06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 3 Ekim 2017 14 Barzani (ve İsrail) fincancı katırlarını ürkütünce oyun bozuldu ABD sonunda, “tanımıyorum” demek zorunda kaldı. Washington zaten söyledi durdu: acele etmeyin, fincancı katırlarını ürkütmeye gerek yok, bir iki yıl daha bekleyin. Zaten büyük Kürdistan amacına doğru ilerliyoruz: ABD’nin askeri tesisleri Kuzey Suriye’deki Kürt “kantonlarında” kurulmuş: PYD (ve PKK) ABD ordusunun bir parçası, ön karakolu haline gelmiş. 4 milyon Suriyeli, Türkiye’ye gönderilmiş. Onlardan (ve IŞİD’den) boşaltılan yerlere Kürtler yerleştirilmiş. Kuzey Suriye’de, Kuzey Irak Barzani bölgesi ile bütünleşmeleri sağlanmış. Hatta Ankara peşmergeleri kendi eli ile sokmuş. Barzani bölgesinde ve Kandil’de ABD üssü ve tesisleri kurulmuş, Amerikan askerleri yerleşmiş. Ankara (ve AKP yönetimi) ile Barzani arasında “güzel ekonomik bağlar” işliyor: Barzani’nin elindeki petrol Ankara sayesinde dışarıya (ve İsrail’e) satılıyor, Türk şirketlerine Barzani bölgesinde iş imkânları sağlanmış: Yarının Kürdistan’ını Türk şirketleri yaratır hale gelmiş: Barzani’nin “bayrakları” bile Türkiye’nin tekstilcileri tarafından yapılmış: bir iki yıl daha bekleyin be aptallar, fincancı katırlarını ürkütmeye ne gerek var. ABD bu nedenle aylardır “erteleyin dedi durdu” ama bu salaklara anlatamadı: işler zaten ABD’nin istediği gibi tıkır tıkır yürüyordu. ABD yanında Avrupa’dan da, aman acele etmeyin, hiç gerek yok uyarıları geldi. Erken bağımsızlık girişiminin bedeli İşler güzel güzel yürürken (!) Barzani’nin ve İsrail’in hırsı ve acelesi fincancı katırlarını feci halde ürküttü: kimileri “aslen”, kimileri de “kerhen” tepki göstermeye başladılar. ABD, Avrupa ve İsrail açısından bölgedeki çıkarlarını bozacak sonuçlar doğdu. En önemlisi, Batı’nın büyük Kürdistan projesinin maskesi tamamen düştü, saklanamaz hale geldi. Eskiden “kerhen” tepki göstererek, Ankara gibi vaziyeti idare eden bölge ülkeleri, bıçak kemiğe dayanınca, “aslen” de vaziyet almaya başladılar: Ankara, Tahran, Bağdat, Barzani konusunda işbirliği içine girdiler. Bu ABD, Avrupa ve İsrail’in en korktukları şeydi. Ankara, Suriye’de, “Moskova’cı Esad’a karşı, ABD tarafından nasıl tuzağa düşürüldüğünü”: aynı şeyin Barzani (ve Kuzey Irak) konusunda da gerçekleştiğini nihayet anladı ve “aldatıldığını” itiraf etmek zorunda bırakıldı. Ve ABD açısından en önemlisi Ankara (ve Erdoğan) Moskova’ya (ve Putin’e) yaklaştı: AnkaraMoskova işbirliği siyasi, iktisadi ve askeri alanlara genişledi. Barzani’nin son girişimi yüzünden AnkaraTahranBağdat ve Şam arasında ABD’nin (ve AB’nin) bölgedeki stratejik çıkarlarına tamamen ters düşen bir ortam doğdu. ABD karşıtı ortam güç kazandı. Vaziyeti idare edenler bile şaşırdı. İşte bu nedenle ABD, Barzani’nin referandum ve bağımsızlık kararına “şimdilik” cephe aldı. Bizim için işin en acı yanı BOP üzerinden işin Kürdistan’a getirileceği, Türkiye’nin çıkarları açısından esas projenin ülkeyi Lozan’dan Sevr’e taşımak olduğu 1990 sonrasında açık olarak ortaya çıkmıştı. Gülen hareketine eskiden destek verenler, onunla işbirliği yapanlar, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına soyunanlar, BOP projelerinin içine dahil olarak “ikbal bekleyenler”, FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz kumpaslarına göz yumarak destek verenler, 2003’te Türkiye’nin, Irak’ın işgaline “dahil olmasını isteyenler”, Esad ile kavga başlatarak Suriye’nin iç savaşa götürülüp parçalanmasına neden olanlar, Türkiye’nin kutuplaşmasına destek verip bundan yararlananlar hepsi de bu kaosa girişin sorumlusudurlar. İşin daha da kötüsü: “aldatılmalar da, görmeyenler de görüle görüle ve biline biline vaziyeti idare etmişlerdir”. Kanıt mı? Dünkü kendi ifadelerine göz gezdirdiğiniz zaman bu kanıtlarla binlerce sayfa doldurabilirsiniz, aynen sevgili Yılmaz Özdil’in yaza yaza bitiremediği gibi... 3 EKİM 2017 SAYI: 33599 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.30 05.16 05.40 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 06.56 13.00 16.14 18.52 06.40 12.45 15.59 18.37 07.02 13.08 16.23 19.00 Yatsı 20.11 19.54 20.16 haber TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ AKP Reisi Umumisi, 5 Nisan 2017’de 7. Muhtarlar Toplantısı’nda “Siyasi hayatımda ne aldatan oldum, ne aldanan oldum!” dedi, ama ne var ki “aldatıldık, yanılmışız” sözcükleri ağzından ÖzAgecanr düşmüyor! Son olarak Kuzey Irak Yerel Yönetim Başkanı Mesud Kavşak Kim, Kimi Aldatıyor?Barzani’nin “halkoylaması” girişim hakkında şöyle dedi: “Açıkçası biz son ana ka dar Barzani’nin böyle yanlışa yolda bir gayret ortaya düşeceğine ihtimal vermiyorduk, de koyduk, ama hep bizi mek yanılmışız. Bu ihanettir!” oyaladılar!” sözleri kimin Yıllarca beraber yürüdüğü FETÖ hak dir? kında pek çok kere “Açık konuşayım... “Kardeşim!” dediği Lib Biz de bu konuda maalesef yanıldık, ya Devlet Başkanı Mu yanıltıldık!” demedi mi? ammer Kaddafi’nin elin Al Jazeera televizyonuna verdiği den, 2010’de ödül alıp röportajda ABD Başkanı hakkında “Ba sonrasında Libya’ya sa rack Obama maalesef PYD ve YPG vaş gemileri ile uçakları konusunda bizleri aldatmıştır” diye ko gönderip Kaddafi’nin nuşmadı mı? linç edilmesine katkıda Balyoz ve Ergenekon kumpasları kim bulundu? hakkında “Bu operasyonlarla şahsım “Aldatılan” AKP başta olmak üzere, tüm ülke yanlış Reisi Umumisi mi yönlendirildi, aldatıldı!” itirafında bulun yoksa 80 milyonluk madan önce, bu davanın savcısı Ze Türk halkı mı? Acaba keriya Öz’e zırhlı makam aracını kim “aldanması” konusunda göndermişti? önümüzdeki günlerde 2008’de Gazze’ye yönelik “Dökme ne gibi açıklamalar Kurşun” harekâtını başlatan İsrail Baş duyacağız? Hangi debakanı Ehud Olmert’e yönelik “Olmert mokratik ülkede böyle Reisin zırhlısı beni sırtımdan hançerledi!” sözleri ne bir reis, koltuğunda yin itirafıdır? yıllarca oturabilir ki? 2016’da Tüm Sanayici ve İşadamları Reis, AKP’de “metal yorgunluğu” Derneği (TÜMSİAD) toplantısındaki var diyor, yoksa birilerinde “mental” “Biz Avrupa Birliği’ni önemsedik ve bu yorgunluğu mu başladı? Motorlu Taşıt Vergisi Ben taşıt kullanmayı bilmiyorum. Hiç heveslenmedim de... Motorlu Taşıt Vergisi’nde (MTV) yüzde 40’lık artış beni asla ilgilendirmez! Ama kazın ayağı öyle değil... taşıt araç sayısıyla dünyanın en Özgen Acarzengin ve gelişmiş ülkelerinden Almanya ve Japonya’yı 20’ye katlıyor” dedi ve ekledi: “Bu lüks araçların çoğu da hizmet yerine makam aracı ola Veziri Azam “Zam makbul rak kullanılıyor. Böylesi büyük bir şey değil, ama çok ciddi ih bir israfa rağmen bakıyoruz tiyaçlar var!” diyor. İktisat Nazırı ki bu da yetmiyor ve devlet “Vergi, ekonomiyi coşturmaz!” binlerce araç kiralama yoluna dese de Maliye Nazırı, yüzde gidiyor.” 40 oranında MTV’nin 2018’de Cumhuriyet’te Mustafa Ça yürürlüğe gire kır “Yüzde 99’u makam aracı ceğini, açıkladı! olmak üzere, 17 bin 768 aracın Bu artıştan kiralandığını” açıkladı. önce vergisiz Önceki Maliye Nazırı, bu değeri 100 bin araçlara harcanan paranın lira olan bir toplam bütçe içindeki miktarını lüks otomobil “çereze” benzetmişti. Çerezin KDV’nin yüz değeri 3.3 milyar liraydı! Bu çe de 18 olduğu reze Diyanet İşleri Başkanı’na Türkiye’de 307 verilen zırhlı S600 Mercedes bin liraya satı de, herhalde dahildi! Vatikan’da gazeSteöszicnüden... lıyordu. Varın 2018’i düşü Papa’nın altındaki makam aracı ise sıradan bir taşıttı... nün! Yerimiz yetmediği için “ma Gelelim kam aracı uçaklar” konusuna kamu yöneti giremiyorum. Reisin “Diyanet mindeki taşıt liderimiz, neden tarifeli uçakla araçlarına... gitsin!” diye sordu... Almanya’da Taze haberi anımsayalım! 11 bin, Geçen hafta ABD Sağlık Baka Japonya’da 9 nı Tom Price, “Hükümet adına bin “makam yaptığı seyahatlerde, tarifeli aracı” kullanı uçaklar yerine, yüksek ücretli lıyor! özel jet kiraladığı için” istifa et Demokrat Eğitimciler Sendi mek zorunda kalmadı mı? kası (DES) Genel Başkanı Gür Not: “Türkiye Rabia kan Avcı, “Türk kamu yöneti Cumhuriyeti’ne Doğru!” yazıla minde 193 bin 425 adet resmi rımı sürdüreceğim... Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] ‘Roboski kavgamız sürecek!’ FERHAT ENCÜ HDP Şırnak Milletvekili, Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi Hukukla herhangi bir alakası olmayan, siyasal bir sürecin gereği ve yargının siyasal iktidar tarafından muhalefeti bastırma aparatı olarak kullanılmasının sonucu olarak arkadaşlarımla birlikte yaklaşık bir yıldır cezaevindeyim. Cezaevi koşullarında, gündemdeki gelişmelere ilişkin görüşlerimi çoğu zaman gecikmeli olarak ve kısıtlı imkânlarla paylaşabiliyorum. Bir süredir, art arda sivil halka yönelik şiddet, işkence ve yaşam hakkı ihlali haberleri alıyoruz. Gündem değişmiyor, konu güncelliğini yitirmiyor. Keyfi gözaltılar Yakın zaman önce Van Gevaş’ta mantar toplamaya giden 3 köylümüz, Emniyet’e roketatarla saldırdıkları iddiasıyla gözaltına alınıp işkence gördü. İktidarın medya trolleri tarafından işkence edilmiş fotoğrafları paylaşılan ve saldırının faili olduğu propagandası yapılan Cemal Aslan ve diğer iki kişi, daha sonra serbest bırakıldı. Hakkâri Şemdinli’de köydeki evlere emirsiz ve usulsüz, tamamen keyfi baskınlar düzenlendi, köyün bütün erkekleri köy meydanında sabaha kadar işkenceden geçirildi. Emniyet’te de devam eden işkencenin izleri, köylülerimizin basına yansıyan fotoğraflarında açıkça görülüyordu. Daha önce de Nusaybin Koruköy’de yaşlı bir köylümüze, Abdi Aykut’a işkence edilmiş, bu insanlık suçunu derhal soruşturması gereken İçişleri Bakanı işkenceyi inkâr etmek bir yana meşrulaştırmaya çalışmıştı. Sonra Abdi Aykut da serbest bırakıldı tabii. Tekrar 90’lar İşkence haberlerinin peşi sıra SİHA’larla (Silahlı İnsansız Hava Aracı) bombalanan köylülerin haberleri basına yansıdı, bir kısım basına... Öldürülen köylüleri önce “terörist”, sonra “işbirlikçi” diye gösterdiler. 90’larda da böyle olurdu. Bir çoban öldürülüp baş ucuna bir kalaşnikof bırakılır, “terörist” ilan edilir, konu kapatılırdı. Bu sefer öyle olmadı, HDP’li arkadaşlarımızın ve Sezgin Tanrıkulu’nun ısrarlı çabalarıyla öldürülenlerin sivil olduğu inkâr edilemeyince “Birtakım hatalar olabilir” dediler. Hata dediklerinin ne olduğu malumunuz... AİHM mahkum etti 1994’te Türk Hava Kuvvetleri Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı Herkesin gözü önünde gerçekleşen Roboski katliamının üstünü örtemezler. Roboski’ye dair şimdiye kadar tüm davalar mağdurlar ve ailelerine yönelik açıldığı için hukuk mücadelemizi AİHM’ye taşıdık. Peşini asla bırakmayacağız 2011’de, Roboski’de TSK uçaklarınca bombalanarak öldürülen 19’u çocuk 34 kişi için başlatılan adalet arayışı, şimdiye dek hüsranla sonuçlandı. Konu, AİHM’ye taşınırken, neredeyse her protesto eylemine polis şiddetiyle cevap verildi. köylerini bombalayarak 38 köylüyü öldürmüştü. Yetkililer olayı örtbas etti, yetersiz soruşturmalarla dosya adaletsizlik arşivinin tozlu raflarında yerini aldı. Roboski’nin de avukatı olan değerli insan hakları savunucusu rahmetli Tahir Elçi’nin titizliği ve hukukçu inadı sayesinde 19 yıl sonra AİHM, Türkiye’yi “köy bombalamak”tan mahkum etti. 300 haftadır Roboski 2011’de, Roboski’de yine TSK uçaklarınca bombalanarak öldürülen 19’u çocuk 34 kişi için adalet arayışımızda Erdoğan, “3040 kişilik grup, katırlar, insanlar var. O yükseklikten bu Ahmet midir, Mehmet midir, bilmek mümkün değil. TSK görevini samimi şekilde yapmıştır” demişti. 1994 ve 2011 yıllarında sadece 2 operasyonda 72 sivili öldüren TSK, çıkıp, “Bugüne kadar hiçbir sivil/masum vatandaşımıza yönelik zarar verecek uygulama içinde olmadığını” söyleyebiliyor. Devlet ve TSK’ye göre Kuşkonar’da bombalanan 38 köylü, Roboski’de bombalanan 34 köylü sivil/masum değilmiş! Hakkâri’nin Tale köyünde piknik yaparken bombalananlar da... Kuşkonar Katliamı’nı devletin dehlizlerinde kaybeden devlet, Roboski katliamını da savcılıklar arasında kaybetmek için uğraştı, başaramadı. Roboski katliamında 300. haftaya geldik. Herkesin gözü önünde gerçekleşmiş bu katliamın üstünü örtemezler, davamız şu an AİHM’de. Ama Roboski ile ilgili bugüne kadar açılan bütün soruşturma ve davalar mağdur yakınlarına açıldı. Roboski’de bir kere bile bombalama emrini kim verdi diye sormayanlar, Roboski’de cenaze günü kaymakamın darp edilmesi davasını tam 6 yıl sonra, sırf tutuklanmama gerekçe yapmak için tozlu raflardan indirdiler, Türkiye siyaseti ve yargısına yaraşır bir şekilde... Ama bu sefer kendilerini de aşarak! Duruşmaların birinde kaymakam, gazilik unvanı için başvuruda bulunduğunu bildirdi. Gazilik unvanı istemek, çocukları bombalanan Roboskili köylüleri “terörist” olarak görmek demektir ve kaymakam da Kürtleri sadece ve ancak “terörist” olarak gördüğünü bir kere daha açık etti.  Hatun annenin cenazesi Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinin “Burası Ermeni, Alevi, terörist mezarlığı değil, siz gömseniz de biz çıkartırız!” tehditleri karşısında defnedildiği mezardan çıkartılması ya da Tale’de bombalanan köylülerin sivil olduklarını ortaya koyan insan hakları savunucusu, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nu boğma teliyle öldürmek için kamuoyundan açık destek talep edilmesi tesadüfi, şaşırtıcı değil. Bu linç güruhu da bu hukukçu akademisyen libası giymiş boğma telci katil namzedi de cesareti ve gücü bakanla rın, valilerin, TSK’nin açıklamasından alıyor. Cezasızlık politikası Devlet, vatandaşını bombalamaz. Devlet, vatandaşlarını ayrıştırmaz. Devlet, ihlalleri soruşturur, faillerini yargılar ve bir daha tekrarlanmaması için engelleyici tedbirler alır. Ancak bu topraklarda devlet vatandaşını bombalamıştır, devlet vatandaşını sürgün etmiştir, devlet vatandaşını ayrıştırmıştır, bir kısım vatandaşın hedef gösterilmesine sessiz kalmıştır. Linçleri seyretmiştir, işkenceyi meşrulaştırmış, cezasızlık politikası ile teşvik etmiştir. Aynı devlet Kürtlerin insan hakları ve hukuk mücadelesini hedef göstermiş, bazen bizzat faili meşhur cinayetlerle öldürmüştür. En son rahmetli Tahir Elçi’yi medyatik bir lince maruz bırakıp Dört Ayaklı Minare dibinde bir tetikle düşmesinin yolunu hazırlamış, tetiği sahiplenerek soruşturma dosyasında arpa boyu yol aldırmamıştır. Bugün, SİHA ile öldürülenlerin sivil olduğunu ispat ettiği, yani sırf hakikati söylediği için Sezgin Tanrıkulu aynı lince maruz kalıyor ve devlet lincin hem seyircisi hem teşvik edicisi konumunda. Ama bu devran böyle gitmez! “Saraylar saltanatlar çöker / kan susar bir gün / zulüm biter!” Biz bunun kavgasındayız, bizi rehin alanlar bilsin ki “bitmedi daha, sürüyor bu kavga / ve sürecek / yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle