Katalog

Salı 3 Ekim 2017 10 ‘Kargo ile geldi’ haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Hrant Dink davasında savunma yapan FOX TV’nin tutuklu haber müdürü Gün, Samast’ın bayraklı görüntüsünün kendilerine yollandığını söyledi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde azmettirici, tetikçi, emniyet görevlileri, İstanbul, Trabzon ve olur. Tek bir haberle nasıl bir algı yaratılır” dedi. ‘Bilmem mümkün değil’ Samsun jandarma ve emniyet Gün, FETÖ/PDY ilişkisi id görevlilerinin yargılandığı da dialarını da reddederek, “Ola vanın dünkü duruşmasında, yın olduğu dönemde FETÖ/ FOX TV’nin tu PDY diye bir örgüt olduğunu tuklu haber mü bilmem mümkün değildir” dürü Ercan Gün dedi. Görüntülerin kendisi savunma yaptı. ne kargoyla geldiğini kayde Gün, savun den Gün, “Haber kaynakla CANAN COŞKUN masında ilk olarak katil Ogün Samast’ın Sam HRANT’IN ARKADAŞLARI: rımın tespit edilmemesi için jandarmayı aradım. Jandarmayı kendi cep telefonum sun TEM Şube Müdürlüğü’nde çekilen bayraklı görüntülerin Zaman gazetesinde kendine verildiğine ilişkin iddiaya yanıt verdi. Gün, 2006 yılında kendisini Zaman gazetesinde barındırmak istemediklerini iddia ederek, “Tazminatımı ödemek istemediler. Kıdem tazminatımın yanlış hesaplandığı ortadaydı. Sürekli gazeteye gidip gelmek zorunda kaldım. Bunun için ciddi mücadele verdim. 2 Şubat 2006’ya kadar da paramı alamadım. Oraya gidip gelmem çok doğal” dedi. ‘Editöryal hata’ Samast’ın bayraklı fotoğrafının 22 Ocak 2007’de Vatan gazetesinde yayımlandığı nı belirten Gün, “Bu haber yayımlanırken ‘Jandarmadan ilk fotoğraflar’ diye adaletin neresindeyiz Duruşma öncesi, adliye önünde ‘Hrant’ın Arkadaşları’ açıklama yaptı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Garo Paylan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı. Açıklamada “Hrant için adalet için” pankartı açan Hrant’ın Arkadaşları, “Biz bitti demeden bu dava bitmez”, “Hrant için adalet için”, “Öldür diyenler yargılansın”, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz” sloganları attı. ‘Hrant’ın Arkadaşları’ adına açıklama yapan Bülent Aydın, Temmuz 2007’de başlayan Dink cinayeti davasının 10 yıl 3 aydır sürdüğünü hatırlattı. “10 yıl 3 aydır adaletin neresindeyiz” diye soran Aydın, henüz cinayetle ilgili tüm kişilerin mahkeme önüne çıkarılmadığını belirterek, “Adaletin çok uzağındayız” de di. Dink cinayeti davasına Trabzon Jandarma görevlilerinin de eklenmesiyle 50’ye yakın tutuklu sanık olduğunu aktaran Aydın, “Cinayet üzerindeki perde kaldırılmadı. Cinayet aydınlanana kadar takip etmeye devam edeceğiz ” dedi. ‘Neden içerideler?’ Aralarında ‘Hrant’ın Arkadaşları’ndan Özlem Dalkıran’ın da bulunduğu 10 hak savunucusunun delilsiz ve hukuksuz tutukluluklarının 90’ıncı gününe ulaştığını belirten Aydın, şöyle devam etti: “10 yıldır Dink davasında adalet için, Adalet Nöbetçileri’nden olan Özlem Dalkıran 10 hak savunucusu ile beraber 90 gündür özgürlüğünden mahrum. Neden içerideler sorusunun hâlâ bir cevabı yok. Özlem Dalkıran ve arkadaşları için özgürlük istiyoruz. Onların yeri burasıdır.” la aradım. Jandarmayı aradığımı kimse bilmiyor. Bunu kimseye anlatmadım. Haberde kullanmadım. Böyle algı mı olur” diye sordu. ‘Devlet takipteymiş’ Davanın tutuksuz sanıklarından İhlas Haber Ajansı Samsun muhabiri Muammer Ay ise, ifadesinde, 25 yıldır adliye, polis muhabiri olduğunu söyledi. Ay, olay akşamı Samast’ın Trabzonlu olduğunu NTV’den öğrendiğini aktararak, “Haberden 15 dakika sonra basından sorumlu polis Yakup Kurtaran’ı aradım. Kendisine bu yönlü bir çalışma olup olmadığını sordum. Toplantıda olduklarını, bu konuda bilgileri olmadığını söyledi. Ardından Jandarma Birol Ustaoğlu’nu aradım. Aynı şeyleri ona da söyledim. Ustaoğlu, Dink’in kim olduğunu, böyle bir duyum olmadığını söyledi” dedi. yayımlanmış. Bunun editörü Doğan Şentürk’ün bu Ay, Samast’ın bindiği otosöyledi. Ayın 31’inde uçak ko büsün şoförü ile o dönem ya gerekçesi de fotoğrafın bir görüntüden alın naklama bedeli karşılanarak pılan röportajı anımsatarak, jandarmanın dığını söyleyince bunun pe Samsun’a geçtik. Samsun’da 1 “Şoför röportajda ‘Osman yakalamış şine düştüğünü ifade ederek, gece kaldıktan sonra anonsla cık’tayken benim haberim olma “Birçok emniyetçi ile görüş rı çektik. Hiçbir anonsta jan vardı’ diyor. Polisin kendisi sı. Bi me yaptım ama bir netice el darma demedim. O dönem ha ne haber verdiğini söylemiş. zim edi de edemedik. Kargo yoluyla beri yaptıktan sonra tepkiler Devlet zaten biliyormuş, ta töryal ayın 30’unda bize geldi görün geldi, gerçeği öğrenince ertesi kipteymiş, şoföre haber veril hatamız tüler. ‘Bu haberin tamamlan gün düzelttik. Jandarma aley miş” dedi. Duruşmaya bugün bundan ması gerekir’ dedi Doğan Şen himize dava açtı, Bakırköy’de Ercan Gün’ün savunması ve dır” de türk. Bunun için Samsun’da yargılandım. Haberdeki maddi sorgusu ile devam edilecek. di. Gün, çekim yapılması gerektiğini bir hata nasıl algı operasyonu l İSTANBUL Hrant Dink Kayyımdan bir icraat daha! Mehmed Uzun’un adının verildiği parkın tabelası indirildi, anıtı kaldırıldı Diyarbakır’ın Yenişehir Belediyesi’ne atanan kayyım, “Ben yasaklı bir dilin yazarıyım” diyen Mehmed Uzun’un ölümünden sonra isminin verildiği parkın tabelasını indirdi, Mehmed Uzun’un ismi, “Hilbe Agrî” marşının bir dörtlüğü ve Kürtçe harflerinin bulunduğu parkın içindeki kitap anıtı da kaldırıldı. Duruma tepki gösteren yazar İrfan Babaoğlu, “Son bir yıldır gerek belediyelere atanan kayyımlar tarafından, gerekse de mülki idari amirleri tarafından Kürt kültürel varlıklarına, sembollerine, dil ve edebiyatçı kişiliklere yönelik saldırı, yasaklama, yıkma, bozma, adlarını değiştirme gibi tahammülsüzlük içinde olduklarını okuyoruz. Bugün bu saldırı; Kürt dilini sürgünde, büyük acılar içinde modern bir kimliğe kavuşturan Mehmed Uzun’a kadar uzandığını görüyoruz. Bir halkın kültür ve edebiyatına saldırmak, ona yönelik en büyük hakaret Yazar Mehmed Uzun’un adının verildiği park büyük ilgi görüyordu. ve saldırı olduğunun bilincindeyiz. Feqiyê Teyran Parkı’na, Mem u Zîn şaheserinin yaratıcısı Ahmedi Hani’nin büstüne saldıranlar ve daha kamuoyuna yansımış ve yansımamış yüzlerce Kürt ve kadim Mezopotamya kültürel değerlerine saldıranlar, ne amaç la bu saldırılarını gerçekleştirdilerse, Mehmed Uzun’un adına saldırmaları da bu amaçtan farklı değildir. Üzgünüz” dedi. Babaoğlu, Mehmed Uzun’un 10. ölüm yıldönümü olan 11 Ekim’de Mehmed Uzun için anma yapmaya hazırlandıklarını söyledi. l Yurt Haberleri KAYYIMLARIN YAPTIKLARI n Diyarbakır’da Roboski anıtı kaldırıldı. n Eski DEP milletvekili Orhan Doğan’ın Cizre’deki büstü yıkıldı. n Diyarbakır’da Lamassus heykeli ve Mervari kabartmaları kaldırıldı. n 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz’ın Kızıltepe’de bulunan heykeli kaldırıldı. n Öldürülen Diyarbakır Barosu BaşkanıTahir Elçi’nin adının verildiği parkın adına değiştirildi. n Ahmedi Hani’nin Doğubayazıt’taki büstü yıkıldı n Lice’de Ceylan Önkol ve Medeni Yıldırım’ın adının verildiği parkların ismi değiştirildi. n Mersin Akdeniz Belediyesi’ne atanan kayyım, Özgür Çocuk Parkı’ndan, üzerinde katledilen çocukların isimlerinin bulunduğu panoyu kaldırttı. Şehit Safitürk davasında 4. duruşma Tutuklu 11 sanığın ifadeleri SEGBİS yöntemiyle alınırken 4 tutuksuz sanık da duruşmadaydı İçişleri Bakanlığı tarafından ması, Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Mardin’in Derik İlçe Vali Mustafa Yaman, Belediyesi’nde kayyım Derik Kaymakamı Hakan olarak görevlendirilen Kafkas, ilçedeki sivil top Kaymakam Muhammed lum kuruluşu (STK) tem Fatih Safitürk’ün 10 Ka silcileri ve muhtarlar ile sım 2016’da el yapımı M. Fatih Safitürk kent dışından şehit kay patlayıcıyla düzenlenen makamın babası Asım saldırıda şehit edilmesiyle iliş Safitürk, kız kardeşleri Ayşe kin açılan davanın 4. duruş Türkhan ve Zeynep Bakırka ya ile AKP Trabzon Milletvekili Salih Cora da duruşmayı takip etti. Duruşma öncesinde STK temsilcileri ve mahalle muhtarları, adliye önünde bir basın açıklaması yaptı. Şehidin babası Asım Safitürk ve AKP Trabzon Milletvekili Salih Cora, duruşma öncesi adliye önünde bekleyen kalabalığı tek tek selamladı. Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu 11 sanığın ifadeleri SEGBİS yöntemiyle alınırken, tutuksuz 4 sanık da duruşmada hazır bulundu. İddianamede, Kaymakam Safitürk’e düzenlenen saldırıyla ilgili 15 şüpheli hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 54 yıla kadar hapis cezası isteniyor. l DHA Çelik’e programda yaptığı konuşma gerekçesiyle dava açılmıştı. Ayşe Çelik bebeğini cezaevinde doğuracak TV programına bağlanarak “Çocuklar ölmesin” dediği için yargılanan öğretmen Ayşe Çelik’e verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezası mahkeme tarafından onandı. Dogu ve Güneydoğu illerinde uygula şe öğretmen, cezanın infazı için 11 ay cezaevinde nan sokağa çıkma yasak kalacak. ları döneminde Kanal D’de Mahkemenin onama ka yayımlanan Beyaz Show rarında, Çelik’in canlı ya programına bağlanarak yına telefonla bağlanarak “Çocuklar ölmesin” dedi yaptığı konuşmanın, si ği için yargılanan öğret lahlı terör örgütü PKK/ men Ayşe Çelik hakkın KCK’nin cebir, şiddet veya da verilen 1 yıl 3 aylık ha tehdit içeren yöntemlerini pis cezası, İstanbul Bölge meşru gösterecek övecek, Adliye Mahkemesi 2. Ceza teşvik edecek nitelikte ol Dairesi’nce onandı. duğu savunuldu. Güvenlik 11 ay kalacak güçlerinin operasyonlarının, salt orada yaşayan si Karar oturumunda yak villere karşı yapılıyormuş laşık 3 aylık hamile olan gibi gösterilmek istendiği Ayşe Öğretmen, bebeğini savunuldu. l İSTANBUL/ cezaevinde doğuracak. Ay Cumhuriyet Babaannesinin baktığı Çiğdem Arjin, annesini görebilmek için İstanbul’dan Tarsus’a kadar gitmek zorunda. Minik Çiğdem Arjin, iki aydır annesine hasret Tarsus Cezaevi’nde tutuklu bulunan Gazel Bulut’un 2 yaşındaki kızını görebilmek için İstanbul’a sevk dilekçesi cezaevi yönetimi tarafından işleme dahi konulmadı. SEYHAN AVŞAR “Örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla toplam 10 yıl 10 ay ceza alan Gazel Bulut, 2 aydır İstanbul’da yaşayan 2 yaşındaki kızı Çiğdem Arjin’den ayrı. Tarsus Cezaevi’nde bulunan Bulut’un İstanbul’a sevk edilmek için yaptığı başvurular reddediliyor. Gazel Bulut’un kayınvalidesi Firaz Bulut, “Çiğdem Arjin annesini çok özlüyor. 2 yaşındaki bir bebeği Tarsus’a götürüp getirmek işkence. Bebeği cezaevine annesine versek bile bebeklerin cezaevinde yaşadıkları ortada” diyerek seslerinin duyulmasını istedi. Bulut, Malatya Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasıyla dava Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Bulut, yaklaşık 1 yıl tutuklu kaldıktan tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Kısa bir süre sonra ise 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezası Yargıtay tarafından da onanan Bulut, 1 Ağustos 2017’de Bodrum’da gözaltına alınarak Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürüldü. Burada, kadın koğuşu olmadığı için bir ay boyunca tek kişilik hücrede tutuldu. Bulut, Adalet Bakanlığı’na bebeğinin olduğunu, eşinin İstanbul’da çalıştığını, çocuğunun İstanbul’dan Muğla’ya ziyarete gelmesinde sıkıntı yaşayacağını belir terek, İstanbul Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi veya Gebze E Tipi Kapalı Cezaevi’ne naklini talep etti. Bu dilekçeye herhangi bir cevap gelmeden, güvenlik iddiasıyla Tarsus Kampus Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Burada da İstanbul’a sevkini talep eden dilekçeler yazdı ancak bir yanıt alamadı. İstemeden nakil Kayınvalide Firaz Bulut, “Gazel’den aldığım bilgiye göre Tarsus Kampus Kadın Kapalı Cezaevi idaresi dilekçeyi Ceza ve Tevkifevleri Müdürlüğü’ne göndermemiş. Gazel’in dilekçesini reddederek, Tarsus Cezaevi’ne sevk sonucunda geldiği için 6 ay boyunca burada kalmasının zorunlu olduğunu söylemiş. Aslında Adalet Bakanlığı’nın kendisinin gerçekleştirdiği nakillerde böyle bir bekleme süresi bulunmamaktadır. Sadece kendi isteği ile sevk edilenlerin sevk edildikleri cezaevinde 1 yıla kadar sevk talebinde bulunamama durumu söz konusudur. Gazel, Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Tarsus Kampüs Kadın Kapalı Cezaevi’ne kendi isteği ile nakle edilmedi” diye konuştu. İlerleyen yaşına karşın torununa baktığını söyleyen Firaz Bulut, şöyle devam etti: “Torunum annesini özlüyor. 2 ayda bir açık görüş oluyor. Eğer sevki talep ettiği cezaevlerinden birine yapılırsa, Çiğdem Arjin’i geçici olarak annesine verip almak kolay olacak” l İSTANBUL C MY B