03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 28 Ekim 2017 TASARIM: İLKNUR FİLİZ Adını bile anmadı haber 5 Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan bugün istifa edecek olan Gökçek’in veda bülteninde AKP’nin de Erdoğan’ın da adı yok Ankara Belediyesi’nin ücretsiz yayın organı olan Büyükşehir Ankara bülteninin 655. sayısında Melih Gökçek özel dosyası yer aldı. Bültenin kapağında Melih Gökçek’in tek kare fotoğrafı yer alırken, “Gökçek, 23.5 yıllık başkanlık görevine veda ediyor” denildi. Arka kapakta ise Gökçek’in eşiyle çekilmiş bir resmine yer verilerek, “Başkan Gökçek, 28 Ekim Cumartesi günü saat 14.00’de olağanüstü toplanacak Büyükşehir Belediye Meclisi’nde istifasını verecek ve Belediye Meclis üyeleri ile 23.5 yıldan bu yana sürdürdüğü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na veda edecek” notu düşüldü. 30 sayfalık bültenin 19 sayfasında Gökçek’e yer verildi. Fotoğraf da yok Gökçek’in çocukluk yılları, askerliği, gazetecilik yıllarına ilişkin fotoğraflar ile başlayan özel yayında, Gökçek’in siyasete doğduğu ilçe Keçiören’e 1984’te belediye başkanı seçilerek başladığı ifade edildi. Bu bölümde Gökçek’in Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş ve Bülent Ecevit’le çekilmiş fotoğrafları yer alırken, Türkeş ve Ecevit ile iyi bir diyalog içinde olduğu vurgulandı. Teşekkür etmedi Gökçek’in Ankara’nın tanımına ilişkin çalışmaları ve uluslararası ilişkilerde faaliyetlerine değinilen yayında, 2 yıl 3 ay milletvekilliği yapan Gökçek’in 1994’te Refah Partisi’nden Ankara Belediye Başkanlığı’na aday olduğu ve kazandığı belirtilerek, “1999, 2004, 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde de aynı göreve yeniden seçilerek, 5 dönem üst üs Bülten’de 1994’ten beri Gökçek’in yolu kesiştiği hemen her siyasi aktörün adı ve fotoğrafı yer aldı. AKP ve Erdoğan hariç. Manidar bir ‘mobbing’ yazısı Bültenin sağlık bölümünde ise “iş hayatının ruh sağlığına etkisi” başlıklı konu işlendi. “Mobbing nedir” ara başlığında ise “Çalışanı iş yapamaz hale getirmek ve sonunda işinden ayrılmak zorunda bırakmak üzere sistematik şekilde uygulanan bir tür psikolojik tacizdir. Mobbing, sektörlere göre değişen oranlarda olsa da tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de oldukça yaygındır. Türk ceza yasalarına göre, işyerinde mobbing, suç olarak kabul edilmiştir. Bir kişinin, yönetici veya meslektaşları tarafından sistematik şekilde zorbalık gördüğü kanıtlandığı zaman, kesin işlem yapılır.” denildi. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle hazırlanan yazıda, “Çalışanların ruh sağlığını bozan etkenler nelerdir?” ara başlığında, “Bun ların başında insancıl olmayan, kaba sert, tutarsız, hissettiklerine duyarsız, başarısına ve emeğine takdirsiz, adaletsiz, kişisel duyarlılıklarına ve ihtiyaçlarına kayıtsız yaklaşımlar ve iş yükü, çalışanların ruh sağlığını bozar. Tüm bunların yanında psikolojik taciz olarak bilinen mobbing ise çalışanların işlerini bırakmasına dahi yol açabilir” görüşüne yer verildi. te Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan kişi olarak bir rekora imza attı” denildi. Bu bölümde RP vurgusu varken, 4 dönem seçildiği AKP’nin adının anılmaması dikkat çekti. Bültende Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve diğer AKP yöneticilerinin hiçbirin adının, fotoğrafının kullanılmadığı görü lürken, bu döneme ilişkin kimseye “teşekkür” dahi edilmedi. Nedenini açıklayacağım Bugün ise gözler, istifasını bir şova çevirmeye çalışacak olan Gökçek’in yapacağı konuşmasında. Gökçek belediyenin anons sisteminden çalışanlarına yaptığı veda konuşmasında; bugün yapacağı basın toplantısında enine boyuna belediye başkanlığından ayrılma sürecini anlatacağını söyledi. İstifasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talep ettiğini söyleyen Gökçek, “Biz de bu talebi kırmayarak, neden talebi kırmadığımızı da yarın televizyonlardan öğreneceksiniz” dedi. l ANKARA Gökçek yaptı Arınç açtı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptırdığı caminin açılışına Melih Gökçek değil, onunla atışan Bülent Arınç katıldı. Erdoğan da Arınç’a teşekkür etti İstifasını bugün açıklayacak olan Melih Gökçek’in başkanı olduğu Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaklaşık iki yıl önce aldığı plan değişikliği kararı ile yapılan Melike Hatun Camisi, dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katıldığı törenle açıldı. Törene Gökçek’in değil, ‘parsel parsel’ polemiğini yaşadığı eski Meclis Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın katılması dikkat çekti. Gökçek, daha önce cami ile ilgili olarak, “Bir gün Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret ettim, özellikle İnönü zamanında bu kent planlanırken ‘mabetsiz şehir’ diye düşünülmüş. Çıkıyorsunuz havaalanından, Çankaya Köşkü’ne kadar büyük tek bir cami yok. Gençlik Parkı’nın karşısında, İller Bankası’nın yanında otopark alanına cami yapmayı teklif ettim. Allah razı olsun Sayın Cumhurbaşkanım, ikiletmedi, hemen talimat verdi” açıklamasını yapmıştı. Yine tek parti ‘anıları’ Açılış sırasında konuşma yapan Erdoğan, camiye ismi verilen Melike Hatun’un 14. yüzyılda Ankara’da yaşadığını, varlıklı bir aileden geldiğini ve tasavvuf ehli olduğunu Ankara’da birçok cami, medrese, hamam, Melike Hatun Camisi, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan’ın katıldığı törenle açıldı. çeşme ve bahçe yaptırdığını dile getirdi. Erdoğan, “Özellikle böyle bir hanımefendinin isminin bu camimize verilmiş olması ki, isim babası da Bülent Arınç Bey’dir, onun için kendisine de teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı. Erdoğan konuşmasında ayrıca, “Bilhassa tek parti döneminde Ankara’nın kadim kimliğinden kopartılmak ve adeta Vamisiz hale getirilmek istendiği, inkârı mümkün olmayan bir gerçektir” dedi. l ANKARA Cumhuriyet ÜNAL: ERKEN SEÇİM YOK AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun erken yerel ve genel seçim önerisini “Ucuz bir siyasi hamle, gündemimizde erken seçim yok” yanıtını verdi. Ünal, dün partisinin MKYK toplantısı sürerken düzenlediği basın toplantısında, İstifası istenecek yeni il başkanı olup olmadığının sorulması üzerine, değerlendirme sürecinin devam ettiğini söyledi. Ünal, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur’un istifa etmemesi durumunda ne yapılacağı sorusu üzerine “Bunu yapmazsa sonuçları demokratik zeminde tartışılır, istişare edilir ve bir karar verilir” dedi. Büyükada tutuklusu Peter Steudtner’in serbest bırakılması için eski Almanya Başbakanı Schröder’in arabulucu olduğu, Almanya Dışleri Bakanı’nın bunu teyit ettiği yönündeki iddiaların sorulması üzerine Ünal, “Yargı bağımsız olarak karar verir. Bakanın açıklaması son derece çirkin bir ifadedir” dedi. l ANKARA Gürsel Tekin ‘Onları Allah’a bizi mahkemeye! CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, AKP’li belediye başkanlarının görevden alınması üzerine yaptığı “erken yerel seçim” çağrısının ardından İstanbul milletvekili Gürsel Tekin de, “AKP’nin iki yöntemi var. Kendisine yönelik suçlamalar geldiğinde mensuplarını havale ederek durumu Allah’a havale ediyor. Muhalefeti tek bir suçlama gelse bile mahkemelere gönderiyor” dedi. Tekin, Kılıçdaroğlu’nun erken yerel seçim çağrısının yakın dönem siyasi tarihte yaşanan bir ilkten kaynaklandığını belirti. Tekin, HDP’li belediyelere yönelik kayyım operasyonlarıyla da belediye başkanlarının görevden uzaklaştırıldığını belirtti ve şöyle dedi: “2014 yerel seçimlerinde çok büyük bir nüfusa karşılık gelen yerlerde seçilen başkanların büyük bölümü bugün görevlerinde değil. Nüfus ve seçmen sayısı olarak yüzde 50’yi geçiyor. Bu durum, askeri darbe dönemleri dışında Türkiye’de hiç yaşanmadı. Siyasi tarihimizde bir ilk. Seçmenlerin kendi seçtikleri başkanlar tarafından seçilmediği bir dönem yaşıyoruz. Daha yerel seçime de 17 ay var. Bu durum, AKP’nin sürekli sandığın kutsallığına yaptığı vurgunun ne kadar sahte olduğunun da göstergesi. Şimdi biz halkın kendi seçtiği yerel yöneticileri tarafından yönetilmesini sağlamak amacıyla hemen, derhal erken yerel seçim istiyoruz.” l ANKARA Cumhuriyet Darmadağın olmuş bir yaşam... Güneş yüzünü gösterdi günler sonra. Bir çocuk ağladı sabahın ilk ışıklarında... Irmak kıyılarında mavi tebeşir evler vardı... Karl Kolow’un ağıtları tüm yüzlere yansıyordu. Düşsüz uykularımızda kömür rengi bükülen kurşunlar görülüyordu... Bir aşk masalının orta yerindeydik oysa. Tüm sevişmeleri yarım bırakmıştık. Ağlamak istiyor, ağlayamıyorduk... Bir yerlerde birileri konuşuyordu, dar odalarda menekşeler büyüyordu... Hep umuda koşmuştuk, hep bir şeyler aramıştık!.. Sen bir yaz boyu o deniz kıyısındaki kahvedeydin. Işıldayan gözlerinle yarınların habercisiydin... Darmadağın olmuş bir yaşamın, o olanca mutsuzlukların büyüyen hüzün çiçeğiydin sen!.. Bir gece yarısı Varşova Garı’nda rüzgârda uçuşan saçlarınla koşup gelmiştin... O an ne düşünmüştün bilmiyorum ama eski bir gramofonda çalan şarkı bize nice sarhoş günlerimizi geri getirmişti... Ve ikimiz birlikte dinlemiştik o şarkıyı: Tam ortasında göçtü kışın: Dereler donmuş, neredeyse bomboştu havaalanları, Yağan kar bir başka biçime sokmuştu anıtları; Civa düşmüştü ölen günün ağzında Elimizde bütün göstergeler birleşiyor Öldüğü günün soğuk, karanlık bir gün olduğunda. W. H. Ayden’in, Yeats’in anısına yazdığı dizeler bu kez bir Prag sabahında karşımıza çıktı. Kan ezilmiş tutkular büyüdü... O sabah bir kez daha yüzüne baktım... Şakaklarında işkence izi, gözlerinde demir sürgü vardı... Belki sen Paul Eluard’ın yasaklanmış sözcüklerinden çıkıp karşıma dikilmiştin... Biliyor musun umut paramparça değil, yabanıl değil sevişmelerimiz... Varşova’da o karlı gece hiç bitmeyecek sanmış, nice düşler kurmuştuk birlikte... Korku ve özlem!.. Belki de köleliğe dönüşmüş bir özlem. Yitirme duygusu da korkuyu içinde saklıyor olmalı... Claude Sernet’ten Can Yücel’e, Arthur Rimbaud’dan Edip Cansever’e dek tüm şairlerin sınırsız hüzünleri var yüreğimizde... Çığlıksız bir gecede sesler duyuyoruz... Diyorlar ki: Çocuklar ekmek yiyorlar gibidir sesin On dişleriyle belirsiz Bir martı kalıyor gibidir hiç olmayandan Çünkü biz ikimiz de çirkin değiliz Evet mi hayır mı pek anlamadım. Bir gecede mevsimler değişmişti... Sonsuzluğun acısıyla uyanmıştık alaca bir şafakta... Çocuklarla, kuşlarla, ağaçlarla, çiçeklerle, çoğalan ırmaklarla uyanmak neyin habercisiydi? Yağmurlar kentin üstüne üstüne geliyordu... Bir çocuk hıçkırıklara boğuluyor, kuşlar çıplak ağaçların dallarına konuyordu... Neredeydin ey benim 20 yaşlı sevdalı kuşlarım? Ve biz yaşamı sevgi duvarıyla örterdik, tıpkı Can Yücel gibi: Baktım gökte bir kırmızı uçak Bol çelik bol yıldız bol insan Bir gece sevgi duvarını aştık Düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki Başucumda bi sen varsın bi de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirildiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi. HHH Karanlığın izinde aydınlığı arıyoruz yıllardır... Bak bu iç çekişler mevsimidir... Karl Kolow’un ağıtlarında buluşuyor, bir aşk masalının içine gömülüyoruz... Neden yarım bıraktık tüm sevişmeleri? Uykuların derinliğinde yakaladığımız umutlarımız vardır bizim!.. Kimi zaman ırmak oluruz coşkuyla akan, kimi zaman sakin bir mavi gökyüzü gibi gülümseyen... Sevdayız biz, umutlarımızı gökyüzüne salarız. rengârenk uçurtmalarımızla... Kadınları hep sevdik yaşamımız boyunca!.. Çocukları, kuşları, çiçekleri, kırları, ovaları... Bir kentin çığlık çığlığa yalnızlığını on gün önce bir gece Prag’da ırmak kıyısında mavi tebeşirli evlerde yaşadık; sonra Varşova Garı’ndaki o eski lokantada kırmızı şarap içtik... Sanki devrimi bekliyorduk, tıpkı 30 yıl öncesi gibi!.. Devrim gelmedi ama biz yaşamın sonsuz olduğunu öğrendik; baskının, zulmün, kıyımın, açlığın hiç bitmediğine tanık olduk... Uyandığımızda güneş yüzünü göstermişti... Bir çocuk ağlamıştı sabahın ilk ışıklarında... Bizse iki ağaç gövdesiydik Ivanov’un; aynı yıldırımın yaktığı... 28 Kasım 1999 CUMHURİYET ETKİNLİĞİ YERİNE SULTAN REŞAD ANMASI DÜZENLEYEN KAHRAMAN’A TEPKİ ‘Kendini padişahlığın meclis başkanı sanıyor’ CHP milletvekili Barış Yarka tin 94 yaşına girdiğini anlatsın” diye konuştu. daş, Cumhuriyet Bay Kahraman’ın göreve ramı yaklaşırken geldiği günden bu ya TBMM Başkanı İsma na, “Osmanlıcılığa öy il Kahraman’ın Sultan kündüğünü” söyleyen 5. Reşad ve Dönemi’ni Yarkadaş, “Osmanlı ta anlatan bir sempoz rihte yasakçı ve baskı yum düzenlediğini aktararak, “Cumhuriyet Yarkadaş cı olarak anılır. Kahraman da onların izinden Bayramı’na ilişkin herhangi gidiyor. İşkenceye ilişkin soru bir kutlama hazırlığı olmayan sorarız, geri gönderir. İşken Kahraman, yasakçı padişahla cenin üstünü örtmeye çalışır. rın izinden gidiyor” dedi. Gazetecilere ilişkin soru öner CHP’li Yarkadaş, işken gesi veririz; muhatabına ulaş ce ve gazetecilerle ilgili so tırmaz, geri gönderir” dedi. ru önergelerini geri gönde Kahraman’ın Sultan 5. Re ren Kahraman’ın gündeminde şad ve Dönemi’ni anlatan sem “Sultan 5. Mehmet Reşad ve pozyum davetiyesini reddeden Dönemi” olduğunu söyleyerek, Yarkadaş, “Sultan Reşad’ın 31 “Cumhuriyet’in değil padişah Mart vakasının ardından pa lığın meclis başkanı olduğu dişahlık koltuğuna oturtulan nu sanıyor. Biri Kahraman’ı ‘pasif bir kişilik’in neyini ana uyandırsın ve Osmanlı’nın ta cak” diye sordu. rihte kaldığını ve Cumhuriye l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle