07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 31 Ocak 2017 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Güven 8 yılın dibinde ekonomi 9 Ekonomide güven; hizmetten imalata, inşaattan perakendeye dört ana sektörde yaşanan gerilemeyle yüzde 3.9 düştü, Nisan 2009’dan beri en düşük düzeyi gördü Ekonomik güven endeksi, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 3.9 oranında azalarak 89.2 değerinden 85.7 değerine düştü. Böylece ekonomik güven endeksi, Nisan 2009’dan (83.9) bu yana en düşük seviyeye indi. Ekonomik güven endeksindeki düşüş, hizmet sektörü, reel kesim (imalat sanayi), inşaat sektörü ve perakende ticaret sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı. Ocak ayında hizmet sektörü güven endeksi yüzde 6.2 düşüşle 87.5 değerine, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 3 düşüşle 100.5 değerine, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 1.7 düşüşle 74.8 değerine ve perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0.2 düşüşle 95.9 değerine geriledi. Tüketici güven endeksi ise aynı dönemde yüzde 5.6 artışla 66.9 değerine yükseldi. 2008’den beri kötümser Endeksin 100’den büyük olması güvende iyimser, 100’den küçük olması kötümser durumu gösteriyor. Buna göre imalat sanayii dışındaki sektörler ve tüketici güveninde kötümser durum sürüyor. Endeks en son 2008’in şubat ayında iyimser görünümdeydi. Güncellenen verilere göre Aralık 2016’da da tüketici güveni azalmış görünüyor. l Ekonomi Servisi Aralıkta yüzde 6.2 düştü Endeks aralıkta yüz de 6.2 düşüşle 89.2 düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde tüketici güveni yüzde 8, reel kesimi güveni yüzde 3.7, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 3.5 azalırken, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0.1, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 0.5 arttı. TÜİK, ANALİZİNİ GÜNCELLEDİ Tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endeks olan ekonomik güven endeksi, tüketici güven endeksi ve mevsim etkilerinden arındırılmış reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşuyor. Ekonomik güven endeksinde tüketicinin yüzde 20, reel kesimin yüzde 40, hizmet sektörünün yüzde 30, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinin ise yüzde 5’er ağırlığı bulunuyor. Endeks 2015 yılının ocak ayından itibaren, 2012 yılının ocak ayından başlayan bir seri olarak yayımlanıyor. Endeksin veri kaynaklarından olan tüketici güven alt endeksleri çok değişkenli modele dayalı yaklaşımla 20042011 dönemi için geriye çekildi. Buna bağlı olarak ekonomik güven endeksinde kullanılan analiz dönemi uzatıldı, 20072011 dönemine ilişkin ekonomik güven endeks serisi ilk defa hesaplandı, 20122016 dönemi endeks serisinde ise güncelleme yapıldı. KÂRLAR ERİYECEK Piyasalar Fitch’in kararını önceden fiyatladı. Dolar inişe geçti, borsa yükseldi Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına düşürme kararının ardından, Asya seansında güne yükselişle başlayan dolar/TL, 3.88 seviyesine kadar çıktıktan sonra yönünü aşağı çevirdi. Merkez Bankası’nın (TCMB) açtığı 1 milyar dolarlık 1 hafta vadeli TL depo karşılığı döviz depo ihalesine gelen talebin 900 milyon dolar ile sınırlı kalmasının ardından dolardaki düşüşün hızlanması dikkati çekti. Kur, gün içinde yüzde 1.8’lik düşüşle 3.7995’e kadar indi. Serbest piyasada dolar 3.8110 TL’den günü tamamladı. Analistler, Fitch’in not indirimi kararının zaten fiyatlandığını ve bu yüzden kurda bu karara bağlı sert oynamalar beklemediklerini kaydettiler. Borsa İstanbul ise haftaya yüzde 0.19 düşüşle başlamasının ardından kayıplarını tersine çevirdi. Borsada yükseliş yüzde 2’yi aşarken endeks 85 bin 500 puanı geçti. Piyasadaki Fitch belirsizliğinin ortadan kalkmasının olumlu havada etkili olduğu belirtildi. Bu hafta ABD Merkez Bankası’ndan gelecek faiz kararı ve bugün açıklanacak enflasyon raporu piyasaların radarında olacak. l Ekonomi Servisi Not, altı yıldan önce geri alınabilir Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu BB+’ya indirmesini değerlendiren Morgan Stanley, “Yatırım yapılabilir seviyede notu kaybeden ülkelerin bu notu geri kazanmaları ortalama 6.1 yıl sürüyor. Not artırımı büyüme ve kamu borcunun azalmasına bağlı. Türkiye’nin bu alanlarda benzerlerinden genellikle daha iyi performans gösterdiği dikkate alındığında, yatırım yapılabilir statüsünü geri kazanması 6.1 yıldan daha az sürebilir” dedi. l Ekonomi Servisi Deutsche Bank banka kârlarında çeyreklik bazda yüzde 12, finans dışı şirketlerin kârlarında yıllık bazda yüzde 72 düşüş bekliyor Bu hafta başlayacak bilanço sezonu öncesi tahminlerini paylaşan Deutsche Bank, hem bankalar hem diğer sektörler için karamsar bir tablo çizdi. Bankaların kârlarının çeyreklik bazda yüzde 12 gerilemesini bekleyen Deutsche Bank analistleri, finans dışı şirketlerin kârlarının ise yüzde 72’ye kadar düşmesini bekliyor. Banka kârlarındaki düşüş, enflasyona bağlı tahvil gelirlerindeki düşüş ve karşılıklardaki artışa bağlı olarak beklenirken, finans dışı şirketlerin kârlarında, TL’deki düşüşe bağlı ola rak nakdi olmayan döviz zararları sebebiyle düşüş tahmin ediliyor. Bankanın analistleri Kazım Andaç ve Erol Danış’ın kaleme aldığı raporda yer alan diğer tahminler şöyle: n Finans dışı şirket Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kârları’nda (FAVÖK) yıllık bazda yüzde 9 artış öngörülüyor. n Yabancı para cinsi fonlama maliyetlerindeki artışa bağlı olarak çekirdek spreadde çeyreklik bazda 5 baz puanlık düşüş öngörülüyor. n Bankaların net faiz marjında çeyreklik bazda 20 baz puanlık daralma tahmin ediliyor. n Net faiz gelirinde çeyreklik baz da yüzde 3 artış bekleniyor. Geçen yıl Türk Lirası dolar karşı sında yaklaşık yüzde 20 değer yitirerek en kötü performans gösteren gelişen ülke para birimi olmuştu. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1.8 küçülürken, ekonominin yılı yüzde 2.5’in altına büyümeyle tamamlaması bekleniyor. Yıllık enflasyon ise aynı dönemde piyasa beklentilerini aşarak yüzde 8.53 olarak kaydedilmişti. l Ekonomi Servisi Antalya’da turist azaldı Turizmde 2016 yılını yüzde 43 düşüşle kapatan Antalya, 2017’nin ilk ayındaki göstergelere bakıldığında 2016’dan da kötü bir tabloyla karşı karşıya. Antalya Havalimanı Mülki İdare Amirliği verilerine göre, 24 Ocak günü itibarıyla Antalya Havalimanı’na gelen turist sayısı 67 bin 690’a ulaş tı. 2016’nın aynı dönemine göre yüzde 8 gerileme yaşandı. Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Duran, ocak ayının Rusların olmadığı bir dönem olduğunu belirterek, bu dönemde ağırlıklı golf ve futbol turizminin öne çıktığını anlattı. Duran şöyle dedi: “Zaten futbol pazarında daralma var. Avrupalılar çok fazla tercih etmedi. Golf pazarında da yüzde 60 65’e varan durgunluk var. Bu genele vurulduğunda yüzde 8 çok korkulacak bir rakam değil. Asıl kayıp tamamen spor turizmi golf ve futboldan kaynaklanıyor.” Turizmcilerden silah tepkisi Doğalgaz boru hatlarına ‘güvenli’ müdahale Türkiye enerji pazarındaki yatırımcılardan ENGIE, doğal gaz hatlarında güvenliği artırmak amacıyla Stopple adlı ürün geliştirdi. Ürünün canlı uygulaması İZGAZ hakkında konuşan ENGIE Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Denis Lohest, ürünün Türkiye’deki bütün dağıtım şirketlerinde kullanılabileceğini belirterek, “Ürün sadece bizim hatlarımızda değil, başka hatlarda da güvenliği arttırmak için yerleştirilebilir” dedi. l Ekonomi Servisi TUYED Genel Sekreteri Arslan, “Turizm ve silah yan yana gelmemesi gereken konular. Turizm terörden ciddi zarar gördü. Fuarda silah tanıtımı yapılması doğru değil” dedi. Türkiye’nin tüm yörelerinde sahip olunan turistik ürünleri tanıtma fırsatı sunan Doğu Akdeniz Ulusla rarası Turizm ve Seyahat Fuarı’nda (EMITT) silah ta Hasan Arslan nıtı mı yapan Kırıkkale standına Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nden (TUYED) tepki geldi. Terörden zarar gördü Turizmin terörden ciddi zarar gördüğü bir dönemde fuarda silah tanıtımı yapılmasının ‘kabul edilemez’ olduğunu belirten TUYED Genel Sekreteri Hasan Arslan, turizm fuarının av fuarıyla karıştırıldığına dikkat çekti. Türkiye’nin hassas bir dönemden geçtiğini ifade eden Arslan, “İçinden geçmekte olduğumuz bu hassas dönemde herkesi bu tür konularda sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Bundan sonra turizmle ilgisi olmayan ürünlerin EMITT’te sergilenmeyeceğini umuyoruz. Tüm yerel yöneticiler ve turizm fuarı organize edenleri sergilenecek ürün seçiminde daha hassas olmaya çağırıyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi ‘Kahrolsun oligarşi’ Bizim 68’lilerin, ABD emperyalizmi odaklı, sandık çoğunluğunun, demokrasi, evrensel hukuk devleti düzeni, insana ilişkin her türden örgütlenmelerin; insanın, halkların kendi hakları, çıkarlarına aykırı güdülenmeleriyle.. üretilen çoğunluk diktatörlüklerine karşı kullandıkları “kahrolsun oligarşi” sloganı bugünlerde çok sık aklıma geliyor. İşin garabeti en çok da Saray, AKP, baskışantajlarla büyütülmesinde yarışılan yandaşlar korosuyla; güncel yaşamsal gelişmelerde; kuralsız, belden aşağı vuruşlar, haksız, hukuksuzlukların sınır tanımazlığında başlatılan “Evet”çilerin seçim kampanyalarında, gerçekler, değerlerin, tepetaklak edildiği örneklerde... Doğrusu dünyada rejimi demokrasi sayılan ülkelerde bir benzeri olmayan, laik Cumhuriyeti, parlamenter demokratik rejimi yıkmanın çok ötesinde, sözde başkanlık rejimine geçişi sağlayacak metnin bu kadar ağır başkanlık rejimlerinin başta çok etkin güçler ayrılığı, olmazlarını da yok sayan otoriterleşme, sivil diktatörlük, bizdeki algısı ile dindarlık üzerinden sultanlık yaratma çabalı metin içeriği, seçmen vatandaş tarafından algılanabilirse, hiçbir kampanya işe yaramaz, ülkemizdeki etkin güdülenme koşulları içinde bile, referandum sandığından İktidarları için ağır bir yenilgi “Hayır” sonucu çıkar. HHH 15 yıllık İktidarları erkinin sandık zaferlerinde elde edilmiş başarılar, aslında kamu erklerinin tüm kurumlarının, demokrasinin tüm örgütlenmeleri, araçlarının haksız, hukuksuz gasp edilmeleri yöntemleri içinde gelinmiş noktada, “dindarlıkkindarlık” cephe ittifaklarında gerek iç gerekse dış siyaset, ekonomik kararlar ittifaklarında o kadar köktenci çelişkiler, gelgitler yaşandı ki.. İktidarları liderliği, parti adının değişmemiş olması, vitrinde devamlılığın simgesi gibi pazarlanan kimi sloganlar.. yanılsamanın ta kendisi. Uzun yıllar için FETO’cüler ittifakında, durumlara göre önce Kürtİslam, sonra Türkİslam cepheleşmeli, tüm özerk, kamu kurumlarının işleyişleri, bağımsızlıkları ele geçirilmiş, en ağırı basın özgürlüğü, medya bağımsızlığı yok edilmiş olarak beraber yürünen yollarda gerçek yaşanmışlıklara bir bakar mısınız? Her seçim Liderliğin mutlak belirleyiciliğinde milletvekilleri, parti yönetim kadrolarındaki toptancı değişimler sadece bir ayrıntı. Asıl iç dış siyasi ittifaklar işin doğasında olan bütün dünya ülkeleri için geçerli doğal çıkarlar dengeleri üzerinden değerlendirilebilecek ilkeler, sınırlarla uzaktan yakından karşılaştırılamayacak, Türkiye’nin, sadece bizim kuşakların değil gelecek kuşaklarımızın geleceklerini de karartabilecek, saygınlık, güvenliği yok eden çelişkiler yumağı... ABD’nin Irak işgali projesinde stratejik ortak olma sözü ile başlayan, İktidara çok hızlı gelişten, bizim solcu 68’liler kuşağının, emperyalizme karşı ülke çıkarları, insan hakları odaklı “Kahrolsun oligarşi” sandıktan çıkmış çoğunluk diktatörlüklerine isyanından daha bir keskinmiş izlenimi veren, İktidarlarının bu antiemperyalist çıkışlarına kulak veren var mı? Nedense kendi siyasal İslamcı müttefiklerinin desteğini alamayan ABDABBM, NATO güncel politikalarına yönelik eleştiriler, haklılık içeren boyutları ile bile dünya siyasal dengeleri içinde inandırıcı olamıyor, Türkiye’nin en haklı istemlerinde yalnız kalınıyor... Ortadoğu, İslam dünyası, yoksul güney dünyası odaklı tek kutuplu kirli emperyal çıkarlar adına oynanan kirli oyunların milyarlarca dünyalıya yönelik bedelleri çok ağır... Paramparça olan ülkelerde, her türden alt kimlik, ırklar, mezhepler üzerinden, sadece haksız, yalan gerekçeli işgallerle değil, yandaş terör örgütleri ve de ortak, taşeronlarla da.. oluk gibi sivil, çolukçocuk vahşet boyutunda kan akıtılıyor. İnsanlık utanç verici bir duyarsızlıkla, demokrasi, hukuk devleti suçları ortaklıklarında, ölümden kaçan göçmenlere en vahşi duvarlarını örebiliyor. Sözde hukukun var olduğu ülkelerde bile sandıktan suçlular ittifakları çıkabiliyor. ABDAB ülkelerinin son insanlık dışı göçmen politikaları karşısında Türkiye tek kapılarını açan, altından kalkamayacağı bedelleri ödemeye mahkum tek ülke konumunda kalıyor. Türkiye’yi hızla Ortadoğu bataklığına çeken kötülüklerin hepsi de İktidarlarının güçlü, otoriter Liderliği, hükümetleri, seçim sandığı zaferlerinin sorumluluğunda... Hesap verme korkusu, ayakta kalabilmenin tek yolu, daha daha otoriterleşme, diktatörlüğe gidiş.. Referandum metnine “Evet” oyu için gözler karartılmış... 343 milyon Çinli seyahate çıkacak Çin’de Bahar Bayramı (Çuncie) süresince 343 milyon kişinin seyahat etmesi bekleniyor. Çin Ulusal Turizm İdaresi, 27 Ocak’ta başlayan 7 günlük resmi tatilin ilk üç gününde ülke genelinde 195 milyon kişinin seyahate çıktığını açıkladı. Tatilini yurtdışında geçiren Çinlilerin sayısında geçen yıla oranla yüzde 10.7 artış beklenirken, bu gruptakilerin 6 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. 13 Ocak’ta başlayan Çinlilerin “yıllık göç” diye adlandırdıkları tatil sezonu trafiği (Çunyün), 21 Şubat’ta sona erecek. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle