07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 22 Ekim 2017 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN MİRAZ BEBEK YENİDEN HASTANEDE Cezaevinde düşerek başını beton zemine çarpan Miraz, dün yeniden kusmaya başladı Hangi birine yetişeceğiz bunların? Biliyorum, biz gazeteci tayfasının bitip tükenmek bilmeyen ve bitmeyeceğe benzeyen tutuklanma, yargılanma, gözaltına alınma, hapse tıkılma, beraat edememe, yılan hikâyesi gibi sürdür Allah sürdürülen dava haberlerinden bıktınız. Biz de öyle. Tutuklanmaktan, yargılanmaktan, gözaltına alınmaktan, hapse tıkılmaktan, beraat edememekten, yılan hikâyesi gibi sürdür Allah sürdürülen duruşmalara katılmak ya da izlemekten bıktık, usandık. Üstelik bizler, ustalarımızdan “Gazetecinin kendisi haber oluyorsa orada bir yanlışlık vardır” öğüdüyle yetişmiş gazetecileriz. O yüzden sadece girip çıkmaktan, duruşma salonlarına taşınmaktan bıkıp usanmadık, eksikleniyoruz da. Ülkede ve dünyada onca olay varken ve bizim işimiz o olayları doğru ve mümkün olduğunca derinlemesine sizlere iletmekken hemen her gün kendimizden söz eden haberlerle karşınıza çıkmaktan eksikleniyoruz. Ama ne çare? HHH Bakın size önümüzdeki 10 günün “gazeteci haberleri takvimini” aktaracağım; sonra da bu Tırmık’ın başlığını bir kez daha yineleyecek ve “Hangisine yetişelim biz bunların” diye soracağım... Dün gazeteci arkadaşımız Murat Çelikkan tahliye edildi. 67 gündür Kırklareli hapishanesinde volta atıyordu. Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla düzenlenen “Bir günlük yayın yönetmenliği” etkinliğinde yer almış, o gazetede sembolik olarak bir günlüğüne yayın yönetmenliği yapmıştı. 1 yıl 6 ay hapse mahkum edildi. Sessiz sedasız girdi, sessiz sedasız çıktı. Daha Murat Çelikkan’ı kucaklayamadan bir başka arkadaşımız, Tuğrul Eryılmaz “aynı suçu” işlediği için 1 yıl 3 ay hapse ve 6.000 TL ödemeye mahkum edildi. Ceza ertelendi ama Tuğrul’un tepesinde sallanan bir “Demokles kılıcı” oldu. Hani “Bir daha aynı suçu işlersen katmer katmer ödersin” der gibi... Biz bir yandan bunları haberleştirip sayfalarımıza yerleştirirken bir yandan da önümüzdeki günlere hazırlanmaya başladık. İki gün sonra, 24 Ekim Salı günü BirGün’den Mahir Kanaat, Dicle Haber Ajansı’ndan (DİHA) haber müdürü Ömer Çelik ve Diken Haber Sitesi’nden Tunca Öğreten 267 gündür volta attıkları Silivri mapusdamından çıkıp tutuksuz yargılanan arkadaşları Derya Okatan, Metin Yoksu ve Eray Sargın ile birlikte ağır ceza yargıçlarının karşısına çıkacaklar. Haklarında düzenlenen iddianame mi? Boş verin... Halkın haber alma hakkını meslek görevi bellemenin suç olduğu bir Türkiye’deyiz. Bu altı meslektaşımızın “suçları” da bundan ibaret. Hemen ertesi gün, 25 Ekim günü, Büyükada’da muhbir çevirmene kanıp baskın düzenleyen polis gözaltısının ardından mapusdamına tıkılan 11 hukuk, adalet ve özgürlük savunucusu, Özlem Dalkıran, Peter Steudtner, Ali Gharavi, Veli Acu, Günal Kurşun, İdil Eser, Nalan Erkem, İlknur Üstün yargıç karşısına çıkacaklar. (Ulan, bu devlet Oya Baydar’ın kumkuması Özlem Dalkıran’a da terör örgütü üyeliği yakıştırdı ya, daha ne diyeyim...) Bu davanın iddianamesini merak ediyorsanız, internetten kolayca bulursunuz. Okuyun, çok eğleneceksiniz (Ama belki de “Vay benim ülkem, ne hale geldi” diye ağlayabilirsiniz de...) Sonra birkaç gün soluklanırız diye umut ediyorum. Sadece birkaç gün. Çünkü 31 Ekim’de de bizim Cumhuriyet davasının duruşması var. İyi ki var. Öyle ya duruşma salonunda, Cumhuriyet’in yazıişleri dışındaki bütün sıkıcı, zorlu görevlerini sırtlamış götüren can arkadaşım Akın Atalay’ı, Murat Sabuncu müdürümü, bizim para pul işlerini yürüten Emre İper’i ve başımın belası, gözümün nuru Ahmet Şık’ı göreceğiz. Biz tutuksuz sanıklar jandarmanın göz yumduğu kadarıyla belki sarılıp şakalaşabileceğiz de. Duruşma sonunda ne olur? Valla bilmiyorum, artık umut etmekten de yoruldum. Hep birlikte göreceğiz işte... HHH Size 10 günün takvimini sundum. Ortadoğu kaynarken, AKP Reisi, AB’sinden Trump’una dünya ile papaz olurken kendimiz haber olmaktan hiç de hoşnut değiliz, mutlu değiliz. Ama Türkiye’yi de bu hale biz getirmedik ki? Haber niyetine bizim gazeteci tayfasının davalarını da okumaya devam edeceksiniz. Kusura bakmayın... Bir mezar taşları olsun Cumartesi Anneleri’nin 656’ncı hafta eyleminde 27 Ekim 1995’te Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Ağaçlı köyüne yapılan baskında gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Abdülkerim (Şemsettin) Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş’ın akıbeti soruldu. Eyleme katılan yakınları, Yurtseven, Özekten ve Sarıtaş’ın götürüldükleri karakolda öldürüldüğünü belirterek “Yakınlarımızın mezar taşı olsun istiyoruz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet SEYHAN AVŞAR Annesi Gülistan Diken Akbaba’yla birlikte Gebze Kadın Cezaevi’nde tutulan 1 yaşındaki Miraz bebek, önceki gece koğuşun kapısındaki eşikte düşerek, kafasını beton zemine çarpmasının ardından bir türlü kendine gelemedi. İyileşti denilerek cezaevine götürülen Miraz bebek, dün öğlen saatlerinde kusma şikâyetlerinin artması üzerine tekrar hastaneye kaldırıldı. Kusma ve ishal şikâyetleri olan Miraz bebeğin ateşinin ise yüksek olduğu öğrenildi. Hastalığının ise düşmeye bağlı olup olmadığı araştırılıyor. Gülistan Diken Akbaba, 2012 yılında, “Örgüt üyeliği” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ceza, Yargıtay tarafından onanınca tutuklanarak o dönemde 7 aylık olan Miraz bebekle beraber Bakırköy Cezaevi’ne konuldu. Yaklaşık 7 ay önce ise Gebze Cezaevi’ne sevk edildi. Miraz bebek önceki gece ise cezaevinin koğuş kapısındaki eşikten düşmüştü. Kafasında oluşan şişlik ve kusma şikâyetlerinin olması nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı. 24 saat müşahade altında tutulan Miraz bebek cezaevine geri götürülerek annesine teslim edilmişti. Dün öğlen saatlerinde ise baba Cengiz Zaza Akbaba, cezaevi yetki lileri tarafından aranarak, ‘Eşiniz Miraz’ı almanızı istiyor’ denildi. Miraz bebek babası tarafından cezaevinden alınarak hastanesine götürüldü. Çocuğunun sağlık durumu ile ilgili açıklamalarda bulunan Cengiz Akbaba, “Miraz’ın kusmadan dolayı şekeri düşmüş. Halsiz kalmış. Tahlillerini yaptık. Şu an serum taktılar. Neden bu hale geldiği araştırılıyor” dedi. Gülisten Akbaba’nın, “Miraz hastalanınca elimden bir şey gelmiyor. Üzülüyorum” dediğini aktaran Akbaba, “Miraz tedavi süresince bir müddet annesiz kalacak gibi. Türkiye’deki adalet sisteminin Miraz’a sunabildigi tek seçenek bu” diye konuştu. İhsan Eliaçık’a saldırı Kayseri Belediye Başkanı’nın kendisini tehdit ettiğini söyleyen Eliaçık, kentteki kitap fuarına giremedi. Türkiye Yayıncılar Birliği, üyelerine fuardan çekilme çağrısı yaptı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Mustafa Çelik’in, kendisini kitap fuarına sokmamakla ve polis zoruyla dışarı çıkarmakla tehdit ettiğini açıklayan ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, dün Kayseri Kitap Fuarı’nda saldırıya uğradı. Eliaçık, “Arbede sırasında itme, bağırma, çağırma, sözlü taciz, küfür, aradan yumruk atmaya çalışma gibi şeyler yaşandı. ‘Dinsiz, ateist, defol git’ diye bağırıyorlardı. Bunlar belediyenin tuttuğu bindirilmiş kıtalar. Kollarını kaldırdıklarında bellerinde telsizler görünüyordu” dedi. Tekin Yayınları ve Doğu Kitabevi tarafından fuara kitaplarını imzalamak için davet edilen ancak Kayseri Belediyesi tarafından programı sansürlenen Eliaçık, dün fuarda bir grubun saldırısına uğradı. Gazetemize konuşan Eliaçık şunları anlattı: “Saat 14.00 sıralarında kitap fuarına gittim, fuarın girişinde 3040 kişilik bir grup ‘Seni içeri sokmayız, Kayseri’nin utancı, dinsiz oldun’ diye bağırmaya ve yuhalamaya başladı. Bunlar belediye tarafından tutulmuş bir grup. Halk bunlara tepki gösterdi. 3040 dakika bir gerilim oluştu. Arbede sırasında itme, bağırma, çağırma, sözlü taciz, küfür, aradan yumruk atmaya çalışma gibi şeyler yaşandı. Kardeşim ve okurlarım etrafımı sarmıştı, polis de etrafı sarmıştı engellediler. ‘Dinsiz, ateist, defol git’ diye bağırıyorlardı. Beni destekleyen okurlara da saldırdılar. Bunlar belediyenin tuttuğu bindirilmiş kıtalar. Kollarını kaldırdıklarında bellerinde telsizler görünüyordu. Zalimliğe boyun eğmem. İçeri girerdim ama kimsenin zarar görmesini istemedim. Daha sonra basın açıklaması yaparak ayrıldım.” Zorbalığı herkes gördü Geçen sene de kitap fuarına katılmasının engellendiğini belirten Eliaçık, “Burası benim memleketim. Nasıl sen benim memleketimde kitap fuarına katılmamı engellersin. Bu sene de kitabevleri tarafından davet edildiğim halde tanıtımlardan çıkardılar. ‘Konuşma yapmayacaksın, seni duyurmayacağız, kendi imkânlarınla gelirsen gel’ dediler. Ben de gittim. Zorbalığı herkes gördü. 10’a yakın yayınevi bu şartlarda duramayız diye toparlanarak gidiyor. Kayseri’nin yetiştirdiği bir yazar kitap fuarına sokulmuyor, iktidarda olan eski arkadaşları tarafından fuara sokulmuyor. Rezalet diz boyu” dedi. İhsan Eliaçık, önceki gün twitter hesabından yaptığı açıklamada “Kayseri Belediye Başkanı beni Kitap Fuarı’na sokmamakla, polis zoruyla çıkarmakla tehdit ediyor. Gel ve o dediğini yap, istifadan yırtarsın!” diye yazmıştı. CHP Kayseri milletvekili Çetin Arık ile CHP il başkanı Feyzullah Keskin ve bir grup partili Kitap Fuarı’na giderek, yazara destek verdi. Çekilme çağrısı Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, üyelerine fuardan çekilmelerini önerdiklerini duyurdu. Türkiye Yayıncılar Birliği, tarafından yapılan açıklama şu ifadeler yer aldı: “Eliaçık’ın provokatör olarak isimlendirilerek bir grup insanın harekete geçirilmesi, saldırıya ortam oluşturulması, bir yazarın okurlarıyla buluşmasının bu şekilde engellenmesinin yanı sıra göz göre göre saldırıya maruz bırakılması kabul edilemez bir durumdur. Duruma tepki gösteren Tekin Yayınevi ile Kitap fuarına girmek için bir süre direnen İhsan Eliaçık, daha sonra fuar alanından ayrıldı. birlikte Ayrıntı, İletişim, Metis, Doğu gibi birçok yayınevi de stantlarını toplayarak fuarı terk etmektedir. Ülkemiz adına bu acı verici tabloya sebep olan belediye ve fuar organizasyon yetkililerini kınıyor, hukuk devletine yakışır şekilde ceza almalarını talep ediyoruz.” Belediye suçladı Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Salih Özgöncü, “Yayınevinin de daveti olmadan Kitap Fuarı’na gelen söz konusu isim Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nin girişinde, görüşlerini paylaşmayan bir grup tarafından protesto edilmiştir. Bunun üzerine emniyet teşkilatımız fuarda güvenlik sıkıntısı olabileceği öngörüsüyle yazarın içeri girmesine müsaade etmemişlerdir. Halkın tepkisiyle karşılaşan bir kişinin tepkiyi Büyükşehir Belediyesi’ne yönlendirmek istemesi de anlaşılır gibi değildir” dedi. Özgöncü, yazar hakkında hukuki işlem başlatacaklarını ekledi. Mustafa Çelik, Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu’nun Tekin Yayınevi’nden çıkan kitabına ilişkin Kaboğlu’nun katılımıyla düzenlenecek söyleşiyi ve imza gününü yasaklamıştı. l Yurt Haberleri ‘Gazeteciler haber yapacaktı’ Ankara’da gözaltına alınan 5 gazeteci hakkında, ‘Öcalan’ın ölümüyle ilgili haber yazacaklar’ diyen bir kişinin ihbarı üzerine işlem yapıldığı ortaya çıktı SİNAN TARTANOĞLU Ankara’da önceki gün sabah saatlerinde dünyanın ilk ve tek kadın haber ajansı olan Jin News ile Mezopotamya Ajansı muhabirlerinin evlerine polis baskını düzenlendi. Yapılan operasyonda Jin News editörü Sibel Yükler, Jin News muhabirleri Habibe Eren ile Duygu Erol ve Mezopotamya ajansı muhabirleri Selman Güzelyüz ve Diren Yurtsever “hakkınızda ihbar var” denilerek gözaltına alındı. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürülen gazeteciler hakkında verilen gözaltı kararı ise dikkat çekti. Edinilen bilgiye göre, bir kişi, gazetecilerin “PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ölümü ile ilgili bir haber yazacakları ve ardından etkinlik düzenleneceği ve bu etkinlikte bomba patlatılacağı” yönünde ihbarda bulundu ve bu ihbar üzeri ne operasyon düzenlendi. “Terör örgütüne üye olma” suçlaması yöneltilen gazetecilere, bir süre avukatlarla görüşmelerine izin verilmezken, dosya hakkında da gizlilik kararı verildi. Alınan bilgiye göre önceki gün gözaltına alınan gazeteciler Güleryüz, Yükler ve Yurtsever’in dün ifadeleri alındı ve serbest bırakıldı. Erol ve Eren’in ifadelerinin alınması işleminin ise pazartesi gününe kaldığı öğrenildi. l ANKARA Can Dündar’a ‘Avrupa’da Yılın Gazetecisi’ ödülü Gazetemizin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar “Avrupa’da Yılın Gazetecisi” ödülünü aldı. Dündar ödül töreninde Türkiye’deki tutuklu gazetecileri hatırlattı. Almanya’da yayın yapan Özgürüz.org Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, ‘Prix Europa’ tarafından televizyon, radyo, yazılı basın, belgesel alanlarında en iyilerin ödüllendirildiği gecede “Avrupa’da Yılın Gazetecisi” seçildi. Dündar, gazetemiz Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile birlikte, Adana’da mühimmat yüklü MİT TIR’larının durdurulması ile ilgili haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalmıştı. Ödül töreninde Dündar, Türkiye’de yüzlerce gazetecinin cezaevinde bulunduğunu hatırlatarak “Mücadelemiz hepimiz ve ülkemizözgürleşene kadar devam edecek” dedi. l Haber Merkezi Gülmen ve Özakça eylemi engellendi 227gündür açlık grevinde olan Semih Özakça’nın bırakılmasının ardından polis ekipleri, eylemlere müdahale sertliğini artırdı. KESK Ankara Şubeler Platformu Sakarya Caddesi’nde yapmak istediği basın açıklamasına polis izin vermedi. Ankara polisi açıklamanın yasa dışı olduğunu ilan ederek, gaz ve plastik mermi ile KESK üyelerine müdahale etti. KESK tarafından yapılan açıklamada, OHAL ve KHK mağdurları olarak şubat ayından beri her cumartesi günü yapmaya çalıştıkları basın açıklaması ve oturma eylemlerinin Ankara Valiliği tarafından engellendiği belirtildi. Nuriye Gülmen için Numune Hastanesi’nin önünde oturma eylemi yapan 7 kişi gözaltına alındı. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Nuriye’nin görüntüsü infial yaratır’ Sosyolog Veli Saçılık, “Nuriye’nin genel görüntüsünün kamuoyunda infial yaratacağını düşündükleri için onu gözden saklamaya devam ediyorlar” dedi. Önceki gün görülen davada 227 gündür açlık grevinde olan Semih Özakça tahliye edildi. Nuriye Gülmen’in tutukluluğu ise devam ediyor. Gazete Duvar’a konuşan Veli Saçılık, Gülmen’in bırakılmamasına ilişkin “Nuriye’nin genel görüntüsünün kamuoyunda infial yaratacağını düşündükleri için onu gözden saklamaya devam ediyorlar. Çünkü Nuriye’nin görüntüsü, bakmaya cesaret edilemeyecek kadar kötü. Bunu gözden kaçırmaya çalışıyorlar. Hükümet kendince prestijinin sarsılmaması peşinde. Ama biz mücadelemizle bu prestiji sarstık zaten” diyerek Gülmen’in görüntüsünün saklanmaya çalışıldığına dikkat çekti. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle