25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 31 Ocak 2017 6 Türk’e yol işkencesi haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Bilgen ve Beştaş İki HDP’li vekile gözaltı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 68 Ekim Kobani olaylarına ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında geçen Cumartesi günü “Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan” gözaltına alınan HDP Kars Milletvekili ve parti sözcüsü Ayhan Bilgen ile HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, çıkarıldıkları Sulh Ceza Hâkimliği’nce adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. Savcılık, Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz ederek, Bilgen ve Beştaş’ın tutuklanmalarını istedi. İtirazı değerlendiren Sulh Ceza Hâkimliği, milletvekilleri Beştaş ve Bilgen hakkında tutuklanmalarına yönelik yakalama kararı verdi. Ayhan Bilgen ve Meral Danış Beştaş Diyarbakır’da gözaltına alındı. HDP Van Milletvekili Lezgin Botan da akşam saatlerinde gözaltına alındı. Botan çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı. Botan’ın gözaltına alındığını HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan Twitter hesabından duyurdu. Ayhan, “Van vekilimiz Lezgin Botan Van’da gözaltına alındı. Siyasal iktidar, referandum çalışmasını gözaltı ve tutuklama terörü ile tırmandırıyor” diye yazdı. l Yurt Haberleri HDP’li Yıldırım’ı mahkemede aldılar Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen KCK ana davasında, hakkında zorla getirilme kararı çıkartılan HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım, dün 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen tutuklu HDP Milletvekili İdris Baluken’in duruşmasını diğer milletvekilleri ile izlerken, duruşma salonuna gelen polisler tarafından dışarı davet edildi. Duruşma salonundan çıkan HDP’li Yıldırım’a polisler 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kendisi hakkında verdiği yakalama kararını tebliğ ederek gözaltına aldı. Gözaltına alınan Yıldırım, ifade vermesi için 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevkedildi.HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım, 2’inci Ağır Ceza Mahkemesinde alınan ifadesinin ardından serbest bırakıldı. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet Pir’e zorla getirme ve yurtdışı yasağı HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir hakkında 33 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın duruşması, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Avukat Baydemir, müvekkilinin duruşmaya katılamadığını belirterek, savunma için ek süre verilmesini istedi. Baydemir, “İddianamenin kabulüyle birlikte bu adli kontrol kararı ortadan kalkıyor. Ancak, denetimli serbestlik bürolarından zaman zaman yazıların gitmediğini biliyoruz. Heyetinizden talebimiz bugünkü ara kararla birlikte müvekkil hakkındaki adli kontrol kararlarının ortadan kalktığına dair müzekkerenin yazılmasını talep ediyoruz” dedi. Mahkeme, sanık Pir’in usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmediği için hakkında zorla getirilmesi için karar verirken, Pir’in şimdiye kadar savunma yapmaması nedeniyle hakkında yurtdışına çıkış yasağı kararı da verdi. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet Önce Silivri’ye, ardından da Elazığ’a gönderilen Ahmet Türk dün muayene için İstanbul’a getirilip aynı gün geri götürüldü Tutuklu eski DBP Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, muayene edilmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda getirildi. Yaklaşık yarım saat kurumda kalan Ahmet Türk daha sonra tekrar Elazığ’a götürülmek amacıyla yola çıkarıldı. HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Artık bu saçmalık son bulsun” dedi. Eski Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, Silivri Cezaevi’nden Elazığ Cezaevi’ne nakledilmiş, sağlık problemleri nedeniyle geçen hafta Elazığ Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Ahmet Türk, muayene için dün saat 11.00’de Elazığ’dan İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na getirildi. Buradaki muayenenin ardından Türk tekrar Elazığ Cezaevi’ne götürüldü. Kurumun vereceği rapor neticesinde Ahmet Türk’ün tahliye edilip edilmeyeceği netleşecek. ‘Saçmalık son bulmalı’ Öte yandan HDP milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık Adli Tıp Kurumu’na gelerek yetkililerle görüştü. Görüşmenin ardından Sırrı Süreyya Önder bir açıklama yaptı. Önder açıklamasında, “Talep ettiğimiz bir şefkat, merhamet falan değildir. Ağırlıklı olarak talebimiz adalettir. Salt Ahmet Ağabey için değil, bütün bu demokratik siyasetin gerçekliğine inanmış ve bunun gereğini yerine getiren başta belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz ve eşbaşkanlarımız olmak üzere tümü için adaletin bir an önce tecelli etmesi ve bu saçmalığın bir an önce son bulmasıdır dileğimiz. Bunların içinde tabii ki Ahmet Bey’in durumu özel bir önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı. Ahmet Türk başta olmak üzere bütün arkadaşlarının gasp edilen özgürlüklerinin bir an önce iade edilmesini talep ettiklerini belirten Önder, ‘Hayatını demokratik siyasete ve barışa adamış bir Kürt bilgesidir Ahmet Bey. Ona yapılanlar fazladan bir halka, bir halkın ortak yaşam ve barış umuduna hakaret etme niteliğindedir. Ve bu zemini ortadan kaldırma işlevinden başka bir şey görmez” dedi. Ahmet Türk’ün sağlık durumunu dışarıdayken de bildiklerinin altını çizen Önder, “Sağlığı özellikle böbrekleri ve kalbi ve yaşı itibarıyla sıkıntılı bir ağabeyimiz. Raporun maksimum 45 gün içerisinde çıkacağını söylediler” dedi. Daha sonra CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Adli Tıp Kurumu’nun önüne gelerek diğer milletvekilleriyle görüştü. Ahmet Türk’ün durumu ile ilgili bilgi aldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ahmet Türk’ün sıkı korumalar altında hastaneye götürülmesine milletvekileri sert tepki göstermişti. Baro başkanlarından avukat Timtik için özgürlük çağrısı Müvekkilinin taziye yemeğinde gözaltına alınıp tutuklanan Timtik için kampanya KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), 15 Aralık’ta Kıraç Cemevi’nde bir müvekkilinin taziye yemeğinde gözaltına alınan, gözaltında şiddet gören ve 21 Aralık’ta tutuklanan avukat Barkın Timtik’in serbest bırakılması için başlattığı kampanyayı sürdürüyor. Çağlayan Adliyesi önünde “Adalet Nöbeti” tutuldu ve çeşitli basın açıklamalarıyla Timtik’in serbest bırakılması için Adana, Antalya ve Ankara baro başkanlarının desteğiyle bir video hazırlandı. Baro başkanları, Timtik’in gözaltı ve tutuklanması sürecinde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekerek, bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Küçük: İşkenceyi kabul etmiyoruz Kampanyaya destek veren Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, videodaki mesajında, “Meslektaşımız Barkın Timtik, 15 Aralık 2016 Kıraç cemevinde müvekkilinin taziye yemeğinde gözaltına alındı. Gözaltına alındığı süre içinde, 5 gün boyunca avukatıyla bile görüştürülmedi ve diğer gözaltına alındığı müvekkilleriyle birlikte polis şiddetine, plastik mermiye ve de hukuksuz saldırılara maruz kaldı. Devamında da tutuklandı. Meslektaşımıza yapılan bu işkenceyi, kötü muameleyi kabul etmiyoruz” dedi. Barkın Timtik, 15 Aralık 2016 günü Kıraç Cemevi’nde gözaltına alındı. 5 gün boyunca avukatlarıyla görüştürülmedi. Canduran: Kınıyoruz Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, “Avukatların en önemli görevi işkenceye karşı önlem almak, işkenceyi ortadan kaldırmakken ne yazık ki Barkın kardeşim işkenceyle karşılaşıp bir avukatın uğrayacağı en son muameleye maruz kaldı. Şiddetle kınıyoruz. Bütün dünyada Türkiye’de işkenceyi önlemek için elimizden geldiği kadar çabalarken avukatların işkenceye maruz kalmasına kesinlikle ve sonuna kadar hayır diyoruz” dedi. Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, “Meslektaşımız avukat Barkın Timtik’e sistematik olarak işkence yapılmış, tutuklanmış ve şimdi de bildi ğimiz kadarıyla İzmir’e sürgün edilmiştir. Barkın Timtik’ten yola çıkarak hukukun üstünlüğü ve insan hakları mücadelesi yapan bütün meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Çıtırık: Hukuka aykırı tutuklamalar Adana Barosu’nun eski başkanı avukat Mengücek Gazi Çıtırık ise mesajında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de haksız gözaltılar, hukuka aykırı tutuklamalar devam ediyor. Ve bunlara meslektaşlarımız içinden Barkın Timtik’in de eklenmesiyle birlikte daha da üzüntülüyüz. Barkın Timtik’in tu tuklanması CMK’de düzenlenmiş olan tutuklamaya ilişkin düzenlemelerin hiçbirine oturtulamamaktadır. Aynı zamanda hakkındaki iddia ile tutuklandığı yer arasında da zaten bir bağlantı bulunamamaktadır. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda son derece haksız ve hukuka aykırı bir tutuklanmanın içinden geçmektedir arkadaşımız. Bir an önce Barkın Timtik’e özgürlük diyoruz.” Ünsal: Baskı başka aşamaya geçti Gazetemize konuşan avukat Aytaç Ünsal ise “Barkın Timtik 5 gün boyunca işkence gördü. Polis merkezinde diğer müvekkilleriyle birlikte sıraya dizilerek üzerlerine plastik mermiyle ateş edildi. Ankara Barosu Avukat ve İnsan Hakları Merkezleri, Adana Barosu yaşananlarla ilgili suç duyurusunda bulundu. Bu süreçte başvurularımızın hiçbiri hukuki olarak değerlendirilmedi. Timtik’in özgürlüğüne kavuşması için Çağlayan Adliyesi önünde ‘Adalet Nöbeti’ başlattık ve çeşitli açıklamalar etkinlikler düzenledik. Arkadaşımızın bir an önce serbest bırakılmasını ve özgürlüğüne kavuşmasını talep ediyoruz. Cumhuriyet gazetesinin avukatları, ÖHD ve MHD’den tutuklu avukatların bir an önce serbest bırakılmasını bekliyoruz” diye konuştu. HDP MİLLETVEKİLİ HÜDA KAYA: Bu yaşananları 28 Şubat’ta yaşamadım Gözaltına alınıp adli kontrol şar dini dindar, İslam dünyasının halifesi diye id tıyla serbest bırakılan dia eden ama toplumsal HDP Milletvekili Hü ahlaki bir çöküntünün da Kaya, bu yaşanan de mimarları olan bu ik ları 28 Şubat dönemin tidar sürecinde benim de yaşamadığını söyle odama terörle mücadele di. Dihaber’e konuşan ekipleri başörtümü tak Kaya, “28 Şubat bizim mama fırsat tanımadan için çok zor bir süreç taciz ettiler” diye konuş ti. O günün ağır şartla Hüda Kaya tu. Dindarların yaşa rında bile evimizi de nanlardan rahatsız oldu falarca basan terörle mücadele ğunu söyleyen Kaya, “Yüzde 50 ekipleri biz giyinmeden odamı dedikleri bir gerçeğin olduğu za girmezdiler. Başörtümü tak nu artık düşünmüyorum. Yapı mama izin verdiler. Giyinmeme lan her zulme karşı da bu sesler izin verdiler. Ancak bu sefer gö yükselecektir” dedi. zaltına alındığımda odama taciz Boykot çağrılarını eleşti ederek mahremiyet alanıma gir ren Kaya, sözlerini şöyle sür diler. Giyinmeme bile izin ver dürdü: “Sandığa gitmemek mediler. Türkiye şu anda ken ‘Evet’ten daha vahimdir.” HDP’Lİ İDRİS BALUKEN SERBEST ‘3 AYDIR AĞIR TECRİT ALTINDA YAŞIYORUM’ HDP’ye yönelik operasyon tecrit koşullarında tutuluyorum. Bu tecritte so da 4 Kasım’da gözaltı rumluluğu olanlar tarih na alınan ve tutuklanan önünde hesabını vere HDP Diyarbakır Mil cektir. Tutuklama ile ya letvekili ve İmralı He sama görevim engellen yeti üyesi İdris Balu miştir” dedi. ken, DTK toplantıların Cezaevi önünde da yaptığı konuşma ve HDP’liler tarafından çi katıldığı etkinlikler ge çeklerle karşılanan Balu rekçe gösterilerek ağırlaştırılmış müebbet ve İdris Baluken ken, tahliye kararlarına sevinemediklerini söy 18 yıla kadar hapis istemiyle açı ledi. Baluken, “Bugün benim dı lan davada dün hâkim karşısına şarı çıkmam değil, Selahattin çıktı. Baluken, davaya Kandıra Demirtaş’ın içeride olması ha Cezaevi’nden SEGBİS yoluyla ka berdir. İçerde gazeteciler var, tılarak savunma yaptı. Kararını sanatçılar var, hasta tutsaklar açıklayan mahkeme, Baluken’in var. Bu ayıp devam ettiği süre adli kontrol kararı ile tahliyesine ce, biz bu şekildeki tahliyelerle karar verdi. Baluken, mahkeme sevinecek bir ruh halini bile ya de verdiği ifadede, “3 aydır ağır şamakta zorlanıyoruz” dedi. ‘Koalisyonlar kötüydü’ diyen Reisçilere bir çift sözüm var Bu ne nefret!? 14 yıldır iktidardalar ve neredeyse 14 yıldır bize “Koalisyonlar çok kötü, Allah ülkeye bir daha koalisyonlu hükümetler nasip etmesin” deyip duruyorlar. Ve reislik rejimi beklentisini de “Artık koalisyon dönemini ebediyen kapatıyoruz” diye tanıtıyorlar. Koalisyonlar niye kötü olsun? Eğer bazı aklıevvel, siyasal ve demokratik kültür olarak geri ve koalisyonları ülke yararına bir uzlaşı temelinde yürütmeyi becerememiş bazı partiler ve siyasi liderler çıktıysa bu ülkeden, suçu niye koalisyonlara yıkalım? Yeminli Reisçilerin, ekranlarda ve yazılarında sık dile getirdikleri koalisyon mu, aman aman nesini savunabiliyorsun biçimindeki, bazen terbiyesizliğe bile varabilen bilinçsiz bilgisiz kasıtlı saldırıları, salt Reisçiliklerindendir. Bize tek adam rejimini dayatmanın payandası.. Buna bağlı olarak, bazen yılda bir hükümet kurulduğunu da anımsatıyorlar. Evet geçmişte, dediğim gibi, uzlaşıyı değil dayatmayı öne çeken liderlerden kötü hikâyeler var. Ama bu var diye, tüm ülkeyi, tüm hayatımızı, tüm yasayıanayasayı, hiç uzlaşısız, sıfır demokratik, tam bir dayatma biçiminde, 14 yıllık politikkültürel, sosyal müktesebatı ayan beyan ortada bir kişiye teslim etmenin gerekçesi olabilir mi? Nerede görülmüş böyle bir şey! Ayrıca, koalisyonları kötüleyenlere karşı, koalisyonların nimetlerini sayıp dökmenin tam zamanıdır: Koalisyonun nimetleri 1) Koalisyonlar, tek adamın, tek partinin kitlesine değil, geniş bir seçmen tabanına dayanır. Bu bakımdan, halkın temsiliyeti bakımından geniş bir demokratiklik içerir. 2) Koalisyonlar, ülkeyi bugünkü gibi bölmez, siyasi nifaklar sokuşturarak, birbirini boğazlayacak seçmen kitlesi yaratmaz. Oysa tek parti iktidarı, sürekli iktidarda kalmak için, bugün net görüldüğü gibi, yoğun kamplaşma ve ülkeyi parçalara ayırma yoluna rahatça gidebilir. 3) Koalisyonlar, yasalara ve anayasaya daha uygun davranır. Ortaklar birbirlerini bu konuda denetlerler. Yargı da daha rahat görevini yapar, tek adama bağlı olmaz. 4) Koalisyonlar, kamplaştırıcı Milliyetçi Cephe hükümetleri dışında, siyasal demokratik ortamlarda hareket etmiştir. 5) Hiçbir koalisyon döneminde, 2010’dan sonra olduğu gibi, yüzlerce gazeteci içeri tıkılmamıştır. 6) Hiçbir koalisyon döneminde, ülke bu kadar kaotik, terör dolu olmamış, ordusuna kumpas kurulmamış; anayasayı delik deşik eden, kendi iktidarını ebedileştirmek için anayasa değişikliklerine gidilmemiştir. 7) Hiçbir partide, hiçbir koalisyonda, bir tek adam, partisinden tüm biat etmeyenleri, biraz farklı görüş savunan herkesi temizleyerek, eleyerek, saf ve bütünleşik bir koyu lider partisi yaratmaya gitmemiştir. Bu kadar uzun süren tek parti iktidarında bir lider, sandığa dayanarak zerre demokratik olmayan bir lider partisi yaratmıştır. Bu fırsatı, bu kadar uzun süren iktidar süreci sayesinde yakalamıştır. 8) Özetle, uzun süren iktidarlar, bizim gibi her türlü kültürel yoksunluk içindeki ülkelerde, dikta ve her şeye hükmetme eğilimlerini zirveye çıkartmaktadır. Mesela Almanya’da Merkel de 11 yıldır iktidardadır, yeniden seçilme şansı vardır, ama siyasal kültür ve zemin, toplum, ona otoriter rejim yolunu açmamıştır. 9) Bir konu daha var ki, onu da yazacağım. Koalisyonlar döneminde ekonomi daha mı kötüydü? OKUR NOTU: Bir süredir Türkiye’nin teknolojide daha fazla hamle yapması, sanayi üretimini teknoloji üzerinden yapması gereğini belirtiyorsunuz. Bunu kendiniz veya ülkenin idealleri olarak arzuladığınızı düşünüyorum. Çünkü açıklanan eğitim raporlarına bakınca genel olarak bu kadar yetersiz bir eğitime ve bu kadar düşük öğrenmegelişme motivasyonuna sahip olan bir ülkenin, teknolojik atılım yapması imkânsız. Tabii ki çeşitli münferit başarı öyküleri doğabilir, ama ülke olarak bu hamleyi istikrarlı hale getirmek için eğitim mutlaka ileri gitmelidir. Veya bizim durumumuz budur diye kabullenip ideallerimizi buna uygun hale getirmemiz yerinde olur... Yazılarınızı zevkle okuyorum ve aynı biçimde Herkese Bilim Teknoloji dergisinin takipçisiyim. Prof. Dr. Ömer Aydemir Manisa Celal Bayar Üni. Psikiyatri A.D. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle