07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 31 Ocak 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK AKP’nin MHP sancısı Kıbrıs’a dikkat! Onur Öymen, Dışişleri Bakanlığı Müşteşarlığı da yapmış, çok deneyimli bir diplomat, aynı zamanda, iki dönem İstanbul ve Bursa milletvekili seçilmiş bir siyasetçi. Ayrıca seçkin bir yazar olan Onur Öymen, Kıbrıs konusunda endişelerini şöyle dile getiriyor: “9 Ocak’ta Cenevre’de Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında başlayan, 12 Ocak’ta Türkiye, İngiltere ve Yunanistan dışişleri bakanlarının da katılımıyla gerçekleştirilen görüşmelerde, yaratılan iyimser havaya rağmen somut bir sonuca varılamadı. Bu görüşmelerin en önemli yönü tarafların ilk defa olarak birbirlerine toprak konusunda harita vermeleri oldu. Oysa, şimdiye kadar yapılan görüşmelerde üzerinde görüş birliğine varılan en önemli noktalardan biri toprak meselesinin, ancak diğer bütün konularda tam mutabakat sağlandıktan sonra ele alınacak olmasıydı. Garantiler, güvenlik, dönüşümlü başkanlık gibi çok önemli konularda bile uzlaşma sağlanmadan somut toprak tavizlerini içeren harita verilmesi Türk tarafı açısından çok önemli bir taviz niteliği taşımıştır.   Üstelik, Sayın KKTC Cumhurbaşkanı ve baş görüşmeci Mustafa Akıncı’nın böyle bir harita verilmeden önce KKTC hükümetine ve meclisine danışmamış ve yetki almamış olduğu anlaşılmaktadır. KKTC hükümetinin bu nedenle Cumhurbaşkanı Akıncı’ya bir muhtıra vererek tepkisini dile getirdiği basında yer almıştır. HHH Siyasi açıdan savunulması mümkün olmayan bu durumun bir de hukuki boyutu vardır. KKTC anayasasının 2. maddesi ‘KKTC, devleti, ülkesi ve halkı ile bölünmez bir bütündür’ hükmünü içermektedir. Aynı anayasanın, 3. maddesine göre, ‘hiçbir organ, makam veya merci kaynağını anayasadan almayan bir yetki kullanamaz’. Bunlar, anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleridir. Bu nedenle, Sayın KKTC Cumhurbaşkanı’nın tek başına somut toprak önerilerini karşı tarafa sunması, bence anayasaya da uygun değildir.  Güvenlik konusunda da, ciddi bir sorun yaşanmaktadır. 2004 yılında, Türkiye tarafından benimsenen ve Türkiye’nin telkiniyle KKTC halkı tarafından referandumda onaylanan Kofi Annan Planı Ada’daki Türk askerlerinin çekilmesini, bir süre için 650 askerin bırakılmasını, daha sonra onların da Türkiye’ye gönderilmesini öngörüyordu. Rum basınında yer alan bilgilere göre, şimdi yürütülen görüşmelerde Rum tarafının Türk askerlerinin yüzde 75’inin derhal, geri kalanının da kısa bir süre içinde çekilmesinde ısrarlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu talep kabul edildiği takdirde, gerek Kıbrıslı Türklerin gerek Türkiye’nin güvenliği açısından çok ciddi sorunlar ortaya çıkacaktır.  Bugün bütün bölgede barış ve güvenlik içinde yaşayan tek ülke Kıbrıs’tır. Bunun sebebi de Ada’daki Türk askeri varlığıdır. O nedenle, Türk askerlerinin çekilmesi son derece sakıncalı olacaktır. HHH 1960 tarihli Londra ve Zürih antlaşmalarına göre, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan garantör ülkelerdir. Şimdi, Rum tarafı ve Yunanistan bu garantörlük sisteminin sona erdirilmesini istemektedir. Böyle bir durum, Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki etkin rolünü fiilen ve hukuken sona erdirecektir. Sayın Baykal’ın Fox TV’de dile getirdiği Kıbrıs’ta Türkiye’ye bir askeri üs verilmesi önerisi henüz Türkiye ve KKTC tarafından bile sahiplenilmemiştir.  Müzakerelerde, üzerinde büyük ölçüde görüş birliğine varılan nüfus ve yerleşme konularında da iki kesimlilik ilkesini ortadan kaldıracak tavizler verildiği anlaşılmaktadır. BM temsilcisinin bile bu gidişle kısa bir süre sonra kuzeydeki Rum nüfusunun Türkleri geçeceğini ifade ettiği söylenmektedir.  Bu ve benzeri gelişmeler Kıbrıs’ın Girit gibi elden çıkarılması sonucunu verecek kadar kaygı vericidir.” Onur Öymen’in diplomat dikkatliliğiyle dile getirdiği bu kaygıları paylaşıyorum. Üstelik kamuoyunun Kıbrıs konusundaki ilgisizliği endişeleri daha da arttırıyor. Bunca sorun arasında unutulmuş görünen Kıbrıs konusunda daha duyarlı olmalıyız. CHP’nin ve tarafsız kuruluşların anketlerinde ‘hayır’ diyecek MHP’lilerin oranı yüzde 70’leri buluyor. AKP ise çözümü ‘hayır’cı MHP’lileri sandıktan uzak tutmakta arıyor AKP, MHP’yi kolayca yanına alarak başkanlık paketini Meclis’ten geçirdi ama elindeki anketler refe randum öncesi en büyük sıkıntıyı bu parti nin tabanıyla yaşayacağını gösteriyor. CHP ve bağımsız kuruluşların ‘hayır’ oranının MHP seçmeninde yüzde 70’leri geçtiğine ilişkin tahminleri, AKP tarafından yaptırı lan anketler de doğrulu yor. AKP’nin yaptırdığı anketlerde de MHP seç meninin yarısından faz lası ‘hayır’ diyor. MHP seçmeninin büyük oranda ‘hayır’ EGrüdlem eğiliminde oluşu, ilk kez paketin Meclis’teki görüşmeleri sırasında gündeme geldi. MHP seçmeninin üçte ikisinin ‘evet’ oyu vermeyeceği özellikle CHP tarafından ifade edildi ve bağımsız kuruluşlarca da doğrulandı. MHP seçmeninin bu tav rı, Meclis’teki oylamalar sırasında MHP milletvekillerine de taban baskısı olarak yansıdı. MHP’li vekiller, parti yönetimi nin ‘evet’ oyu talimatı ile tabandan ge len ‘hayır’ baskısı arasında kaldı. ‘Tabantavan yok’ MHP lideri Devlet Bahçeli de “ta ‘Sandıktan uzak tutma’ taktiği Anketlerdeki bu sonuçlar, MHP seçmenini referandum için kilit parti haline getirirken, iktidar da bu seçmene yönelik hassas bir kampanya yürütülmesi için özel yöntemler üzerinde çalışıyor. AKP’deki bakış açısı, MHP seçmenini ısrarlı ‘hayır’ tavrından vazgeçirmeye yönelik olarak şekilleniyor. MHP’li seçmenin ‘evet’ oyu noktasına getirilmesinin zorluğu görülüyor. Bu nedenle MHP seçmeninin ‘evet’ veremeyecekse, ‘hayır’ cephesinden uzaklaşması ve mümkün olan en çok sayıda sandığa gitmemesini amaçlayacak bir kam panya üzerinde duruluyor. Bunun için de kampanya süresince ‘hayır’ blokunun ana unsurlarının CHP ve HDP olduğu vurgusu yapılarak MHP seçmeninin ‘hayır’dan uzaklaşması sağlanmaya çalışılacak. Ancak yalnızca AKP değil, CHP ve ‘hayır’ bloku da MHP seçmenine yönelik hassas bir kampanya yürütülmesinin hazırlıkları içinde. CHP de kampanyasında ‘hayır’a daha yakın olan MHP gövdesinin sandıktan ve ‘hayır’ tavrından uzaklaşmasını önleyecek bir kampanya sürecine hazırlanıyor. ban” ve “tavan” açıklamasını MHP’li vekillerin tabandan gelen ‘hayır’ mesajı nedeniyle zorlanması üzerine yaptı. Bahçeli, “Bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır. Bizde tavan yoktur, ülkücü şuur hâkimdir” diyerek vekillerden ‘evet’ oyu istedi. Paket, MHP’nin firelerine karşın Meclis’ten geçti ancak MHP seçmenindeki ‘hayır’ eğiliminin devam etmesi AKP ve MHP yönetimleri açısından en büyük sorun olmayı sürdürüyor. Anketlerde alarm CHP’ye göre MHP’li seçmen arasında ‘hayır’ diyecek olanların oranı yüzde 80’e kadar çıkıyor. Bağımsız kuruluşların anketlerinde ise bu oranda olmasa bile MHP tabanının üçte ikisinin referandumda ‘evet’ oyu vermeyeceği, bunların büyük çoğunluğunun da sandığa giderek ‘hayır’ oyu vereceğine ilişkin sonuçlar alınıyor. MHP’liler ise bu durumu, partinin başkanlığa karşı bir tavır izlerken birdenbire görüş değiştirerek başkanlık yanlısı olmasının tabanda kabul edilmesinin zaman alacağını, bu nedenle referanduma gidene kadar geçecek iki aylık sürede ‘hayır’ eğiliminin ‘evet’e dönüşeceği değerlendirmesiyle açıklamaya çalışıyor. Ancak referandum sürecinin başlamasıyla birlikte AKP’nin yaptırdı ğı anketler de MHP yönetiminin gö rüşünü değil, CHP ve ‘evet’ cenahının bilgilerini doğruluyor. AKP’nin yap tırdığı anket ve araştırmalarda refe randumda başkanlığa ‘evet’ diyecek MHP’li seçmen oranı yüzde 50’nin altında kalıyor. AKP, şu ana kadar MHP’li seçmenler arasında ‘evet’ oyu verecek olanların oranının yüzde 50’yi geçtiğine ilişkin tek bir anket sonucu bile bulamadı. Tersine ‘hayır’ verecek MHP’li seçmen oranı istikrarlı olarak yüzde 5055’in üzerinde çıkıyor. Anketlerde AKP seçmeninin de en az yüzde 5’ler düzeyinde ‘hayır’ oyu verme eğiliminde görülmesi, sıkıntıyı daha da boyutlu hale getiriyor. l ANKARA ‘Sorun Erdoğan’dan büyük’ CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği teklifine karşı ‘hayır’ kampanyasını Erdoğan’a karşı değil, getirilmek istenen sisteme karşı yürüteceklerini ifade etti FATURA TARTIŞMASI ‘öBdirekyısembınilirı ’ Meclis Başkanlık Divanı üyelerinin harcamaları ile düzenleme yapılması tartışılırken, CHP’li Altay, CHP’li Türkmen’in faturasına bir çözüm bulacağını söyledi. TBMM Başkanlık Divanı Üyesi CHP’li Elif Doğan Türkmen’in 1 milyon 200 bin liralık haberleşme faturasının tartışılmasının ardından Meclis Başkanlığı yeni bir düzenlemeye gitme kararı aldı. TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Adıyaman ziyaretinde konuya ilişkin açıklama yaptı. Milletvekillerinin iletişim giderlerinin belli olduğunu söyleyen Aydın, her bir milletvekilinin iletişim giderlerinin 2 aylık tutarla sınırlı olduğunu kaydetti. Başkanlık Divanı üyeleri için böyle bir sınırın öngörülmediğini dile getiren Aydın, “Makul bir şekilde sınırlandırılması gerektiğini düşünenlerdenim. Bu konuyla ilgili hazırlık yapılıyor” dedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da Türkmen’in yaptığı harcamaların kabul edilebilir sınırların çok üstünde olduğunu kaydetti. Altay, “Ama Türkiye bir tasarrufa başlayacaksa, daha maliyeti bile kamuoyuyla paylaşılmayan Saray’dan başlaması lazım. Buradan Elif Hanım’ın harcamalarını kabul ediyoruz, makul buluyoruz anlamı çıkmasın. Kendisi de kendisine yakışan bir değerlendirme yapacaktır. Belki bir miktar ödeme yapabilir, bilemiyorum. Ama burada bir art niyet yok, rakamı bilseydi herhalde tedbirli olurdu” dedi. l ANKARA Yarkadaş: Bu rektörlere bilim insanı denemez CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “Bu bir seçim değil; referandum... Hangi partiye oy verirseniz verin ama bu kez ‘Hayır’ deyin” çağrısı yaptı. Rektörlerin ‘evet’ kampanyasına katılmasını da sert sözlerle eleştiren Yarkadaş, “Dünyanın hiçbir ülkesinde bu tavrı alanlara bilim insanı denmez” dedi. Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Şahverdi Köyü Derneği’nin İstanbul’da düzenlenen dayanışma yemeğine katılan Yarkadaş, Meclis’ten geçen anayasa taslağına herkesin hayır oyu vermesini istedi ve “Eğer bu anayasa taslağı referandum yapıldığında halkın onayından geçerse artık Erzincan’ın milletvekili olsa da önemli değil, olmasa da... Çünkü bütün bir yetkiyi parlamentodan, milletin temsilcilerinden alıp, tek bir kişiye ver mek istiyorlar. Bizim bu anayasa değişikliğine ve dolayısıyla rejim değişikliğine onay vermemiz mümkün değil. Şimdi birileri, ‘Acaba biz bu anayasa değişikliği ile önce rejimi değiştirir, ardından da Atatürk’ün resimini indirebilir miyiz?’in hesaplarını yapıyor. Şimdi buradan, bir ‘Hayır’ mesajı verelim. Hep birlikte ‘Hayır’ diyelim” dedi. Yarkadaş, yaptığı yazılı açıklamada ise referandum öncesinde sosyal medyada rektörlerin ‘evet’ kampanyası başlatmasına “Rektörlük seçimlerinin kaldırıldığı, bilimselliğin yok edildiği bir ülkede üniversite rektörlerinin siyasetin öznesi olması oldukça normal. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu tavrı alanlara bilim insanı denmez” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum sürecinde yapacakları kampanyanın şifrelerini açıkladı. Kılıçdaroğlu “Biz Erdoğan’a karşı kampanya yapmayacağız. Sorun Erdoğan’dan büyük” dedi. CHP’li Kılıçdaroğlu, Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine konuştu. Anayasa değişikliği referandumunda stratejilerinin Erdoğan karşıtlığı olmayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, referandumda evet çıkmasının Türkiye’de demokrasinin sonu olacağını, Merkel’in perşembe günü yapacağı Türkiye ziyaretinin ise geçmişte olduğu gibi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kendi politikalarına destek verdiği şeklinde algılanacağını dile getirdi. “Halkın yüzde 60 desteğini arkasına almış bir kişiye karşı nasıl kampanya yapmayı düşünüyorsunuz?” sorusuna “Biz Erdoğan’a karşı kampanya yapmayacağız. Erdoğan’ın geldiği noktayı bugün herkes görüyor. ‘Her alanda geriledik’ AKP ülkeyi yönettiğinden beri, neredeyse her alanda gerileme yaşadık. Batı dünyasından uzaklaştık ve içe kapandık. Erdoğan bu ülkeye daha ne yapabilir? Sorun Erdoğan’dan daha büyük. Anayasa Erdoğan’dan sonra da yürürlükte kalacak ve bu durumu yeniden düzeltmek zor olacak. Düzenleme geçecek olursa, bu Türkiye’de demokrasinin sonu olacaktır” yanıtı verdi. ‘Her partinin stili ayrı’ Kılıçdaroğlu, “Siz Kürt yanlısı HDP ile birlikte çalışmak istemiyorsunuz. Şayet Türkiye’de mesele bu denli önemliyse, niçin herkes kendi mücadelesini veriyor” sorusuna ise “Her partinin kendi taraftarlarına hitap etme stili, kendi dili vardır. Ancak mesaj aynı: Değişiklik Türkiye’de demokrasiye hizmet etmiyor” karşılığını verdi. l ANKARA/Cumhuriyet Cumhuriyet’in adına bile tahammül edemediler Sancaktepe’de bir alışveriş merkezi, üyelerine indirim kartı vermek için hazırladığı “üyelik formu”nda, gazetemizin adını daksille kapattı. ODA TV’nin haberine göre; Sancaktepe’de bulunan Metrogarden adlı alışveriş merkezinde tuhaf bir sansür olayı yaşandı. Alışveriş merkezi, müşterilerinden “Metrogarden card” adlı indirim kartı vermek için kişisel bilgilerin bulunduğu bir form doldurmalarını istedi. Kimlik bilgilerinin yer aldığı formdaki sorulardan biri de “Hangi gazeteleri takip ediyorsunuz?” şeklindeydi. Ancak neredeyse tüm gazetelerin isminin yer aldığı formda, sadece Cumhuriyet gazetesinin adının daksille kapatıldığı görüldü. Olayın peşine düşen bir müşteri, tüm formlarda aynı işlemin tekrarlandığını görünce, çalışanlara neden böyle yaptıklarını sordu. Aldığı cevap ise “Bilgimiz yok” oldu. CHP’nin gençlerinden aydınlık gelecek için ‘Hayır’ Karadeniz Bölgesi’ndeki 18 ilin CHP Gençlik Kolları Başkanları, referandum sürecindeki çalışmalar konusunda Amasya’da 272829 Ocak’ta toplantı yaptı. Toplantının sonuç bildigesini okuyan CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Yılmaz, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası 200 yıllık Meclis geleneğimiz lağvedilmiş, halkın egemenliği Saray’a teslim edilmiştir. Meclis’in vekilleri, Cumhuriyet için ‘pranga’ kelimesini kullanmaktan utanç duymamaktadır. Çözüm için, ekmek için, başka gelecek için ‘Hayır’da memleketimizi savunacağız” dedi. Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Terörü bu ülkenin gerçeği yapanlar, yaşıtlarımızın cenazelerine bizleri alıştıramayacaklar. Otobüste tekme yiyen, sokakta öldürülen, işyerinde ayrımcılığa uğrayan, mutfağında hayat pahalılığıyla mücadele eden; evlatlarının, eşlerinin, erkek arkadaşlarının şehit haberiyle hayatı karartılan tüm kadınlar mücadelemizin ön saflarındadır. Gençlerin öncülüğünde, tüm yurtsever yurttaşları ‘Hayır’ mücadelesini omuzlamaya çağırıyoruz” l MEHMET MENEKŞE AMASYA ‘Muhalif görülenler gerekçe yaratılıp tutuklanacak mı?’ CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, muhtarlar top Yıldırım’a özetle şu soruları yöneltti: “AKP hükümeti ile aynı görüşü lantısına katılmayan Beyoğlu Ke paylaşmayan ve muhalif olarak gö mer Hatun Mahallesi muhtarı Muh rülen vatandaşlar, bir takım gerek tar Hatice Bender’in tutuklanması çeler ile tutuklanacak mıdır? 1 Ey nı başbakan Binali Yıldırım’a sordu. lül 2014 29 Ocak 2017 tarihleri Tanrıkulu “AKP Hükümeti ile ay Sezgin Tanrıkulu arasında yıllar bazında Türkiye ge nı görüşü paylaşmayan ve muhalif nelinde illere göre toplam kaç ki olarak görülen vatandaşlar, bir takım ge şi ‘devlet büyüklerine hakaret’ suçlama rekçeler ile tutuklanacak mıdır?” dedi. sıyla tutuklanmıştır? Referandum için ‘Ha “Tutuklama, AKP hükümeti döneminde yır’ kampanyası yürüten vatandaşlara karşı ‘muhalif görülenlere” yönelik başlatılan ye linç girişiminin durdurulması için tarafınız ni bir tür cadı avı mıdır?” diyen Tanrıkulu, dan talimat verilecek midir?” l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle