Katalog

KULTUR Cumartesi 28 Ekim 2017 Bir Aysun Aslan’ın anıları kitaplaştırıldı Sanatçı Aysun Aslan Uğur’un Cebeci Ankara Devlet Konservatuvarı yıllarını anlattığı “Anne Ben Leylek mi Oldum?” kitabı İnkılâp Kitabevi etiketiyle raflardaki yerini aldı. Yaşamının ilk 20 yılını kaleme alan Aysun Aslan Uğur, aralarında Mazhar Alanson, Selçuk Yöntem, Mehmet Ali Erbil, İstemi Betil, Derya Baykal gibi isimlerin de bulunduğu okul arkadaşlarıyla ilgili anılarını okurlarıyla paylaşıyor. EDİTÖR: eMRAH KOLUKISA TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] 17 gün yeniden... Lennon’ın yeni fotoğrafları keşfedildi Britanyalı efsanevi müzik grubu The Beatles’ın üyelerinden John Lennon’ın daha önce hiç yayımlanmamış fotoğrafları gün yüzüne çıktı. Fotoğrafların sahibinin ismi açıklanmazken, 26 adet Lennon fotoğrafının negatifi İngiltere’nin Liverpool şehrinde bulunan The Beatles Müzesi’ne açık arttırma için getirildi. BBC’deki habere göre, fotoğraflar bugüne kadar değersiz zannedilirken, açık arttırmacı Darren Julien, ünlü sanatçının “samimi ve nadir” fotoğraflarının 10 bin Pound’a kadar alıcı bulabileceğini açıkladı. 1970 Şubat’ına tarihlenen fotoğraflar Lennon’ın Beatles’tan ayrılıp tek başına çıkardığı ve rekor kıran “Instant Karma” albümüyle aynı tarihe denk geliyor. Enver Gökçe Ödülleri sahiplerini buldu Türk edebiyatının sosyalist, gerçekçi şairi Enver Gökçe adına Kar dergisinin sürdürdüğü şiir ödüllerini kazananları belli oldu. Ataşehir Belediyesi desteği ile düzenlenen Enver Gökçe Şiir Ödülü bu yıl dosya dalında Lokman Kurucu’nun “Ne Güzel Suçtur Öfke” ve Nisa Leyla’nın “Hayal Divanı” dosyalarına verildi. Metin Cengiz, Yusuf Alper, Hayrettin Geçkin, Niyazi Yaşar ve Leyla Şahin’den oluşan seçici kurul, kitap dalında Ejder Demir’in “Acil Durum Çağrısı” ve Cafer Yıldırım’ın “Şehirden Bir Nisan” adlı kitaplarını birinci seçerken, jüri özel ödülleri kitap dalında, Hüseyin Aslan’ın “Suyun Kalbi”nin, dosya dalında ise Fesih Vural’ın “Şiirin Eksik Masalı”nın oldu. Ödüller, 11 12 Kasım 2017’de Ataşehir Cemal Süreya Salonu’ndaki karikatürresim sergileri, Enver Gökçe Sempozyumu ve şiirmüzik etkinliğinden sonra sahiplerine teslim edilecek. Gezici Festival’in rotası belli oldu Ankara Sinema Derneği’nin düzenle diği Gezici Festival, 114 Aralık 2017 tarihleri arasında 23’üncü kez sinemayı şehir şehir dolaştıracak. Festivalin, bu yılki durakları Ankara, Sinop ve Kastamonu. 17 Aralık tarihleri arasında, Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Alman Kültür Merkezi’nde başkentli sinemaseverlerle buluşacak olan Gezici Festival, 811 Aralık tarihleri arasında Telvin Sanat Akademi’nin katkılarıyla Sinop’ta konaklayacak ve 1214 Aralık tarihleri arasında Kastamonu’da bu yılın yolculuğunu tamamlayacak. Dünyada ve Türkiye’de yılın öne çıkan filmlerini izleyiciyle buluşturan festival oyuncu ve yazar Ercan Kesal’ın “Sinemanın Gücü ve Sinemada AdaletVicdan Olgusu” başlığını taşıyan seçkisinin yanı sıra Il Cinema Ritrovato film festivaliyle işbirliği içinde “Guy Borlee, İtalyan Usülü Evlilik ve Boşanma” başlığı altında toplanan “İtalyan tarzı komedi”nin üç örneğini izleyiciye sunacak. 54. Ulusal Yarışma önceki gece yapılan kapanış ve ödül töreniyle sona erdi. Gecede En İyi Film Ödülü Onur Saylak imzalı ‘Daha’ya gitti “54. Ulusal Yarışma’nın birincisine hoş geldiniz!” Gecenin sunu cusu Korhan Abay’ın bu esprili girişi durumun tuhaflığını yeterince anlatı yor olmalı. Gerçekten de, Cahide’nin sahnesinde devam eden ve aralarında Ka dir İnanır, Nur Sürer, Meltem Cumbul, Sa lih Güney, Elçin San EMRAH KOLUKISA gu, Hazar Ergüçlü, Tayfun Pirselimoğlu, Onur Ünlü, Onur Saylak, De met Evgar, Ahmet Mümtaz Taylan, Suna Yıldızoğlu, Can Kolukısa, Nazan ve Ercan Kesal gibi sinema ve televiz yon dünyasının tanınmış isimlerinin bulunduğu kalabalık bir izleyici kitle sinin pür dikkat, pür neşe izlediği 54. Ulusal Yarışma Kapanış ve Ödül Töre ni bir yanıyla ciddi bir tuhaflığa işa ret ediyor zira bu törenin İstanbul’da değil, Antalya’da yapılıyor olması ge rekirdi. Ama bunları konuşup tartış mak için biraz geç kalındı artık, en azından bu yıl için. Gelecek yıl için se, herkesin inancı aynı yönde sanki: “Bir gün yine döneceğiz o şehre.” ‘Sinema direniştir’ 54. Ulusal Yarıma’nın jüri üyelerinden, deneyimli festival yöneticisi Hülya Uçansu ödül töreni öncesi bir konuşma yaptı ve Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel’in Antalya’daki ulusal yarışmayı kaldırmasını eleştirdi. “Okullar olmasaydı maarifi yönetmek çok kolay olurdu sözünü” hatırlatan Uçansu, konuşmasında Türel’in en önemli hatasının “bir festivalin uluslararası olmaya giden yolunun ulusaldan geçtiğini bilmemesi ve kabul etmemesi” olduğunu belirtti ve Fransız Sinematek’inin efsane başkanı Henri Langlois’nın “Sinema direniştir” sözlerini tekrarlayarak “Sinema gelecektir. Sinema toplumların her türlü baskı dönemlerinde yol gösterenidir, ışık tutandır. Sizler bu cesareti gösterdiğiniz, bu dayanışmayı gerçekleştirdiğiniz sürece umut var. Ulusal Yarışma bir gün, umarım çok uzak olmayan bir günde, o şehre mutlaka yeniden geri dönecek” dedi. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) tarafından verilen ödülü açıklamak üzere sahneye gelen Tül Akbal Süalp ise “Sustukça sıra hepimize geliyor” dediği konuşmasında “Dünün zalimi bugünün mazlumu olunca kolay aklanmıyor maalesef” diyerek 2014 yılında Reyan Tuvi’nin “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” belgeseli sansüre uğradığında yeterince güçlü bir karşı duruş yapılamadığı için bu gün lere gelindiğine işaret etti ve biraz da bu sebeple SİYAD ödülünü bir belgesele verme kararı aldıklarını söyledi. Ödül vermek üzere sahneye gelenler arasında Yeşilçam’ın yaşayan efsanesi Kadir İnanır da vardı. En İyi Film Ödülü’nü sunmak üzere sahneye çıkan İnanır, “Siz varken, hiç korkmayın, hiç kimse bir şey yapamaz” dedi ve kısa ama öz konuşmasını şu sözlerle bağladı: “Sanatçı bir gücün arkasında duran değil, yarattığı eserin gücüyle büyüyendir.” ‘Portakalın tadı...’ Gecenin son konuşması Korhan Abay’dan geldi. Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel’e olan fiziksel benzerliğine atfen “Antalya’ya gittiğim zaman sık sık restoranlarda denetlemelerde bulunuyorum” diyen Abay, “Sevgili Başkan, hamursuz 54. Ulusal Yarışma Ödülleri En İyi Film: “Daha” y: Onur Saylak En İyi Yönetmen: Onur Ünlü “Put Şeylere” En İyi Senaryo: “Körfez” Ahmet Büke Emre Yeksan En İyi Kadın Oyuncu: Hazar Ergüçlü “Kar” En İyi Erkek Oyuncu: Ahmet Mümtaz Taylan / Hayat Van Eck “Daha” SİYAD Ödülü: “Mr. Gay Syria” y: Ayşe Polat Yıldırım Önal Anı Ödülü: Ayşen Gruda Emek Ödülü: Fatoş Kurtuluş Beyoğlu Sineması mantı olmaz, anasonsuz rakı olmaz, adaletsiz kadı olmaz, biz yaptık oldu derseniz olur tabii ama portakalın o eski tadı kalmaz” sözleriyle büyük alkış topladı. Bülent Ortaçgil ile Bulutsuzluk Özlemi aynı sahnede Ülkemiz şehir müziğinin önemli isimlerinden Bülent Ortaçgil, Türk rock müziğinin en köklü gruplarından biri olan ‘ Bulutsuzluk Özlemi ‘ ile 4 Kasım’da Beşiktaş İf Performance Hall’de aynı sahneyi paylaşacaklar. “Sensiz Olmaz, Değirmenler, Benimle Oynar mısın, Olmalı mı Olmamalı mı, Denize Doğru” gibi unutulmaz bestelere imza atan Ortaçgil, aynı zamanda geniş bir hayran kitlesine sahiptir. Türk rock müziğinin sınırlarını çizen, ‘ Acil Demokrasi, Güneşimden Kaç, Sözlerimi Geri Alamam, Yaşamaya Mecbursun” vb. efsane bestelerin sahibi “Bulutsuzluk Özlemi” ile 4 Kasım da Beşiktaş İf Performance’ta aynı sahnede olacaklar. [email protected] Rüzgâra Karşı Yürüyen Adam Nâzım Hikmet Metin Belgin’in sesinden... Plak camiasının birkaç Don Kişot’undan mütevelli Rainbow45 tarafından 180 gram, bol fotoğraflı bir bukletle ve numaralı 1000 adet olarak çıkarılan “Rüzgâra Karşı Yürüyen Adam” plağını izah etmek için, tüm dünyanın tanıdığı Nâzım Hikmet’i anlatmaya ne hacet! Plak, projenin mimarı, yapımcısı ve seslendiricisi olan tiyatro sanatçısı Metin Belgin’in direksiyonunda hayata geçmiş; büyük bir emek, birikim, ciddiyet, bilinç ve heyecanla... Bu nedenle ustanın şiirlerini kendine has duygularla, sınırsız bir içtenlikle okumuş Belgin. Plaktaki bir diğer önemli katkı ise viyolonseliyle yer alan Sedef Erçetin Atala’dan gelmiş. Sedef Hanım, burada klasik müzik tarihinin temel eserlerini çalmak yerine, isabetli bir kararla doğaçlama yaparak, bazen şiirin içeriğine göre efekt vererek harika bir arka plan yaratmış. Tam da toplumsal içerikli şiirleri seslendirip, müziklendirerek plak haline getirmenin yetmişli yıllarda kalmış, demode bir fikir olduğunun sanıldığı zamanlarda bu projenin vücut bulması, o yıllardaki sevdalı dünya görüşlerine, insanlık namına yeniden ne kadar da ihtiyacımız olduğunun göstergesi. Bu nadide plağı dinlerken geçmişi ve geleceği yeniden insanlıktan yana gözden geçirmek dileğiyle... Müşfik Kenter “Bir Garip Orhan Veli” (Esen Müzik) Orhan Veli’nin ruhu bu plakta 12 Eylül darbesinin üzerinden bir yıl bile geçmemişti; “Bir Garip Orhan Veli” adında bir plak çıktı. Proje uygulaması şiirleri seslendiren Müşfik Kenter’in eşi Kadriye Hanım tarafından gerçekleştirilen yapımda, Selmi Andak’ın bestelerini piyanist Buğra Uğur düzenleyip çalmıştı. Kenter’in alkol ve sigaradan çatallanmış etkileyici sesi, ne kadar güzel oturmuştu sıradan, gariban, yoksul insanı anlatan bu şiirlere. Sanırsınız ki, Orhan Veli’nin ruhu kendinden sonraki kuşaklara seslenmek için bu usta oyuncunun sesini seçmiş. İçinde politik mesaj bulunmasa da o boğucu or tamda insanların boyun büküklüğü ve ruhsal örselenmişliğini iyi dile getiriyordu. Sadece okumuyor, iki şiiri de şarkı formatında söylüyordu: “Bedava” ve “Gemilerim”. 1981 yılında basılan ve koleksiyonerlerin en çok peşine düştükleri parçalardan biri olan bu plak, 36 yaşında vefat ettiğinde cebinden 28 kuruş çıkan şairin hayatında bir arada görmediği kadar büyük paralara satılıyor şimdi, tabii bulunabilirse... Bu yokluğa ve fahiş fiyata en sonunda “dur” diyen Esen Müzik, plağı, içine sözlerin yerleştirildiği açılır kapak ile yeniden bastı, şayet yaşasaydı şairin bile satın alabileceği son derece makul bir fiyatla piyasaya sürdü. C MY B