldı. Anne Damar, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Doğumdan birkaç gün sonra onu ilk kucağıma aldığımda çok korkmuştum. O kadar minikti ki elimden düşecekmiş gibi hissettim. Ona yetemeyeceğim ve gerekli bakımı sağlayamayacağım diye endişeliydim. Doğduktan sonrada bebeğimin böbreğinde kitle vardı ve müdahale edilemiyordu. Yoğun bakım sürecinden sonra her 1. yaş pastasını hastanede Kesti Doğduğun andan itibaren yaşam mücadelesine başlayan Kaan bebek, sonunda başardı ve bir yaşına bastı. Kaan’ın ilk doğum günü pastasını, doktoru, Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Çocuk, Yenidoğan Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Aşkın Güra kesti. Güra, şunları söyledi: “Bebeğimiz hem erken doğmuş, hem de böbreğinde bir kitle ile dünyaya gelmişti. Doğumdan sonra ve bir yıl içinde her şey yolunda gitti. Böbrek üstünde yer alan kitle giderek kayboldu ve bebeğimiz için hayati risk ortadan kalktı. Böyle olunca biz sadece erken doğmuş olmasından kaynaklanabilecek sıkıntılar ile ilgilenmeye başladık. Prematüre bebeklerin bakımı, kesinlikle yenidoğan uzmanının ve ekibinin olduğu bir merkezde gerçekleştirilmelidir.” ay onkoloji bölümünde düzenli olarak kontrolleri yapıldı ve sonunda kitlenin gittikçe küçülerek tamamen kaybolduğu görüldü.” 13 yıl sonra bize hediye geldi Baba Serdar Damar ise “Bebeğimizin durumu ve hamileliğin riskli olmasından dolayı çok tedirgindik. Fakat içimde, her şeyin yolunda gideceğine dair bir his vardı. Şimdi bebeğimizin ilk yaş gününü kutlamanın mutluğunu yaşıyoruz. 13 yıl sonra bize bir hediye geldi” dedi. Sanal diyetlerden uzak durun Diyetisyen Evin Yananer, internet ve sanal ortamda yayımlanan diyet programlarının herkes için uygun olamayacağını belirterek, uygulanması halinde ciddi sağlık sorunlarının yaşanabileceğini söyledi. Son dönemde popüler hale gelen internet diyetlerinin tehlike saçtığını belirten Yananer, sağlıklı diyetin tıpkı parmak izi gibi kişiye özel olduğunu kaydetti. İnternetteki diyetler ya da popüler diyetleri herkesin uygulamasının mümkün olmadığını vurgulayan Yananer, “Diyette yeterli ve dengeli bir şekilde karbonhidrat, yağ ve protein alımının ayarlanması gerekir. Kişinin yağ, kas, su oranının ve herhangi bir hastalık durumunun olup olmaması diyetin içeriğini tamamen değiştirecektir. Yanlış uygulamada bağırsak florasının ciddi anlamda etkilendiğini belirtmemiz gerekir. Kişinin yaşı, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite ve hastalık durumu diyetin içeriğini belirleyen unsurlardır” dedi. ‘Böbrek hasarı sebebi’ Popüler diyetlerin zararlarını anlatan Yananer, şöyle devam etti: “Dukan diyeti, böbrek hastası için ciddi anlamda risk taşıyan bir diyet uygulamasıdır. Proteinden zengin bir diyet olduğu için. Aynı zamanda böbrek kanallarının kanamasına kadar da yol açabilir. Kişinin kullanmış olduğu ilaçlar ve rahatsızlıklar da diyetin içeriğini oluşturur. Mesela kan sulandırıcı kullanan kişi sebze ağırlıklı bir diyet uyguladı diyelim. Bu kesinlikle kişi için uygun değil. Kalp damar hastası olan kişilerde kolesterol ve yağdan kısıtlı bir diyet uygulanmalıdır. Kalkıp da internette popüler olan Dukan diyeti uygulanması asla söz konusu olamaz.” l MERSİN/DHA Ilerlemiş kanserde sıcak kemoterapi Prof. Dr. Taner Oruğ: Sıcak kemoterapi (HIPEC) kanser hastalarına daha uzun bir yaşam şansı sunuyor. Ama asla pempe umutlarla sunulmamalı Sıcak kemoterapi yani “hipertermi intraperitoneal kemoterapi (HIPEC)” uygulamasıyla hastanın vücut sıcaklığı belli bir derecenin üzerine getiriyor ve kanserli hücre duvarlarının daha kolay yıkılması sağlanıyor. Özellikle karın içi tümörlerinde de etkili olan tedavi, tekrarlayan kanser türlerinde de başarılı sonuçlar veriyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Taner Oruğ, HIPEC’in kanser hastalarına daha uzun bir yaşam şansı sunduğunu belirterek “HİPEC hastanın yaşam süresini uzatıyor ama asla pempe umutlarla sunulmaması gerekir” dedi. Cerrahi operasyon Medicana Kadıköy Hastanesi’nden Prof. Oruğ, HIPEC tedavisinin, abdominal (karın) boşluğun ısıtılmış kemoterapi ilaçlarıyla doldurulmasını olduğunu söyledi. HIPEC’in, karın bölgesinden tümörler veya lezyonlar çıkarıldıktan sonra gerçekleştirilen bir cerrahi operasyon olduğunu anlatan Oruğ, merak edilenleri yanıtladı. 4 HIPEC nedir? İlerlemiş tümörlerde, karın içinde sınırlı kanserlerde, ancak uzak metastaz (kanserin vücudun başka böl Prof. Oruğ, HIPEC tedavisinde hasta seçiminin önemli olduğunu vurgulayarak, işlemin genel aneztesi altında, cerrahi işlem sırasında yapıldığını dile getirdi. gesine yayılması) yapmamış, rilecek ilaç planlanır. Daha eğer ameliyat olmazsa ve bu sonra cerrahi olarak bu alan işlem yapılmazsa iki üç ay temizlendikten sonra geride içinde hayatını kaybedecek hiçbir şekilde tümör hücresi hastalara uygulanan işlem nin kalmaması için karın ka dir. Yalnızca hastanın ömrü patılır ve karın çevresinden nü uzatır, kesin çözüm değil yerleştirilen direnler aracılı dir. Hiçbir zaman pembe tab ğıyla karnın içini 23 litre se lo çizilmemelidir. Prof. Taner Oruğ rum verilir, karın şişirilir. Ka 4 En sık hangi hastalarda rın içindeki sıcaklığı 42.5 de kullanılır? rece ve üzerine çıkarınca ilaç veri Nüks etmiş (tekrarlamış), karın lir. İlaçla hastanın karnının içi 6090 zarına yayılmış over (yumurtalık), dakika süreyle yıkanır. Karın içi ta kalın bağırsak, mide, karın zarının mamen yıkanırken karın içinde göz kendi tümöründe kullanılır. le görülmeyen tümör hücrelerinin 4 İşlem nasıl yapılır? de öldürülmesi hedeflenir. İşlem ge Hastanın tümörünün cinsine, fi nel anestezi altında ameliyat sırasın ziksel özelliklerine göre medikal on da yapılır, ortalama 67 saat sürer. “ kologla değerlendirme yapılır ve ve lİSTANBUL Ünlüler kansere dikkat çekti Deniz Çakır Altan Erkekli, Ata Demirer, Deniz Çakır ve Feridun Düzağaç kameraların karşısına bu kez kolon kanserine dikkat çekmek amacıyla geçti. Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) tarafından Antalya’da yapılan 34. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi’nde kolon (kalınbağırsak) kanserine dikkati çekmek amacıyla çekilen video gösterildi. Videoda, beyaz tişörtler giyen ünlüler kolon kanseri için uyarılarda bulunuyor. Şarkıcı Düzağaç, “Poliplerin kolonoskopi ile erken saptanıp çıkarılması kanser gelişimini önler. Kolonoskopi yaptır şansı yakala” derken, oyuncu De niz Çakır ise “Devlet kuruluşlarında ücretsiz olan dışkıda kan testini yaptır, taramalarını başlat. Farkında ol, geç kalma” diyor. ‘Kolonoskopiden korkmayın’ Komedyen Ata Demirer de, “50 yaşına gelmiş her sağlıklı insana ve ailesinde kolon kanseri bulunanlara muhakkak kolonoskopi yapılmalıdır. Kolonoskopiden korkmayın, kanserden korkun. Farkında ol hayatı yakala” ifadelerini kullanırken, sinema ve tiyatro oyuncusu Altan Erkekli’nin “Çok geç olana kadar bekleme” cümlesiyle video sona eriyor. lANTALYA/DHA Altan Erkekli Lozan’ın anlamı AKP iktidarının, Sarraf Mahkemesi ve Man Adası tartışmalarını geriye itmek için başlattığı tartışmanın konusu olan Lozan Antlaşması’yla yeni bir devlet kurulmuştu: Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup olan Osmanlı İmparatorluğu yerine, İstiklal Savaşı’nı kazanan Türkiye Cumhuriyeti. Lozan bir zafer antlaşmasıdır! HHH 1920’li yıllarda Anadolu’nun nüfusu 1112 milyon kadardı; yani bugünkü İstanbul’un nüfusundan daha az. Bu nüfusun yüzde onu okuma yazma biliyordu, yaklaşık bir milyon kişi; onların da yarısı ancak adını yazabiliyordu. Hemen herkes hastaydı: Trahom, verem ve sıtma. Tüm nüfus, uzun süren savaşların sonunda zaten yorgun, bezgin, aç ve hastaydı. İşte bir Din/Tarım Toplumu’nu 15 yıl içinde bir Kentsel/Endüstriyel Toplum olma eşiğine getiren, yirminci yüzyılın en çarpıcı siyasal ve kültürel atılımı, böyle bir nüfusla gerçekleştirilmiştir! HHH Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları büyük devletler tarafından cetvelle harita üzerinde çizilmedi: Yüz binlerin kan ve gözyaşı ile yoğrulmuş savaşlar sonunda belirlendi. 1) Sadece İstanbul’u, Trakya’yı ve Anadolu’yu işgal eden galip devletlerin silahlı kuvvetlerine, İngiliz, Fransız, İtalyan ordularına karşı değil... 2) Batı’dan saldıran taze Yunanistan ordularına karşı... 3) Doğu’dan gelen taze Ermenistan ordularına karşı... 4) İçteki Halife taraftarlarının isyanlarına karşı... Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, “ölümüne verilen” bir mücadele ile çizildi bu sınırlar. HHH Çok kişinin aşırı milliyetçi, şovenist duygularını gıcıklayan bu saldırılar, yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni ırkçı, faşist bir diktatörlüğe yöneltmedi: Tam tersine, yeni Cumhuriyet, ırk, din, dil, mezhep farkı gözetmeksiniz “bu sınırları çizen, bu devleti kuran halka Türk halkı denir” anlayışıyla, siyasal bilince ve bireysel tercihe dayalı bir vatandaşlık kavramı üzerinde yükselen “Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti” olmayı hedefledi. HHH Lozan, Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalananlar arasında devam eden tek barış antlaşmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti, Birinci Dünya Savaşı’ndan bugüne kadar varlığını, gelişerek sürdürmüştür. Bu Cumhuriyet’in hedeflediği Demokrasi ve İnsan Haklarının, bütün farklılık ve çatışmaların panzehiri olduğunu unutmayalım. Farklılıklarımızı koruyarak bir arada yaşamanın, gelişmenin nimetlerinden, bu toprakların güzelliklerinden eşit ve adil bir biçimde yararlanmanın yollarını arayalım. Siyaseti, gerilim, kavga, kin ve intikam üzerine kurmayalım. Birbirimize, haksız ve adaletsiz bir biçimde, ayrımcı bir vicdanla bakmayalım. İnsanları haksız, hukuksuz ve adaletsiz muamelelere tabi tutmayalım; vicdanlarımızda ve özellikle de adalet mekanizmasında yargısız infazlar yapmayalım... Cumhuriyetimizi, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olarak geliştirmeye çalışalım: DİREN İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ! Ameliyatsız yöntemle kalp kapağı değiştirildi Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kardiyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Arif Arısoy tarafından yapılan ameliyatsız anjiyografik işlem ile Aliye Tunç’un (29) kalbindeki delik, akciğere giden ana atardamardaki darlık genişletilerek kapatıldı. Arısoy, operasyonun Tokat’ta ilk olduğunu söyledi. Arısoy, özetle şunları kaydetti: “Akciğere giden ana atardamarında ciddi bir darlık, eşzamanlı yine iki kalp kulakçığı arasında delik vardı. Büyük bir delikti. Bunu ameliyatsız bir yöntemle her ikisini ayrı seansta kılıf dediğimiz yöntemle kasıktan basit bir iğne yardımı ile girerek önce balonla atardamarını genişlettik. İkinci seansta ise kalbindeki deliği kapattık. Şemsiye denilen küçük bir cihaz koyarak kapattık. Biz bu işi devam ettireceğiz. Hastalarımız il dışına gitmek zorunda kalmayacaklar.” lTOKAT/DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle